Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   Cafer Tayyar'ın Medineweb için Derlediği Makaleler (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/946-cafer-tayyarin-medineweb-icin-derledigi-makaleler.html)

CaferTayar 10Haziran 2008 12:00

Küfür Ederken Vücudumuza Bunlar Oluyor.
 

Değerli Âlim AbdulHay (r.a)
Hazretlerinin
Tevsirü Mecmu adlı kitabında
Küfür etmek anında olan olayları bize şöyle naklediyor.


Kişi bir an sinirlenip hasımına ağır sözler söyleyince
Ve bu sözler hasımının eşi ve çoçuklarına yönelik hakaretlerse,
O hakaret edenin meleği ona cehennemin dibinden.
Dört yılan çıkarır
Bu yılanlar kabirde cuma hariç o küfürde bulunanı
Sırtından ısırıp kabir eziyeti ederler.
Küfür eden ezan anında küfür ederse ve eşi hamileyse
Çocuğu şaşı olarak dünyaya gelir.
Kendiside sebepsiz bayılma illetine tutulur.
Bunun nedeni meleği o küfredenin göbek deliğinden içeri
Cehennem sıkıntısı sokmuştur.
Bu kişi nereye gitse hep içinde sıkıntı olur.
Küfür eden küfrünü hasmının arkasından söylemişse
Ne kadar yıkansada yıkansın hemen ter kokar.
Hasmının bir organı ya da ameli ile dalga geçip küfreden
Ömür boyu nasır illetine düşer.
Hasmının eşine, kızına
Şehvetle küfreden hiç bereketli bir mülke sahip olamaz.
Malı mülkü hemen eksilir.

Hasmının Atasına sövenin mezarına pis su dolar.
Küfür edenin Mezarı üzerine ne ekersen çürür.
Hamının inancına küfredenin
Okuyan çocuğu varsa eğitimi birden bozulup başarısız olur.
Hasmının arkasından kaş göz işareti yapıp küfreden
Yedi gün boyunca aile huzursuzluğuna düşer.
Sevdiği bir eşyası ziyan olur.
Hasmına küfür etmek için bir an kollayanın vücudundan
Bir yeri eksilir.
Ömrünü ona buna muhtaç olarak tamamlar.
Küfür eden küfrünü güneş batarken ederse
Hasmı onu mutlak surette ve hiç zorlanmadan öldürür.
Hasmına küfür ederken öldüren ağzına
Eritilmiş demir dökülerek cehennemde azap görür.
Kabirinden gözleri akmış olarak kalkar.
Hasımına Deniz üzerinde ve içinde küfür edene
Ölünceye kadar insanlar hep alay eder.
Hiç bir yerde hürmet görmezler. Etrafındakiler sadece
Mülkünü kullanmak için ona dost görünürler.
Ağzında nimet varken küfreden gün dönümü süresi kadar
Yediği ve içtiğinden hiç bir tat almaz.
Mikail (a.s) 40 gün
Kendisinden sorumlu nasip meleğini ondan men eder.

Kuran okurken ve akabinde küfreden
KABİRDE ağızı ikiye bölünerek mahşere kadar azap görür.
Hayvanlara küfredenin evinden cenaze çok çıkar.
Kendiside kimsenin bulamayacağı bir yerde ölür.
Cesedi ziyadesiyle azap içinde mahşerini bekler.

CANSİMİDİ 10Haziran 2008 15:30

Cvp: Küfür Ederken Vücudumuza Bunlar Oluyor.
 
acaba bunun kaynagı nereden alınmıstır.biraz şeygibi geldi bana umacı hikayeleri gibi.yanlış anlamayın küfrü seven biride degilm.

antivirüs 10Haziran 2008 23:35

Cvp: Küfür Ederken Vücudumuza Bunlar Oluyor.
 
Alıntı:

Değerli Âlim AbdulHay (r.a)
Hazretlerinin
Tevsirü Mecmu adlı kitabında
Küfür etmek anında olan olayları bize şöyle naklediyor.
Değerli kardeşim konunun başında yazıyor bir daha incelemenizi tavsiye ederim.Teşekkürler.

