![]() |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Fecr abi, öncelikle hayırlı olsun, medineweb haftanın misafiri bölümümüz açıldığından beri tanımak istediğimiz değerli bir abimizsiniz.Siz kendinizi tanıtmadan hemen bir soru sorayım. Sitemizde Kur'an-ı Kerim çalışmaları,kavram çalışmaları , soru cevap bölümüne yoğun katkılarınız var.Bu kadar birikim neyin ürünü ola ki?Kısacası nerelerden eğitim aldınız? devam ederiz inşallah.. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz konukluğunuz hayırlı olsun Fecr abi... zevkle cevaplayacağınızı umduğum sorularımı sormaya başlayım izninizle...:) insanlarla iletişiminiz nasıldır? güler yüzlü müsünüz? ağlar mısınız? ağlarsanız neden? hiç unutamadığınız en kötü gününüz? hiç unutamadığınız en mutlu gününüz? mutluluk sizin için ne ifade ediyor? kimler için nelerden vazgeçersiniz taviz verirsiniz? hayat felsefeniz nedir? iki yolunuz var birincisi kariyer ikincisi aşk ?hangisini seçerdiniz? yaptığınız en büyük çılgınlık? Hayatı Bir resimle anlatmanız istenseydi Ne cizerdiniz ? Hiç gün batımını izlediniz mi? Her güneşin batışında ömrünüzden bir günün gidişi sizi üzüyor mu? Hayatta en cok kıymet verdiğiniz? bi şeyle uğraşmaktan ne zaman vazgeçersiniz? size göre sevgi size göre macera size göre hayal size göre kardes size göre dost size göre aile size göre eş size göre hayat.. size göre insan size göre özlem sizegöre hasret size göre beklemek size göre gitmek size göre mutluluk size göre endişe size göre özgürlük bi gün herşeyi bırakıp kaçmak isteseniz nereye gidersiniz? (-) ler (+) ları hep götürür mü? sonuna kadar dayanır mısınız yoksa hemen mi pes edersiniz? ölmeden önce yapmam gerek dediğiniz bişe var mı? ne tarz müzikler dinlersiniz? forumda sizi en mutlu eden olay? forumda sizi en çok üzen olay? hayat size ne öğretti? hayatınızda illa yapın dediğin bişe var mı bize? son olarak KuM TaNeSİ? kolay gelsin...:) |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Allah'ın selamı üzerinize olsun Haftanın editörler ve yöneticiler bu hafta bizi misafir/kurban seçmişler ne diyelim:) Kendimi kısaca tanıtacak olursam; İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi D.T.C.Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum.Ama Arapça'yı bildiğimi iddia etmiyorum.Türkiyede dil eğitiminde hele Arapça konusunda okullarda güzel bir eğitim verilmediğini biliyorum.Buna İlahiyat Fakülteleri de dahil.Şu anda ticaretle uğraşıyorum. Evliyim,4 tane kızım var.İlgi alanım Kur'an ve tefsir.Bu konularda çalışmalar yapmayı severim. Bu kadar özel bilgi yeter herhalde. Sorular daha çok Kur'an ile olursa cevaplamaya elimden geldiğince çalışırım inş. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz sizi tanımak ne güzel abim..:) 4 tane kız çocuğu...maşaallah...zor bir yükümlülüğü olsa gerek.. ama cenneti garantilemişsiniz ne diyeyim:P:)) kuran ve tefsir konularına olan ilginizi forumda zaten herkes biliyor..Rabbim muvaffak etsin abim..selametle... |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Fecr Abi Hayırlı olsun sizin sayenizde Kuran'i kavramlara bakış açımız değişti.Foruma geldiğim günden beri Hep dikkatimi sizin konular çekmiştir.Ve kendinize ait olan Blog sitenizide takip etmekteyim aynı zamanda İslami düşünceyide takip ediyorum. Kurannesli'ndeki çalışmalarınızda nasıl bir yöntem izlemektesiniz? Tefsir olarak bizlere önerebileceğin? Mustafa islamoğlu hocamız hakkında düşünceleriniz? Ahmed Kalkan Abimiz Hakkında düşünceleriniz? Tarikat ve Cemaatsel yapılanmalardaki eksikler? Kurandan uzaklaşmışlığımızın ana sebepleri? Bizlere Kendi çapımızda nasıl bir metod uygulamamızı tavsiye edersiniz? Kuran'i bir hayatın yaşanmasının önündeki engeller nelerdir? |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz hayırlı olsun haftanın misafiri bana soru kalmamış (ztn soru sormayı pek sevmem) :) forumdakı paylaşımlarınızı beğenıyorum sizin gibi ilim sahıbı insanlara ihtiyacımız var ilim deryanızdan damların devamını dilerim en güzel yere emanetsiniz . |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz bencede sormayın çünkü şuanda fecr abim benim sorularımı yanıtlamakla meşgul ..garibim...:( bir saat falan sürer herhalde...gülümseyen000 |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
|
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
sorulara verdiğiniz güzel cevaplardan ötürü teşekkür ederim.. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz KONUKLUĞUNUZ HAYIRLI OLSUN |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz [/b] Alıntı:
Bu konuda forumda bir soru sorulmuştu,orda cevap verdiğimi hatırlıyorum. Çalışmalarımda en büyük yardımcım Hayran 2.3 adlı program.Bu programda mücemül müfehres var.Araştırdığım konuyu fihristlerden veya mealerden değil mü'cemül müfehres adlı programdaki arapçasından faydalanıyorum.Meal ve fihristlerden araştırmada bazı yanlışlıklar olabiliyor.Bu yüzden orijinalinden faydalanıyorum. Tefsir olarak bizlere önerebileceğin? Tek bir tefsir önermek hata olur.Olur ki o tefsirdeki hataları da doğru kabul etmek zorunda kalırız. Tefsir olarak; Fizilalil Kur'an-Seyyid Kutup Tefhimul Kur'an-Mevdudi Elmalı Tefsiri Rivayet Tefsiri olarak da İbni Kesirin tefsirine yeri geldiğinde göz atılabilir.İbni Kesir rivayet tefsiri olduğu için israilayat rivayetleri de mevcut.Okurken dikkat etmeli Ali Küçük'ün Besairul Kur'an da güzel tefsir.Halkın anlayabileceği yani konuşma dili kullanılmış. Bakış açılarımızın gelişmesi için İhsan Eliaçık'ın meal ve tefsirinden faydalanılır. Ayrıca Mustafa İslamoğlunun meali/tefsiri de faydalı Mustafa islamoğlu hocamız hakkında düşünceleriniz? 15-20 yılını Kur'ana adamış bir kişiye hakkında Allah razı olsun demekten başka ne yapabiliriz.Allah emeklerini zayi etmesin.Burdan şu anlaşılsın ki Mustafa İslamoğlu hatasızdır.Her insan gibi o da hata edebilir.10-15 yıl önceki bazı söylemlerimdeki netliği bugün göremediğimiz konuları da vardır.Ama Mustafa İslamoğlu bir anda harcanması hatta bazıları tarafından tekfir edilmesi de hoş karşılanacak bir durum değildir. Ahmed Kalkan Abimiz Hakkında düşünceleriniz? Allah razı olsun.Kavramlar konusunda çok güzel çalışmaları var. Tarikat ve Cemaatsel yapılanmalardaki eksikler? Eksiklikler tarikattan tarikata,cemaatten cemaatlere göre değişiklik arzetmektedir.Ama ortak eksikliğin şeyhcilik,hocacılık,lidercilik anlayışlarını aşamamaları diyebiliriz. Kurandan uzaklaşmışlığımızın ana sebepleri? Sebeb çok ama bir bölgeye/cemaate/topluma olan eksiklik herkesi kapsamayabilir. Genel olarak eksiklikler için şunları söyleyebilmek mümkündür herhalde: -Atalardan kalan anlayış -Cehalet -Hizip anlayışları -Yöneticilerin uygulamaları -Kur'an anlaşılmaz anlayışı -Bel'am tipli alimler/aydınlar/yazarlar/liderler -Okumama hastalığı -Taassup vs.vs Bizlere Kendi çapımızda nasıl bir metod uygulamamızı tavsiye edersiniz? Halktan kopuk bir metod uygulamayın derim.Halkla,çevrenizle Kur'an dersleri yapın. Kuran'i bir hayatın yaşanmasının önündeki engeller nelerdir? -İnsanın kendisi -Çevresi -İdareciler -Kendini alim sınıfından kabul eden,her sözünün doğru olduğunu,kendilerini müstagni gören kimseler |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz ALLAH Razı olsun abi cevaplarınız için. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz 1-islami sorumluluk bilincimizi geliştirmek için sıra ile atılması gereken adımlar nelerdir? Sanırım İslami sorumluluk bilincinden kastettiğin takva kavramıdır. Takvanın 3 basamağından bahsedilir; 1. Basamak: Allah'ı inkar etmekten ve ona ortak koşmaktan sakınmak yani iman etmektir.Başka bir tanımlama ile şirkten takva,korunma 2. Basamak: Allah'ın yasaklarına uyup, emrettiği ibadetleri yerine getirmek.Buna masiyetten takva,korunma 3. Basamak: Kulun bütün varlığı ile Allah'a yönelip, kalbini, zihnini, davranışlarını yalnız O' na tahsis edip, haram olur korkusu ile mübah sayılan ( sevap ve günah kapsamına girmeyen davranışlar ) davranışları bile terk ederek korunmak.Bu basamağa masivadan takva yani kalbini, Hak’tan alıkoyan her şeyden uzak tutmak da denilir. Bu basamaklar islami sorumluluk bilincin temel taşlarıdır. 2-vahyin hayata taşınması için önceliklerimizi nasıl belirlemeliyiz? Öncelikleri belirmeden önce kendimizin vahye karşı hangi konumda olduğumuzn tesbiti gereklidir.Konuma göre öncelikler değişir.Nasıl ki Mekke konumun önceliği farklı ise Medine döneminin önceliği de farklıdır.Vahye karşı konumu tesbit içinse vahiyle ne kadar tanışıklıyız,ya da vahiy hayatımızda ne kadar öncelikli onu kendimize sormamız lazım.Vahiy bizde öncelikli olarak güzel ahlakı tesis etmiyorsa ortada sorun var demektir.Ayrıca vahyi okuyup öğrenmemiz lazım ki o vahiyden sorumlu tutulalım.Okuyup anlamadan veya anlamaya çalışmadan vahiyin ne dediğinden çok "Falanca ne demiş"lerle hayatımızı sürdürürüz.Böylelikle falancalar adına,falancaların anladığı şekilde yaşamaya çalışırız.Allah Rasulu Veda Haccında bizlere bu kitaba emanet,miras bırakmış ama bizler bu mirasa,emanete sahip çıkmamışız.Bugün için insanlara maddi bir miras düştüğünde hemen o mirası elde etmek için günlerini,gecelerini vererek o mirası elde etmek için uğraşırlar.Ama en büyük ve cenneti kazandıracak mirasın kapağını veya içinde ne bahsedildiğini öğrenmek için açmaktan bile kaçınıyoruz. Önceliğimiz bu mirasa sahip çıkmamız ve içindekilerini bilmemizdir. 3-vahiyle yol bulmak yürümek doğrulmak nasıl olamalı? Vahiyle yol bulmak için Peygamberin metodu çok önemlidir.Peygamberi yoksayan bir metodla ne yol bulunur,ne yürünür ne doğrulunur. Mekke dönemi ayet ve surelerini iyi tahlil etmeli ve kıraat-ikra,tertil ve tilavet ilişkisini yani üçlü saçayağını iyi yerleştirmek gerekir ---------diğer soruların cevabına daha sonra inş.------------ |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz 4-toplumsal yozlaşmanın en temel sebebleri nelerdir? Yozlaşmanın bir çok çeşidi mevcuttur. -Ahlaki yozlaşma -Dini yozlaşma -Ameli yozlaşma -Siyasi yozlaşma -Ailevi yozlaşma -Ekonomik yozlaşma -Düşüncesel bazda yozlaşma vs hayatın her bölümünde bir yozlaşmadan söz edebilir.Dolayısıyla bu yozlaşmaların hepsi ortaklaşa toplumsal yozşalmayı oluşturuyor. Bu yozlaşmaşların temel sebeblerinden bazıları şunlardır. -İnsanın kendisi -Çevresi,ailesi,arkadaşları -İdareciler -Tv.gazete gibi görsel ve yazınsal basın Hele ki idarecilerin insanlara kendi ideolojilerini dayatmaları toplumsal yozlaşmanın çoğalmasına en büyük etkiyi yapmaktadır 5-peygamber zamanında olmayan fırkalaşmaların sonradan oluşma sürecini başlatan ana sebebler nelerdir? -İnsanların dünyaya olan hırsı -İnsanların iktidar hırsı -Rasulullah'ın vefatından sonraki hilafet konusu -Ehli Kitaptan veya diğer ideolojilerden İslamı seçen kimselerin tam olarak İslama teslim olamayıp,eski düşüncelerini İslamın içerisine sokma çabaları -Müslümanlar arasındaki ahlaki ve ameli zaafiyetlere kılıflar bulma çabaları -Hilafetten saltanata geçiş süreci 6-kur'an'ın hayatın merkezine alınması ve yaşamın ana kaynağı olarak yaşanılabilir bir duruma getirmek için önceliklerimiz/adımlarımız ne olmalıdır? Öncelik insanın kendinden başlıyor.