|
Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi: 03 Mayıs 2008 (02:30), Konuya Son Cevap : 11 Nisan 2016 (16:55). Konuya 14 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
03 Mayıs 2008, 02:30 | Mesaj No:1 |
Çarşaf Çarşaf ÇARŞAF Müslüman kadınların tesettür maksadıyla giydikleri kolsuz, bol ve geniş üst örtünün adı. Buna "car" da denilirdi. Eskiden müslüman kadınlar ferâce giyerlerken, Hicaz ve diğer Ortadoğu bölgelerine giden ailelerin Arap kadınlarının giydikleri "torba", "dolma" diye adlandırılan çarşafları Tanzimat'tan sonra İstanbul'a getirmeleri bu örtünün İstanbul'da ve taşrada da yaygınlaşmasına neden olmuştur. Eskiden Suriye'de, hristiyan ve yahudi kadınları; Rumeli'nin bazı yerlerinde de hristiyan kadınları sokağa çıkarlarken çarşaf giyerlerdi. Çarşaf, Farsça çarşeb'den bozmadır. Çarşeb'in aslı da gece örtüsü anl----- gelen çarşeb'dir. Yatak ve yorganda kullanılan bez örtünün adı da buradan gelir. Çarşaf, ilk kullanıldığı dönemlerde şimdiki yatak çarşafları gibi tek bir parçadan ibaretti. Önden kavuşturulup ayaklardan bele kadar bükülerek sağdan sola, soldan sağa beldeki kemerin arasına sokulur, arkadan ortanın üst kenarı ile peçenin üstüne gelmek üzere baş örtülür, şakaklardan iğnelenir, aynı kenarın baştan aşağı sarkan iki ucu üstüste kapanıp içinden tutulurdu. İstanbullular ilk zamanlarda siyah kıl peçe yerine yüzlerine dallı yemeni örterlerdi. Çarşaflar; ipekli yünlü kumaşlardan yapıldığı gibi muhtelif renkleri vardı. Fakat en çok kullanılan renk siyah idi. Kıyafetlerde yapılan değişiklik ve inkılâplardan sonra Türkiye'de çarşafın giyilmesi yasaklanmış olmasına rağmen, bazı müslüman kadınlar bu tesettür biçimini korumuş ve günümüze kadar giyilmesini sağlamışlardır. İslâm'da tesettür yani kadının vücudunu örtmesi kesin nass ile sabittir. Bu örtü nasıl olursa olsun önemli olan vücut hatlarını göstermeyecek şekilde bol dikilmiş kalın bir kumaştan olmasıdır. Abâye, ferâce, harmani vb. bol dikimli dış kıyafetler de müslüman kadınların giyebileceği kıyafetlerdir. Çarşaf da bu kıyafetlerden biridir. Önemli olan, hür kadınların özgürlüklerini simgeleyen ve onları yabancı erkeklerin bakışlarından koruyan ve İslâm'ın razı olduğu bol bir kıyafet ile örtünmektir. Şâmil İA | |
Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... | Videolar/Slaytlar | Medine-web | 1 | 2870 | 23 Ağustos 2013 00:41 |
İran Emperyalizmi | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 6 | 3610 | 26 Ocak 2013 22:53 |
gerekli gereksiz bir şiir.. | Makale ve Köşe Yazıları | MERVE DEMİR | 0 | 3255 | 06 Aralık 2012 10:48 |
olmamış kayınbiradere mektup :) | Komik Paylaşımlar | Allahın kulu_ | 10 | 7653 | 03 Kasım 2012 23:19 |
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür | Makale ve Köşe Yazıları | Esadullah | 11 | 7150 | 02 Ekim 2012 21:16 |
03 Mayıs 2008, 13:19 | Mesaj No:2 |
Cvp: Çarşaf Bence çarşaflı kadınlar çok fazla dikkat çekiyorlar toplum içinde yani Allah'ın emir verdiği ölçülerde kapanmak yerine kendilerini niye bu kadar zorlarlar anlamıyorum | |
