Minibüste Cihad

[Fatıma-i Zehra]

Minibüste Cihad

Minibüste Cihad

Geçenlerde bir arkadaşımla beraber şehir içi otobüs yolculuğu yapmak zorunda kaldık. Yok canım, özgür kızlar gibi orası senin burası benim gezmiyoruz sadece bir iş için çıkmıştık.... Doğru ya rahat gezip tozmanın adı özgürlük(!) oldu artık.. İster başörtülü, ol ister peçeli-çarşaflı; hiç farketmiyor. Artık günümüzde özgür iradesiyle dışarlarda gezen Müslüman bir gençlik var. Diğerlerini gündeme almıyorum bile.

‘Aa şu mağazaya yeni bluzlar mi gelmiş’ atla otobüse, yeni bir film mi girmiş vizyona; bin minibüse, canın çok mu sıkıldı evde; bin metrobüslere.. Gez gezebildiğin kadar, harca harcayabildiğin kadar. Vaktini, gençliğini, ömrünü harca. Daha mı radikalsin? O zaman nerde ne konferans var, hangi miting nerede yapılıyor takipte kal. Gündüzmüş, aksammış deme cihad şuuruyla bin o otobüslere!

"Sanki haram bisi mi yapıyoruz burdaa! Allah Allah, hem başörtümü de takıyorum pardösümü de giyiyorum ne var yani.. " demeyin sakın. Zorunlu olarak bindiğim minibüs ve otobüslerin halini gördükten sonra harama bulaşmadan bu toplumda nasıl bir yerden bir yere gidilir diye kara kara düşünmeye başladım ve hatta bunun üzerine bir tez yazmaya bile karar verdim. Öyle ki, fıkıh hocalarına ‘hocam günümüzde külüstür de olsa araba sahibi olmak her Müslüman erkek ve kadına farz mıdır’ diye bir soru yöneltmek aklımdan geçmedi değil. Ben mi bu ortamlara girince birden insanlar kalabalıklaşıyor diye düşünüyorum bazen. Bu da hüsni zannımdan olsa gerek. Zira bu özgür Müslüman kızlardan bu konuya dair pek bir hayıflanma göremedim.

Geçen de hayatımın en ilginç sorulardan birini aldım bir arkadaştan.
"Sence peçeli bir kız zorunlu kaldığı için bisikletle bir yere gidebilir mi?"
Ciddi mi soruyor diye yüzüne baktım. Evet, gayet ciddiydi. "Nerden çıktı ki bu simdi?!”
"Kursa gitmek zorundayım ama otobüsler kalabalık oluyor, ortamdan rahatsız oluyorum. Kursta yatılı kalmaya da ailem sıcak bakmıyor.. Ee bende düşündüm ki belki bisikletle gidersem bu soruna bir çare bulurum.”

Ahh canım kardeşim ne duruma düşürdüler bizi. Bir yandan çıkmaz sorununa mı cevap vereyim yoksa kendinden feragat edip peçelilerin imajını sarsmaması için ricada mı bulunayım bilemedim.
Sana bu soruyu sorduranlar utansın. Utanın ey millet!
Baban fazla mesai yapsın, hatta bizler de patik çorap satalım sana bir ‘Şahin’ alalım ama binme o bisiklete diyesim geldi.

Zaten sadece bir gün binse toplumdan gelecek olumsuz tepkilerle bir daha hayatta binmezdi. Dilersen dene dedim. Pek iç acıcı konuşmamış olmalıyım ki ondan da vazgeçip kara kara düşünmeye başladı.

Evet insanlar, biz düşünüyoruz. Nasıl olur da minibüste yanıma bir erkek oturmaz problemini ve otobüsten birilerine dokunmadan inme problemini senelerdir çözmeye çalışıyoruz. Havuz problemlerinden çok daha önemli problemlerimiz var bizim. X'in Y'nin belli olup ama bir türlü sonucuna erişemediğimiz problemler..

Söylemeden geçemeyeceğim. Bizimle aynı derdi taşıyan Müslüman genç erkekler de var bu toplumda, gerçi artık yanına bayan oturduğunda "pardon ben kalkabilir miyim" diyen delikanlıları az görsek de yine de var iste.
Onlar da bu yozlaşmış toplumda temiz kalmanın derdindeler. Onların isi daha da zor...