Çünkü bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirme buyuruyor Allah. Adımı Kur'an'a doğru önce kendimiz atacağız.Biz Kur'an'a bir adım yaklaşırsak o bize on adım yaklaşır,kapılarını açar.Yeter ki biz kendimizi merkez değil de Kur'an'ı merkez edinelim. Şunu da göz önünde tutmakta fayda vardır:Bugün aslında Müslümanların teorik olarak eksikliğinden daha çok ameli ve samimiyet eksikliği vardır.Sahabenin Kur'an'a bakışı,on ayet okuyup hayata aktardıktan sonra diğer on ayete geçermişti.Bugünün insanları ise on ayeti değil yüz ayeti okuyor ama ameli anlamda icraat yok.Ameli sıkıntı aşılırsa çözüm de adımlar da kendiğinden atılır diye düşünüyorum. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Değerli Abim; Soruların ve Cevapların hayırlara vesile olması dileği ile.. Birkaç soru yöneltmek istiyorum sana ... 1: Kul hakkı Hurafesi , Kültleştirilen kul hakkı meselesi ve hurafeleştirilen ''İki Elim Yakanda'' konusu hakkındaki görüş ve düşünceleriniz nelerdir ? 2: Türkiye toplumuna baktığınızda ; İslami alanda pek çok kavram kargaşası yaşanıyor; sizce düzeltilmesi gereken kavramlar konusunda önceliklerimiz neler olmalıdır ? 3: Sizce selefiler ve tasavvufçular arasında tespit ettiğiniz en önemli farklar nelerdir ? Bunlar toplumumuza nasıl lanse ediliyor ? Toplumu bu ikilemden kurtarıp doğru bir algıya oturtmak için başlangıç noktası neresi olmalıdır ? Ve sonraki adımları hangi yönde atmalıyız ? 4: Bize çalışan bir müslüman ve olarak 24 saatinizi nasıl değerlendirdiğinizden, ve araştırmalarınızda kullandığnız başucu kaynaklarınızdan bahsedebilir misiniz biraz.... 5: Hiç tanımadığınız bir insana tebliğ görevinizi yerine getireceksiniz, nereden başlar, nasıl bir yol/yöntem izlersiniz kalbini islama açmasını ve farkı fark etmesini sağlayabilmek için ? En Kalbi Teşekkürlerimle... |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz 1: Kul hakkı Hurafesi , Kültleştirilen kul hakkı meselesi ve hurafeleştirilen ''İki Elim Yakanda'' konusu hakkındaki görüş ve düşünceleriniz nelerdir ? Bu konu baktığımız açıya göre cevap farklılaşılabilir.Kul hakkı tabiri Kur'an'da somut bir ifade/kavram olarak geçmez.Ama ayetlerin satır aralarında geçer.İşte bu satır aralarını kavrayamazsak yeri geldiğinde insanların karşısına kalkan olarak da kullanılabilmektedir.Mesela;Musab B.Ümeyr İslamı seçitiği zaman annesi onu dininden vazgeçirmek için çok uğraştı,bir çok alternatifler sundu,maddi zenginliğini kalkan olarak kullandı.Ama Musab B.Ümeyr ise annesinin tekliflerini kabul etmedi yani inancından taviz vermedi.Bunun üzerine Musab'ın annesi kendince son kozunu da kullandı.Bu koz da analık hakkı idi.Yani "Eğer dininden dönmezsen,eki Mus'ab olmazsan sana analık hakkımı etmem " dedi.Ama Musab B.Ümeyr(Allah ondan razı olsun) inancından vazgeçmedi,evini terketti.Burda şu ortaya çıkıyor kul hakkı konusunda belirleyici olan nedir? Allah'ın insanlara gönderdiği ayetler,inanan insanlara görevler/vazifeler verir.Allahın verdiği görevlere baktığımız zaman;insanın iki temel görevi vardır: 1-İnsanın/kulun Allaha karşı görevleri 2-İnsanın yaratılmışlara karşı görevleri Allah'a karşı görevlerini ayetlerde açık olarak bulabiliriz:İman,ibadet ve muamelat Yaratılmışlardan olan insanlara karşı görevleri"kul hakları" olarak isimlendirilir. Allah hesapta, kulların kullar üzerindeki hak taleplerinde, tövbe kapısını kapatır. Kulların kullara karşı yaptığı hak gasplarında, insanın tevbesi Allah'a değil, hakkını gasbettiği insana, doğaya, hayvanlara karşıdır. O nedenle klasik kültürümüz insanlar arasında sürekli helalleşmeyi öne çıkarmıştır. Musab B.Ümeyr'e annesi İslamdan dönmezsen "analık hakkını helal etmem" demişti.Bu durum nasıl olacak? Hak talebi doğru olması gerekir.. Allah gönderdiği din ile, kulların kullar üzerindeki hakları belirler İnsanlar kendilerine göre insanlar üzerinde benim hakkım var diyemez. bu konuda hakları belirleyici makam Allah'tır... Zaten din onun için gönderilmektedir. Ben kendime göre senin üzerinde şu haklarım var diyebilirim.Bunu demem yeterli değildir. Hakkımın delinini beyan etmem gerekir. Allah'a göre hakkın delilini ancak Allah kendisi vahiyle bildirir. Vahiy dışında insanların örfen, aklen, vicdanen belirlediği tüm haklar Allah katında geçersizdir biz müslümanlar bu konularda bilinçli olmak zorundayız. öyle her kafadan hak belirleyici olacak olsaydı, peygamberin, vahyin ne işi vardı dünyada... resüllerin seçilip insanlara gönderilmesi, onlarla vahiy gönderilmesi, Allah ile kul, kul ile kullar, kul ile yaratılmışlar arasındaki hakların yaratıcı tarafından belirlenmesi içindir. zaten din budur. din, hakların ve sorumlulukların tesbitinden ibarettir. Bu tesbitleri ve belirlemeleri yapma yetkili sadece Allah'tadır. zira Allah'ın ilahlık kavramı budur. Her kim Allah'tan başka ilah yoktur ifadesine inanıyorsa, haklarımı ve sorumluluklarımı ben veya insanlar değil, sadece Allah belirler diye inanır. .................................................. .....................diye inanıyordur. .................................................. .....................diye inanmalıdır. .................................................. .......................diye inanacaktır aksi halde dini inancında sıkıntı vardır. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz 2: Türkiye toplumuna baktığınızda ; İslami alanda pek çok kavram kargaşası yaşanıyor; sizce düzeltilmesi gereken kavramlar konusunda önceliklerimiz neler olmalıdır ? Muhammed Kutup'un bu konuda bir kitabı vardı:"Düzeltilmesi Gereken Kavramlar" O kitab şu kavramları ortaya koyuyordu: -Lailaheillallah kavramı -İbadet Kavramı -Kaza ve Kader Kavramı -Dünya ve Ahiret kavramı Bu kavramlara ilave olarak şunları eklemek de mümkün: -Zikir kavramı -Takva kavramı -Müslüman kavramı Kavramlara verdiğimiz/yüklediğimiz anlamlar çok önemlidir.Belki de insanların bir çoğunun islamı,Kur'anı anlayamamasının veya yanlış anlamasının sebeblerinden biri de kavramların doğru anlaşılmamasıdır.Kavrama Kur'an'ın yüklediği anlam ve Rasulullah'ın yüklediği anlam,Asrı Saadetten günümüze kadar anlam kaymış,kavrama yeni anlamlar yüklenmiştir.Mesela;ne Kur'an'da ne de Rasulullah zamanında zikir kavramına yüklenen anlam ile bugün zikir denilince anlaşılan arasında dağlar kadar fark vardır. Yine Tevhid kavramı olan lailahe illallah kavramı da zamanla dejenere edilmiş kavramlardan birisdir.Allah Rasulu zamanında Lailaheillallah kelimesini söyleyen kimse,dediğinde hayatında nelerin değişeceği bilincinde idi.Hz.Peygamber a.s Ebu Cehil gibi kimselere bu sözü söylemesini istediğinde onlar "Sen bizden çok şey istedin" demişlerdi.Çünkü dedikleri anda hayatlarının değişmesi gerektiğini ve statukolarının altüst olacağını biliyorlardı. Bugün insanların ağzında sakız gibi dolaşmaktadır Lailaheillah sözü.Hem bu sözü söylemeye devam ederler,bir taraftanda da hayatlarındaki yamukluklarına devam ederler.Tevhid sözü amellerine etki yapmamaktadır maalesef. Kavramlarımızı kendi kafamızda netleştirmemiz gerekmektedir |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Hayırlı olsun hocam sizi yormama adına 2 soru soracağım sadece. 1-Kuranı ele alırken, onun akidevi/mistik/hukuki/siyasi yönlerinden (din içinde geçerli bu) birini baz alarak bütüncül kısmını bir tarafa bırakıp sadece bu yönler ile ilgili formülasyon içerdiği fikriyle hareket eden müellif/müfessir vs. olduğunu görüyoruz böyle davranış sergilemenin menfi yönleri nelerdir?Ne gibi zararlar doğurur? 2-Kuranda dikkat edildiğinde, namazın geçtiği bütün ayetlerde zekat/infak konusuda vardır... Bu iki durumu ayırıp yani zekat vermeyip namaz kılan /namaz kılmayıp zekat veren inhisarcı anlayışlar hakkında ne düşünüyorsunuz?İşin içinde bir garabet yok mu? |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Abim size tek bir sorum olacak Rabıta Kurana göre Şirkmidir değilmidir. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz 3: Sizce selefiler ve tasavvufçular arasında tespit ettiğiniz en önemli farklar nelerdir ? Bunlar toplumumuza nasıl lanse ediliyor ? Toplumu bu ikilemden kurtarıp doğru bir algıya oturtmak için başlangıç noktası neresi olmalıdır ? Ve sonraki adımları hangi yönde atmalıyız ? Selefiler ile Tasavvufçular'ın kendi aralarında bir çok franksiyonları vardır.Genelleme yapmak doğru olmayabilir.Fakat gerek selefiler gerekse tasavvufçular çok önemli bir fark yoktur. Birisi(Selefiler),Allah Rasulu a.s'den ne gelmişse uyacağız diyerek,Kur'anın akletme, fıkhetme, iradeyle hükmetme kavramlarını bir kenara iterek, sünneti yaşıyoruz diyerek arap örfünü din edinmiştir.Rasulullah'ın insani olarak yaptıkları şekilsel şeyleri din kabul etmişler ve şekilselliği farz saymışlardır. Tasavvufçular ise, menkibelerini, şeyhlerinin pirlerinin erenlerinin hikayelerini kendilerine din edinmişlerdir. Onlar da aklı, muhakemeyi, düşünmeyi kapının dışında bırakarak dergaha girmişlerdir. Selefiliğin ve tasavvufçular pratiğin özünde aynıdır.Sadece kaynakları farklıdır. Selefilerle tasavvufçuların hayata yaklaşım biçimi, tahkiksiz taklitten ibarettir. Onun için aralarında tek ciddi fark vardır. Kaynak farkı.. Selefiler, sorgusuz, yorumsuz, sünnet diye hadisleri taklit ederler. Tasavvufçular tasavvuf önderlerini taklit ederler. her ikisi de Kur'anı raflara kaldırır... Her ikisinde de, kur'an anlaşılmaz. her ikisinde de, insanın kur'ana aklıyla, düşüncesiyle, iradesiyle yaklaşması reyciliktir. Her ikisinde de reycilik şeytan işidir. İman dışındadır. Allah her ikisini de ret ederek, insanlara Akıl etmeyi, düşünmeyi, özgür iradeleriyle seçerek hidayet etmeyi önerir. Hidayet sadece külli değil, yani sadece dini tümden kabul değil, aksine hem külli hem cüzidir. "Onlar Rablerinden kendilerine bir ayet geldiğinde işittik ve itaat ettik"derler.. "Onlara gönderdiğimiz her ayet onların imanını artırır" İmanın külli olmadığını her ayetle güçlendirilerek aynı zamanda cüzi olduğunu gösterir. Selefilerin ve tasavvufçuların topluma lanse edilmesi arasında da fazla bir fark yoktur.