03 Mayıs 2008, 13:23 | Mesaj No:4 | |
Cvp: Çarşaf Alıntı:
iman,ibadet meşakatin zorlamanın isteyerek yapmanın ihlasın fedakarlığın eseridir amca | ||
03 Mayıs 2008, 13:29 | Mesaj No:5 |
Cvp: Çarşaf yani çarşaf giymenin bir zorunluluğu yok ve evet ben çarşaflı bir kadın görünce ister istemez bakıyorum ama yine de herkesin kendi tercihi Bunun yanında kapanmak deyince paşını örtüp daracık giyinen kadınlar da var Galiba bakış açısıyla ilgili bir durum | |
04 Mayıs 2008, 14:25 | Mesaj No:7 |
Cvp: Çarşaf
Zamanın bu denli kötü olması sebebiyle mümine bır kadını ancak çarfaş giyerek kendini çok iyi muhafaza edebilir. Efendimiz s.a.v "Kim bir günaha sebebiyet verirse o yapılan günahın misli kadar kazanır."Buyurmakta.Bu da şunu göstermekte bir kadın kendini örteceği kadar giyinmeyip,dikkat çekerse o zaman günaha sebebiyet vermiş olur ve günahı o da kazanmış olur. | |
04 Mayıs 2008, 14:37 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 176 Üyelik T.:
15 Eylül 2007 | Cvp: Çarşaf bence de çarşaf tuhaf karsılanmamalı aksine ne kadar güzel bence ama toplumumuzda hoş karşılanmıyor gericilik olarak bile algılanabiliyor bırakın tesettürlü bile böyle görüyorlarsa carsaflıların vay haline selametle... |
04 Mayıs 2008, 15:32 | Mesaj No:9 |
Cvp: Çarşaf
[B]KADINIMIN ÖRTÜSÜ BATMAKTA ZALİMİN GÖZÜNE ACIRIM TÜKRÜĞE,TÜKÜRSEM YÜZÜNE Kur'an–ı Kerim'de örtünme ile ilgili âyetler iki sûrede yer almıştır. Bunlardan bir tanesi Nur sûresindeki: "Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar, namuslarını korusunlar. Kendiliğinden görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini açmasınlar. Başörtülerini, yakalarının üzerine vursunlar…" âyet–i kerimesidir. Bir diğer âyet–i kerime ise, Ahzab sûresi 59 âyettir ki; "Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle: (Evden çıkarlarken) üstlerine vücutlarını iyice örten cilbablarını (dış elbiselerini) giysinler. Bu, onların tanınıp eziyet edilmemelerine en elverişli olandır" buyrulmaktadır. İslâm âlimleri, yukarıda mealleri yazılı âyetlere ve bu konuyla ilgili hadislere dayanarak, kadınların tesettürünün nasıl olması gerektiği konusunda pek çok beyanlarda bulunmuşlardır. Biz de âcizane, ulemânın bu beyanları ışığında "Kadının örtüsü nasıl olmalı?" konusunu şöyle bir gözden geçirelim. Ayet–i kerimede zikredilen "cilbab"dan muradın ne olduğunu İnşallah izah etmeye gayret edelim. [B] [SIZE=3][COLOR=black]CİLBAB Allahu Teâlâ bu âyet–i kerimede mümin kadınlara, evlerinden çıkarken yabancı erkekler karşısında vücutlarını iyice örten cilbablarını, dış elbiselerini üzerlerine örtünmelerini emretmiştir. Bu hicab âyeti, geçen yazımızda da ifade ettiğimiz gibi, kadınların avret mahallerini örtmeleri istikrar kazandıktan sonra nazil olmuştur. Demek ki, bu âyette emrolunan tesettür, daha önce farz kılınan setr–i avretten başka fazla bir örtünmedir. Dolayısıyla âyet–i kerimede geçen "Cilbab" kıyafeti hakkında, müfessirler değişik yorumlarda bulunsalar da, mefhumda birleşmişler ve "cilbab"dan maksadın; kadının elbiseleri üzerine giyilen