Daimi Namaz/Ali Parlak DAİMİ NAMAZ Ne zamanları içersin diye sordular: Dedim: Akşamdaaaaaaaaaan akşama Bilmiyorlar ki ben aşkına sarhoşum. Akşamları ayıldığım zaman içiyorum… Ne zamanları namaz kılarsın diye sordular: Dedim: Bayramdan bayrama, bayramdan bayrama Bilmiyorlar ki ben deliyim. Bana her gün, her an bayram… Daimi namazı nasıl anlatsam… Ali Parlak [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Şimdi Aşk Vaktidir / Ali Parlak ŞİMDİ AŞK VAKTİDİR Seni karanlıktan aydınlığa çıkaran Allahtır De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, Hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır. Sana değer vererek halifem demiştir Ruhundan nefhederek can vermiştir Kalk yiğidim şimdi yaşamak vaktidir Göz görmeyince gönül katlanırken Rabbim insanları çepeçevre kuşatmışken Hiç durur muyum burağıma binerken Çokluktan vahdete hicret etmişken Fakri fenada yar ile sohbet ediyorken Gör yiğidim şimdi seyran vaktidir Bana ve resulüme iman edin diyor Allah Bak bütün melekler de söylüyor illallah Ebu Cehil şaşırmış avucunda bağırıyor taşlar Allah Allah Her zerrede şehadet şenliği var Hay Allah Sen de söyle her nefeste La ilahe illallah Söyle yiğidim şimdi şehadet vaktidir Kapa gözlerini Güneşi dinle neler söylüyor Yetmedi mi artık gölgeni bırak, bana dön diyor Yık içindeki bütün putları onlardan sana fayda yok diyor Eğ başını gökten yere eğilen güneş gibi bak etrafı aydınlatıyor Canana, evine, kabene dön bak sevgilin çağırıyor Dön yiğidim şimdi tavaf vaktidir Her nefeste ‘’Yok mu isteyen vereyim’’ diyor yüce Aziz İstemek, huzur ve mutluluk kaynağıdır öğrendi şu aciz İstemek, Evrenin Sahibine yakınlaşma çabasıdır bir bilseniz Bütün benliğinle Allaha yönel dua etmek gerçekten leziz Mevla sana sesleniyor, Duanız olmasa siz ne işe yararsınız İste yiğidim şimdi dua vaktidir Nice kervanlar takılıp kaldı çölün sıcağına, susuzluğuna Şeytan musallat oldu, insan aldandı dünya meydanına Benlikleri ayaklarına takılanlar keşke gününe kadar sefada Bazıları taşladı içindeki şeytanını yöneldi Gül yoluna Ne mutlu içindeki şeytanı taşlayıp kabesini bulanlara Durma yiğidim şimdi şeytan taşlama vaktidir Habibim hem gecenin bir kısmında namaz için uyan Sana mahsus bir fazla namaz olmak üzere Rabbini an Gündüzün senin için uzun bir meşguliyet var, ey örtünüp duran Kalk ve tane tane Kuran oku Rabbin için Ta ki seni makamı Mahmuda ulaştıra Rabbin Uyan yiğidim şimdi teheccüt vaktidir Ey Habibim, indimde mahlukatın en sevgilisi kıyamet gününde İnci inci benim için ağlayan ve olandır kör sağır, dilsiz ve hayrette Var sandığın varlıkların var olmadığını anla o gün gelmeden önce Peygamber efendimiz dua buyurdu: Allahım hayretimi arttır diye Sen de dua et perdelerin kalksın düş hayretten hayrete Sus yiğidim şimdi hayret vaktidir Sevdanı yokuşa sürme, hayatın zaten yokuş çıkmaktır Rabbime gönül verdim demekle olmaz işareti kurban olmaktır Gönül bağlılığının işareti, canını, canlar Cananına adaktır İman işi mantıkla yapılmaz, imana sevda layıktır Kısaca imana koca bir gönül güzel bir aşk yakışır Koş yiğidim şimdi vuslat vaktidir Yaşamak istiyorsan sevgiliyle beraber sonsuza kadar aşıklar gibi Ölmeden önce ölünüz sırrını araştır diyar diyar Mecnunlar gibi Ölemiyorsan er yiğitler gibi bari ölü taklidi yap papağanlar gibi Belki salarlar seni de can kuyusundan öldü diye Yusuflar gibi Görmez misin tırtılı öldükten sonra uçuyor kelebekler gibi Öl yiğidim şimdi can verme vaktidir Çok hoşsun Garib alim, hala bekliyorsun gönül sevecek diye Ömür bitiyor güzelim biraz şöyle yanıma gelsene Yıldızlardan taç yaptım, gelsene artık şu sol yanıma Sen yoksan geçmesin günler ey sevdiceğim artık gelsene Bitsin şu gurbet, gönül seni ister sevdiceğim bir görünsene Sev yiğidim şimdi aşk vaktidir Ali Parlak [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Namaz NAMAZDA İKEN RABBİMİZ SORUYOR: KULUM BEN SENİNLEYİM, YA SEN KİMİNLESİN? Güzelce abdest alıyorum, Rabbimin huzuruna tertemiz çıkayım diye… Kafamda bin bir düşünce. Sonra namaza duruyorum… Huzurda, saygı ve edep ile… Allahuekber diyorum, Allahım sen çok büyüksün, bildiğim, tanıdığım bütün büyüklüklere benzemeden… Büyüklüğün sahibisin. Ellerim havada, tıpkı silah doğrultulmuş birinin teslim olurken ellerini kaldırması gibi… Atıyorum dünyayı arkama... Teslim oluyorum Allaha, ellerimle dünyayı arkama atarak… Kafamdaki bin bir düşünce ile… Rabbimle konuşuyorum, O da benimle… Ben Rabbimle Arapça konuşurken, ne dediğimi bilmeden, ama iyi bir şeyler olduğuna eminken, düşünceler beni dünyaya bağlamışken… Rabbim soruyor: Kulum ben seninleyim, ya sen kiminlesin? Anlamadığım bir dilde ağzım bir şeyler mırıldanırken, kafam dünya meşgalesiyle uğraşırken.. Rükuya gidiyorum, tazim ile… Rabbim seni tüm eksik sıfatlardan tenzih ederim derken, kafam sözlerime iştirak edemiyor… Rabbim yine soruyor: Kulum ben seninleyim, ya sen kiminlesin? Doğruluyorum… Allah bütün hamdleri işitir deyip hamd ediyorum. Ama başka yerlerde gezerken. Rabbim yine soruyor: Kulum ben seninleyim, ya sen kiminlesin? Kulun Allaha en yakın olduğu an secdeymiş. İşte secdedeyim. Rabbime yakınım ya. İnsanlar beni görsün O'na yakınım. Rabbim bana yine soruyor: Kulum ben seninleyim, ya sen kiminlesin? Diyorum... İnsanlar bana bakıyor. Şu namazı daha düzgün kılayım. Bir yanlışımı bulmasınlar. Bak bu da Müslüman desinler. Desinler. Desinler. Rabbim tekrar soruyor: Kulum ben seninleyim, ya sen kiminlesin? Oturdum ettahiyatüyü okuyorum. Besmele çekmeden. Çünkü ayet değil dua değil… Ettahiyyatü miraçta, peygamberimiz ile Rabbimiz arasında geçen bir