CaferTayar 11Haziran 2008 10:00

Cvp: Küfür Ederken Vücudumuza Bunlar Oluyor.
 
http://forum.islamiyet.gen.tr/dini-sohbet/43192-kufretmenin-adabi.html

değerli kardeşim ben bu siteden iktibas etmiştim bilgilerinize

CaferTayar 24Haziran 2008 09:29

Gücün manevî kapısı: kalbindir unutma
 




Yeryüzünde baş döndürücü işler yapan
İnsanlara sunulan manevî gücün,
Hangi kanaldan geçerek geldiğini merak ettiniz mi?

Tarihi değiştiren insanları incelediğinizde
Keşfedeceksiniz:

Onlar duygularıyla yaşadılar.
En inanılmaz örneğini
Peygamberimizden(asm) öğrendik:

Öylesine içten gülüyordu ki,
Dağlara taşlara neşe saçıyordu;
Ama ağladığında da sabahlara kadar,
Gözyaşları dinmiyordu.

Neden duygu ve neden kalp?

Başarıya odaklanan
bir dostum bana şöyle yazmıştı:
Başaracağım,
Çünkü tüm hedeflerim aklımda...

Ona şu cevabı verdim:
Lütfen o hedeflerini kalbine yükselt;
Çünkü arzularını sana verecek kudrete,
Aklın yalan söyleyebilir;
Ama kalbin kesinlikle doğruyu söyleyecektir.”

sevgi değer dostlar aklımız düşünür,
Kalbimiz hisseder.
Gerçek niyetimiz aklımızdan değil,
Kalbimizden geçendir.

Aklımız madde kadar dar,
Kalbimiz ruh kadar engin bir evrende gezinir.

Güç kalptedir ve Peygamber(asm)
Şu sözle kalbimize dikkat çeker: "

Şüphesiz Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz.
Ancak amellerinize ve kalplerinize bakar."

Keskin ve güçlü duygularla dile getirilen bir istek,
İlgisiz ve duygusuz binlerce istekten daha çarpıcı ve sarsıcıdır;

Çünkü canlıdır.
Çünkü ruh candır ve ruhtan çıkan her şey,
Canlılık özelliğiyle birlikte çıkar.

Eğer söylediğiniz sözlerden
Kıyamete kadar sizi destekleyecek
Ruhaniler yaratılmasını istiyorsanız,
Kalbinizle, içtenliğinizle ve duygularınızla isteyin.

Çünkü söz ağızdan, duygu yürekten kopar.
Söz, maddesel bir enerjidir;
En fazla metrelerce uzağa gidebilir,
Sonra dağılıp yok olur.

Oysa duygu, ruhsal bir enerjidir;
Maddeye çarpmaz, madde onu emerek sindiremez.
Maddenin sınırlarından sıyrılır,
Ruhaniler arasında sonsuza değin
Dalgalanmaya ve işitilmeye devam eder.

Duygular, bir defa istemenin gücünü,
Bir milyon kez istemek kadar büyütebilir.

Sesi çığlığa dönüştüren duygudur.
Kimyasal bomba ile atom bombası arasındaki güç farkı,
Bombaların büyüklüğünden kaynaklanmaz;
Yoğunluğundan, içeriğinden ve tekniğinden kaynaklanır.

Düşündüğünüzü başaramamanızın asıl nedeni,
Düşüncelerinizi duygu üretecek kadar
Yoğunlaştırmamanızdır.

Başkasında etki yapan her şey,
Başkasına verdiğinizden kaynaklanır.

Başkasına bir şey vermiyorsanız,
Onda hiçbir etki oluşturamazsınız.

Malınızdan bir parça vererek etkilersiniz.
Peki, sevdiğinizde verdiğiniz nedir?
Seven, malından değil,
Ruhundan bir parça veren insandır.
Mal verildikçe azalır, ruh verildikçe kopyalanır.

İslâm Peygamberi(asm) der ki: "
Kalbiniz incelip duygulandığında
Dua etmeyi ganimet bilin."

