![]() |
Görünen yerler müstesna GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA Şu tartışılan başörtüsü ayeti yok mu ? Şayet peygamber efendimizin uygulaması olmasaydı Bu ayet gerçekten anlaşılamayacaktı. Veya çok zor anlaşılacak ayet. Çünkü Nur 31 de geçen ayette Kadının GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA SÖZCÜĞÜNDEN ANLATILMAK İSTENEN AÇIK DEĞİLDİR. AYETİ HER OKUYAN KENDİNE GÖRE FARKLI YORUM YAPABİLİR ve Yorumlar birbirinden farklı olunca da bu ayet anlaşılmaz ve uygulanamaz da. Demek istediğim o ki, Peygamberimizin hadis ve sünnetleri olmasaydı. Ayetin uygulanması pek o kadar kolay olmayacaktı. Şimdi şöyle bir örnek vermek istiyorum. Müslümanlığı yeni kabul etmiş bir bayana hiçbir hadis ve sünnet bilgisi vermeyelim. NUR 31 ayetini okutalım ve daha sonra da ne anladın diyelim. Bu ayeti okudun o halde gereğini yap diyelim. VE KENDİMİZİ DE BU BAYANIN YERİNE KOYDUK. Tüm hadis ve sünnetleri de görmezden geliyoruz. İsterseniz gelin ayete bir kez daha bakalım. Devam edeceğim. |
Re: Görünen yerler müstesna Alıntı:
Kuran kendini tefsir eder mi ? Evet O halde !..........? |
RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA sizin ne istediğinizi çözemedim ki. peygamber rehberliği gerekiyormu gerekmiyormu? yoksa sizdemi gümüş tabak adayısınız düşünceli000 |
Re: Görünen yerler müstesna Alıntı:
Hem nedir sizin ve Bu sitenin Gümüş tabaktan alıp veremedikleri ? Nedir GÜMÜŞTABAK fobiniz. Bir tek akıllı siz misiniz ? Allahın yarattığı kullar arasından tek akıl sahibi sizler misiniz. ? Allah bu aklı yalnız size mi bahşetmiş. EVET BEN DE GÜMÜŞTABAK ADAYIYIM Haluk Gümüştabağın fikir ve düşüncelerinin çoğunu beğenir ve takdir ederim. Eleştirdiklerim de ortada. İşte bu da bunlardan bir tanesi. BAŞÖRTÜSÜ Devamı olacak |
Re: Görünen yerler müstesna Alıntı:
YA ALLAH İÇİN BİRAZ SABIR . NE YAZACAĞIMI BİLMEDEN VE HENÜZ HİÇBİR GÖRÜŞ BELİRTİLMEMİŞ İKEN !............ Şimdi yazacağım |
RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA FERDİ kardeşim biraz sabır Abdulhamit abi başörtüsü konusunda Haluk bey ile aynı düşünmüyor ki. |
RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA Ferdi kardeş Abdulhamit abiyi tanımadan yorum yapmışsın.Abimiz Örtünmenin Allahın emri olduğunu çok iyi bilen ve onaylayan biri bunu öncelikle bilelim ama herkesin fikrine tahammül edebilmeliyiz doğru yada yanlış ....Önyargılı yanaşmadan deliller ile bakmaya çalışalım... |
Re: Görünen yerler müstesna Alıntı:
BEN BURADA BİR MESAJ VERİYORUM. AMA BU MESAJI ANLAYAN KİMSE ÇIKMADI SANIRIM. Söylediklerim net ve açık. Hem de çok net ve açık Çünkü Nur 31 de geçen ayette Kadının GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA SÖZCÜĞÜNDEN ANLATILMAK İSTENEN AÇIK DEĞİLDİR. AYETİ HER OKUYAN KENDİNE GÖRE FARKLI YORUM YAPABİLİR ve Yorumlar birbirinden farklı olunca da bu ayet anlaşılmaz ve uygulanamaz da. Demek istediğim o ki, Peygamberimizin hadis ve sünnetleri olmasaydı. Ayetin uygulanması pek o kadar kolay olmayacaktı Hangi kısımları görünecek hangi kısımlar görünmeyecek ? İşte peygamber efendimizin kendisine verilen hikmet ile kuranı açıklayacı vasfı buradadır. Ayeti anlar anlatır izah eder ve uygular. "Kim Resule itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur" (Nisâ, 4/80) buyurulur. NE DEMİŞTİM. Kuran açık mı ? Evet açık . Net ve kolay anlaşılır mı ? Evet Kuran kendini tefsir eder mi ? Evet EVET KURAN KENDİNİ TEFSİR EDER. VE PEYGAMBERDE BU TEFSİR İLE AYETİ UYGULAR. Ancak Kuranın tefsirini peygamberden başkası daha iyi bilemez. Kuranı tefsir etmek için ilim sahibi olmak gerekir o da yetmez hikmet sahibi olmak gerekir. Kuran açık ve net. Ancak bu açıklık ve netlik her okuyana göre değilidir. Kuranı anlamanın yöntem ve metodları vardır. Bu yöntem ve motodlar uygulanırsa işte o zaman bu kuranın anlaşılması kolay olur. ŞİMDİ ÖRNEĞİME GELECEĞİM. Müslümanlığı yeni kabul etmiş bir bayana hiçbir hadis ve sünnet bilgisi vermeyelim. NUR 31 ayetini okutalım ve daha sonra da ne anladın diyelim. Bu ayeti okudun o halde gereğini yap diyelim. BAKIN KONUNUN BAŞLIĞI GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA İDİ. İŞTE GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA SÖZCÜĞÜNE TAKILIR DA KALIR. Şimdi ben size kuranın tefsirden de örnek vermek istiyorum GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNAyı kuran açıklar mı ? Evet açıklar ? Peki hangi ayetle açıklar ? Hangi kısımlar görünür veya görünmez kuran bunu da açıklar. ayetlerle Yazacağiım |
Re: Görünen yerler müstesna Ayetleri en iyi yorumlayan ve tatbik eden , peygamber efendimiz olmuştur. Bunda şüphe var mı veya itirazı olan itiraz edenimiz var mı ? O halde başörtüsü, tesettürün nasıl olacağını, nasıl uygulanacağını en iyi peygamber değil de bir başkası mı bilecek? O halde peygamber efendimizin ( Sav ) bu konudaki uygulamaları ayetlerin nasıl anlaşılacağı , nasıl uygulanacağı hakkında bize daima ışık tutacaktır . Peygamber efendimiz ayetleri ve tesettirü nasıl yorumlamış, nasıl uygulamışsa , elbette biz de onun yolunda gideceğiz, eğer onun uygulamalarına muhalif olursak ve ayetleri kendi anlayışımız üzerine oturtursak bundan kesin zararlı çıkacak olan bizleriz ve kurtuluşu olmayan bir yol üzerineyiz ,değil mi ? Şimdi ben size kuranın tefsirden de örnek vermek istiyorum Alıntı:
Kendiliğinden görülebilecek süsler yüz , el, ayaklardır ki, siz buraları örtseniz de bu hatlar kendisini yine belli edecektir. Örneğin yüzü ne ile örteceksiniz ? Yüzü örtüğünüzde kadın önünü nasıl görür de yürüyebilir Körden ne farkı kalır ? Yok eğer dışarısını gösterecek kadar ince bir örtü ile yüzünü örter deseniz, bu örtünün de yüz hatlarını belli etmemesi gerekir ki, örtünmeden maksat bu hatları göstermemek olduğuna göre yüz kesin açılmayacaktır Diyebilirsiniz, Halbuki bu örtünme ile başarıya ulaşamıyorsunuz, yüz, göz yine de fark edilebiliyor. Kadın tepeden tırnağa her şeyi örtünecek( Yüz, el dahil ) diyenlere karşı kuranın cevabı var. Yüzün örtünmesi farzdır dememiştir kuran . İşte ahzab ayeti örtünmenin bu şekilde olmayacağını gösteren kuran ayetidir. Ahzab 52- Ey Muhammed! Bundan sonra artık sana başka kadınlarla evlenmen, bunları başka eşlerle değiştirmen, güzellikle hoşuna gitse bile sana helal değildir…… Bu ayet ne anlatır ve ne mesaj verir ? GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNAYI NASIL TEFSİR EDER? AYETE DİKKAT Kİ, DİKKAT ! Güzellikleri hoşuna gitse bile ! Bu nasıl gerçekleşecek, yüze bakarak değil mi ? Yüzü kapalı olan birinin güzelliği nasıl fark edilebilir ? Peygamberimize hitap şudur ? Bir bayanın açık yüzüne baktığında güzelliği hoşuna gitse bile bu sana helal olamaz. GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNAYI tefsir eden bir başka ayet ise Ahzab 53 ayetidir. Devamı olacak |
RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA 1- Kocalar için vücutlarının tamamına bakmak helaldir. Çünkü zinetten kasıt onlardır.KARI KOCA BİRBİRİNE SINIRSIZ HELALDİR. 2-Zikredilen mahremlerine bilinen zinet yerlerinden yüz, el ve ayaklarla, iş ve hizmet anında açılan başını, saçını, kulaklarını, boynunu, kollarını ve inciklerini açabilir. Onların da bunlara bakmaları helaldir. çünkü yakınlıklarından dolayı birarada bulunmaları gerekir. Ve fitne düşünülemez. Fakat karnını ve sırtını göstermek caiz değil, arsızlıktır.EL VE YÜZ DIŞINDA KENDİLİĞİNDEN GÖRÜNEN KISIMLAR EVRENSEL DEĞİLDİR. NOT:ferdi bey anan karnında nasıl 9 ay durabildin yaw? bi sabırlı ol...abdulhamid bey çok güzel açıklamış Allah razı olsun. |
RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA Bkz: Murtaza Mutahhari / HİCAP / Örtünmenin Felsefesi... Kitapta yazanlarla birebir örtüşen düşünceleri var Abdülhamit abinin..güzel gidiyor, sonunu merak ediyorum. |