Bir ara kadınlar için ayrı bir metrobüs önerisi yapılmıştı mevcut hükümete. Tabi kabul görmedi ne yazık ki.. Bir çok bayan böyle bir uygulamayı istemesine rağmen birileri şeriat gelecek korkusu ile uygulamaya geçirmedi. Erkekle kadını aynı otobüse istiflemeyi modern bir uygulama olarak gören bir zihniyetten ne beklersiniz ki..

Bizim hassasiyetimizi bir kenara bırakın, hangi bayan böyle bir durumdan hoşnut olur ki? İnsanın fıtratı buna tepkisel yaratılmıştır bir kere. Aksini savunan insanlar fıtratı yani ahlakı bozulmuş, yozlaşmış şahsiyetlerdir.
Ve evet ne yazık ki biz bu şahsiyetlerle aynı havayı solumak zorunda bırakılıyoruz.

Abarttığımı düşünebilirsiniz belki.. Belki de hayatım boyunca bu toplu taşıma araçlarını çok az kullanmak zorunda kaldığım içindir bu tepkim. Öyle değil ama…
Minibüste kendisine yer verilmesine rağmen benim ve eşimin yanına gelip avazı çıktığı kadar “Hayır başka yere oturmayacağım, bu kalkacak!” diye eşimi gösteren kemalist amcadan sonra hiç de abarttığımı düşünmüyorum. Onlar bizim değerlerimizi çok iyi biliyorlar aslında. Ve nasıl bunları bozabiliriz, onun derdindeler…

Şuurlu bir ailede yetişmem hasebiyle açıkçası şu zamana kadar çok binmek zorunda kalmadım bu araçlara. Ama hepimizi rahatsız eden bir problem bu..
Müslüman kızların bu denli rahat kullanmaları da ayrı bir sıkıntı.
Katıldığı miting dolayısıyla akşam ezanından sonra bir kızın bu araçlara binip de eve yalnız gitmesinden Allah razı oluyor mu acaba? Veya gece geç saatlere kadar programlarda kalıp arkadaşlarla da olsa tabiri caizse kız başına takılmak? Bir yeri onarırken başka bir yeri yıkıyoruz sanki..

Kimse güvenli bir ortam olduğunu söyleyemez herhalde. Özellikle insanın başına her an her şeyin gelebileceği büyük şehirlerdeyse..

Allah’ın Müslüman kadınlar için emretmiş olduğu “Evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın.” ayeti ne anlam teşkil ediyor bizler için?
Bunlar, üzerinde uzun uzun düşünmemiz ve kendimize yöneltmemiz gereken özeleştiriler.

Her ne kadar kendimizi korumaya çalışsak da bu toplumda ister istemez bir şekilde bu araçları kullanmak zorunda kalıyoruz. Peki bu araçları nasıl değerlendirebiliriz hem zaman hem de mekan olarak?
Küçük de olsa işe yarayan birkaç öneri..

Bir kere mutlaka yanınızda bir kitap bulunsun, kitap okumak için çok iyi bir mekandır toplu taşıma araçları. Hem zamanınızı değerlendirmeye yarar hem de gözlerinizi haramda korur Kitap okuyamayanlar veya unutanlar için duraktan durağa zikir makinemizi verebiliriz. Bir duraktan diğer durağa geçene kadar Allah’ı çeşitli şekillerde zikredin. (Estağfirullah zikrini daha fazla çekin )
Çantanızda İslamı anlatan yararlı olabilecek küçük kitapçıklar bulundurun. Yanınızdaki insanla güzel bir muhabbet yakalayabilirseniz bu kitapçığı ona hediye edebilirsiniz.
Ve çok zor durumda kalmadıktan sonra tek başınıza seyahat etmeyin. (Kızlar için)
Yanınızda bir erkek (abi, kardeş, eş) ile seyahat etmeye çalışın. En kötü ihtimal yanınıza bir arkadaşınızı alın…

Bir de dua edin tabi.. Toplum için. Bizler için. Hepimiz için. Tüm Müslümanlar için..

