![]() |
Müslümanlarda Recim paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL İslam geleneğinde evli erkek ve kadınlar zina yaparlarsa recim(taşlayarak öldürme) edilmeleri gerektiğine dair hukuki bir emir vardır. Geleneğe göre bu emir kuranda varken Hz. peygamberin vefatından sonra Hz.Aişenin odasında bulunan mushafın aç bir keçi tarafından yenilmesi sonucu kurandan çıkmıştır. Hz. Peygamberde Maiz ve Gamidiye adında iki kişiye recim cezası uygulamıştır. Ayrıca Hz. Ömer keçinin yediği ayeti kurana tekrar sokmak istemiş ama halktan çekindiği için yapmamış Oysa Kuranda Şöyle der(Ayet Meallari Ali Bulaç Mealinden alınmıştır Nur Süresi 2 Ayet “Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüzer değnek (celde) vurun. Eğer Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, onlara Allah'ın dini(ni uygulama) konusunda sizi bir acıma tutmasın; onlara uygulanan cezaya mü'minlerden bir grup da şahit olsun" Nur Süresi 3 Ayet “Zina eden erkek, zina eden ya da müşrik olan bir kadından başkasını nikâhlayamaz; zina eden kadını da zina eden ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikâhlayamaz. Bu, müminlere haram kılınmıştır" Nur Süresi 5 Ayet “Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir" Kuranda zinaya bulaşanlar hakkında evli, bekâr ayırımı yapılmadan 100 sopa ve onlarla evlenmemeyi uygun görme cezası olduğunu görüyoruz. Bu ceza sosyolojik açıdan oldukça güzel bir cezadır Eğer Recim vardır diyorsanız o halde aşağıdaki sorulara ne diyeceğiz. - Kuran neden yüz sopa vurun der ve neden evli bekar ayırımı yapmaz.? - Kuranda neden hırsızlık, alkol, iftira gibi suçların cezası verilmiştir neden recim gibi dehşetli bir cezadan söz edilmemiştir? - Eğer keçi hikâyesi doğruysa kuran eksikmidir? Halife Ömer Allah yerine halktan mı korktu da eksik ayeti kurana sokmadı? - Eğer recm doğru bir uygulama ise enam süresi 38 ayette neden Allah “Biz Kitap'ta hiç bir şeyi noksan bırakmadık” diyor. - Kuranda yer almayan ama hükmü devam eden ayet ne anlama gelir? Madem bazı ayetler çıkarılacaktı neden peygamber kuranı büyük bir titizlikle yazdırdı. - Hariciler ile mutezililerin bir kısmı neden recm cezasını redetmişlerdir.? KARAKÖSE |
sayın Adıgüzel, islamdaki hudud yani hadler caydırıcı amaçlıdır.Allah cc kuranı kerimde hudud konusunda sakın acımayın buyurur.. 1-bir ilde hırsızlık cezasına çarptırılmış üç beş çolak sokakata gezsin,hırsızlık kalırmı acaba? 2-recim edilen bir kadın yada erkeğin akibetini görenler zina cesaretleri olurmu acaba? 3-sokakta peydahladığı çocuğu doğurduğu gibi çöpe atan anaları recmetmek zülümmüdür? 4-gül gibi eşini sokaktaki fa..e ile aldatan erkeği gebertmek zülümmüdür? 5-yetimhaneleri kurmak mı zülüm yetimhaneleri kurutmak mı ?ordaki çocukların 100 de 90 ı anası babası belli olmayanlar değilmidir? 6-toplumun temellini aileyi çocukları huzuru namusu nesli çökertenleri çökertmek adalet değilmidir? 7-kuranda olmayıp bizim farz bildiğimiz yüzlerce ibadet vardır..kuranda açıkça 5 vakit namaz yok ama 5 vakit kılıyoruz.. 8-kuransız sünnet,sünnetsiz kuran sakattır,muğlaktır..Allah ile resulu islam kaynağı olarak ayrılamaz bir bütündür. 9-bir genç kız veya erkek evlenmeye bile korkar oldu.acaba adayın geçmişi ne kadar sağlam diye ?????? bu soruların cevabı verilse sanırım recim bir zülüm değil lütüf olduğu görülecektir.. |
Bunu iddia edenlere "Peygamber (AS) Allah'ın istemediği yada emrine ters bir işi yapabilir mi?" diye sorduğumda "Hayır bunu kesinlikle yapma/yapamaz" derler. Hadisi şeriflere baktığımızda Peygamber Efendimizin (AS) bizzat kendisinin uyguladığı recm cezalarını görürüz. Burada iki konu mümkündür: 1- Ya bu Hadis-i Şerif uydurmadır 2- Ya da bu Hadis sahihtir madem bu iki yoldan biri doğru öyleyse ilk yolun yanlışlığı ispat edilirse mantıken ikinci yol doğrudur ve madem "Peygamber (AS) Allah'ın emrine muhalif olmaz" o zaman ikinci yol doğruysa Recm Cezası Allah'ın emridir. Eğer bu Hadis-i Şerif (haşa) uydurma ise doğruyu söylemede canlarını ortaya koyan nice sahabelerden neden buna itiraz gelmedi ve recm cezasının uygulandığına dair hadisler mevcutken evliyken zina ettiği halde recm cezası uygulanmayan yada uygulanmaması gereken bir tane bile rivayet göremiyoruz? Bu soruya cevap verilmek zorundadır. Eğer bu hadisler karartıldı derseniz öyleyse karartma(!) işlemleri zamanında güya hakkı savunan alimler(!) neden susmuşlar neden itiraz etmemişler? Bu konulara nerden bakarsanız bakın hep kendi içlerinde çelişki ile karşılaşırsınız. Selam ile.. |
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Recmde ısrar edenler öncelikle şu yazıyı okusunlar sonra recm varmı yokmu tartışalım... |
İslam'da var olan bir cezanın bazıları tarafından suistimal edilmesi o cezanın yanlış olduğunu göstermez. RECM kişi tarafından değil Şeriat ile yönetilen ülkede mahkeme tarafından uygulanır. Görüntüler vahşet ve çok çirkin zaten günümüzde ŞERİAT ile yönetilen devlette yok fakat bunların yaptığı vahşetin kendilerine göre RECM cezasına dayadırılması yani İslam adına yapılıyor süsü verilmesi ne RECMin yanlış olduğunu gösterir nede RECMİ savunanları (Allah Resulu bizzat uygulamış ve emrettiği halde recm cezası yoktur ve vahşettir diyenler Haşa Resullulahı da bu kategoriye sokmuş olmuyorlar mı? ) vahşi gösterir. |
EVLİ OLUPTA ZİNA EDEN ERKEKLERE VERİLECEK CEZA NEDİR ? BUNU AÇIKLAYAN AYET OLMALI DEĞİL Mİ ! NİSA-16- Zina suçu işleyen çiftin her ikisini de eziyetli cezaya çarptırınız. Fakat eğer tevbe eder de uslanırlarsa artık yakalarını bırakınız. Çünkü Allah tevbeleri kabul eder ve merhametlidir BİR BAŞKA MEAL NİSA-16: Sizlerden fuhuş yapanlardan, her ikisine eziyet edin. Eğer tevbe ederler de ıslah olurlarsa artık onlardan vazgeçin. Şüphesiz, Allah, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir. NİSA SURESİ:15 - Kadınlarınızdan zina edenlere karşı, içinizden dört şahit getirin. Eğer onlar, şahitlik yaparlarsa, bu kadınları, ölüm alıp götürünceye kadar veya Allah onlara bir çıkış yolu açıncaya kadar evlerde hapsedin. Ayetlerde net ve açık belirtilmeyen evli veya bekar kavramlarına nasıl yorum getiriyorsunuz . Ayette evli-bekar kavramı var mı ? Yok SORU: NİSA 16. AYETİ Mİ NUR 2 AYETİNİ TEFSİR EDİYOR ? YOKSA NUR 2 , NİSA 15 Cİ VE HEM DE NİSA 16 CI AYETLERİNİ Mİ TEFSİR EDECEK ? DİKKAT Kİ, NUR 2 AYETİ NİSA AYETLERİNDEN DAHA SONRA İNMİŞTİR. |