Re: Görünen yerler müstesna Cevapları dikkatle okuyorum. Abdulhamit kardeşim ile uzun zamandır yazışırız. Söylediği gibi birçok konuda hemfikir olmuşuzdur. Elbette aynı düşüncede olmadığımız konularda vardır. Allah ondan razı olsun. Her kez düşünce ve inançlarında hürdür. İnandıklarından asla kimse kınanamaz ve aşağılanamaz. Cevaplar içinde FERDİ rumuzlu arkadaşımız benim için şunları söylemiş.(haluk gümüştabak bana göre kaale bile alınmaz.Resulullahı kaale almayanı ben çöpe atarım.) Resulü kale almamak gerçek iman etmemek demektir. Çünkü Rabbim böyle söyler kur'anda. Onu gale almamaktan ona saygısızlık yapmaktan YÜCE RABBİM E SIĞINIRIM. Bu arkadaşımın bu sözlerine üzüldüm. Ben hiç bir zaman, asla benim gibi düşünmeyenler için böyle bir söz etmedim, ne bu sitede nede başka sitelerde. Peki bana neden bu sözler reva görülüyor? Bu sözlere de elbette cevap vermeyeceğim ama Yüce Rabbim e havale ediyorum. Benim peygamberimi nekadar sevdiğimi hatta onun adına uydurulan bir çok sözü yine onun söylediği bir hadise sıkı sıkıya sarılarak onu nekadar sevdiğimi gösterdiğimi Yüce Rabbim biliyor. Benim Peygamber sevgim okadar büyük ki, onun söylemediği birçok sözü onun adına uyduranlara inanmayarak ona sevgimin büyüklüğünü gösteriyorum. Ben aşağıdaki hadisi asla unutmadan onu kendime rehber edinen aciz bir kulum. Bana söylenen bu ve buna benzer tüm sözlerin hükmünü Rabbim e havale ediyorum. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK Benden sonra, benim adıma söylenecek çok söz duyacaksınız, Bu sözleri KURAN İLE KARŞILAŞTIRINIZ ki, benim sözüm olup olmadığı hakkında delalete düşmeyesiniz. Her kim ki, ben söylemediğim halde bu sözü peygamber söyledi dese BUYURSUN KENDİNİ CEHENNEMDEKİ YERİNE HAZIRLASIN |
Re: Görünen yerler müstesna Alıntı:
|
RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA ferdinin o sözü haddini aşan bir cümle olmuş :( arkadaşımızın kötü niyetli olacağını sanmıyorum. bedua etmemek gerek haluk hocam.. saygılar... |
Re: Görünen yerler müstesna Alıntı:
Ahzab- 53- "Ey inananlar! …………… Peygamber eşlerinden bir şey isteyeceğinizde onu perde arkasından isteyin. Bu sayede sizin kalplerinizde onların Kalplerde daha temiz kalır. Allah'ın Peygamberini üzmeniz ve O'ndan sonra eşlerini nikahlamanız asla caiz değildir. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır Perde arkasından istemek ne demek ? Şayet tesettürde yüz kapalı olduğunda ,Yüz kapalı ise bu zaten perde vazifesi görmez mi ? Halbuki emredilen ayette her ikisinin birbirlerine gözlerinin kaymaması ve bu açıdan kalplerinin temiz kalması istenmiştir ŞİMDİ BENİM AKLIMA DİKKATLE TAKILAN SORU ŞU: Peygamberin hanımları dışarıya çıktıklarında, bu ayet gereği yüzleri örtülü mü çıkıyorlardı ? Veya yüzleri açık çıkmış iken kendilerini tanıyanlar oluyor muydu ? Bakın ayet pek açık, peygamber hanımlarından birşey istendiği zaman veya kendileriyle hitapla konuşulduğunda O peygamber hanımları perde arkasından konuşacak. Yani yüzünü göstermeyecek Ya da peygamber hanımlarıyla hitapla konuşanlar ! Yani Göz göze gelmeyecek. Göz göze değmeyecek. . Her iki taraf için geçerli olan bu durum. Yani bire bir ,tek tek bir durum olmayacak Başörtüsünü açıklayan ayetle devam edeceğim |
Re: Görünen yerler müstesna Abdulmelik Bey ben asla beddua etmedim, etmemde zaten. Bana karşı söylenen sözlerin, örneğin peygamberimizi saf dışı bırakan bir insan olarak zikredilmem konusundaki sözlerin hükmünü rabbim e bıraktım okadar |
Re: Görünen yerler müstesna Alıntı:
Kadın tepeden tırnağa her şeyi örtünecek( Yüz, el dahil ) diyenlere karşı kuranın cevabını vermiştim. AYET kendiliğinden görülecek kısımlar hariç demektedir, bu ayete bazı müfessirler zorunlu olarak, zoraki anlam bindirmesi yaparak derler ki, bu ÖRNEĞİN şöyle olabilir, örneğin , bir rüzgar çıkarda, örtüleri savrulursa süsleri görünebilir ve bu şekilde süsler kendiliğinden görülebilir hale gelir. Halbuki, bu zaten zorunluluk olan ve çaresizlik bir durumdur ki, ayet buna işaret etmez, Kendiliğinden görülebilecek süsler yüz , el, ayaklardır ki, siz buraları örtseniz de bu hatlar kendisini yine belli edecektir. Örneğin yüzü ne ile örteceksiniz ? Yüzü örtüğünüzde kadın önünü nasıl görürde yüreeibilir Körden ne farkı kalır ? Yok eğer dışarısını gösterecek kadar ince bir örtü ile yüzünü örter deseniz, bu örtününde yüz hatlarını belli etmemesi gerekir ki, örtünmeden maksat bu hatları göstermemek olduğuna göre yüz kesin açılmayacaktır. Alıntı:
Alıntı:
|
Re: Görünen yerler müstesna Değerli Abdulhamit kardeşim bende müsaade ederseniz bu konuda düşüncelerimi söylemek isterim. Önce ayetin tamamını yazalım daha sonra kur’an bütünlüğünde ayet ne anlatmaya çalışıyor onu anlamaya çalışalım. Ahzap 53: Ey iman edenler, Peygamberin evlerine, vaktine dikkat etmeksizin ve yemek için izin verilmedikçe girmeyin; ancak çağrıldığınızda girin, yemeği yediğinizde de hemen dağılın; sohbet etmek için de izinsiz girmeyin! Çünkü o, peygambere eziyet veriyor, üstelik sizden utanıyor; ama Allah, gerçeği söylemekten sıkılmaz. Bir de hanımlarına, gerekli bir şey soracağınızda bir perde arkasından sorun! Öyle yapmanız, hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha çok temizdir. Sizin, Allah'ın peygamberini incitmeye hakkınız yoktur; arkasından hanımlarını nikâhlayamazsınız da. Çünkü bunlar, Allah katında çok büyük bir günahtır Önce kur’anı bütün olarak düşünelim. Rabbim peygamber eşlerini diğer kadınlarla aynımı görüyor burası çok önemli. Kuranı düşündüğümüzde özellikle peygamber eşlerine hitap eden birçok ayet indiğini görürüz. Örneğin peygamberimiz eşlerinden birisine gizli bir söz söylemişti ve o bu sözü diğerlerine iletmiş ve arada üzüntü verici bir durum çıkmıştı. Rabbim bu durumu peygamberimize bildirdikten sonra bakın Allah peygamber eşlerini nasıl ikaz ediyordu? Tahrim 4: Eğer ikiniz, ey hanımlar, Allah'a tövbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz kaydı; yok eğer peygamber'e karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz bizzat Allah, onun destekçisidir. Cebrail'le iman sahiplerinin barışçıları da. Bütün bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar Bu ayetten de anlıyoruz ki Rabbim, elçisini önce en yakından koruma ve kollama ya alıyor. Onun önce iç huzurunu sağlamak için her türlü tedbiri alıyor. Şimdi Rabbim peygamber eşlerini bakın nasıl uyarıyor. Ahzap 32: Ey peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer korunup takvaya sarılıyorsanız sözü kırıtarak söylemeyin ki, kalbinde maruz bulunan biri ümide kapılmasın. Örfe uygun söz söyleyin. Bu ayetten de anlaşılıyor ki peygamber eşleri Rabbin katında çok özel bir konuma sahip. Buradan yola çıkarak kesinlikle bizler kendi eşlerimizle bir tutmayacağımız anlaşılıyor. Hatta sanırım peygamberimizin eşleri bazı sorunlar yaratıyor ve peygamberimizi üzüyor olmalı ki bakın yaratan nasıl bir ayet gönderiyor. Ahzap 28: Ey peygamber, eşlerine şöyle söyle: "Eğer şu iğreti dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, haydi gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım. Bunlarda yetmiyor ki daha titiz önlemler alıyor rabbim ve bakın neler söylüyor peygamberimizin eşlerine. Ahzap 30: Ey peygamber hanımları! Sizden kim açık/kanıtlanmış bir edepsizlik yaparsa, kendisi için azap iki katına çıkarılır. Ve bu, Allah için çok kolaydır. Hâlbuki Rabbim bizlere ne yaparsanız yaptığınızın misli kadar ceza ile karşılık görürsünüz der. Dikkat edin burada ise iki katı diyerek adeta peygamberimizin önce aile içindeki huzurunu sağlıyor ki, işi kolaylaşabilsin. Demek ki peygamber eşleri bizler için çok farklı bir konumda. Şimdi gelelim yazımızın en başında verdiğimiz Ahzap 53. ayete. Burada da Allah yine peygamberimizin zor durumda kaldığı fakat söyleyemediği bir durumu açıklığa kavuşturarak elçisine yardımcı oluyor. Gelişigüzel peygamberinizin evine gidip onu rahatsız etmeyin diyor. Şimdide ayetin son kısmında bahsedilen peygamberimizin eşleriyle muhatap olurken perde arkasından sorun diyor. Acaba bu perde arkasından neyi bahsediyor burası bence önemli. Ayetin devamına bakarak bunu anlamaya çalışalım. (Öyle yapmanız, hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha çok temizdir.) Demek ki Rabbim elçisinin eşleriyle, hiç kimsenin yanlış bir harekete, davranışa girişmesini tamamen önlemek için önlemler alıyor. Peki, neden bu önlemi alıyor? Ayetin devamında verdiği emir gereği olduğu anlaşılıyor, bakın