Meçhul Seyyah

Minibüs arkası için öneri yazı: “Bana dokunmayan insan çok yaşasın”



kaynak:pecelikizingunlugu.blogspot.com.tr

[nurşen35]

Bazen düşündürdü yazdığın konu, bazen de güldürdü, malesef ki bayanların en büyük sıkıntısıdır, toplu araçlarda seyahat etmek.
Biz millet olarak bazı şeyleri aşmaya başladık. Düne kadar başörtüsü büyük problemdi, her yere giremiyorduk, şimdi bu büyük problem çözüldüğüne göre bu toplu taşıma olayını da inanıyorum ki tepkilerden sonra çözülecektir.
Bende her zaman dikkat etmişimdir, yanınızda size helal olan erkek ( abi, erkek kardeş, baba, eş , amca veya dayı ) muhakkak olmalı. Çünkü ; bir hanımın dinimizde uyması gereken emirlerden biri de budur. Yalnız seyahat etmesi haramdır. Sağol ablacığım çok güzel bir konuya değinmişsin , bazen değerlerimizi unutuyoruz, hatırlatmakta yarar var. Rabbim razı olduğu kullarından eylesin.

[Fatıma-i Zehra]

nurşen35 Üyemizden Alıntı

Bazen düşündürdü yazdığın konu, bazen de güldürdü, malesef ki bayanların en büyük sıkıntısıdır, toplu araçlarda seyahat etmek.
Biz millet olarak bazı şeyleri aşmaya başladık. Düne kadar başörtüsü büyük problemdi, her yere giremiyorduk, şimdi bu büyük problem çözüldüğüne göre bu toplu taşıma olayını da inanıyorum ki tepkilerden sonra çözülecektir.
Bende her zaman dikkat etmişimdir, yanınızda size helal olan erkek ( abi, erkek kardeş, baba, eş , amca veya dayı ) muhakkak olmalı. Çünkü ; bir hanımın dinimizde uyması gereken emirlerden biri de budur. Yalnız seyahat etmesi haramdır. Sağol ablacığım çok güzel bir konuya değinmişsin , bazen değerlerimizi unutuyoruz, hatırlatmakta yarar var. Rabbim razı olduğu kullarından eylesin.

peçeli kızın günlüğü bu konuya çok güzel değinmis gerçekten... ama ben senin kadar umutlu değilim abla... özgürlük geldi dediler ama giyinmis çıplaklığa özgürlük getirdiler. peçe takmaya kalksan ilk önce aile baskısı, sonra dısarının bakısıyla karsılasıyorsun; sen niye onlar gibi değilsin? elalemin kızı pardesüsünü giyiyor, salını takıyor,kız erkek karısık okulda okuyor vs. ama sen niye böylesin????...

bu özgürlük değil abla,kendilerinin kurduğu dünyada örtüye özgürlük getirdik diye insanları kandırıyorlar. sorsan hepimiz müslümanız ama insanlar seriatı istemiyor. ve bunlar bası kapalı (!) insanlar,hacı olan insanlar... Kur'an'ı anlamayan bir dindar gençlik yetistirilemeye çalısılıyor. bu gençlik; peygamberinden (sallallahu aleyhi ve sellem), ashabtan habersiz, sahabi hanımlardan habersiz, iffetin tanımını bilmiyor... bas örtülü (!) bayan öğretmenler var diye gurur duyuyor bu millet, bas örtülü millet vekilimiz var diye alkıs tutuyor. bu insanlara gel de siz özgür değilsinizi anlat,keza anlamıyorlar..

günümüzün bas kapatma anlayısı ise bu;


basımı kapatırım kız erkek karma üni'ye giderim,basımı kapatırım sokaklarda gece yarıları konserlerde dans edip zıplarım, basımı kapatırım erkek bir kanka yaparım, basımı kapatırım kadın erkek karma is yerinde çalısırım,basımı kapatırım dindar (!) bir sevgilim olur, basımı kapatırım enistemin, erkek kuzenimin bana haram olması fark etmez onların yanında kahkah gülerim,onlara çay servisi bile yaparım, basımı kapatırım altına daracık pardesümü giyerim, basımı kapatırım iste kapatırım (!) kapattım ya ona bak !!!

bu özgürlük değil, bu bir sömürü... bez parçasına özgürlük istemiyorum ben tesettüre özgürlük istiyorum. bir sen mi müslümansın diyorlar bunları deyince ama simdiki kızları,oğlanları peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) görse ne der ? hele hele kızları hz. Aise'ye (radiyallahu anha) gösterseniz ne der ? herkes bunu bir düsünsün ...