konuşma. Oturmuşum ağzım Rabbimle konuşuyor Arapça, dedim ya ben bilmesem de Rabbim biliyor ya… Tabi ben bu arada diyorum ki, namaz bitmek üzere ha gayret, bitsin de gideyim işime bir an önce biraz sabret… Rabbim yine soruyor: Kulum ben seninleyim, ya sen kiminlesin? Selam veriyorum sağıma… Bütün peygamberler orada. Duyamıyorum onların ''bu nasıl namaz Alim?'' dediklerini… Rabbim yine soruyor: Kulum ben seninleyim, ya sen kiminlesin? Selam veriyorum soluma… Bütün melekler ve yaratılanlar orada… Diyorlar, ''bu nasıl namaz ya Ali can?'' Rabbim tekrar soruyor: Kulum ben seninleyim, ya sen kiminlesin? İşte kıldım namazımı. Yaptım ibadetimi , kazandım cenneti… ! Acaba gerçekten öyle mi? Sevinçle çıkıyorum camiden. Unutuyorum bir dahaki namaza kadar her şeyi. Dünya hariç. Rabbim hep yanımda soruyor: Kulum ben seninleyim, ya sen kiminlesin? E güzel kardeşlerim… Söyler misiniz bana, ben namaz kılıyor muyum? Nasıl derim ben namaz kılıyorum diye? Namaz bu mudur? Ali Parlak [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Daimi Namaz Kimler namaz kılmaz? Kafirler... Öyleyse kafir olmaktan Allah'a sıgınıp namazlarımızı eda edelim |
Cevap: Daimi Namaz Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
|
Cevap: Ben Kimim? Güneşi çeviren, samanyolunu yayan, kelebeği dolaştıran, solucanı toprağa daldıran.. Simsiyah bir gecede, simsiyah bir taşın üzerindeki, simsiyah bir karıncanın, ayağını bile hareket ettiren Mevla... Herşeyi O kadar mükemmellikte yaratıyor ki, hayran olmamak elde değil... Küçücük minik gözler, kendine bakıyor bir de... Duyuyor, konuşuyor, görüyor... Tıpkı O'nun gibi... Ama ama diyor... Tüm alemleri çekip çeviren, Beni niye bana bırakmış... Benim herşeyimi de O yaratmıyor mu? Gözler yorgun, kapanıyor... İçe dönüyor... Yüreğinize sağlık okurken düşündüren paylaşımlarınız için.. |
Şeytanın Gelemediği İki Yön/Ali Parlak ŞEYTANIN GELEMEDİĞİ İKİ YÖN Rabbimiz Araf Suresi 17. ayette haber veriyor: ''Sonra muhakkak onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Çoğunu şükredici bulmayacaksın.'' (Araf 17) Bu ayeti analiz edelim... Yönler: önlerinden ------------ ön arkalarından ----------- arka sağlarından ----------- sağ sollarından ------------ sol 4 yön söyleniyor... Peki söylenmeyen iki yön neresi: Üst ve Alt Demek ki ayet ışığında öğreniyoruz ki, şeytan bu iki yönden insana yaklaşamıyor. Yani Allahu Teala bu iki yönden şeytanın yaklaşmasını yasaklamış. Çünkü kulun Rabbine yönelebileceği ve şeytan tarafından kandırılamayacağı yöne ihtiyacı var. Bu sebepten dolayı insan üst yönüne el kaldırır, avuç açar. Üst yön dua yönüdür. Allah ile bağlantı kurabileceği yönlerden, şeytanın yaklaşamayacağı bir yöndür. Dua ederken el açtığımızda şeytanın olmadığını bilmek rahatlatır bizi. Bu yönümüzü ihmal etmeyelim ve bol bol dua ile bu yönümüzü değerlendirelim. İkinci yön ise, alt taraftır. Şeytan alttan da insana yaklaşamaz. Çünkü bu yön secde yönüdür. Secde ederek Allah'a yakınlık buluruz. Secde kulun Allah'a en yakın olduğu yerdir. O halde bu yönü ihmal etmemek gerekir. Bu yöne doğru secdelerimizi ihmal etmeyelim. Üst yön, dua yönümüz. Alt yön, secde yönümüzdür. Her iki yönde de şeytanın olmadığını bilmek rahatlatıcı değil mi? Rabbimiz bizi tamamen yalnız ve savunmasız bırakmamış. Kendisine açılan iki kapı bırakmış bize. Dua kapısı ve secde kapısı... Diğer yönlerde şeytanın olduğunu ve sizi kandırmak için her türlü hilelere başvuracağını bilin. O halde en çaresiz ve savunmasız olduğunuz durumlarda bu kapılara yönelin. Allah'tan başka kimseyi bulmayacaksınız o kapılarda. Ali Parlak [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Şeytanın Gelemediği İki Yöne Yönelelim Eyvallah |
Cevap: Daimi Namaz DAİMİ NAMAZ İLE... Daimi namaza niyet eden kişinin daima abdestli olması gerekir. Çünkü namaz abdestsiz kılınmaz. Peygamber efendimiz(sav); Abdestli bulunan oruç tutan gibidir. (Deylemi) diye buyurmuş... Demek ki abdestli gezen birisi, aynı zamanda oruçludur da... Ama bu oruç yeme içme orucu değil, nefsin isteklerinden vazgeçme orucudur. Bu oruca her haliyle alışan birisine, ramazan orucu hiç zor gelmez... Abdestli yatan, gece ibadet eden, gündüz oruç tutan gibidir. (Deylemi) Abdestli yatmak, gece ibadet edenle, gündüz oruçlu olanla bir tutuluyorsa, demek ki insan tüm hayatını ibadetle geçirme imkanına sahip... Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. .................................................. . Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz. " (Maide Suresi, 5/6) Allahu Teala bizi tertemiz yapmak istiyor. Temizlenmesini becerebilirsek, nimetini tamamlayacak... Nimetin tamamı nedir? Cennettir... Peki o zaman oturup düşünmek lazım... Sadece abdestli gezmekle insan neler kazanıyor... Ya daima namazda olmak? Peki nasıl olacak daimi namaz? :) Namaz'a Tekbirle başlanır. Yani birisi sana silah doğrulttuğunda ne yaparsın, elleri havaya kaldırır teslim oldum dersin. İşte namazda da Allaha teslim oluruz. Aynı zamanda tüm dünyayı elimizin tersiyle arkaya atarız. Sonra... Subhaneke ile devam edilir. Subhaneke, Allah'a selamdır. Selamdan sonra, rükünler, sureler, dualar... Hepsinin bir açıklaması var... Ama biz konumuza dönelim, daimi namaza devam edelim... Namazda etrafa bakılmaz. Sadece Allah ile... Hatta bir Allah dostu, O'nunla da olma, yok ol sadece o kalsın demiş... Ama bunu her yiğit yapabilir mi bilmiyorum... Sabah yataktan kalkar kalkmaz, hatta kalkmadan, gözünü açar açmaz, Allah ile birlikte yaşamaya başladıysan, senin için daimi namaz başlamış demektir. Artık namazdasın. Çünkü namaz, Allah