Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Genel Konular > Serbest Kürsü

Konu Kimliği: Konu Sahibi İslaminesil,Açılış Tarihi:  19 Mayıs 2014 (10:18), Konuya Son Cevap : 19 Mayıs 2014 (14:56). Konuya 3 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 19 Mayıs 2014, 10:18   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
İslaminesil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:İslaminesil isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 40187
Üyelik T.: 20 Mart 2014
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Wan
Yaş:42
Mesaj: 2.709
Konular: 316
Beğenildi:1404
Beğendi:590
Takdirleri:533
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Soma'dan Suriye'yi Görebilmek

Soma'dan Suriye'yi Görebilmek

Can Yakan Bir Maden Kazası Daha
13 Mayıs 2014 Salı akşamı duyduğumuz bir haberle sarsıldık. Manisa’nın Soma İlçesinde özel sektörce işletilen bir kömür madeninde, nedeni henüz belirlenemeyen bir yangın sebebiyle 300’e yakın işçi karbon monoksit zehirlenmesi sebebiyle can verdi.
Bu maden kazası ne ilk ne de son. Her ne kadar kaza diyorsak ta, oluşmasında insanların ihmal ve kusurlarının payı büyük. Tıpkı 1999 Gölcük depreminde meydana gelen zayiatta, deniz kumundan yapılan inşaatların payının büyük olması gibi. Yada büyük çoğunluğu sürücülerin trafik kurallarına uymaması nedeniyle meydana gelen kazalar gibi.
Madende ölenler bizim insanlarımız, ekmek parası için hak ettiklerinin çok altında, olumsuz şartlar ve risk altında çalışan halktan insanlar. Ateş düştüğü yeri yakar derler. Elbette düştüğü yeri yakıyor ve halka halka genişlerken harareti düşerek etrafını da kısmen yakıyor, uzaklaştıkça sadece ısı ve ışık görünüyor.
İdeolojik Körlük İnsanların Acılarını Bile İstismar Ettiriyor
Sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Bu ve benzeri insan payının olduğu kazaların suçlusu hepimiziz. Suç sokaktaki insandan, madende çalışana, şirket sahibinden ilgili devlet kurumlarına, oradan da siyasetçilere ve hükümete kadar uzanır.
Sorun toplumsal kalite sorunu olup, dini anlama ve yaşamada ki düşük toplumsal seviyemiz - kalitemiz, dünyevi işleri anlama ve yaşamada da benzer olumsuz sorunları doğuruyor.
Gel gör ki anadan doğma İslam (ve Erdoğan) düşmanları olan ulusolcular ile iktidar hırsının gözlerini kör edip kalplerini mühürlediği Derin Cemaat medyası, daha kazanın mahiyeti bile anlaşılmadan tüm suçu hükümete atıp, bu fırsattan istifade Erdoğan’a esaslı bir darbe vurmaya çalışıyorlar.
İdeolojik körlükle insanların acılarını bile istismar edenlerin bu çirkin tutumları, belki ilk anda faydalı gibi gözükse de, bir bumerang gibi onları vuracaktır eninde sonunda.
Suçlu Kim?
Elbette iktidarın ana unsuru olması dolayısıyla hükümetin bu kazada ciddi bir payı olabileceği ihtimali yadsınamaz, ama olup olmadığı ve varsa ne oranda olduğu ancak ciddi bir tahkikat neticesi ortaya konabilir.
Hükümet suçlu bile olsa, suçlu sadece hükümet değildir. Çünkü Meclis olarak en doğru kanunları çıkarsanız, hükümet olarak en doğru tüzükleri ve yönetmenlikleri uygulamaya koysanız bile, sadece bunu yaparak bu tür kazaları önleyemezsiniz.
