![]() |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Alıntı:
Evet olması gereken yol budur bu ayetlerdir. İtiraz eden kim ? Veya kim olabilir ? Alıntı:
SEN DE GEÇİCİ OLARAK TAKİYE İLE GEL KARDEŞ, GEL KURANDA TAKİYE EDİLMESİNE İZİN VERİLEN AYETLER VAR. ŞARTLAR UYGUN OLDUĞUNDA AYET EMRİ İLE TAKİYE YAPILIR. SANMA Kİ HER TAKİYE BİR MÜNAFIKLIK ALEMETİDİR. ALLAHIN MÜSADESİDİR. Alıntı:
4. bardak islami esaslara dayalı bir hayat seçmek ise bunu engelleyen tagut var karşınızda. NaSIL mücadele edilecek ? İlmi cihatla değil mi ? Ya olmazsa ? Fiili cihadı gerçekleştirmen şart. Peki Fiiili cihadı gerçekleştirecek gücün var mı ? Yani müslümanlar birlik mi ? Sakın bana müslümanların birlik olduğunu , parçalanmamış olduğunu söyleme. O halde aşagıda söylediğim sözlerin hiç mi önemi olmaz. Düzen hak olmasa dahi, küfür düzeni olsa dahi, düzeni bu haliyle bir çırpıda hemencik kaldırmamız mümkün olamıyorsa, bu düzene de kayıtsız da kalamayız, hak olmasa da seçenekler arasından hakka en çok meyil eden, yoksa da en az meyil edeni seçmek, yine fitneyi en aza indirmek ve müslümanlara yardım etmek açısından en güzel bir islami davranış olacaktır. |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Müslümanlardan kardeşim Ne kadar yazmak istiyorsan ,yazıyorsan da yaz, istediğin kadar da yaz. artık sizinle tartışmak istemiyorum. Yazılanlar ortada okuyup değerlendirener değerlendirir.Sizin fikriniz ,ameliniz ve allaha hesabınız size benim ki de bana. Haydi selamaleyküm, |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Alıntı:
Ben de size saygı duyorum Muhakkak benim görüşüm en doğrudur da demiyorum. Neticede Allah bilir. Fikri bir konuyu her zaman eğrisi ile doğrusu ile tartışmak iyidir. Belki de bu tartışmadan nasiplenecek beyinler olacaktır. saygılar sundum |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Selam BEDİİ HAMİT ARKADAŞ Sizden istirham ediyorum bana salakmışım muamelesi yapmayıın lütfen Okuduklarına anlamayan insanlar ancak salak insarlardır. Benim takriben müslüman oluşum 20 seneyi bulmuştur ve ben 20 senedir gece gündüz okurum. ben ideolijimi kulaktan dolma bilgilerle edinmedim ve size asla salak muamelesi de yapmadım. Ben alim değilim ama salakta değilim Üstüne basa basa bu fikirlerin ağa babası Necmettin Kerbakandır dedim, bu fikirleri eleştirirkende hiç kimseinin şahsına yönelik bir ithamda da bulunmadım İlim kokmayan düşünceleri ancak ilim olmayan bir mantıkla cevaplanabileceğini bazı arkadaşlara anlatmaya çalıştım demekki ben DEĞİL onlar bunu anlamımışlar İnşallah bizde bu arkadaşlar anlayana kadar onlara her türlü misal vererek anlatacağız taki Allah aramızda hükmüne verene kadar. REDDİYE: Peygamber efendimizin kendi zamanında böyle partiler var mıydı ? Veya şöyle soralım. Peygamberimiz Parti kurmak isteseydi O Çağda kendi partisini kurabilir miydi ? Böyle bir yaklaşım o çağdaki insanlar için ne kadar uygun bir yaklaşım olurdu. Peygamber bu çağda yaşasaydı laik düzende oy kullanıp kullanmayacağı hakkında hiç birşey söylenemez. Vahye göre davranırdı. Belki oy kullanırdı veya kullanmazdı. Eğer ki, Bu ülkede yaşıyorsak ve barış istiyorsak ve islami cihadı gereği yapamıyorsak bu sistemi kabul etmek zorundayız.... Eğer bu gibi konuları ( Oy kullanmak, askere gitmek vs ) Şirk gibi görürsek o zaman bize diğer bir farz çıkıyor ortaya.... hicret etmek...( Ayetle sabittir ) Yani islamla yönetilen Allahın kurallarıyla yönetilen bir ülkeye hicret etmek.... beddi hamit adlı üyeden alıntı Benim bu cümlelerinize karşı vermiş olduğum yanıt aynen şu olmuştur.aşağıya kopyalıyorum Hz peygamber dönemimde kuran Refah partisi yada AKP partsinin isminimi verecekti.Bu partiler kurulacak, bunlara islam adına oy verin yada oy vermeyin mi diye.Ona bakarsak o dönemde Amerikada yoktu, viski de yoktu,laiklikte yoktu,sosyalizmde yoktu,İsrail devletide yoktu vs vs o dönemde bunlar yok,şimdi bunlar vardır,öyleyse biz viski içebilir bu yeni sistemlere de tabi olabiliriz mi diyeceğiz. Demiştim bu tarz mahalle arasında kuran sünnetten bi haber insanların kendi aralarında konuştakları şeyler bunlar bu düşüncelerin hiç islami dayanağı yoktur. Kuran bize isimleri değil vaısfları bildirir o yüzden ayetlere dikkat edilecek olunursa,ayetler kim böyle yaparsa, yada kim şöyle yaparsa genel hitap kullanır.Kuran uslübünün çağlar üstü olmasının özelliklerindendir bu hitap şekilleri. Kuran bize temiz,arı,duru olan şeylerin özelliklerini verir.Ama bu özellikleri göremeyenler illaki bulanık necis olan sudan içmek istemekteler.Gerçi kuran necis sularında vasıflarını vermiştir.fakat mesele onu görebilmekte. kamer34 adlı üyeden alıntı Şimdi benmi sizi anlamamışım yoksa sizmi beni bir görelim bakalım.İlk satırlarınızda ki yazınızda diyorsunuz ki Peygamber efendimiz zamanında böyle partiler yoktu Siz kalkıp bugünki konjöktör gereği kurulan bu partiler o gün ile kıyaslanamaz diyorsunuz Peygamber efedimiz de konjektör gereği bu çağda laik düzende parti kurar mıydı kurmazmıydı gibi bir mantık içerisinde değerlendiremzsiniz diyorsunuz En son cümleniz bir facia zaten Eğer bu dönemde yaşasaydı vahye göre davranırdı (ki bu sözleriniz doğru) laik düzende belki parti kurardı Belikide kurmazdı BEDİİ HAMİT arkadaş doğrumu anlamışım yoksa yanlışmı Bende cevaben böylesine saçma sapan bağlanmış bir basirete şu cümlelerle yanıtlamışım. Kuran bize isimleri değil vaısfları bildirir o yüzden ayetlere dikkat edilecek olunursa,ayetler kim böyle yaparsa, yada kim şöyle yaparsa genel hitap kullanır.Kuran uslübünün çağlar üstü olmasının özelliklerindendir bu hitap şekilleri. Kuran bize temiz,arı,duru olan şeylerin özelliklerini verir.Ama bu özellikleri göremeyenler illaki bulanık necis olan sudan içmek istemekteler.Gerçi kuran necis sularında vasıflarını vermiştir.fakat mesele onu görebilmekte. kamer34 adlı üyeden alıntı Ben kendi sözlerimi tercüme edeyimde belki bazı arkadaşlar biraz rahat anlarlar. Siz belki parti kurardı belki de parti kurmazdı diyorsunuz bu cümle belki kelimesi kullanılarak sanki peygamber Efendimizin laik bir düzende Allah'ın değilde tağutların dini üzere and içebileceğini ihtimal dahilinde olduğunu vurgulamak için kullanılmışsınız. Bende kulakların açık basiretlerin kapalı olduğu bazı anlayışlara aynen şöyle cevap vermişim Allah'tan korkup Ppeygambere iftira atmamak lazım Kuran bize bütün partilerin rejimlerin isimlerini vermez vasıflarını verir demişim Devamla kuran bize temiz arı olanın vasıflarını verir bu vasıflar verilmişken halen basiretimiz kapalı bir şekilde kalkıpta böylesine saçma sapan bir düşünce ile peygamber parti kurup tağuti bir düzende seçime gidebilir di demek Allah'a peygamberine iftiradır bunun cezası çok ağırdır ben sizden davacıyım.Allah katında İşte bunun için siz Allah'tan peygamberinden dahamı iyi biliyorsunuz dedim . Allah Rasülünün parti kurmasına gerek yoktiki zaten kendisine buyur sen bizi yönet diyorlardı Ama şartlı yönetim teklifi olduğu için peygamber değil Allah bunu red etti uzun anlatmıştım ŞİMDİ KİM KİMİ ANLAYAMAMIŞ SÖYLERMİSİNİZ |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Alıntı:
Alıntı:
NE KADAR DA EMİN KONUŞUYORSUNUZ. ALLAHIN VE PEYGAMBERİN SÖZLERİNE TERCÜMANLIK EDİYORSUNUZ ADETA. Alıntı:
|
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Selam: Birkere şunu unutmamak lazım Tevil etmek yada takkiye yapmak yada ikrah altında küfür sözü söylemek Bunları çok iyi anlamak gerekir Şu hususun iyi bilinmesi gerekir küfürde yada günah işlemede süreklilik olmaz.Helal ve haram hususlarıda da durum aynen böyledir. Yahudilerin şöyle bir mantığı vardı, ben dünyada günah işliyorum bu doğru ama ben bu günahlarımın karşlığında cehennem de bir müddet cezamı çektikten sonra tekrar cennete gireceğimdiyorlardı. Bu mantık şuan ismi islam olan toplumlarda da aynen böyledir,idda şu ben günahkar müslümanım cehennemde cezamı çektikten sonra cennete gireceğim demekteler.İşte bu mantık onları yukardaki söz edilen terimleri yanlış anlaşılmasına kadar götürmektedir. Takkiye kafirlerin dinlerini kabul etme,onlar gibi yaşama,onların dini inanölarına iman etme anlamına gelmez.Müslüman şartlar ne olursa olsun itikadını bozabilecek söz ve fillerden uzak durmak durumdadır.Takkiye eğer şudur deniliyorsa müslüman itikadını bozacak söz ve fiilleri işlmeden kendi müslüman kimlğini şartlar gereği saklayabilir denilirse bu analyışta bir sakınca yoktur kanısındayım,takkiyede bu demektir. Tıbkı mekkede bazı müminlerin durumu gibi aile açısından zayıf olan müslümanlar rivayetlere göre üç yıl kimkliklerini gizli tutmuşlardır. Eğer mümin şartlar gereği canı tehlikede ise küfür sözü de söyleyebilir Ammar bin Yasir gibiFakat bir tek rivayet görmedimki bu kimliklerini gizleyeyen bu miminlerin putperestlerin putlarına saygı duyduğunu onların dinine göre amel ettiklerini gösteren herhangi bir sahih haber yoktur. Fakat burası çok önemli hiç bir can tehlikesi yokken kalkıp hergün günah yada küfür sözü yada amelini işlerse kişi dinden çıkmış olur Yani günah kuşıtıcı değil yada haram yemek hergün hergün değil sadece can tehlekisi olduğunda ve o an için geçerlidir bunun aksini düşünmek yahudiliktir. Örnek verecek olursak domuz etini yemek dinimizce haramdır ancak Alllah eğer darda kalır iseniz haddi aşmadan domuz etinden yiyebilirsiniz diyor Hergün putların önünde durup ona selam vererek saygınlığını,hatıra defterine putun gösterdiği yoldan ayrılmayacağını ifade edip bağlılğını,göstermek ikrah değil düpedüz puta tapmaktır. Yahudileşmiş ve hala müslüman olduğunu söyleyen beyinler bugünde aynen şunu söylemetedirler biz bunların günah olduğunu biliyoruz ""(Beni İsrail) dediler ki sayılı bir kaç gün müstesna,ateş bize dokunmayacaktır.Bu günahlarımızın cezasını cehennem de sayılı günler çekerek sonra cennete gireceğiz. Bu zırva düşünce kuran tarafından nasıl bir ifade ile anlatılıyor bir bakalım De ki onlara: Yoksa ALLAH katında bir sözmü aldınız? Şayet öyle ise ALLAH mutlaka sözünü tutacaktır. Yoksa siz ALLAH katında bilir bilmez konuşup duruyormusunuz""? Cehennem hakkında böyle dediler kendilerini dünyada böyle avuttular ""Hayır herkim bir günah işlerse onun günahı kendisini çepe çevre kuşatırsa işte o kimseler cehennemliktir. onlar orada ebedi kalacaklardır"" bakara/80-81 İşte ayetlerin cevabı,siz hergün sabah akşam takkiye ede durun Müslüman ancak günah yada küfür işlerse,anlık kuaşatıcı değil o da şu ayete kulak verir ""Ancak tövbe edenler,ıslah edenler ve (gerçeği) söyleyenler müstesna. Ben; onların tevbelerini kabul ederim.Ve ben Tevvab,Rahim'im"" bakara/160 |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? selam sözünüzü çarpıtmaktan haya ederim REDDİYE: Peygamber efendimizin kendi zamanında böyle partiler var mıydı ? Veya şöyle soralım. Peygamberimiz Parti kurmak isteseydi O Çağda kendi partisini kurabilir miydi ? Böyle bir yaklaşım o çağdaki insanlar için ne kadar uygun bir yaklaşım olurdu. Peygamber bu çağda yaşasaydı laik düzende oy kullanıp kullanmayacağı hakkında hiç birşey söylenemez. Vahye göre davranırdı. Belki oy kullanırdı veya kullanmazdı. sizin cümleniz burda buyrun Belki oy kullanırdı veya kullanmazdı. siz cümlenizi belki diye bitiryorsunuz demktirdiki oy kullanma ihtimali vardı anlamına gelmiyormu vahye göre davranırdı sözünün doğruluğunu bende tasdik ettim zaten hangi sözünüzü çarpıtmışım söylermisiniz |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Selamun aleykum Bu konular neden tartışma konusu olur bende bunu anlayamıyorum Müslüman Allah'ın kendisine tayin ettiği yolu takip ederek onun helal ve haramlarını ceza kanunlarını uygular böylece ona kulluğunu ifade eder. Hüküm onun bize düşen bu hükümleri sağa sola çekmeden olduğu almak hayatımza aktarmaktır. Ben şahsen şuna çok üzülüyorum bazı insanlar allahın şeriati ile hükmetmeyen kişilerede itaat edilebileceğini bile tartışma konusu yaparlar Halbuki bunlar biz müslümanların olmazsa olmazları idi bir zamanlar,bütün olmazsa olmazlarımızı ayaklar altına aldık nerdeyse. insanlar 60 yaşına kadar namaz kılmazlar sonra yaşlandıklarındada başlarlar geçmişteki 50 senin güya kaza namazlarını kılmaya. Hani namaz biz müslümanların olmazsa olmazları arasında idi Ya daha önce ölseydiniz allaha elli yılın hesabını nasıl verecektiniz. Bunlar bu anlayışlar insanı çok üzüyor doğrusu |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Bakara 249 ayetinin gerçekleşmesi için somut bir örnek verebilir misiniz ? 