ile olmaktır, huzura durmaktır. Peygamber efendimiz bu durumu da açıklamış... Bir kutsi hadiste şöyle buyruluyor: ''Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı, aklettiği kalbi, konuştuğu dili, olurum.'' Yani, işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı... Artık sen tüm uzuvlarınla namazdasındır... İnsanlar sana bakar, seninle sohbet eder, seninle pazara gider, seninle birlikte olur vs vs... Sen her halinle onların içinde onlarla gezdiğin halde, hep HAK ilesindir. Onlar seni kendileriyle birlikte sanırlar ama sen Allah ilesindir... İşte bu daimi namazdır... Rabbimiz bize bu daimi namazı, Kuran'da ''Orta Namaz'' şeklinde tanıtıyor. Namazlara ve orta namaza devam edin; gönülden boyun eğerek Allah için namaza durun. (Bakara, 238) Kimileri orta namazına ikindi namazı diyor... Allah bilir... Ama ayette belirtildiği gibi, namaz ve orta namaz... deniyor... Yani 5 vakit namazdan başka bir namazdır bu... Gönülden boyun bükerek... Yani her fiilini ve sıfatını Allah'a vererek... Rabbim en iyisini bilir... Ali Parlak [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Daimi Namaz De ki: Allah bana yeter... (Zümer Suresi 38) |
Cevap: Şimdi Aşk Vaktidir Yaşamak istiyorsan sevgiliyle beraber sonsuza kadar aşıklar gibi Ölmeden önce ölünüz sırrını araştır diyar diyar Mecnunlar gibi Ölemiyorsan er yiğitler gibi bari ölü taklidi yap papağanlar gibi Belki salarlar seni de can kuyusundan öldü diye Yusuflar gibi Görmez misin tırtılı öldükten sonra uçuyor kelebekler gibi Öl yiğidim şimdi can verme vaktidir maşaallah |
Cevap: Daimi Namaz Alıntı:
O varken başka şeye ne gerek var ki... Yunusum boşuna mı söyledi: Cennet cennet dedikleri, Bir kaç köşkle bir kaç huri, Dileyenlere ver Sen onları, Bana Seni gerek Seni... Ve yine söylememiş mi Yunusum: Ballar balını buldum, Kovanım yağma olsun... O'nu bulan neyi kaybetmiştir ki, Ve O'nu kaybeden de neyi kazanmıştır ki... :):) |
Cevap: Şimdi Aşk Vaktidir/Ali Parlak Yazarlığınızı kutlar hayırlara vesile olmasını dileriz. |
Cevap: Şimdi Aşk Vaktidir/Ali Parlak Hayırlı olsun yazarlığınız... |
Cevap: Şimdi Aşk Vaktidir/Ali Parlak Yazarlığınız hayırlı olsun hocam. Yazarımız ali 70 üyemiz bu arada :):) |
Cevap: Şimdi Aşk Vaktidir/Ali Parlak şiiri okuyunca ilk aklıma gelen ali 70 kardeşimz oldu(:tebrik ederim kardeşim hayırlı olsun yazarlığınız... |
Cevap: Şimdi Aşk Vaktidir/Ali Parlak Eyvallah, teşekkür ederim... :):) c* |
Aşk/Ali Parlak AŞK İLE... Hayırlı günler sonsuzluğun sahibinin kulları, Daimi namazla geçen bir ömür dileğiyle, Daimi zikirle geçen bir ömür dileğiyle, Derinden derinden ALLAH diye sarsılsın kalbiniz. O'ndan açılan her söz, O'ndan söz açana muhabbet dolduruyor içimi, Hatırladım sizleri gönül dostları... Yemin ederken de iştiyakliydiniz değil mi? Sözümüzü tutmaya devam edelim... Galu belada tanımadık mı birbirimizi... Cemalullah'ı seyreylerken de çağırır mısınız beni? Birlikte zevkeylesek sevgiliyi, O izin verdiği şekliyle. Kardeşim, Müminler ancak kardeştir. Kardeşliğimiz sadece burada değil ebediyettedir. Rabbim utandırma, boyunumuzu bükme Ya Settar... Sen ki yalnızlığın ve sonsuzluğun tek sahibi... Sen ki varlığından başka mevcut olmayan... Sen ki, Galu Belada secdeye vardıran... Sözümüz söz, Seni Rabbimiz olarak bir bildik, Kalbimiz Sen'in ellerinde ne olur çevirme başka yöne. Her nefeste ''evet SEN bizim Rabbimizsin'' şuuruyla yaşat bizi... AN bu AN... Sen ki Cemalini kendinden kendine seyreden... Sen ki gönülden gönüle yine kendini zevk eden TEK... Kapında iki büklümüz, ne olur, bizleri mahcup etme... Gönlü güzel kardeşlerim, güzel insanlar... Bakmayın şu garibe... Zannettiğiniz gibi biri değil. Rabbim sizleri her iki dünyada da mahcup etmesin, Kurtuluşunuzun ardından Cemalini de seyre doydurmasın... Biz O'nun içiniz... Bu canlar Allah'a kurban olsun. Birinde gördüğünüz güzellik ona ait değil, O'na(CC) aittir... Muhabbetlerinizden Muhammet(sav) zuhur etsin inşallah... Can içinde cananı bulanlar, Aşk ile beka bulsun... AŞK ile... Ali Parlak [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Allah Aşkına Talip Olanlara/Ali Parlak ALLAH AŞKINA TALİP OLMAK Zor iştir. Denenirsiniz. İmtihan çok çetin olur. Çünkü samimiyetiniz sınanır. Aşka talip olmak, inşirahı istemektir. İnşirah: Açılmak, genişlemek, sevinmek manalarına gelir. Ama işin özü, ameliyat olmaya razı olmaktır. Yani kısaca İnşirah, ameliyattır. Aşka talipseniz eğer, Aşk(cc) sizi ameliyat edecektir. Kalbinizi acıtacaktır. Çünkü kalbin temizlenmesi gerekir. Temiz olmayan bir kalbe girmez ki Aşk(cc)… Ama Allah aşkını istiyorsan da, ameliyat olman şarttır. Çünkü bu iş ameliyatsız olmaz. Ameliyat ise acıtır. İz bırakır. Bu yola girdiysen mutlaka ameliyat edilirsin. Canın acıyabilir. Ama ameliyat olmadan da aradığını bulamazsın. Ne demiş bir mobilya: Önce testereyle biçtiler, rende ile yonttular, Dilim dilim doğrayıp, küçük küçük kıydılar, Gövdemde sayısız delik açıp oydular da oydular… Sonra başladılar çekiç vurup çivi çakmaya, işkenceler altında sıkıştırmaya, ‘Hop n'oluyor ben yokum bu işte,’ diyecek oldum, ‘Sen bilirsin’ dediler. ‘Ya bunlara katlanır güzel bir mobilya olur, bir yerleri süslersin, Ya da bir kış günü odun olarak sobada yanar, bir yerleri ısıtırsın.’ Sustum... Ameliyat sırasında değişik duygulara kapılabilirsiniz: Size cennetin kapıları da açılabilir, Üzerinize altın ışıklar da yağabilir, Bir bakmışsınız melekler sizin için şarkılar söylüyor. Telaşlanmayın... Sakin olun… Kaptırmayın kendinizi böyle şeylere… Sizin göreviniz bu değil... Sizin göreviniz telaşlanmak değil... Hepsini içinize alın sadece... Hepsini yutun... Kendinizi bu beliren şekillere ve sembollere kaptırmayın... Sadece burada kalın... Çünkü onların hepsinin bir sahibi var… O da siz değilsiniz… Onların sahibi ise kıskançtır. Ama onları sizden kıskanmaz. Sizi onlardan kıskanır… Sizin sadece kendisiyle olmanızı ister… Başka şeylerle meşgul olmanızı ise kıskanır ve istemez. Niye sizin de sahibiniz olana yönelmiyesiniz ki… Zaten O’nu istiyorsanız, O sizin önünüze değişik güzellikler çıkarabilir… O güzelliklere dalıp bir an olsun O’nu unutursanız, sizi sınayan Aşk’ı kaybedersiniz. Çünkü Aşkınız, Acaba gerçekten beni mi istiyor diye de gözlerinizin içine bakmaktadır… Siz vazgeçmediğiniz sürece bu imtihan sürer gider… Sadece O’nunla kalın… O’nun varlığını tüm hücrelerinizde hissedin… Yüce yaratanın varlığının tadını çıkarın... Bırakın millet sizi deli sansın.. Yok şöyle olacakmış, yok böyle olacakmış. Sana ne… Sana ne… Dünya, yörüngesinden çıkıp güneşe doğru savrulsa bile, sana ne… Bırak onu güneşin de, dünyanın da Rabbi olan düşünsün… Sen işin zevkini çıkar, bu mükemmel doğa olayını zevkle seyret… Mükemmel yaratılışı ve muhteşem resitali seyret… Çünkü böyle bir şey gerçekleşse bile bil ki, Rabbin bunu senin için sergiliyor sana… Sana muhteşem bir gösteri sunuyor demektir… Bunu sadece örnek olarak verdim, ama sen bunu her şey için kıyas bil… İnşirah’ta kalmıştık, nerden nereye geldik… Devam edelim inşirahtan: Resulullah efendimiz 3 kere inşirahı(ameliyatı) yaşamıştı. Birincisi, çocukken, Halime annemizin yurdunda iken... Neden Halime… Bilmem… Nasıl söylesem… Halime… Halim’den mi geliyor acaba… Halim ismiyle tecelli ediyor Habibine Yüce Yaratan. Çok sakin, çok sabırlı, hemen öfkelenmeyen, kızmayan, heyecanlanmayan… Gücü yettiği halde cezada acele etmeyen… Allah aşkı ile yanan kalbi Cebbar ismiyle tecelli edip, Halim sıfatıyla yaran, El değmemiş kar sularıyla yıkayan Aşk, Allah’ın Kudret eliyle gerçekleşen ilk ameliyat… İkincisi, mağarada, Cebrailin ilk emri getirdiği zaman, Hira mağarasında... Kemikler birbirine geçercesine sıkılırken, Oku emriyle kainatı okumaya başlayan bir yürek… Üçüncüsü, miraca çıkmadan önce... Öyle bir ameliyat ki, öyle bir temizlenme ki, Melekler bile hayrette… Sonuç mu ne oldu? Cebrail(as) demiş ya: Bir adım daha atarsam baştan ayağa yanarım… O güzeller güzelinin cevabı: Yanarsam ben yanayım… Veeeee… Vuslat… İkilik yok olur… Vahdet kalır… Tek… Ehad… Hepsinde de ameliyat olmuş, kalbi cennet suyuyla Cebrail tarafından yıkanmıştır. İnşirahı yaşamış, vahdaniyetten ehadiyete bir yolculuk yaşamış, Kulluğu tercih etmiş bir peygamberin ümmetiyiz… Çünkü Kulluk… Yaratılmış her makamdan daha üsttedir… Şunu demek istiyorum: Aşka talipseniz eğer, Ameliyata hazır olun... Doktor(cc) sizi en güzel şekilde ameliyat edecektir. Size belalarla olgunlaştıracaktır. Çünkü Gül’e(cc) olan sevgi, Dikenler(belalar) ile olmazsa bilinemez… Hakkı ile sevilemez… Hakkı ile zaten sevemezsin de… Neyse… Siz sabredin… Sadece sabredin. Ama sabrınız, katlanmak şeklinde olmasın. Acılara katlanmayın. Razı olun. Rıza boyasıyla boyanın. Allahın boyasından daha güzel boya mı var? O size Cebbar ismiyle tecelli edecektir. Tıpkı Peygamber efendimize Cebbar isminin Cebrail ile tecelli etmesi gibi... Sabrınız Rızaya dönüşürse, acılarınızdan memnun olmaya başlarsınız... Cehennem’e de girseniz zevk almaya başlarsınız… Ve Cehennem dile gelir… Çabuk çık… Çık git içimden… Senin nurun benim ateşimi söndürecek… Çünkü artık sen baştan başa nur olmuşsundur… Allahın Nur ismi tecelli edince sende, Sen sende kalabilir misin söyle… Teslimiyetiniz Rıza ile olsun. Tahammül ile değil. Aşk ile… Ali Parlak [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Şimdi Aşk Vaktidir/Ali Parlak yazarlığınız hayırlı olsun ali parlak |
Cevap: Allah Aşkına Talip Olanlara/Ali Parlak Şunu demek istiyorum: Aşka talipseniz eğer, Ameliyata hazır olun... Doktor(cc) sizi en güzel şekilde ameliyat edecektir. Size belalarla olgunlaştıracaktır. Çünkü Gül’e(cc) olan sevgi, Dikenler(belalar) ile olmazsa bilinemez… Hakkı ile sevilemez… Hakkı ile zaten sevemezsin de… Yazı içten ve samimi hissedilerek yazılmış Allah c.c. razı olsun hem okudum hem düşündüm aylardır çevremdeki insanların teselli sözlerine takıldım düşündüm üzüldüm kendimle iç hesaplaşma yaşadım yeri geldi göz yaşlarıma hakim olamadım en yakınımla hatta annemle dahi paylaşamadım onu üzmemek adına..Sınava tabi tutulmaya başladığında insanların yaptığı yorumlar düşüncelerimi dahada derinleştirdi..Hocam bu sözlerin mantığını ben çözemedim hazır bu yazı yazılmış bende tevafuk okumuşken sınavlar yada sizin tabirinizle amaliyatlar üst üstte geldiğinde insanların yorumu "dikkat ettiğim hususları kişileri Allahtan çok sevdiğimi ve Allah onlarla beni sınava tabi tuttuğunu dile getirenler oldu hatta daha ileri gidip geride kalan oğlum üzerinden acımasızca tahminlerini yürütenler oldu kendimi dinlemeye başladım geçmişte dikkat ettiğim hususları defalarca sıradan geçirdim beynimde, inanan insan tedbir alır tevekkül eder benim aldığım tedbirler başımıza gelen musibetlerle içselleştirildi yeri geldi sorumlusu bile tutuldum kendimi sorgulamaya başladım benmi yanlış düşünüyorum yoksa çevremdeki insanların haksız sui zanları çarpık düşünceleri mi farklı ..Allah c.c. merhametine kalben ruhen inanıyorum laf olsun diye değil musibetlerle gelen rahmeti canım yansada sanki yüreğimizin yanan kısmına tedavi uygular gibi ama insanların mantığını çözemedim ben mi yanlış düşünüyorum teselli edeyim derken sanki haşa Allah c.c. benden intikam alıyormuş gibi defalarca dile getirenler oldu ve halada oluyor bugünde bir örneğini yaşadım..MUsibet ve sınavlar hakkında derin ukalaca yorum yapanlara nasıl bir yaklaşım olabilir ? |