Nitekim Yüce Allah en doğru kılavuz olan Kur’anı indirdiği ve peygamberimiz bu kitabı mükemmel bir seviyede pratiğe aktardığı halde, henüz O hayatta iken bile pek çok sorunlar yaşandığı gibi, ölümünden sonra sahabe arasında çıkan kanlı ihtilaflar hepimizin malumudur.
Bu doğru mevzuatı doğru olarak ve hakkını vererek uygulayacak bir bürokrasiye, Genel Müdüründen şoförüne, işini hakkını verecek yapacak kamu personeline, bu mevzuatı önemseyecek özel sektör girişimcileri ile yönetici personeline, bu mevzuatın hakkınca uygulanıp uygulanmadığını kontrol eden yetkililere, bu mevzuatı kendi açısından uygulamaya çalışan maden çalışanlarına, bu konuya önem verip gündemde tutmaya ve madenci yakınlarına hatırlatmaya çalışan aile fertlerine, bu konuyu önemseyip zaman zaman gündeme getiren bir kamuoyuna sahip olmak zorundasınız, kazalardaki insan payını asgariye indirebilmek için.
Bir zincir ne kadar kuvvetli olursa olsun, zayıf tek bir halkası dahi kopması için yeterli olduğu gibi, sistem ne kadar kuvvetli olursa olsun, bir unsurunun zayıf olması dahi sistemi çökertmeye yeter. Nitekim bir sene kadar önce Afyondaki Askeri cephanelikte gerçekleşen patlama ile, 6 ay kadar önce askeri bir tersanede gerçekleşen kazalar bu gerçeğin en yakın misalleridir.
Ve bu tür kazalarda kimin ne derece suçlu olduğunu ancak tarafsız ve ciddi bir tahkikat neticesi ortaya çıkarabilirsiniz. Suçun büyüğü tamamen hükümete ait olabileceği gibi, tamamen dikkatsiz bir işçinin ihmaline de bağlı olabilir.
Erdoğan’a Düşen
Erdoğan konuyu samimiyetle ve ciddiyetle sonuna kadar takip etmeli, sorumluları adaletli bir şekilde (kendi aleyhine bile olsa) tespit ettirmeli, varsa kendi payına düşen kusurları samimiyetle kabullenip özür dilemeli, benzer kazaların tekrarlanmaması için gereken tüm çalışmaları mutlaka yaptırmalıdır.
Bu sütunlarda 29 Nisan Salı günü yayınlanan “1 Mayıs Hangi Emekçilerin Bayramı” başlıklı yazımızda, emek ve çalışma hayatının bazı sorunlarına, ücret açısından değinmiş, bu konuda hükümetin gerçek emekçilere mutlaka insanca geçinecekleri bir gelir sağlaması gerektiğinin altını, pratik öneriler getirerek kalınca çizmiştik.
Kendilerini solcu ve halkçı tanımlayan kesim ve partilerin aksine AK Parti, 12 yıllık icraatıyla, çoğunluğu oluşturan halk kesimlerinin hayat standartlarını yükselten, insanca yaşama şartlarını iyileştiren, onları sistemin köleleri değil devletin sahibi olduğunu hissettiren önemli icraatlar da bulundu.
Özellikle, kamuya ait dairelerde halka daha insanca ve doğru hizmet verilmesi, emekliler ile engellilerin gelirlerinin ve durumlarının iyileştirilmesi, sağlık hizmetlerinin kalitesinin arttırılıp neredeyse bedava denecek imkanlarla tüm toplum katmanlarına hizmet sunulması gibi alanlardaki icraatlar önemlidir.
Lakin aynı iyileştirici icraatların işçilerin ücretleri ile çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve iş güvenliğinin sağlanması açısından yapıldığını söylemek mümkün değil. Elbette bu alanlarda hiçbir şey yapılmadığını söylemiyorum, ama diğer alanlarda sağlanan iyileştirme ve yüksek düzey sağlanabilmiş değil henüz.
