Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Soru Cevap Arşivi (https://www.forum.medineweb.net/650-soru-cevap-arsivi)
-   -   Bir kadın erkeklere imamlık yapamazmı? (https://www.forum.medineweb.net/soru-cevap-arsivi/17704-bir-kadin-erkeklere-imamlik-yapamazmi.html)

Abdulhamit 1 19Haziran 2010 22:37

Alıntı:

Allah huzurunda dahi öyle bir duruş sergileyeceğiz ki hepimiz imamlarımızın arkasında olacağız.


İSRA- 71: Her insan topluluğunu İMAMLARI ( Önderleri ) ile birlikte çağıracağımız o günde kimlerin amel defteri sağından verilirse, onlar, en küçük bir haksızlığa uğramamış olarak amel defterlerini okuyacaklar."


HALUK GÜMÜŞTABAK 20Haziran 2010 10:45

aroDeğerli arkadaşlarım hepinizin düşüncesine ve inancına sonsuz saygı duyarım. Sizlerinde benim düşünceme saygı duyduğunuz için teşekkür ederim, Allah razı olsun. Eğer düşünüyorsak o halde insanız. Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

HALUK GÜMÜŞTABAK 20Haziran 2010 11:51


Değerli Abdulhamit kardeşimin verdiği cevaba karşı birkaç düşüncemi nakletmek isterim. İmam sözcüğünün tarifini şöyle yapmışsınız.

(En basit tabiri ile İmam: Önder, öne düşen, yol gösteren, kendisine uyulan, öncül kimse demektir.)

Doğru bir tarif bana göre de. Bu sözlerden yola çıkarak kadının imamlık yapamadığını düşünürsek, önderlik yapamayan, yol gösteremeyen, kendisine uyulmaması gereken bir insan olarak mı düşünmeliyiz kadını? Doğrusu bizleri bebek halimizden geçliğimize kadar şevkatiyle büyüten bir insana ben bunları yakıştıramam. Yol gösteren, kendisine uyulması gereken öncül bir insan olmasa bizleri nasıl yetiştirsin. Eğer evet bu özellilikler kadında yok diyorsanız siz haklısınız demektir. Devam edelim. Bir benzetme yapmışsınız ona bakalım şimdide.

(Peki dinen kadın erkeğin önderi olabilir mi? Eğer kadın imam varsa, kadın peygamberde olmalı.)

Kur’ana baktığımızda kadın peygamber göndermediğini zaten söyler ama yönetici Melikeden bahseder kur’an ve bunu hiçte kötü bir şey olarak anlatmaz. Onu yola getirmek ve iman etmesini sağlamak adına çalışılır ve toplumu da çok güzel bir şekilde iman etmesini kadın yönetici, sağlar. Bunun tersi erkek kıralların çoğu da kabul etmemiştir tarihte. Bu durumda neden kadın önder olmasın? Yine bu doğrultuda ki sözlerinize bakalım.

(Kuran’ı kerimde sizden olan emir sahiplerini uyunuz emri gereği emir sahiplerinden kasıt kadın olabilir mi? Kadın vali, kadın halife olabilir mi? Eğer kadın halife olabiliyorsa imam olması çok hafif kalır.)

Bizden olan emir sahipleri yani seçtiğimiz yöneticilerdir. Allah bizleri yönetenleri seçmemizi emreder. Lütfen düşünelim Allah kendinize kadın yönetici seçmeyin demiş midir? Her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız diyen Yüce Rabbim, acaba seçeceğimiz yöneticiler konusunda neden cinsiyet ayrımı yapmamış ve bu konuda kadını devre dışı bırakmamıştır hiç düşündük mü? Çok güzel örneklerde vermişsiniz kadın vali olabilir mi diye. Günümüzdeki kadın valilerimizi hatırlayınız lütfen o kadar güzel görev yapıyorlar ki, erkek valiler kıskanıyor onları. Çünkü onlar topluma bir ana şefkati ile yaklaşıyorlar onların sorunlarına kendi evlatlarının, ailesinin sorunu gibi bakıyoırlar da ondan. Erkek fıtratı gereği daha sert ve acımasızdır. Kadın ise tam tersine yumuşak ve sevecendir. Halife konusuna gelince. Halifelik peygamberimizin ölümünden sonra insanların ihdas ettiği bir makamdır daha sonra insanların menfaat ve çekişmelerinden dolayı zaten ortadan kalkmıştır. Erkekler bile bu konuda anlaşamayıp bu makamı devam ettiremediyse bunu çok ayrı tutmalıyız. Bugün yönetici olarak kadın yerini almıştır. Ülkemizi yöneten kadın başbakanlar gördük. Dünyada onca kadın lideri unutmayalım. Halen Almanları yöneten bir kadın. Bence erkekten daha iyi yönettiğini de söyleyebilirim. Çevremize bakalım kadın nerede yönetici değil ki günümüzde? Büyük işveren patronları düşünün, birçok kadın erkeklere nispetle nasıl güzel ve başarılı yöneticilik, görevlerini yapıyor. Binlerce işçiye ekmek kapısı açan ve yöneten kadın, erkekleri Rabbin huzuruna durmasını mı beceremesin.

Allah kadının ihtiyacını karşılamak adına erkeğe görev vermiştir ama erkeğin ve kadının birbirilerine karşı aynı oranda hakkı ve sorumluluğu olduğunu söyler. Hiçbir zaman erkeğin söz sahibi olduğunu kadının emir kulu olduğunu söylemez. Birbirlerine karşı haklarının eşit olduğu örneğini verir. Bakın bazı ayet örneklerini hatırlayalım acaba Allah kadın ve erkek arasında bir ayrım yapıyor mu her iki cinse de aynı suçtan nasıl aynı cezalar veriyor. Aynı cezayı veren Allaha neden aynı hakları vermesin? Bazı ayetlerde de nasıl aynı oranda eşit zikrediyor kadını ve erkeği. Bunu nefsimizde değerlendirelim.

Nisa 32: Allah'ın, bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği şeyleri isteyip durmayın. Erkeklere kendi kazandıklarından bir pay var; kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay var. Allah'tan, O'nun lütfunu isteyin! Allah, her şeyi iyice bilmektedir


Nisa 124: Erkek veya kadın, inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işler yapanlar cennete gireceklerdir. Ve zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır.

Maide 38: Hırsızlık yapan erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık Allah'tan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

Tevbe 71: Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Namazı kılarlar, zekâtı verirler. Allah'a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara rahmet edecektir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir

Nahl 97: Erkek yahut kadın, her kim inanmış olarak hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa, onu tertemiz bir hayatla yaşatırız. Ve böylelerinin ücretlerini, işleyip ürettiklerinin en güzelleriyle karşılarız

Nur 2: Zina eden kadınla zina eden erkek... Yüz vuruş vurun her birinin ciltlerine... Allah'a ve âhi ret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın. Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun.

İsra suresi 71. ayete gelince. Acaba bu ayetten ne anlamalıyız burası çok önemli. Rabbim velilerin ardına düşmeyin sakın din ve iman adına, güvenilecek veliniz yalnız benim deyip, daha sonra herkes kendine önder veli seçsin der mi? Aşağıda geçen önder şahit olarak kim olabilir? İşte eğer inançlarımıza delil aramak için bakarsak, buluruz belki ama oyalanırız gerçeklerden uzaklaşarak. Allah bizlere gönderdiği resulleri, elçileri yani liderleri hesap günü şahit olarak çağıracağını kur’anda apaçık söylüyordu birçok ayetinde. Burada da gönderdiği elçileri şahit olarak çağırıp ben sana neyi tebliğ ettim, sen topluma neleri tebliğ ettin diyerek şahit gösterecek. Bu ayetler öne sürülüp kadınlarımız ikinci plana itilirse sanırım bunun hesabını Rabbim e veremeyiz. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

İSRA- 71: Her insan topluluğunu İMAMLARI ( Önderleri ) ile birlikte çağıracağımız o günde kimlerin amel defteri sağından verilirse, onlar, en küçük bir haksızlığa uğramamış olarak amel defterlerini okuyacaklar."

Abdulhamit 1 20Haziran 2010 15:55

Alıntı:

Değerli Abdulhamit kardeşimin verdiği cevaba karşı birkaç düşüncemi nakletmek isterim. İmam sözcüğünün tarifini şöyle yapmışsınız.

(En basit tabiri ile İmam: Önder, öne düşen, yol gösteren, kendisine uyulan, öncül kimse demektir.)

Doğru bir tarif bana göre de. Bu sözlerden yola çıkarak kadının imamlık yapamadığını düşünürsek, önderlik yapamayan, yol gösteremeyen, kendisine uyulmaması gereken bir insan olarak mı düşünmeliyiz kadını? Doğrusu bizleri bebek halimizden geçliğimize kadar şevkatiyle büyüten bir insana ben bunları yakıştıramam. Yol gösteren, kendisine uyulması gereken öncül bir insan olmasa bizleri nasıl yetiştirsin. Eğer evet bu özellilikler kadında yok diyorsanız siz haklısınız demektir

Sanırım sözlerimi yanlış anladınız. Elbette kadın yönetici de olur. Bu onda eksiklik bir durum değildir. Fakat dinen erkekler üzerine bir baş ve yönetici olamaz demiştim. Öyle olsaydı Allah neden kadın peygamber göndermedi diye sorulmaz mı ? Bunda yatan hikmetin sır perdesi nedir acaba ?