NİSA-15:......Bu kadınları, ölüm alıp götürünceye kadar veya Allah onlara bir çıkış yolu açıncaya kadar evlerde hapsedin. AYETE DİKKAT ! Onları öldürün denmiyor. Onlara ölüm cezası verin de demiyor . Müebbet hapsi öngörüyor ki, AYETİN DEVAMI daha mühimdir, Ayetin net anlaşılması bakımından çok daha da önemlidir ki, Allah onlara bir çıkış yolu verinceye kadar diyor. Yani onlar hakkında ardından gelecek başka bir ayete kadar ( BU NUR 2. AYETİDİR ), onları evde hapis tutun, bu zaman içinde ölüm de çıkış yolu olarak onları alıp götürebilir, Bu âyetin hükmünün geçici bir hüküm olduğu, ileride bu suçu işleyen kimseler için bu hükmü neshedecek daha güçlü, daha kuvvetli bir hüküm getirileceği haber verilmiştir |
Recm, zina yapan kadın ve erkeğin göbeğine kadar toprağa gömülüp taşlanarak öldürülmesidir. Resulullah döneminde bu cezanın uygulandığına dair rivayetler mevcut yalnız bu cezanın uygulandığı kesimin Yahudiler olması eski şeriat lerin uygulaması olduğu açıktır. İslam’da Recm yerine zina suçuna yüz sopa vardır . İMDİ, zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz değnek vurun ve eğer Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanıyorsanız, onlara karşı duyduğunuz acıma, sizi Allah'ın bu yasasını uygulamaktan alıkoymasın; ve inananlardan bir topluluk da onların cezalandırılmalarına şahit olsun. (Nur suresi 2) Daha sonra, kesin taahhütlerinden caydıkları için onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık; (öyle ki, şimdi) onlar, (vahyedilmiş) sözleri, asıl bağlamlarından kopararak çarpıtıyorlar; ve onlar, akıllarından çıkarmamaları emredilen şeylerin çoğunu unutmuşlar; birkaçı dışında onlarım hepsinden daima ihanet göreceksin. Ama onları bağışla ve (yaptıklarına) katlan: şüphe yok ki Allah iyilik yapanları sever. (Maide 13) Bu ayeti kerimede ehli kitabın işlerine geldiği zaman kitaplarındaki hükümleri uyguladıkları işlerine gelmediği zamanda kendi heva ve hevesleri uğrunda tahrif ettikleri açıkça belirtilmekte ve Allah katından olmayan şeyleri Allah’a iftira atarak onun katından olduğunu söylerler vereceğim ayeti kerimede açıktır. Onlardan öylesi de var ki, (söyledikleri) Kitâb-ı Mukaddes'den olmadığı halde ondan olduğunu düşünesiniz diye dilleriyle Kitâb-ı Mukaddes'i çarpıtırlar ve Allah'tan olmadığı halde, "Bu, Allah'tandır!" derler; böylece bile bile Allah hakkında yalanlar uydururlar. (Ali İmran 78) Kur’anın genel bütünlüğü göz önüne alındığında recm cezasının eski şeriat’lerin uygulaması olduğu ve Kuran ile bu cezanın ebediyen yürülükten kaldırıldığı hakikatine rağmen halen birileri recm vardır diyorsa buyursunlar göz önünde olan Fuhuşa karşı uygulasınlar bizde görelim ….İslamda 4 şahit hükmüne binaen zinanın cezası yüz sopadır ama bu uygulamayı İslam hukuk kurallarının uygulandığı devlet uygular günümüzde bu hukuk kurallarının tam anlamı ile uygulandığı hiç bir devlet olmadığı için bu cezayı şahıslar uygulayamaz islamın hakim olduğu adalet hakk ve özgürlüklerin yaşandığı bir devlet oluşursa o zaman yüz sopa cezası uygulanır…. |
YitikSevda kardeş birşeyler biliyorsun ama yanlışların çok. Alıntı:
1. İşvereninin eşiyle zina eden bekâr işçiye yüz değnek ve bir yıl sürgün cezası, kadına ise recm uygulanmıştır. Ebû Hureyre ile Zeyd b. Halid el-Cühenî (r.anhumâ)'dan nakledildiğine göre, zina eden kadının kocası ile, zina eden işçinin babası Resulullah (s.a.s)'e başvurarak bu konuda "Allah'ın kitabı" ile hüküm vermesini istemişlerdir. İşçinin babası şöyle dedi: "Benim oğlum bu adamın yanında işçi idi. Onun hanımı ile zina etti. Bana, oğlum için recm gerektiği haber verildi. Ancak ben onun adına yüz koyunla bir cariye fidye verdim. Bu arada bilenlere danıştım, (oğlum bekâr olduğu için) ona yüz değnekle bir yıl sürgün cezası, bunun karısına ise recm cezası gerektiğini haber verdiler". Bunun üzerine, Hz. Peygamber şöyle buyurdu: Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, aranızda Allah'ın kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ve koyunlar geri verilecek. Oğluna yüz değnekle bir yıl sürgün gerek. Ey Üneys, sen de bu adamın karısına git. Eğer zinasını itiraf ederse, onu recmet". Üneys kadına gitmiş ve kadın suçunu itiraf etmiş, Hz. Peygamber'in emri üzerine de recmedilmiştir (Müslim, Hudûd, 25; Buhârî, Hudûd III, 38, 46, Vekâlet,13). Ebû Hanife'ye göre, yüz değnek yanında bir yıl sürgün, ayete ilâve niteliğinde olup, ayet inince bu ilâve kısım neshedilmiştir. Ancak İslâm devlet başkanı böyle bir cezayı ta'zir cezası olarak verebilir. Bu hadisi şerif hakkında ki itirazlara verilen cevap için [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] 2. Zinasını dört defa ikrar eden Mâiz b. Mâlik (r.a)'in recmedilmesi. Mâiz b. Mâlik, Hz. Peygamber'e gelerek "Beni temizle" dedi. Hz. peygamber "Yazık sana, çık git, Allah'a tövbe ve istiğfar et" buyurdu. Mâiz, pek uzaklaşmadan geri döndü ve "Ey Allah'ın Resulu! Beni temizle" dedi. Hz. Peygamber aynı sözlerle üç defa daha geri gönderdi. Dördüncü ikrarında "Seni hangi konuda temizleyeyim?" diye sordu. Mâiz; "Zinadan" dedi. Hz. Peygamber "Bunda akıl hastalığı var mıdır?" diye sordu. Böyle bir rahatsızlığı olmadığını söylediler. "Şarap içmiş olabilir mi?" diye sordu. Bir adam kalkıp içki kontrolü yaptı. Onda şarap kokusu tesbit edemedi. Hz. Peygamber tekrar "sen zina ettin mi?" diye sordu. Mâiz "Evet" cevabını verdi. Artık emir buyurdular ve Mâiz recmedildi. Recimden sonra onun hakkında sahabiler iki kısma ayrıldılar. Bir bölümü Mâiz'in helâk olduğunu, başka bir grup ise onun en faziletli tövbeyi yaptığını söylediler. Bu farklı yaklaşım üç gün sürdü. Daha sonra yanlarına gelen Resulullah (s.a.s) "Mâiz b. Mâlik için dua edin" buyurdu. "Allah Mâiz'e mağfiret eylesin" dediler. Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Mâiz öyle bir tövbe etti ki, bu tövbe bir ümmet arasında paylaştırılırsa onlara yeterdi" (Müslim, Hudûd, 22; eş-Şevkânî, Neylül-Evtâr, VII, 95,109; ez-Zeylaî, Nasbu'r-Râye, III, 314 vd.). 