[nurşen35]

Fatma'cığım seni çok iyi anlıyorum.
Fakat seninde bilmediğin ( çok genç oluşundan dolayı ) bir gerçek var ki , eğer o günleri yaşamış olsaydın. Allah'ım bu günümede şükürler olsun derdin. 15 , 20 sene öncesine kadar tam tesettürü bilen kimse yoktu ki ! bir eşarp örtelerdi , iran usulü boğazın altından bir tane düğüm aaa.. bir dakika saçımın ön tarafını biraz daha açayım, biraz daha kakül çıkartayım, aynaya bakayım oo güzel oldum. Dudaklarıma da kırmızı rujumu sürdüğüm zaman , bir de dizimin hemen altında olan uzunluktaki eteğimide giyip şu kollarımıda biraz daha sıvayım çünkü dışarısı çok sıcak. Bakın ne kadar mutaasıp bir bayan oldum, var mı benden daha kapalısı ve ahlaklısı, işte kısaca bayanların giyim tarzını anlatmaya çalıştım.
O yüzden ben diyorum ki Rabbim sana binlerce hamd olsun, bir çok müslüman varmış ama ben onları daha yeni yeni görüyorum.
Peçe meselesine gelince müslüman bir bayan tam tesettürünü yerine getirdikten sonra, haramlardan da uzak durduktan sonra illaki peçe takmak zorunluluğu yoktur. Bu sadece isteye bağlı bir karar olabilir.
Peygamber Efendimiz (sav) '' Bir gün hanımı Hz. Hafsa ile birlikte kayınatası olan Hz. Ömer'in evini ziyarete giderler. O anda odaya Hz. Hafsa'nın kızkardeşi içeriye girer, fakat Peygamber Efendimiz (sav) başını hemen başka yöne çevirince işaretlerle '' Ey Esma şu üzerindeki kıyafet bütün vücudunu göstermekte senin ancak gösterebileceğin yerler şunlardır diyerek başıyla Hz.. Hafsa'nın kızkardeşinin elleri ve yüzünü işaret ederek bunların dışında her şey haramdır'' buyurmuştur. Ellerimizi ve yüzümüzü gizlememiz emredilmedi. Allah yolunda cihad etmek elbette farzdır. Rabbim şimdiki gençlere ve bizlere daha çok hidayet versin.

[GÖKCEN_AZRA]

Fatıma-i Zehra Üyemizden Alıntı

Havuz problemlerinden çok daha önemli problemlerimiz var bizim. X'in Y'nin belli olup ama bir türlü sonucuna erişemediğimiz problemler..

çok düşünülesi bir konu gerçekten,
toplum olarak içinde bulunduğumz, aslında normal olmayan ama hiç de tuhaf görmediğimizuzgn

en can alıcı nokta da yukarıdaki cümle
evet çok önemli problemlerimiz var bizim

[Fatıma-i Zehra]

ablamm haklısın yasım gereği o yılları görmedim,yasamadım ama dinledim,okudum... o yıllarda kadınların nasıl seytana ayak uydurduklarına sonradan da olsa sahit oldum..

bu devri elestirirken, sunu demeliyim ki o yıllarda basörtüsü serbest olsun diye eylem yapan hanım ablaları da hos görmüyorum elbette. bir kere o eylemin içinde bulunmak,sokağa dökülmek demek bir erkeğin sana dokunmasını kabüllenmek demektir. hem de yine karma ortamlarda bulunmak için yapmıslar bunu... bunun ismine de o yıllarda mücahidelik demisler maalesef... ama mücahidelik bu değil.. o yıllarda mücahide olmak isteyen hanım abla evinde oturan ve "ey dünya istemiyorum senin diplomanı,söhretini,ey dünya Rabbim razı olmayacaksa eğer otururum evimde!" diyen kadındı.. o yıllarda seytan, kadını basörtüyle kandırdı...

yine aynı yıllarda hizmet adı altında basını açıp okul okuyan, ben insanlara dinimi anlatacağım diyen bir nesil yetistirdiler... ama bilmiyorlar mıydı peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) su özünü :"“Mü’min bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta belirir. Eğer o günahtan el çeker, Allah’tan günahının affını dilerse, kalbi o siyah noktadan temizlenir. Eğer günaha devam ederse, o siyahlık artar. İşte Kur’an'da geçen ‘günahın kalbi kaplaması’ bu manadadır.” (İbn-i Mace Zühd 29)

kararmıs bir kalbin kendisine hayrı yokken baskasına nasıl olacaktı ? olamadı elbet... ve bu günümüze de yansıdı... simdi bile o kadar çok insan var ki böyle düsünen...karma eğitimde okurum ama kendim için değil, insanlara dinimi anlatmak için (!) nefsini terbiye edememis biri baskasını nasıl terbiye edecek ki ?mantığım almıyor...