İsra 71 ayetini de peşine düşülecek imamlar olarak açık seçik yazmamın nedeni ise ahirette dinen öyle bir duruş sergileyeceğiz ki bu imam olarak kendilerini rehber olarak aldığımız kimseler demektir.

kawakeb31 20Haziran 2010 18:30

islam hukukunun ana kaidelerinden biridir: birseyin yasakligina delil araniz, serbestligine aranmaz.
neden? insan da dahil olmak uzere, potansiyel olarak hayr icindedir, ser yani kotuluk ve nakis ise tabii degil arizidir, sonradan ortaya cikar.

simdi her iki boyutu icin de delil ararsak, ne imamlik yapacagina ne de yapamayacagina dair delil yoktur, bu durumda ilk once serbstmis yani kadinin imamlik yapmasinda beis yokmus gibi algilariz. ama is burda bitmez, eger bir beis yoktu ise, o zaman bunun bir beis olarak gorulmeyip, rasulumuzce cevaz verildigine dair, uygulamasinin olduguna dair delil aranir. rasul boyle birseyi ne emretmis, ne uygulatmistir, bu durumda yapamayacagina yani yasakligina delil kabul edilir ve hukum de budur.

kurtmehmet 20Haziran 2010 20:53

Kadının erkeklere imam olması caiz değildir Ancak kadının kadınlara imam olması kerahetle caizdir Bu durumda kadınlara imam olan kadın öne geçmez, cemaat olan kadınların sağında bulunur

Bütün fıkıh kitaplarında imam olmak için bildirilen şartlardan biri, Erkek olmaktır Kadın, erkeklere imam olamaz, buyuruluyor (Halebi)

Kadın, erkeklerle birlikte cemaatle namaz kılsa, kadının sağındaki, solundaki ve arkasındaki erkeğin namazı bozulur (Redd-ül Muhtar)

İmam-ı Azam Ebu Hanife, Şafii gibi müctehidler ile Cumhur-ı fukaha ise, kadının erkeklere imamlığını caiz görmemişlerdir



Kadının erkeğe veya kadına imam olması caiz midir?

Erkeğin kadına uyup namaz kılması caiz değildir Bunun istisnası yoktur

Kadının kadınlara imameti -cenaze namazı hariç- bütün namazlarda mekruhtur Bununla beraber kadın kadınlara imam olacak olursa, önlerine geçmeyip birinci safın tam ortasında, durup kıldırır Öne geçecek olursa, namazları bozulmaz (El-Cevheretü'n-Neyyire) Ne var ki kadınların yalnız başlarına namaz kılmaları daha uygundur

(Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/297)

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

HALUK GÜMÜŞTABAK 21Haziran 2010 11:27

Değerli kardeşim bir kadın vali oluyor da her konuda erkeğinde kadınında başında yönetici oluyorsa, o şehrin müftüsünün de amiridir yöneticisidir. Diyeceksiniz ki bizim ülkemizde olan bir idare şeklidir, onun için müftü Valiye bağlıdır diyebilirsiniz, demek ki günün şartlarına göre gerektiğinde oluyormuş anlamı çıkar. Yazınızın son kısmına gelince şöyle yazmışsınız.

( Öyle olsaydı Allah neden kadın peygamber göndermedi diye sorulmaz mı? Bunda yatan hikmetin sır perdesi nedir acaba ?)

Şunu söylemeliyim ki Allah erkek peygamber gönderdim diyorsa onu nedenini sormam ama hikmeti nedir diye kur'an bütünlüğünde düşünürüm. Gelin düşünelim acaba neden kadın peygamber göndermedi? Kur'an kadın ve erkek için ne diyordu, sizler arasında farklılık yarattım, peki nedir bu farklılık? Güç, kuvvet ve cinsel özellikler, hiç akıl düşünme ve beceri farklılıkları diye bir açıklama var mı?

Fakat bu farklılık hak ve hukuk da da farklılık arz etmiş mi? Bakıyorsunuz kesinlikle hayır. Herkes yaptığının karşılığını alacak, kadın ve erkeğin birbirlerine karşı hakları vardır, Allah katında kimsenin kimseye karşı bir üstünlüğü yoktur diyor. Birde hadisleri hatırlayın lütfen bugün konuştuğumuz konunun nasıl toplumu etkilediğini daha iyi anlayacaksınız. Kadının erkek izni olmadan cennete giremeyeceğini söyleyen bir zihniyet, nasıl olurda onun arkasında namaz kılar. Allah her konuda yapılan suçun bile oranını eşit yapmışsa hak ve hukuk adına neden farklı davranıp kadını böyle önemli bir görevden men etsin? Eğer men ettiyse neden açıkça söylemesin?

Kadınların geçmişini düşünün daha 100 yıl öncesine kadar neredeyse insan bile sayılmıyordu. Hiç bir hakları yoktu. Daha önceki yüzyılları düşünmek bile istemiyorum. Parayla alınıp satılan bir eşyadan hiçbir farkı yoktu. Kur’anda kölelerin işlediği bir suçun karşılığı, özgür insana verilen cezanın yarısı kadardır der. Dikkat edin özgür insan derken kadın erkek diye ayırmaz aynı ceza verilir. Sizce aynı cezayı alan bir insan aynı haklara sahip olmamalımı? Allah bir kölenin durumuna çok güzel açıklama yapmış ve bildirmiş bizlere. Eğer kadınlarımızın da bazı konularda hakkı olmasa, bizlere bildirmez miydi? Yakın zamana kadar oy bile kullanma hakkı olmadığından yöneticisini dahi seçemiyordu. Hemen soralım kendimize Allah kadın için kendisini yönetecek insanları seçme hakkı yoktur mu dedi? Peygamberimiz devrinde bir örneği yoktu çünkü peygamberimiz tek ve tartışmasız liderdi. Onun için oy verme hakkını daha sonraki İslam toplumu vermedi. Peki, daha sonra neden verdiler? İşte size bir örnek. Kadın daha yakın zamana kadar kadınların Suudi Araplarda oy vermeyi bırak, araba bile kullanmasına izin verilmiyordu. Düşünebiliyor musunuz bu zihniyetin ürünü olarak aileler kız çocuğunu evlat yerine bile koymuyordu da, diri diri toprağa gömüyordu, nasıl olurda Allah kadın peygamber gönderip bizlerin inanmasını bekler bu durumda?

Bu konuda arkadaşlarım örnekler vermiş, bu rivayetleri dinin temeli kural koyan değişmez bilgiler olarak gören arkadaşlarıma elbette sözüm olamaz. Fakat bir yasağı koyan Yalnız Allah olduğunu kur’an söylüyorken, bunu dikkatle düşünülmesi gerektiğini sanıyorum.

Acaba bir erkeğin arkasında kadınlarında namaz kılamayacağını neden söyleyemiyoruz? Herhalde bu erkeklik egomuza uymuyor. Düşünebiliyor musunuz kadınlarımızı ne hale getirmiş ve onlara öyle bir değer vermişiz ki, kadınlar kendi arasında bile öne çıkıp imamlık yapamaz diyebiliyoruz. Doğrusu bunu söylemekle doğrumu yapıyoruz dersiniz? Karar ve yorum sizlerin.

Bu konu bence gereği gibi konuşuldu, örnekler verildi onun için daha fazla uzatmak istemiyorum. Çünkü hepimizde yaptıklarımızdan sorumluyuz. Eğer ben yalan yanlış şeyler söylüyor da dine nifak sokmaya çalışıyorsam, ben biliyorum ki Rabbim beni cezaların en büyüğüne çarptıracaktır. Hatalıysan ne olur affet rabbim. Benim doğruları görmemi sağla ne olur. Rabbim cümlemizi doğru yolda yürüyen kulları arasına alsın inşallah. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

Abdulhamit 1 21Haziran 2010 18:32

Alıntı:

Abdulhamit

( Öyle olsaydı Allah neden kadın peygamber göndermedi diye sorulmaz mı? Bunda yatan hikmetin sır perdesi nedir acaba ?)

Evet güzel ve bir o kadar da düşündürücü soru değil mi ? İşte kadınların imamlığı ile peygamberliği arasında bu yönde oldukça yakın bir bağ var ve olmalı değil mi aziz dostum.

Kadının halife olması durumumuda imamlığı çok hafif kalır ifadesi de bana ait ifadedir. Vali de demiştim. Ama dikkat ki siz de vurguladınız. Bu valiliık ve halifelik islam devletinde şeriatla yönetilen bir yönetim şekli içindir.

Diğer yazdıklarınız kadının hak ve hürriyeti ile ilgi yazılar ki konunun yakından uzaktan ilgisi yoktur.
Ben ve Arkadaşlarımız açıklamaları en güzeli ile yaptık. Bundan sonrası Allahın bilgisinde

Saygılar

HALUK GÜMÜŞTABAK 21Haziran 2010 20:34


Değerli arkadaşım ben yazdığım tüm yazılarımı ve gösterdiğim delilleri dikkat ederseniz Kur’andan gösteriyorum. Bu ne demektir, benim söylediklerim ve konulan yasakların kur’ana uygun olup olmadığının delillerinin sunulmasıdır. Peki, şeriat ne demektir? İşte karıştırdığımız en önemli konuda buradan kaynaklanıyor zaten. Eğer şeriat beşerin kuran ile hiç ilgisi olmayan Rabbin vermediği hükümler manzumesi ise, buna ancak beşerin şeriatı denir ki bu benim konumun dışındadır. Yok, eğer şeriat dediğimizde Allahın kur’anda zikrettiği, hükümler verdiği, yol gösterdiği, önerdiği kanunlar ise, işte ben orada varım. Zaten benim de bahsettiğim Allahın şeriatı budur. Rabbim açıkca ne diyordu, bu kitap sizlere rehber olsun diye gönderildi. Demekki yaşamımız yani hayatımızın kanunları, şeriatı KURAN kanunları demektir. Şeriat sözcüğünün anlamına bakalım isterseniz bu söylediklerim ne kadar doğru olabilir?