249- Talut, ordusu ile birlikte sefere çıkınca askerlerine dedi ki; ;Allah sizi bir ırmak aracılığı ile sınavdan geçirecek. Kim bu ırmağın suyundan kana kana içerse benden değildir. Kim onun suyundan içmez de sadece bir avuç dolusu ile yetinirse o bendendir. Askerlerin az bir kısmı dışında çoğu bu ırmaktan su içtiler. Bir süre sonra Talut, yanında kalan müminlerle birlikte o ırmağı geçince, askerlerin bir kısmı "Bugün bizim Calut ve ordusu ile başa çıkacak gücümüz yok." dediler. Fakat Allah'ın huzuruna çıkacaklarına kesinlikle inanmış olanlar "Allah'ın izni ile nice az sayılı topluluk, nice kalabalık topluluğu yenilgiye uğratmıştır."dediler. "Hiç kuşkusuz Allah, sabırlılarla beraberdir." TALUT ordusuna Allah'sizi imtihan edecek size haber vereyim dedi. TALUT ordusun biraz sonra bir nehiri karşıdan karşıya geçeceğiz dedi Siz bu nehirden sadece bir avuç su içebilirsiniz.bundan fazlasını allah size yasakladı dedi Bunun hikmeti şu olsa gerek TALUT az sonra CALUTUN ordusu ile savaşa girecekti.yolculuk esnasında TALUT ordusunun içerisinde bulunan bazı askerlerin zaaflarını görmüş bu zaafları olanlarla mümin olanların saflarının ayrılması gereketiğini düşünmüştür. ALLAH ,TALUTA, yetki vererek askerlerin savaş meydanında döküleceklerine bu nehrin kenarında su imtihanı ile dökülsünler diye bildirmiştir. bu islamın bütün çağlarda saflarını netleştirmek, ve calutlarla öyle mücadele edilmesine çok güzel örnektir. biz bizden olmayan yöneticilerin saflarında yer alamayız onlarıda saflarımıza katamayız imtihan olacakki bu saflar iyice netleşebilsin TALUTUN safları her ne kadar azalmışsada sonuç itibarı ile netleşmiştir Suyu bir avuç içip geçenler mümin suyu kana kana içenlerde kafir olmuşlarır ben başka anlam çıkaramıyorum siz bu ayetten nasıl anlam çıkarıyorsunuz açıklarmısınız müslümanlarin hepsi alim olmazlar fakat hepsi alim gibi zeki alim gibi ferasetli olurlar din yalnızca beş kuruş maaş alan din görevlerin tekelinde değildir her müslüman ferd cenaze yıkayabilmeli cemaat namazı bayram namazı kıldırabilmelidir her müslüman dinini çok iyi bilmeli yerine göre bir alim yerine göre bir mücahid olabilmeli ama doğru ya müslamının ne ne işi var okumayla alimlikle mücahidlikle o gitsin akşam kadar kahvehanelerde ıstakalara okey taşları dizsin cumadaaaan cumaayada imam efendiye gelsin "lailaheillallah" diyerek günah çıkarsın klavyem buzuldu yazıyı düzeltemiyurum özür yazı böyle gelecek bazı tuşlar basmıyor |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? وعلى اصبع تشهد الله على وحدة توفير الطاغوت حتى كتابة حرف واحد يؤكد الشهيد سيد قط (Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım bir tağut un hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.) ""Şehid Seyyid Kutub"" |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Alıntı:
Ben buna dikkat çekmişim. Kamer arkadaşım, bakın kendi sözlerinizle kendi sözlerime haklılık payı çıkartmadınız mı ? Çıkartınız. Vahye göre davranırdı sözünün doğruluğunu bende tasdik ettim zaten Deyişiniz ne anlama geliyor ? |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Yusuf peygamber (as) iktidarda yetkili ( VEZİR ) olup, söz sahibi olduğu zaman Allahın yasaları değil Firavunun yasaları hakim idi : Bu yasalar Allahın belirlediği yasalar değildi. Nasıl ve hangi ayetlerden anlıyoruz ? YUSUF 56- İşte böylece Biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan (iktidar) verdik............. Yusuf 101- Rabbim, sen bana egemenlikten pay verdin, beni olayları (ya da rüyaları) yorumlamaya ilişkin bazı bilgiler ile donattın. Ey göklerin ve yerin yaradanı! Gerek dünyada, gerek ahirette tek dayanağım sensin; canımı müslüman olarak al ve beni iyi kulların arasına kat. " Yusuf 100- Ana-babasını makam koltuğuna oturttu.... HZ. YUSUF'UN FİRAVUNUN YASASI KARŞISINDAKİ PLANI YUSUF 69- Yakub'un oğulları, Yusuf'un yanına girdiklerinde o öz kardeşini bağrına basarak "Ben senin öz kardeşinim, onların yaptıkları kötülüklerden ötürü sakın tasalanma" dedi. 70- Yusuf, kardeşlerinin zahire yüklerini hazırlatırken, ölçü kabı olarak kullanılan su tasını öz kardeşinin yüküne koydurdu. Arkasından bir görevli: "Ey yolcular kafilesi, sizler hırsızsınız" diye seslendi. 71- Yusuf'un kardeşleri, görevlilere dönerek "Ne kaybettiniz?" dediler. 72- Görevlilerden biri dedi ki; "Ölçü kabı olarak kullanılan kralın su tasını kaybettik. Onu geri getirene ödül olarak bir deve yükü zahire verilecek buna ben kefilim. " 73- Yusuf'un kardeşleri "Allah aşkına, siz de biliyorsunuz ki, biz bu ülkeye kargaşa çıkarmak için gelmedik, biz hırsız değiliz" dediler. 74- Görevliler; "Peki eğer yalan söylüyorsanız, size göre hırsızlığın cezası nedir?" dediler. 75- Yusuf'un kardeşleri "Hırsızlığın cezası, tası yükünde bulduğunuz kimsenin karşılık olarak tutulmasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız" dediler. 76- Yusuf, öz kardeşinin valizinden önce üvey kardeşlerinin valizlerini aradı, sonra tası öz kardeşinin valizinden çıkardı. Biz Yusuf'a böyle bir plana başvurmayı ilham ettik. Çünkü kralın yasalarına göre kardeşini alıkoyamazdı. Meğer ki, Allah bu alıkonmayı dilemiş olsun. Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Her bilenden daha üstün bir bilgin vardır. 77- Yakub'un oğulları; "Bu kardeşimiz hırsızlık yaptı ise daha önce de onun öz kardeşi hırsızlık yapmıştı" dediler. Yusuf kardeşlerinin bu iftirasını duymazlıktan geldi, onu yüzlerine vurmadı. İçinden "Asıl kötü durumda olan sizlersiniz, Allah sizin uydurma sözlerinizin içyüzünü herkesten iyi bilir" dedi. 78- Yakub'un oğulları dediler ki; "Ey vezir, bu kardeşimizin ileri derecede yaşlanmış, ihtiyar bir babası var. Onun yerine içimizden birini alıkoy. Görüyoruz ki, sen iyiliksever bir adamsın. " 79- Yusuf "Çalınan eşyamızı valizinde bulduğumuz kimseden başkasını alıkoymaktan Allah'a sığınırız. Yoksa zalimlik etmiş oluruz " dedi. "Biz Yusuf'a böyle bir plana başvurmayı ilham ettik." Yani onun böylesine ince bir plan hazırlamasını sağladık. "Çünkü kralın yasalarına göre, kardeşini alıkoyamazdı." Eğer kardeşini kralın yasalarına göre yargılayacak olsaydı, onu alıkoyabilmesi mümkün değildi. Hırsıza çaldığı eşyaya uygun düşecek bir ceza verebilirdi ama, bu gerekçeyle onu alıkoyamazdı. Ancak Yusuf onu, kardeşlerinin mensup olduğu dinin hükümlerine göre yargılamış ve sonuçta alıkoyabilmişti. Bu yüce Allah'ın Hz. Yusuf'a nâsıl uygulayacağını ve ne yapacağını ilham ettiği bir plandı. Yüce Allah'ın onun için hazırladığı bir plandı. Ayetin orijinalinde "plan", Arapça'daki "keyd" sözcüğüyle ifade ediliyor. Bu sözcük Arapça'da, ister iyilik, ister kötülük için hazırlanmış gizli bir planı ifade etmek için kullanılır. Genelde olumsuz anlamı daha baskındır. Burada olayı dıştan gözlemlediğimizde, bu planda bir kötülük göze çarpmaktadır. Zira bu işin ucu, hem yanında alıkoyduğu kardeşine, hem de döndüklerinde babalarının karşısında güç duruma düşecek diğer kardeşlerine zararı dokunmaktadır. Yine bu iş, babası Yakub için de -geçici bir süre de olsa- kötü bir durumdur. Bu nedenle ayette de pek çok şeyi tek bir sözcükle ifade edebilmek ve olayın dış görünümüne işaret edebilmek için, özellikle "keyd" sözcüğü kullanılmıştır. Bu, Kur'an'daki ifade inceliğine bir örnektir. "Çünkü kralın yasalarına göre, kardeşini alıkoyamazdı." "Meğer ki Allah bu alıkonmayı dilemiş olsun.." Meğer ki Allah bu alıkonmayı dilediğinden ötürü, Yusuf'a yukarıda gördüğümüz biçimde bir plan hazırlamış olsun. SEYYİT KUTUP TEFSİRİ BU AÇIKLAMA HZ YUSUF PEYGAMBERİN FİRAVUN YASALARI KARŞISINDA ALLAHTAN GELEN BELİRLEYECEĞİ BİR VAHİYLE NASIL DAVRANMASI GEREKTİĞİNİN BİR DELİLİ VE ISPATI OLMUŞTUR. |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Oy kullanma ihtimalinin olup olmadığını Allahtan gelecek belirleyici bir vahiyle öğrenecektir. Buna ne siz, ne ben, ne de bir başkası karar verebilir. Yani hiç kimse kullanamaz şirktir veya kullanabilir şirk değildir diyemez. bedii hamit adlı üyeden alıntı Bende aynı şeyleri bir çok yazımda vurgulamıştım Ne siz ne ben nede bir başkası bunu belirleyemez,bunu ancak Allah belirler demiştim nihayet ortak bir sözde buluşa bildik. Ve ben şunu da söylüyorum oy kullanıp kullanmayacağını bunu Allah 1400 önce belirlemiştir, işte sizinle farkımız bu Siz belli değil ancak yeniden peygamber gelecek yeniden vahy gelecek o zaman belirleneck diyorsunuz Yada dedklerinizi açıkça yazarmısınız bir peygamber tağutun hükümleriyle hüküm vermiştir bizde verebilir diyebiliyormusunuz açık net sağa sola çekmeden. çünki biz salak olduğumuz için tam anlayamıyoruz,sizin sözlerinizi çarpıtoruz Bir zahmet net anlatın. Bu görüşün de kurana ters bir görüş olduğunu vurgulamıştım,bunuda basiretlerin kapalı olmasına bağlamıştım. Doğru söylüyorsunuz eğer insanlar bu hükmü kuran dan çıkarabilselerdi bugün bu zillet olmazdı. Sizden istirham ediyorum seyyid kutubu kendi düşüncelerinize alet etmeyen Herkes şunu çok iyi bilirki Seyyid Kutubun müslüman olduktan sonra yazmış olduğu bütün eserlerinde ısrarla Allahın şeriatı karşısında ki bu yasaları koyanları ve onlara tabi olanları kafirlikle suçladığını çok iyi bilirler. Bu görüşte olan bir Seyyid kutup kalkıpta bir peygamberin tağutun yasalarına göre insanlara hüküm verdiğini söylemiş olamaz.Eğer böyle bir sözü varsa onu ilk tenkid ve tekvir edecek kişilerden biri de teredütsüz ben olurum. Seyyid kutup o yorumunda hz yusuf kralın yasaları ile hüküm veriyordu demiyor.Bunu Seyyid Kutubun demesine gerek yok zaten eyet öyle söylüyor.Kralın dinine göre alıkoyamazdı diyor.Ayetin bir cümlesinin arkasına saklanarak bir peygambere tağutu red etmesi emir edilmişken tağutun dinine göre insanları yönetti demek düpedüz Peygambere ve Allaha iftiradır. Seyyid kutup bu hüküm Yakubun şeriatine göre idi diyor yakup kim Allahın başka bir peygamberi değilmi. Ben hep şunu söylerim şeytan birkere insana bulaşmaya dursun,artık insana her türlü hileyi süslü gösterir. Bakın güzel abim siz şunu gözden kaçırıyorsunuz siz bu iddayı yaparken kuranın tamamına muhalefet ettiğinizin farkında değilsiniz Peygamberlerin davası neydi ozaman,hak ile batıl nerde kaldı,İSLAM anlamını yitirdi. Kanunları insanlar yapacaksa o halde bu kurandaki ceza hükümleri helal haram hükümleri ne işe yarar söylermsiniz. Günümüzde şuan yürülükte bulunan kanuna göre miras kardeşler arasında eşit paylaşılır Fakat islamda öyle değil,şimdi biz akpnin yada kenan evrenin yasalarınamı uyacağız, yoksa islamınmı mademki Peygamberlerde beşeri rejimlere göre hüküm verirlerdi diyorsunuz bunların hçmi farkı yok Hayret birşey, bu nasıl bir anlayış yaw Peygamberlerin şeriatları farklı farklı idi hz.yusufun şeriatı ile babası hz.Yakubun da şeriatı arasında farklılıklar olabilirdi bundan doğal ne vardı Allah kralın dinine göre değil hz.Yakuba verdiği şeriata göre uygulatmıştır Seyyid Kutupta bunu söylüyor ve Seyyid Kutup sizin gibi düşünenleride tekvir ediyor,bunu bilyormuydunuz bilmiyorum AYETLER BU KADAR AÇIK İKEN HALEN KALKIP BİR AYETİN BİR TEK CÜMLESİNE SIĞINMAK DOĞRU BİR YAKLAŞIM DEĞİLDİR. Ve melik şöyle dedi: “Onu bana getirin! Onu kendim için seçtim." Onunla konuşunca: “Muhakkak ki; sen, bugün bizim yanımızda mevki sahibisin, eminsin (güvenilir kişisin).” dedi. Ve kâlel meliku’tûnî bihî estahlishu li nefsî, fe lemmâ kellemehu kâle innekel yevme ledeynâ mekînun emîn(emînun). (Yusuf A.S) şöyle dedi: “ Beni bu yerin hazineleri üzerine sorumlu kıl! Muhakkak ki; ben iyi korurum, iyi bilirim.” Kâlec’alnî alâ hazâinil ard(ardı), innî hafîzun alîm(alîmun). Ve işte böylece Yusuf (A.S)'ı yeryüzünde yerleştirdik (mevki sahibi yaptık). Onun (yeryüzünün), dilediği yerine yerleşti. Dilediğimiz kimseye rahmetimizi göndeririz. Ve muhsinlerin ecrini (mükâfatını) zayi etmeyiz. ""Sizin ondan başka taptıklarınız, Allah'ın kendilerine bir delil indirmediği, sadece siz ve babalarınızın onu isimlendirdiğiniz (putlardan) başka bir şey değildir. Hüküm ise ancak Allah'a aittir. Sizin O'ndan başkasına ibadet etmemenizi emretti. İşte bu kayyum (Âdem A.S)'tan kıyâmete kadar devam edecek olan) dîndir. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler"" yusuf /40 Ayetler bu kadar açıkken hala bunda ısrar etmek anlaşılır birşey değild.Bu sözleri söyleyen hz.yusuf kalkıpta krala hüküm koyma yetkisi verecek yada onun pis kanunlarıyla hüküm verecek öylemi. Kralın hz.Yusufa sen dilediğin serbestsin ben senin işine karışmam dediği halde Kraldan çok Kralcı olanların Allahın Peygamberini tağutun hükümleri ile hüküm etmesini dilemek doğrusu anlaşır birşey değil. Biz en iyisi hz yusufu İranlılardan öğrenelim,onlar bizden daha güzel anlamışlar bu meseleyi hz.Yusufun hayatı diye film ya yapmışlar onu izlememizde fayda var sanırım Ben bu konuya bu kadar basite indirgeyen bir mantıkla tartışmak istemem Sadece iki tane sorum olacak ve cevaplarını çok merak ediyorum Birinci sorum şu. Hz.Yusufun Allahı ona tağutun hükümleri ile hüküm ver dedi Hz Muhammedin Allahı neden ebucehillerin hükümleri ile hüküm etmesini istemdi Ben yanlış değilsem bu iki Peygamberin de Allahı birdir. ""lailaheillallah"" tan ne anlıyorsunuz. teşekkür ederim |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? İslam adına güçlü olabilmenin tek ölçüsü ADALET'TİR adalet olmadan bütün dünya İslam devletinin yönetimi altında olsun fayda etmez diyorum.