Kuran’da denir ki: "
Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin.
Muhakkak ki O (Allah) haddi aşanları sevmez ."

Neden kalbiniz inceldiğinde,
Neden yalvara yakara?

Çünkü duygusal incelik daha fazla ruhsaldır;
Çünkü daha fazla duygusaldır.

Kişisel gelişim ve değişim stratejilerinin
Eninde sonunda başvurmak zorunda kalacağı
Bir dizi Peygamber sözüne dikkatinizi çekiyorum: "

Şu üç dua vardır ki, hiç şüphe yok kabul edilir:
Mazlumun duası,
Misafirin duası,
Babanın çocuklarına duası.
Kâfir de olsa mazlumun bedduasından sakının.
Çünkü onun Allah’a ulaşmasına
Engel olacak hiç bir perde yoktur.

Çok günahkâr da olsa,
Zulme uğrayan kimsenin duası kabul edilir. "
Tüm bu sözlerdeki ortak temaya dikkat edin:

Acı ve çile çeken insanlar,
Hastalar, mazlum ve masumlar,
Yetimler, kimsesizler, anne babalar...
Derin ve samimi duygularla
Kuşatılmış insanlardır bunlar.

Söz ve anlam bu insanların ağızlarından değil,
Kalplerinden çıkar.
Bu insanların güçleri
Ellerinde veya dillerinde değil, ruhlarındadır.

Kendinizi derin duygu ve isteklerle kuşatmanız için,
Hasta ve yetim olmak zorunda değilsiniz.
Hastaların ve yetimlerin yardımına koşun,
En azından onlara
Güler yüzünüzle ve şefkat ellerinizle destek olun yeter.

Yoğun duygularla istediğinizde,
Ruhunuzdan bir özellik veya güç, çevreye yayılır.
Bir gül çiçeği saldığı kokusuyla
Sevimli simaları nasıl kendine çekerse,
İnsan da ruhundan çevreye yayılan duygulu isteklerle
Sevgiyi ve dostluğu öyle kendine çeker.

Her duygu, tüm evreni kapsayacak kadar
Genişleme potansiyeline sahiptir.

Kalbinizdeki sevgi,
Her şeyi kuşatabilecek kadar büyüyebilir.

Öfke katliama dönüşebilir.
Şefkat tüm yavrulara dağılabilecek kadar gelişebilir.

Paranızı birkaç kişiye,
Tebessümünüzü birkaç bin kişiye;
Ama sevginizi milyarlarca kişiye dağıtabilirsiniz.

Para paylaşıldıkça azalır; ama
Olumlu duygu paylaşıldıkça artar.

Paranızla dünyayı satın alamazsınız; ama
Sevginizle tüm evren gönül rızasıyla size ait olur.

Beni seven, "sen BENİM kardeşimsin" derse, doğru söyler.

Sevdiğim çiçeğe baktığımda, "
Ben sana aitim" dediğini hissediyorum.
Yaratıcının cömertliğine hayran kalıyorum:

Yeryüzünün en fakir insanına,
Tüm evreni kendisine mal edecek enginlikte
Bir sevgi çekirdeği bağışlamıştır.

Ay onundur, Güneş ve dağlar onundur.
Yağmurla bir sevgili gibi sevişmekte hürdür.

Milyonlarca insan
Doğuştan getirdiği bu zenginliği kullanmadan ölmüştür.
Çünkü nefret etmekte hür bırakılan ve ne yazık ki
Nefret etmeyi tercih eden tek yaratık,
İnsan nesli arasından çıkmıştır.

Ya nefret etmiş; ya da sevgisine karşılık,
Yani menfaat beklemiştir;
Yani gerçekten sevmemiştir.

Çıkarcı sevgi, sevgi midir?
Düşünceler dış dünyaya,
Duygular iç dünyamıza, ruhsal alana yakındır.
Duyularımız ve sezgilerimiz ise
Her iki alandan da kaynaklanan veriler alır.