ne diyor orada? (arkasından hanımlarını nikâhlayamazsınız da. Çünkü bunlar, Allah katında çok büyük bir günahtır.) İşte yüce Rabbim verdiği hükmün garantisini de alıyor, çünkü bu çok özel bir durum da ondan. Açıkça peygamber eşlerini bu konuda iradelerine bile bırakmadan, nefislerine hükmediyor. Şimdide bana göre çok önemli bir ayet örnek vermek istiyorum. Tüm bu önlemleri alan Rabbim peygamber eşlerini çok ama çok özel bir konuma getirdiğini ve bu nedenle bir başkasıyla yan yana getirmemek için çok özel önlemler aldığının nedenini, şu ayette daha açık görüyoruz. Ahzap 6: O peygamber, müminlere öz benliklerinden daha dost, daha yakındır. Onun eşleri de o müminlerin anneleridir. Anne tarafından akraba olanlar da Allah'ın Kitabı'nda, birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak yakın dostlarınız için örfe uygun bir vasiyette bulunmanız müstesnadır. Bu, Kitap'ta satırlara geçirilmiştir İşte tüm bu önlemlerin nedenini Rabbim açıklıyor. Peygamber eşleri sizlerin annesidir. İşte bu hükümden sonra, Allah kullarının hata yapma riskini en aza indirmek, hatta yok etmek için bu kadar güzel ve itinayla önlemler almıştır. Şimdide gelelim peygamber eşleri dışarıda nasıl geziyorlardı, yüzlerini göstermemek için peçemi takıyorlardı? Ahzap 53. ayeti düşünelim, burada bahsedilen peygamberimizin bizzat evi ve oraya gelen misafirlerle Resulün eşlerinin onlarla yakından ilgilenmeleri söz konusu. Allah burada özellikle bu yakınlık dolayısıyla fazla yakınlaşmaları önlenmeye çalışılıyor dikkat ederseniz. Peki, şimdide sorumuza gelelim, Allah elçisinin eşleri dışarıda gezerken yüzlerini mi örtüyorlardı? İşte o sorununda cevabı bana göre çok açık bu ayette veriliyor. Ahzap 59: Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir. Demek ki dışarıya çıkarken evin içinde serbest ve daha rahat giyindiğimiz kıyafetle değil, daha dikkatli, iffetli bir kadına yakışır bir şekilde giyinilmesini istiyor Rabbim. Dikkat edin burada herhangi bir yüz örtüsü olmadığı gibi, tam tersine kim oldukları anlaşılması isteniyor, çünkü iffetli namuslu bir kadın oldukları anlaşılsın ki rahatsız edilmesin. Ayete baktığımızda asla Rabbim özel bir kıyafet tarifi yapmıyor. Önemli olan yaşadığı toplumun geleneklerine göre giyinilmiş ve namuslu, iffetli bir kadın görüntüsü vermesi özellikle hatırlatılıyor. Çünkü her ülkenin iklim şartları gelenekleri çok farklılık arz ediyor, önemli olan ayetin özünde verilen namuslu ve iffetli bir kadın olduğunun anlaşılacağı bir kıyafet olmasıdır. İşte kur’anın evrenselliği bu sözlerden çok daha iyi anlaşılıyor. Ben de bu konuda, Rabbin kelamından anladıklarımı sizlerle paylaştım. Rabbim hatalarımı bağışlasın ve doğruyu anlamam için bana hikmetini nasip etsin. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK |
RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA Bir Müslüman kadın kendi örtünüş biçimini idealize edip diğer örtünme biçimlerini çizgi dışı addedip karikatürize etmesi en başta tesettürün ruhuna terstir. Zira örtülü olan bedende örtülü olmayan ya da ne kadar örtünse de yine bir şeylerin açık kaldığı yerleri işaret ve ifşa etmek bilmeden nazarları teyakkuza geçirmektir.Kuran ve sünnet apaçıktır mühim olanda budur..teşekkürler bu konunun üstünde duran herkeze.. |
Re: Görünen yerler müstesna Alıntı:
HALUK GÜMÜŞTABAK : Ayete baktığımızda asla Rabbim özel bir kıyafet tarifi yapmıyor. Önemli olan yaşadığı toplumun geleneklerine göre giyinilmiş ve namuslu, iffetli bir kadın görüntüsü vermesi özellikle hatırlatılıyor. Çünkü her ülkenin iklim şartları gelenekleri çok farklılık arz ediyor, önemli olan ayetin özünde verilen namuslu ve iffetli bir kadın olduğunun anlaşılacağı bir kıyafet olmasıdır Evet ayet özel bir giyim tarzı tarifi yapmıyor. Ama genel bir giyim tarzını tarif ediyor. Bu genel kıyafet tarzını Nur 31 ayeti açıklamış, artık hangi örtüyle örtünürseniz örtünün hangi iklim şartlarında olursanız olun bu ayet hükmüne göre örtüneceksiniz. Ahzab 59 ayetini tefsir eden ayet ondan sonra inen Nur 31 ayetidir |
RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA Tesettür Moda Fuarı'nın 2.si 08-11 Nisan 2010 tarihinde İstanbul Fuar Merkezi'nde gerçekleştiriliyor. Madem bizim adımıza birileri fuar düzenliyor o halde bizlere de cevap hakkı doğuyor: Tüketimi kamçılayan, zenginliği, şatafatı idealize eden bir anlayış elbette ki Kur'an ve Sahih Sünnet'in vaaz ettiği bir anlayış değildir. "Gösterişçi Dindarlık" olarak da tanımlanan bu durum, kendini tükettiği kadar istismar ettiği değerlerin de karalanmasına yol açmaktadır. Bunun içindir ki, ziyafet sofralarında iftar açanların, "zekatımı da veririm keyfimi de sürerim!" diyenlerin 'huzur İslamda' söylemleri laftan ibarettir. Tesettür ile ilgili inzâl olan Nur suresi 31.ayet-i kerimede "Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar" ibaresiyle, örtünmenin içeriğinin boşaltılmasının önüne geçilmiştir. (Diğerleri Nur 24:60; Ahzab 33:59) Kadının cazibesini, örtülü olsa da, başka yollarla belli etmesini haram kılmıştır. Hele cazibeyi ve cinsel kimliğin toplumsallaşmasını önlemek için kullanılan örtünün kendisi süslerin belli olması için cazibe aracına dönüştürüldüğünde bu daha da çelişik ve gayri-islâmi bir durum ortaya çıkartmaktadır. "Adem oğulları, size, bedenimizi örtecek ve süsleyecek elbiseler hazırladık. Takva elbisesi ise daha hayırlıdır. Bunlar, ALLAH'ın işaretleridir, olur ki öğüt alırsınız." 7/Ar'af 26 ayet-i kerimesi de şeklen icrâ edilen örtünmenin ancak içeriği korunduğunda bir anlamı olacağına vurgu yapmaktadır. Tesettür olarak tanımlanan İslami örtünme, Kadın'ın toplumdaki özgürlüğünü ve kişiliğinin var olduğunu simgeleyen bir semboldür. Tesettür, gösterişten uzak, dikkati şekille, renkle giyim, takı ya da cinsellikle değil düşünce ve emeğiyle var olmak demektir. Müslüman kadın bunu "Tesettür" ile sağlamaktadır. Kur'an'da "Takva Örtüsü" olarak betimlenen bu kimlik Şekil-Öz dengesini kuran bir hayat tarzının ilanıdır. Dejenerasyon, öncelikle bütün bedeni kapsayan "Tesettür"'ün sadace "başörtüsüne" indirgenmesiyle başlamıştır. Başörtüsüne indirgenen örtünme daha sonra "Türban" adını alarak kullanılan bir aksesuar'a dönüştürülmüştür. Türban modası, Müslüman kadının kimliğini kâr'a dönüştürme çabasındadır. Artık örtünmenin amacı "nasıl daha iyi Müslüman bir şahsiyet olurum?" sorusuna cevap aramaktan "nasıl daha güzel ve kadınsı görünürüm?" sorusuna dönüştürmektedir. Kâr için kurgulanan reklam nesneleri ideal bir yaşam tarzını değil sadece daha çok para kazanmayı amaç edinirler. Son yıllarda Türkiye'de gittikçe reklam edilen "Türban Modası"nı Küresel Kapitalizmin inanç istismarı olarak görüyoruz. Kapitalizm'in tek amacının daha fazla para kazanmak olduğu göz önüne alınırsa inançları sömürmesi daha net anlaşılabilir. Kapitalizmin para ve tüketim için değersizleştirdiği, bir mal'a indirgediği tesettür, Türban modasının aksine az tüketime, sade yaşama ve insanlar arasında âdil paylaşıma/infâk'a çağıran giyim tarzıdır. Türban Modasının ayartmasına kapılan dindarlara soruyoruz: Hz. Hatice, Hz. Fatımâ, Hz. Aişe, Hz. Sümeyye gibi Sahabi hanımlar, nasıl giyiniyordu? Onların hayat tazlarında lüksün, şatafatın, dünya malı biriktirmenin yeri neydi? Filistin'de, Çeçenya'da, Afganistan'daki Müslüman hanımlar binbir türlü sıkıntı çekerken, Türkiye'de yüzbinlerce insan açlık sınırının altında yaşarken, bir çok işçinin asgari ücretinden bile fazla ücrete satılan pardesüler ve başörtüler takmak hangi vicdana hangi inanca uygundur? Küresel Kapitalizm, Müslümanları "tüketici" bir av olarak görmeye devam edebilir. Ancak bizler tüm benliğimizle diyoruz ki Kapitalizmin nesneleştirerek sömürdüğü bir meta ol-ma-ya-ca-ğız! Rüyalarımızı lüks ve şatafat, daha fazla dünya malı süslemeyecek. Hedeflerimizi kariyer budalalığı ve tüketim çılgınlığı değil, yaşanılabilir âdil bir dünyanın inşâsı belirleyecek. Bu sebeple "Tesettür Moda Fuarı" bizleri milyarlarca liralık harcamalarla içine çekmeye çalışsa da biz "alın modanızı başınıza çalın" diyor ve bu kapıdan içeri asla girmeyeceğimizi beyan ediyoruz! Yoksulların gözlerindeki umut ışığı daha sâde yaşamayı ve paylaşmayı öğretiyor. Hayat Rehberimiz Kur'an'ın gösterdiği gibi: çünkü Âhiret var! Özgür Açılım Platformu Haber: Kevser Çakır Foto: Tuba Metin - Cihat Caner haksözhaber http://haksozhaber.net/news_detail.php?id=13968 |