Bu nedenle, özel sektör işçilerinin çalışma ücretlerinin arttırılıp çalışma şartlarının iyileştirilmesi, her türlü güvenlik tedbirinin alınması hususlarına özel önem verilmesi, Erdoğan’ın kimliğine yakışan bir tutum ve 12 yıldır her şeye rağmen kendisini desteklemekte direnen sıradan halka karşı bir borcudur.
Bu tür durumlarda maalesef halkımızın fikri takibi saman alevi gibi bir durum arz etmekte olup, Erdoğan bu meseleyi kendi meselesi olarak algılayıp ciddiyetle sonuna kadar takip etmeli, günü kurtarmaya yönelik tutumlardan kaçınmalıdır.
Suriye’de 3 Yıldır, Her Gün 1 Soma Yaşanıyor
Soma’da 300’e yakın işçinin kaza neticesi ölümü, başta yakınları olmak üzere herkesi sarstı. Fakat burada halk olarak bir empati yapmamız gerekmiyor mu? Hemen yanı başımızdaki Suriye’de her gün ortalama 100 kişi, bazı günler 200 -300 kişi, kazaen değil, kasten katlediliyor.
Bizler bir günde gerçekleşen 300 kayıpla sarsılırken, Suriye halkının durumu nedir acaba? Dile kolay, yaklaşık 1300 gündür süren direniş neticesinde, en az 170 bin kişi, bazı kaynaklara göre 500 bin kişi, bir kez daha vurgulayalım, kazaen değil, kasten katlediliyor. İşkencelerle, aç bırakılarak, keskin nişancılarla, varil bombalarıyla, kimyasal silahlarla vs. vs. üstelik bunların en az 20 bini kadın ve çocuk.
Şehirlere rastgele atılan varil bombalarıyla her defasında 10 – 30 arası sivil katlediliyor, kimyasal silahla yapılan tek bir saldırıda 1700 sivil katledildi. En az 11 bin kişiye ait olduğu sanılan 55 bin işkence ve açlık neticesi ölüm fotoğrafı yayınlandı medyada çarşaf çarşaf.
Soma’da meydana gelen ölümlerin sebebi, insan kusuru payı yüksekte olsa bir kazadır neticede. Tıpkı trafik kazalarının, bazen tamamen insanların kusurundan kaynaklanmasına rağmen kaza olması gibi. İnsan payı oranı ne kadar yüksek olursa olsun, kaza ile katliam arasında her halükarda uçurum vardır.
Soma’da 300 ocağa kazaen ateş düşmüşken, Suriye’de en az 200 bin ocağa kasten ateş atılmış durumdadır ve halen kesintisiz devam etmektedir bu yakım ve yıkımlar.
Gel gör ki, maalesef halkımız Suriye’de 3 yıldır yaşanan ve her günkü toplam kayıpları neredeyse bir Soma kazasında kaybedilenlere denk katliamlara duyarsız kalmakta, acılarını hissetmemekte, katliamcılara gerekli öfkeyi duymamakta, göstermesi gereken tepkiyi göstermemektedir.
Koyun Can Derdinde Kasap Et Derdinde
Böyle bir felaket karşısında öncelikle herkesin durup düşünmesi, ölenlere ve ailelerine merhamet duygularıyla yaklaşması gerekir, asgari insani – vicdani kaideler gereğince. Gel gör ki, madende mahsur kalanlar ile ailelerinin can derdinde olduğu o sıcak saatlerde, bazıları hemen et derdine düşmüş görünüyorlar.
Madenciler ve aileleri ile en ufak bir empati kurmaksızın ve acılarını zerrece hissetmeksizin, düşmanının can alıcı bir açığını yakalamış savaşçılar gibi çılgın savaş naralarıyla saldırıya geçiyorlar. Onlar için madenciler ve ailelerinin, onların acı ve kayıplarının hiç önemi yok. Bu kazaya ve büyük kayıba zerre kadar üzülmek bir yana, işte Erdoğan’a kuvvetli bir darbe vurmak için harika bir fırsat doğdu diye, sevindirik oluyorlar adeta.