Şeriat: (Müslümanlıkta dinsel yasa ve kurallar.) ( doğru yol, hak din yolu.) ( Nur aydınlık ışık.) ( Kur’anın ve peygamberimizin tarif ettiği ve önerdiği yol.)

Şimdi de isterseniz yukarıdaki şeriat sözcüğünün tariflerinden yola çıkarak kısa bir slogan oluşturalım şeriatın tarifi için. Sizce yukarıdaki sözlerin tam karşılığı ŞERİAT=KUR’ANIN EMRETTİĞİ KANUNLAR değil midir? Hemen şöyle bir soru sorduğunuzu duyar gibiyim? Ama birde peygamberimizin emrettiği kural ve kanunlar vardı, onlar ne oldu diyorsunuz. Bunu soran kardeşlerime şu soruyu sormak isterim. Allahın elçisi nasıl görev almıştı Rabbimden? Topluma kur’an ile hükmet. Sakın bizim gönderdiklerimize tek bir kelime bile ekleme yoksa senin canını alırız. Sana gönderdiğimizi onlara tebliğ etmezsen görevini yapmamış sayarız. Peki, arkadaşlarım bu durumda bizlerin önderi peygamberimiz bizlere kur’anın hükmetmediği bir şeyi dinin kuralı, kanunu diye söyler mi, yada söylemişmidir? Elbette hayır. İşte günümüzde İslam ülkelerinde, şeriat adı altında ne yazık ki kur’an ile asla ilgisi olmayan bir yönetim şekli oluşturulmuştur. Her mezhebin şeriatıda birbirinden farklıdır. Ama Allah ın şeriatı asla farklılık kabul etmez. Bu durumda acaba hangi şeriat Rabbin kelamını emrediyor dersiniz? İşte sizlere çok bilinmeyenli bir şeriat kapısı, karar sizlerin. Şeriat başımın tacıdır ama Rabbin şeriatı, KUR’ANIN ŞERİATI. Kadının hak ve hürriyetleri de Rabbin şeriatında ne emrediyorsa onu kabul etmeliyiz. Kur’anın şeriatında emredilmeyen hiçbir şey, hiçbir kural beşerin şeriatıyla engellenemez, Rabbin hükmetmediğini beşerin hükümleriyle değiştirilemez. Engelleyenin sorumlu olacağını bilmesi gerekir. Aslında cevap yazmayacaktım benim içinde konu kapanmıştı, fakat şeriat konusuna açıklık getirmek adına bu cevabımı yazdım. Sizinde söylediğiniz gibi bundan sonrası için hükmü Yüce Rabbim verecektir. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

kurtmehmet 21Haziran 2010 20:52

Sayın HALUK hocam bu tür konularla müslümanlıkta hiç mi hiç bir yere varılmaz ancak insanların kafası dahada karışır.kadının imamlığına eminim siz kendiniz bile inanmazsınız ama bu tür konuları insanların kafasını bulandırmak için yazıyorsunuz ben kendimce o kanıya vardım diğer islami sitelerdede bütün yazılarınızı okudum hepsi insanın beynini sulandıran yazılar SAYGILAR EFENDİM..

HALUK GÜMÜŞTABAK 21Haziran 2010 21:09

Değerli Kurtmehmet kardeşim eğer amacım insanların kafasını karıştırmaksa, Yüce Rabbim bana hem bu Dünyada hemde mahşerde en büyük cezalarına çarptırsın. Eğer böyle şeytanca bir amacım varsa, dilerim cehennemde kalıcı bir kul olurum. Bu sözlerimin samimiyetine Yüce Rabbim ŞAHİTTİR. Benim yapmaya çalıştığım ve tek amacım, karışan kafaları, bulanmış beyinleri durultmak ve karışmış kafaları Rabbin gerçekleri ile yüz yüze getirmektir. Buna rabbim şahittir. Amacım kimseyi üzmek değil, kur'ana davet etmektir. Rabbim hiç kimseyi hükmüne ortak etmeyeceğini apaçık söylediği halde, ona ortak aramamızın yanlışlığını anlatmaya çalışıyorum. Hükmü yanlız ben veririm yanlız şefaati benden dileyin diyen rabbin sözlerini hatırlatmak ve bizlere bu sözlerin tersini söyleyenleri afişe etmek eğer kafa bulandırmaksa, bunu tekrar düşünmenizi rica ediyorum. Ben, Rabbim bunları söylüyorsa gelin ona inanalım diyorum, ne olur beni yanlış anlamayın. Bakın birbirimizi hiç görmedik, birbirimizden bir menfaatimiz de yok. Peki ben neden sizlerin kafasını karıştırayım ne menfatim olabilir bunu yapmaktan. Eğer kur'ana aykırı bir söz söylüyorsam ozaman haklısınız beni hemen uyarın. Ama söylediklerim kur'an dışı değilse söylediklerime uymayın belki, ama lütfen üzerinde çok iyi düşünün. Rabbim gönül gözlerimizi açık, gönülden iman eden kularından eylesin. SAYGILARIMLA Halukgta

kurtmehmet 21Haziran 2010 21:29

Hocam dua larına tüm içtenliğimle AMİN diyorum ama 1400 senelik islam tarihinde bütün dönemler dahil görülmüş veya yazılmışmı kadın imamın erkeklerin önüne gecipde namaz kıldırdığı bir örnek verebilirmisiniz

kurtmehmet 21Haziran 2010 22:16

Sayın haluk hocam size yöneltilen sorular hep askıda kalıyor.lütfen size sorulan sorulara KUR,AN ışığında kısa ve net cevap verin SAYGILAR EFENDİM

HALUK GÜMÜŞTABAK 21Haziran 2010 23:09

Değerli arkadaşım dikkat ederseniz benim verdiğim tüm örnekler kur'an ışığında ve ondan aldığım bilgiler ışığındadır. Elbette sunduğum delilleri kabul etmeyene de saygı duyarım. Dikkat ederseniz ben Rabbin ayetlerini örnek evriyorum, bana hadis örnekleri ile cevap verilip bana, ne yani peygamberimiz in hadislerini bir kenaramı bırakalım diyorlar. Halbuki ben böyle bir iddada bulunmayıp tam tersine peygamberimiz kur'an dışından zaten konuşmaz hüküm vermez diyorum. Gelin peygamberimizin sözleri olup olmadığını kur'an ile karşılaştırıp öyle kabul edelim diyorum. Bu durumda kimin verdiği örnekler kur 'an ışığında dır dersiniz? Ben kısaca Rabbin ayetini hatırlatıp konuyu kur'an süzgecinden geçirmek için düşünmeye davet ettiğimde, sen sünnet inkarcısımısın diyorlar. Halbuki ben peygamberimize atılan iftiraları ayıklamak ve temizlemek için dikkat ve itina gösteriyorum. Ben kimseyi benim sözlerime, düşüncelerime inanması için herhangi konuda zorlama yapmıyorum, tam tersine Rabbin kelamından anladıklarımı söylüyorum. Bakın bana inanmadığınızda size herhangi bir söz söylüyor yada siz kur'an inkarcısımısınız diye iftira atıyormuyumd? Bunu zaten söyleyemem, belkide ben yanılıyorumdur ama ben özgürce kur'andan anladığımı anlatıyorum, buna kimseyi inanması için zorlamıyorum, ona hakaret etmiyorum inanmadıkları zaman. İsterimki benim düşüncemede saygı duyulsun. Kadınlarımız kendilerini ilgilendiren konulara sahip çıkmıyorlarsa zaten sorun yok demektir. Günümüzde kadınlarımıza reva görülen hadisleri kabul ediyorlarda bunlar Allah emri peygamberimizin sözleridir diyorlarsa, bunun tersini kanıtlamak erkeklere değil bizzat kadınlara düşer diye düşünüyorum. Saygılarımla Halukgta

Yitiksevda 21Haziran 2010 23:35

Konuyu bağlama adına Tevhid inancını herkesin bir daha araştırmasını rica edecem.Bize yıllarca öğretilen Tevhid inancı herkesin aynı fikirde ve düşüncede olması idi Ama biraz araştırdıktan sonra Tevhid inancının İtikadi hususlarda Tek ilah inancı ve İmanın şartları hususunda bir bütünlük üzere birleşmek olduğu kanısına vardım.Bunu belirtmemdeki amacım herkesin aynı fikirde olmasını beklemek insan fıtratına ters bir olaydır.Çünkü ben sarıyı severim başkası kırmızıyı bu bir ayrılık değildir bilakis fıtratın gereğidir.Konuya gelince her daim Akli ve Kuran'i bir metod izlenmesi taraftarıyım ondan bundan duyup iman etmektense bu işin temel kaynağı olan Kuran=Sünnet ile bakılmalıdır. Haluk abimiz Kurani metod ile bakmaya çalışıyor ama es geçtiği en önemli olay yaşayan sünnet ile günümüze değin böyle bir yaklaşımın olmadığı ve kendisinden ricam Kadınların imamlık yapabileceği güçlerin gerçek manada maksatlarının ne olduğunu biraz daha derinlemesine araştırmasını rica edecem.İnanıyorum ki sizin böyle bir niyetiniz yok ama emin olun bu tür Yaşayan sünnette dahi olmayan yaklaşımları aramıza serpiştirenler islamın özünü içinden yıkma gayretinde olanlardır.Zaten Kadınların imamlık yapması gibi bir zaruretimiz yok iken illa kadın imam aramak abes olur.