Cevap: Allah Aşkına Talip Olanlara/Ali Parlak Alıntı:
Münafıkça tavır çoktur insanımızda yani.. O yüzden insanın kendine yapacağı en büyük iyilik ,bir iki dost edinip diğerlerine kapıyı kapatmaktır. Herkesin sözünü lafını ciddiye alıp ,hepsini düşünürsek işin içinden çıkamayız. Hatta bu sözleri sana söyleme ortamların dahi oluşmasından kaçınmak gerekir. (Büyük ihtimalle akrabadırlar.)Yarının kime ne sakladığını bilemeyiz . Rabbim bela ve musibetleri bazen bir hatamızdan dolayı ,bazen o kulun mertebesini yükseltmek için verir. Yani belaya uğramış kişiler hep günahkar ve hatalı. Rahat ve afiyet içinde olanlar Allah katında masum ve günahsızlar mı ? elbette değil. Şu gayri Müslimlerin keyfine diyecek yok..Müslümanlar da kan ağlıyor....O halde bu mantığa göre ne yapalım şimdi ?... Önemli olan diğer çocuğunla ilgilenip geçmişte hata yaptım dediğin şeylere daha çok dikkat etmek gerek.. ''teselli edeyim derken sanki haşa Allah c.c. benden intikam alıyormuş gibi defalarca dile getirenler oldu ve halada oluyor bugünde bir örneğini yaşadım..MUsibet ve sınavlar hakkında derin ukalaca yorum yapanlara nasıl bir yaklaşım olabilir ?'' Bunları söyleyenleri dinlememek, gerekirse cevabını vermek gerekir. Allah yardımcımız olsun. |
Cevap: Allah Aşkına Talip Olanlara/Ali Parlak Yeni yazarımızın da yazarlığı hayırlı olsun. |
Cevap: Allah Aşkına Talip Olanlara/Ali Parlak Yazarlığınız hayırlı olsun Ali Kardeş |
Cevap: Allah Aşkına Talip Olanlara/Ali Parlak Alıntı:
Dua dilencisi kardeşim… Çok samimi duygularla yazılmış bir yazıyı, samimi duygularla okumuş ve samimi bir soru sormuşsunuz. Yalnız sizin sorunuz o kadar derin ki, yüzeysel olarak anlatmak pek açıklayıcı olmayabilir. Samimiyetinizden dolayı samimi bir cevap yazmak istedim. Onun için kepçeyi biraz derin daldırayım dedim. Dilim ne kadar dönerse artık. Lütfen okurken şunu aklınızdan hiç çıkarmayın. ‘’En iyisini Allah bilir.’’ Derler ki; peygamberlerden birisi yıllarca tebliğ yapmış ama hiç kimseyi inandıramamış. Hatta yalancı deyip küfür etmişler. En sonunda dayanamayıp ellerini havaya kaldırmış: ‘’Allahım, ne yaptıysam inanmıyorlar. İşleri güçleri hakaret ve küfür etmek.’’ Hemen Cebrail ile mesaj gelmiş: ‘’Kulum sen sadece anlat. Onlar bana da küfür ediyorlar.’’ İnsanları az çok tanımışsınızdır. Kendilerini yaratana bile küfür ediyorlar. Peygamberlere bile küfretmişler, aşağılamışlar. Düşünün bir kere: Bu dünyada küfürü her insan hak etse bile, peygamber ler de hak ediyor muydu? Peki Allahu Teala küfürü hak ediyor mu? Her durumda nimetinin hangisini kesiyor? Nefes alma nimetini bile, ciğerleri hasta olana sorun. Saymakla biter mi nimet? İnsanların yaptığı yorumları boş verin, kimseyi memnun edemezsiniz. Nasreddin Hoca eşeğe binmiş, eşeğe yazık demişler. Eşekten inmiş, siz manyak mısınız niye binmiyorsunuz demişler. Çocuğunu bindirmiş. Yaşlı başlı adamı yürütüyor demişler. Kendisi binmiş, çocuğu yürütüyor demişler. Yani insanların sözleriyle hareket etmeyin, her işinize bir kulp takarlar. Bir cenazedeyim… Ev sahibinin acısı tüm benliğini sarmışken, bir de yemek vermiş. Adam cenaze evinde olduğunu unutmuş, ev sahibine bağırıyor oturduğu yerden. Bunun tuzu yok, salatası nerede, ayranım bitti. Yemek hiç güzel değil diye bağırıyor… Yazık ev sahibi de acısına mı yansın yoksa… Neyse… Anladınız… Memnun edemezsiniz. Siz Kuran ve sünnet ışığında doğru bildiğinizi yapın. İnsanlar ne derse desin, boşverin. Gelelim yazının mantığına: Çevrenize şöyle bir bakın. Allah’ın yaratmadığı bir şey görüyor musunuz? Hayır. Allah Teala Saffat Suresi 96. Ayette şöyle buyuruyor: ‘’ Ve sizi de, yaptığınız şeyleri(fiillerinizi) de Allah yarattı.’’ Her şey Allah’tan. Hayrihi ve şerrihi… Sorumluluk sahibi olmayan kullardan gelen zararlara hep eyvallah deriz. Allahın bir bildiği vardır deriz. Sabretmesi kolay olur. Ama sorumluluk sahibi olan kullardan(insanlar ve cinler) gelenlere sabretmek zordur. Çünkü onlardan gelenleri Allah’tan bilmeyiz. Kuldan biliriz. Şöyle düşünmek lazım. Kul ister. İstek dua olarak kabul edilir. Ve Allah tarafından yaratılır. Eğer bize kul eliyle bir zarar geliyorsa, bunu da Allah’tan bilmeliyiz. Çünkü fiili yaratan O. Ama kul kendi isteğinden sorumlu olduğundan, cehennemdeki kendi ateşini körüklemekten başka bir şey yapmaz. Yalnız hep şunu unuturuz. Allah dilemedikçe bütün bir kainat da bir araya gelse, bir yaprak dahi kımıldatamaz. Yaprak kımıldıyorsa demek ki Allah öyle istiyor. Peki Allah bizim başımıza niye şer getiriyor. Sebeplerini en iyi Allah bilir. Ama O’nun merhametini bildiğimiz için kendimizce tahminde bulunabiliriz. Mesela: 1. Kendi ellerimizle yaptıklarımız yüzünden olabilir. Yaptığımız kötülüklerden veya günahlardan dolayı, Rabbimiz bizi temizlemek istiyordur. Maide Suresi 6 ‘’ Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.’’ Engel olamadığımız şer sandığımız şeyler, üzerimizdeki günah kirlerinin temizlenmesi için olabilir. 2. Rabbimiz bize cihad için imkan sunuyordur. Cihad için yola çıkanın, dönünceye kadar Allah yolunda olduğunu ve ölünce şehit olacağını söylemeye gerek var mı bilmiyorum. Elimizle, olmadı dilimizle, olmadı kalbimizle… Sonuçta hepsi cihad. 3. Veya bizim bilmediğimiz bir sebebi vardır. Beni çok etkileyen ve kör bir kız ile annesi arasında geçen bir konuşma var. Paylaşmak isterim. Küçük kız sorar: ‘’Neden ben?’’ Annesi göz yaşlarını gizlemeye çalışarak cevap verir: ‘’Belki Allahın senin için özel bir planı vardır.’’ 