ve vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde bütün vücudu örten bir elbise olduğunda ittifak etmişlerdir. Allahu Teâlâ burada kadının örtünmesiyle alâkalı olarak pek çok elbise şekli emir buyurabilecekken, acaba neden özellikle "cilbab" giyilmesini önermektedir?.. Elbette bunun pek çok hikmetleri vardır. En önemli hikmeti ise, kadınların tesettüründe en ideal örtünme kıyafeti olmasındandır. Çünkü cilbab, kadını baştan ayağı kapatmakta ve fitneye sebebiyet verecek hiçbir açık kapı bırakmamaktadır. Böylece kadın ile, art niyetli, kötü düşünceli ve kalplerinde maraz olan kişiler arasına bir perde çekilmiş, bu tür ahlâksız kişilerin sataşmasına fırsat verilmemiş olacaktır. Nitekim bu maksat âyet–i kerimede de: "Bu cilbabı giydiğiniz zaman ki durumunuz tanınıp eziyet edilmemenize daha uygundur." şeklinde zikredilmiştir. Gerçi bu konuda eziyet etmeyi, kadınlara sataşıp tacizde bulunmayı bir huy edinmiş olan, alçak karakterli bazı kanı bozukları, örtü engelleyecek değildir. Fakat imanlı, temiz kadınların, bu tür şehevânî ve kirli bakışlardan yuvalarında gizli inciler gibi korunmuş kalmalarına en uygun olan şekil de budur. Hâl böyle olunca, kadın bu konuda son derece suçsuz ve masum, onlara eziyet ve tacizde bulunacak olan nefsinin zebûnu kimselerin ise, çok açık bir vebal yüklenmiş oldukları ortaya çıkar. Peki, kadının dış örtü örtmesi gerektiğinden söz eden bu ayet–i kerimede, örtünme için belli bir şekil ve model var mıdır? Yani kadının dış örtüsü nasıl ve ne şekilde olmalıdır?.. [B] KUR'AN–I KERİM'DE ÇARŞAF GEÇİYOR Efendim, tesettür emri ile alâkalı olarak Nur sûre'si 31. âyette geçen "başörtüsü" (hımar–humur) ve Ahzab sûresi 59. âyette geçen "Dış giysi" (cilbab–celâbîb) ifadeleri birlikte mütalaa edilince, kadın için iki parçalı bir giysi şekli ortaya çıkıyor. Birincisi; saç, boyun ve göğüsleri örten ve omuzlara doğru yakaların üstüne serbest bırakılan "başörtüsü"dür. İkincisi ise: "Dış giysi" olup, bunun şekli de iki türlü tarif edilmiştir. Başörtüsünün üstünden, bedeni aşağıya kadar örten büyük parça bir giysi veya başörtüsünün altında, boyundan aşağı topuklara kadar örten dış giysi… Peki, ulemâ bu konuda ne diyor ve hangisini tercih ediyor? Ulemânın bu konudaki beyanlarına geçmeden önce, hazır yeri gelmişken bazı Müslüman kardeşlerimizin sıkça sorduğu "Kur'an–ı Kerim'de çarşaf geçiyor mu?!" sorusuna açıklık getirelim. Evet, Kur'an–ı Kerim'de çarşaf geçiyor! Çarşafın adresi ise, Ahzab sûresinin 59. âyet–i kerimesidir. Şayet, "Bu âyet–i kerime çarşaftan değil, cilbabdan bahsetmektedir." derseniz, şöyle açıklayayım. Evet, âyette "cilbab" kelimesi geçmekte ve "celâbîb" diye zikrolunmaktadır. "Celâbîb" kelimesi "cilbab"ın çoğuludur. Cilbab ise, Türkçe'de çarşaf mânasına gelir. Bu arada, "Kur'an'da çarşaf geçmiyor." diyenler, şayet birebir "çarşaf" kelimesinin geçmesini kastediyorlarsa, o zaman doğru söylüyorlar, Kur'an'da "çarşaf" kelimesi geçmez! Çünkü "çarşaf" Farsça bir kelimedir. Ama Türkçemizde de kullanılmaktadır. Oysa Kur'an–ı Kerim Arapça