İnsanlar madende mahsur kalanları kurtarmaya çabalar, ailelerin bir kısmı yürekleri hop oturup hop kalkarak madendeki yakınlarının akıbetine dair bilgi bekler, diğerleri ölüm haberleriyle kolları kanatları kırılmış vaziyette oturup kalmışken; bazıları hemen bu altın fırsatı - pası gole çevirmek için ellerini oğuşturmaya, emekçileri! sokağa dökmeye, bu kazayla sendelediğini umdukları hükümete ağır darbeler vurarak yıkmaya yöneldiler sevinçle.
İnsan kaza sonrası gelişen bu izansız saldırıları görünce, acaba bir sabotajla başlatılan yeni bir Gezi Sürecimi diye düşünmekten kendini alamıyor açıkçası.
Kör Öldü Badem Gözlü Oldu
Halka göbeğini kaşıyan adam diye hakaretler yağdırırken, bir yanda da kendilerini halkçı, adaletçi, emekçi, solcu, hümanist sayanlar, Soma’daki ölümlerin üzerine mal bulmuş mağribi gibi balıklama atladılar. Bu güne kadar iğrenerek baktıkları, yan yana gelmek zorunda kaldıklarında, üzerimize değmesinler diye uzak durmaya çalıştıkları, adam yerine koymadıkları insanlardan bir kısmı ölünce kıymete bindi.
Pişkinliğin ve istismarın bu kadarına da pes doğrusu. Kör öldü, badem gözlü oldu diye sanki bu durum için söylenmiş. Düne kadar adam yerine koymadıkları bu insanları, ölümlerinden sonra neredeyse evliya ilan edecekler. Kazada ölenlerin ve yakınlarının acılarını zerre kadar hissetmek bir yana, Erdoğan’a vurmak için altın bir fırsat çıktı diye içten içe seviniyorlar, neredeyse göbek atacaklar. Bu ölü sevicilerin bu ölümlere zerre kadar üzülmek bir yana, dehşetli bir sevinç duyduklarından yana en ufak bir kuşkum yok.
Bu kesimden bir habercinin, Gezi olayları sırasında, kayıtta olan kamerayı unutup, şimdi birkaç ölü olsa ne güzel olur diye yaptığı gaf, aslında bu kesimin bu tür olaylara bakışını ortaya koyuyor.
Bunlar sadece karşıtlarının ve (insan yerine koymayıp göbeğini kaşıyan adam diye küçümsedikleri) halkın değil, işlerine yaradığında kendi arkadaşlarının ölüsünü bile severler. Nitekim Hasan Cemal, 1980 öncesi olaylarda, kazaen kurşunla ölen bir arkadaşlarının ölümünün sorumluluğunu bile bile ülkücülere attıklarını ve bunu tepe tepe kullandıklarını açıklamıştı anılarında. Bunların Gezi olaylarında, Berkin Elvan başta olmak üzere, kendi taraflarından ölenler için üzüldüklerini mi yoksa sevindiklerini mi sormak bile abes.
Ölü Seviciler
Bu kesim, sadece kullanabilecekleri ölümleri sevmezler. Aynı zamanda, karşılarında duran (yada öyle gördükleri) kadın ve çocuklar dahil herkesin ölümünü de severler. Nitekim Berkin Elvan protestoları esnasında ölen Burak Can’ın ölümüne üzülmedikleri açık, ama bu ölüm kendi aleyhlerine bir hava oluşturduğu için üzüldüler.
Bunların Suriye’de şimdiye kadar kasten katledilen en az 170 bin mazlumun ölümüne üzüldüklerine dair en ufak bir açıklamaları da söz konusu değil. Henüz bir açık mikrofon kazasına uğramadıkları için delillendiremiyoruz ama, bu öldürülen mazlumların ölümlerinden gizli bir sevinç duyduklarına, her ölümde Esed’in zafere biraz daha yaklaştığını umduklarına dair yakini bir kanaatımız var. Nitekim bazılarının sosyal medya hesaplarındaki paylaşımları ile haberlere yaptıkları yorumlarda, bu durumlarını açığa veriyor.
Hülasa bazıları Allah’ın rahmetinden pay almış merhamet sahibi insandır, masumların ölümlerine üzülür, acı duyar; bazıları Allah’ın rahmetinden kovulduğundan dolayı merhameti kaybetmiş insan kılıklı şeytandır, masumların ölümlerine sevinir, zevk duyar.

