Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Genel Konular > Serbest Kürsü

Konu Kimliği: Konu Sahibi aslıı,Açılış Tarihi:  04 Mart 2014 (00:22), Konuya Son Cevap : 04 Mart 2014 (00:22). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 04 Mart 2014, 00:22   Mesaj No:1
Medineweb Sadık Üyesi
aslıı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:aslıı isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 15266
Üyelik T.: 13 Aralık 2011
Arkadaşları:18
Cinsiyet:
Yaş:30
Mesaj: 751
Konular: 119
Beğenildi:62
Beğendi:29
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Birlik ve beraberlik ahlakımız

Birlik ve beraberlik ahlakımız

BİRLİK VE BERABERLİK AHLAKIMIZ

İnsanoğlunun tabiatında olumlu-olumsuz birçok özellik vardır. Bu özellikler sadece kişilerde değil, milletler, kavimler, kabileler ve cemaatler de çeşitlilik arz eder. Hatta öz kardeşler arasında bile zıt özellikler görülebilmektedir.
Bir yaradılış tecellisi olarak insanların dış görünüşü nasıl farklı farklı ise, manevi, ruhi yapısı itibarıyla da her bir insan bir başkasından farklıözelliklere sahiptir. Buna bir de içinde bulunduğu aile ve çevre etkileri ilave olduğunda insanlar arası bireysel farklılıklar kaçınılmaz olur.
Kiminin mizac
ı sert, kiminin yumuşaktır. Kimisi aceleci, kimisi yavaş, kimisi mutedildir. Bir yanda saatlerce konuşmaktan usanmayanlar, diğer yanda saatlerce dinlemekten bıkmayanlar… Bir tarafta karıncayı bile incitmekten çekinenler, diğer tarafta her davranışı bir yıkım olan canavar ruhlular… Bir yanda sevgi dolu yüreklerle mütebessim yüzler, diğer yanda katılaşmış gönüllerle asık suratlar… Kısaca, çeşit çe şit, farklı farklışahsiyetler, karakterler…
İnsanların bu farklılıkları tabii olarak sevgi ve nefrette, duygu ve düşüncede, anlayış ve fikirlerde de farklılık demektir. O kadar ki, aynı fikir akımına, aynı meşreb ve cemaate mensup olanlar arasında bile farklı tavır ve düşünceler, yaklaşımlar görülebilir.
Zek
â, feraset, akıl, basiret, tecrübe, bilgi ve kültür farklılıkları göz önünde bulundurulduğunda bir kısım yaklaşım farklılıkları ve ihtilafların olması tabiidir, hatta gerektiği gibi değerlendirildiğinde zenginlik ve dinamizmdir. Görüş farklılığı tefrika ve fitneye dönüşmediği, hak ve hakikatin zuhuruna mani olmadığı müddetçe kesinlikle bir tehlike, bir sorun yoktur. Ama durum bunun aksine olursa, işte asıl tehlike ve sorun o zaman başlamış olur.
G
örüş farklılığı fitneye, oradan da tefrikaya dönüştüğünde birlik ve beraberliği yok etmekte, düşmanlık ve kin ateşini tutuşturmakta, bir tefrika bir diğerini, bir fitne de başka bir fitneyi doğurmaktadır. Türlü sapmalar, doğru yoldan ayrılmalar işte böyle olmuştur. İnsanlık tarihi bu gibi fitne ve tefrikaların acıörnekleri ile doludur.
Bun
dan dolayıdır ki müberra dinimiz İslâm, Cahiliyye Devri insanı ve toplumunun sıfat ve işlerinden olan ayrılıkçılık ve fitneyi şiddetle yasaklamış ve inananları “…fitne çıkarmak ise öldürmekten daha büyüktür.” (Bakara, 217) ayet-i celilesiyle uyarmıştır.
Ta
rih kitaplarında yer alan adını bildiğimiz-bilmediğimiz pek çok millet ve devlet bugün artık yok. Bunların tarih sahnesinden silinmelerinin birçok muhtelif sebepleri var. Ancak bu sebeplerin biri var ki, açık bir şekilde diğerlerinin önüne geçmekte, en önemli çöküş sebebi olarak öne çıkmaktadır. İşte bu sebep tefrikadır. Yani ayrılık, ayrılıkçılık, birbirine düşme, bir ve beraber olmamadır. Elmanın içine girmiş kurt gibi toplumu ve milletleri içten içe çürüten tefrika, devletlerin yıkılmasına ve hatta milletlerin yok olmasına sebep olmuştur.
Kendi tarihimize bakt
ığımızda da aynı durumu çok net bir biçimde görürüz. Dış saldırılar, savaşlar, tabii afetler, göçler, açlık, kıtlık gibi felaketler karşısında dimdik ayakta kalmayı başaran ecdadımız, ne hazindir ki tefrika sebebiyle birbirlerine düşmüşlerdir. Birliği sağlayamadıkları için sonunda devletleri de yıkılıp gitmiştir.
Bazen de ayn
ı kavimden, aynı dinden olan insanlar savaş meydanlarında karşı karşıya gelmi ş ler , birbirlerinin kanını akıtmışlardır.
Tefrik
a, ayrılık, ayrılıkçılık sadece geçmişte kalmış bir hastalık değildir. Yakın tarihte yaşanan pek çok hadise, bizim toplum bünyemizdeki bu zaafı başkalarının nasıl aleyhimize kullandıklarını göstermeye yeter. Geriye dönüp baktığımızda ırk, coğrafya, mezhep, ideoloji, siyasi fikir, dünya görüşü gibi konuların insanlarımızı kışkırtıp çatışmaya dönüştürecek bir araç, malzeme olarak kullanıldığını açıkça görmekteyiz. Hatta ne gülünçtür ki, bu zaafımız bazen spor, müzik, sanat gibi alanlarda bile kendisini göstermektedir.