anlattığın kapalılık da iyiye değil kötüye gidiyor ablamm, sokaklar bunun kanıtı. uzgn

yani anlayacağın ablamm dün günden iyi değil,gün dünden....

bu konu uzar gider... ben en iyisi peçe konusuna geçeyim:

bu konuda mezheb imamları farklı kabüllerle karsımıza çıkıyor. hanefi ve malikilerde kadının yüzünü normal sartlarda örtmesi farz değildir, ama safii ve hanbeli mezhebinde kadın her daim yüzünü örtmelidir yani bu mezhepler yüzü avret saymıslardır ve onlara göre yüzü örtmek farzdır.

el ve yüz açık kalabilir hanefi ve malikinin görüsüne göre evet; ama onlar da bunu bir sarta bağlamıslar,o sart da fitne olmamasıdır. onlar,eğer fitne varsa kadının yüzü avret olur ve örtmesi farz duruma geçer demislerdir. fitne zamanının ne anlama geldiğini arastırdım tabi bunları öğrenince... denilene göre sehvetin ön plana çıktığı, kadına zarar verebilecek bir ortam fitne ortamıdır. günümüzün takdiri de sana kalmıs ablamm .

amacım sana karsı çıkmak değil ablamm, sadece bildiklerimi yazmak zorundayım. seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun. hayırlı bir cuma geçirelim insaallah

[ademsevda]

fatma konun çok güzel ancak katılmadığım noktalar var şöyle ki:kadın ve erkek aynı otobüste olmaları normal değil ama bundan daha önemli olan maneviyatımızı kaybetmiş olmamız..kadın peçesini çeker sürmesini sürer sonra çarşaf örttüm olur adı ,pardesüsünü giyer altta pantolon pardesü giydim olur. biz değerlerimizi kaybettiğimiz sürece otobüste değil heryerde çarşıda ,markette bu sorunlarla karşılaşırız adı özgürlük olur adı bana yakıştı olur sonra iman dille olur kalbTe değiL .İŞ İÇİN OTOBÜSE BİNDİM BİNEBİLİRSİN BENDE GEZMEK İÇİN BİNEBİLİRİM ÖNEMLİ OLAN İÇİMİZDEKİ NİYET ÖNEMLİ KİMSE KİMSENİN İÇİNDEKİNİ BİLEMEZ Kİ.KIZIN BİSİKLETE BİNME NİYETİ ZATEN VARMIŞ OTOBUS SADECE BİR SEBEP..O ZAMAN KURSADA GİTMESİN ERKEK OLAN HİÇBİR YERE KİMSE GİTMESİN ARKADAŞIM.BEN BİRDE BU VESİLEYLE BAŞÖRTÜSÜ İÇİN MÜCADELE VERMİŞ ABLALARIM HAYALLERİNDEN ZATEN VAZGEÇMİŞLERDİ ONLAR HEPSİNDEN ALLAH RAZI OLSUN DİYORUM.

[Fatıma-i Zehra]

ademsevda Üyemizden Alıntı

fatma konun çok güzel ancak katılmadığım noktalar var şöyle ki:kadın ve erkek aynı otobüste olmaları normal değil ama bundan daha önemli olan maneviyatımızı kaybetmiş olmamız..kadın peçesini çeker sürmesini sürer sonra çarşaf örttüm olur adı ,pardesüsünü giyer altta pantolon pardesü giydim olur. biz değerlerimizi kaybettiğimiz sürece otobüste değil heryerde çarşıda ,markette bu sorunlarla karşılaşırız adı özgürlük olur adı bana yakıştı olur sonra iman dille olur kalbTe değiL .İŞ İÇİN OTOBÜSE BİNDİM BİNEBİLİRSİN BENDE GEZMEK İÇİN BİNEBİLİRİM ÖNEMLİ OLAN İÇİMİZDEKİ NİYET ÖNEMLİ KİMSE KİMSENİN İÇİNDEKİNİ BİLEMEZ Kİ.KIZIN BİSİKLETE BİNME NİYETİ ZATEN VARMIŞ OTOBUS SADECE BİR SEBEP..O ZAMAN KURSADA GİTMESİN ERKEK OLAN HİÇBİR YERE KİMSE GİTMESİN ARKADAŞIM.BEN BİRDE BU VESİLEYLE BAŞÖRTÜSÜ İÇİN MÜCADELE VERMİŞ ABLALARIM HAYALLERİNDEN ZATEN VAZGEÇMİŞLERDİ ONLAR HEPSİNDEN ALLAH RAZI OLSUN DİYORUM.