4. Her başa gelen bela da, cennetteki derecen birer birer artıyor olabilir. Çünkü hep dualarımızda demiyor muyuz, Allahım beni peygamberimize komşu yap. Allahu Teala bakıyor halimize, amellerimize, işlerimize. O mevkilere gelecek kadar çalışmıyoruz. Ama duaları da kabul etmek istiyor. O zaman senin bela diye nitelediğin her şey başına geldikçe, peygamberimize yaklaşıyorsun… 5. Ben ne kadar ağır imtihan olursam olayım, hiçbir peygamberin imtihanı kadar ağır olamaz. Ya hu Allahu Teala SEVGİLİM dediği peygamberini bile ağır imtihanlardan geçirmiş, beni mi imtihan etmeyecek. 6. Bakara Suresi 214 – ‘’ Yoksa siz, kendinizden önce yaşayanların başına gelenlerin, sizin de başınıza gelmedikçe, cennete gireceğinizi mi zannettiniz? Onlara (öyle) şiddetli belâ ve sıkıntılar (felâketler) dokundu ki, resûl ve onun yanındaki âmenû olanlar: “Allah'ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar sarsıldılar. Allah'ın yardımı gerçekten yakın değil mi?’’ Bu sözü açıklamaya gerek var mı bilmiyorum… 7. Bizim bilmediğimiz, Allahın bildiği başka sebepler de olabilir… Belki de hepsi… İçiniz rahat olsun. Üzerinizde bela varsa ve siz hala Allah’ı seviyorsanız, belaya aldırmayın. Çünkü Allah sizi seviyor. Şunu hiç unutmayın: Allah, şükredenleri pek yakında ödüllendirecektir. (Ali İmran Suresi, 144) Alıntı:
İçinizi ferah tutun. Allahtan başka mevcut yok. Kimi severseniz sevin, ancak Allah’ı seversiniz. Fakat şu püf noktasını unutmayalım hiçbir zaman. Sevdiğimiz kişi Allah’tan gayrı, başka bir alemin yaratığı veya başka bir tanrının kulu değil. Allah da biliyor bizim zayıf karakterli olduğumuzu, dayanamayacağımızı. Birini sevdiğiniz zaman aklınıza Yakup as gelsin. Ne kadar severseniz sevin, onun Yusuf as ı sevdiği kadar sevemezsiniz. Biliyorsunuz kaybettiğinde ağlamaktan gözleri kör olmuştu. Allah imtihan eder. Ama kuluna (tövbe estağfirullah) gıcıklık olsun diye de zulmetmez. Bir şeyi çok sevebilirsiniz. Sadece yüzünüzü Allah’a dönün, hepsi bu. Allahu Teala size demek istiyor ki, kulum beni unutma. Alıntı:
Özür dilerim oğlunuz hakkındaki durumu tam anlamadım. Ama acımasızca tahminler yürütenleri siz cahillikleriyle baş başa bırakın. Size ne söyleyeceğinizi Allah söylüyor bakın: ‘’Ve Rahmân'ın kulları yeryüzünde tevazuyla yürür. Ve onlara cahiller hitap ettiği (lâf attığı) zaman “selâm” derler.’’ (Furkan 63) Alıntı:
Kendinizi yıpratmayın. Müslüman geçmişe yönelik yaptıkları için ‘’keşke’’ demez. Zaten geçmişe dönse de farklı bir şey yapmaz. Çünkü o kaderdir. Yine aynısını yaparız. Keşke ile uğraşmayın. Ama geleceğe dönük ‘’keşke’’ye izin verilmiştir. Çünkü ‘’keşke’’ geleceğe dönükse, bu bir duadır… Alıntı:
Tedbir haktır. Tevekkül haktır. Başa gelen musibetler kaderle alakalıdır. İsteseniz de kaçamazsınız. İsyan yok. Rıza var. Tedbir, tevekkül, sonrası Rıza… Rıza lokmasını yemek zordur. Herkes yiyemez, boğazına durur. Bu lokmayı yiyemeyenler de hep sorumlu arar. Sorumlu aramak Hakikatta Allaha şirk koşmaktır. Sizi sorumlu tutanlar bilseler ki Allaha şirk koşuyorlar, böyle bir şey yapmazlardı. Kendinizi asla sorumlu tutmayın. Olay sizden çıkmış. Allah’tan geldiğini bilin ve Rıza lokmasını zor da olsa yemeye bakın. Allah dostu olmak kolay değil. Sevgilinin tokatına dayanamıyorsak, aşktan bahsetmek niye. Dikenler elinize batacaktır. Kanatacaktır. Canınız yanacaktır. Her acıyı asla yalnız çekmeyin. O acılarınız Allah ile paylaşın. O her acınızı aslında sizin ile beraber tadıyor. Sıkıntıları sizin ile beraber çekiyor. Çünkü yaratan O. Siz sadece acılarınızı O’nunla paylaşın. Eee güzel insan. Canınız her acıdığında dua vakti gelmiş demektir. Duanın tam kabul edileceği zaman o zamandır. Yakınmak yerine niye isteyebildiğiniz kadar istemiyorsunuz ki… Fırsatı değerlendirin, isteyin isteyebildiğiniz kadar… Bir damla göz yaşıyla da mühürü vurdunuz mu… Tamamdır ya hu… Alıntı:
Hikaye bu ya, zamanın birinde bir ülkeye yağmur yağmış. Ama ne yağmur... Yalnız bu yağmur sularının bir özelliği varmış. Çok değişikmiş. İçen deliriyormuş. Yağmur suları içme sularına karışınca olayın vehameti iyice anlaşılmış. İçen delirmiş, içen delirmiş. Kısa zaman içinde ülkedeki tüm halk kafayı yemiş. Herkes deli... Sadece o sulardan içmeyen bir tek saray halkı kalmış. Ama gel gör ki sarayın suyu da azalınca, saray halkı da çaresiz, yağmur suyundan içmek mecburiyetinde kalmış. Artık onlar da deli... Sadece bir tek kral o sudan içmemiş. Koskoca ülkede tek akıllı kral kalmış. Ama ne var ki bu seferde halk başlamış bağırmaya... ''Kralımız deliiii, kralımız deliiii, kralımız deliiiiii....'' Kral bakmış olmayacak, bu durum böyle gitmeyecek... ''Getirin'' demiş... ''Getirin o sudan ben de içeceğim.'' Getirmişler... İçmiş... Kral, kafaya tencere kapağını geçirip sokağa çıkmış... Halk sevinç çığlıkları içinde bağırmaya başlamış... ''Kralmız akıllandııııııı, kralımız akıllandııııı, kralımız akıllandııııı...''' Sadede gelelim: Bu hikayede sizin konumunuz ne? Bırakın insanları ya hu… Alıntı:
Eyvallah Alıntı:
Kimse çözemez zaten… Çünkü ne kadar kafa varsa o kadar da mantık var. Hiç biri birbirine benzemez. Sizin göreviniz onların mantığını çözmek değil. Siz HAKKIN ŞAHİDİ olarak geldiniz bu dünyaya… Biz La ilahe İllah, Muhammedun Resulullah Demek ve yaşamak ve şahit olmak için geldik. Alıntı:
Allah kullarından intikam almaz. Şanına yakışmaz. Allahın kafir kulları, yaptıklarından ötürü, nimeti inkar ettiklerinden, elestü bi Rabbiküm hitabından kaçtıklarından dolayı, Kahhar isminin tecellisini üstlerine çekerler. Yine de onlara ahirete kadar mühlet tanınır. Allah intikamını alır derler. Ama bu kulların kendi elleriyle yaptıklarından dolayı kendilerini ateşe atmalarından kaynaklanır. Yoksa Allah kullarına niye azap etmek istesin ki. O kadar nasihata rağmen sen kendini ateşe atarsan, tercihini öyle yaparsan, kim ne yapsın? Alıntı:
Öncelikle SELAMETLE deyin. Sonra mümkünse o kişilerden uzak durmaya çalışın. Peygamber efendimiz bizden daha merhametli olduğu halde Vahşi’ye ne demişti: ‘’Mümkünse gözüme görünmemeye çalış. Çünkü bana amcamı hatırlatıyorsun.’’ Bu durum bize bir yol gösteriştir. Zarar gördüğümüz kişilerden uzak durmaya çalışmak bir yoldur. Uzak duramıyorsanız, ileri geri konuşanlara Allah’ı hatırlatın. Onlar sizi eleştirdikçe siz onlara nasihat edin. Belki de size, onlara islamı anlatmak için bir fırsat sunuluyor… Biraz uzun oldu ama umarım sorunuzun cevabını bu yazının içinde bulursunuz. Saygılar efendim… :) |
Cevap: Allah Aşkına Talip Olanlara/Ali Parlak muallime ablam Allah c.c. razı olsun yazdıklarınız için ..Hata yaptım değil dikkat ettiğim mevzular,kişiler kendi bakış açıları ile farklı yorumlar yapınca düşüncelerim çığrından çıkıyor dediğin gibi akraba bunu dile getiren kişiler restte çekemiyorsun ..Sınava tabiyiz sınavdan geçtiğimi biliyorum ama şöyle bir mantık olabilir mi ben olsaydım yerinde çalı dikeniyle döver yinede onu evden çıkarmazdım diyen yakın akraba daha neler neler sınavı kabullendik ama susmayan çamurlu diller hazmı zor.. Hocam Allah c.c. razı olsun yazınız çok güzel hastaya ilaç gibi kaleminize sağlık ..Allah c.c. her insanı şuurlu eli dili merhametli ilaç gibi gelen şahsiyetlerden eylesin...Yazdıklarıma ayrı ayrı cvp vermişsiniz...En çok kızdığım söylenmemesi gereken şeyler, Allah c.c. sevgisi hiç bir sevginin önüne geçemez ..Yazsam sabaha kadar yazarım dün baya gergindim bugün kimseyi yormayacam inşallah ... |
Cevap: Allah Aşkına Talip Olanlara/Ali Parlak Alıntı:
Başına gelmedikçe ölmezsin derler. Allah, o şekilde söyleyenleri aynı duruma düşürür de, kalakalırlar. Hazım zor. Ama çare yok, sindireceğiz... :) Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Benim yemek yeme tarzım da bu... Sohbet tarzında... Alıntı:
Eyvallah... Ama vardır onda da bir hayır... Alıntı:
Alıntı:
|
Gök gürültüsü ve yağmur altında / ali parlak GÖK GÜRÜLTÜSÜ VE YAĞMUR ALTINDA FENADA Yalnızdı yine her zaman olduğu gibi, Kalabalık koşuşturuyordu sağa sola, Sanki hiç kimse fark etmiyor gibiydi onu, Birden gök bütün ihtişamıyla gürledi, Allahu Ekber der gibiydi sanki… Bu ne dehşetli zikirdi, iştirak etmek istedi, Allahu Ekber… Allahu Ekber… Durdu… Düşündü… Allah büyüktü elbette, Ama kime karşı büyüktü, kimden büyüktü… Yoktu ki O’nun bir eşi veya bir benzeri. O’nu kiminle kıyaslamalıydı… Kendisine baktı, pek çok insandan büyüktü, Kendinden büyük insanlar da vardı, Ama anlamak için hep birileriyle kıyaslıyordu. Tavuk karıncadan daha büyüktü, Ama karıncanın da büyük olduğu pek çok canlı vardı… Ya güneş… Dünyadan daha büyük değil miydi. Tüm evren ise her şeyi içine alan Devasa bir büyüklük değil miydi… Allah ise hepsinden daha büyüktü. Ama evren ile Allah yan yana durur muydu hiç… Ne kadar büyüktü? Düşündü… Ama ama… Evren Allah ile kıyaslanamazdı ki, Çünkü evren de mahlûktu, o da yaratılmıştı… Bir daha düşündü… Allah kullarından daha büyüktü gibi bir cümle olamazdı ki… Çünkü her şeyi ama her şeyi O yaratmıştı. Yarattıklarından daha büyük olduğu düşüncesi ile kıyaslanması, Ne kadar saçma bir düşünceydi bu… Kullarıyla kıyaslanamazdı ki... Hayır hayır… O’nun büyüklüğü, Yarattıkları ile kıyaslanamazdı. O tüm yarattıklarının tek sahibiydi. O bütün büyüklüklerin sahibiydi. O bizim sahibimizdi. Birden şimşek çaktı. Nur gözlerini aldı, ürperdi. Sonra büyük bir gürültü… Raaad… Elif Laaam Miiim… İşte bunlar sana o kitabın ayetleridir, Ve sana Rabbinden indirilen haktır, Lakin insanların çoğu amel etmezler… Yağmur başlamıştı… Gözlerinden yaş boşaldı… Ama kimse görmedi, kimse bilmedi… Yağmurda yürüyenin gözyaşı belli olmazdı ki… Sadece O bildi… Çünkü O’nunla ağlıyordu… O’nda ağlıyordu… Açık açık ağlıyordu… Ama gözyaşlarını O gizliyordu… Yağmurla gizliyordu… Çünkü O Settar’dı… Çünkü o gözyaşları kendisi için akıyordu… Hiç bozuntuya vermedi… Sevgilisi bilsindi yeterdi, elalem bilmese de olurdu. Ama gözyaşları sanki taaa yüreğine damlıyordu. Hıçkırıklar düğümlendi boğazına… Yağmur ve gökgürültüsü arasında, Bir aşk yaşanıyordu… Fenada… Ali PARLAK [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Gök gürültüsü ve yağmur altında / ali parlak ArO* güzeldi :):) |
Cevap: AŞK İLE... / Ali Parlak Kardeşim, Müminler ancak kardeştir. Kardeşliğimiz sadece burada değil ebediyettedir. Rabbim utandırma, boyunumuzu bükme Ya Settar... Sen ki yalnızlığın ve sonsuzluğun tek sahibi... Sen ki varlığından başka mevcut olmayan... Sen ki, Galu Belada secdeye vardıran... Sözümüz söz, Seni Rabbimiz olarak bir bildik, Kalbimiz Sen'in ellerinde ne olur çevirme başka yöne. amin inş.ArO* |
Cevap: AŞK İLE... / Ali Parlak Alıntı:
|
Cevap: Şeytanın Gelemediği İki Yöne Yönelelim Bugün ellerinizi üst yönünüze doğru açsanız ve isteyebileceğiniz kadar isteseniz... Sonra da, aşağı yönünüze doğru yönelip O'nunla bir müddet fısıldaşsanız... Kimse bilmesin ama... Aranızda sır olarak kalsın... Çünkü sadece o yönler açık... Diğer yönlerden kandırılabiliriz... Ne dersiniz dostlar... |
Cevap: Şeytanın Gelemediği İki Yöne Yönelelim Alıntı:
|