İnsanlık tarihine göz attığımızda onca gelmiş geçmiş kavimlerin devletlerin yıkımlarında ana sebep ADALET'sizliktir Medine vesikasını ele alacak olursak yapılan anlaşmada esas ölçü herkese adil davranma hükmüdür bu sayede esenlik ve barış ilkeleri uygulanabilmiştir... Medine Vesikası. Prof Dr.Muhammed Hamidullah / Islam Peygamberi / Irfan Yay. Ist.1991 Tercüme:Prof Dr. Salih Tuğ Bismillâhirrahmânirrahîm. 1-)Bu kitap (yazı), Peygamber Muhammed tarafından Kureyşli ve Yesribli mü’minler ve müslümanlar ve bunlara tabi olanlarla yine onlara sonradan iltihak etmiş olanlar ve onlarla beraber cihad edenler için (olmak üzere tanzim edilmiştir.) 2-)Işte bunlar, diğer insanlardan ayrı bir ümmet (câmi'a) teşlil ederler. 3-)Kureyş'den olan Muhacirler, kendi aralarında âdet olduğu veçhile kan diyetlerini ödemeye iştirak ederler ve onlar harp esirlerinin fidyei necâtını mü'minler arasındaki iyi ve mâkul bilinen esaslara ve adâlet umdelerine göre ödemeye iştirak edeceklerdir. 4-)Benû 'Avf'lar kendi aralarında âdet olduğu vechile, evvelki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye iştirak edeceklerdir ve (müslümanların teşkil ettiği) her zümre (taife), harp esirlerinin fidyei necâtını mü'minler arasındaki iyi ve mâkul bilinen esaslara ve adâlet umdelerine göre tediyeye iştirak edeceklerdir. 5-)Benû Hârisler, kendi aralarında âdet olduğu veçhile evvelki, şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her bir zümre, harp esirlerinin fidyei necâtını, mü'minler arasında iyi ve mâ kul bilinen esaslara ve adâlet umdelerine göre tediyeye iştirak edeceklerdir. 6-)Benû Sâide'ler, kendi aralarında âdet olduğu veçhile, evvelki esirlerinin fidyei necâtını, mü'minler arasındaki iyi ve mâkul bilinen esaslara ve adâlet umdelerine göre tediyeye iştirak edeceklerdir. 7-)Benû Cuşem'ler, kendi aralarında âdet olduğu veçhile, evvelki şekiler altında kan diyetlerini ödemeye ve her zümre, harp esirlerinin fidyei necâtını, mü'minler arasındaki iyi ve mâ kul bilinen esaslara ve aâlet umdelerine göre tediyeye iştirak edeceklerdir. 8-)Benû'n-Neccâr'lar kendi aralarında âdet olduğu veçhile, evvelki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her bir zümre, harp esirlerinin fidyei necâtını, mü'minler arasındaki iyi ve mâkul bilinen esaslara ve adâlet umdelerine göre tediyeye iştirak edeceklerdir. 9-)Benû 'Amr Ibn 'Avf'lar, kendi aralarında âdet olduğu veçhile, evvelki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her bir zümre, harp esirlerinin fidyei necâtını, mü'minler arasındaki iyi ve mâkul bilinen esaslara ve adâlet umdelerine göre tediyeye iştiraık edeceklerdir. 10-)Benû'n-Nebît'ler, kendi aralarında âdet olduğu veçhile, evvelki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her bir zümre, harp esirlerinin fidyei necâtını, mü'minler arasındaki iyi ve mâkul bilinen esaslara ve adâlet umdelerine göre tediyeye iştirak edeceklerdir. 11-)Benû'l-Evs'ler, kendi aralarında âdet olduğu veçhile, evvelki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her bir zümre, harp esirlerinin fidyei necâtını, mü'minler arasındaki iyi ve mâ kul bilinen esaslara ve adâlet umdelerine göre tediyeye iştirak edeceklerdir. 12-)Mü'minler kendi aralarında ağır malî mes'uliyetler altında bulunan hiç kimsei (bu halde) bırakmayacaklar, fidyei necât veya kan diyeti gibi borçlerını iyi ve mâkul bilinen esaslara göre vereceklerdir. 12/b-)Hiçbir mü'min diğer bir mü'minin mevlâsına (kendisi ile akdî kardeşlik râbıtası kurulmuş kimse) mümâna'at edemez (diğer bir okunuşa göre:Hiçbir mü'min diğer bir mü'minin mevlâsı ile, onun aleyhine olmak üzere bir anlaşma yapamayacaktır.) 13-)Takvâ sahibi mü'minler, kendi aralarında mütecâvize ve haksız bir fiil îkaını tasarlayan yahut bir cürüm yahut bir hakka tecavüz veyahut da mü'minler arasında bir karışıklık çıkarma kasdını taşıyan kimseye karşı olacaklar ve bu kimse onlardan birinin evlâdı bile olsa, hepsinin elleri onun aleyhine kalkacaktır. 14-)Hiçbir mü'min bir kâfir için, bir mü'mini öldüremez ve bir mü'min aleyhine hiçbir kâfire yardım edemez. 15-)Allah'ın zimmeti (himaye ve teminâtı) bir tekdir; (müminlerin en ehemmiyetsizlerinden birinin tanıdığı himâye) onların hepsi için hüküm ifede eder. Zîra mü'minler, diğer insanlardan ayrıolarak birbirlerinin mevlâsı (kardeşi) durumun-dadırlar. 16-)Yahudilerden bize tâbi olanlar, zulme uğramaksızın ve onlara muârız olanlarla yardımlaşılmaksızın, yardım ve müzâheretimize hak kazanacaklardır. 17-)Sulh, mü'minler arasında bir tekdir. Hiçbir mü'min Allah yolunda girişilen bir harpde, diğer mü'minleri hâriç tutarak, bir sulh anlaşması akdedemez; bu sulh, ancak onlar (mü'minler) arasında umumiyet ve adâlet esasları üzere yapılacaktır. 18-)Bizimle beraber harbe iştirak eden bütün (askerî) birlikler, birbirleriyle münâvebe edecek-lerdir. 19-)Mü'minler, birbirlerinin Allah yolunda (uğrunda) akan kanlarının intikamını alacaklardır. 20-)Takvâ sahibi mü'minler, en iyi ve en doğru yol üzerinde bulunurlar. 20/b-)Hiçbir müşrik, bir Kureyşlinin mal ve canını himâyesi altına alamaz ve hiçbir mü'mine bu hususta engel olamaz (yani Kureyşliye hücûm etmesine mani olamaz.) 21-)Herhangi bir kimsenin, bir müminin ölümüne sebep olduğu katî delillerle sâbit olur da maktûlün velîsi (hakkını müdafaa eden) rızâ göstermezse, kısas hükümlerine tabî olur; bu halde bütün mü'minler ona karşı olurlar. Ancak bunlara, sadece (bu kaidenin) tatbiki için hareket etmek helâl (doğru) olur. 22-)Bu sahife (yazı)nın muhteviyatını kabul eden, Allah'a ve ahiret gününe inanan bir mü'minin bir kaatile yardım etmesi ve ona sığınacak bir yer temin etmesi helâl (doğru) değildir; ona yardım eden veya sığınacak bir yer gösteren Kıyamet günü Allah'ın lânet ve gadabına uğrayacaktır ki o zaman artık kendisinden ne bir para tediyesi ve ne de bir tavîz alınacaktır. 23-)Üzerinde ihtilafa düştüğünüz herhangi bir şey, Allah'a ve Muhammed'e götürülecektir. 24-)Yahudiler, mü'minler gibi, muharebe devam ettiği müddetçe (kendi harp) masraflarını karşılamak mecburiyetindedirler. 25-)Benû 'Avf yahudileri, mü'minlerle birlikte (Ibn Hişam'da bu, “ma'a” (=ile) olarak, Ebû Ubeyde'de ise “min” (=den) olarak zikredilir) bir ümmet (:câmi'a) teşkil ederler. Yahudilerin dinleri kendilerine, mü'minlerin dinleri kendilerinedir. Buna gerek mevlâları ve gerekse bizzat kendileri dahildirler. 25/b-)Yalnız kim ki haksız bir fiil irtikâb eder veya bir cürüm îkâ eder, o sadece kendine ve âile efradına zarar (vermiş) olacaktır. 26-)Benûn- Neccâr Yahudileri de Benû 'Avf Yahudileri gibi aynı (haklara) sahib olacaklardır. 27-)Benû’l-Haris Yahudileri de Benû 'Avf Yahudileri gibi aynı (haklara) sahib olacaklardır. 28-)Benû Sâ'ide Yahudileri de Benû 'Avf Yahudileri gibi aynı (haklara) sahib olacaklardır. 29-)Benû Cuşem Yahudileri de Benû 'Avf Yahudileri gibi aynı (haklara) sahip olacaklardır. 30-)Benû'l-Evs Yahudileri de Benû 'Avf Yahudileri gibi aynı (haklara) sahip olacaklardır. 31-)Benû Sa'lebe Yahudileri de Benû 'Avf Yahudileri gibi aynı (haklara) sahib olacaklardır. Yalnız kim ki haksız bir fiil irtikâb eder veya bir cürüm îka eder, o sadece kendini ve aile efradını zarardîde etmiş olacaktır. 32-)Cefne (ailesi) Sa'lebenin bir kolu (batn)dur; bu bakımdan Sa'lebe'ler gibi mülâhaza oluna-caklardır. 33-)Benû'ş-Şuteybe de Benû 'Avf Yahudileri gibi aynı (haklara) sahib olacaklardır. (kaidelere) muhakkak riayet edilecek, bunlara aykırı hareket olmayacaktır. 34-)Sa'lebe'nin mevlâları, bizzat Sa'lebeler gibi mülâhaza olunacaklardır. 35-)Yahudilere sığınmış olan kimseler (Bitâne), bizzat Yahudiler gibi mülâhaza olunacaklardır. 36-)Bunlar (yahudiler)'dan hiçbir kimse (müslümanlarla birlikte bir askerî sefere), Muham-med'in müsaadesi olmadan çıkamayacaktır. 36/b-)Bir yaralamanın intikamını almak yasak edilemeyecektir. Muhakkak ki bir kimse bir adam öldürecek olursa neticede kendini ve âile efradını mes'uliyet altına sokar; aksi halde haksızlık olacaktır (yani bu kaideye riâyet etmeyen bir kimse haksız vaziyette olacaktır.) Allah bu yazıya en iyi riâyet edenlerle beraberdir. 37-)(Bir Harp vukuunda) Yahudilerin masrafları kendi üzerine ve müslümanların masrafları kendi üzerindedir. Muhakkak ki bu sahîfede (yazıda) gösterilen kimselere harp açanlara karşı, onlar kendi aralarında yardımlaşacaklardır. Onlar arasında hayırhahlık ve iyi davranış bulunacaktır. (kaidelere) muhakkak riayet edilecek, bunlara aykırı hareketler olmayacaktır. 37/b-)Hiçbir kimse müttefikine karşı bir cürüm îka edemez:Muhakkak ki zulmedilene yardım edilecektir. 38-)Yahudiler müslümanlarla birlikte, beraberce harp ettikleri müddetçe masrafda bulunacaklardır. 39-)Bu sahîfenin (yazının) gösterdiği kimse lehine Yesrib vâdisi dahili (cevf), harâm (Mukaddes) bir yerdir. 40-)Himâye altındaki kimse (cârr), bizzat himaye eden kimse gibidir; ne zulmedilir ve ne de (kendisi) cürüm îka edecektir. 41-)Himâye verme hakkına sahip kimselerin izni müstesna, bir himaye hakkı verilemez. 42-)Bu sahîfede (yazıda) gösterilen kimseler arasında zuhurundan korkulan bütün öldürme yahut münâzaa vak'alarının Allah'a ve Resûlüllah Muhammed'e götürülmeleri gerekir. Allah bu sahîfeye (yazıya) en kuvvetli ve en iyi riâyet edenlerle beraberdir. 43-)Ne Kureyşliler ve ne de onlara yardım edecek olanlar, himâye altına alınmayacaklardır. 44-)Onlar (=Müslümanlar ve Yahudiler) arasında, Yesrib'e hücüm edecek kimselere karşı yardımlaşma yapılacaktır. 45-)Şayet onlar (yahudiler), (Müslümanlar tarafından) bir sulh akdetmeye veya bir sulh akdine iştirake davet olunurlarsa, bunu doğrudan doğruya akdedecekler veya ona iştirak edeceklerdir. Şayet onlar (Yahudiler), (müslümanlara) aynı şeyleri teklif edecek olursa, mü'minlere karşı aynı haklara sahip olacaklardır;din mevzuunda girişilen harp vak'aları müstesnadır. 45/b-)Her bir zümre, kendilerine ait mıntıkadan (gerek müdafaa ve gerekse sâir ihtiyaçlar hususunda) mes'üldür. 46-)Bu sahifede (yazıda) gösterilen kimseler için ihdas edilen şartlar, aynı şekilde Evs Yahudilerine, yani onların mevlâlarına ve bizzat kendi şahıslarına, bu sahifede (yazıda) gösterilen kimseler tarafından sıkı ve tam bir muhafazakarlık ile tatbik olunur. (kaidelere) mahakkak riâyet edilecek, bunlara aykırı hareket olmayacaktır. Ve haksız şekilde kazanç temin edenler, sadece kendi nefsine zarar vermişolurlar. Allah bu sahifede (yazıda) gösterilen maddelere en doğru ve en mükemmel riâyet edenlerle beraberdir. 47-)Bu kitap (yazı), bir haksız fiil îka eden veya cürüm işleyen (ile cezâ) arasında engel olarak giremz. Kim ki bir harbe çıkar, emniyette olur veya kim ki Medine'de kalırsa yine emniyet içindedir;haksız bir fiil ve cürüm îkaı hallerini, (bu sahîfeyi) tam bir sadakat ve dikkat içinde muhafaza eden kimseler üzerinde tutacaklardır. İlk etapta Medine vesikası ile konuya katkı sağlamayı uygun gördüm inşaAllah konuya gereken katkıyı yapmaya çalışacağım .... |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? SELAMUN ALEYKUM O tağutlar bu safların belli olmasını istemezler Çünki o saflar belli olduğunda başlarına bela olacağını çok iyi biliyorlar Bak kürtler hususunda bu hatayı yaptılar 30 senedir başları beladan kurtulmuyor Ben o yüzden keşke camileri kuran kurslarını kapatsınlar,ibdedtleri engelleseler demiştim Ben hep şuna inanırım eğer bir insan ""lailaheillallah"" diyorsa ve hayatında çevresinde hiç birşey değişmiyorsa tağutlarlada tıngır mıngır yaşıyorsa o "lailaheillallah"ı gereği dememiştir diyorum. |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Allahın rahmeti tüm inananların üzerine olsun msl*nekadar güzel birbirinizi yiyiyosunuz uyanın artık diriliş vaktidir.Sizler böyle yaparsa müşrik,kafir,münafık ne yapmaz.Kendinize gelin bir binanın tuğlaları gibi sımsıkı ayakta durmak varken sizler bunları yıkıyosunuz bizler içimizdeki imanı daha anlamamışız vatan millet sakarya diyoruz bi önceki sözler sonrakilerle çelişirse dikkat etmek gerek herkese tavsiyem içinde bende olmak üzere imana dikkat kitabımızın krl*ki yarı yolda kalmayalım rabbim hepimize yardım etsin.NEFSİM ELİNDE ALLAH A YEMİN EDERİMKİ SİZLER BÖYLE YAPTIKCA ASLA BİR İSLAM DEVLETİ KURULMAZ BACINIZ |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? KURANDA YUSUF PEYGAMBER İLE İLGİLİ APAÇIK YAZILI OLAN AYETİ VERDİĞİMDE NEDEN TELAŞLANDIR BU SİZİ ? 76- Yusuf, öz kardeşinin valizinden önce üvey kardeşlerinin valizlerini aradı, sonra tası öz kardeşinin valizinden çıkardı. Biz Yusuf'a böyle bir plana başvurmayı ilham ettik. Çünkü kralın yasalarına göre kardeşini alıkoyamazdı. Meğer ki, Allah bu alıkonmayı dilemiş olsun. Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Her bilenden daha üstün bir bilgin vardır. AYETİ GÖRMEMEK İÇİN KÖR MÜ OLMAK LAZIM ? Firavunun yasalarına göre hırsızlık yapan kimse kardeşini rehin alamazdı. Bu yasa Allahın yasası mıydı ? Allahın belirlediği bir yasa mıydı yoksa firavunun belirlediği bir yasa mıydı ? Ayrıca ayetlere dikkatli bakıldığına Yusuf peygamber bu yasa karşında takiye yapmıştır. Zoraki takiye yani. Alıntı:
BEN GERÇEKTEN PEK ÖNEMLİ BİR KURAN AYETİNDEN BAHSEDİYORUM Kİ, YUSUFUN KRALI VE FİRAVUNUN YASALARI HER NE KADAR ALLAHIN YASASI OLMAZSA DAHİ TAGUTUN YASALARI DEĞİLDİ. YANİ ALLAHIN KANUNLARINA TERS DÜŞEN UYGULAMALAR DEĞİLDİ. OLSAYDI. YUSUF PEYGAMBER BUNUN CİHADINI VERİRDİ. VE O MAKAMDA BU YASALARI UYGULAMAZDI. |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Alıntı:
Bu soruya ne demeli ? işte ben bunu anlatıyorum. Vahiy belirleyecidir diye. Peygamber ne yapacaktı kralın yasaları karşısında. işte allahtan vahiyle gelen bir yol. Demek o ki, peygamberde olsa ne yapacağını nasıl davranacağını allahtan gelen bir vahiyle olacaktır. kralın yasası bu ise sen de bu yolu uygula diye. firavunun bu yasasına ancak bu şekilde tabi olabilirsin diye |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Alıntı:
Kardeşini de belli etmemesi takiyedir. |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Takiye konusunu ele alacağım hem de ayetlerle Bu ayrı bir konu başlığı olacak. İSLAMDA TAKİYENİN YERİ DİYE BAKALIM YAPILIR MI YAPILMAZ MI ? PEYGAMBERDE OLSA YAPAR MI YAPMAZ MI DİYE. |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Kim soracak kardeşimi değil mi diye. Bunu bilen bir tek kendisi zaten , ve apaçık söylemiyor ki bu benim kardeşim diye. Söylese kralın yasaları müsade etmiyor. Ve kardeşi olduğunu belli etmiyor. Etse zaten amacına ulaşmaz. |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? 44- Gerçekten Tevrat'ı biz indirdik; bu kitap doğru yol kılavuzluğu ve ışık içerir. Gerek İslâm'a bağlı peygamberler ve gerekse Allah'a bağlı bilginler ile din adamları Allah'ın bu kitabının görevli koruyucuları ve doğruluğunun şahitleri sıfatı ile yahudiler arasında buna göre hüküm verirler. buna göre insanlardan değil, benden korkunuz da ayetlerimi bir kaç para karşılığında satmayınız. Kim Allah'ın indirdiği ayetlere göre hüküm vermez ise onlar kafirlerin ta kendileridir. 45- Tevrat'ta, yahudilere yazılı olarak bildirdik ki, canın karşılığı can, gözün karşılığı göz, burnun karşılığı burun, kulağın karşılığı kulak, dişin karşılığı diştir ve yaralamalarda da karşılıklılık (kısas) ilkesi geçerlidir. Kim kısas hakkını bağışlarsa bu onun günahlarına kefaret olur. Allah'ın indirdiği ayetlere göre hüküm vermeyenler ise zalimlerin ta kendileridirler. 46- Bu peygamberlerin ardından kendisinden önce gelen Tevrat'ı onaylayıcı olarak Meryemoğlu İsa'yı gönderdik; O'na doğru yol bilgisi ile ışık içeren, önündeki Tevrat'ı onaylayan, takvalılar için yol gösterici ve öğüt olan İncil'i verdik. 47- İncil ümmeti, Allah'ın bu kitapta indirdiklerine göre hüküm versin. Kim Allah'ın indirdiği ayetlere göre hüküm vermez ise onlar fasıkların, doğru yoldan çıkmışların ta kendileridir Maide suresi ALLAHIN LANETİ YALANCILARIN ÜZERİNE OLSUNMU |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Alıntı:
Evet sizinle bizim aramızdaki en büyük fark bu. peygamberin seçimlere girmeyeceğini nereden bildiniz? Gaybtan mı haber aldınız. Belki girer de tagut önünde yemin etmez idi. veya onun hükümlerini uygulamazdı, rabbani bir yol seçerdi tabii ki vahiyle. ALLAH ADINA PEŞİN HÜKÜM VERİYORSUNUZ. ALLAH GAYB BİLGİSİ İLE SİZE Mİ SÖYLEDİ. YOKSA KURANLA MI HÜKMETTİ OY VERİLMEZ DİYE .1400 YIL ÖNCE BELİRLEMİŞTİR DEMEK , ALLAH ADINA KONUŞMAK DEMEKTİR. VARSA BÖYLE BİR AYET GÖSTERİN BİZE . Alıntı:
Neyi net anlatayım. Yazdıklarımdan herşey net açık. Sistem Laik düzende olsa, şayet müslümanları ilgilendirecek oylama var ise müslümanlar oy kullanabilir demişim. Sizin gibi hemen ŞİRKTİR DEYİP net tavır koymuyorum. Allahın takdir edip ve hüküm vereceği konuya allah 1400 yıl öncesinden belirlemiştir demem Allaha yapacağım iftira olur. . Desem Allah adına konuşmuş olurum ki sizin gibi vebal taşıyamam. BAKARA 284 - Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Siz içinizdekileri açığa vursanız da gizli tutsanız da Allah onunla sizi hesaba çeker. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğine de azab eder. Allah her şeye kadirdir Allah insanı öncelikle kalbiyle , kalbinin içindekiyle hesaba çeker. Yani niyetiyle hesaba çeker Alıntı:
KURANDA YAZILAN HÜKÜMLER AÇIK SEÇİKTİR. SİZ ZANNA GÖRE BÖYLE HÜKÜM ÇIKARTMIŞSANIZ O BİZİ DEĞİL SİZİ BAĞLAR. Bir hadiste buyuruluyor ki: "Zan ile hüküm vermekten sakınınız. Zira zan'da bulunmak sözlerin en yalanıdır." Ebu Davud'un Sünen'inde yeralan bir hadiste ise, "İnsanın en kötü bineği zannı ölçü almasıdır." AŞAGIDAKİ AYETLER BİZİ BAĞLAYICIDIR İSRA- 36- Bilmediğin şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalp var ya, bunların hepsi konusunda sorguya çekileceksiniz. Kesin bir şekilde bilmediğin ve sağlıklı olduğunu kesin tesbit etmediğin şeylerin ardına düşme. Bu söylenen bir söz, aktarılan bir haber, yorumlanan bir olay, sebepleri belirlenen bir realite şer'i bir hüküm veya inançla ilgili bir mesele olabilir. NİSA-85- Kim iyi bir işe aracı olursa kendisinin de o iyilikte bir payı olur. Kim bir kötülüğe aracı olursa onun da kötülükte bir sorumluluk payı olur. Allah herşeyin karşılığını verir. |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Bazı insanlar kalkıp şehit SEYYİD KUTUBA kendi kötü emellerine alet ederek güya SEYYİD KUTUBTA onlar düşünüyormuş imajını vermekteler Halbuki şehit Bu toplumların müslüman olmadıklarını bunlara islam fıkhının uygulanamacağını öncelikle bu yoplumların cahillieden çıkıp islam toplumu haline gelmesi gerektiğini bizzat yusuf suresinin tefsirinde açıkça anlatmaktadır SEYYİD KUTUBUN bütün kitapları içerisinde adeta cımbızla bir cümlesinİ alarak ona iftira atanlar aynı şeyi maalesef kuran içinde yapmaktan geri kalmazlar Bütün peygamberlerin ortak çağrısı olan kelimeyi tevhidi hiçe sayarak 6666 ayetin içerisinde tıbkı ibn-e arabi gibi bir mantıkla bir ayetin bir cümlesinin arkasına gizlenerek Allaha Rasulene ve şehid müninlere iftrara atanlara allah mutlaka lanet edeceğini bir çok ayette bize bildirmiştir Kelimeyi tevhid öncelikle tağutları red etmek insanları bu tağutların boyunduruğu altında çıkarıp özgürce düşünmeleri sağlaması gerekirken kalkıp tağutun hükümleri ile onları yönetmek bir peygamberin görevi değil Ancak beyoğlunda homosekselleri erke erkeğe nikahlayan tağutların işidir. Bu fikirlerin ağa babaına allah lanet etsin bende lanet ediyorum ey müslman kardeşlerim sizde lanet edin ŞEHİT SEYYİT KUTUBUN YUSUF SURESİ TEFSİRİ Günümüzde İslâm düzeni ve devlet yapısı üzerinde düşünenler -ya da kitaplar yazanlar- bir çıkmaz içindedirler. Çünkü onlar İslâm düzeninin kurallarım, düzenlenmiş fıkıh hükümlerini boşlukta uygulamaya çalışıyorlar. Bu hüküm ve kuralları şu andaki organik bileşimi ile varlığını sürdüren cahiliye toplumunda uygulamaya kalkışıyorlar. Oysa İslâm düzeninin ve fıkhi hükümlerinin tabiatına göre bugünkü cahiliye toplumu bir boşluk niteliğindedir. Bu toplumda İslâm düzeninin kurulması, İslâm fıkhının hükümlerinin uygulanması imkânsızdır. Çünkü bu toplumun organik yapısı, müslüman toplumun organik yapısı müslüman toplumun organik yapısına tamamen terstir. Çünkü müslüman toplum -daha önce de söylediğimiz gibi- organik yapısını, İslâm düzeninin, pratikte uygulanmasını ve insanların İslâma gelmesini sağlamak için cahiliye ile girişilen cihad hareketinin belirlediği şekliyle kişilerin ve grupların ortaya çıkan yeteneklerine dayandırır. Bu arada cahiliyeden gelen baskılara, onun islâmi harekete karşı başlattığı işkencelere, sıkıntılara ve savaşlara katlanma, sınavları başarıyla geçme, musibetleri en güzel şekilde savma, hareketin başından sonuna kadar her türlü zorluğu göğüsleme, müslüman toplumun organik yapısı içinde yer almak için bir ölçüdür. Ama günümüzün cahiliye toplumu donuklaşmış bir toplumdur. İslâmla, imani değerlerle ilgisi bulunmayan değerlere dayanmaktadır. İşte bu yüzden, İslâm nizamı ve fıkhi kuralları açısından bu toplum, boşluk niteliğindedir. İslâm düzeni ve fıkhi hükümleri bu toplumda yaşayamaz Daha önce de söylediğimiz gibi, bu çıkmazın başlangıç noktası; bugünkü toplumların müslüman toplumlar olduklarının ve bu organik yapıya bu düşüncelere, bu armalara, bu değer ve ölçülere sahip oldukları halde, sayfalar arasındaki İslâm fıkhının bu toplumlarda uygulanacağının sanılmasıdır ALLAH RAHMET EYLESİN |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? peygamberin seçimlere girmeyeceğini nereden bildiniz? Gaybtan mı haber aldınız. Belki girer de tagut önünde yemin etmez idi. veya onun hükümlerini uygulamazdı, rabbani bir yol seçerdi tabii ki vahiyle. ALLAH ADINA PEŞİN HÜKÜM VERİYORSUNUZ. ALLAH GAYB BİLGİSİ İLE SİZE Mİ SÖYLEDİ. YOKSA KURANLA MI HÜKMETTİ OY VERİLMEZ DİYE .1400 YIL ÖNCE BELİRLEMİŞTİR DEMEK , ALLAH ADINA KONUŞMAK DEMEKTİR. VARSA BÖYLE BİR AYET GÖSTERİN BİZE . BEDİİ AHAMİT ADLI ÜYEDEN ALINTI Bu tutarsız sözcükler cevap verilecek düşünceler değil aslında bunun bir faydasının olamyacağının ve bunun iblisin bir oyunu olduğunuda biliyorum Buna rağmen dürtülerim bana bu sözcükleri cevap yazmaya beni zorluyor Bunun için Allah,ımdam özür diliyor onun merhametine sığınıyorum müslümanlar zanda bulunmaz müslümanlar ancak Allah,tan kendilerene gelen emirlere göre fikir yürütürler peygamberin seçimlere girmeyeceğini nereden bildiniz? Gaybtan mı haber aldınız. BEDİİ AHAMİT ADLI ÜYEDEN ALINTI Siz namaz oruç zekatı gibi ibadetleri nerden öğreniyorsunuz gaybtanmı haber alıyorsunuz yoksa zanna göremi O ibadetleri siz nerde öğreniyorsanız bende peygamberin erkek erkeğe hiç bir yaratığı nikahlamayacığını orda öğreniyorum. o zaman dünyada kafir diye birşeyde yoktur müslüman diye birşeyde Bunlara kim hüküm verecek neye göre verecek Allah,ın bir tarafa bırakıp kendi hevasını put edinenler şöyle dediler “” Ki melekler, kendi nefislerinin zalimleri olarak onların canlarını aldıklarında, "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk" diye teslim olurlar. Hayır, şüphesiz Allah, sizin neler yaptığınızı bilendir.””NAHL/28 kafirler pisliklerine kalkıp birde Allah dilemeseydi ne biz ne atalarımız bu hayasızlıkları yapmazdık deyip Allaha iftira ettiler Peki Allah size peygamber göndermedi mi size kitap göndermedi mi neyin helal neyin haram olduğunu kimin size dost kimin düşman olduğunu bildirmedi mi bildirdi O halde zan bunun neresinde Siz gidin ancak erkek ile erkekleri birbirlerine nikahlayın sonrada bu hayasızlığınızı kurana doğrultmaya çalışın ""hade bavo hade ev işi wenine"" i |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? BİZ DEMİYORUZ ALLAH DİYOR PEYGAMBERLER TAĞUTA BIRAK SEÇMEN OLMAYI ONLARI RED ETMEYE GELMİŞLERDİR VE BU ÖRNEKLİKLE ÖRNEK OLMUŞLARDIR........... NAHL SÜRESİ.. 