Sevdacım, kadın elbette sosyal yasamda yerini alır ama helal yollarla. Bir de arkadasım bize bu niyet konusunu hep eksik öğrettiler. bir hadis söyledir: Allah sizin dış görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize (amellerinize) bakar." (Müslim, Birr, 33; İbn Mâce, Zühd, 9; Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539)

Buradan anlıyoruz ki Allahu teala bizim kalbimize bakıyormus evet... Ama tam bu noktada, niyetin yanında olması gereken ayrıntıyı unutuyoruz. O da "amel". (daha doğrusu bunu bize öğretmiyorlar.. niye biliyorum.. )

Günah isleyen bir bayan düsünelim, örneğin bu kisi örtüsüz dolassın. bu kisi dese ki,ama benim niyetim iyi dinimi yaymak için örtümü çıkardım.. bu niyet onun amelini sevaba dönüstürmez,örtünmediği için hesaba çekilmeyeceği anlamına gelmez ya da namaz kılmayan biri düsünelim,bu kisi ben hep zaten Allah'ı ayakta da yatarak da zikrediyorum,niyetimde Allah'ı zikir var, ondan namaz kılmıyorum dese, namaz borcundan hiçbir sey eksilmez...

Yani anlayacağın arkadasım niyetim iyi diye yaptığımız hatalardan ve günahlardan kendimizi aklayamayız. Kaldı ki kadın ve erkeğin dinini muhafaza edecek kadar İslami ilim öğrenmesi de farzdır. Helalleri, haramları ve Allahu teala tarafından kadına,erkeğe yüklenen görevleri öğrenmek zorundayız...

Basörtüsü mücadelesi diye adlandırılan konuya gelince... Bu konu hakkındaki yorumlarımı yinelemeyeceğim.. Ama söylediklerime ilave yapacak olursam eğer, o dönemde benim de Allah onlardan razı olsun dediğim hanımlar var elbette ama su kainatta Allahu teala kullarının helal ve haram çizgilerini kesin bir biçimde çizmistir. Haramla helale ulasılabileceğine inanmak da benim islam anlayısıma göre değil kardesim. Selametle kal ...

[ademsevda]

Müslim) ve (Muvatta) kitaplarındaki hadisi şerifte, "Örtülü çıplak ve başları deve hörgücü gibi yükseltilmiş kadınlar, Cennete girmeyecek. Kokusunu bile duymayacaklardır. Halbuki, Cennetin kokusu, çok uzaklardan duyulacaktır" buyuruldu. Bu hadisi şerif, kadınların ince, şeffaf veya cilde yapışık dar elbise, çorap, baş örtüsü ile örtünmelerini ve saçlarını, başlarının üstünde küme yapmalarını yasak etmektedir. Böyle örtünmek, çıplak gezmek gibidir.
fatma ben istanbula sırf gezmek için gittim geçen ay ve otobusler çok kalabalık olduğunda diğer otobusu bekledim rahat bir şekilde bindim.kişi kendisi biraz da gayret göstermelidir.tabiki sadece niyet değil amelde önemli ama niyet sağlam değilse amelde sağlam olmaz mesela ben pantolon giymeyin derim ama pantolon giyerim sonra da fetva veririm giymeyin gibi..ya da namaz kılarım sırf kılıyorum demek için gibi.peygamberimiz müminin niyeti amelinden hayırlıdır buyurmuş.başörtüsünü çıkartıp okuyanların öncelikleri nefsidir rıza yoktur ki .namaz kılamayanın durumu da aynı niyette samimiyet yok ki. son olarak bilmiyorum bu yazıyı yazan nerde yaşııyor bilemem ama kalabalık ortamlar bizim artık alışageldiğimiz bir olay ve biz burada nasıl takva ile yaşayabiliriz onu düşünmeliyiz.