İkisi de kendi anladıkları/yaşadaklarının en iyi ve Allahın istediği yaşam olduğunu söylerler.Selefiler kendi gibi düşünmeyenleri tekfir etmekten çekinmezler,Tasavvufçularda tasavvufa girmeden ve şeyhe bağlanmadan hidayette olunmayacağı inancı vardır çoğunda."Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır" sözü tasavvufun temel sözlerindendir. İnsanlar çevrelerinde ifrad ve tefrit hareketleri gördükleri için ikilem içerinden kurtulamıyorlar.Bu ikilemi çözmek için örnek bir Kur'an neslini oluşturmak gerekir. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz 4: Bize çalışan bir müslüman ve olarak 24 saatinizi nasıl değerlendirdiğinizden, ve araştırmalarınızda kullandığnız başucu kaynaklarınızdan bahsedebilir misiniz biraz.... Araştırmalarımda daha çok Hayran 2.3 den faydalanıyorum 5: Hiç tanımadığınız bir insana tebliğ görevinizi yerine getireceksiniz, nereden başlar, nasıl bir yol/yöntem izlersiniz kalbini islama açmasını ve farkı fark etmesini sağlayabilmek için ? Muhammed Hamidullah'ın bir sözü var: "SEN ÖYLE GÜZEL YAŞA Kİ; BU GÜZELLİĞİ MERAK EDİP DE SANA SORSUNLAR O ZAMAN İSLAM DERSİN" Malcom X 'in de şöyle bir sözü var: En güzel nasihat, iyi örnek olmaktır Tebliğ için bazen söze bile gerek kalmayabilir.Allah Rasulunun tavırlarlarından bir çok kişinin İslama girdiği siyer kitaplarında yazılıdır. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
Kur'ana parçacı yaklaşıldığında ayetin siyak ve sibakıyla irtibat kesilmiş olur ve ayetin vermek istediği mesaj kaybolur. İnsanların arasındaki bir çok ihtilafın kaynağı da Kur'ana bütüncül yaklaşma değil,parçacı yaklaşmadır.Tekfircilik anlayışının temellerinden birisi de bu anlayıştır.Bir ayetle kendi gibi düşünmeyenleri tekfir etmekten çekinmezler. 2-İnsanlar hayatlarının bazı bölümlerini Allah'a, bazı bölümlerini hevalarına bölmenin bir ürünüdür bu anlayış. Maalesef müslümanlar arasında amelsizlik çoğalıyor.Namaz ve zekat kelimeleri Kur'an'da bir çok yerde beraber kullanılarak Müminlerin özelliklerinden olduğu belirtilir.Bu ikisinden birisinin eksik olması demek dini parçalara ayırmaktan farksızdır.Hz.Ebu Bekir hilafeti zamanında namaz kılıp da zekat vermeyenlere karşı savaş açtığı rivayetlerde geçer.Mümin olduğunu iddia eden namaz da kılar zekat da verir. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
Kişilerin şahsına yönelik ithamlar olayı nefsaniye sokar ve öğüt alacak olan kişi bile öğüt almaktan uzaklaşabilir.Bunun için gerek tasavvuf erbabı olsun gerek diğer islami cemaatlerle olan ilişkilerde dikkatli olmakta her zaman fayda vardır diye düşünüyorum |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Soruları cevapladığınız için teşekkürler. Karşımda kurani kavramları araştıran biri olunca müteşabih ayetleri nasıl yorumladığınızı bu konuda ne düşündüğünüzü merak ediyorum açıkçası... |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz -Malumunuz 19. y y.dan günümüze kadar gelen ehl-i Kur'an hareketi var.Her davranışını önce Kur'an söylemiyle yapan , diğer tüm değerleri devredışı bırakan bu harekete bakış açınız nedir?Vehhabiler sizce doğru bir yolda mıdır? -Kur'an çalışmalarınızda sizin en fazla hangi kavram dikkatinizi çekti ve nedeni nedir? - |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz 1:Fecr abim Kuran kıssaları hakkında okuduğum bir çok kaynakta İsrailiyat olduğu bildirilmekte ve Mimarının Kab'ul Ahbar gibi Hz Osman döneminde Müslüman olan zatlar olduğu bildirilmekte ve bir çok kıssanın tevratta geçtiği belirtilmekte ama yaptığım araştırmalarda tevrat'a ulaşamadım? 2:Sahabe dokunulmazlığı ile ilgili hadisler ne kadar sahih. 3:Benim sahabem gökteki yıldızlardır hangisine uyarsanız hidayete erersiniz diye nakledilen hadis gereği muaviyenin yaptığı katliamların aynısına uyman uygun duruma gelmezmi? |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
A-Analitik Okuma B-İcmali Okuma C-Karşılaştırmalı Okuma D-Konulu Okuma E-Nüzul Sıralı Okuma F-Kelime Çözümlemesi Yaparak Okuma Bu tür okumaların kendine göre avantajları ve dezavantajları vardır.Tek bir okumadan daha çok bu okumaların olumlu yönlerini ele alarak okumak gerekir diye düşünüyor.Bir de çalışmayı yaparken teorik mi yoksa pratik mi bir konuyu araştırdığın/yaptığın da önemlidir.Çünkü yapacağın Kur'an çalışmasının şekline göre faydalanma şekli de değişkenlik gösterebilir 2-Ümmetin parçalanmaşlığının tek sebebi şudur demek kolay değildir.Ama temel etkenlerden birisi insanların vahiyden uzaklaşmış olmalarıdır.İnsanlar kendi durumlarını olumlu ya da olumsuz değiştirmedikçe Allah da onların durumu olumlu ya da olumsuz değiştirmez. Parçalanmışlığa siyasi düşünce farklılıkları,mezhebsel fıkhı farklılıklar,gaybi konulardaki inançsal farklılıkların Müslümanlar arası ilişkileri etkilemesi,İslam düşmanlarının sistematik olarak Ümmetin birliğini yıkma çabaları,nifak tohumları gibi sebebleri de saymak mümkündür 3-Vahdete ulaşılamamasının sebebleri olarak şunları söylemek mümkündür herhalde: -Müslümanlar arasında kardeşlik duygusunun kaybolması -Mezhep bağnazlığı -Milliyetçilik,ırkçılık -Kur'an'ın kimi ayetlerini kendilerince yanlış anlayıp birbirlerini tekfir etmeleri -İslam düşmalarının nifak tohumları ekmesi şimdilik aklıma gelenler bunlar 4-En büyük sebebi enaniyet duygusu.Her lider/şeyh/kanaat önderi illa kendi etrafında birleşilmesini istiyor.Herkes ben yönetici/idareci/kanaat sahibi/danışılacak,fikirleri uygulanacak lider olmak istiyor.Hiç biri de ben (Lafın gelişi) çaycı,kapıcı,memur,işci,esnaf vs olmaya razı olurum,yeter ki vahdet sağlansın diyemiyor.Hz.