Re: Görünen yerler müstesna Kurtmehmet arkadaşımızın eklediği yazıdaki birçok tespite yürekten katıldığımı söylemek isterim. Abdulhamit kardeşimin verdiği cevaba gelince. Özel bir giyim tarzını tarif etmediğini söyledikten sonra fakat genel bir giyim tarzını tarif ettiğini söyleyip, bunu da Nur suresi 31. ayete atıfta bulunmuşsunuz. Hatırlarsanız bu ayette Rabbim, kadınların en çok dikkat çeken göğüs kısmı açıkta bırakmamaları için uyarıyordu. Bunu söyledikten sonrada söz ettiği cümle olan ( kendiliğinden görünenler hariç) sözü üzerine siz ne demiştiniz önce onu hatırlayalım. ( Eğer peygamberimizin hadisleri olmasa burada geçen kendiliğinden görünen sözünden ne anlatıldığını anlamazdık) Ben bu sözü kur’an bütünlüğünde asla kabul edemem bunu söylemek zorundayım. Çünkü Rabbim apaçık birçok ayetinde anlaşılması için açık ve detaylı gönderdim diyordu ayetlerini. Ben bu sözden ne anladığımı daha önce yazmıştım, tekrar hatırlatmak isterim izninizle. Acaba benim anladığım cümlenin ve ayetin içeriği bakımından konudan uzak bir anlam mı, onun yorumunu yazımı okuyan kardeşlerime bırakıyorum. Önce ayetten bir alıntı yapalım. (Görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler.) İşte ayette geçen kendiliğinden görünenler sözünün anlamını bu sözlerden eğer anlamaya çalışmazsak, asla doğru bir sonuca varamayız. Yukarıda ki sözlere dikkat edin, görünen kısımlar müstesna sözlerinden sonra ne diyor Rabbim? Ziynetlerini teşhir etmesinler. İşte burada bahsettiği ziynetin teşhir edilmesi neresi, eğer bunu anlarsak sorun kendiliğinden çözülecektir. Ayetin devamı burasının neresi olduğunu zaten açıklıyor, bizlerin telaş etmesine gerek kalmadan diyor ki Rabbim, Başörtülerini yakalarının üzerine örtsünler. Yakalarının üzerinde ne var? Elbette göğüsleri var. Demek ki kadının ziyneti göğüsleriymiş çok net anlaşılıyor. Peki, görünen kısımlar müstesna sözü ile göğsün örtülmesi arasındaki bağ nedir dersek, oda kendiliğinden anlaşılıyor. Örttüğümüz göğsün iriliği ne yaparsak yapalım görülecektir. Rabbim burada bir açıklama yaparak bizleri rahatlatıyor ve (Görünen kısımları müstesna olmak üzere) diyor. Bu söylediklerimi ayette geçen sözlerle birlikte düşündüğünüzde birliktelik sağlıyor. Şimdide Görünen kısımlar müstesna sözünden bizlere öğretileni düşünelim isterseniz. Bize neler söyleniyor? Eller, yüzler, ayaklar müstesna demek istiyor deniyor. Peki, Rabbim bizlere böyle söyleyemez miydi? Bizim zorda kalmamızı yanlış yapmamızı neden istesin de bu kadar gizli bir anlam versin Rabbim ayete, bunu da çok iyi düşünmeliyiz diye düşünüyorum. Nereden anlamışlar eller, yüzler, ayaklar hariç olduğunu? Daha 25 sene önce ben çok iyi hatırlıyorum kadınlarımızın bir kısmına ellerinizi de göstermeyeceksiniz günahtır diyerek, yazın sıcağında eldiven giydirdiklerini biliyorum. Ama daha sonra pardon yanlış alarm misali, orası serbestmiş dediler. İşte kendimizce koyduğumuz kurallar bir gün değişmeye kesinlikle mahkûmdur. Kurtmehmet arkadaşımızın yazısında söylediği bir konu benim için çok önemli, bakın ne yazmış? ("Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar" ibaresiyle, örtünmenin içeriğinin boşaltılmasının önüne geçilmiştir.) Aslında bu sözleri doğru anladığımızda güzel bir örnek teşkil ediyor bizler için. İstediğin kadar örtün ya da gizlenmesi gerekenleri gizle. Eğer içinde kötülük varsa gizlediklerini fark ettirmek yine insanın kendi elindedir. Ayette geçen bu sözleri benim açıklamalarımla karşılaştıralım şimdide. Gizlenilen süsün ben kadının göğsü olduğunu söylemiştim. Eğer takılan takılar olduğunu söylersek kur’an ile ters düşer. Çünkü sizlere takınmanız için süs eşyası indirdim diyen rabbim. Demek ki buradaki kadının süsü göğüsleri olduğu daha çok anlaşılıyor. Gizlenen süs nedir ki ayaklar yere vurulunca ya da hızlı ve dikkatsiz yürüdüğünde belli olsun? Burada düşünün lütfen 1400 yıl öncesini. Kadınlarda ne sutyen var nede günümüz çağının kadınının kullandığı iç giysiler var. Göğüsler iri ve kontrol altında değil. İşte hızlı harekette dikkat çeken ancak kadının göğsü olabilir. Dikkat ederseniz ben ayette geçen sözlere bağlı kalarak ayetin ne anlattığını anlamaya çalışıyorum. Kimsenin bana öğrettiğini doğrulamak gibi bir uğraşım yok. Bunlarda benim ayetten anladıklarımdır. Elbette yanılabilirim çünkü ben bir beşerim. Fakat benim yaptığım Rabbin yöntemini kullanmaktır kur’anı oku ve düşün. Elbette sizin anladıklarınıza da saygı duyuyorum. Çünkü herkes kendisinden sorumludur. Şunu çok iyi biliyorum ki ben söylediklerimden sorumluyum. Bundan yola çıkarak hepimiz söylediklerimizden sorumlu olacağız. Bizlere düşen kendi öz irademizle düşünmek ve Rabbin kelamını en az hatayla anlamaya çalışmak olmalıdır amacımız. Sağlık ve esenlik dolu günler dileklerimle. Haluk GÜMÜŞTABAK |
RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA Alıntı:
NE ANLATILDIĞINI ANLAYAMAZDIK DEMEDİM VEYASI DA VAR. YANİ AYET KOLAY ANLAŞILABİLECEK BİR AYET DEĞİL. ANLAŞILMASI O KADAR KOLAY AYET DEĞİL DEMEK İSTEMİŞTİM. SÖYLEDİKLERİMİ TEKRAR HATIRLAYIN LÜTFEN Alıntı:
|
Re: Görünen yerler müstesna HALUK GÜMÜŞTABAK: Çünkü Rabbim apaçık birçok ayetinde anlaşılması için açık ve detaylı gönderdim diyordu ayetlerini EVET AÇIK VE AYRINTISI DA İÇİNDE. Şimdi söylemek istedeğim örnekle şu ki, Müslümanlığı yeni kabul etmiş bir bayana hiçbir hadis ve sünnet bilgisi vermeyelim. NUR 31 ayetini okutalım ve daha sonra da ne anladın diyelim. Bu ayeti okudun o halde gereğini yap diyelim. GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA SÖZCÜĞÜNE TAKILIR DA KALIR. NEDEN TAKILIR DA KALIR ? EĞER AYETLER ARASINDAKİ BAĞLANTILARI PEYGAMBER EFENDİMİZ GİBİ GÖREMİYORSA ( Yeni müslümanlığı kabul etmiş biri ilk etapta Kuranın kendisini tefsir ettiğini farkedemez. ve haliyle zorlanır ) VE BAKIN SİZ BİLE ZORLANIYORSUNUZ BAKIN NE DEMİŞSİNİZ. KIRMIZI YAZDIĞINIZ YAZIYA DİKKAT ! Alıntı:
|
Re: Görünen yerler müstesna Değerli arkadaşım yazdığınız cevaplarda benim için önemli iki sorunuz var. Birincisi sizin Nur suresi 31. ayettin anlaşılması ile ilgili sözleriniz, önce ona cevap vereyim. Bakın siz şöyle söylediğinizi düzelterek nakletmişsiniz. Teşbihte hata olmaz belki ben kelime eksik yazmış olabilirim ama bakın acaba anlam değişmiş mi? (NE ANLATILDIĞINI ANLAYAMAZDIK DEMEDİM VEYASI DA VAR. YANİ AYET KOLAY ANLAŞILABİLECEK BİR AYET DEĞİL. ANLAŞILMASI O KADAR KOLAY AYET DEĞİL DEMEK İSTEMİŞTİM. ) Şimdide Rabbin ayetler için söylediklerini hatırlayalım. Dühan 58: Biz onu (Kur'an'ı), öğüt alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. Kamer 17: Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var? Hicr1: Elif. Lâm. Râ. Bunlar Kitab'ın ve apaçık bir Kur'an'ın ayetleridir Nur 34: Andolsun ki biz size (gerekeni) açık açık bildiren ayetler, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvaya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik. Araf Sur.174. ayet: İşte biz ayetleri böyle birer birer açıklarız, umulur ki dönerler Daha fazla örneğe gerek yok, yukarıdaki sözleri düşündüğümüzde sizin söyledikleriniz yani; (YANİ AYET KOLAY ANLAŞILABİLECEK BİR AYET DEĞİL. ANLAŞILMASI O KADAR KOLAY AYET DEĞİL) diyebilir miyiz? Ben bu ayetleri gördükten sonra şahsım adıma bu sözleri söyleyemem. Elbette size saygım var onu da belirtmeliyim. İkimizden birisi yanlış anlıyor ayeti, kimin doğru anladığını Yüce Rabbin huzurun da zaten göreceğiz. Yukarıdaki ayetleri ve buna benzer birçok ayetleri tekrar hatırlayalım, verdiğiniz örnekte, yeni Müslüman olan birisine bu ayeti okuttuğumuzda ki düşüncesini siz şöyle yazmışsınız? (Şimdi söylemek istediğim örnekle şu ki, Müslümanlığı yeni kabul etmiş bir bayana hiçbir hadis ve sünnet bilgisi vermeyelim. NUR 31 ayetini okutalım ve daha sonra da ne anladın diyelim. Bu ayeti okudun o halde gereğini yap