indirilmiştir. Yani bu mantığa göre, yanlış anlaşılmasın ama, Kur'an'da "namaz" kelimesi de geçmez, "oruç" kelimesi de… Ya nasıl geçer? "Salât ve savm" şeklinde geçer. TEFSİR ÂLİMLERİ ÇARŞAF İÇİN NE DİYOR? Bazı tefsirler ise "cilbab" kelimesini "milhafe" diye tefsir ederler ki, "milhafe" lügatta çar ve çarşaf mânasına gelir. Şimdi ulemânın bu âyetle alâkalı yaptıkları tefsirleri zikrettiğimizde, tariflere en uygun kıyafetin çarşaf olduğu görülecektir. Ulemâ âyet–i kerimede "cilbab" diye geçen, bu tesettürün nasıl olacağı hususunda birkaç görüşe ayrılmışlardır. İnşallah şimdi bizler kenara çekilip onların görüşlerine yer verelim. Son devrin âlimlerinden Elmalılı, bu âyeti tefsir ederken "cilbab"ı şöyle tarif etmiştir: "Baştan aşağı örten çarşaf, ferace, câr gibi dış elbisenin adıdır." "Tepeden tırnağa örten giysidir." "Çarşaf ve peçedir." Âyet–i kerimede geçen "İDNÂ" kelimesi: Yaklaştırmak demek ise de, âyette "Alâ" harf–i cerri ile kullanılması, kapsamak sûretiyle sarkıtmak mânasını da ifade ettiğinden, üzerinden sıkıca örtmek demek olur. "Cilbab örtmek" tabirinde de iki şekil vardır. Bunlardan birincisi; cilbablarından birisiyle bütün bedenini örtmek; diğeri ise, cilbabın bir tarafıyla başından yüzünü örtmek demek olur. Elmalılı, âyet–i kerimede geçen "cilbab idnâsını", bu şekilde tarif ettikten sonra şöyle devam ediyor: "Bu beyanda da iki sûret vardır. Birisi kaşlarına kadar başını örttükten sonra büküp, yüzünü de örtmek ve yalnız tek bir gözünü açık bırakmak." Elmalılı bunu söyledikten sonra, "Bizler yetiştiğimiz zaman memleketimizde validelerimizin tesettür tarzı bu idi." der. İkincisi de alnının üzerinden sıkıca sardıktan sonra, burnunun üzerinden dolayıp gözlerin ikisi de açık kalsa bile, yüzün büyük bir kısmını ve göğsü tamamen örtmüş bulunmaktır. Bu açıklamadan sonra da, "Hicri 1310'da İstanbul'a geldiğim zaman İstanbul hanımlarının bir peçe ilave edilmek ve elde açık bir şemsiye bulunmak şartıyla tesettür tarzları bu idi." demektedir.(1) Evet, Elmalılı merhum "cilbab"ı böyle tarif ediyor. Yine bu konuda Konyalı Mehmet Vehbi Efendi "Hulasatü'l–Beyan" isimli tefsirinde: "Kadınların ziynetlerini örtmeleri için çarşafa bürünmelerinin lazım ve vacip olduğunu zikretmektedir."(2) Ömer Nasuhi Bilmen Efendi de kendi tefsirinde "Cilbab"ı çarşaf olarak tefsir etmişlerdir. Gördüğümüz gibi son devrin âlimlerinden, herkesçe tanınan ve kabul gören üç tane tefsir âliminin "cilbab" hakkındaki görüş ve yorumları bu şekildedir… Şimdi de diğer ulemâ bu âyeti nasıl tefsir ediyor ona bakalım: Taberî, İbn Sîrîn'den şöyle rivayet eder: "Abide es–Selmani'ye, "…Dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle…" âyetinin mânasını sordum. O hemen büyük bir çarşaf alarak onunla bütün vücudunu örttü. Başını da kaşlarına kadar kapattı. Yüzünü de tamamen kapattı. Yalnız sol gözünü açık bıraktı. Böylece âyeti fiili olarak tefsir etti."(3) Taberî ve Ebû Hayan, İbn Abbas'tan şöyle rivayet etmişlerdir: "Kadın cilbabını alnının üzerine indirir ve oradan sıkar. Alttan da burnunun üzerine kadar kapatır. Yalnız gözleri dışarıda kalmalıdır. Yüzünün kalan kısmı ile göğsünü tamamen kapamalıdır."