36- Andolsun, Biz her ümmete: "Allah'a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün. müslümanlardan alıntı bu ayetleri ancak basiretleri açık inananlar senin anladığın şekilde anlarlar Allah demiyormu onların kulakları var işitmezler gözleri var görmezler onlar sadece gördüklerini duyduklarını işittiklerini sanırlar sanmakta haktan yana birşey değil |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Yakinen bilen bir millet için Allah'tan başka... "ALLAH'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir." (Maide Sûresi, 5/44) "ALLAH'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir." (Maide Sûresi, 5/45) "ALLAH'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir." (Maide Sûresi, 5/47) Bu dinin, zorunlu kıldığı bir gerçek vardır. ALLAH'ın şeriatına itaat etmek, O'nun Resulü'ne tabi olmak ve O'nun indirdiği kitapla yönetmek ve yönetilmek gerçeği... Bu, İslam'ın getirdiği tevhid akidesinden kaynaklanıyor. İnsanların kulluk yapacakları, emirlerine uyacakları, şeriatını uygulayacakları, değerlerini ve ölçülerini alacakları, hükmüne başvurup sonra da razı olacakları uluhiyetin birliği... İnsanların hayatında ve bütün ilişkilerinde hakimiyeti ALLAH'a veren otoritenin tekliği... Çünkü kainatın üzerinde yegane egemen güç tek başına ALLAH'tır. İnsan bu koca kainatta bağımsız bir varlığa sahip değildir. Yüce ALLAH, gizli kapalı hiçbir şey bırakmamıştır. Hayatta karşılaşacakları problemlere çözüm bulmak için başka bir kaynağa muhtaç bırakmamıştır kullarını... "Size kitabı açıklanmış olarak indiren O'dur." (En'am Sûresi, 6/114) Buna rağmen insanın ALLAH'tan başkasının hükmüne ihtiyacı var mı? "Size kitabi açıklanmış olarak indirdiği halde, ALLAH'tan başka hükmedici mi arayacak mışım?" Bu, Resulullah'ın lisanı ile yöneltilen kınama amaçlı bir sorudur. Ve bu soru hiçbir konuda ALLAH'tan başkasının hükmüne gerek olmadığını göstermektedir. Her konuda hakimiyetin yüce ALLAH'a ait olduğunu ve O'nun birliğinin kabul edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Hayatın hiçbir meselesinde ALLAH'tan başkasının hükmüne imkan vermeyen kesin bir vurgulamadır bu... Bu kitap, yüce ALLAH'ın hakimiyetini ve uluhiyetini temsilen, insanların ihtilaf ettikleri meselelerde aralarında hükmetmek için indirilmiştir. Sonra bu kitap, hayat nizamının ikamesi için gerekli ilkeleri içerecek şekilde açıklanmış olarak indirilmiştir. Aynı şekilde bu kitap, insanların ekonomi, ilim ve hayatın sair yönlerinde ihtilaf ettikleri sorunların çözümü için gerekli detaylı hükümleri de kapsamaktadır. Bunlarla da anlaşılıyor ki başka bir hükme başvurmaya gerek bırakmayacak şekilde apaçıktır ALLAH'ın kitabı. Yüce ALLAH'ın bu kitapla vurguladığı gerçek budur. Bundan sonra dileyen şöyle söyleyebilir: "Beşeriyet sürekli gelişme kayd etmektedir, bu nedenle ihtiyaç duyduğu şeyleri bu kitapta bulamamaktadır." Bunu söylerken de şunu da beraberinde söylemelidir: "Ben bu dine inanmıyorum, ALLAH'ın dediğini yalanlıyorum..." ALLAH'ın şu sözü ise meseleyi daha güzel açıklıyor: "Ey Resul, ağızlarıyla inandık diyen, kalpleriyse inanmayanların küfre koşuşmaları seni üzmesin..." (Maide Sûresi, 5/41) Böylece sorunun özü ortaya konmuş oluyor... Bir tek ilah vardır ve yalnızca bir tek malik vardır. Buna göre, bir tek hükmedenin, bir tek kanun koyucunun ve bir tek tasarruf sahibinin bulunması gerekir. Sonuç itibariyle, bir tek şeriatın, metodun ve kanunun olması zorunludur. Demek ki, ALLAH'ın indirdiklerine tabi olmak, itaat etmek ve onunla hükmetmek imandır, İslamdır. ALLAH'ın indirdiklerine karşı çıkmak O'ndan başkasıyla hükmetmek küfürdür, zulümdür, fasıklıktır. Bu, ALLAH'ın bütün insanlardan bağlılık sözü aldığı ve bütün resulleri onunla gönderdiği dinin kendisidir. MUHAMMED (s.a.s.) ümmeti ve ondan önceki ümmetler bu din üzere olagelmişlerdir. ALLAH'ın dini, onun indirdikleriyle hükmedilmesidir. Bu, ALLAH'ın gücünün ve hakimiyetinin göstergesidir."La ilahe illALLAH" ın hayata yansımasıdır. ALLAH'ın diniyle, O'nun indirdikleriyle hükmetme arasındaki kaçınılmaz gereklilik, sadece ALLAH'ın indirdiklerinin, insanların kendi yanında koyduğu sistemlerden, yasalardan, nizamlardan ve prensiplerden daha iyi olmasından kaynaklanmıyor. Bu, kesin gerekliliğin sadece bir sebebidir. Ancak en önemli sebep değildir. Bu kaçınılmaz gerekliliğin esas nedeni; ALLAH'ın indirdikleriyle hükmetmenin, onun uluhiyetini kabul etmek ve başkalarından bu sıfatı ve özelliklerini uzaklaştırmak anlamına gelmesidir. İslam'ın lügat anlamı, teslimiyettir. ALLAH'ın gönderdiği tüm dinlerin ifade ettiği gibi, İstılahı anlamı ise ALLAH'a teslim olmak ve bu arada uluhiyet iddiasından soyutlanmaktır... Uluhiyetin en belirgin özellikleri olan otorite, hakimiyet ve kulların itaati, şeriat ve kanunlarına uymak suretiyle kulluklarını istemek iddiasında bulunmamaktadır. O halde insanların ALLAH'ın şeriatına benzer bir şeriat edinmeleri kafi değildir. Hatta, kendilerine mal ettikleri, üzerine kendi işaretlerini diktikleri, ALLAH'a döndürmedikleri, O'nun gücünü idrak etmekten, uluhiyetini kabul etmek ve uluhiyette birliğini itiraf etmek açısından O'nun adıyla tatbik etmedikleri müddetçe ALLAH'ın şeriatı bile yeterli değildir. Çünkü, kulların kullara kulluktan kurtulmasını sağlayan, yüce ALLAH'ın uluhiyetini kabullenerek O'nun şeriatını tatbik etmektir. Kur'an'ın vurguladığı hüküm bu gerçeğin ne denli gerekli olduğunu göstermektedir. "ALLAH'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir." (Maide Sûresi, 5/44) "ALLAH 'in indirdikleriyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir." (Maide Sûresi, 5/45) "ALLAH'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir." (Maide Sûresi, 5/47) Çünkü ALLAH'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, ALLAH'ın uluhiyetini kabul etmediklerini ve ALLAH'ın uluhiyetini reddettiklerini ilan etmiş oluyorlar. Bunu, ağızları ve dilleriyle söylemeseler de davranışları ve pratik hayatlarıyla söylüyorlar. Davranış ve pratik hayatın dili sözden daha açıktır. Hakimiyetini, reddederek ALLAH'ın izin vermediği konularda kendi yanlarından kanunlar vaz'etmek suretiyle, uluhiyetin en başta gelen özelliğini haksız yere gasb ederek yüce ALLAH'ın uluhiyetini inkar etmelerinden dolayı yüce ALLAH onları, kafir, zalim ve fasık olarak isimlendiriyor. Bu, Kur'an'ın anlaşılır ayetleri aracılığı ile ortaya koyduğu tehlikeli bir sorundur. Kur'an bununla gerek yönetenler gerekse yönetilenler için imanın sınırlarını ve İslam'ın şartlarını belirtiyor. Yönetenler ALLAH'ın indirdikleriyle hükmedecek, yönetilenlerse sadece ALLAH'ın hükmünü kabul edip uyacaklar, diğer şeriat ve hükümleri reddedecekler. Meselenin bu derece önemli olması ve bu derece şiddetle üzerinde durulmasının bir çok nedeni vardır. Kur'an'a başvurduğumuzda bu nedenleri açıkça görürüz. Bu konudaki en önemli nokta meselenin yüce ALLAH'ın uluhiyetinin, rububiyetinin, beşer üzerindeki ortaksız otoritesinin kabulü ya da reddi olmasıdır. Bu açıdan mesele, küfür ve iman, cahiliye ve islam meselesidir. Kur'an'ın tüm mesajı bu hakikatin açıklanmasına yöneliktir. Yaratan ALLAH'tır; kainatı ve insanı O yaramıştır... Göklerde ve yerde ne varsa insanın emrine vermiştir. Yüce ALLAH yaratma hususunda tektir. B hususun azında da çoğunda da hiç bir şekilde ortağı yoktur. Aynı zamanda maliktir... Çünkü yaratan O'dur ve yarattığına malik olması kaçınılmazdır. Göklerin ve yerin, ikisinin arasındakilerin mülkiyeti Ona aittir. O, malikiyet hususunda da tektir. Mülkünde de az veya çok olsun hiç bir şekilde ortağı yoktur. Şüphesiz yüce ALLAH, Razık'tır. Hiç kimse ne kendisi ne de başkası için az yada çok olsun rızıklandırma imkanına sahip değildir. Yüce ALLAH, evren ve insan üzerinde mutlak egemenliğe ve tasarrufa sahiptir. Çünkü O, "yaratan" dır, "malik" tir ve "rızık veren" dir. Sonsuz güç O'nundur. O olmadan, yaratma, rızık, fayda ve zarar olamaz. O, şu varlıklar alemindeki hakimiyetiyle tektir. İman, yüce ALLAH'ın bu hususlarda bir olduğunu ikrardır. Uluhiyet, mülk ve güç... bu konularda, ortağı olmaksızın bir ve tektir. İslam ise bu özelliklerin gereklerine teslimiyet ve itaattir. Uluhiyette, rububiyette, genelde bütün varlığa özelde de insan hayatına egemen olmakta yüce ALLAH'ın bir olduğunun kabul edilmesi, şeriatı ve takdiriyle beliren gücünün kabullenilmesidir. ALLAH'ın şeriatine teslim olmanın anlamı, her şeyden önce, ALLAH'tan başkasının uluhiyetini, rububiyetini, otoritesini ve gücünü reddetmektir. Teslimiyet ya da din, dilde veya fiille olması sonuç itibariyle farketmez. Bu açıdan da mesele, küfür veya iman, cahiliye ya da islam meselesidir. Aşağıdaki naslar bu noktaya yöneliktir. "ALLAH'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, işte onlar kafirlerin ta kendileridir." "ALLAH'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, işte onlar zalimlerin ta kendileridir." "ALLAH'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, işte onlar fasıkların ta kendileridir." İkinci önemli nokta, ALLAH'ın şeriatının diğer beşeri sistemlerin tümüne olan kesin ve mutlak üstünlüğüdür. Aşağıdaki Kur'an ayeti, bu üstünlüğe işaret etmektedir. "Yakinen bilen bir millet için ALLAH'tan daha iyi hüküm veren kimmiş?" (Maide Sûresi, 5/50) Bütün sosyal sistemler ve rejimler karşısında, ALLAH'ın şeriatının mutlak üstünlüğünü kabul etmek de iman-küfür meselesinin kapsamına girer. Hiçbir insan, herhangi bir meselenin çözümünde beşeri sistemlerin ALLAH'ın şeriatından daha üstün ya da denk olduğunu iddia edemez. Şayet böyle bir iddiada bulunursa, mü'min ve Müslüman olduğunu iddia edemez şehit SEYYİT KUTUP YİTİKSEVDA adlı üyeden alıntı |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Alıntı:
Derdini anlatamdığın kesin,bişeymi anlatıyorsun onu anlamadım Ferdi bey öncelikle din adına konuşurken insanın bir düşünmesi gerekir öyle ezbere ezbere konuşulmaz Bir müdlüman Ammar bin Yasrin acısını yüreğinde hisetmedikçe imanını muhakkak sorgulamı islam dinin en sıkıntılı günlerinde iman etmiş ve islamın ilk şehitleri ammar bin yasirin annesi babasıydı birde islam dini ciddi bir dindir öyle oyun eğlence edilmez oyun eğlence ayrı islam dini ayrıdır Ayı ayıdır ona dayı demek müslümanın işi değil dinini kendisine oyun eğlence ednelrin işidir senin benim işimiz değildir Çünki biz kendisi İSLAM denilen bir ulvi dine kendimizi nisbet etmişiz Bu dinin kuralları vardır olmazsa olmazları vardır Öyle Ammar ayı dayı demiş demiş gibi cümleler islamla bağdaşmaz Herkes kendisine bir yol (DİN) tayin eder ve onunla övünür Ben islam olmayan hiç bir görüşe saygı duymam.O görüşleri (dinleri) alt etmekle mükellefim İslamda (ikrah) denilen bir terim vardır bu terim islam alimleri arasında genişlemesine tartışılmış ve üzerine ittifak edilmiştir Bunu bir yazımda izah etmeye çalışmıştım. Ferdi arkadaş yorum yaparken (ki herkes kendi görüşünü muhakkak anlatabilmesinden yanayım) yada din adına konuşurken Allaha Peygambere Müminlere iftira etmemek lazım ben buna günlük hayatımda müsade etmedim yinede müsade etmem. Kuran ve sünnet konusunda görüş beyan etmek ayrı birşey yalan dolanlarla onlara iftira atmak ayrı birşeydir Şimdi bak güzel abim iyi dinle İnsan önce bir bilgi elde eder sonra bu bilgiye iman eder iman ettiği bu biligiyi yaşar. İslam bunu emir eder Bu rükünlerden birini kişi bozarsa iman iddasını tekzip etmiş olur örnek verelim 1- İslamda münafık kavramı varıdr,münafık zahiren islamı yaşar yaşadığı bu islamı dil ile ikrar eder fakat kalb ile tasdik rüknünü bzduğu için kafir olur bununla ilgili çok sert ayetler vardır 2- İslamı dil ile tasdik eder,kalp ile tasdik eder,ama amelde imanı bozar örnek verelim. Medineye hicret gerçekleştğinde hicret etmeyen msülümanlarla birlikte medineye gitmek yerine Mekke de kalmayı tercih iman etmiş insanlar vardı.Fakat Allah bunların imanını kabul etmedi.Bu hicret etmeyen insalardan bazıları bedir savaşında gebertildiler.Bazı müslümanlar dedilerki bunlar müslüman biz onların iman ettiklerine şahitlik ederiz Biz mekkede iken onlarda bizim gibi iman ettiler onlar msülümandıralr dediler. Peki Allah onlar hakkında ne dedi Onuda nisa suresi 97. ayeti aç oku Ferdi bey Yani hicret ameli bir mesele idi ve o an şartlar gereği zaruri idi bu ameli gerçekleştirmeyen insanları Allah tekvir etmiştir. 3- Gelgelelim dil meselesine insanın başına ne geliyorsa aha da o dil yüzünden gelir.Bir insan diliyle Allahı mutlak hakimliğini her yerde söylemek zorundadır,buda yetmez bir müslüman Allahın hükümranlığını emir ve yasaklarını çiğneyen şeytanları dili ile red etmek zorundadır. İçimizdedki putlar başlıklı bir yazı astım inşallah o yazıyı bir oku orada şetan Allaha karşı dili ile ne dedi neden kafir oldu son : Bak şunu iyi anla Allah-u alem ya hz Ömeri yada hz.Ali olacak tam hatırlamıyorum O emiril miminlerden birinin katili ne demiş billiyormusun.Nerden bileceksin ki okusan bilirdin ""BEN YERYÜZÜNDE BİR FİTNE TEMİZLEDİM"" demiş. "Niyeti bu" Şimdi bu münafık doğruyumu yapmış oldu Bak ferdi arkadaş adam kalkmış diyorki sen peygamberin akp ye girip girmyeceğini nerden biliyorsun müneccimmisin diyor Adam kalkmış diyorki belki peygamber tağutun meclisne girerdi ama yemin etmezdi gidip haşa beyoğlunda belediye başkanlığı yapardı özellikle bey oğlu diyorum sen nerden biliyorsun gaybden habermi aldın diyor İşte abuk subuk yorumlar iddalar FERDİ arkadaş sen kendini heba edip öyle yapma bence,sadece bir tavsiye Şeytan isanın burnuna gem taktımı artık işi zor Sonuç şu ""lailaheillallah"" dedikten sonra onu bozucu AMEL DİL KALP olmaz FERDİ BEY BİRİ GELİP SENİN ÇOK YAKIN BİR HANIM AKRABANA BİR ZARAR VERİRSE SONRADA BEN BU ÇİRKİN İŞİ NİYET KÖTÜ OLARAK YAPMADIN DERSE SEN onun o mazaretini kabul edermisin? cevabını merak ediyorum Biri kalkıp iğrenç işler yapacak erkek erkeğe nikah kıyacak.Sonra da utanmadım benin niyetim iyiydi diyecek Bu münafıklık alemetleri içerisine kendi kafirliklerini de katmerleşmekten başka bir şey değildir. ALLAH KAFİRLERE LANET ETSİN İBRAHİM 52. İşte bu (Kur’an), kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak bir tek İlah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir.(ültimatondur) Ferdi arkadaş bazı arkadaşları görürsen ona benim için şöyle de Ben gaybı bilmem ben Allahın kitabını bilirim ve okurum işte ben o bilgileri bu kitaptan alırım Peki kendisi hz.Ysuf hakkındaki yarumları nerden getiriyor yoksa ona atalarımı ona anlatmış |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? 44- Gerçekten Tevrat'ı biz indirdik; bu kitap doğru yol kılavuzluğu ve ışık içerir. Gerek İslâm'a bağlı peygamberler ve gerekse Allah'a bağlı bilginler ile din adamları Allah'ın bu kitabının görevli koruyucuları ve doğruluğunun şahitleri sıfatı ile yahudiler arasında buna göre hüküm verirler. buna göre insanlardan değil, benden korkunuz da ayetlerimi bir kaç para karşılığında satmayınız. Kim Allah'ın indirdiği ayetlere göre hüküm vermez ise onlar kafirlerin ta kendileridir. 45- Tevrat'ta, yahudilere yazılı olarak bildirdik ki, canın karşılığı can, gözün karşılığı göz, burnun karşılığı burun, kulağın karşılığı kulak, dişin karşılığı diştir ve yaralamalarda da karşılıklılık (kısas) ilkesi geçerlidir. Kim kısas hakkını bağışlarsa bu onun günahlarına kefaret olur. Allah'ın indirdiği ayetlere göre hüküm vermeyenler ise zalimlerin ta kendileridirler. 46- Bu peygamberlerin ardından kendisinden önce gelen Tevrat'ı onaylayıcı olarak Meryemoğlu İsa'yı gönderdik; O'na doğru yol bilgisi ile ışık içeren, önündeki Tevrat'ı onaylayan, takvalılar için yol gösterici ve öğüt olan İncil'i verdik. 47- İncil ümmeti, Allah'ın bu kitapta indirdiklerine göre hüküm versin. Kim Allah'ın indirdiği ayetlere göre hüküm vermez ise onlar fasıkların, doğru yoldan çıkmışların ta kendileridir Maide suresi |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Belki de oy kullanmak doğru olmadığı söylenebilir.Yanlış olabilir. Yanlış olsa bile her yanlış şirk kavramı içinde değerlendirilmez.Allahın apaçık hüküm vermediği bir konuda hemence laik düzende oy kullanmak şirktir kullananlarda müşriktir, müşrik olmuştur demek kuranla, islamiyetle bağdaşmaz. Son olarak şöyle bir örnek vereyim. Fransa da yaşıyorsunuz, Fransa hükümeti bir ülkede yaşayan müslümanları da ilgilendiren bir karar alıyor . Refarandum kararı. Başörtsünü ya serbest bırakacak ya da engeleyecek olan karar bu seçimlere bağlı. bu seçimler de ...oy kullanmak ( Büyük bir ihtimal ki, seçim sonrası da ülkemizde de böyle bir oylama refarandum ile sorulacaktır.) Şimdi o ülkede veya ülkemiz de yaşayan müslümanlar oy sandığına gidip oy kullansalar şirk günahını mı işlerler veya müşrik mi olurlar. Bu düzende Muhtarlık seçiminde bile oy kullanılmaz şirktir , Kullananlar da müşriktir diyenlere hatırlatma, Türkiyenin yüzde doksan dokuzu müşriktir. |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Alıntı:
Kişi Allahtan aldığı hayatın tasarruf hakkını beşeri kanunların kurucularına bırakan kim ? Seçmen mi ? Her oy kullanan mı ? Oy kullandı diye düzeni beşeri kanunların kurucusuna mı bıraktı da Müşrik oldu ? Ülkemizde başörtüsü sorunu var mı yok mu ? Yok demeyeceksiniz herhalde ? Örnek verdiğim üzere böyle bir oylamaya katılan her kimse müşrik mi olur ? Kamu dairelerinde ve her alanda başörtüsü serbest olsun neden denilmesin. veya oylama başörtüsü olmazsın , diyelim ki, hükümet şöyle bir karar almış ve refarandumla sormuş. Çalışma saatleri günde 8 saatten 10 saate çıksın mı yoksa çıkmasın mı ? Siz de oy vermişseniz bu da mı şirk ve müşriklik . Yapmayın Allahaşkına |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? bu konuyu açan,irdeliyen,emek vererek olgunlaştıran,muzakere eden,farklı bakış açılarını nas ile delillendiren tüm kardeşlerimden Allah razı olsun. şirk konusu çok hassas ve derin bir alandır.önce şirki tanımlıyalım : Şirk; Allah’a zatında, sıfatlarında, hükmünde, uluhiyet, ibadet veya mülkünde ortağı, dengi bulunduğuna inanmak ve bunu benimsemektir. Küfür nasıl imanın zıttı ise, şirk de tamamen Tevhidin zıttıdır. dikkat edin inanmak ve benimsemek. bu tanımla şöyle anlamalıyız ;"inanıp benimsenmedikçe şirk olmaz" şirkin çeşitleri çoktur ; büyük,küçük,kavli,fiili,hafi,gizlisi,açığı,ibadett e,duada,niyette,sevmede,hululda,tasarufta,korkuda, kalpte vs. bunları tek tek açmak lazım aslında..ama yeri burası değil ayrı bir başlık olması lazım ki derli toplu olsun. şirkin tüm çeşitlerine kuran açıkça şu tehdidi savurmakta ve akibeti belirlemektedir; Şüphesiz,kim Allah’a ortak koşarsa, Allah ona cenneti haram kılmıştır ve onun gideceği yer Cehennemdir. Zalimlere orada bir yardımcı da yoktur (Maide, 72). --------------------------------------- kardeşlermizin vermiş olduğu Nas'lar zaten bir müslüman için bağlayıcıdır.ihtilaf yada farklı görüşler amelde sözkonusu. acizane düşüncem ; tevhid dışı her türlü ideolojiye izme beşeri sisteme,inanmamak benimsememek onaylamamak kaydıyla şirkten korunmuş olunur. eğer bazı arkadaşların dediğini baz alırsak,hayatımız şirk zaten.kimliğimiz,evliliğimiz,eğitimimiz,maaşımız,o kulumuz,vergimiz,askerliğimiz,oyumuz.......aklımız a gelen her alanda şirkin ortasındayız ve müşrik adayıyız yada müşriğizdir. bu tanım çok insafsız ve korkunç olur...yer yüzünde müslüman kalmaz! ferdi kardeşimizin tanımladığı gibi niyet önemlidir.bu niyet ne kadar zararsız oda ayrı bir tartışma konusu... bedii hamit abimize katılıyorum düşünce ve bakış açısı olarak.kamer abimizin düşüncesi keskin olsa da hak vermemek mümkün değildir. not :müslümanlardan kardeşimize keledoş sözümüz var.ama sofra malzemeleri çatal kaşıkları şirk ürünüdür.çözüm bulsak sözümüzdeyız inşaallah :) ferdinin saygısız yaklaşımınıda mazur görün bence.kendisinden çektiklerimi Allah günahlarıma kefaret eder inşaallah.. |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Elbetteki allahın laneti yalancıların üzerine olsun işte başlarına kuma gömüp kendilerini gizlediklerini sananlar ancak din anlayışlarını beyoğlu ve fatihe haps edenlerdir. Benim yazılarımı okuyanlar bilirki ben islamı evrensel düşünülmesi gerektiğini hep söylemişimdir. Ben tağut kavramını kullanırken "" içimizdeki putlar"" başlıklı yazımda da yazdım Iraktan Lübnandan Pakistan da örnekler vererek izah etmeye çalıştım Kendi din anlayışlarını dar kalıplar içerisine sıkıştıranlar ancak anlatılmak istenen olayı anlamz o anlatılmak istenilen mesajı kendi tağutu adına yorumlar Bu da iyi birşey demekki vermek istedidğim mesaj yerine ulaşmıştır. Elbetteki Allah,ın laneti yalancıların üzerine olsun Siz hz.Yusufun kralın dinine göre yöenttiğini üstelik kalkıp güya ayet delil göstererek söylemedinizmi Bende size şunu söyledim Tağuti sistemlerde bir peygamberin Allahın hükümleri dışında hüküm verebileceğine inanamk o peygamberin önüne kralın dininin (yasalarının)içerisinde erkek erkeğe evlileklerde var dedim. Gözünüzü açın BUNU ANLAYIN DEDİM Ama bakıyorumki bu kafanıza zonk etmiş buna sevindim Şimdi ben bunu paris yada,londra yada,amsterdam yada,yewyork demiş olsaydım bu size etki etmezdi. Tağut tağuttur ha türkiyede olmuş ha başka yerde olmuş ne fark eder erkek erkeğe evlilik şuanda tağutların yasasında varmıdır yokmudur bunu yanıtlayın Şunu bilmiyorsunuz ki yeryüznde erkek erkeğe evlilikten daha iğrenç olan şey ŞİRKTİR Bir müsülüman Allahın helal kılmadığını helal haram kılmadıklarınıda haram yapan yasalarla insanlara hüküm vermez Ha bu erkek ekrkeğe olsun ha bir bardak viski olsun yada başka birşey olsun Beyler ancak beyoğlundaki erkek erkeğe olan ilişkileri gündeme getirince anlamaya başladılar peki beyoğlundaki o erkek erkeğe olan ilişkileri kaldırsanıza buna vekil sayınızda yeterli ne oldu ama yok sakallı beş vakitli namz kılan belediye başkanımızın kulağına şeytan bevl etmiş bir kere eğer siz tağuti rejimlerde erke erkeğe evlilik yok diyorsanız eğer siz beyoğlu erkek erkelerle ilişki kurmuyor diyorsanız. evet allahın laneti yalancıların üzerine olsun Biz tağutların silahı ile onları vuracağız diyen kim benmiyim onların meclislerine girip ordan islamı hakim kılacağız diyen kim benmiyim bende size o meclislerde böyle yasalarda var diyorum hiç akl etmezmsiniz diyorum Ama doğru tağut bazılarının din anlayışlarıa göre sadece yewyorkta var elbetteki allahın laneti yalancıların üzerine olsun ki Şuan bile otobanın kenarına çıktığınızda o erkek erkeğe yolun kenarda ne pislikler yapığını görürsünüz. Hani senin yasalarına göre suçtu,bu suçtan dolayı sizin tağuti sisteminizde şimdiye kadar kaç tanesi hüküm giydi yada idam edildi İstanbulda oturanlar bilir şimdi kalkıp bir tefefon açtığınızda hoşunaza giden bir homoseksüel siparişi yapabilirsiniz bu tağuti düzende bunun hiç bir sakıncası yok BEN KESİN BİLMEDİĞİM ŞEYLERİ KONUŞMAM HELE YAŞADIĞIM ŞEHİRDE BUNLARI NERDEYSE OTOBANLARIN KENARINDA HERGÜN GÖRÜYORSAM Siz bu cümlenizi alın bu gece başınızı yastığa koyarken bir düşünün suç olan şeylerin karşlığı cezadır eğer erkek erkeğe olan ilişklerde bu ülkede hüküm giymiş yada idam edilmiş bir örnek göstermezseniz bütün o lanetleri üzerinize almış olursunuz |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? tağuti düzenlerde yöetimlere talip olmak ha hollanda olmuş ha türkiyede ne olmuş ne fark eder siz türkiyede islama bu islam aykırıdır bun dinimiz gereği uygukamayalım diyebildinizmi yani hollandada yada başka tağuti bir sistemde yeönetime talip olduğunuz vakit bu erkek erkeğe olan hükünm sizin karşınza gelecek bunu göremiyormusunuz bunu anlatmaya çalışıyorum ama biz böyle bir yasa olsaydı bunu uygulamazdık derseninz bende yaaalaaan koskoca yalan derim dedimya allahın şeritine aykırı uygulamdığınız bir tek yasa gösterin arkadaşım ağzımızdan çıkanı kulağımız duysun lütfen o tağuti sistemler pistir necistir bir müslüman bunlara talip olmaz biraz düşün öyle cevap yaz ben senin iyiliğini istiyorum seni şahsen tanımam etmem ama kendimize yazık etmeyelim hiç peygamber kralın dinine girermi benim güzel abim beni nefsimle başbaşa bırakma kızıyorum kötü kelimeler yazacam ama inanın sizinle şahsi bir mülazam olamaz ben bunlara bu iftiralara dayanamıyorum daralıyorum. bak güzel abim bütün peygamberler tağutlara savaşmışlarıdr kuran peygamber kıssalarını hikaye olsun diye vermez. onların tağutların karşısındaki hak ile batıl mücadelesini anlatır bunlardan dersler çıkarmamızı ister lütfen güzel Abim bu şeytanın dostlarına kanmayalım daha önce demiştim tağutların bir ayağıda allahın adını kullanarak insanları kontrol altında tutarlar yaşınız kaç bilmiyorum ama size abim diyorum iyice bir düşünün o erkek erkeğe olan ilişkileri allah şahidmidr abartmıyorum az bile değiniyorum ben hergün işten evime otobandan gider gelirim onların yolun kenarında arabalrın içinde çallıklarda milletin gözü önünde pislikleribini göryorum işte tağuti rejimler böyledir bunlara göz yumarlar bunların nikahını kıyarlar bu gerçek |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Alıntı:
TC HÜKÜMETİNİN ANAYASASINDA VEYA YASASINDA HANGİ HÜKÜM VAR ? ERKEK ERKEĞE NİKAH KIYILIR DİYE. BU NİKAHI YAPAN SUÇ İŞLER. BEN BU SÖZÜNÜZÜN YALANINI AÇIKLAR İKEN SİZ Bir başka örneğe gitmişsiniz. Erkek erkeğe yapanlara ceza verilmiyor diye . EH PES DOĞRUSU. Tartışma artık islami olmaktan çıktı. Birbirine hakaretleşme , lanetleşme noktasına geldi. Ben yokum. Siz devam edin, istediğiniz laneti yağdırın. Size Son sözüm şu olsun. Ülkemiz mümtaz şahsiyetlerinden Bediüzaman Said Nursi hazretleri ve onun talebelerini örnek alın derim.Peygamber örnekliğini en güzel yaşayanlar onlardır. |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Alıntı:
abdülemelik abim Yozlaşmış bozulmuş islami bir ahlak taşımayan toplumların içerisnde yaşıyoruz bu gerçek Bu kokuşmuş insan ürünleri yasalara karşı benim değil kuranın bakışı keskindir. Daha şunu söyledim bu toplumlar içerisnde yaşayan bir msülüman ben bu psliklere bulaşmadan yaşıyorum derse yan söylemiş olur Burda sorun olan şey şu zihniyet müslümanlra arasında ihtilaf olur bende diyorumki hayır efendin itikadi konularda ihtilah olmaz ihtilaf teferutta olur İş islami terimleri açıklamay gelince inanın herkes bu terimleri çok güzel açıklıyor Fakat iş bu terimleri kendi nefsimiz üzerine uygulamaya gelince işte o zamn bakıyorsunki Meğerki bu terimlerin içi bomboşmuş. Benim güzel abim şirki ne güzel tarif etmişsiniz eyvallah Şimdi şöyle bir soru sorsan bugün muhatap olduğumuz rejimer dur bu terimide biraz açayım bakarsınız bu teriminde içi bşltarız konu anlaşılmaz. Yani islamın dışında helal haramlar belirlemek ceza hukukunu koymak sonra bunun içerisnede bir inanç sistemi yerleştiren rejimler şirk midir. cevap heralde evet olacaktır. Çünki bu anlayış yeni bir din anlaşını doğurmuştur Halbuki dini beliremek sadece Allahın zati sıfatları ile ilgilidir doğrumu Peki diyelimki bir müslüman bu şirk olan dini insanlara uygulamak üzere talip olur ve uygular Ve kendisine de şöyle niyet geliştirir tamam bu din şirktir ama deyip arkasını bir yığın gerkçeler sayar bu msülüman halen islam dini üzeremi sayılır Ama yok bu yeni din şirk tanımına girmez derseniz o zaman zaten konuşmaya gerek kalmaz İbn-i arabide görüşlerini kurana dayandırıyordu görüşlerini kurana dayandırmış olması onu masum kılarmı SOMUT ÖRNEKLERE CEVAP YAZARSANIZ MEMNUN OLURUM Allaha emanet ol ve olun |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Alıntı:
HALUK GÜMÜŞ TABAK ARkadşımızın bazı sözlerine katılmamak mümkün değil siz allahın kuranı dışında insanları herşeye davet ederseniz Birtek allahın kitabına davet etmezsiniz sizinle benim aramda ki fark bu siz ancak tağuti rejimlerde erkek erkeğe nikah kıymaya devam edin |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? kamer abi,seninle farklı düşünmüyoruz ki.keskin derken kabulenmemek değil uç nokta demek istedim.takvada buna azimet derler.yani manen madden harama düşme,tehlikeye girme tehlikesine karşı,bazı mubahlardan ferağat etmek en uç noktayı seçmek.bu takvanın zirve noktasıdır.imrenilecek bir benimseyıştır.başarana ne mutlu... gerek fıkıh gerekse mezhep imamlarımız azimeti kendi nefislerine uygulamakta ısrarlı iken,kamuya ruhsat yollarını aramışlardır. yani imam azam tüm mezheplerin yasaklarına şahsen azimette iken,avam tabakası için ruhsat için naslardan tolerans elde etmeye çalışan bir alim. şimdi size desem ki,evet küfür ve şirkin merkezindeyız,her işimiz,amelimiz,ticaretimiz,evliliğimiz,kimliğimiz .... küfrün şirkin ta kendisidir. başka bir müslüman itiraz etse, bana müşrikmi diyorsun? müşrik değilim,imanımdan niyetimden eminim dese? bana alternatif gösterin dese ? vereceğimiz cevap ne olur sence...? evet gerçekten çıkmaz sokak.naslar keskin.alimler keskin.fetvalar acımasız.... çözüm ne ? bulunduğumuz ortama çare ne ? çıkış yolu ne ? bunlara kafa yoralım mı ? |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Ve mel lem yahkum bi ma enzelellahu fe ulaike humul kâfirûn “Kim Allah’ın indirdikleri ile hükmetmez ise, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.” (Maide-44) Ve mel lem yahkum bima enzelellahu fe ulaike humuz zalimûn. “Kim Allah’ın indirdikleri ile hükmetmez ise, işte onlar zalimlerin ta kendisidir.” (Maide -45 ) Ve mel lem yahkum bima enzelellahu fe ulaike humul fasikûn “Kim Allah’ın indirdikleri ile hükmetmez ise, işte onlar fasıkların ta kendisidir. (Maide-47 ) Bizden hoşlanmamanızın sebebi başka değil; Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilenlere iman etmemizdir ve doğrusu çoğunuz fasıksınız. (Maide-59). Andolsun ki sana apaçık ayetler indirdik. Onları fasıklardan başkası inkâr etmez. (Bakara-99) O halde Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar kavmim hidayete erdirmez. (Tevbe-24) Allah onlara mağfiret etmez. Şüphesiz Allah fasıklar kavmini hidayete erdirmez. (Münafikun-6) İslam ahkâmına göre yaşamayan ve hükmetmeyen günahı ve başıboşluğu kendine hayat tarzı yapan ahlaki ve akidevi Yönden dinin emirlerini kaale almayan kişi ve toplumlara ‘’Fasık’’ (lar) denir. Allah’ın ayetlerini yalanlamak, inanmamak, Allah ve resulünü ikinci derecede görmek, Allah’ın unutmak, hak davetten yüz çevirmek, ikiyüzlülüğün her türlüsüne günaha batmış olanları ifade eder. E femen kane mu'minen ke men kane fasika, la yestevûn. Hiç inanan kimse yoldan çıkan kimse gibi olur mu? Elbette bunlar bir olmaz. (Secde-18) Beşeri sistemlerde, İlahi hükümlerin varlığına rağmen kanunlar ile hükmetmek adına yapılanlar Allah’a rağmen hüküm koyuculuğu kendinde görmektir. Ameller niyetlere göredir: Oy veya başka bir hususta niyetimiz amellerimizi değiştirmek için yeterli değildir. Örneğin: Fasık olan biri size gelip ben Müslüman olacam yalnız şu şartım var sen şu münker fiili işleyeceksin, aksi takdirde Müslüman olmam derse! Sizinde niyetiniz onun Müslüman olması olsun ve o belirtmiş olduğu münkeri işlemiş olun bu sizin bu olaydan dolayı vebal almadığınıza delil olurmu münkeri işleyen sizsiniz hani ameller niyetlere göredir bakış açısına göre değerlendirmek lazım? Ya da daha farklı bir örnek vereyim: İslam şeriatına göre Haram olan Şarap, Domuz eti, haksız yere cana kıyma vb fiilleri işlemeniz karşılığında Müslüman olacam diyecek bir kişiye niyetinize göremi davranırsınız yoksa İslam’ın emir ve yasaklarına göremi işte niyet çoğu zaman hakikatin önüne geçmez niyet ne olursa olsun bir hakikat ortada var iken ona göre hükmedilir. Kur’ani kerim’de hak ile batılın apaçık ayrıştırıldığı hakikati şu ayet ile belirtilmiştir: La ikrahe fid dini kad tebeyyener ruşdu minel ğayy, fe mey yekfur bid tağuti ve yu'mim billahi fe kadistemseke bil urvetil vuska lenfisame leha, vallahu semiun âlim. Dinde zorlama yoktur. Artık doğru ile yanlış, birbirinden ayrılmıştır: O halde, şeytani güçlere ve düzenlere (uymayı) reddedenler ve Allah'a inananlar, hiçbir zaman kopmayacak en sağlam mesnede tutunmuşlardır: Zira Allah her şeyi işitendir, her şeyi bilendir. (Bakara-256) İmanın tevhidi boyutu olarak en büyük şerefe nail olmanın esası (Tağuti) Şeytani güçlere ve düzenlere uymayı reddetmektir. Ayeti kerimede Allah’ın emir ve yasakları dışında ‘’Teşri’’ yapmanın kendini onda hak sahibi kabul etmenin hükmü açıkça beyan edilmektedir. Yoksa onlar, (bu dünyadan başka bir şeyi önemsemeyenler,) Allah'ın asla izin vermediği şeyleri kendileri için (hukuki ve) ahlaki bir yükümlülük haline sokan sözde ulûhiyet ortağı güçlere mi inanırlar? Nihai hüküm ile ilgili (Allah'ın) bir kararı bulunmasaydı, onlar arasında her şey (bu dünyada) hükme bağlanmış olurdu ama zalimleri (öteki dünyada) acı bir azap beklemektedir. (Şura-21) Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuşan kimselere rastladığın zaman, bu kimseler başka konulara geçinceye kadar onlardan uzak dur ve eğer Şeytan sana unutturursa, hiç değilse, hatırladıktan sonra, artık açıkça zulmeden böyle bir topluluğun içinde yer alma; Çünkü Allah’a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar onlardan hiçbir şekilde mesul değildirler. Böyleleri sadece (günahkârlara) nasihatte bulunmakla yükümlüdürler, belki böylece berikiler Allaha karşı sorumluluklarının bilincine varırlar. (En’am-68-69) Şimdi gelelim kilit noktaya ‘’Ehven’i Şer’’ anlayışına. Seçimlerde veyahut başka bir hususta iyinin kötüsü anlayışı ile meşrulaştırılmaya çalışılan efendim a partisine vermez isek b partisi gelecek anlayışına göre siyaset ile islamın hakim olmayacağını söylerler ama mecbur olduklarını da hissederek ne yapalım şu şahıslar namaz kılıyor oruç tutuyor vb fiiller ile onların daha layık olduğunu söylüyorlar doğrudur namaz kılıyorlar oruç tutuyorlar ama bide Maun süresinde namaz kılmayı esas ilke olarak görüp öyle bakın nasıl bir sonuç çıkıyor? Ülkemiz insanında var olan Allah katında sorumlu oluruz anlayışı keşke Kur’an gözü ile ne kadar sorumlu olunduğu bazında bakıla bilse idi. Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuşan kimselere rastladığınızda onlardan uzak durma emri acaba neyi ifade ediyor idrak edilebilmeli artık. Ehveni şer olarak görülen siyasi seçicilik sözde insanlar arasında adalet ile hükmetsin işsize iş yasaklamalara özgürlük insan hak ve hürriyetlerini teminat altına alma okuma yazma faaliyetlerini genişletme insani değerleri a ve b ayrımı yapmadan sağlama adına kullandıklarını iddia etmektedirler. Nasıl olsa oy kullansak da kullanmasak da bir parti başa gelecek bari bize en yakın olan gelsin demektedirler. Evet, bize yakın derken neyi kast ettiklerini dahi bilmeyen toplumlar yakınlığı hangi inanç esasları ile ele almaktadırlar. Kimin hükümleri ile hükmedenleri seçmeye çalışmaktadırlar? Seçim vb yollar ile başa gelen kim olursa olsun ‘’Egemenliğin Allah’tan alındığını’’ kabul eden esaslar üzere gitmek zorundadırlar. Sözde yönetici olanlar kendilerine oy verenlerin beklentilerini karşılamak ile mükellef iken hamili kart sahibi yakınımdır ihaleyi ona verin yoksa ihale alamazsınız. Yoksulu mazlumu miskini ayaklandırmaları gerekir iken dayısı olanları ayaklandırmaya devam etmekle meşguldürler. Açlık sokak yaşamı ve çaresizliğin ittiği hayat şartlarında yaşamaya çalışan bir gencin bir simit çalmasına yıllarca hapis cezası verenler bankaları boşaltan 3 defa güneydoğuyu baştan sona inşa edebilecek vurgunu yapanlara ailemizdendir muamelesini yapmayı çok iyi bilmektedirler… Şimdi İslam esaslarına göre ‘’Kimse kimsenin Günahının Yüklenemez’’ Kur’ani beyana göre neden niçin sorumlu görme anlayışı insanlara dini bir vecibe imiş gibi gösteriliyor çünkü şeytani siyaset dediğimiz beşeri ideolojilerin ana hedefi sömürgeci kapitalist sistemleri akledemeyen toplumlar üzerinde tahakkümleri ile kurabilmektir. Ülkemizdeki Allah’ın hükümleri üzere hüküm koymaya birkaç örnek: Allah’ın dinine göre ‘’Zina Hırsızlık’’ vb Fahşiyatı yapanlara had cezası uygun görülüyor iken? Zina meşrulaştırılmış bir iş gibi devlet eli ile onaylanmakta ve vergi kutsallığı adı altında garantiye alınmakta. Hırsızlık: Devletin malı deniz yemeyen domuz Yahudileşmeye en büyük örnek teşkil eden anlayışların çalmalarına ''hırsızlık'' dahi denilmeyip ayaklar iken baş tacı edilmektedirler: İçki Kumar Milli piyango ve diğer şans oyunları Allah’ın hükmüne göre Haram iken bizzat egemen güçlerin kanunları ile devlet güvencesi altında faaliyet göstermektedirler. Bunlardan elde edilen gelirler ile Oteller Moteller ve Fuhuş yuvalarına dönüştürülen mekânlar yapılmakta buna da hizmet olarak Turizm denilmektedir. Siyasi anlamda partiler ile dine hizmet ettiklerini iddia edenler kadar cemaatsel yapılanmalar adı altında olanlar da aynı fikri savunmaktadırlar. Bu iki kesimin devamlı dillendirdiği ise ‘’ Meydanları Zalimlere mi Bırakalım ’’ a ve b sisteme hâkim olursa bizlere daha çok zararı dokunur istediğimizi yapamayız zorluklar çekeriz anlayışını sunmaktadırlar. Lakin zalimlere meydanı bırakmak istemeyen kesimler, iş mazlumları kollamaya korumaya savunmaya gelince bizim anlayışımızdan olmayan bizden değildir bölücülük anlayışını hemen sunabilmektedirler. Siyasi yapılanmalarına zemin oluşturmak için Allah Kuran Peygamber diyenler iş hakikate geldiğinde ise Allah’ın Kur’anı ve Resulünün örnekliğini hiç hatırlarına getirmeyi düşünmüyorlar? Kendi yalanlarını Allaha yakıştıran kimselerden daha zalim kim olabilir? (Hesap Gününde) böyleleri Rablerinin huzuruna çıkarıldıklarında (kendilerine karşı) tanıklığa çağırılanlar (onlar için): "Rableri hakkında yalan söyleyen kimseler işte bunlardı!" diyecekler. Unutmayın, Allahın laneti zalimlere yöneltilmiştir (Hud-18) Eğer siyaset yapılacak ise İmam Âlinin adaleti Mahza anlayışı esas alınmalıdır. Yoksa siyasetin adı Şeytaniyetin ta kendisi olur. İmam Âlinin adaleti Mahza anlayışına karşı şeytani siyaset ile hile ve entrikaları İslam adı altında kullanmaktan çekinmeyen Muaviye de yönetici idi onun için Fasık kavramını kullanmaktan çekinmeyen Ebu Hanife Kadı Abdulcebbar Cahız ve daha birçok İslam alimi kime dayanıp güveniyordular hemde hiçbir siyasi ve askeri güçleri yok iken onların güvenip dayandığı Allah’a iman ettiğimizi haykırıyor ve kimseye pabuç bırakmıyoruz onları esirgeyen ve koruyan Allah’ın hangi sıfatında eksiklik hissettikte beşeri ilahlara tapmaya ve tapınmaya başladık. Müslüman en izzetli ve onurlu duruşu zalimlerin çatısı altında olmak değil zalimlerin karşısında Zeynebi onuru izzeti korumak değilmi? Zeyneb bir bayan iken Yez’it gibi zalim oğlu zalim birine hakkı haykırıyordu Zeyneb ve Hüseyin ismi arkasına sığınan şiisinden tutunda sünnisine kadar hemen herkes nemalanma peşinde ve asla onun izzetli duruşunu sergileyememekte. İslami bir devlet diye bir anlayışı yoktur İnsani bir yönetim vardır bunu sağlayan ve Allahın hükümleri üzere hüküm koymayan kim olursa olsun itaat edilir. Bütün âlemler Allah’a aittir bizler ancak onlardan yararlanma ve yararlandırma bazında sorumluyuz Allah’ın çizmediği sınırları çizerek kendilerine devletler ülkeler belirleyen güçler Allah’ın istemiş olduğu evrensel değerlerden namus adalet özgürlük haya ahlak vb kavramlara ne kadar değer verebilmektedirler? Ehveni şer gibi hiçte İslami olmayan bir pasifleştirme anlayışı arkasına sığınanlara sorum şu olacak: Allah’ın huzuruna çıktığımızda ya Rabbi ben bu kadar günahı başıboşluğu senin yolunda mücadele edebilmek için Belamların tağutların makamında koltuğunda ben olmasa idim bir başkası olacak idi ve daha çok insan zulüm görecek günaha sürüklenecekti demeyimi bekliyoruz Allah bizlere hitap ederken ‘’Hakkın ve Batılın ‘’ birbirinden apaçık ayrıldığını belirtmiyor mu? Eğer ehveni şer anlayışı esas alınmak isteniyor ise Allah bize bunu apaçık belirtmiştir işte tek yol budur: Sana içki ve kumar hakkında soru sorarlar. De ki; Onların ikisinde de büyük günah vardır. İnsanlara bazı yararları varsa da günahları yararlarından büyüktür. Sana Allah yolunda ne vereceklerini sorarlar. De ki; «ihtiyaçlarınızdan artakalanını verin!» Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki düşünesiniz. (Bakara-219) Esas olan menfaat değil Günah boyutudur. Menfaati var gözükse dahi Allah’a iman etmiş olan birinin esas alması gereken şey menfaati terk ederek günahtan kaçınmaktır. Allah’ın hükmü üzere hüküm koyanlara bizler Hakkın kelamı ile bakmak zorundayız biz böyle görmedik ama böyle göstermeye çalışacağız.Bizlere öğretilen din halkın dini iken bugün Allah’ın dininden ne kadar uzak yaşadığımızı Kur’an ile bakınca anlamaya başladık… |