Hakikat penceresinden bakacak olursak,Günümüz şartlarında haya ve ahlak'ın bu kadar dejenere olduğu bir toplumda bunu düşünmek dahi istemiyorum.Kendi heva ve hevesleri uğrunda Mümin bacılarımızı kullanan Şeyh putlarının kullandıkları yöntemleri duyduğumda tüylerim diken diken oluyor.Bu işi sırf kendi çıkarları için kullanana bazı Zalimler Allah bana seni rüyada nikahladı sen artık benim eşimsin namussuzluğu ile Allah'ın rızası için bir yol arayan Mümin bacılarımızı kendi haremlerine dahil ettiklerini biliyorum.İnsanlar bu kadar saf niyetleri ile sırf rıza-i ilahiye ulaşmak adına Şirke bulaştıklarının farkında dahi olmadan kendilerini o Putlara Allah'a yaklaştırıyor inancı ile kul ettiklerinin farkında bile değiller.

Bu kadar vahim bir toplum içinde Kadının imamlığını tartışmamız boş ve manası bir mevzudur.Gelin insanları sömürerek Dini afyonlaştıran kesimlerin hile ve tuzaklarını anlatalım.nsanları düştükleri yanlış yollardan Kuran'i ve Nebevi metod ile uyaralım Hakkı batıldan ayırmaya gayret edelim.Bu tür mevzular hiç bir fayda sağlamadığı gibi değeri ölçülemez olan zamanımızı çalmaktır.Lütfen bu tür konulardan uzak duralım hiçbirimize faydası yok Selametle kalın...

HALUK GÜMÜŞTABAK 21Haziran 2010 23:44


Sayın Zeynebim rumuzlu kardeşim sanırım bayansınız, tam emin olamadığım için hitap etmekte güçlük çekiyorum. Ben yazdığım konuları seçerken özellikle arayıp seçmem. Bir sitede okuduğum bir yazıdan esinlenip bu konuda düşüncemi yazmış ve birçok sitede yayınlamıştım bu yazımı, zaten yazımın başında da bunu söylemiştim. Daha açıkçası özellikle seçtiğim bir konu değil, onu söylemek istiyorum. Daha öncede söylediğim gibi ben rabbin rehberinden anladıklarımı yazıyor ve her yazımın genelde sonunda hatırlatıyorum ve diyorum ki, bunlar benim kur’andan anladıklarımdır beni bağlar. Sizlerde bu bilgilerin doğruluğunu kur’ana müracaat edip araştırın, ondan sonra kabul edin diyorum. Buradaki amacım toplumu kur’anı anlayarak okumaya davet etmektir. Sizin bilgisiz olduğunuzu düşünmüyorum sözleriniz sizin alçak gönüllü olduğunuzu gösterir. Araştırmacı olmasanız bana cevap bile vermezdiniz. Biliyorum bu güne kadar size bu konuda öğretilenler ile benim yazdıklarım uymuyor. İşte bende diyorum ki lütfen hiçbir etki altında kalmadan kur’anı anlamaya çalışın ve bu sözlerimi kur’an ile karşılaştırın. Eğer gerçekten ona uymuyor ve onayını almıyorsa ben haksızım, yanlış düşünüyorum demektir. Ben geleneklerimizi değiştirmeye çalışmıyorum, hatta yazımı isterseniz tekrar okuyun. Benim söylediğim ve kabul etmediğim Rabbin vermediği bir hükmü bizler vermeyelim diyorum o kadar. Yoksa kadınlarımız gelsin Cuma namazlarımızda ya da vakit namazlarımızda camilere imamlık yapsın diye bir teklifim yok. Bu geleneğimizde töremiz de yok, töremizi geleneğimizi değiştirelim de demiyorum, yeter ki Rabbin vermediği bir hükmü verip kadınlarımız hakkında uydurulan hadislere deliller gösterip onları toplumdan uzaklaştırarak, biz erkeklerden farklı bir konuma koymayalım. Sanırım düşüncem anlaşılmıştır. Saygılarımla Halukgta

Abdulhamit 1 21Haziran 2010 23:59

Abdulhamit:Öyle olsaydı Allah neden kadın peygamber göndermedi diye sorulmaz mı? Bunda yatan hikmetin sır perdesi nedir acaba ?

Evet güzel ve bir o kadar da düşündürücü soru değil mi ? İşte kadınların imamlığı ile peygamberliği arasında bu yönde oldukça yakın bir bağ var ve olmalı bence

BENCE MUHAYYER BİR SORU BU !

Rabbimiz tercihini neden kadın peygamber olarak yapmamıştır de hep erkeklerden yana kullanmıştır. Kadın peygamber olsaydı pekala kadın imam da olabilirdi değil mi ?

Abdulhamit 1 22Haziran 2010 00:45

NİSA 59:..................Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız bir şeyde ihtilafa düştünüz mü o hususta Allah'a ve Peygambere müracaat edin; bu hareket, hem hayırlıdır, hem de sonu pek güzeldir.

AH NEREDE O GÜNLER ! YANIMIZDA PEYGAMBER OLMADIĞINA GÖRE ALLAHA MÜRACAAT ETMEKTEN BAŞKA ÇAREMİZ YOK.

Abdulhamit 1 22Haziran 2010 01:02

Alıntı:

abdulhamit 1 Üyemizden Alıntı (Mesaj 93284)
nisa 59:..................allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız bir şeyde ihtilafa düştünüz mü o hususta allah'a ve peygambere müracaat edin; bu hareket, hem hayırlıdır, hem de sonu pek güzeldir.

Ah nerede o günler ! Yanımızda peygamber olmadığına göre Allaha müracaat etmekten başka çaremiz yok.

Yanıbaşımızda sevgili peygamberimiz olsaydı ve aynı soruyu ona sorsaydık, kadın erkeklere imamlık yapabilir mi deseydik onun cevabını sanki duyar gibiyim.

saygılarımla

kawakeb31 22Haziran 2010 07:48

haluk bey
din, kadin ve erkege iliskin gorevler verirken burda ikisi de insan o zaman ayrim yapmamaliyim diye bakmaz. burada toplumsal ve orfi rollere de bakar. o zaman allahin analik gibi kutsal bir seyi kadinlara bagislamasiyla, erkekler degersiz demek mi oluyor? siz konuyu fikhi bir sualden cikarip, kadindan su oluyor bu oluyor da neden imam olmuyor, kadin insan degil mi sorusuna kadar getirdiniz. peki o halde, erkek zevce almakla kadin da zevc'ine varmakla insanlik disi muamelede mi bulunuluyor kadina karsi? tam tersi neden olmasin, kadin erkegi alsin, erkek de kadina varsin. haydi nikah akdinde bu sigayi degistirelim bakalim ne olacak o zaman?
veya, soy neden anadan degil de babadan devam eder, nesebin dayanaginin baba olmasi allahin erkeklere bir torpili mi oluyor bu durumda?

hepsinden de ayricasi, burada konuyu yirtinircasina ille de kabul etmeniz lazim demeye getirir gibi niye yaziyorsunuz, inanmayanlar var. siz inaniyorsaniz gidin bir kadin imam arkasinda namazinizi kilin kimse sizi tutmuyor.

HALUK GÜMÜŞTABAK 22Haziran 2010 11:19


Sayın Kavwakeb rumuzlu arkadaşım önce şunu belirtmeliyim ki ben sözlerimin kabulü için hiçbir baskı yapıp benim sözlerim doğrudur diye ısrar etmedim zaten bu benim tabiatım değildir. Tam tersine ben düşüncelerimi ve fikirlerimi yazar geçerim. Cevap veren arkadaşlara da düşüncelerimi elbette savunmak hakkım olsa gerek. Gelelim verdiğiniz cevaba bence akılcı ve güzel örnekler vermişsiniz, gelin sözlerinize bakalım.

Allah ayrım yaptığı konuları zaten belirtmiştir ve sizleri farklı yarattım diyerek bu açıklamayı yapmıştır. Bu farklı yaratma konusunda da açıkları kapatmak için erkeğe görev vermiştir. Örneğin kadının erkeğe oranla daha güçsüz bir yapıda olması, daha narin ve zarif olması ve her şeyden önemlisi çocuk doğurma gibi bir görevi ona vermesiyle onun geçimi konusundaki görevi erkeğe vermiştir. Tüm bu farklılıklardan verilen görevlerden dolayı kadını asla toplumdan uzak tutacak hiçbir örneği yoktur kur’anda. Bu bir görev paylaşımıdır, görev paylaşımında hak ve adalet farklılığı asla olmaz. Daha önce örnek vermiştim. Kur’anda Rabbin verdiği ceza örneklerini hatırlayın hiçbir ayrım yapmadan erkeğe de kadına da aynı cezanın verilmesini emreder. Görev paylaşımı farklı diye asla hak ve adalet farklılığı yapmamıştır Allah. Aynı cezayı, aynı mükâfatı alan insanların asla farklı hak ve özgürlükleri olamaz. Farklılıklar zaten rahman tarafından belirlenmiştir. Dikkat ederseniz adaletsiz farklı hakları yaratan Allah değil beşerdir.