(4) Ebu's–Suûd Efendi: "Cibab"tan maksat, çok geniş ve uzun bir örtüdür. Kadın bununla başını örttüğü gibi yüzünü ve göğsünü de örterek ayaklarına kadar salar. Buna göre âyetin mânası, 'Kadınlar dışarıya veya yabancı bir erkeğin karşısına çıkacakları zaman, bu örtüyle yüzlerini ve bütün vücutlarını örtsünler.' olur." demiştir. Cevherî de "Cilbab"ı çarşaf diye tefsir etti. Ve "Cilbab çarşaftır." denildi. (5) Ümmü Seleme annemiz şöyle demiştir: "Cilbablarından üzerlerini sıkı örtsünler' âyetinin nüzulünden sonra ensar kadınları siyah çarşaflara büründüler. Öyle bir ağırbaşlılık ile çıkmışlardı ki, sanki hepsinin başına birer karga konmuştu." ÖRTÜNMEK KADININ OLMAZSA OLMAZIDIR Verilen kaynaklardan da anlaşıldığı üzere İslâm âlimlerinin çoğunluğu çarşaf üzerinde durmakta ve tesettürün çarşafla daha güzel olacağını belirtmektedirler. Açıkça "çarşaf" demeyen müfessirler ise, âyet–i kerimede geçen "cilbab" ile, kesintisiz bütün bedeni baştan aşağı örten geniş bir elbiseyi tarif etmektedirler ki, bu tarife en uygun olan kıyafet çarşaf, ferace ve cardır. Bu kıyafetler, Türkiye'nin çeşitli yörelerinde, "ehram, peştamal–dolama, şalvar–atkı" gibi farklı isimlerle de zikredilmektedir. Tabi-î bu kıyafetlerin kumaşının kalitesi, ince veya kalın oluşu örfe, beldelere ve mevsimlere göre değişiklik gösterebilir. Ancak dikkat edilecek husus, kadının boynu, omuzu, göğüs, kol, koltuk altı, bel gibi, kısaca vücut hatlarının belli olmaması gerekmektedir. İçini gösterecek kadar şeffaf, vücut hatlarını belli edecek kadar ince ve dar olmamalıdır. Çünkü kadınların örtünmesinden maksat bütün şüpheli yolları kesmek, erkek ve kadınların kalplerinde dolaşan vesveseyi bertaraf etmektir. Bu arada, âyet–i kerimede örtünmenin, "iffet ve namusu koruması, tanınıp eziyet edilmemesine daha uygun olması" gibi bazı hikmetlerinin açıklanması, bu gayenin bulunmadığı veya başka şekilde elde edildiği durumlarda, örtünmek gerekmez gibi yanlış bir düşünce hatıra getirmemelidir. Çünkü esas itibariyle örtünmek, Allah'ın emri ve dinin gereğidir. Evli kadınların örtünmesinden kocaları sorumlu olduğu gibi, kız çocuklarının evleninceye kadar örtünme ile ilgili problemlerinden birinci derecede babası sorumludur. Çocukla uzun süre birlikte olan, onun eğitim ve terbiyesi ile yakından ilgisi bulunan anne de ikinci derecede sorumlu olur. Âyet–i kerimede Allahu Teâlâ bizleri şöyle uyarmaktadır: "Ey iman edenler! Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve ailenizi koruyun"(6) [B] Dipnotlar: 1– "Hak Dini Kur'an Dili", c. 6, s. 337, 338 2– "Hulasatü'l–Beyan", c. 9, s. 3719 3– "Taberî Tefsiri", c. 22 4– "Bahru'l–Muhit", c. 5, s. 250 5– "Tacü'l–Aras", c. 1/186 6– Tahrim, 6 __________________ Tasavvuf öyle bir ilimdir ki batıl onun ne ardından gelebilir, ne de önüne geçebilir. O'nun ne önünde, ne de ardında hiç bir eğrilik yoktur. Çünkü tasavvuf, nübüvvet kandilinden alınmış bir nurdur. Nübüvvetin ötesinde ise bizim için alınacak bir nur yoktur. | |