Ömer'e oğlunu yönetici yapmak için teklifte bulunan sahabeye Hz.Ömer:"Bir evden bir tane kurban yeter" diye cevap vermiştir. Afganistan'da Ruslara karşı verilen savaşta sağlanan vahdet,Rusların çekilmesinden sonra vahdet korunamamış ve liderlik istekleri yüzünden Müslümanlar birbirlerini katletmişlerdir maalesef. 5-Kapitalist sistem sadece ticari hayatımızı kapsamamış,müslümanların evinin içerisine hatta düşüncelerine bile girmiştir.Ticaret yapan ile memur,işçi ve diğer işlerle iştigal edenler arasında fazlaca bir fark yoktur.Bazıları kapitalist sistemin bazı şeylerin etkisi halinde iken diğerleri de başka yönlerden kapitalizmin çarkları arasında gidip gelmektedir.Cahiliyye anlayışları veya yaşantıları tek bir alana hasretmek olayı basite indirgemek olur.Nasıl ki İslam bütün insanlara/hayata hükmetmeye yönelmişse,cahiliyye de insanın yaşam alanlarına hükmetmeye çalışmaktadır. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
İnsanların müteşabihe yüklediği anlam farklılığından dolayı ihtilaflı olmaktan kurtulunmaştır.Kur'an ayetlerinde bu konuda kendini tanımlarken kimi yerde "Kur'an muhkemdir" ifadesini kullanırken kimi ayette mesela;39/Zümer-23.ayette Kur'an'ın muteşabih olduğunu belirtiyor.Ali İmran suresi 7.ayette ise "Kur'an'ın bir kısmının meteşabih,bir kısmının muhkem olduğunu" belirtiyor.Metaşabihin kelime anlamı "benzeşen,benzeyen" demektir.Alimlerin ihtilaf sebebi Ali İmran 7.ayetteki" Müteşabihleri Allah bilir" cümlesinden sonra gelen "ve" bağlacı tartışmaların odağını oluşturuyor.Kimileri İlimde ileri gidenler(Rasihun) müteşabihleri bilirler demişler,kimileri de Allah'tan başka kimse bilemez demişlerdir. Bu tartışmalar boyutuna girmeden;şu vardır ki bu Kur'an anlaşılması,yaşanılması için indirilmiş bir kitabtır.Biz bu kitabtan sorumlu tutulacağız.Anlamadığımız kitaptan sorumlu tutulmamız Allahın adil olma sıfatına ters gelir.Kur'an anlamaya çalışmalıyız,bu açıdan baktığımızda Kur'an bütünüyle muhkemdir diyebiliriz. Kur'an'da anlamı açık olmayan veya başka ayetlerde açıklanan,mücmel olan ayetler de vardır,bu ayetlerin yorumunda farklılıklar vardır,yani ayetler arasında benzeşmeler,ayetlerin farklı anlatım şekilleri vardır ki bu Kur'anın özelliklerinden birisidir.Bu açıdan baktığımızda Kur'an muteşabihtir diyebiliriz. Allah, ayetleri birbirine benzeyen/müteşabih ve yer yer tekrar eden Kitap'ı sözlerin en güzeli olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların, bu Kitap'tan tüyleri ürperir, sonra hem derileri ve hem de kalbleri Allah'ın zikrine yumuşar ve yatışır. İşte bu Kitap, Allah'ın doğruluk rehberidir, onunla istediğini doğru yola eriştirir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren bulunmaz.39/Zümer-23 Ali İmran 7.ayeti dikkate aldığımzda ise Kur'anın bazı gaybi haberleri(cennet,cehennem,kıyamet halleri) vardır ki bunların yorumunu yaparken dikkatli olmak gerekir,yorumu mutlaklaştırmak,illa bu yorum doğru dememem gerekir.Bu gibi konularda Allah en iyisini bilir demek en güzelidir. Müteşabih konusunda iki taraftan birisini seçmek değil de iki tarafı uzlaştırmak belki de tartışmaları asgariye indirmeye yarayabilir. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
Ehli Kur'an, Kuraniyyum ekolu diye de bilinir.Bu ekol Kur'an'dan başka kaynak kabul etmezler.Kur'an dışındaki,hadis,siyer,tarih,tefsir gibi günümüze kadar verileri tümden reddederler.Ayıtlamacı değil,tümden yoksaymacı bir anlaşıdır.Bu arada tabiiki Peygamber de devreden çıkarılmış olmaktadır.Peygambersiz bir Kurân anlayışı tesis edilmeye çalışılmıştır.Bunlara göre Kur'an "temel kaynak" değil "TEK KAYNAK"tır.Diğer kaynakların hiç bir değeri yoktur.Kur'anı temel kaynak kabul etmek farklı,tek kaynak kabul etmek farklıdır.Temel kaynak kabul edildiğinde tarihten günümüze kadar bilgilerin bilgi değeri vardır,Tek kaynak kabul edildiğinde tarihten gelen tüm bilgiler çöpe atılır. Bu ekol Kur'an'a yaklaşmada uç noktayı temsil ediyor. Vehhabiler ise selefi hareketin bir ürünüdür.Selefilerin içerisinde mutedil olanları olduğu gibi uç ve tekfirci olanları da mevcuttur.Bugün Vehhabilere baktığımızda selefilerin yolundan çok Amerikanın yolundan gittiğini görüyoruz.Bazı göstermelik islamın hükümlerini uygulamakla İslam temsil edilmiş olmuyor. 2-Kavramlar konusuna gelince; Kur'an kavramları araştırmaya başlayınca bir çok kavramın bir biriyle irtibatlarını ilişkisini gözlemledim.Kavramların geçtiği ayetleri dikkatli okuyunca ayetlerde o kavramın açılımlarını farkediyorsunuz.Ama ayetin sadece mealine bakarak kavramların açılımlarını net olarak göremeyiz.Meallerde 5-6 farklı kavramı Türkçeye tek bir kelime olarak çevriliyor.Ama Allah onları farklı farklı yerlerde kullanmıştır ki burda inceliği ortaya koymuştur. Kur'an kavramları konusunda zikr,mücrim,fesad,felah,fasık,hidayet gibi kavramların farklı açılımlarını gördüm. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