Düşüncenin hayata etkisi
Batı düşünürlerinin ve gelişim uzmanlarının
İddia ettiği gibi mutlak ve doğrudan değildir,
Ruhsal boyut vasıtasıyladır.

Duygu üretemeyen ve bu yüzden
Ruhsal enerjiyi maddî enerjiye dönüştüremeyen
Düşüncelerle,fizik dışı alana erişemezsiniz.

Duygusuz düşünce boşlukta kürek çekmeye benzer.
Suya daldırdığınız kürek denizden nasıl güç alırsa,
Duyguya bulaştırdığınız düşünce de
Ruhunuzun sahibinden öyle güç alır.

Duygu, gücün yansıdığı alandan, ruhtan gelir.
Daha derin duygu, daha etkileyici güçtür.

En yenilmez insan,
Karşınızda en keskin ve kesin duygularla direnen insandır.

Heyecan bulaşıcıdır.
Kendi duygularına hâkim olan
Başkalarının duygularına da hâkim olabilir.

Başkasını sevindiren, ancak sevinebilendir;
Ağlamayan ağlatamaz.
İnsan, akıl kadar küçük bir vücudun,
Kalp kadar büyük bir ruhla buluşturulmasının ürünüdür.

Sevgi dolu bir bebeğin gözlerine bakınca,
Büyük bir ruhla dünyaya gönderildiğimizi görüyorum.

Ama bazılarımız kalplerinden kopup
Salt akıllarına dayanarak küçülmeyi tercih ediyorlar.

Hayatlarını irdelerken, hep aynı farkla,
Belki de bir tek temel farkla karşılaşıyorum:
Öylesine güçlü duyguları var ki,
Gerekirse sabahlara kadar uyumadan çalışabilirler;

Gerektiğinde, günlerce aç kalmaya hazırlar;
İhtiyaç varsa, hayatlarını feda etmekten
Zerre kadar tereddüt etmezler.

Çünkü insanı
Yırtınırcasına çalıştıran tek enerji kaynağı duygudur.
Oysa ben, bazen duygusuz, üşengeçliğinden,
Çayını içmekten aciz zavallı.

Beni gecenin karanlığında
Ansızın çarpacak bir deprem mi uyandırmalı?
Bir kalp krizine yakalanınca; "
Eyvah, tüm emeklerim boşa gidiyor"
Feryatlarıyla mı kendime gelmeliyim?

Yaratıcımızın şanına layık zirvelere yükselmek istiyorsak,
Her gece uyumadan önce kendimizi sorgulamalıyız.

Bence bu söz aklımızdan çıkmasın: "
Kalbiniz incelip duygulandığında
Dua etmeyi ganimet bilin."

Ağlamak da bir duygulanmadır;
sevinmek de.

Şiddetli acımızı olduğu kadar,
Şiddetli sevincimizi de Yaratıcımızla paylaşalım.

O zaman zenginliğin kapısının
Kalbimizden geçtiğini keşfedeceğiz




CaferTayar 24Haziran 2008 11:29

Cvp: Gücün manevî kapısı: kalbindir unutma
 
Allah senden razı olsun kardeşim.
Bu güzel dileklerin her birimiz için geçerli olsun
İnsallah. Âmin.

CaferTayar 24Haziran 2008 12:05

Cvp: Gücün manevî kapısı: kalbindir unutma
 



Sevgi değer dost beli beli ecmain

Hadislerde bildirildiğine
Cennetlerin içinde yüksek mertebeyi
Firdevs Cenneti oluşturur:

Cennet yüz derecedir.
Müteakip iki derecenin arası,
yer ile gök arası gibidir.

Firdevs en yükseği olup,
cennetin orta yerine düşer.
Ve onun üstü Arşı Rahmandır.
Cennetin ırmakları buradan kaynar.

Allah'tan istediğinizde
Firdevs Cenneti'ni dileyin.
[Ramuz el-Hadis–1, s. 200/4]

Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde
Adn Cenneti ile ilgili olarak şunları bildirmektedir:

Firdevs Cennetleri dörttür:
İkisinin ziynetleri, kap-kacakları ve içindekiler altındandır.
İkisinin ise ziynetleri, kapkacakları ve içindekiler gümüştendir.