Bir Garip Karaliçe – Aşıklar İçindir/Ali Parlak Bir Garip Karaliçe – Aşıklar İçindir - Süveyda 1 Derler ki kalbin içinde gönül, onun da içinde siyah bir nokta varmış… İşte bu siyah noktaya da Süveyda derlermiş… Bir kişi sevdaya tutulduğu zaman, buradaki siyah noktadan yayılan zehir önce tüm kalbi kaplar, sonra da tüm bedeni istila edermiş. Aşıkın bedenini istila eden bu zehir, onu günden güne hasta ederken, âşık bu zehirden dolayı bir deri bir kemik kalırmış. Herkes de aşkından o hale geldi sanır, bu aşk hastalığına bir türlü çareler bulamazlarmış. Sevdanın yeşerdiği bir nokta, kalbin merkezinde, Allah’a açılan bir kapıdır Süveyda... Kuran’ın indiği yerdir… İnsanın içine güneş buradan doğar. Ne gizli sırlar gizlidir burada bilinmez… Anne karnında ilk yaratılan, ondan sonra da ruhun üflendiği yerdir Süveyda. Ruhun üflenmesinden sonra da vücudun diğer organlarının buraya bağlandığı ana trafodur Süveyda… Yani anlayacağınız, sevgi için sevdadan yaratıldık. Süveyda… Sırlarla dolu gönülün Allah’a açılan penceresi… İşte bu noktanın iki yüzü vardır. Biri El Zahir esmasının gereği, gördüğümüz âleme bakar. Öbür yüzü ise El Batın esması gereği, görülmeyen, bilinmeyen âlemlere bakar. Allah’a dönüp te batın âlemlere bakmasını bilenleri gaybın nurları aydınlatır. İşte tasavvuf, batın âlemlere bakan aynanın bu yüzünü cilalar ve parlatır. Sonuçta batın âlemler aşıkın gönlüne nurlar akıtır. Bu ayna herkeste olmasına rağmen, dünya sevgisi yüzünden paslanmıştır. Cilalamak için bir Mürşidi Kamil’e ihtiyaç vardır. Ama herkes bunu istemez. Çünkü bu aynanın varlığını kabul etmezler. Nasip işidir deyip fazla kurcalamayalım. Süveyda, maddi kalpte bulunan bir noktadır. İnsanın iç alemindeki en gizli sırların saklandığı, bütün duyguların yaşandığı bir nokta. Tasavvufta ise Süveyda, zikir çekilen yerdir. Solda, göğsün dört parmak altında bulunur. Zikir esnasında buraya darp edilir. Burası âlemlere açılan bir kapıdır aynı zamanda. Siyah bir noktadır burası. Kalbe Allahu Teala’nın imza olarak attığı siyah bir bendir sanki… Nasıl ki dünyadaki Süveyda Kabe ise, bedendeki Süveyda ise kalpteki siyah noktadır. Kalbin en değerli yeridir. Canlar canı buradadır. Arayan Cananını burada bulur. Bütün aşk fırtınaları burada kopar. İşte o noktada çalkalanır tüm sırlar. Öyle bir gün gelir ki, bu noktadaki sevda büyür büyür büyür ve tüm vücuda dağılır. Aşk dediğiniz şey işte bu dağılmadır. Sebebi aşrı sevgidir. İşte o günden sonra aşık ne yaptığını bilemez olur. Tehlikelidir anlayacağınız. Kara sevda dedikleri şey tam da bunun adıdır. Züleyha’nın aşkını özetleyen durumdur bu hal. Gece olunca ‘’Yusuf’um uyudu’’, sabah olunca da ‘’Yusuf’um uyandı’’ dermiş. Aşk yarası işte budur. Batar inceden inceden. Sıkılır kalbin O’nun ellerinde. Yanma başlar. Bu yangın yavaş yavaş sarar bedenini. Sebepsiz ağlamalar başlar. Kimse nedenini bilmez… Aaaahh Süveydammm… Aslına bakarsan, insanın kendi varlığının hakikati o noktadır. Bu öyle bir özdür ki, maddi manevi insanın tüm benliğini kuşatır. Bütün kâinatın çekirdeğidir. Hz. Ali buyurmuştur ki; âlemler dürülmüş bükülmüş insanın içine girmiştir. Aynı zamanda ‘’İşte ben o noktayım’’ derken Süveydayı işaret eder. Gönüldür orası… Aaaah Süveydam… Rabbimin sesinin yankılandığı siyah nokta. Yerlere göklere sığmayıp ta, sığdığı nokta… Gönüldür Süveyda… Tüm sırlar oradadır orada… Boşuna mı bütün sırları gönül taşır… İşte tam da orası… Her kim ki kendi gönlüne girdi, beden zahmetinden kurtulup can ve gönül sohbetine girdi. Kalpteki büyük ve gizli bir günahtır Süveyda. Hem de çok büyük bir günah. Aşkın zehiri bir kere yayılmaya görsün buradan vücuda. Kişi kendini kaybeder. Sorarsan sen kimsin diye, kendi adını söylemez sana… Sevdasının adını söyler. Mecnun’a ‘’Senin adın ne?’’ diye sorduklarında, ‘’Leyla’’ dediği gibi… Kalbinde ebru sanatı ile resim yapar sana, boyaların yavaş yavaş dağıldığı gibi bedenini esir alır. İşte bu sevda zehiri kullardan bir kul için olursa, zehir etkisini yavaş yavaş kaybeder. Sonunda Süveyda dağıldığı kara noktaya geri döner. Çünkü O(cc) kıskançtır. O şekilde sadece kendisinin sevilmesini ister. Zaten kimse de kimseyi O’ndan(cc) daha çok sevemez. Gerçek sevgi, gerçek olanadır vesselam… Huuuuu…. Aşk ile… Ali Parlak [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Bir Garip Karaliçe – Aşıklar İçindir/Ali Parlak [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Ali Hocam yazınız o kadar güzeldi ki duygulanmamak mümkün değil ! böyle duygusal bir yazı için teşekkür ederim. |
Cevap: Bir Garip Karaliçe � Aşıklar İçindir/Ali Parlak ArO* [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Bir Garip Karaliçe – Aşıklar İçindir/Ali Parlak emeğine sağlık sayın ali parlak altında sizin isminiz olmadan bu yazıyı okusam ne kadar ustalıkla nakış nakış işlenerek yazılmış bir yazı diye söylerdim yazıyı okurken sadece dille değil kalple okudum gerçekten çok yetenekli ve başarılısınız allah daim etsin inşallah |
Cevap: Bir Garip Karaliçe – Aşıklar İçindir/Ali Parlak Alıntı:
Bu övgüler yazana değil yazdıranadır efendim... En güzel güzeli yazdırır... Zahmet edip okuyan herkese teşekkür ederim... Tüm niyetim okuyanların gönlünde Allah aşkı için bir kıvılcım yakabilmektir. Başarılı oluyorsa devam inşallah. Yoksa yazmak istemem... Ne güzel bir forum ki, gönlü güzel insanlar var... Biz gül olamasak da, güller arasında olmaktan mutluyuz... Dikenimiz batarsa haberimiz olsun... |
Cevap: Bir Garip Karaliçe – Aşıklar İçindir/Ali Parlak Alıntı:
|
Cevap: Bir Garip Karaliçe – Aşıklar İçindir/Ali Parlak Alıntı:
Hocam çok beğenerek ilgiyle okuduğum yazılarınızdan biridir, Süveyda yine heyecanla ve bıkmadan okudum. ArO* |
SAAT: 19:18 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.