diyelim. GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA SÖZCÜĞÜNE TAKILIR DA KALIR.) Bu sözleri söylediğimizde yazdığım ayetlerin dikkat edin hiçbir hükmü kalmıyor. Rabbim ne diyordu ayetlerde? (öğüt alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Bunlar Kitab'ın ve apaçık bir Kur'an'ın ayetleridir. Andolsun ki biz size (gerekeni) açık açık bildiren ayetler indirdik. İşte biz ayetleri böyle birer birer açıklarız.) Bu kadar net sözlerle açıkladığı halde ilk Müslüman olan bir insan kur’anı okuduğunda eğer anlayamaz ya da çok zor anlar dersek, acaba Rabbin sözleriyle uyum sağlar mı? Önce şunu soralım kendimize, acaba anlaşılmayan nedir? Bizlere bugüne kadar öğretilen, görünen kısımlar müstesna sözünden kast edilen el, yüz ve ayakların anlaşılmaması mı? İşte kendimize soracağımız en önemli soru sanırım bu olmalıdır. Acaba bizlere rivayetler yoluyla gelen bu bilgi doğrumu? Neden Rabbim hem açık seçik anlattım örnekler verdim diyor da, neden bu ayeti çok özel herkezin anlamayacağı şekilde göndermiş, bunu kendimize sormamız gerekmez mi? Bu ayeti okuyan ve başka hiçbir bilgisi olmayan bir insan sözlerin diziminden ve anlatılmak istenen konuya bağlı kalarak ayeti anlamaya çalıştığında çok zor anlaşılan bir ayet mi? Yoksa bize öğretileni bilmesi gerçekten imkânsız mı? İşte en önemli soru bence burada. Bu durumdaki hiçbir insanda sizin anladığınız gibi anlaması mümkün değildir. Bakın ben neden sizin anladığınız gibi anlamadım da, daha başka izah ettim, burası sanırım çok önemli. Bizler ne yazık ki bize öğretilenlerin etkisinde ayetleri anlamaya çalışıyoruz, sorunda buradan çıkıyor zaten. Gelelim ikinci sorunuza, ben daha öncede ayette hımar kelimesinin örtü olduğunu size aktarmıştım, hatta bu konuda çok geniş bir tartışmamızda olmuştu, fakat aldığım meal de başörtüsü yazdığı için değiştirme gereği görmedim. Çünkü anlatılmak istenen konu dışındaydı da ondan. Madem konuyu açtınız tekrar söylemeliyim sanırım. Ayette geçen HIMAR kelimesi türetilen bir kelime değil KÖK bir kelimedir. Kur’anın bütününde bu kelimeden türetilmiş birçok kelimenin de anlamı bu kök kelimeye bağlı olarak anlam kazanmıştır. Örneğin Şarap kelimesi de aklı örttüğü sarhoşluk verdiği için bu kelimenin kökünden türeyip (HAMR) sözcüğüyle anılır. Dikkat edin eğer HIMAR başörtüsü anlamını taşısaydı türetilmiş bir kelimeden tekrar türemezdi bir başka kelime. Bu tüm dillerde dilbilgisi kuralıdır. Gelelim kur’anın diğer yerlerinde HIMAR kelimesinden türetilen ve yinede kök kelimeye sadık kalınan anlamlara bakalım acaba neler var. (Dediler ki: "Bizim kalplerimiz örtülüdür.)( Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz.)( Ey Kitap Ehli, neden hakkı batıl ile örtüyor….)( Kalplerimiz örtülüdür" demeleri nedeniyle….)( kalpleri üzerine kat kat örtüler ve kulaklarında bir ağırlık kıldık.)( Gece, üstünü örtüp bürüyünce.)( Şeytan, kendilerinden 'örtülüp gizlenen çirkin yerlerini')( Onlar için cehennemden yataklar ve üstlerine örtüler vardır.)( yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz size örtülü kalmasın)( Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler.)( kötülüklerini örtüp-bağışlamış,)( Biz de senin üzerindeki örtüyü açıp-kaldırdık.)( Ey örtüsüne bürünen..)( Yıldızlar 'örtülüp (ışıkları) silindiği' zaman.) Yukarıdaki kelimelere ve ne anlattıklarına dikkat edelim lütfen. Mecaz anlamları dâhil hepsinde ana kök kelimenin anlamını taşıyor, yani örtmek. Demek ki Ayette geçen ve başörtüsü denilen HIMAR kelimesi kur’anın tamamında türetilmiş anlamlar dâhil örtü anlamında kullanılıyormuş. Doğrusu herkez istediğine inanır. Çünkü kimse kimseye bu konuda karışamaz. Bizlere düşen yalnız ve yalnız Rabbin doğrularını anlamaya çalışmaktır. Bu ayet mealini özellikle başörtülerini kelimesini bilerek kullandım. Amacım sadece karşımdaki düşüncenin önem verdiği bir konuya saygımı göstermek adınaydı, fakat konuyu açtığınız için size teşekkür ederim, böylece düşüncelerimi de söylemiş oldum. Saygı ve sevgilerimle Haluk GÜMÜŞTABAK |
Re: Görünen yerler müstesna Alıntı:
Bunca açık ve net ayet yazmışsınız ve yazdıktan sonra da bu sözleri söyleyebiliyorsanız, gerçekten ayetleri anlayamayan birileri var demektir. Alıntı:
HALUK: (Görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler.) İşte ayette geçen kendiliğinden görünenler sözünün anlamını bu sözlerden eğer anlamaya çalışmazsak, asla doğru bir sonuca varamayız. Yukarıda ki sözlere dikkat edin, görünen kısımlar müstesna sözlerinden sonra ne diyor Rabbim? Ziynetlerini teşhir etmesinler. İşte burada bahsettiği ziynetin teşhir edilmesi neresi, eğer bunu anlarsak sorun kendiliğinden çözülecektir. Ayetin devamı burasının neresi olduğunu zaten açıklıyor, bizlerin telaş etmesine gerek kalmadan diyor ki Rabbim, Başörtülerini yakalarının üzerine örtsünler. Yakalarının üzerinde ne var?Elbette göğüsleri var. Demek ki kadının ziyneti göğüsleriymiş çok net anlaşılıyor. Peki, görünen kısımlar müstesna sözü ile göğsün örtülmesi arasındaki bağ nedir dersek, oda kendiliğinden anlaşılıyor. Örttüğümüz göğsün iriliği ne yaparsak yapalım görülecektir. Rabbim burada bir açıklama yaparak bizleri rahatlatıyor GÖĞÜSLER YAKALARININ ÜZERİNDE Mİ YOKSA ALTINDA MI ? Alıntı:
ŞAYET BİR KADININ İRİ GÖGÜSLERİ DE OLSA GAYET BOL BİR ELBİSE ( CİLBAB ) GİYDİĞİNDE BUNLAR GÖRÜNÜR HALE GELEBİLİR Mİ ? ALLAH BÖYLE BİR AÇIKLAMA YAPARAK MI BİZLERİ RAHATLATIYOR . MADEM Kİ GÖĞÜSLERİNİZ İRİ O HALDE TELAŞA GEREK YOK. OLSA OLSA GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA BURASIDIR. SAKIN BU ŞEYTANİ BİR RAHATLATMA OLMASIN |
Re: Görünen yerler müstesna Değerli arkadaşım yazdıklarınıza elimden geldikçe kısa cevap vermek istiyorum. Bana (Hayır kardeşim sadece ikimizden biri değil, bunca kuran okuyanlardan sadece yalnız siz yanlış anlıyorsunuz ayeti.)demişsiniz. Önce şunu söylemeliyim ki bu şekilde anlayan milyonlarca insan var. Bende araştırmalarım sonucunda bunun doğruluğunu kabul ettim. Şimdide ikinci sorunuza gelelim. (GÖĞÜSLER YAKALARININ ÜZERİNDE Mİ YOKSA ALTINDA MI?) Şimdide aynı ayeti başka meallerden de bu cümleyi aktaralım ki esas bahsedilen yer çıksın ortaya. Çünkü siz başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler sözünden göğüsler yakalarının üzerinde mi yoksa altında mı diye sormuşsunuz. Başörtülerini (göğüs) yırtmaçlarının üstüne koysunlar Örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar Yakalarının üzerine salsınlar. Örtülerini, yakalarını kapatacak şekilde örtsünler. Örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Buradan da anlıyoruz ki ayetin dikkat çektiği ve örtülmesini istediği yer göğsün üst kısmı yani yaka kısmına yakın bölümü. Cevabınızın son kısmında inancınız gereği kendinize uygun gördüğünüz bir kıyafeti yine inandıklarınız doğrultusunda savunarak benim yanılgı içinde olduğumu söyledikten sonra, bol bir elbise giyen bir kadının iri göğsü hiç görünmez, fark edilmez bile diyerek kendinize savunma mekanizması yaratmışsınız gibi geldi bana. Ben asla böyle bir şey yapmadan dikkat edin Rabbin söylediklerini anlamaya çalışıyorum. Son sözlerinizi bence tekrar değerlendirin derim ben. Bakın ne yazmışsınız. (ALLAH BÖYLE BİR AÇIKLAMA YAPARAK MI BİZLERİ RAHATLATIYOR. MADEMKİ GÖĞÜSLERİNİZ İRİ O HALDE TELAŞA GEREK YOK. OLSA OLSA GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA BURASIDIR. SAKIN BU ŞEYTANİ BİR RAHATLATMA OLMASIN.) Bu düşüncede olan bir insanı şeytani rahatlama olarak algılamışsınız. Bu demektir ki, dışarıda gezen imanından hiç şüphemiz olmayan, ama sizin gibi inanmayan, düşünmeyen, kadına bir kıyafet biçerek bundan gayrisi yanlıştır düşüncesinden hareketle, milyonlarca kadın şeytani bir rahatlamayla dışarıda geziyor, öyle mi dersin arkadaşım. Gerçeği, doğruyu Rabbin huzurun da göreceğiz. Siz bana yanılgı içindesiniz demişsiniz ama ben size bunu söylemeyeceğim, çünkü bu bile bir vebaldir. Ben de bir insanım hatalı olabilirim bunu asla unutmam ve her zaman açıkça söylerim. Selametle kalın SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK |
RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA Alıntı:
özgünüm.. |
Re: Görünen yerler müstesna Alıntı:
Ben bu sözleri sizi aşağılamak ve küçük düşürmek için söylemedim. Böyle bir durum aklım ucundan bile geçmez. Size karşı saygılı olduğumu bilirsiniz. Ne var ki, araştırmalarınız sonucu bu ayete böyle iman ettiğinizi söylüyorsunuz ve sizin inandığınız gibi milyonların olduğunu söylüyorsunuz. NUR 31 ayetini sizin gibi anlayan veya tefsir eden ( başörtüsü yok diyen ) kaç tane din alimi bana gösterebilirsiniz? Gelmiş geçmiş ve şimdiki bunca alimler arasından... NUR 31 AYETİNİ KENDİ GÖRÜŞÜNÜZE GÖRE TEFSİR EDİYORSUNUZ YANİ AÇIKLIYORSUNUZ- AÇIKLAMA GETİRİYORSUNUZ Kur’ân tefsiri hususunda müslümana düşen görev, Kur’ân'ı tefsir ederken yüce Allah adına tercümanlık yaptığının şuurunda olmasıdır. Bilhassa muhkem ayeti tefsir ederken O, bu söyledikleriyle Allah'ın kelâmından neyi murad ettiğine dair şahitlik etmektedir. Böylelikle bu şahidliğin ne kadar büyük olduğunu iyice idrâk etmeli ve yüce Allah hakkında bilgisizce söz söylemekten korkmalıdır. Kesinlik kazandıran ifadelerden sakınılmalıdır. ÇÜNKÜ BU KONUDA AÇIK AYET VAR. "Kıyamet gününde Allah'a yalan söyleyenleri yüzleri kararmış görürsün. Büyüklük taslayanlara cehennemde yer mi yok?" (ez-Zümer, 39/60) |
Re: Görünen yerler müstesna Değerli kardeşim Abdulhamit Bey. Beni aşağılama adına söylediğinizi düşünmedim zaten, sizin düşündüğünüz kıyafeti ben ya da benim gibi düşünenlere şeytani bir rahatlama olmasın sözlerinizden yola çıkarak, bunun doğru olmayacağını size hatırlatmak istedim. Yoksa elbette birbirimizi görme sekte çok iyi tanıyoruz. Nur suresi 31. ayeti benim gibi düşünenlerin elbette isimlerini söyleyecek değilim. Çünkü benim için şahıslar değil, anlatılanın doğruluğu önemlidir. Eğer çarşafın kadınlar için dinin önerdiği kıyafettir önermesini yaparsak, rabbin hiç bahsetmediği bir hüküm vermiş oluruz. Yazdığınız şu sözlere yürekten katılıyorum. (Kur’ân tefsiri hususunda Müslüman a düşen görev, Kur’ân'ı tefsir ederken yüce Allah adına tercümanlık yaptığının şuurunda olmasıdır.) Bizlerin amacı bize öğretilenlere delil aramak değil, Rabbin ne söylediğini anlamaya çalışmak olmalıdır. Yine sizin sözlerinizden yola çıkalım isterseniz. Bakın ne söylemişsiniz? (Bilhassa muhkem ayeti tefsir ederken O, bu söyledikleriyle Allah'ın kelâmından neyi murad ettiğine dair şahitlik etmektedir.) Değerli arkadaşım Allah muhkem ayetler için ne diyordu? Açık ve anlaşılır, detaylı. Acaba bunları söyleyen Rabbim bahsettiğimiz Nur suresi 31. ayette geçen görünen kısımlar müstesna sözünden, ayette asla bahsetmediği, açıklamadığı el, yüz ve ayaklardan kast ediyor olabilir mi, işte bunu çok iyi düşünmeliyiz. Bakın ben ne yaptım ayeti anlamak için? Yine ayette geçen Rabbin örtülmesi gerektiği yer ile bağlantı kurarak anlamaya çalıştım ayeti. Bu durumda hangimizin yanlış yapma riski daha fazladır, bunu ne söylersek söyleyelim cevabını Rabbin huzurunda göreceğiz. Yine yazınızın sonunda söylediklerinize inanın ben elimden geldiğince çok ama çok dikkat ediyorum. Bakın ne yazmışsınız. (yüce Allah hakkında bilgisizce söz söylemekten korkmalıdır. Kesinlik kazandıran ifadelerden sakınılmalıdır.) Ne kadar doğru bir düşünce. Dikkat edin Rabbim asla bir kıyafetten bahsetmediği halde çarşaf ve benzeri kıyafetlerin İslam ın önerdiği bir kıyafet olduğunu söylersek sizce bu yanlışı yapmış olmuyor muyuz? Yine aynı düşünce ve mantıktan yola çıkarak Nur suresi 31. ayette Rabbin söylediği, görünen kısımlar müstesna sözünden, Rabbin ayette hiç bahsetmediği bir anlam çıkartıp, aslında Allah bu sözünden kadının elleri, yüzleri ve ayakları diyor dersek aynı yanlışı yapmış olmuyor muyuz? Hatırlayın 20 sene öncesine kadar kadının ellerinin de görünmemesi gerektiğini söyleyenler, şimdi bundan vazgeçtiler. Ne oldu hâşâ vahiy mi geldi de vazgeçildi. Benim üzüldüğüm taraf bunlar. Ne oluyorsa İslam âleminde kadınlarımıza oluyor. Onların yaşamları kısıtlanıyor, zorlaştırılıyor. Biraz düşündüğümüzde ise ne yazık ki biz erkekler, kendi nefislerimize güvenmediğimiz ve onun önlemini başkasına zorla aldırdığımız çıkıyor ortaya. Bunlar elbette benim düşüncelerimdir, düşüncelerimin ana kaynağı da KURANDIR. Rabbim sizlere apaçık bir rehber gönderdim diyorsa apaçık söylemediği hiç bir şeyden de hesap sormayacaktır. Bunun tersini düşünmek bana göre, benim anlayışıma göre Rabbim e güvensizlikle eş değerdir. Lütfen kimse yanlış anlamasın bu benim kur’andan edindiğim fikir ve düşüncelerimdir. Bu sözlerimden ben sorumluyum. Hatalıysam cezaların en büyüğüne çarptırılacağımı da biliyorum Rabbim yardımcım olsun, bu durumdan beni korusun İnşallah. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK |
Re: Görünen yerler müstesna Alıntı:
Buradan da anlıyoruz ki ayetin dikkat çektiği ve örtülmesini istediği yer göğsün üst kısmı yani yaka kısmına yakın bölümü. Yani Göğsün üst bölümünden yakaya doğru ( boyuna doğru ) bir örtünme olacak. Zaten Türban bunu en güzel biçimde göstermiyor mu ? Türban bunu ( ayet emrini ) en güzel biçimde gösterir. PEKİ HANGİ ÖRTÜYLE VE NASIL BİR ÖRTME İLE ? bi humurihinne alâ cuyûbihinne ( Örtülerini yakalarının üzerine koysunlar-örtsünler ) Hımar, lugat olarak tereddütsüz başla ilgilidir. İçki'ye de aklı örttüğü için aynı kökten "hamr" denilmiştir. İkisi arasındaki ortak nokta "baş" ile ilgili olmasıdır. Mesela küfr de "örtmek" demektir. Ama başa veya akla değil, kalbe nisbet edildiği için farklı kökten kullanılmıştır. Hımar'a başörtüsü değil de göğüs örtüsü mü diyeceğiz ? bi humurihinne = ÖRTÜLERİNİ Peki Hangi örtülerini ? Hangi örtüden bahsettiği açık değil mi ? Siz bir örtü kullanıyorsunuz ve ayet sizi muhatap alarak diyor ki, Kullandığınız bu örtüyü göğüs yırtmaçlarının üzerine vurun diyor. ki bu örtünüzle ne anlarsınız? Nur 31. ayetin başörtüsünü emreden cümlesi aslında neyi emretmektedir? Açık ve net olarak : Cahiliye döneminde başın üzerinden sırta atılan örtüyü bütün bir boynu ve gerdanı da kapatacak şekilde normal bir örtmeyi. İŞTE BU Baş örtünle (bi humurihinne alâ cuyûbihinne ) yakanın üstünü de ört diyor-Görünmesi yerler müstesna =Görünmesi zarurî olan yerler dışında Ayetin siyak ve sibakına dikkatlice bakıldığında siyak sibakından ayetin net anlatımlı olduğu ortaya çıkar. Başınıza aldığınız o örtüyle gögüs yakalarının üzerini kapatacaksınız. Göğüs yakaları neresidir ? Gögüsün üst bölümünden boyuna kadar olan bölümdür. O halde görünmesi zaruri olan yerlerden ne kaldı ? YÜZ Yüzü kapatmakla yükümlü değilsiniz Bu başörtünüzle yüzünüzü, Elinizi ayaklarınızı kapatmak zorunda değisiniz çünkü ayet yalnız yakaların üstünü emrediyor ( Göğüs ile boyun arasını ) hımâr kelimesinin en önemli özelliği “baş” ile ilgili olmasıdır. Nitekim bu ayetler başı açıklığın yaygın olduğu bir topluma inmiş değildir. O günkü toplumda değil kadınlar erkekler bile, kimisi sıcaktan, kimisi Arap örfünden zaten başlarını bir şekilde örtmektedirler. Yani erkek kadın hemen hiç kimse “başı açık” dolaşmamaktadır AYETE Dikkat edilirse Direk “Başörtüsü takın, başınızı örtün” denmiyor da “Başınıza aldığınız o örtüleri boyunlarınıza, omuzlarınızdan aşağıya da salın” deniyor. Bunun sebebi, o dönem kadınlarının başörtülerini arkadan bağlayarak, omuzlarını ve göğüslerine kadar boyunlarını açıkta bırakmalarıydı. Böyle daha çekici olacaklarını düşünüyor olmalılar…Yani ayetler çoğunlukla “yürürlükteki durum” üzerine gelir ve onu düzene sokar. Başörtüsünün de böyledir. Yani denmek istenen; “O zaten takmakta olduğunuz başörtüleriniz var ya, işte onları aşağıya doğru da salın, başınıza toplayıp da boynunuzu, omzunuzu, göğsünüzü, sırtınızı açıkta bırakmayın” demek olur… |
RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA Elmalı merhum, ilgili âyet–i kerimenin tefsirinde: "Cilbab" baştan aşağı örten çarşaf, ferace car gibi dış giysilerin adıdır." demiştir. Konyalı Mehmet Vehbi Efendi, "Hulasatü'l–Beyan"da, Ömer Nasuhi Bilmen Efendi de kendi tefsirinde "Cilbab"ı çarşaf olarak tefsir etmişlerdir. |