Yine cevabınızda şöyle bir cümle var. (burada toplumsal ve örfi rollere de bakar.) Bu tespit önemli yalnız hatırlayınız Rabbim ne diyordu? Ben istesem sizleri tek ümmet yapardım fakat birçok ümmete böldüm ve Dünya üzerine yaydım der ve bizlerin örfümüze ve geleneklerimize göre yaşamamızı emreder. Dikkat edin örf ve geleneği insan yaratır ve hepside farklıdır. Evlenmemizi dahi örflere göre yapmamızı emreder. Demek ki Allah örfleri belirleyip hakların ayrımını yapmıyormuş bunu yapan adaletsiz beşerden başkası değil. Yine analık konusunu örnek vermişsiniz ve erkeklere değersiz mi demek oluyor demişsiniz. Bunun örneğini yukarıda verdim bu görevi apaçık veren ve sizleri farklı yaratıp görevler verdim derken beden yapımızdaki farklı görevlerden bahsediyor. Bu durumda bakın kimsenin itirazı çağlar boyunca olmamış ve olmayacakta. Çünkü her insan yaratıldığı cinsin özelliğini yapmak için içgüdüsel bir duyguyla canla başla çalışır. Bundan kimse şikâyetçide değildir. Bakın bu söylediklerimiz Rabbin verdiği biyolojik olgulardır. Hak ve özgürlükleri ile hiçbir ilgisi yok. Yine verdiğiniz örneğe bakalım kadın ile erkeğin evlenmesi konusunu örnek vermişsiniz bu rabbin yaradılıştaki özelliğidir bundan istesen de vazgeçemezsin. Düşünün aynı özellik hayvanlarda dahi var. Onlarda zekâ olmadığı halde içgüdüsel bunu yaparlar ve neden yaptıklarının farkında bile değillerdir. Tüm canlıların çoğalması için Rabbin yaradılışta düzene koyduğu bir kuraldır.

Yazımın dikkatle okunduğunda çıkarılacak sonucun üzerinde ne yazık ki kimse durmadı. Hâlbuki ben kadınlarımızda artık çıksın bizlere imamlık yapsın, yeter bunlara yapılan haksızlık türünden bir yorum yapmayı bırak, bu konuda düşüncemi de söylemiştim. Fakat hiç kimse yazımın amacı konusuna değinmedi. Ben yazımda Rabbin açıkça vermediği bir hüküm ve yasağı hiç kimse veremez konusunu işledim. Ama bunu gündeme getirmek yerine beşeri hükümleri ön plana çıkardık. Cevap olarak ta bunun peygamberimiz zamanında örneği görülmemiş deniyordu. Değerli arkadaşlarım bu düşünceyi öne sürerek asla dinimizi yaşayamayız, dine kurallar hükümler, koyamayız. Çünkü peygamberimizin devrinde olmayan bir gelişme, teknolojik yenilik daha sonra çıktığında oluşacak sorunlar ve çarelere başvurmanın o kadar çok örnekleri vardır ki bunları da unutmayalım. Daha önce örnek vermiştim. Peygamberimiz devrinde lider seçimi yoktu, tartışmasız peygamberimiz liderdi. Daha sonra ki dönemlerde lider seçimleri yapıldı, bunu zaten Allah kadın erkek ayrımı yapmadan yöneticinizi seçin diyordu kur’anda, ama kadına verilen değerin neredeyse yok gibi oluşundan dolayı kadına bu hak verilmedi, hatta bunu savunanlar böyle bir örnek yok bile diyorlardı. Bazı Arap ülkelerinde hala kadın oy kullanamaz. Bu durumda bu hak erkeğin mi dememiz gerekir. Kim vermiş bu yetkiyi Allah mı? Allah bu durumlarda ne diyordu, hadi şahitlerini getirsinler diyerek vermediği bir hükmü verenlere nasıl kızıyordu hatırlayınız. Günün şartlarından dolayı yaşam güçlüğü çeken tüm Dünyada artık kadınlarda çalışıp ticaret yapmak para kazanmak zorunda kalıyor. Diyebilir miyiz ki erkek kadının ihtiyacını karşılamak zorunda, kadının çalışmasın kesinlikle diye. Gerçi bunu söyleyenler var. Demek ki zamanla hem gelenekler değişiyor hem de şartlar, ihtiyaçlar değişiyor. Peki, bizler bu olayların karşılığını yani doğru olup olmadığını nereye bakmamız gerekir? Elbette kur’ana Rabbin yasaklamadığı konular, bizim serbest alanlarımızdır. Bunu da söyleyen zaten peygamberimiz, biz ondan öğreniyoruz, bu hadisi de size yazmıştım hatırlarsanız.

Gelelim soyun devamına, neden erkekten devam ediyor da kadından etmiyor. Allah bu konuda çok güzel açıklamalar yapmış ve bizlere izah etmiştir. Kur’an koyduğu kurallar içinde aile, anne, bana konusunun önemini anlatır bizlere. Babanın annenin belli olması için kuralları açıkça anlatır. Hatırlayınız kadın boşanmak istediğinde hamile olup olmadığı anlaşılsın garantiye alınsın diye, bekleme süresi koymuştur. İşte bunların hepsi ailede soyun belli olması adına yapılan kurallardır. Bakın Rabbim nasılda açıklık getiriyor ve örnekler veriyor bu konuda. Kesin istediği her konuda açıklık vardır kur’anda, diğer konular da Rabbim asla ayrım yapmamıştır kadın ve erkek diye. Bundan 1200 yıl önce kadının hakları nelerdi bugün neler var İslam âleminde. Bunu düşündüğünüzde her şey ortaya çıkacaktır. Acaba daha ileride neler olacak kim bilir? Kur’anda Melike kıssasını lütfen iyice hatırlayınız topluma hükmeden bir kadın. Rabbim bunu boşuna örnek göstermiyor bizlere kur’anda. Dikkat edin o lider kadın toplumunu tümden Müslüman yapıyor. Bu örnek anlatılırken acaba Müslüman olduktan sonra yöneticiliği bırak, bir erkeğe mi ver diyor rabbim? Elbette hayır, kim bilir daha kaç yıl Müslüman olarak liderliğine devam etti. Bakın bu kıssa anlatılırken çok güzel anlatılır ve kadının yöneticiliği kötülenmez. Günümüzde biz Müslüman olan bir ülkenin Başbakanı bile kadın oldu. İyi ya da kötü elbette tartışılır, bizleri idare etti. Hiçbir Müslüman ülke biz bu kadını başbakan olarak tanımıyoruz deyip, bizi bu durumdan dolayı suçlamadı. Pakistan da dahi kadın başbakan vardı hatırlayınız. Dünyada birçok ülke kadın tarafından yönetiliyor ama bizler hala neleri tartışıyoruz. Bizleri yönetme becerisine kabiliyetine sahip kadının arkasında namaz kılamayız, bizim aklımıza türlü türlü şeyler gelir diyoruz, doğrusu rabbin huzuruna durduğumuz bilincini öğrenemediysek, daha neler neler gelir aklımıza söylemek bile istemiyorum. Biz önce namazın hikmetini, özelliğini ve nasıl kılmamız gerektiğinin bilincine varalım, bakın o zaman kimin imamlık yaptığının hiçbir önemi kalmadığını o zaman nasıl fark edeceğiz. Bu durumda benim başka söyleyecek sözüm yok. Gerçekleri bir gün ya bu Dünyada ya da Rabbin huzurunda göreceğiz nasıl olsa. Saygılarımla Haluk Gümüştabak

HALUK GÜMÜŞTABAK 22Haziran 2010 19:44

Ben benim gibi düşünmeyene ve benim gibi inanmayana asla tek bir söz söylemedim, hakaret etmedim. Çünkü Rabbin kelamından öğrendiğim bu öğretiyi. Peki ben sizin gibi düşünmediğimde bana yapılan bu hakaretlere ne demeliyim, elbette hiç birşey söylemeyeceğim ki fark anlaşılsın. Söz gümüşse sukut altındır der atalarımız. Saygılarımla.

KuM TaNeSi 26Haziran 2010 01:46

bencede bu yazısı yüzünden mi banladı..?düşünceli000

Vuslat Zamanı 27 Ekim 2010 05:41

Farklı bir yönden değinmiş...düşünceli000

HALUK GÜMÜŞTABAK 27 Ekim 2010 12:42

Sayın Z-eynep rumuzlu han fendi. Açtığınız konu hakkında daha önce bir yazı yazmış ve düşüncelerimi söylemiştim. Bazı sitelerde çok olumlu tepkiler aldım, fakat bazı sitelerde bayan kardeşlerimiz bile karşı çıktı, işte bunu anlamakta zorlanıyorum.

Bizler İslam dinin ne yazık ki, geçmiş yüzyıllar öncesinin düşünce ve itikatlarına göre anlıyor ve yaşıyoruz. Kur’anı günümüze taşımadan, onu her çağın rehberi yapmak yerine, geçmiş zamanın rehberliğinden istifade ediyoruz.

Çok fazla geriye gitmeyelim, yüz yıl öncesini lütfen düşünün. Kadının adı bile yoktu. O yaşadığı ortamda ne söz sahibiydi, nede toplumda saygın bir yeri vardı. Erkekler toplum içinde etkin yani, günümüzde de olduğu gibi, erkek erkil bir toplumdu. Her zaman en iyi erkeklerin, her zaman en güzel erkeğindi. Çünkü yönetim ve söz sahibi olan güç erkekti de ondan. Hatırlar mısınız filimler de, gerçek olduğundan tam emin olmadığım, kadınların hâkimiyetinde Amazon kadınları vardır, sanırım hayali bir toplum. Erkekler burada köle muamelesi görürler, horlanırlar itilip kakılırlar, yalnız cinsel obje olarak görülür. Hiç düşündünüz mü böyle bir karakter niçin yaratılmıştır? Sanırım kadınların geçmişte olan içsel baskının, isyanın, nefretin karikatürsel bir anlatım şekli olduğunu düşünüyorum. Burada esas anlatılmak istenen şey çok farklıdır. Bu filmleri izleyen erkekler, acaba bu düşünceye, bu yaşama nasıl bir tepki vereceklerdir burası önemli. Ben izlediğim zaman korkar ve irkilirdim, böyle bir hayatı hiç arzu etmek istemezdim. Peki, kadınlar yüzlerce, binlerce yıl önce ve hala bir kısım kadınlar günümüzde böyle yaşamıyorlar mı?