Toplum b
ünyesini kolayca sarıp zayıf düşüren, hatta öldüren tefrika mikrobunu yok edecek, açtığı yarayı onaracak tek deva mücella dinimiz İslâm’dır. Kelime manası bile barış olan ve insanlığa dünya saadeti de sağlamak için gönderilen İslâm, bu konuda olabilecek en radikal, en ileri adımla “Müminler kardeştir.” hükmü koymu ştur. Zira yeryüzünde birbirine zarar verme ihtimali en düşük insanlar, aynı kandan gelen kardeşlerdir. Dinimiz bu hükmüyle gerçek sevgi ve muhabbete dayalı toplumsal barışı kurarken, bir taraftan da bütün müslümanları bir aile olarak tarif etmiştir.
. . .
Din, toplum hayat
ının en derin ve en güçlü gerçekliğidir. İlk insanın bir peygamber olması, her topluma bir hidayet rehberi gönderilmesi hasebiyle insanlığın asıl geleneği ilâhi vahiydir, yani dindir. Dinin akıl, duygu ve sezgi yönüyle insanı kuşatıcılığı hem kişiliğine hem topluma yön verir, istikamet kazandırır.
İlâhi vahyin son noktası olan İslâm, layıkınca yaşandığında insan ruhunun en derin taraflarına sirayet ederek gerçek ve fıtrî bir hayat anlayışı, yaşama sevinci ve zorluklara mukavemet gücü verir. Fertleri, sınıfları, toplumları, ırkları ve kavimleri gerçek anlamda birleştirecek değerler düzenini ancak İslâm dini sunar. Bu sadece bir çıkar ortaklığı biçiminde şekillenen bir düzen değil, insanlık onuruna yaraşır yetkinlikte sevgi, saygı ve huzur ortamıdır.
M
ücella dinimiz İslâm’ın öngördüğü insanların ortak noktalarda birleşmesini temin edecek esaslar, Allah ve Rasulü s.a.v.’in emir ve yasaklarıdır. Bunlar bütün insanlığın müştereken bağlanabilecekleri kaidelerdir. Ancak onlara riayet sayesinde birlik sağlanabilir, tefrikaya düşülmez. “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, tefrikaya düşmeyin.” ( Âl -i İmran, 103) buyurularak , birlik ve beraberliğin korunması vurgulanmaktadır.
Ger
çekten Allah’ın emirlerine uyulmayan cemiyetlerde huzur olmaz. Belki görünürde bir düzen vardır. Fakat bu çıkar ortaklığından kaynaklanmaktadır ve ortam müsait olduğunda, kolayca düzenin yerini kaos alabilmektedir. Yüzeydeki huzurun altında sürekli bir dip kaynama vardır. O kadar ki, çocuklar ancak yetişkin nezaretinde sokağa çıkabilir, komşu komşudan emin değildir.
Baz
ı organları hasta olan bir vücut nasıl zayıf ve güçsüz düşer, direncini kaybederse, düşmanlığın çoğaldığı ve birlik beraberliğin olmadığı toplumlar, ne kadar güçlü gözükürse gözüksün, kısa zamanda güçsüzleşir.
. . .
Bir toplumun kendi i
çinde ayrılığa düşmesi düşmanlar için bulunmaz fırsattır. Hatta eğer tefrika yoksa oluşacak zemin hazırlamak, küçük kıvılcımlardan büyük yangınlarçıkarmak dün de bugün de netice veren bir stratejidir ve yaygın olarak uygulanmaktadır. Birlik ve dirliğimizi bozacak bu tür tuzaklara karşı uyanık olmak, müslüman ferasetinin gereğidir.
G
ünümüzde de kanayan bir yara olarak devam eden tefrika arızasını tamir için bakınız kendilerini din yolunda insanlığın hizmetine adayan büyük insanlar nasıl bir reçete sunmuştur:
Benim fikir ve g
örüşüm doğrudur veya daha güzeldir demeye hakkınız var, fakat sadece benim görüşüm doğrudur demeye hakkınız yoktur.
Her s
öylediğiniz doğru olsun. Fakat başkaları hakkında bildiğiniz her doğruyu söylemeniz doğru değildir. Başkalarının kusurlarını görmemek ve müsamahakâr olmak gerekir.
D
üşmanlık etmek isterseniz, kalbinizdeki düşmanlığa düşmanlık edin. Onu kalbinizden kaldırmaya, çıkarmaya çalışın.
Kendi elimizle y
ıkılışımızı, tükenişimizi hazırlamak istemiyorsak, düşmanımızın, nefs ve şeytanın oyununa gelmememiz gerekir. Farklı düşünce ve anlayış, farklı olarak yaratılışın neticesidir. Böyle oluşunda bizim fark edemediğimiz çok gizli hayırlar ve hikmetler vardır. İnsanların ittifakı müsamahanın, gönüllerde mürüvvet ve sevginin mayalanmasıyla olacaktır.
Ayn
ı dinin mensupları, aynı kaynaktan beslenen kardeşler olarak, tenkitlerimiz yıkıcı, kırıcı ve küstürücü değil, yapıcı olmalı ve diğer kardeşlerinizin meziyetlerini takdirle karşılamalı ve bu hasletleriyle sevinmeliyiz.
Tefrikadan uzak birlik ve beraberli
ğimizin aleme ilan edildiği zamanlardan biri de bayramlarımızdır. Bayramlar İslâm kardeşliğinin canlanmasına, birlik ve beraberliğin pekişmesine, sevinç ve kederlerin paylaşılarak toplumca el ele, gönül gönüle dirlik ve düzenimizin devamına vesile olmaktadırlar. İşte bu şuur içinde bayramlarımızın idrakine varmamız gerekir.
Rahmetli
şairimiz M. Akif’in mısralarıyla noktalarken, mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum.
“Girmeden tefrika, bir millete d
üşman giremez,
Toplu vurduk
ça yürekler, onu top sindiremez.”
Rabbimiz’in tevfik ve inayeti ile…