2-Sahabe'nin dokunulmazlığı ilgili bir rivayet okumadım.Hangi hadisi kastediyorsun bilmiyorum.Fakat Allah Rasulu a.s kızı Fatıma'ya bile babanın Peygamber olduğuna güvenme diye ikaz ettiğine göre hiç kimse dokunulmaz değildir.Hatasıyla sevabıyla sahabe de bir insandır.Nasıl ki Allah Peygamberleri sorguya çekeceğini bildirdiğine göre sahabenin sorguya çekilmemesi veya dokulmaz olacağı konusu da abesle iştigaldir. 3-Benim sahabem gökteki yıldızlardır hangisine uyarsanız hidayete erersiniz Bu konuda hadis kritercileri şunları söylemiştir. Bu hadis uydurmadır. Ravilerinden olan Sellâm b. Suleym yalancı olup, İbn Hibban'ın da dediği gibi uydurma hadisler rivayet etmiştir. Diğer bir râvi olan Hâris b. Gusayn ise bilinmemektedir. Buna rağmen Şa'rânî şöyle der:« Bu hadis hakkında muhaddisler (zayıflığına dair) konuşmuş olsalar bile, keşf ehline göre sahihtir! » Ancak Şa'rânî'nin bu sözü hiç şüphesiz batıldır! Çünkü keşf yoluyla hadislerin tashih edilmesi tasavvufi bir bid'attır. Bunu asıl kabul etmek, biraz önceki hadis gibi aslı olmayan batıl hadislerin sahih olduğunu kabule götürmesi demektir. Keşf, sahih olarak vukû bulur ise, en iyi durumda bile, rey ile aynı derecededir. Rey ise, hata da eder isabette edebilir. Tabi ki buna heva karışmamış ise bu böyledir. Allah'ın rızası olmayan herşeyden selâmet dileriz. El-Hatib'in rivayet ettiği daha uzun metinden oluşan diğer bir uydurma hadis hakkında es-Suyutî şöyle der: « Bu hadiste bazı faideler vardır, şöyle ki ; Resûl (s.a.s)'in kendisinden sonra furu'da ki ihtilafları haber vermesi onun mucizelerindendir, çünkü bu gaybtan haber vermektir. Ve onun buna rızası ve onayı sözkonusudur. Öyle ki bunu rahmet kılmış ve mükellefi istediğini almakta serbest bırakmıştır...»! Buna cevap olarak şöyle denir; önce es-Suyutî'nin rivayetin sahih olduğunu isbat etmesi gerekir ki, sonradan da o rivayetten hükümler çıkarabilsin. Bu rivayetin uydurma olduğuna bir başka delil de; nasıl olur da Peygamber (s.a.s) sahabeden olan her bir ferde uymamızı tavsiye edebilir? Kaldı ki sahabe arasında âlim olduğu gibi, ilimde orta seviyeli ve daha da aşağı olanlar vardı. Konuyla ilgili gelen rivayetlerin uydurma olduğunu söyleyen İbn Hazm şöyle devam eder: « Çünkü Allah Teala Peygamberi (s.a.s)'i ( O, arzusuna göre konuşmaz. O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir)şeklinde nitelendiriyor ise, Peygamber (s.a.s.)'in şeria'ta dair bütün sözlerinin gerçek ve şüphesiz olarak Allah'tan geldiği anlaşılır. Allah'tan gelen şeyde de ihtilaf olmaz. Çünkü ayette ( Eğer o (Kur'an), Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı )buyurulmuştur. Allah ( Birbirinizle çekişmeyin ) ayetiyle bizlere tefrika ve ihtilafı yasaklar. Dolayısıyla sahabeden her birine tâbî olmamızı Allah Resulu (s.a.s)'in bizlere emretmesi imkansızdır. Çünkü sahabenin içerisinde birisinin helal kıldığını haram kılan bulunabilmektedir. Eğer durum böyle olsaydı, Semure b. Cundup'a uyarak içkinin satışı helâl olurdu. Ebû Talha'ya uyarak ta oruçlunun dolu yemesi helâl olurdu (orucu bozulmazdı). Bunlar diğer sahabelere tâbî olunduğunda da haram oluyor. İbn Hazm Allah Resulu (s.a.s)'in ölümünden önce ve sonraki dönemde sahabe'den sadır olan sünnete isabet edemedikleri bazı görüşleri uzunca anlattıktan sonra şöyle der; « Nasıl olurda hem hata hem de isabet eden bir kavmi taklid etmemiz caiz olur »? Konuyla ilgili diğer bir uydurma rivayette: Ehli beytim yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayet bulursunuz Uydurma Ravilerinden olan Ahmed b. Kâsım er-Reyyân hakkında ez-Zehebî, yalancı olduğunu söyler. Bu rivayet yalancı olan Ahmed b. Nubeyt nüshasındadır. Dolayısıyla İbn Arrâk rivayetin uydurma olduğunu beyan eder. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Abim Allah razı olsun teşekkür ederim. Benim size sorduğum sahabe dokunulmazlığı konusu hadis değil günümüz gelenkçilerinin iddiası verdiğim hadisi dayanak alıyorlar yıldızlar mevzuu. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz O hadisin de uydurma olduğu olduğunu hadis kritercileri söylediğine göre yıldızlık özelliği kalkıyor |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Abim size şöyle bir soru yönelteyim Ebu hureyre hakkında bir çok yerde farklı rivayetlere rastladım kimi olumlu kimi olumsuz hangisine güvenebiliriz ve naklettiği hadislerde doğruluk payı Birde şöyle diyim Emevi sultanlarının saray mollaları eli ile aktarılan hadisler. Ebu hanife,imam şafii,imam malik,imam cafer,imam ahmet bu saydığım alimler küfre boyun eğmeyerek şehid oldukları halde talebeleri olan imam yusuf ve imam muhammed o saltanatçılara nasıl kadılık yapabilmişlerdir bunda bir tezat yokmu? |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Fecr Abi sorular kademe kedeme değişikliğe uğruyarak geliyor .. Peygamber kabirden ses işitmiş midir? Peygamber kabirdeki ölülere sesini işittirebilir mi? Bu soruların neticesinde, Kabir Azabı var mıdır? Mümin 46 ayeti nasıl anlayacağız? Kabir azabını inkar edenin durumu ne olur? Süleyman peygamberin kuşların dilini bilmesi karıncalarla konuşması, Kuşlar ve karıncalar gerçekten kuş ve karınca mıdır? |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz İlahi sevda karşemizin sorusunu da cevaplamaya çalışalım,ondan sonra diğer sorulara geçelim inş. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