Rahman kur’an ın ipine sarılın o kitap size rehber olacaktır diyor bizlere. Onun dışında asla hiçbir beşerin hüküm vermeyeceği örneklerini verir. Bizler işimize geldiğinde kur’andan örnekler verir, işimize geldiğinde rivayetleri kur’an ayeti gibi görmekten hiç çekinmeyiz. Yeter ki biz erkeklerin istediklerine onay versin.

Gelelim kadının imamlık yapıp yapamayacağı konusuna. Her ne hikmetse bu konu açıldığında ilk söylenen şey, bu konuda geçmişte hiçbir örnek yok sözleridir. Peki, geçmişte örneğin olmaması bizim o konuda bugün akılla, kur’an ile düşünüp karar vermemizi engelleyen bir durumudur? Hani kur’an her çağa uyan bir kitaptı? Ondan her çağda istifade etmemiz gerekirdi? Ama biz kur’anı kendi çağımıza uyarlamak yerine, geçmiş çağlarda ki zihniyet ve düşünlerin ışığında İslam ı, kur’anı anlamaya çalışmamız sizce doğru bir yomludur? Daha 70–80 yıl öncesine kadar kadının toplumda saygın bir yeri yoktu. Nasıl olurda onlarca, yüzlerce erkeğin önüne geçip imamlık yapmasını beklersiniz? Elbette örnekleri olması imkânsız.
Kadının imamlık yapamayacağına dair biz erkekler, elimizden gelen örnekleri delilleri toplamaya çalışıyoruz. Çünkü kadınlara karşı nefsimizi terbiye etmek yerine, kadınları çevremizden uzaklaştırmak daha çok işimize gelmiş. Onları yalnız cinsel bir obje olarak gördüğümüzden, toplumdan uzaklaştırmış, hatta Yüce Rabbin Cuma namazı için, Ey iman edenler çağrıya uyun sözlerini, yalnız erkeklere hitap olarak kabul etmişiz. Sanki İman eden, yalnız erkekler gibi. İşte kur’ana uymak yerine, kur’anı kendimize uydurmayı daha ön plana çıkarmış ve İslam ı böyle yaşamaya başlamışız. Nefsimizi terbiye etmek bizlere zor gelmiş. Hâlbuki rabbim birlikte yaşamayı, cemaat olarak birlikte olmamızı özellikle emretmiştir bizlere. Hatırlayınız süs eşyasından bahsederken Allah kadınların bunları kullanıp mescitlere gideceği örneğini bile vermiştir. Ama biz bu ayetlere gözlerimizi kapatıp, atalarımızın inancına devam etmişiz. Sizce bu durumda doğru kararlar vermemiz mümkün mü?

Biz erkekler kadınlar imamlık yapamaz, onun muayyen günleri var diyerek, onlara bu kutsal, sevap ve şerefli görevi çok görmüşüz. Ama hiç düşünmemişiz muayyen gününde değilse hadi o zaman yapsın dahi dememişiz. Çünkü o bizlerin sığındığı kaçamak bir iskelede ondan.
Kadınların erkek imam arkasında namaz kılabileceğine hükmedenler, kabul edenler bunun tersini bir türlü kabullenememiştir nedense. Bu konuyu açtığımda bir arkadaşımız, ben kadın imamın arkasında namaz kılarken, cinsel dürtülerim aklıma gelir diyebilmiştir. Ama bu zihniyet nedense kadının erkek sesini duyduğunda, erkek imamın arkasında böyle bir düşüncesinin olabileceğini hesaplamadan söylemesi, konunun hiç düşünmeden karşı çıkıldığına çok açık örnektir. Hiçbir kadın, erkek imamın arkasında, Yüceler yücesi rabbimin huzuruna dururken erkek sesinden etkilenmez, eğer etkileniyorsa o namazın ne olduğunu daha anlayamamış demektir. Eğer bir erkek kadının imamlığında aklına başka şeyler geliyorsa, o erkekte daha namazın ne olduğu konusundan çok uzak demektir. Rabbin huzuruna duran, çevresiyle alakasını keser, kesemiyor da başka şeyler düşünüyorsa, o namazın özüne inemiyor demektir.

Bizler kadınları toplumdan uzaklaştırıp, erkeklerin yakınına sokmamakla, onların namuslarını koruduğumuzu söyleriz. Hâlbuki hiç kimse ya da hiçbir erkek, kendi eşinin yaptıklarından Allah katında sorumlu değildir. Herkes kendi yaptıkların dan sorumludur. Çünkü Allah insanları erkek ya da kadın nefisleriyle imtihan eder ve değerlendirir. Allah ın kur’an da verdiği örnekler boşuna değildir. Hatırlayınız Rabbin elçilerinden olan Nuh ve lut peygamberlerin eşleri, gizliden işler yapan, peygamber kocalarının tam tersine nefislerine yenik düşen ve Rabbin affetmediği kadınlardı. Eşlerinin yaptığı yanlıştan peygamberleri sorumlu tuttuğuna dair tek bir örnek var mıdır? Ama tam tersine verilen örnekte, Fire un un eşinin nasıl iman eden bir kadın olduğu boşuna anlatılmaz. Dikkat edin peygamber eşlerinin yaptığı yanlışlardan kocalarını Allah sorumlu tutmamıştır. Çünkü her insan, kadın ya da erkek, bizzat kendi yaptıklarından sorumludur. Eğer kadın ikazlara karşı yanlış yapmaya devam ediyorsa bunun yolunu da Allah kur’an da göstermiştir. Kadınlarımızı toplumdan uzaklaştırmakla onları koruduğumuzu zannederiz. Aslında korumaya çalıştığımız terbiye etmekten korktuğumuz, ya da başaramadığımız kendi nefis terbiyemizdir.
Aslında yazacak çok şeyler var. Kadın ben ille de imamlık yapacağım demiyor zaten. Onların istediği itibarlarının geri verilmesidir o kadar. Bir kadın erkek imamın arkasında huşuyla namaz kılıyor da aklına hiç bir şey gelmiyorsa, onlarda diyor ki; Sizlerde biz kadınların arkasında gerektiğinde namaz kılmalısınız, bunun yasak olduğunu, günah olduğunu lütfen artık söylemeyin diyorlar. Bence de çok halılar, ama kaçı bunu savunma cesaretini gösterebiliyor ki? Bu sitede bu cesareti gösteren kardeşimden Allah binlerce kez razı olsun. İnşallah inandığı doğruları savunma cesareti ve azmi, kendisinden hiç eksik olmaz.
Rabbim cümlemize kur’an ışığında, iman nasip etsin inşallah.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
Bu konu ile ilgili yazım:

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Yitiksevda 27 Ekim 2010 12:50

Müslüman toplum Kur'an ahkamını benimsemiş olanlar Sünneti asla dışlayamaz ve kendi kafalarına göre hüküm veremezler Canlı Kur'an Allah resulü Muhammed ve ona tabii olan 1400 yıllık süreç içerisindeki hiç bir zat bu fikre onay vermemiştir çünkü onay verilecek bir söylem değildir bence masumane yaklaşım dışıdır....

Siz ey imana ermiş olanlar! Sesinizi Peygamberin sesinden daha fazla yükseltmeyin, birbirinizle yüksek sesle konuştuğunuz gibi o'nunla konuşmayın, yoksa bütün (güzel ve iyi) işleriniz, siz farkında olmadan boşa gitmiş olur.(Hucurat-2)

Bugün Allah resulü aramızda değil ama sesimizi onun sesinden yükseltmemeyi ben onun önüne geçmeyin onun sünnetini göz ardı etmeyin peygamberden daha çok peygamber kesilmeyin anlıyorum....

Allah ve Elçisi bir konuda hüküm verdikten sonra artık inanmış bir erkek ve kadının kendileriyle ilgili konularda tercih serbestisi yoktur; (bu, hakkı kendinde görerek) Allah'a ve Elçisi'ne isyan eden kimse, apaçık bir sapkınlığa düşmüş olur. (Ahzab-36)

HALUK GÜMÜŞTABAK 27 Ekim 2010 13:44

Sayın Yitiksevda, gerçekten verdiğiniz örnekler çok doğrudur. Allah peygamberimizin sesinden fazla yükseltmeyin der bizlere, çünkü peygamberimiz aldığı görev olarak kur'anı tebliğ etmekti de ondan. Bugün onun sünneti, sözleri dediğimiz bilgilerin, binlercesinin onun sözleri olmadığı anlaşıldı ve hurafe diye Diyanet İşleri başkanlığı bile, günümüzde bu konuda kitaplar bile yayınladı.

Peygamberimiz kur'anın hüküm vermediği bir konuda hiçbir hüküm vermeyeceğini kur'an çok açık ve net iletir bizlere. Peygamberimizin kadınların imamlık yapamaz diye bir hükmüde yoktur zaten. Gerçi peygamberimiz söylemediği halde onun adına uydurulan okadar çok sözler varki. İşte bizlere düşen aklı kur'an ile birleştirip hangi sözün doğru olduğunu anlamak olmalıdır. Kur'an dışından günümüze gelen hiç bir bilgi için, kur'an gibi korunmuş diyemeyiz. Bunu kur'an onaylamaz. Bu bilgileri kur'an ile karşılaştırmadığımız sürece yanılma riskimiz her zaman yüksek tir.