Re: Görünen yerler müstesna Değerli arkadaşım Nur suresinde HIMAR kelimesinin sizde örtü anlamında olduğunu söylediğiniz için size önce teşekkür ederim. Çünkü olmayan bir anlamı vermek büyük günahtır. Şimdi sizin söylediklerinizi birlikte düşünelim ama kur’anın anlatım biçimi ve sizinde kabul ettiğiniz ayetlerin birbirini açıklaması düşüncesinden yola çıkalım. Sizinde söylediğiniz gibi o devrin özellikle fazlaca açıkta bırakılan göğsün üst kısmının kapatılması, ayetin özünü teşkil ediyor. Sizinde çok doğru anladığınız emir (Örtülerini yakalarının üzerine koysunlar-örtsünler ) Bizde ayeti bu emirden yola çıkarak hiçbir etki altında kalmadan anlamalıyız. Şimdi siz sormuşsunuz bu durumda hangi örtüyle örtmeliyiz? Siz şöyle izah etmişsiniz. (Hımar, lugat olarak tereddütsüz başla ilgilidir. İçki'ye de aklı örttüğü için aynı kökten "hamr" denilmiştir. İkisi arasındaki ortak nokta "baş" ile ilgili olmasıdır.) Yukarıda Hımar kelimesini örtü olarak anlamış ve örtülerinizle yakalarının üzerini örtün diye anlamıştınız. Peki, bu kelime lugat olarak kesinlikle baş ile ilgili olsaydı, neden ayeti meal ederken örtülerini yakanın üzerine salsınlar diye söylüyoruz bu sizin için normal mi? Rahman kur’anda böyle bir anlatım ve izah yapmış mıdır? Aynı kelimeyi hamr yani şarap ile ilişkilendirip onun aklı örten anlamıyla bakın başın örtülmesi buradan emrediliyor demek, bize başörtüsünün delili olabilir mi? Hımar gerçek anlamı örtü olduğu Hamr yani şarabın mana bakımından ne kadar doğru türediğine açık delildir. Çünkü aklı örtmek aklın kendinden geçmesi, sarhoş olması, kullanılamaz hale gelmesi anlamındadır. Aklın Üstünün örtülmesi başörtüsüyle eşleştirerek, bakın burada Allah başörtüsünden bahsediyor demek, eğer sizin için başörtüsüne bir delil ise, elbette ona benim hiçbir itirazım olamaz. Ben kur’anın açıklık ve anlatım şeklini anlamış ve görmüş birisi olarak asla bunu kabul edemem. Siz ayeti anlarken yüzü kapatmak zorunda değilsiniz diye anlamışsınız ya eller ayakların açıkta kalmasını nereden anladınız? Bakın ayetten sizde çok net neresinin kapatılmasını anlamışsınız ama diğer bilgileri nasıl anladınız ben o kısmı anlayamadım. Bakın ne diyorsunuz(Göğüs ile boyun arasını) aynen öyle diyor bu kısmı kapatın. Peki, bu kadar açık bu kısmı kapat diye anlıyoruz ikimizde, ya başın kapatılmasını nasıl anlıyoruz? Onu da siz kendi düşüncenizle şöyle anlatmışsınız. (Nitekim bu ayetler başı açıklığın yaygın olduğu bir topluma inmiş değildir. O günkü toplumda değil kadınlar erkekler bile, kimisi sıcaktan, kimisi Arap örfünden zaten başlarını bir şekilde örtmektedirler. Yani erkek kadın hemen hiç kimse “başı açık” dolaşmamaktadır.) Çok güzel bir açıklama şimdi düşünelim, daha önceki inançlarını yaşamak isteyen aynı topluma Rabbim ne diyordu, artık size indirdiğime iman edin. Ben bazı konuları nesh ettim kaldırdım. Bu konuda ayetler indirirken sorunuz olursa cevap veririm, daha sonra bunları sormayın çünkü onları kaldırdım affettim diyordu. Eğer başın örtülmesi daha önceden de emir olsaydı ya da daha sonra Allah emretseydi bunu apaçık söylerdi. Hiç sözünü etmeden zaten sizin başınız örtülü bunu söylememe gerek yok, onun için o başını örttüğünüz başörtüsü ile göğsün üst kısmını da örtün başörtüsünden söz etmeye gerek yok, diye asla böyle bir emir vermez, çünkü bu anlatım şekli kur’ana uymaz. Şimdi düşünün lütfen siz söylediniz erkeklerde başını örtüyordu o devirde. Peki, biz erkekler neden başımızı örtmüyoruz? Madem o devirde kadınların zaten başı örtülü onun için bunu zikretmek gerekmiyor, neden erkeklerde başını günümüzde örtmüyor, ya da niçin biz erkekler bunu gündeme bile getirmiyoruz. Daha önce sizinle bu konuyu çok detaylı konuşmuş ve cariyelerin Müslüman olsalar bile başlarının örtmelerinin yasak olduğunu hatırlatmıştım size. Eğer peygamberimiz bu ayetten kadınlar başını örtmelidir emrini anlasaydı acaba Müslüman olan cariyeler ne derdi buna? İzin verir miydi peygamberimiz cariyelerin başlarının açık gezmesine. Peygamberimiz devrinde başın örtülmesi gücün ve özgürlüğün sembolüydü. Başı örtülü kadın hür ve özgür anlamını taşıyordu. Açık olan ise cariye anlamındaydı. Madem bazı şeyleri peygamberimizin yaşamından öğrenmeliyiz diyorsunuz o devrin kurallarını, geleneklerini de dikkate alalım ki, gerçekler ortaya çıksın. Biraz araştırın o devrin kadınları çok uzun saçlı olur ve saçlarını örüp arkalarına atarlarmış başın üst kısmı örtülü olur örülen kısım arkaya atılırmış. Bu ve buna benzer o kadar çok örnekler var ki. Bizlere öğretilenleri değil, Rabbin emrettiklerini hiçbir etki altında kalmadan anlamaya çalışırsak çok daha doğru bir yol izlemiş olacağız kanısını taşıyorum. Bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum çünkü kimsenin önem verdiği değerlere karşı konuşmak istemem. Daha açıkçası kimsenin kırılmasını, incinmesini istemem. Tüm söylediklerim benim Kur’andan anladıklarımdır. Her düşünceye ve inanca saygım sonsuz. Daha önce söylediğim gibi her şeyin doğrusunu Rabbin huzurunda göreceğiz. Bize düşen kur’an ışığında medeni bir şekilde tartışmaktır. Rabbim bile ne diyor, anlaşamadığınız konuların hükmünü bana bırakın. Rabbim cümlemizi doğru yoldan ayırmasın. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK |
Re: Görünen yerler müstesna Haluk Gümüştabaktan Alıntı: Peki, görünen kısımlar müstesna sözü ile göğsün örtülmesi arasındaki bağ nedir dersek, oda kendiliğinden anlaşılıyor. Örttüğümüz göğsün iriliği ne yaparsak yapalım görülecektir. Rabbim burada bir açıklama yaparak bizleri rahatlatıyor Alıntı:
HALUK GÜMÜŞTABAK: Bu düşüncede olan bir insanı şeytani rahatlama olarak algılamışsınız. Bu demektir ki, dışarıda gezen imanından hiç şüphemiz olmayan, ama sizin gibi inanmayan, düşünmeyen, kadına bir kıyafet biçerek bundan gayrisi yanlıştır düşüncesinden hareketle, milyonlarca kadın şeytani bir rahatlamayla dışarıda geziyor, öyle mi dersin arkadaşım Eğer çarşafın kadınlar için dinin önerdiği kıyafettir önermesini yaparsak, rabbin hiç bahsetmediği bir hüküm vermiş oluruz Cevabınızın son kısmında inancınız gereği kendinize uygun gördüğünüz bir kıyafeti yine inandıklarınız doğrultusunda savunarak benim yanılgı içinde olduğumu söyledikten sonra, bol bir elbise giyen bir kadının iri göğsü hiç görünmez, fark edilmez bile diyerek kendinize savunma mekanizması yaratmışsınız gibi geldi bana. Ben asla böyle bir şey yapmadan dikkat edin Rabbin söylediklerini anlamaya çalışıyorum. Son sözlerinizi bence tekrar değerlendirin derim ben HAYRET VE ŞAŞKINLIK VERİCİ BU AÇIKLAMANIZI OKUYUNCA İNANAMADIM. HALBUKİ ALLAH İÇİN SÖYLEYİN. ALLAHIN SİZE VERDİĞİ AKILLA SÖYLEYİN DEMİŞTİM. VE YİNE ALLAHIN SİZE VERDİĞİ AKILLA TESETTÜR AYETLERİNİ SİZ BÖYLE Mİ ANLIYORSUNUZ !. Tesettürün öncelikli amacı avret yerlerini gizlemek değil midir ? (Erkek kadın farketmez ) Siz avret yerlerini örten elbise de giyseniz eğer ki avret hatları belli oluyorsa böyle bir örtünme örtünme midir ? Ayetlere uygun bir örtünme midir ? Allahın bizden istediği örtünme bu mudur ? İşte kadınların göğüsleri de böyledir. Yani bu kısımlar süsten ziyade avrettir. Örtünme ile bu hatların belli olmaması gerekmez mi ? Elbette belli olmaması gerekir. Eğer ayetin muhatabı dar ve ince elbise giyerse ( avret hatlarını sergileyen elbise giyerse ) elbette örtünmüş olmayacaktır. Örtünmenin bir önemi, bir amaç ve bir anlamı kalmayacaktır değil mi ? ( Bu kez de EVET deyin yahu ! ) İŞTE KADIN İRİ GÖGÜSLERİNİ NE YAPACAKTIR ? BU KADAR BASİT BİR SORUYA CEVAP VERİLEMEZ Mİ ? ELBETTE KENDİ BEDENENİNE UYGUN ELBİSE GİYECEKTİR. Kendi bedenine uygun elbise giyerse hala iri göğüsleri görünebilir diyor musunuz ? |
RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA ALLAH cc cennet ve cehennemi biz insanlar için yaratmıştır.içinde ALLAH korkusu olan ve ben müslümanım diyen bir kadın nasıl kapanacağını teseddürün ne olduğunu ve nasıl örtüneceğini biz erkeklerden çok daha iyi bilir ve gerektiği gibi uygular. AMACIM KİMSEYİ KIRMAK VE ELEŞTİRMEK DEĞİL BU KONUYA KATILAN HERKESTEN ÖZÜR DİLİYORUM. SAYGILAR |
RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA çok seviyeli saygın bir islami forum. diğer islami forumdaki küfürleşme hakaretleşme yok. tebrikler. |