Allahın kendi için ifade ettiği sıfatları tek bir çatı altında toplamaya tevhid diyebilmek mümkündür.Allahın sıfatlarından bazılarını Allah dışı varlıklara tahsis edilmeye çalışılması da şirki ortaya çıkarmaktadır.Zaten şirk;ortak,eş koşma anlamına gelmektedir.Uluhiyette ve rububiyette Allahı kabul etmekle birlikte başka varlıkların da sözü olduğunu veya Allah'ın yardımcı kuvveti gibi kabul etmeleri şirki oluşturur.Mesela;Allah "Ben içinizden geçeni bilirim,her şeyi görürüm" derken bazı kimselerin "Falanca içimizden geçeni bilir,bizim yaptıklarımızı görür" demesi Allah'a şirk koşmaktır. 2-Toplumdaki "Gel ne olursa ol yine gel" anlayışı hayatı parçaları bölüp dini hayatın belli bölümlerine hapsetmenin bir tezahürüdür.Toplumdaki anlayış namazın yeri farklı,zekatın yeri farklı,içkinin yeri farklı anlayışıdır.Kur'an'a baktığımızda bu kavramlar içiçe geçmiş,birbirlerini tamamlayan kavramlardır.Kişi hem namaz kılıp yeri geldiğinde içki içebiliyorsa o gerçek anlamda salatı/namazı ikame etmiyordur.Onun namazı spor hareketlerinden farksız olmaktadır.Çünkü Allah,namazın insanı fahşa ve münkerden alıkoyması gerektiğini belirtmektedir. Geçmişte ne yaparsan yap ama tevbe ettikten sonra artık yapman gerekenler farklıdır,eski cahiliyye amellerine devam etmeye çalışısırsan o tevbe,yalama olmuş bir tevbe olur ve Allah katında geçerli olmaz. 3-Mücrim kavramı Kur'ani bir kavramdır ve suçlu,cürüm işlemiş kişi anlamına gelir. Mücrim kavramı içerisine kafir,fasık,zalim,müşrik,münafık gibi kavramlar da girmektedir.Yani geniş açılımı olan bir kavramdır. Bu kimselere günahı kendini kuşatmış kimseler de diyebiliriz.Günah işlemek artık onlar için sıradanlaşmış,olağanlaşmış,işlemiş oldukları günahlardan tevbe etmeyi düşünmezler,iman etmemekte direnirler,inat ederler,vahye karşı gözleri,kulakları,kalpleri kapalıdır.Toplumdaki ifsadı yayarlar,engel olmaya çalışmazlar hatta teşvik ederler.Allah bu tür kimselerin ebedi olarak cehenneme gireceklerini bildirir. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
Ebu Hureyre'den rivayet edilen bir hadiste Allah Rasulunun şöyle buyurduğu rivayet edildiği Buhari'de geçer: "Üç şeyde uğursuzluk vardır:Kadın,ev ve at" Hz.Aişe bu hadisi duyunca Ebu Hureyre'nin yanına giderek kızmış ve hadisin aslınının bu olmadığını ve asıl hadisin "Cahiliyye zamanında insanlar bu üç şeyi uğursuz sayarlardı:kadın,ev ve at" olduğunu söylemiş ve onu uyarmıştır.Demekki Ebu Hureyre bu hadisi ya yanlış anlamış ya da cümlenin sonunu duymuştur. Şu da bir gerçek ki hadis uyduran kimselerin hadis diye söylediği sözleri Ebu Hureyre böyle rivayet etti diye söylemesi de ihtimal dahilindedir. Ayrıca Ebu Hureyre'nin Emevi hanedanının meşruiyetiliyle ilgili kimi rivayetleri sayesinde ödüllendirildiği de kitaplarda yazar. Ebu Hureyre'nin hayatı ve rivayetleri hakkında ne ifrada ne de tefride düşmemek için rivayetleri Kur'an'a arz etmek en güzeli olsa gerek.Gerek Ebu Hureyre olsun gerekse diğer sahabelerin yapmış hataları,zaafiyetleri onların kendi hesaplarına aittir.Yapılan hareketleri ve söylenen sözleri Kur'an'a vurmak,sağlamasını yapmak gerekir.Çünkü Hz.Peygamber a.s,Kur'an'ın muhalifi bir söz söylemekten sakınmıştır. 2-Tezatlıklar sadece o zamana değil,günümüzde de devam etmektedir.Kimisi inancından taviz vermeden mücadele eder(Ebu Hanife,İmam Cafer,İmam Ahmed gibiler).Kimileri de inancından tavizler vererek uzlaşı yolunu seçmişlerdir.Tarih boyunca bu böyle olmuştur.Ama uzlaşanlar toplumda unutulup gitmiş,mücadele edenler ise hala anılmaktadır.İnancı gibi yaşanlardan Allah onlardan razı olsun. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Alıntı:
Ayette açıkça kabir kelimesi geçiyor. Kabir azabı Kur'an'da geçmez.Bazı hadis rivayetleri vardır mesela;"Kabirin müminler için cennet bahçelerinden bir bahçe,kafirler için cehennem çukurlarından bir çukurdur" ve buna benzer rivayetler vardır.Bu hadisleri değişik şekillerde yorumlayanlar da olmuştur.Fakat hadis usulü kitaplarında veya hadis cerh ve tadilcileri zayıf ve mevzu hadislerlerle ilgili bazı kaideler koymuşlardır ki bunlardan birisi gelecekle,gayb ile ilgili hadislerin rivayetleri zayıf,bazıları da uydurma kategorisindedir. Şunu da göz önüne almakta fayda vardır;hadis rivayetleri Kur'an ayetleri ile aynı hükümde değildir.Ayetlerin korunmuşluğu Allaha aittir,ama hadislerin korunmuşluğu için bir taahhüt yoktur ve itikadları oluşturken zanni ifadeleri kesin inanılması gereken itikad olarak kabul edilemez.Bu konuda ne tamamen red ne de tamamen kabul etmek zorunda değiliz.Gaybi bir konu olduğu için "Allah en doğrusunu bilir" deyip geçebilmeyiz. Süleyman a.s ile konuda da mecaz diyenler olduğu mecaz değil gerçek diyenler de vardır.Bu konular hakkında fazla konuşmanın veya gündemde tutmamın Müslümanın ameline faydalı olacağı inancında değilim. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Fecr abi, misafirliğinizi zevkle ve dikkatle takip ediyoruz.Allah ilminizi daha da artırsın.Ticaret te güzeldir, -rızkın onda dokuzu orda da -bu kadar birikimi olan bir insan din görevlisi olsa diye de hayıflandım.Meydanda hocayım diye geçinen kişilere bakınca bunu söylemeden geçemedim. |
RE: 28 haftanın misafiri fecr abimiz Fecr abim cevaplarınız için teşekkür ederim Allah sizin gibi Müsülüman kardeşlerimizin sayısını arttırsın. |
SAAT: 08:10 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.