Değerli arkadaşım elbette siz söylediklerinize inanıyorsanız size saygı duyarım. Ne siz benim gibi düşünmek zorundasınız, nede ben sizin gibi düşünmek zorundayım. Çünkü imtihan günü yanımızda kimseyi bulamayacağız. Bizle birlikte olan yanlız yaptıklarımız, inandıklarımız ve kullandığımız akıl olacaktır. Hesabı verirken Rabbim soracak, sana verdiğim aklı ne kadar kullandın diye.
Saygılarımla Halukgta

HALUK GÜMÜŞTABAK 28 Ekim 2010 10:53

Durhele rumuzlu kardeşimizin verdiği örneği gördükten sonra, bu konunun akıl ve mantıkla anlaşılmasının sanırım mümkün olmayacağını daha iyi anladım. Bizler o kadar ön yargılı ve inancımızda dediğim dedik bir yoldan gidiyoruz ki, kadının imamlık yapamayacağını tabiatın düzeniyle, değişmez kurallarından örnek verip, bunu konuşmanın bile Allah ın düzenine ters düşeceğini kabul ediyoruz.

Bakarmısınız lütfen örneğe;

kadın neden imam olamaz diye sorulmuş,
KADIN NEDEN BABA OLAMAZ?


Mantığı ile karşılaştırılmış bu olay. Bu durumda böyle düşünen birisine bunu nasıl anlatabiliriz, yada böyle düşünen birisi nasıl olurda kadının imamlığına normal gözle bakar? Biz erkekler ne yazıkki bu islamı kendimize benzettik, ama bunu görmek bile istemiyoruz. Düşünebiliyor musunuz, erkeğin arkasında kadın namaz kılabilir ama erkek kadının arkasında namaz kılamaz, ve bunun olmazlığını anlatmak içinde, kadın nasıl baba olamazsa, kadında imam olamaz diyoruz.

Ben söyleyecek söz bulamıyorum bu örnekten sonra. Rabbim İslam aleminin yardımcısı olsun. Selametle.

Abdulhamit 1 28 Ekim 2010 14:15

Şeytanın insana en çok vesveseve verdiği an insanın namaz kıldığı andır.. Öyle ki ;İnsan eğer rabbine ibadet ediyorsa şeytan adeta kahroluyordur. İster ki o insan namazdan uzaklasın Allah ile irtibatını kessin ve işte olmadık vesveseleri hep kalbimize fısıldıyarak hep te namaz kılarken veriyor. Zihinimizi aklımızı karıştırmak hatta o melun daha da ileriye gider size küfür ettirmeyi bile deneyebilir.

Şimdi kadın erkeklere imam oldu mu ?

Şeytan vesvesesine bin katacaktır ve bizi oldukça rahatsız edecektir. Cinsel yönden Olmadık hayalleri gözümüzün önünde sergileyecek , vesvesenin alasını yapacaktır. Allah muhafaza

HALUK GÜMÜŞTABAK 28 Ekim 2010 14:51

Değerli arkadaşım şeytanın bizler üzerinde yapacakları sınırlıdır. Şeytan Rabbin halis kullarına hiçbir şey yapamaz. Onun vesvesesinden imanını güçlendiren bir insan asla etkilenmez. O zayıf iradeli, imanı güçlenmemiş insanların peşine düşer. Allah a her namazda her anında NAS ve FELAK sureleri ile seslenen, ondan yardım dileyen bir insana şeytan ve kötü insanların vesveseleri asla işe yaramaz. Bahsettiğim sureleri hatırlayınız, rabbim e her gün şeytanın şerrinden vesvesesinden sana sığınırım diyen bir insana şeytan ne yapar ki?

Değerli arkadaşım ben tekrar söylediğimin arkasındayım, hemde daha yüksek bir sesle, daha yüksek bir inançla ve diyorumki, benim önümde namaz kılarken bir kadın, ister anamız olur, ister nenemiz olur, isterse saygı duyduğum herhangi bir kadın olur. Eğer onun imamlığındayken ben onun sesinden etkilenip, şeytanın vesvesesine kulak verirsem, demekki daha benim namaz konusunda yüz fırın ekmek yemem gerekir diye düşünürüm. Çünkü namaz Rahman ile aramızda bir konsantre halidir, çünkü namaz Allah ile tek bir beden olduğumuz andır.

Değerli arkadaşım size sorsam ve desem ki siz annenizin, büyük annenizin imamlığında namaz kılarken herhangi bir şey gelirmi aklınza? Cevabınızı duyar gibiyim, elbette gelmez diye. Ozaman bizler kendimizce hükümler vermeyelim ve kadınlarımızı yanlız cinsel obje haline getirmeyelim.

Bizler kadınlarımızın erkek imamlığında namaz kılmasını normal karşılıyoruz. Sizin sözlerinizden yola çıkalım ve düşünelim. Acaba şeytan yanlız erkeklerin aklını çelip, yanlız onlaramı vesvese sokar? kadınlarımız erkek imamın arkasındayken acaba şeytan, kadının aklına böyle bir vesvese getirmez mi? Akıl ve mantığı devre dışı bırakıp, sırf bize öğretilenleri savunmaya kalkarsak bana göre doğru bir sonuç elde etmiş olmayız.

Bu yazdıklarım ve söylediklerim benim kur'andan anladıklarımdır, yanlız beni bağlar. Eğer benim sözlerim kur'ana, akla,mantığa ters düşüyorsa lütfen dikkate almayınız. Bir kendiliksiz konuşuyor deyip geçiniz.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

BEDİİ HAMİT 28 Ekim 2010 15:11

Alıntı:

Değerli arkadaşım şeytanın bizler üzerinde yapacakları sınırlıdır. Şeytan Rabbin halis kullarına hiçbir şey yapamaz. Onun vesvesesinden imanını güçlendiren bir insan asla etkilenmez. O zayıf iradeli, imanı güçlenmemiş insanların peşine düşer. Allah a her namazda her anında NAS ve FELAK sureleri ile seslenen, ondan yardım dileyen bir insana şeytan ve kötü insanların vesveseleri asla işe yaramaz
Evet asla işe yaramaz. Ama bir tespit yapalım bu tür vesveseleri verir mi vermez mi ?

Verirse versin mi diyeceğiz.Her türlü vesveseye açık mı olacağız.

Alıntı:

benim önümde namaz kılarken bir kadın, ister anamız olur, ister nenemiz olur, isterse saygı duyduğum herhangi bir kadın olur. Eğer onun imamlığındayken ben onun sesinden etkilenip, şeytanın vesvesesine kulak verirsem, demekki daha benim namaz konusunda yüz fırın ekmek yemem gerekir diye düşünürüm. Çünkü namaz Rahman ile aramızda bir konsantre halidir, çünkü namaz Allah ile tek bir beden olduğumuz andır.

İşte ben de bunu izah ediyorum. Namaz Allah ile bizim konsantre halimiz ise bu konsantre halimizin bozulmasına neden imkan verelim. Yani şeytanın bizi vesveseleriyle rahatsız etmesine neden imkan verelim.

Alıntı:

Değerli arkadaşım size sorsam ve desem ki siz annenizin, büyük annenizin imamlığında namaz kılarken herhangi bir şey gelirmi aklınza? Cevabınızı duyar gibiyim, elbette gelmez diye. Ozaman bizler kendimizce hükümler vermeyelim ve kadınlarımızı yanlız cinsel obje haline getirmeyelim.


Evet Cevabımı duyar gibisiniz. Gelmez. Yani şeytan getirtmez. Ancak bu büyükanne olmazsa bir başka tanımadığımız kadın olsa ve de çok genç ve çok da çekici biri olsa siz istediğiniz kadar aklıma gelmez . Şeytan aklıma getirmez deyin. Bal gibi getirtir . şeytan bir yerden ulaşır size. Kötü yakalar sizi bu tür vesveseleriyle.

Kadınlarımızı da erkeklerimiz de cinsel obje haline getiren şeytandır. ve Kendi nefsimizdir. Yani obje haline getiren Şeytan ve nefsimizin vesveseleridir.


Alıntı:

Sizin sözlerinizden yola çıkalım ve düşünelim. Acaba şeytan yanlız erkeklerin aklını çelip, yanlız onlaramı vesvese sokar? kadınlarımız erkek imamın arkasındayken acaba şeytan, kadının aklına böyle bir vesvese getirmez mi? Akıl ve mantığı devre dışı bırakıp, sırf bize öğretilenleri savunmaya kalkarsak bana göre doğru bir sonuç elde etmiş olmayız.


Evet hiç farkı yok. Kadınlara da aynı tür vesveseyi verebilir.

HALUK GÜMÜŞTABAK 28 Ekim 2010 17:16

Değerli arkadaşım şimdi de verdiğiniz cevaplar üzerinde düşünelim.
Sizde şeytanın vesvesesi, Rabbin izin vermediği sürece işe yaramaz demişsiniz çok doğru. Devamında ise bir tespit yapalım acaba verir mi vermez mi diye sormuşsunuz. Daha sonrada verirse versin mi diyeceğiz diyerek, konuya açıklık getirmişsiniz. Aslında bu cevaplarınızla tamda benim düşündüğüm noktaya geldiniz. Önce şunu zaten kabul ediyoruz, Rahmanın halis kulu, onun yolunda, onun rehberliğinden istifade eden, onun güneşi ile aydınlanan bir insana şeytanın, hiçbir koşulda namazda, imamı kim olursa olsun vesvese vermesi imkânsızdır, çünkü Allah buna izin vermeyeceğini söylüyor. Peki ya böyle bir insan olamadıysak? İşte o zaman siz haklısınız derim. Böyle bir insanın, kadının imamlığında namaz kılması sanırım çılgınlık olur.