3. Gâmidiyeli evli kadının zinadan dolayı recmedilmesi. Mâiz'in recmedilmesinden kısa bir süre sonra Ezd kabilesinin Gâmid kolundan bir kadın geldi ve "Ey Allah'ın elçisi! Beni temizle" dedi. Hz. Peygamber "Yazıklar olsun sana. Çık git, Allah'a tövbe ve istiğfar et" buyurdu. Kadın dedi: "Beni, Mâiz'i çevirdiğin gibi geri çevirmek istiyorsun" Hz. Peygamber, "Sana ne oldu?" diye sordu. Kadın kendisinin zinadan gebe olduğunu söyledi. Bunun üzerine "Sen mi?" buyurdu. Kadın "Evet" dedi. Hz. Peygamber "Doğuruncaya kadar git" buyurdu. Kadının bu arada geçimini Ensar'dan bir adam üstlendi. Daha sonra Hz. Peygamber'e gelerek; "Gâmidli kadın doğurdu" dedi. Çocuğun bakımını da Ensar'dan birisi üzerine aldı ve kadın recmedildi" (Müslim, Hudûd, 22, 23, 24; İbn Mâc'e, Diyât, 36; Mâlik, Muvatta', Hudûd, II). Başka bir rivâyette, çocuk sütten kesilinceye kadar emzirmesine izin verildiği, recm sırasında Hâlid b. Velîd (r.a)'ın üzerine kan sıçraması üzerine kadın hakkında kötü sözler söylediğini işiten Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğu nakledilir: "Ey Halid! yavaş ol. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim. Bu kadın öyle bir tövbe etti ki, onu bir baççı (vergi memuru) yapsaydı, şüphesiz mağfiret olunurdu" Sonra kadının hazırlanmasını emrederek cenazesini kılmış ve kadın defnedilmiştir (Müslim, Hudûd, 23). Alıntı:
RECM CEZASININ TATBİKİ İÇİN ŞARTLAR 1. Zina eden kadın veya erkeğin ergin olması. 2. Akıllı olması. Akıl hastasına had uygulanmaz. Akıllı ve ergin bir kimse akıl hastası ile zina etse, yalnız kendisine had uygulanır. 3. Evli olan gayri müslime recm yerine değnek cezası uygulanır. Şâfiî ve Hanbelîlere göre pasaportla İslâm devletine gelen gayrî müslim yabancılara ne zina ve ne de içki içme cezası uygulanmaz. 4. Zinanın zor kullanarak olmaması gerekir. 5. Zinanın diri bir insanla olması gerekir. 6. Zina edilen kadının da ergin veya kendisine cinsel istek duyulan bir yaşta olması gerekir. 7. Zinanın bir şüpheye dayalı olmaması gerekir. Fasit nikahtan sonraki cinsel temasa had gerekmediği konusunda görüş birliği vardır. Velisiz veya şahitsiz evlenme gibi. Zinanın bir para karşılığında olması halinde Ebû Hanife'ye göre her ikisine de had cezası uygulanmaz. Çünkü bu durum bir mehir karşılığında nikâh akdine benzemektedir. Burada şüpheden dolayı had düşer. Ancak fiil haram olduğu için ta'zir uygulanır. Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre bu durumda da had cezası verilir (Ömer Nasuhi Bilmen, İstilâhât-ı Fıkhıyye Kâmusu, İstanbul 1968, III,197 vd.). 8. Cinsel temasın önden olması. Arkadan ilişki yani livata için Ebû Hanîfe'ye göre yalnız ta'zir cezası uygulanır. Ebû Yusuf, İmam Muhammed ve Hanefiler dışındaki üç mezhebe göre ise livata haddi gerektirir. Yabancı bir kadına ön veya arka dışında karın, uyluk gibi başka bir yere temas ise yalnız ta'zîri gerektirir. Çünkü bu, şer'an kendisine bir şey takdir edilmeyen münker bir fiildir. 9. Had cezalarının uygulanabilmesi için İslâm devletinin varlığı şarttır. Çünkü dârul-harp veya dârul-bağy (âsiler ülkesi) de had cezalarını uygulamaya İslâm devletinin velâyet yetkisi olmaz ve bu hükümleri uygulamaya gücü yetmez. 10. Zina eden erkek veya kadının halen veya daha önce sahih nikâhla evlenmiş olması ve bu nikâh devam ederken eşiyle bir defa da olsa cinsel temasta bulunması şarttır. Böyle bir erkeğe "muhsan", kadına ise "muhsana" denir. Recm cezası için bu son niteliğin bulunması da gerekir. Recm için muhsan sayılmada erkek veya kadında şu yedi niteliğin bulunması gerekir: Akıllı olmak, ergin bulunmak, hür ve müslüman olmak, sahih nikâhla evlenmiş bulunmak ve bu nikâhtan sonra eşiyle guslü gerektirecek şekilde cinsel temasta bulunmak. Bu şartlardan herhangi birisi bulunmazsa ceza yüz değneğe dönüşür. Zina edenlerden birisi muhsan olur, diğeri bekâr bulunursa; bekâra yüz değnek, muhsan olana ise recm cezası uygulanır. Ebû Hanife ve Mâlik'e göre, bir erkek veya kadının muhsan sayılması için müslüman olması şarttır. Bu yüzden evli olan gayri müslimlerin zinasına recm cezası uygulanmaz, çünkü recm, günahtan temizlenme yoludur. Zimmî ise günahtan temizlenmeye ehil değildir. Onun temizlenmesi ancak ahirette azapla gerçekleşir. Hz. Peygamber; Allah'a şirk koşan kimse muhsan değildir" (Zeylaî, Nasbü'r-Râye, III, 327) buyurmuştur. Bu görüşte olanlar için iki yahudinin Hz. Peygamber tarafından recmedilmesi olayı, Tevrat hükmüne göre olmuştur. Daha sonra bu neshedilmiştir (Zeylaî, a.g.e, III, 326; eş-Şevkânî, Neylül-Evtâr, VII, 92). Şâfiî, İbn Hanbel ve Ebû Yusuf'a göre, recmin uygulanması için zina edenin müslüman olması şart değildir. Bir zimmî zina suçuyla İslâm mahkemesine gelse had uygulanır. Müslüman bir erkek zimmî bir kadınla evlenip cinsel temasta bulunsa, her ikisi de "muhsan" olur. Delil, Hz. Peygamber'in iki yahudiye recmi uygulamasıdır. "Dulun dul ile zinasında taşlama vardır" (Müslim, Hudûd,12-14; Ebû Dâvud, Hudûd 23; Tirmizî, Hudûd, 8) hadisinin genel anlamı da başka bir delildir. Diğer yandan zina bütün semavi dinlerde haram kılınmıştır (bk. eş-Şîrâzî, el-Mühezzeb, II, 267; İbn Kudâme, el-Muğnî, Kahire 1970, VIII, 163; ez-Zühaylî, el-Fıkhul-İslâmî ve Edilletüh, Dımaşk 1405/1985, VI, 43). Zina Suçunun Sâbit Olması: Zina, ya ikrarla ya da dört şahitle sabit olur. 1. İkrarla Tesbit: Zina ikrarında bulunanın akıllı, ergin olması ve zorlama altında bulunmaması gerekir. Ayrıca ikrarın dört defa yapılması gereklidir. Çünkü Mâiz b. Mâlik'e Allah elçisi dört defa ikrar esasını uygulamıştır. Hanefi ve Hanbelîlerin görüşü budur. Şâfiî ve Mâlikilere göre ise tek ikrar yeterlidir. Bunlar da işçinin kendi patronunun eşiyle zina etmesi olayına dayanırlar. Çünkü orada dört ikrardan söz edilmemiştir (Buhârî, Âhad,I, Şurüt, 9; Müslim, Hudûd, 25; el-Bâcî, el-Müntekâ, VII,135; İbn Kudâme, el-Muğni, VIII, 191 vd.). Diğer yandan dört ikrarın ayrı meclislerde yapılması gerekir. 2. Zinayı dört şahitle ispat: Zinanın müslüman, erkek, adaletli ve hür dört erkek şahitle ispat edilmesi gerekir (en-Nisâ', 4/15; en-Nûr, 24/4,13). Şahit sayısı dörtten az olur veya dördüncü şahit "sadece bunları bir yorgan altında gördüm" gibi kesin zinaya delâlet eden beyanda bulunmasa, ilk üç şahide "zina iftirası (kazf)" cezası uygulanır. Zina isnat edilenden had düşer. Çünkü Hz. Ömer, Muğîre (r.a)'in zinasına şahitlik eden üç kişiye zina iftirası cezası uygulamıştır (bk. ez-Zühayli, a.g.e., VI, 48; "Kazf" maddesi). |