Haksöz Mustafa Siel
__________________
Ben sizi Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.Hz.Huseyin
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi İslaminesil 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Babadan Evlada Cevap. Makale ve Köşe Yazıları Kara Kartal 18 6192 13 Kasım 2017 21:19
Asrın Kerbelasi Filistin.. Serbest Kürsü Mihrinaz 3 1645 13 Kasım 2017 18:55
Dūşlerim... Makale ve Köşe Yazıları su damlası 2 1575 12 Kasım 2017 07:51
Mynmar ve Biten Muslumanligimiz... Makale ve Köşe Yazıları İslaminesil 0 1415 16 Eylül 2017 22:06
Veyl Olsun... Makale ve Köşe Yazıları Mihrinaz 3 1549 16 Eylül 2017 22:04

Alt 19 Mayıs 2014, 12:37   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:61
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.476
Konular: 1144
Beğenildi:4414
Beğendi:3686
Takdirleri:14203
Takdir Et:
Standart Cevap: Soma'dan Suriye'yi Görebilmek

Yazınızda Berkin Elvan'dan bahsettiğinizde , bizim buralarda yaşadığımız bir olayla ilgili olduğu için bundan biraz bahsetmek istiyorum.
Çevremizde bulunan bir Anaokulunda görev alan bir öğretmen hakkında veliler suç duyurusunda bulundular.
Bu öğretmenin, malesef ki öğretmen diye hitap etmek zorundayım.
Bu minicik çocuklara şimdiden Berkin Elvanı anlatarak devlete karşı ( ben terörist diyorum, sizler ne dersiniz bilemem ) yetiştirmeye çalışırken bundan korkan çocuklar velilerine dilleri döndüğü kadarıyla anlatarak olayı ortaya çıkardılar. Şimdi mahkeme devam ediyor.

Yazınızdaki her konu çok anlamlı dile getirilmiş, Allah'ü Teala razı olsun
Alıntı ile Cevapla
Alt 19 Mayıs 2014, 12:42   Mesaj No:3
Medineweb Aktif Üyesi
umut628 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:umut628 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 24048
Üyelik T.: 01 Ocak 2013
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 242
Konular: 66
Beğenildi:64
Beğendi:0
Takdirleri:110
Takdir Et:
Standart Cevap: Soma'dan Suriye'yi Görebilmek