04 Mayıs 2008, 15:35 | Mesaj No:10 |
Cvp: Çarşaf Esarbi vakkodan alinmis bone Inanmasi cok zor ALLAH`IM bu ne Altinda pantolon modaymis gene Giyinmek manasi örtünmek inan Bu fetvayi kimden aldin Müslüman? Kisa pardösüler dizden yukari Renk renk basörtüler kirmizi sari Yüz metre öteden parlar jakari Islami kiyafet bu degil inan Bu fetvayi kimden aldin Müslüman? Daracik pardösü yirtmac yarisi Tamamen ortada vücut yarisi Baslari döndürür parfüm kokusu Insanin ziyneti hayadir inan Bu fetvayi kimden aldin Müslüman? Ten rengi çoraplar görmez setreni Modada geçecek alman Ketreni Eli kolu kuyumcu vitrini Islami yasayis bu degil inan Bu fetvayi nerden aldin Müslüman? Moda diye bizi soydular Örtümüzü alip bir kenara koydular Bizi öyle görüp sevinç duydular Bizim dinimizde bu yoktur inan Bu fetvayi nerden aldin Müslüman? Modern Müslümanin isi pratik Evinde esyasi hep otomatik Dokun parmagini bütün isler bitik Bu rahatlik bizi bizden aldi Müslüman Sadece mutluluk bu degil inan Bu fetvayi nerden aldin Müslüman? Sabah gezmesinde kahveler fallar Carsi pazarlarda asindi yollar Oglum kizim diye yigildi mallar Hayatin gayesi bu degil inan Bu fetvayi nerden aldin Müslüman? Kimisi avamdan kimisi dervis Gözleri sürmeli topuk bir karis Modern Müslümanlar böyle giyermis Islamin özünde bu yoktur inan Bu fetvayi nerden aldin Müslüman? Üstünde pantolon kilarsin namaz Ne olur sözümü dinlesen biraz Rasulullah seni böyle tanimaz Sünneti yasamis olmazsin inan Bu fetvayi nerden aldin Müslüman? Zamani çaldi dizi filmler Raflari süsledi cilt cilt ilimler Bizi görse kahrolurdu alimler Islami yasayis bu degil inan Bu fetvayi nerden aldin Müslüman? Süslenir püslenir gezer dügünde Yeri bas kösedir parali günde Allah icin nefes tüket bir günde Islami yasayis bu degil inan Bu fetvayi nerden aldin Müslüman? Bir de deriz Müslümaniz hepimiz Kötülük düsünmem, kalbimiz temiz Namaz borcumuzdur elbet bir gün öderiz Gercek Müslümanlik bu degil inan Bu fetvayi nerden aldin Müslüman? Sen böyle degildin ne oldu sana Kaygi duymuyorsun dininden yana Siyrildin özünden döndün yabana Gercek hassasiyet bu degil inan Bu fetvayi nerden aldin Müslüman? Sormayin dertliyim bunlardan yana Sanli tarihine dönüp bir baksana Üzülmez mi görse Fatima ana Allah seni konu yapti Kurâna Nisa suresinde geciyor inan Neden acip okumuyorsun Ey Müslüman? <!-- / message --> | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Konuyu değerlendir | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Çarşaf ve Pardesü Arasında ki Tesettür Farkı.. | su damlası | Tesettür Konuları | 9 | 07Haziran 2019 08:44 |
Kur'an'da Geçen Cilbab Çarşaf mıdır? | taha/ | Muhtelif Dini Konular | 0 | 24 Ağustos 2018 07:52 |
"Çarşaf Böreği Tarifi ve Yapılışı" | su damlası | Börekler ve Hamur İşleri | 4 | 19 Mart 2015 09:20 |
hicap,çarşaf,örtü | Medine-web | Tesettür Konuları | 17 | 05 Temmuz 2009 00:02 |
çarşaf farz mı?? | Efsa_Rana | Tesettür Konuları | 6 | 20 Ekim 2008 12:00 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|