(Adn) Cenneti'ndekilerle
Allah'ın vechi (yüzü) arasında
ancak bir Ridayı-Kibriya (büyüklük perdesi) vardır.

Ve bu nehirler (süt, bal, şarap ve su nehirleri)
Adn Cennetinden kaynar sonra diğerlerine dağılır.

[Ramuz el-Ehadis-1, s. 272/4]

Peygamberimiz (sav) bir başka hadisinde ise
Adn Cenneti'nin ihtişamını şöyle tarif eder:



Bir kerpici beyaz inciden,
bir kerpici kırmızı yakuttan,
Bir kerpici de yeşil zeberceddendir

(zümrüt cinsinden parlak, kıymetli bir taştandır).
Çamuru halis misk,
çakılları lü'lü (parlak, kıymetli),
Otları zaferandır.
[Dünya Ötesi Yolculuk, s. 295]

Cennetin her derecesindeki kişi
kendine göre zevk alacaktır.
Ancak cennet ehlinden bir kişi,
Bir üst derecedeki kişinin aldığı zevkten dolayı
Kendinde bir eksiklik hissetmeyecektir.
Kuran'da Allah müminlerin cennette "
Hoşnut edilmiş" (Fecr Suresi, 28) olduklarını,
Allah'tan "razı" (Beyyine Suresi, 8) olduklarını
Ve orada "mahzun" olmayacaklarını
(Al-i İmran Suresi, 170)
Bildirmektedir.
Nitekim cennet ehlinin her derecesinin
Ne kadar fazla nimetle dolu olduğu
Bir hadiste şöyle tarif edilmektedir

Cennet ehlinin en aşağı derecesinde
Bulunan kişinin seksen bin hizmetçisi,
Yetmiş iki eşi olacaktır.

Ayrıca onun için inci, zeberced (zümrüt cinsinden
Parlak, yeşil, kıymetli bir taş) ve yakuttan yapılmış
Bir çadır dikilecek ve bunun uzunluğu
Cabiye (Şam topraklarında bir şehir adı) ile
San'a (Yemen'de bir şehir adı) arası kadar olacaktır.

[(Tirmizi), Büyük Hadis Külliyatı–5, s. 412/10114]


CaferTayar 24Haziran 2008 12:11

Cvp: Gücün manevî kapısı: kalbindir unutma
 


gayretimizi oraya teksif edersek
inşallah


CaferTayar 24Haziran 2008 12:24

Cvp: Gücün manevî kapısı: kalbindir unutma
 


Allah-u Teâlâ Hazretleri'nin
lütfuna, keremine erilmek için,
İlim öğrenmeye çalışmamız lazım
İlim öğrenenin fazileti yüksek olduğundan
Gökteki, yerdeki her varlığın ve meleklerin,
Sevgisine mazhar oluruz
İlim öğrenmeye gayretli olmamız lazım.
Birde sev gi değer dost
Öğrendiğiz ilimleri, bilgileri
tatbik edip amel edersek
Sanırım kaymaklı şöbyet olur

Muhteşem 24Haziran 2008 18:07

Cvp: Gücün manevî kapısı: kalbindir unutma
 
Alıntı:

bugra Üyemizden Alıntı
İnşallah baki ömrümüzde hepimiz cennetül-ül firdevs te oluruz


peygamberimize sormuşlar ya rasulallah sen firdevs cennetine yani 8.. kapıdan gireceksin oysa biz senin derecene nasıl çıkacağız biz 1. kapıdan girersek ne ala ama senden ayrı olacağız deyin ce............................. peygamcer efendimiz kişi sevdiği kişiyle beraberdir vede arkadaşının dini üzerinedir demiş ve .............................................allah .tan firdevs cennetine girmek için dua edin demiş yaradan inş cümlemizi firdevs cenneti ve de cemaaliyle müşerref kılsın(amin)


SAAT: 05:24

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320