Cevap: Tagut düzende oy kullanmak şirk midir ? Selamun Aleykum: Ben iki gündür sanırım biraz nefsimin peşine takılarak nahoş yazılar yazdım bundan dolayı öncelikle bütün MEDİNWEB FORUM yöneticilerinden üyelerinden ve misafirlerinden özür diliyorum: Tabi istisnalar hariç Benim Allah'ıma,inancıma,peygamberlerime,futursuzca isnadlarda,salıdırılarda bulunulduğunda daralıyor ve kontrülümü kaybedebiyorum. İnsanlar değişik fikir sahibi olabilirler bu hep olmuştur ben onlarla bir ölçü içerisnde konuşur ve tartışırım onlara köpürmem fakat şu ayetteki gibi Allah'a ifitara ettiklerinde işte ozaman. “” Şirk koşmakta olanlar dediler ki: "Eğer Allah dileseydi, O'nun dışında hiçbir şeye kulluk etmezdik, biz de, atalarımız da; ve O'nsuz hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Şu halde elçilere düşen apaçık bir tebliğden başkası mı?”” NAHL/35 Tabiri caiz ise cinlerim tepeme çıkar Muhsin abim şu isnadlara bakarmısınız Allah dileseydi ne biz ne atalarımız helalı haram haramı helal kılmazdık şuraya bakarmısınız bu ne terbiyesizlik bu ne cürret yahu pes doğrusu. Kuran ve sünnetin vermek istediği mesajın içerisinde bir ahlak vardır kuran tamamını bir tarafa bırakacaksınız bir ayetin cümlesi üzerine (ki o manaya da gelmiyor) koskoca bir inanç yükyüleceksiniz sonra bunu Allah söylüyor diyeceksiniz. MEVLÜT abimizinde kendi yazısında zikr ettiği ayetlere bakarmısınız bizim bu ayetlere teslim olmaktan başka çaremiz varmı. MUHSİN abim varmı Bizim bu ayetleri işitğimizde teslim olduk demek yerine halen başka kılıflar aramamız hakikaten şeytanın işidir. Bu arada MEVLÜT gardaşım ALLAH senin kalemine diline dahada kuvvet versin,biz bu Kuran,i ve Peygamberi duruşu,imam Ali ve Ebuzeri duruşu sergilemekten asla geri durmayacağız bunun bedeli ne olursa olsun Eğer biz bu dünyaya kazık çakmaya geldiysek o zaman bu onurlu duruşu sergilmekten vaz geçelim,yok eğer onun kulluğunu yapmak ve onun adeletini yaymayağa geldiysek o zaman bu yol dosdoğru yoldur. Muhsin abim benim bu kıt ilmimle ki ben doğru dürüst arabça bile bilmiyorum size yol göstermem söz konusu bile olamaz. Fakat ben çözümü kendi nefsimde şöyle uygularım dinimize ters olmayacak bütün araç gereçleri kullanmak. Ve safları olabildiğince netleştirmek eğer şeytan ve yandaşları ile mücadele edeceksem. Önce sağlam bir iman sonra Allah'ın yardımı sonrada sağlam bir din kardeşliği Diyelim ki iman sağlam ama saflar çürük,o zaman uhud savaş meydanı akla gelir,o zaman imam Hasan,imam Hüseyininin şehit edildiği kerbela akla gelir,o zaman imam zeydi şehit edildiği kufe akla gelir. İMAM ZEYD hz.Alin'in soyundan olup daha genç yaşta şehadeti tadan bir zattır. Bizler hep Kuran'dan geçen kıssalar ve tarihten gelen bu acı gerçekler bir masal gibi gelir,halbuki bunların nedenlerini araştırmak ve bu olaylardan dersler çıkarmak gerekir. Bu olayların detaylarına indikçe insanın yol haritası da o denli netleşip berraklaşıyor İMAM ZEYD'in kıyam kararı almasının sebebi kendisine kufeden bir heyet gelerek İMAM ZEYDE sen kufeye gelirsen sana biat edeceğiz demeleredir.Biz kufe halkı adına sana bu sözü veriyoruz dediler. İMAM ZEYD kufeye gitmek üzere hazırlıklara başlayınca bazı müslümanlar İMAM ZEYDE :Bu kufelilere güvenme onlar kaypak bir halktır daha evvel deden Aliyi şehit etmedilermi onlar Hasan'ı Hüseyin'i savaş meydanında yalnız bırakmadılarmı ama İMAM kafasına koymuştu kufeye gideckti çünki inancı onu gerektiriyordu Halbuki bugün bir koltuk için inancını ayaklar altına alanları ve onların savunucularaına bir bakmak lazım her neyse konu dağılmasın. Yani bir İMAM düşünün kendisi kufeye gidilmesi halinde öleceği riski varken savaş meydanına çıkıyor,ama kaypak onursuz bir halk düşünün onu savaş meydanın da yalnız bırakıyor. Ve düşmanları İMAM ZEYDi şehit ettiler kafasını kesip şehrin girişine astılar. Şimdi diyorum ki ey o neslin torunları Kufeliler Iraklılar siz o altında bulunuduğunuz zllet öyle boş bir zillet değilidr. Neyse yaw yine konu dağıldı. Şimdi bedirde saf tutan görev alan askerlerin yerinden kayması sonucu gelen felaket, yine safların içinden çıkan bir zındık ve münafık hz. Ali'nin şehadeti,yine savaş meydanlarında safların çürük olması hasebiyle yalnız kalıp üç tane şehadet. Evet Muhsin abim bunların sebeplerine bir bak,felaketlerle gelen sonuçalara bir bak.Ben müslümanlar savaş kaybetmez demiyorum,tabiki kaydedebilirler,bunlar kaybedilmiş savaşlar değil safların çürük olmaları nedeniyle gelen felaketlerdir. Ve temim ederim ki bu çürük saflar yüzünden kendi nefsimde çok büyük bedeller ödedim Onun için diyorum ki önce iman,sonra kim dost,kim düşman,kim müslüman,kim kafir bunun tesbiti ile işe başlamak lazım. Bunu kendime şiar edindim eğer ben bunu yapamazsam çürük nckler pardon askerlele şeytan ve yandaşları ile baş edemem.Bu yolu destekleyen ilahi bilgi varmı sende diyecek olursan evet var. ""Peygamberimiz (sav) ordusunu hazırlamış bir sefere çıkıyordu tam o sırada bir atlı savaşcı nebiye yaklaştı iyi bir cengavere benziyordu şöyle dedi:ey peygamber duydumki sen hasımlarınla savaşa gidiyorsun ben iyi bir savaşçıyım müsaden varsa seninle birlikte savaşıyım,bunun karşılığında bana ganimet verirsin dedi. Nebi (sav) ona sen müslüman oldunmu dedi,o hayır dedi,o halde bizden olmayan bizim safalarımızda yer alamaz dedi. Savaşcı baktıki nebi kararlı oradan uzaklaşatı.Ve az sonra tekrar geldi ben şehadet ediyurumki Allah tek ilahtır sen onun peygamberisin dedi Nebi işte şimdi safalrımıza katılabilirsin diye buyurdu"" Ben bu hadisi dün gece bir daha okudum,fakat hangi kitaptan okudum bir türlü bulamadım o yüzden kaynağını veremedim mealen yazdım eğer arkadaşlar ısrar ederse ben onun kaynığını bulur veririm 249- Talut, ordusu ile birlikte sefere çıkınca askerlerine dedi ki; ;Allah sizi bir ırmak aracılığı ile sınavdan geçirecek. Kim bu ırmağın suyundan kana kana içerse benden değildir. Kim onun suyundan içmez de sadece bir avuç dolusu ile yetinirse o bendendir. Askerlerin az bir kısmı dışında çoğu bu ırmaktan su içtiler. Bir süre sonra Talut, yanında kalan müminlerle birlikte o ırmağı geçince, askerlerin bir kısmı "Bugün bizim Calut ve ordusu ile başa çıkacak gücümüz yok." dediler. Fakat Allah'ın huzuruna çıkacaklarına kesinlikle inanmış olanlar "Allah'ın izni ile nice az sayılı topluluk, nice kalabalık topluluğu yenilgiye uğratmıştır."dediler. "Hiç kuşkusuz Allah, sabırlılarla beraberdir." ""Doğrusu allah kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi saf bağlayarak savaşanları sever""saff /4 Gerek bu hadis gerekse ayetler safların berraklaşması üzerinde çok titizlikle durduğunu görürüz Özellikle bakara 249. ayet çok anlamlıdır. Düşünün talut cihada gitmek üzere ordusu ile yola koyulmuş,fakat Allah onları enteresan bir imtihana tabi tutuyor ""Taluta diyorki az sonra senin ordun bir nehire varacak senin askerlerinin içerisinde zayıf kaypak nefsine çabuk yenik düşen kişiler var bunlar savaş meydanında senin başına işler açacak,sen onlara şöyle de biz nehire vardığımızda bir avuç sudan başka su içmyeceksiniz bu Allah'ın emridir" askerler susuzluktan nerdeyse kırılmak üzereler ve nehire vardıklarında kana kana su içtiler çok azı hariç. İlginçtir Allah onları af etmedi ve taluta sen sağlam olanlarla yoluna devam et ben seinle beraberim diye buyurdu ve Talut o sağlam saflardan kurulu ordusuyla Calutu Allah'ın yardımıyla savaş meydanında yenilgiye uğrattı. Şimdi,sosyal,siyasal,ekonomik,kültürel değerleni islami esaslara dayalı bir sisteme oturtmayan çer çöpten farksız yığınlarla kalkıp şeytan ile yandaşları ile bu savaşı veremezsiniz. Hasan Hüseyin gibi zeyd gibi savaş meydanında yapayalnız kalırsınız. Öyle bir çorba etmişlerki yahu kimseye artık kafir diyemiyorsun nerdeyse yahudi ve hıristiyanlar bile kardeşlerimiz ilan edildiler yok hoş görü kardeşliğimiş yok necaset kokan görüşlere saygı duymakmış falan feşmekan Ben islama hakaret eden ve islamdan olmayan hiç bir görüşe saygı duymam yaşınada hürmet etmem o benim Rabbime hürmet edip onun adaleti duruken tağuti rejimlerden adalet çıkabilceğine iman etmişken ben değil ona hiç kimseye tek bir özür bile dilemem. Benim bütün islamcılarda tespit ettğim hastalık ki radikal islamcılarda buna dahil safflarını belli edemedikleridr. Muhsin abim başını ağrıttım hakkını helal et ben böyle inanıyorum isteyen inanır isteyen de istediği gibi davranır ben onlarla saf olmam.Çünki onlarla saf olduğumda başıma neler geldi önce Allah sonrada ben bilirim. Şeytanın hilelerine çok dikkat etmek lazım,insana her türlü hayasızlığı yaptırır sonrada onu süsleyerek ona bir kılıf giydirir,düşünün türkiyede sadece birkaç fahişenin daha rahat etlerini satmlarını kolaylaştıran yasa çıkartılıyor vergi adı altında ve fuhuş meşrulaştırmıştır.(ki buna mevlüt abimde güzel değinmişti) yani vergini ver git ne yaparsan yap sonrada niyetimiz.hala bazı akıllar bu tağuti sistemler üzerinden hesaplar yapabiliyorlarsa benim onlarla işim olamz. Erkek erkeğe nikah dedik birilerinin bam teline bastık.Evet sizin o medet umudğunuz tağuti sistemlerde bu var adına müslüman dedğin insanlar bugün fransada hollanda da almanyalarda millet vekili veya belediye başkanlıkları yapmaktalr. Bu yalanmı Bu haram necis olan işleri yapanlar kalkıp utanmadan bizim niyetimiz iyiydi,bizi niyetimiz ile yargılayamzsınız diyecek kadar zavallı durumdalar. Banane senin niyetinden,niyet okumak benim işimdeğil,ben zahirine bakarım.Yanımda Peygamber yokki ben ona sorayım bu adamın niyeti nedir diye. ""kendi işleidikleri yüzünden başlarına bir musibet geldğinde nasıl hemen sana geldiler de niyetimiz sadece bir iyilik etmek ve ara bulmaktan ibaret idi diye yemin ediyorlar"" ""onlar öyle kimseler ki kalplerindekini Allah bilir sen onlara aldırma da öğütver,haklarında tesirli sözler söyle "" ""nisa/62-63 Sonuç itibari ile diyorum ki gelin biz Allah'ın ayetlerini uygulayalım onları yalan yanlış tevillere gitmeyelim kim kafir kim müslüman ortaya çıkar saflar netleşir. Suud kralları dünyanın herhangi bir yerinde adalar kiralayarak 40 50 tane cariyelerle zevkü sefa yaşarken hala kalkıp yaw buna kafir diyemem bu Allah'ı Kuran'ı inkar etmiyor demek işte bu zihniyet bu adı islam olan bu toplumları zillet altında çıkarmaz. İsalamın i sine dahi tahammül edemeyem Amerika ve Israil fettullah gülenlere 120 ülkede okul açmalarına izin verebiliyor.Ki bu ülkelerden bir çoğu onların sömürgesi altında.K.Irakta dahi okul açmış adam orayı bilen bilir amerkanın haberi olmadan kuş bile uçurtamssın. Ondan sonrada birileri karşıma geçip bana şöyle yaprsa kafir şöyle yapmzsa müslüman olur demesinler bana çiruk anlatmasınlar artık. benim babamı anamı amcamı yllarca kandırdılar bu ÇİRUK (masllarla) lerle. Bir inasanın kafir olması için illaki allahı inkar etmesi gerekmez onları dost edinmesi bile yeterlidir bu yanlıştır diyen varsa delilini yazsın. Allah bu kadarmı basiretimizi kapattı arkadaşlar. ""Hani şeytan onlara yaptıkları işleri güzel gösterek kendilerine""bugün sizi hiç bir insan gurubu yenemez,ben sizin arkanızdayım dedi fakat iki ordu birbirini görünce birden bire geri dönerek,benim sizinle hiç bir ilgim yok,ben sizin görmediğinizi görüyorum ben Allah'tan korkarım çünki Allah'ın azabı ağırdır""enfal/48 Bu adı islam olan toplumlar benim gibi düşünen insanlara o kadar malzeme vermişler ki sayfalar dolusu yazılar yazsak yine bitmez. Daha Söyleyecek Çok Sözümüz Var ""Allah'a Emanet ol ve olun"" |
SAAT: 19:55 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.