RE: GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA Allah razı olsun kardeş amacımız hakka şahitlik ve edep dairesinde münazara herkes adına teşekkürler. |
Re: Görünen yerler müstesna Değerli arkadaşım inanın yazdıklarımın tamamını Allah için ve Allah ın bana verdiği akılla söylüyorum buna yürekten inanın. Size cevabımı yine sizin yazdığınız sözlerden alıntı yaparak vermek istiyorum. Hani bana demiştiniz ya, Allah için ve onun verdiği akılla düşünün diye, gelin beraber bu şekilde düşünelim. Önce sözlerinizi hatırlayalım. (Tesettürün öncelikli amacı avret yerlerini gizlemek değil midir? (Erkek kadın fark etmez ) Siz avret yerlerini örten elbise de giyseniz eğer ki avret hatları belli oluyorsa böyle bir örtünme örtünme midir? Ayetlere uygun bir örtünme midir? Allahın bizden istediği örtünme bu mudur? İşte kadınların göğüsleri de böyledir. Yani bu kısımlar süsten ziyade avrettir. Örtünme ile bu hatların belli olmaması gerekmez mi? Elbette belli olmaması gerekir.) Yazdıklarınız çok doğru örtünmenin amacı kadın ya da erkek hiç fark etmez avret yerlerinin gizlenmesidir, zaten bu konuda da çok açık ayetler var. Şimdi lütfen iyice düşünelim erkeğin ve kadının avret yerleri çok mu farklı. Her nedense biz erkekler hep kadının örtünmesiyle daha çok ilgiliyiz, kendimiz fazla sıkıya gelemediğimiz için olsa gerek. Hâlbuki onlar en az bizlerin kendimizi düşündüğümüz kadar, onlarda kendi namus ve iffetlerini koruyacak, kollayacak akla ve kitaba sahipler. Kur’an cinsel bölgeleri için her ikisinden de bahseder Rabbim ayrım yapmadan kadın yada erkek, kendimizi korumamızı kollamamızı emreder. Hatta Nur suresi 31. ayet ve bir öncesinde hem erkeklerin hem de kadınların bakışlarını kısması gerektiği ikazını yapar. Bir fark olarak ta Nur 31. ayette kadınlar için bakın ne söyler Rabbim hatırlayalım. (Süslerini göstermesinler. Ancak kendiliğinden görünenler hariç.) Şimdide Rabbin bu sözlerinden eğer anlatmak istediğini anlamıyor da başka şeyler anlıyorsak, doğru sonuca varmamızda imkânsız olur. Ayette Rabbim süslerini göstermesinler diyor acaba bu süs neresidir? Bu sözlerin devamında süsün örtülmesini bakın nasıl açıklıyor, buradan sizce çok net olarak anlaşılmıyor mu süsler sözünden göğüs olduğu? (Örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar.) Şimdide sizin bana yazdığınız cevaptan çok önemli bir alıntı yapalım. (İşte kadınların göğüsleri de böyledir. Yani bu kısımlar süsten ziyade avrettir.) Değerli arkadaşım eğer Nur suresi 31. ayette geçen süslerini kelimesinden Rabbin ne kast ettiğini doğru anlamadığımızda Kur’anda hiç bahsedilmeyen bir hükmü kendimiz vermiş oluruz. Allah bu ayette kadının göğsünü açıkca süsü olduğunu söylediği halde, siz başka anlamlar verdiğinizden kadının göğsü süs değil avrettir diyerek, kapatsa dahi iriliğinin görünmesi yanlıştır diyorsunuz. Ayete dikkat edin Allah bu konuda sizin sözlerinizin tam tersini söylüyor. Fakat siz burada geçen süsleri sözünden ayetin asla bahsetmediği anlamları çıkarıyor ve süsü kadının yüzü, eli ve ayaklarıdır diyerek Rabbin söylemediği bir hükme inanıyorsunuz. Bakın sizin söylediğiniz yöntemle konuşuyorum. Önce Rabbin ayeti ve daha sonra yine Rabbin önerdiği, düşün ve aklını kullan sözlerinden yola çıkarak bunları söylüyorum. Hiçbir zaman bana öğretilenleri doğrulamak için delil aramıyorum. Kadının göğsü ile cinsel organını Rabbim aynı kefeye koysaydı, inanın kadınlarımız çocuklarını rahatlıkla emziremezdi bile. Kolaylaştırılmış din acaba evladın doyurulduğu bölge ile cinsel bölgeyi eş tutar mı? Bu sözlerimi düşünün lütfen değerli arkadaşım, doğru sonuca ulaşacaksınız. Değerli arkadaşım aşağıdaki sözlerinize bir kez de evet deyin yahu demişsiniz. (Eğer ayetin muhatabı dar ve ince elbise giyerse ( avret hatlarını sergileyen elbise giyerse ) elbette örtünmüş olmayacaktır. Örtünmenin bir önemi, bir amaç ve bir anlamı kalmayacaktır değil mi?) Bu sözlerinize yüzlerce, binlerce kez evet. Neden evet? Giydiğiniz elbise sizin toplumda iffetli bir kadının giyeceği elbise değil de herkezin dikkatini çekecek toplumun geleneklerine aykırı bir elbise olursa, yanlış bir kıyafettir diyebiliriz. Hatta daha ileri gidelim ve yine kur’andan aldığımız örnekler doğrultusunda, kadın yürüyüşü ve hareketleriyle cezp edici, davetkâr davranışlarda bulunuyorsa dahi kıyafetin hiçbir önemi kalmaz. Çünkü Rabbim giyim ve kuşamdan bahsederken bu konuda bizim dikkatimizi çeker ve ne der? Takva elbisesi benim için en hayırlısıdır. Değerli arkadaşım İslam kolaylaştırılmış bir dindir, bunu Rabbim birçok kez söyler. Daha öncede söylemiştim. Örtünme konusunda ne yazık ki hep kadınlardan bahsediyor ve onların giyim ve kuşamları konusunda önlemler alma telâşe sine düşüyoruz. Acaba erkekler neden bahis konusu bile olmuyor dersiniz? Sizin önerdiğiniz giyim şekli çarşaftan başka bir kıyafetin tarifi değildir. Eğer Rabbim bu kıyafeti önerseydi ya da tek bir kıyafet giymesini isteseydi bu öneriyi de apaçık kur’anda bizlere yapardı bundan kesinlikle eminim. Bizlere düşen rabbin kelamını ayetleri birbiriyle bağlantılı düşünerek doğru anlamaya çalışmak olmalıdır. Yanlış yapan ya da yanlış anlayan, bunun hesabını Rahmana verecektir. Bu konuda ikimiz farklı düşünüyoruz ve ayetlerin anlamlarını farklı söylüyoruz. Bu durumda ya ben yanlış anlıyorum ya siz. Bende bir beşerim her zaman hata yapabilirim, bunu asla unutmadan Rabbin kelamın a öyle yaklaştığımı, size yemin ederek söylüyorum. Değerli arkadaşım aslında kur’ana bakış açımızı Rabbim çok basitleştirerek bizlere yol göstermiş. Şimdi size, soruyorum siz öğretmensiniz. Öğrencilerinize, çocuklar size bitirme sınavı olarak çok kolay, okuduğunuzda anlayabileceğiniz soruları, kitaptan soracağım ve bu kitaptan sorumlusunuz dediğinizde çocuklar, hocam başka kitaplardan da sormayacak mısınız zor sorular olacak mı diye sorsa, sanırım kızarsınız ve ne dersiniz? Çocuklar tekrar ettirmeyin bana, size kolay ve anlaşılır sorular soracağım ve bu kitabın dışından da soru olmayacak demedim mi demez misiniz? İşte Rabbim de aynen bu şekilde söylüyor bizlere KURANDA. Anlayacağınız, açıklanmış, detaylı bir kitap indirdim sizlere. Bu kitaptan hesaba çekileceksiniz dediği halde, bizler sanki Rabbimle inatlaşırcasına, hayır bu kitapta her şey yoktur ve kolay anlaşılır bir kitap değildir onu veli insanlar anlar dedikten sonra, İslam ı öğrenmek ve yaşamak için kur’an bizlere yetmez deme gafletinde bulunuyoruz. Elbette bu yaptıklarımızın cezasını hem bu Dünyada hem de huzuru mahşerde çekeceğiz asla kurtuluşumuz olmayacaktır. RABBİM BİZLERİ AFFETSİN. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK |
Re: Görünen yerler müstesna Son cevabı yazıp artık yazamayacağım. Yeter yahu illlallah yahu ! Anlamak istemeyene ,kitabı kendi kitabına uyduranlarla ancak buraya kadar... |
Re: Görünen yerler müstesna Alıntı:
Alıntı:
Nur 31: Ve mü'min kadınlara söyle, bakışlarını indirsinler (haramdan sakınsınlar) ve ırzlarını korusunlar. Görünen kısımlar müstena ( Hariç ) ziynetlerini açmasınlar. Ve başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar (örtsünler). SÜSLER SÖZÜNDEN YALNIZCA GÖĞÜS MÜ ANLAŞILIYOR ? Sizin yönteminizle ayete bakalım. Hani siz her defasında hani detay ? detay ayrıntı nerede sormaz mısınız ? Allah göğüslerin süs olduğunu ayette yazıyor mu Yani açıkça kadının göğsü süstür. diyor mu ? Alıntı:
İşte kadınların göğüsleri de böyledir. Yani bu kısımlar süsten ziyade avrettir EVET AYNEN ÖYLE DEDİM VE HALA DİYORUM. GÖĞÜS HATLARINI FARK ETTİRECEK BİR ÖRTÜNME KURANA GÖRE ÖRTÜNME DEĞİLDİR. SADECE GÖĞÜS HATLARINI DEĞİL, CİNSEL CAZİBELERİNİ SERGİLEYEN VUCUT HATLARINI BELİRGENLEŞTİREN HER ÖRTÜNME ÖRTÜNME DEĞİLDİR. ZATEN SİZ BENİ DOĞRULAMIŞSINIZ NEDEN KAFANIZI KADININ GÖĞSÜNE TAKTINIZ SÜS MÜ AVRET Mİ DİYE ? Alıntı:
....Erkeklerden, kadına ihtiyaç duymayan hizmetliler veya kadının avret yerlerinin farkına varmayan çocuklar hariç, açmasınlar.... Alıntı:
NEREDE BENİM BÖYLE BİR İFADEM ? İLETİLERİMİ TARAYIN BULABİLECEK MİSİNİZ BAKALIM. |
SAAT: 05:56 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.