Mübarek Erol
Kaynak: [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________
‎''onlar sanıyorlar ki,
biz sussak mesele kalmayacak.
halbuki,biz sussak, tarih susmayacak..
tarih sussa, hakikat susmayacak........''
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi aslıı 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Birlik ve beraberlik ahlakımız Serbest Kürsü aslıı 0 1891 04 Mart 2014 00:22
Çocuk ve yalan Çocuk ve Aile Sağlığı aslıı 0 2185 04 Mart 2014 00:20
yeterlilik deneme sınavı Deneme Sınavlar/Paylaşımlar fatmabalci19 1 3689 15 Mart 2013 15:54
kur'an'da peygamber hanımlarına uyarılar Kur'ân-ı Kerim Genel aslıı 0 2549 14 Şubat 2013 10:48
miniklere sorduk <3<3 Hz.Muhammed(s.a.v) " İdiL Su " 1 2004 03 Şubat 2013 21:48

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Müslümanlar Birlik Olma Zamanıdır nurşen35 Serbest Kürsü 0 03 Eylül 2017 01:27
24.07.2015& gün birlik ve dirlik günüdür! alperkara Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat 0 23 Temmuz 2015 23:40
İslam’da Evliliğin Ufku Cennete Uzanan Beraberlik enderhafızım Evlilik-Nikah Konuları 1 09 Mart 2013 18:40
Ticaret ahlakımız _bülbül_ Zekat-İnfak 4 11 Nisan 2009 22:27
Birlik Beraberlik Emekdar Üye İslami Kavramlar 0 01 Mayıs 2008 00:07

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.