Değerli kardeşim emin olun ben şu an istesem recm ile alakalı red ve kabul ile alakalı istediğiniz kadar rivayet getirebilirim ama muamelat hususunda şu an içerisinde uygulanmayan veya uygulayacak adalet devleti olmadığı için bu tür tartışmaları gereksiz görüyorum. Allah'a emanet olunuz... Adalet Devleti kurulsun o zaman bu hususları İslam alimleri çözer ... |
Alıntı:
|
Alıntı:
Ne var ki, hadislerin sahih olup olmadığını nasıl kontrol edeceğiz ? Allahın muazam kitabı yanımızda dururken ve ayetleri muhkem iken, hadis ayetin yerine mi geçecek ? Hadisi ayetin yerine mi koyacağız ? Eğer ki hadisler kuranla uyuşmuyorsa, üstelik taban tabana zıt ise atın o hadisi çöpe |
ayetler elbette ve şüphesiz ki tartışılmaz tek kaynaktır.hadis kaynağıda(sünnet) zaten ayetlerden beslenmektedir... hadisler içinde kuranla çelişen,uydurma mevzu olduğu aşikar olanlarda mevcuttur elbette.. bi şey daha var ki,kuranda olmayıp yada muğlak olan onlarca hüküm hadis ile anlaşılmıştır. ve bi şey dahaya dikkat etmek gerek ki,hadisi koruyan ayettir.hadisler benim benzerimdir vahy dir diyen bizzat kur'an...إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْيٌ يُوحَى وَأَطِيعُواْ اللّهَ وَرَسُولَهُ gelelim asıl konuya; siz süper bir sofraya oturmaya hazırlanan iştahlı aç bir insana,bu kapların birinde zehir vardır,yada pislik bulaşmıştır veya iğrençlik mevcuttur dediğinizde,o insanın sofraya bakışını ve aç kalkışını düşünün... uydurma hadis vardır diye insanlara sık sık bu nahoşluğu hatırlatırsanız tüm hadislere soğutursunuz...o safhaya gelinmiş ki insanlar hadis kaynaklarına dudak büker hale gelmiştir.hadisten gelen sünnetleri kaale almaz hale gelmiştir.insanların kafasına acabalar hep canlı tutula tutula ,adeta insanları hadise karşı toptan retçiliğe itmiştir.. BU DOĞRU HAK VE ADALET OLAMAZ.MESULİYET GEREKTİRİR. diğer asıl konu ise; girişeceğimiz hüküm islam ruhuna aykırı olmamalı.fayda sağlamalı.şeytana zeytin dalı uzatılmamalı.zinakara faizciye tefeciye katile teröriste merhamet salgılamamalı. başkasının adına konuşmamalı.onlarca insanı acımasızca zalimce öldüren zalime merhamet damarımız maalesef mevcuttur. o zalim yada zani yada deyus bizim kızımıza eşimize yakınımıza dokunsa ,onu kıyma makinasına sokmaktan çekinmeyız ama,başkasına yapmışsa AMANNN İDAM ÇAĞDIŞI diyebiliyoruz. vs vs vs..... dağıttım farkındayım... bırak dağınık kalsın.. syglar |
EBDA Şeriat devleti konusu doğru ama bu tür konulara cevap yazmak zorundayız çünkü bu tartışmanın kaynağını (recm yoktur demek) hadisleri inkar etmek oluşturuyor. Değerli kardeşim o zaman İslamda recm varmıdır yokmudur bu hususta buyrun konuşalım Öncelikle Akıl-Kuran ile bakarım sonra sünnet ve hadis sırası ile ama tek sorunsuz kaynak Kuran ve ona uygun olan sünnet hadistir. İnşaallah konuyu en ince detayına kadar değerlendireceğiz... |
Abdulmelik kardeşim çok güzel açıklamış. Cahil aklı toptancıdır yani bir parçasına bakarak tümünü inkar eder. Evet uydurma hadis vardır ama uydurma hadis vardır diyerek tüm hadisleri de inkar etmek insafsızlıktır. Hadis imamları hayatlarını sahih hadisleri toplamak için harcarken bizim google müritleri internet başında yıllar içinde yapılan çalışmaları çöpe atmaya kalkışmışlardır işin gülünç tarafı ise kendilerine "hanif" ismini vermeleridir fakat tenekeye altın demekle teneke altın olmuyor. Mustafa İslamoğlu'nun (her ne kadar tüm fikilerini kabul etmesem de) şu tespiti çok yerindedir. "Bir hadis-i şerifi duyduğumuz zaman öncelikle onun sahih olup olmadığına bakmalıyız şayet sahih ise o zaman ne demek istediğini anlamaya çalışmalıyız. Mesela "Ağaç secde eder" diye bir hadis olsun bu hadis üç insan tarafından şöyle anlaşılır 1- Hadisleri (veya her duyduğunu) araştırmadan kabullenen "Evet ağaç insan gibi eğilir ve secde eder çünkü hadis bunu söyler" der. 2- Hadisleri araştırmadan tümünü inkar eden "Bu ne saçmalık hiç ağaç secde eder mi" der. 3- Hadisi araştırıp sahih kaynaklardan bulan (Buhari başta olmak üzere Kütübü Sitte içinde) kişi secde ile ne denmek istendiğini araştırır ve "Evet secde ile Allah'a itaat ima edilmiştir gerçekten ağaç Allah'a itaat etmektedir (secde etmektedir)" der. Bugünlerde ilk iki kutuptakilerini çok görmekteyiz. İlk kutup hadisi araştırmadan olduğu gibi kabul ederken ikinci grup yine araştırma zahmetinde bulunmadan hadisi inkar etmektedir. Evet bir hadis sahih kaynakta geçiyorsa doğrudur ama o ilk görünen manasını vermeyebilir. RECM ile ilgili inkarda buradan gelmektedir. Tüm hadisleri (güya sahih oldukları kesin değilmiş) inkar edenler dini sadece Kitaba indirmeye çalışmaktadırlar. Kitapta RECM'i bulamayan bu kişiler tüm hadislere rağmen RECM yoktur deme cürretinde bulunabilmektedirler. Selametle inşallah. |
Alıntı:
Selametle inşallah. |
Değerli kardeşim Sünnet ve Hadis hususunda elbette çok dikkatli olmak ve toptan reddiyeciği bırakmak lazım. Hadis ve sünnet Kuran hakikatleri ile çelişmeyeceğine göre recm hususundaki hadisler Kuran ile çelişmektedir.Nur suresi 2 ayet ile çelişmektedir.Recm Yahudi şeriatine göre Allah resulü tarafından uygulanmıştır.Kuranda hiç bir delil yok iken recmi Kurana muhalif rivayetleri Allah resulüne maletmek doğru değildir.''Canlı Kuran Örneği Allah Resulü Muhammed''in Kuran ile çelişecek söz söylemesini düşünmek ve ona maletmek kendisine iftiradır. Ebda kardeşim Hadisler hususunda sizinde belirttiğiniz gibi bir usul vardır Hadis usulü günümüzde bir şeyi reddetmek kadar kolay bir yol yoktur ama o reddiyede ne kadar Kurani usul edile-i şerriye baz alınıyor buna bakmak lazım bakın siz güzelce rivayetleri vermişsiniz bu rivayetleri Kurana havale ettiğimde Nur suresi 2 ayetine ters düşmektedir şimdi kardeşim olarak siz söyleyin ne yapmamız gerekir? İnşaallah en kısa zaman Peygambersiz Bir Kuran Anlayışı Olamaz diye bir çalışma ile günümüzde herkesin kendi aklına göre dini yorumlaması beğendiğini kabul beğenmediğini reddetmesi heva ve hevesler ile bakılması Kuran'ın nasıl anlaşılması gerektiğini dahi bilmeyen İnternet Alimlerinin düştüğü hatalar yaşamlarında namaz yok zekat yok eylemsiz söylemler ile kendilerini müfessir gören anlayışlara karşı nasıl dikkatli olunması hususları nasip olursa 3 4 güne yayınlamaya çalışacağım Allah'a emanet olunuz... Zina eden kadın ve erkeğin herbirine yüzer sopa vurunuz. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, O'nun dini konusunda onlara acımayınız. Onların ceza görmesine mü'minlerden bir grup da şahit olsun. (Nur-2) (Seyyid Kutub) İmdi, zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz değnek vurun ve eğer Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanıyorsanız, onlara karşı duyduğunuz acıma, sizi Allah'ın bu yasasını uygulamaktan alıkoymasın; ve inananlardan bir topluluk da onların cezalandırılmalarına şahit olsun. (Nur-2) (Muhammed Esed) Zine eden kadın ve zina eden erkek:İşte bunlardan her biri için etkisi cilt ile sınırlı yüz vuruş yapın eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız,o ikisine olan acıma duygunuz sizi Allah'ın hükmünü uygulamaktan alıkoymasın;inananlardan bir gurup ta onların cezalarına tanık olsun.(Nur-2) (Mustafa İslamoğlu) Ey Kitab-ı Mukaddesin izleyicileri! Şimdi size, (kendi kendinizden) gizlediğiniz Kitabın birçoğunu açıklamak ve bir kısmını da bağışlamak amacıyla Elçimiz gelmiştir. Şimdi Allahtan size bir ışık ve apaçık bir ilahi kelam ulaşmıştır, ki onunla Allah, kendi rızasını arayan herkese kurtuluşa götüren yolları gösterir, rahmetiyle onları karanlığın derinliklerinden aydınlığa çıkarır ve dosdoğru bir yola yöneltir. (Maide 15-16) Recmedilen Yahudiler Buharı ve Müslim, İbni Ömer'den şunu rivayet ederler. Yahudiler, zina halinde yakaladıkları bir çifti alıp Peygamber Efendimize getirmişlerdi. Peygamberimiz onlara “kitabınızda bu hususta ne buldunuz» der. Onlar da» kitabımıza göre zina edenlerin yüzlerini karaya boyar, rusvay ederiz» derler. Resülüllâh ta onlara “Yalan söylüyorsunuz. Tevratta Recm vardır. Eğer doğru söylüyorsanız, getirin Tevratı okuyun» buyurur. Yahudiler de Tevrat okuyan birisini getirip okuturlar. Ancak okuyan, bir yeri eliyle örter. Resülüllâh onun elin kaldırtınca, Recme ait olan hüküm ortaya çıkar. Bunun üzerine Yahudiler “Evet Ya Muhammed, Tevratta' Recm vardır, ancak biz bu cezayı aramızda gizli tutuyorduk» derler. Bu durum karşısında Yüce Peygamberimiz, zina eden bu çiftin Recmedilmesini emreder. Bu recm hadisesini Berrâ Bini Azip, şöyle rivayet eder: Yüzü karaya boyanmış ve kırbaçlanmış bir Yahudi Resülüllâha getirilmiş. Yahudilere Resülüllâh, “siz kitabınızda Zina Cezasını bu çeşit mi buldunuz?» buyurur. Onlar da, evet derler. Peygamberimiz, Yahudi âlimlerinden birini çağırıp» sizi Tevratı Musaya gönderen Allâha yemine davet ediyorum. Kitabınızda zinanın cezası böyle midir?» buyurur. Yahudi de, hayır, dedikten sonra sözüne devamla “eğer bana yemin verdirmeseydin, recmin cezasını haber vermiyecektim. İşin aslı şu. Bizim ileri gelenlerimiz arasında zina çoğalmıştı. Bunlara recmi tatbik etmez olduk. Ama fakirlere zayıflara bu cezayı uyguluyorduk. Bu da adalete uygun gelmiyordu. Düşündük taşındık, bunun ortasını bulalım ve herkese uygulayalım dedik, bu gördüğün cezayı kabule mutabık kaldık. Bunun üzerine Resülüllah “Ey Allah'ım, öldükten sonra senin emrini ilk dirilten ben oldum» buyurduktan sonra o yahudinin recmini emreder. (Tefs. Ayetül ahkam) Şahsım adına bu tür hayatımızda uygulaması olmayan mevzuları tartışmak bize bir şey kazandırmıyor. Hadisler Nur suresi 2 ayetten öncesi içindir ve uygulama eski şeriate göre yapılmıştır.Nur 2 ayeti kerime ile Recm yerine sopa cezası uygulaması başlamıştır... [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Şu vereceğim linkte Bu hususta tüm detaylar verilmiştir .... |
Alıntı:
Bakın çok güzel bir noktaya temas etmişsiniz ne diyorsunuz ? Hadis kaynağıda(sünnet) zaten ayetlerden beslenmektedir... AMENNA RECİM SÜNNETİ VEYA HADİSİ HANGİ KAYNAKTAN ( HANGİ AYETTEN ) BESLENMEKTEDİR ? BEN O HADİSİ ATIN ÇÖPE DERKEN BU ÖNEMLİ HUSUSUN ALTINI ÇİZMİŞİM. kuranda olmayıp yada muğlak olan onlarca hüküm hadis ile anlaşılmıştır. DEMİŞSİNİZ. Kuranda olmayan veya muğlak olan nedir ? Ayet herşeyi açıklamıyor mu ? YOKSA SİZ DE KEÇİ YEDİ O AYETİ DİYENLERDENSİNİZ * |
Bu belirtmiş olduğunuz sözde RECM ayeti hususunda Hz Ömere atılan iftiralara baktımda kendi yalanlarını onaylamak adına hiç bir kimseye iftira atmaktan çekinmeyen emevi ürünü olan bir çok rivayet Kuran ve Sünnete bire bir ters özellikle Hz Ömere maledilen rivayeti buraya yazmak dahi abes olur Kuranla kesin olan bir hüküm üzerine hüküm nasıl oluyor Hani Kuran-Sünnet-Hadis olması gerekli iken neden Kuran'da açıkça hükmü belli olan Zina üzere hüküm koymaya çalışılıyor çözemedim Kabbul ahbar gibi amr bin as gibi vb lerinin uydurmaları Allah Resulü Hz Muhammede ait olamaz... |
KURAN SİZE KARŞI ÇIKIYOR VE BAKIN SİZLERE NASIL CEVAP VERİYOR. EVLİ CARİYELERE VERİLECEK HÜKMÜ AÇIKLAYARAK İçinizden, inanmış hür (muhsan) kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, elleriniz altında bulunan inanmış cariyelerinizden alabilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyleyse iffetli yaşamaları, fuhuş yapmamaları ve gizli dost da tutmamaları şartıyla, sahiplerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin.Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara yapılan azabın yarısını uygulayın." (Nisa 4/25) AYET ÖLÜMÜN YARISINI MI UYGULAYIN DİYOR ? HAYDİ O HALDE ÖLÜMÜN YARISINI UYGULAYIN RECİMLE, NASIL UYGULARSINIZ ? ŞAYET RECM CEZASI OLSAYDI AYET BU ŞEKİLDE Mİ İNERDİ ? |