Sakallılar ve Marx…

Gulyabani görmüş gibi bahsediyorlar.
Soma’da mollalar sokağa salındı (Hüseyin Aygün)… Soma'ya akın eden sakallıların kim olduğu ortaya çıktı. (Odatv). Soma’daki sakallılar bakın kimmiş (Sözcü)
Gezi’nin gayriresmî kanalı Halk TV’den alalım bu flash haberin ayrıntılarını:
“Soma'da vatandaşların öfkesini dinî telkinlerle dindirmek ve hükümete yönelik tepkileri engellemek için yüzlerce hoca şeyh, imam hükümet ve hükümete yakın tarikat ve cemaatler tarafından Soma'ya gönderildi. Bunlar Soma'ya serbestçe girebilirken Soma'ya destek ve yardım için gelen laik kesimden vatandaşlar ise…” (Halk TV)
Vefat edenlerin arkasından Kur'an okuyup, acılı insanları teskin ve teselli etsin diye İsmailağa Cemaati’nin Soma’ya gönderdiği 50 hocadan bahsetmekteler. Sakallı ve cüppeli 50 hoca.
Ne yapmış bu hocalar birkaç sosyalist yayından bakalım: “Soma’da tarikatlar, halkın acısını dinî simge ve söylemlerle bastırma çabasının…” (Sendika.org)
Yakınlarını kaybeden insanların acısını dinî simge ve söylemlerle bastırmak… Görülmemiş şey. Başka:
“Somalı aileleri ziyaret eden sakallı ve cübbeli kişiler, 'İsyan etmeyin! Onlar şehit oldular; dua edin' diyerek yatıştırmaya çalışıyor.” (Esadçı Yurt Gazetesi, Emniyetçi-cemaatçi Rota Haber, Sözcü ve OdaTV)
Şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi… AKP düştü mü zora tarikat koşar yardıma (Birgün), “Soma halkının acısını dinî simge ve söylemlerle bastırma çabasına…” (Cumhuriyet)
Demek, cenaze evine dönmüş 100 bin nüfuslu Soma’da bir halk isyanının çıkmamasının sebebi buymuş. Halbuki bir umutla silahlı devrimci örgütler, Esad’a tahsis ettikleri avukatlarını bile bölgeye nakletmişlerdi. Sala seslerini megafonlarla bastırmak, cenazelerdeki segah tekbirlerini Katil Erdoğan sesleriyle bastırmak için.
“Onlar şehit oldu, isyan etmeyin dua edin" diyen hocalar bozdu bütün planları demek. Yalnız orada bastırılan isyan sizin kırmızı kitaplarınızda uzun uzun anlatılan isyan değil, yeşil kitaplarda anlatılan itikadi sakıncaları olan bir başka çeşit isyan…
Bilmediğiniz başka şeyler de olabilir.
Abdest; Soma’daki madende duman yoğunlaşınca Allah’ın huzuruna tertemiz gitmek için o kirli sularla aldıkları. Teyemmüm; O suyu bulamayan madencilerin duvardaki kömürle aldıkları abdest. Helalleşmek; Son yaptıkları…
Ambulans sedyesine botuyla basmak istemeyen madencinin bahsettiği “Temizlik imandandır” da hadis. Ayrıca onun gösterdiği “canım” sesleriyle yukarıdan bir şefkatle oryantalize ettiğiniz değil, “bir sonraki yaralı belki başını koyar” diye şehirlilerde kalmamış bir incelik…
O 50 hoca, 300 insanın cenazesinin kılınmasında, dinî usullerle yıkanmasında, toprağa dualarla gömülmesinde, mezarlarında Yasin okunmasında, arkalarından evlerinde Kur'an okutulup, dua edilmesinde, acılı ailelerin teskin edilmesinde Somalılara yardımcı olmuştur herhalde.
Neredeyse her aileden bir cenazenin çıktığı halkı politik olarak bilinçlendirmek, isyan çıkarmak için gidenlerden daha çok işe yaradıkları açık.
Marx’ı bile yanlış anlamışsınız. “Din kitlelerin afyonudur” demeden önce de "Dini ıstırap, hem gerçek ıstırabın ifadesi hem de gerçek ıstıraba karşı bir protestodur. Din, ezilenlerin iç çekişi, kalpsiz bir dünyanın kalbi, ruhsuz koşulların ruhudur” diyecek kadar hakkaniyetli, nazik ve saygılıydı. Ayrıca afyon o zamanlar şimdiki gibi kötü bir şey de değildi.
İşiniz zor. 300 madenci ailesinin acısını Marx kadar bile anlamayacak kadar yabancısınız buralara. Hiç merak etmeyin, 90 yıllık resmî propagandaya direnmiş bu insanlar isyan ahlakıyla hesap sormayı, sorumluluk ahlakıyla hesap vermeyi de becerir…
En iyisi mi siz bırakın bu trajediden isyan çıkarma heveslerini. Madencileri şehit denildiği için niyazi ilan edip, AKP’li oldukları için ölmelerini müstahak bulanlarla birlikte 19 Mayıs’ı kutlayın…
Belki bir daha çıkıp gelir Samsun’a ya da Gezi Parkı’na sarı saçlım mavi gözlüm

türkiye/gzetesi
__________________
O yüz , her hattı tevhid kaleminden bir satır;
O yüz ki , göz değince Allah ' ı hatırlatır.
Alıntı ile Cevapla
Alt 19 Mayıs 2014, 14:56   Mesaj No:4
Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:61
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.476
Konular: 1144
Beğenildi:4414
Beğendi:3686
Takdirleri:14203
Takdir Et:
Standart Cevap: Soma'dan Suriye'yi Görebilmek

Alıntı:
umut628 Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Sakallılar ve Marx…

AKP’li oldukları için ölmelerini müstahak bulanlarla birlikte 19 Mayıs’ı kutlayın…
Belki bir daha çıkıp gelir Samsun’a ya da Gezi Parkı’na sarı saçlım mavi gözlüm

türkiye/gzetesi
Hocam bu yazının çok güzel ve anlamlı ayrı bir sayfada yayınlasaydınız daha da güzel olacaktı.

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Allah'ın (c.c) detayda yarattıgı sanatı görebilmek... YaŞuHa Allah(c.c) 1 28 Ocak 2023 18:48
Soma için... asalet38 Şiirler ve Şairler 11 29 Mayıs 2014 09:17
“Soma’da yaşanan acı millet olarak hepimizin acısıdır…” mehmet akif2 Diyanetten Duyurular/Haberler 8 17 Mayıs 2014 17:32
soma'da ki kardeşlerimize dua edelim Tuba_ Dua Bölümü 22 15 Mayıs 2014 13:49
Büyük Resmi Görebilmek muallime Serbest Kürsü 0 25 Temmuz 2012 03:15

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.