Abdulhamid Hocam, o keçi meselesine inanan zaten kuranın dokunulmazlığını,eksizliğini,iskonto ve zamsız olduğunu inkar anlamına gelip küfür sözkonusudur. ben bu saçmalığa inanacak değilim... ikincisi ise; islam hukuku,fıkıh,muamelat dediğimiz tabiri caizse islamın tüm yönetmelikleri sünnete dayalıdır.namaz vakitleri,abdest cunupluk ,rekatlar,zekat ve açılımı,hacc ümre,necaset,taharet,vs vs vs gibi konular sünnetsiz anlaşılması bazılarında imkansız gibi... bu noktaya dikkat çekmiştim.. peki recime nasıl bakıyorsunuz derseniz; recmin kuranda olmadığını,sünette ise munferid uygulandığını,ve bu uygulama tevrat hükmü ile uygulandığı anlaşılıyor.. recim uygulansa bile bunun ispatlanması imkansız denecek kadar güç olduğu konusuda ayrı konu... recmin bu gün sözde islam devletleri(!) tarafından uygulanması holiganlığınıda asla tasvip etmiyorum. özetle recmin tazir cezası(80 sopa) ile yetinmesi gerektiğini düşünüyorum. ama sopaları ben vurmak kaydıyla :) |
Selamun Aleykum, verdiğiniz linkteki yazıları tamamen okudum yazı şu temele dayandırılmış: Peygamberimiz (AS) RECM cezasını uygulamıştır fakat uygulama Tevrata dayandırılarak yapılmıştır RECM edilen Yahudi ve Müslümanlarda işte Tevrat'taki bu hükme dayandırılarak RECM edilmişlerdir. Delil olarak ta şu şu hadisi getirmiştir: eş-Şeybânî dedi ki; Abdullah b. Ebî Evfâ’ya “Allah’ın Elçisi sallallahu aleyhi ve sellem recim cezası uyguladı mı?” diye sordum. “Evet” dedi. “Nur suresinden önce mi, sonra mı” dedim. “Bilmiyorum” dedi.” [1] Ayrıca şu hadisi şerifi yayınlarken hadisin sonuna düşülen şu not sanırım sizinde dikkatinizi çekmiştir: A- Ebû Hureyre ve Zeyd b. Halid dediler ki, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin yanındaydık. Bir adam kalktı ve şöyle dedi: “Allah için, aramızda sadece Allah’ın kitabıyla hükmetmeni istiyorum.” Davalısı daha anlayışlıydı, o da kalktı ve şöyle dedi; “Aramızda Allah’ın kitabı ile hükmet ve beni dinle.” Peygamberimiz, “konuş” dedi, o da şöyle konuştu: “Oğlum bunun işçisiydi, karısıyla zina etti. 100 koyun ile hizmetçi köleyi fidye olarak verdim. Bilenlere sordum, oğluma 100 değnek ve bir yıl sürgün, kadına da recm gerektiğini söylediler.” Peygamberimiz dedi ki: Canım elinde olana and içerim, aranızda elbette şanı yüce Allah’ın kitabı ile hükmedeceğim. 100 koyun ile köle geri alınır. Oğluna 100 değnek ve bir yıl sürgün gerekir. Üneys, şu adamın karısına git, suçu kabul ederse recmet. Gitti kadın suçu kabul edince recmetti.[13] Burada sözü edilen “Allah’ın kitabı”nın Tevrat olduğu kesindir. Çünkü Kur’ân’da zina ile ilgili bir âyet henüz inmemişti. İnen âyetlerin hiçbirinde de recm cezası bulunmamaktadır. Elimizdeki Tevrat’ta değnek cezası yoktur. Bu ceza, Medine Yahûdilerinin elindeki nüshada olabilir. (bu bilgi verdiğiniz linkteki siteden alınmıştır) Yukarıdaki hadisi şeriflerde kırmızı ile gösterdiğim kısımlar açıkça bu olayın Nur suresinin indirilmesinden sonra meydana geldiğini gösterir neden mi?: 1- Nur süresindeki ayetin indilirdiği tarih rivayetlerde hicretin dördüncü, beşinci veya altıncı yılında olduğu bildirilir bu olay sırasında Hz. Ebu Hureyre (ra)'ında hazır bulunması olayın hicretin 7. yılından sonra olduğunu gösterir çünkü Hz. Ebu Hureyre (ra) hicretin 7. yılında müslüman olmuştur.[2] 2- "Oğluna 100 değnek ve bir yıl sürgün gerekir." ifadesi olayın Nur süresindeki ayetin indirilmesinden sonra olduğunu açıkça göstermektedir çünkü "değnek ve sürgün cezası" Tevrat'ta olan bir ceza değildir "100 değnek" cezası Kuran-ı Kerim'de bildirilmiştir. Öyleyse hüküm Tevrat'a göre verilmemiştir zaten yazının sonunda şu ifade yazarın bu konudaki çıkmazını da ortaya koymaktadır "Elimizdeki Tevrat’ta değnek cezası yoktur. Bu ceza, Medine Yahûdilerinin elindeki nüshada olabilir." Hadisi Şerif Hakkında İbn-i Kuteybe'nin Açıklamaları İddia: Suryân b.Uyeyne’den o ez-Zuhrî’den,o da Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe’den o da Ebu Hurayra Zeyd b. Hâlid (R.A) ve Şibl’den.rivayet ettiniz ki: Bir adam kalktı ve Rasulullaha (S.A.V) dedi ki: “Yâ Rasulallah! Allah İçin aramızda Allahın kitabı ile hükmetmeni istiyorum.” Sonra hasmı kalktı -Bu diğerinden daha zekiydi- ve: “Doğru söyle*di, aramızda Allah’ın kitabı ile hükmet yalnız bana müsaade et dedi. Rasulullah: Söyle dedi. Adam; Benim oğlum, bu adamın yanında işçi idi. Onun karısı ile zina etti. Ben de ondan, yüz koyun ve bir köle mukabilinde oğlumu serbest bırakmasını istedim. Sonra ilim ehlinden olanlara sordum, bana, “oğluna yüz değnek ye bir sene sürgün cezası, bu adamın karısına ise recim cezası gerekeceğini” söylediler dedi. Rasulullah: Nefsimi elinde bulunduran Allah’a antolsun ki, ikinizin arasında Allah’ın kitabı ile hükmedeceğim: “Yüz koyun ve köle sana iade edilmiştir, senin oğluna yüz değnek ve bir sene sürgün cezası, bu adamın karısına ise recim cezası! Yâ Uneys bu adamın karısına git, eğer suçunu itiraf ederse onu recmet dedi. Uneys gitti, kadın suçunu itiraf etti, o da onu recmetti [BUH:53 / S ; 54 / 9; 83 / 3 Bkz.s.300)] EBU MUHAMMED: Bunu bana Muhammed b. Ubeyd b. Uyeyne’den bu şekilde tahdis etti. Bu hadis Allah azze ve celle’nin Kitabına muhaliftir. Çünkü adam, ondan aralarında Allah’ın Kitap’ı ile hükmetmesini istedi. O da adama: Nefsimi elinde bulunduran Allah’a andolsun ki ikinizin arasında Allah’ın kitap’ı ile hükmedeceğim, dedi. Sonra da recim ve sürgün cezalan ile hükmetti. Halbuki Kur’an’da ne recim, ne de sürgün cezalarının ismi geçmemektedir. Ya bu hadis asılsızdır ya da şayet doğru ise o zaman Allah’ın kitabından recim ve sürgün eksilmiş demektir. Cevap: Biz deriz ki; Rasulullah (S.A.V) buradaki “…ikinizin arasında Allanın Kitabı ile hükmedeceğim“ sözü ile Kuran’ı kastetmemiştir. O sadece “ikinizin arasında Allahu taâlânın hükmü ile hükmedeceğim” demek istemiştir. Kitap(yazı) kelimesi çeşitli manalarda kullanılır. Bu manalardan birisi.Allah (cc) “…bunlar, üzerinize Allah yazısı olarak haramdır. Haram kılınanların dışında kalanlar size helal kılındı. ” (4.en-Nisâ:24) ayetinde de olduğu gibi hüküm ve farz demektir. “… Allah’ın yazısı olarak ” demek Allah’ın sizin üzerinize farzı olarak demektir. Yine Allah “… size kısas yazıldı ” (2,el-Bakara, 178) buyurmuştur. Yani size farz kılındı, demektir. “Ey Rabbimiz, üzerimize şu savaşı niye yazdm …” dediler. (4.en-Nisa, 77} ayeti,”…niye farz kıl*dın demektir. Keza “Tevrat’ta İsrail oğulları üzerine şunu yazdık: Cana can” (5.el-Mâide:45) buyurmuştur.Yani “…şunu hükmettik ve farz kıldık” demektir. En-Nâbiğatul-Ca’dî’de şöyle demiştir: “Velâ bağları, bizim (şerefli) soyumuzu lekeledi. Siz de (zâten) lekeliydiniz. Fakat yazdığı zaman Allah böyle dememişti.” Yani: Akrabalık bağları, bizim soylu şerefimizi lekeledi. Hükümde bulunuyorken Allah bunu vacip kılmış değildir” demektir. [İbn-i Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 179-181.][3] B- eş-Şeybânî dedi ki; Abdullah b. Ebî Evfâ’ya “Allah’ın Elçisi sallallahu aleyhi ve sellem recim cezası uyguladı mı?” diye sordum. “Evet” dedi. “Nur suresinden önce mi, sonra mı” dedim. “Bilmiyorum” dedi.” [1] hadisi hakkındaki açıklama İbrahim Canan Hocaefendinin bu hadis hakkındaki görüşü 1- Recm tatbikatının Nur sûresinin nüzûlünden önce olması halinde, bu sûrede, zâniye celde hükmü gelmiş olmakla recmin bununla neshedildiği söylenebilecektir. Recm, Nur sûresinin nüzûlünden sonra tatbik edilmiş olma durumunda, celdenin muhsan hakkında neshedilmiş olduğuna delil çıkarılabilecektir. Böyle bir değerlendirmeye: "Bunda, Kitab'ın sünnetle neshedilme durumu mevzubahistir, bu ise ihtilaflı bir mevzudur" diye itiraz edilebilir ise de şöyle cevap verilmiştir: "Ulemânın kabul etmediği husus, Kitab'ın haber-i vahidle neshidir, haber-i meşhur ile neshine itiraz edilmemiştir. İbnu Hacer burada nesh değil tahsisin mevzubahis olduğunu, âyetteki celde hükmünün muhsan olmayanlara tahsis edildiğini belirtir. 2- İbnu Ebî Evfâ, recm hâdisesinin Nur sûresinden önce mi, sonra mı vukua geldiğini bilmediğini söylemektedir. Ancak Nur sûresinden sonra olduğuna dair delil mevcuttur. Zîra sûrenin nüzûlü ifk hâdisesi sırasında vukua gelmiştir. Gerçi bu hâdise dördüncü hicri yılda mı, beşinci veya altıncı hicrî yılda mı meydana geldi, ihtilaflıdır. Ama recm hâdisesinde Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) de hazır bulunduğuna göre, yedinci yıldan sonra cereyan etmiş olmalıdır, zîra o, yedinci hicrî yılda İslâm'la müşerref olmuştur. 3- İbnu Ebî Evfâ'nın "bilmiyorum" demesi, faziletli, büyük kimselerin "bilmiyorum" diye cevap vermekle faziletlerinden bir şey kaybetmeyeceğine, böyle dediği için ayıplanamayacağına delildir. Bilakis bu cevap onun araştırıcı olduğuna, söyledikleri şeylerde titiz davrandığına delildir, övülmesini gerektiren bir cevaptır[4] Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) zinâ yapmış olan bir kimse için celde ile hadd tatbik edilmesini emretti. Sonra, onun muhsan (evli) olduğu bildirildi. Bu sefer recmedilmesini emretti ve recmedildi." [Ebû Dâvud, Hudud 24, (4438, 4439).] İşte bu deliller Hz. Peygameber'in (SAV) RECM cezasını Nur Süresinden sonra uyguladığını göstermektedir çünkü yukarıda ki uygulamada değnek ve recm cezası beraber zikredilmiştir. Aynı şekilde Halife efendilerimiz döneminde de RECM cezası uygulanmıştır. [5] -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
|
Nerede kaldı benim sorumun cevabı el insaf ile cevap veremeyecek misiniz ? KURAN SİZE KARŞI ÇIKIYOR VE BAKIN SİZLERE NASIL CEVAP VERİYOR. EVLİ CARİYELERE VERİLECEK HÜKMÜ AÇIKLAYARAK İçinizden, inanmış hür (muhsan) kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, elleriniz altında bulunan inanmış cariyelerinizden alabilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyleyse iffetli yaşamaları, fuhuş yapmamaları ve gizli dost da tutmamaları şartıyla, sahiplerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin.Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara yapılan azabın yarısını uygulayın." (Nisa 4/25) AYET ÖLÜMÜN YARISINI MI UYGULAYIN DİYOR ? HAYDİ O HALDE ÖLÜMÜN YARISINI UYGULAYIN RECİMLE, NASIL UYGULARSINIZ ? ŞAYET RECM CEZASI OLSAYDI AYET BU ŞEKİLDE Mİ İNERDİ ? |
Ne kadar ayıp değil mi? YitikSevda kardeşimiz konuyu dün gece paylaşmış ve sonrasında beklemiş verilen linkteki yazılara öyle iki dakikada cevap verilmez siz yazdıklarımı okuma zahmetine bile girmeden hani sorumun cevabı diyorsunuz kimse size cevap vermek zorunda değil bu bir, ikincisi soruyu ilk soran YitikSevda kardeşimiz cevabı da ilk o hak ediyor bu iki. |
. özetle recmin tazir cezası(80 sopa) ile yetinmesi gerektiğini düşünüyorum. ama sopaları ben vurmak kaydıyla :) BİRLİKTE VURALIM SOPALARI ANCAK 80 DEĞİL KURANIN EMRİ İLE 100 YAPALIM ŞUNUalkış000 |
Alıntı:
Bu ayetin hükmü ile cevap ver. Verdiğin cevabı da kendin paylaş bizimle değil. Sizin namınıza üzüldüm. Aciz ve çaresiz kaldınız için cevap veremediğiniz için Yani koskaca o yazdıklarınız bir anda sönüverdi ne acı ? |
Rum-28: ……… Akıl edenler için ( Anlaşılsın diye, anlaşılması için ) ayetlerimizi işte böyle açıklıyoruz. Ey akıl ve basiret sahipleri ! İbret alın.” (Haşr : 2) “Ancak selim akıl sahipleridir ki, iyice düşünürler.” (Rad :19) ( Doğru düşünen kim ? ) ALLAH BU KURANI AKIL SAHİPLERİNE İNDİRDİM DİYORSA VE PEK ÇOK AYETİN SONU HALA MI AKIL ETMİYORSUNUZ DİYE BİTİYORSA NİSA 45 AYETİNİ AKLETMEYECEK MİYİZ ? İçinizden, inanmış hür (muhsan) kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse, elleriniz altında bulunan inanmış cariyelerinizden alabilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyleyse iffetli yaşamaları, fuhuş yapmamaları ve gizli dost da tutmamaları şartıyla, sahiplerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin.Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara yapılan azabın yarısını uygulayın." (Nisa 4/25) AYET ÖLÜMÜN YARISINI MI UYGULAYIN DİYOR ? ZİNE EDEN EVLİ HÜR KADINLARIN CEZASI ÖLÜMLE RECM OLSAYDI. HAYDİ O HALDE ÖLÜMÜN YARISINI UYGULAYIN RECİMLE, NASIL UYGULARSINIZ ? ŞAYET RECM CEZASI OLSAYDI AYET BU ŞEKİLDE Mİ İNERDİ ? |
Alıntı:
ben vurmak kaydıyla demiştim ve 80 demiştim. caydım ben vurmak kaydıyla 40 yeter.recmin yarısını uygularım söz. görün recim nasılmış :) |
Alıntı:
Kale erağibun ente an aliheti ya ibrahim, leil lem tentehi le ercumenneke vehcurni meliyya. (Babası "Ey İbrahim, sen benim tanrılarımdan hoşlanmıyor musun?" dedi, "Eğer bu tutumuna bir son vermezsen, seni mutlaka öldüresiye taşa tutarım! Haydi, şimdi bir süre benden uzak dur!" (MERYEM/46) Kalu le il lem tentehi ya nuhu le tekunenne minel mercumîn. (İnanmayanlar "Ey Nuh!" dediler, "Eğer (bu iddialarına) son vermezsen, mutlaka taşlanacaksın!" (ŞUARA/116) Abdulhamit abimin cevabı üzere Kur'anda eğer Zinaya Recm cezası uygulanması emri olsa idi o zaman vermiş ayetlerdeki gibi Recm açıkça ifade edilirdi... Muhsin abi sizin uyarınızı dikkate alarak mesajımı değiştim sadece kimsenin Sahabeye yanlış bakmaması adına yoksa o ismini vermiş olduğum şahıslar hakkında görüşüm nettir lakin kimsenin yanlış anlayışa düşmemesi adına düzelttim ... Ebda kardeşime teşekkür ederim bizler illa bir fikri dayatmaya çalışmıyoruz hakk ne ise onu anlatmaya çalışıyoruz Recm hususunda çok fazla tartışmaya gerek görmediğimi açıkça beyan ettim hadis inkarcısı değilim ama elemesinide çok iyi bilirim... |
yitiksevda abi şu sorularıma cevap alabilirmiyimm: efendimizin hüküm koyma ytkisi var mı yok mu? bu recm konusu şeriat hukukuna nasıl girmiştir? |
Hoşbulduk Ecrin kardeşim. Kusura bakma Ecrin kardeşim senin sorunu bölüyorum ama bunu söylemeden edemeyeceğim. Soru sormak ve cevaplamanın bir adabı vardır o da şudur: Kişi sorusunu sorar ve cevap gelmesini bekler, cevabı veren kardeş soruyu araştırır derler toplar ve yazsını yayınlar, sonra ilk kardeş cevabı okur doğruluğunu araştırır varsa kafasına takılan bir nokta iyice araştırdıktan sonra tekrar sorar. Bizler insanız makine değiliz aynı anda birkaç soru sorup hani cevabı hemen beklemek insafsızlıktır. Verilen yazıyı okumadan hemen ikinci bir soru sormak bence doğru değildir.. YitikSevda kardeşimiz ile Abduhamit 1 tam olarak bunu yaptılar. YitikSevda kardeşimiz RECM cezasının Tevrat'a dayandığını söyledi delil olarak ta [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]yazıyı önerdiler. Yazıyı okuduk ve genel kanaatimizi yukarıda bildirdik fakat görüyoruz ki yazıyı okumak yerine yeni bir soru sordular. Halbuki verilen yazıda sordukları sorunun cevabı da vardı ayrıca bu yazının temelini RECM cezalarının Nur süresindeki ilgili ayetin indirilmesinden önce olduğu iddiası oluşturmaktadır. İddianın gerçek olmadığını yazımızda belirttim öncelikle yazının okunması gereklidir. Madem iddia yanlıştır o zaman Allah Resulu (AS) Kuran'da açıkça ifade edildiği gibi zina hakkında hüküm ortaya koymuş ve Kuran'da olmadığı halde bu cezayı tatbik etmiştir. Selametle.. |
Ebda kardeşim edepsiz kelimesini keşke biraz düşünerek kullansa idiniz beni es geç önemli değil yaşım 34 ama Abdulahmit abiye o kelimeyi kullanmamanız gerekirdi kendisi yaşça 50-52 yaşına saygı duymanız ve ondan özür dilemeniz gerekir benim için önemli değil biz kardeşiz fikirlerimizi sunarız kimseyede dayatmayız biz Kuran'da açık hükümler var iken hadislerede itibar edemeyiz buyrun siz istediğiniz hususta hadisler ile yol alabilirsiniz bizim için bir sıkıntı yok Allah'a emanet olunuz. |
efendimizin hüküm koyma ytkisi var mı yok mu? bu recm konusu şeriat hukukuna nasıl girmiştir? Allah Resulü Hz Muhammedin Kuran ile hüküm koyma yetkisi vardır Helal ve Haram hususunda Kuran ile birlikte bir çok hususta hükümler koymuştur.Recm hususunda Şeriat hukukuna nasıl girdiği çok önemli değil bana esas temel kaynak Kur'an'da var olan bir hüküm üzere hüküm koyulamaz.İtikadi hususlarda Kuran esastır muamelat vb hususlarda edilei şerriye ile esaslar belirlenebilir. |
edilei şeriyede kuran esastır.ana kaynaktır. kuranda olmayan bir konuda sünnete muracaat edilir. sünnette yoksa icmaya gidillir.. icma yoksa kıyasa gidilir.. buna göre kalan üç şeri delil kuranda olmayan bir konuda hüküm koyma yetkisi var demektir. o zaman sizin dediğiniz çürür arkadaşım... değil mi? |
Edepsiz kalimesinden kastın soru sorma adabına uymamayı kastettim yoksa günlük hayatta kulanılan ile asla söylemem ne size ne de benden yaşça küçüklere. Şayet kelimeyi o manada algıladıysanız bu konu hakkında özür dilerim daha uygun kelime kullanmalıydım. |
Alıntı:
Abi zaten Zina hususunda Kuran ile açıkça hüküm belirlenmiştir bu hüküm sabit iken bunun üzerine hüküm konulamaz değilmi.İtikadi husus değil ama hükmü açıktır. |
Ebda kardeşim ben yanlış anlamış olabilirim teşekkür ederim sizde hakkınızı helal edin beşeriz arada yanlış algılama olabilir sorun değil... |
Allah bir ayeti ayet ile nesh ettiği gibi hadis yada sünnet ile de nesh eder işte RECM ile ilgili Peygamberimizin (AS) uygulamalarıda buna örnektir. Nur süresindeki ayetin indirilmesinden sonra bu hüküm kısmen sünnet ile nesh edilmiştir. Ayrıca zeynebim kardeşim bu RECM cezasının uygulanması için bazı şartlar vardır bunlar sağlanmazsa RECM uygulanamaz örneğin ŞERİAT devletinin varlığı gibi. Selametle.. |
Kur'an'da yer almayan ve sadece hadis rivayetlerine dayandırılan recm cezasıyla, mürted için öngörülen ölüm cezasına dair rivayetlerin isnad ve metin açısından arz ettikleri problemler konusunda M. Hayri Kırbaşoğlu, "İslam'a Yamanan Sanal Şiddet: Recm ve İrtidat Meselesi", İslamiyat V (2002), sayı: 1, s. 125-132. |
Alıntı:
mesela ; bakara 240 ta "İçinizden hanımlarını geride bırakarak vefat edecek olanlar, eşleri için senesine kadar evlerinden çıkarılmaksızın kendilerine yetecek bir malı vasiyet ederler. Bununla birlikte eğer kendileri çıkarlarsa, kendi haklarında yaptıkları meşru bir hareketten dolayı size bir sorumluluk yoktur. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir." Kocası ölen kadınlar bir yıl, kocalarının evinde kalıp, onların malından istifade ederler, ardından da çıkıp giderler. Görüldüğü gibi bu ayette ne iddet konusu, ne de miras meselesi gündeme gelmemiştir deniliyor..... ama iddet nerde miras nerde ve 4 ay 10 gün nerde? bu ayette bir yıl diyor.ama bakara 230 ve nisa 12 ayetleriyle miras iddet evlenme süresi vs açıklanmıştır. bakara 240 1 yıl diyor..evlenmek yasak.. bakara 230 ve nisa 12 ise 4 ay 10 gün sonra evlenir ve miras konusu açıklanmış... bu ikisinde çelişki gibi gözükse de,hadisler sayesinde çözüme kavuşuyor... Oysa İslam ümmetinden şu ana kadar şii olsun sünni olsun bakara 240 ı uygulayan hiçbir alim ve fakihe rastlanmamıştır! Neden? Çünkü mütevatir hadisler gereği İslam âlimleri ittifakla daha sonra inen iddet ve miras ayetleriyle, Bakara 240. ayetin hükmünün ortadan kalktığını söylemişlerdir. al sana mutevatir bir hadis ayeti neshetmiştir. değil mi ? konulara teknik olarak vakıf olmamız lazım... |
SAAT: 07:20 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.