Peki, böyle bir tehlikenin olabileceğini söylememiz, kadının imamlığına yasak mı getirmelidir? Yoksa kadının ardında namaz kılabilecek kadar nefsimizi terbiye etmek için, uğraş mı vermeliyiz? İşte günümüzde biz erkekler her alanda bunu yapıyoruz, yalnız kadının imamlığında değil. Kadını çevremizden uzaklaştırıp, kadın çalışmamalıdır, evinde oturmalıdır demek bundan çok mu farklıdır?

Şeytanın insanlara sanki yalnız namazda vesvese veriyormuş izlenimi bırakmak, bana göre doğru değil. Bence tam tersine namaza duran bir insan ile uğraşmaktansa, namaz ile alakası olmayan bir insanı kandırmak ona vesvese vermek çok daha kolay olandır. Bizler kadın sesi namazda bizim dikkatimizi dağıtır dersek, toplumda da aynı örnekleri verenlerin ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Bazı zihniyet kadınları toplumdan uzaklaştırıp kendilerini ve kadınları koruduğunu, nefislerini şeytanın vesvesesinden uzaklaştırdığını söylerler. İşte bu düşünce kadını eve kapatmış, toplumdan uzaklaştırmış ve onun gerçek yerini almasına izin vermemiştir. Bizler kadını günah keçisi yapmakla, kendimizi koruduğumuzu zannederiz. Aslında bu yolla şeytandan kurtulmanın imkânsız olduğunun farkında bile değiliz.

Anneniz ve ya büyük anneniz imamlık yaptığında aklınıza şeytanın vesvese getirtmeyeceğini söylemişsiniz. Peki, neden şeytan anne ve büyük annelere karşı sevgisi mi var, yoksa söylediklerime karşı saygınız hürmetiniz sonsuzda onun için mi aklına gelmez? Değerli arkadaşım bakın bu durumda demek ki hiçbir sorun yok. Yani siz bu durumda kadının imamlık yapabileceğini söylüyorsunuz öylemi? Devamında ise, çok çekici bir bayanın namaz kıldırması halinde aklımıza şeytanın bal gibi kötü şeyler getireceğini söylemişsiniz. Bu durumda şeytanın hükümranlığını, ne olursa olsun kabul etmiş oluyorsunuz. Peki, arkadaşım güzel ve çekici bayan, nasıl bir kıyafetle imamlık yapacağını düşünüyorsunuz da bunlar geliyor aklınıza? Herhalde vücut hatları belli olan seksi bir şekilde karşımıza çıkacak değil. Bu durumda kadının sesi geliyor akla. Acaba kadının sesi bir erkeği namaz kılarken rahmana odaklamamızı engeller mi? Doğrusu bunu ben düşünmek bile istemiyorum.

Kadınlarımızı ve erkeklerimizi cinsek obje haline getiren, şeytan değil yalnız ve yalnız NEFSİMİZDİR. Şeytanın insan üzerinde asla yaptırım gücü yoktur. Olaylar karşısında hâkimiyet insandadır, yalnız o insan nefsini aklı ile kullanırsa tabiî ki. İnsanın nefsi de tıpkı şeytan gibi kendisine vesvese verir, yani anlayacağımız bir dille söylersek, dürtükler insanı. Esas vesvesenin tehlikeli olanı, insanın kendi nefsinin, kendisine verdiği vesvesedir. Buna hâkim olamıyorsa ne yaparsanız yapın engel olamazsınız. Bu durumda şeytan karşıya geçer hiçbir şey yapmaz, bizlere güler durur. Çünkü onun işini kolaylaştırmışızdır da ondan.

Cevabınızın sonunda ise kadınların erkek imamlığında da kadınlara şeytanın vesvese vereceğini söylemişsiniz. Sanırım bu sizin düşünceniz. Çünkü İslam âleminin çoğunluğu buna katılmıyor ve erkeğin arkasında kadın namaz kılar diyor. Şimdide tam burada şöyle düşünelim. Acaba camiler ve mescitler yalnız erkekler için midir? Bu duruma göre, sizin sözlerinizden yola çıkarsak, erkek imamlığında kadının aklına şeytan vesvese getireceğinden, camiye gelip namaz kılamaz? Bakın tüm bunları kabul etmekle kadınları ne hala soktuk. Toplumdan uzaklaştırmak yetmedi, onları camilere bile gelmesini engelledik, sizce doğrumu yaptık?


Rabbim; Ey iman edenler, çağrıldığınız zaman koşun dediği Cuma namazını, kadınlarımıza çok gördük. Sanki onlar rabbin iman edenleri değilmiş gibi düşündük. Çünkü onlarla beraber olduğumuzda günaha gireceğimizi, kafamıza yerleştirmişiz bir kere. Bunun nedenlerini sebeplerini düşünüp, çareler bulmak nefsimizi eğitmek yerine, onları toplumdan, camilerden uzaklaştırmak sanırım daha çok işimize gelmiş. Allah süs eşyası indirdim sizlere derken, hatırlayınız bu süsler iman edenler içindir dedikten sonra, Bunları takıp mescitlere gidin emrini, ayetini her nedense görmek, hatırlamak bile istememişiz. Elbette bunun neticesini de toplumda görüyoruz.

Hâlbuki bizler, Rabbin hüküm verip yasaklamadığı bu konuda, acaba kesin hüküm verip, kadın asla imamlık yapamaz erkeklere demekle, çok büyük bir yanlış yapmış olamaz mıyız? Bu konuda söylediklerimiz kur’an onayını alıyor mu diye çok iyi düşündük mü? Yoksa nefsimizin dayatması mıdır bu düşünce?

Bu konuda çok şeyler söyledik. Yaptıklarımız ve söylediğimiz her şey, geleceğimizin aynası olacaktır. Eğer bizler yanlış şeyler yapıyorsak, gelecekte bu yaptıklarımızın meyvesini alacağız. Tabi bu meyve bizleri zehirleyecek ve hiçte mutlu olmayan bir toplum olacağız, Allah korusun. İşte bundan dolayıdır ki çok iyi düşünmeli ve Rabbin rehberinin onay vermediği hiçbir şeyin ardı sıra gitmemeliyiz. Geçmişten gelen her konudan dersler çıkarmalıyız, yaptıkları hatalarından da dersler almalıyız. Onların yaptıkları yanlışları devam ettirmek, bizlere daha da kötü bir yaşamı getirecektir. Onun için önce nefis terbiyesi üzerinde durup toplumu, kadın erkek yan yana nasıl yaşanır, bunu evlatlarımıza öğretmeliyiz. Bunu yapamadığımız sürece de, neticesine katlanmasını da bilmeliyiz.

Hiç kimse camilerimizde kadınlar gidip imamlık yapsın demiyor. Geçmişte cami ve mescitlerde hep erkek imamlık yapmıştır ama geleneğimizi dinleştirip, Rabbin vermediği bir hükmü vermeyelim. Bunu yapmakla kadınlarımızın saygınlığını yaralamayalım. Kadınlarımız şunu bilmelidir, bu görev asırlardır biz erkeklerin yürüttüğü bir görevdir, elbette Rabbin en büyük emaneti olan, kadınlarımızın arkasında da gerektiğinde namaz kılınabilir. Bunu onlara söylediğimizde onlara karşı ne derece saygılı olduğumuzu ve onlara nasıl değer verdiğimizi göstermiş oluruz.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

kurtmehmet 28 Ekim 2010 18:02

Bismillahirrahmanirrahim
Soru: Kadından peygamber veya imam olur mu? Olmaz ise sebebi nedir? Bu bir adaletsizlik değil mi?
Cevap: Aziz kardeşim, bunun sebebi kadın erkek arasındaki (yaratılış nizamının bir gereği olan) fiziki vs. farklılıklardan dolayıdır.
Önce şunu bilmeliyiz ki insanın hayat felsefesi olan tekamül ve manevi makamlara yükselme hususunda kadın erkek arasında hiçbir fark söz konusu değildir. İslâm’da kadına maneviyat, ilim ve marifet talebine hiçbir engel ve kısıtlama getirilmemiş; üstelik sürekli teyit ve teşvik edilmiştir. Kur’ân ve hadislerle aşina olan herkes bunu açıkça görebilir.
Evet, kadın maneviyat, ilim ve marifet talebinde en zirve noktaya kadar ilerleyebilir. Bugün İslâmî ilimlerde, en uç nokta olarak bilinen ictihad derecesine kadar ilerleyerek bir müctehid bile olabilir. Hatta ictihad mertebesine ulaşan bir kadının erkek müctehidler gibi başka bir müctehide taklit etmesi caiz değildir ve kendi fetvalarına amel etmesi farzdır.
Fakat kadın ile erkek arasında bu hususta söz konusu olan tek fark şudur ki, İslâm kadına Peygamber, İmam ve taklit mercii olma yetkisi tanımamıştır.
Bu farklılık kadının düşüncelerinin tutarsızlığı veya onda olan bir eksikliğin ifadesi değildir. Böyle olsaydı kadının kendi fetvalarına amel etmesi de caiz olmazdı.
Bu durum tamamen kadının sahip olduğu özel fiziksel yapı ve kendine has bir takım şartlardan kaynaklanmaktadır.
Yani İslâm’da Peygamberlik, imamlık ve mercilik, dini ve içtimai bir görevin ifadesidir. Bu ise özel birtakım şartları ve özellikleri gerektiren oldukça ağır bir görevdir. Hatta erkekler arasından bile ancak nadir kişilerin kaldırabileceği bir mesuliyettir[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Yani duygusallıklardan uzak, cesaret, tedbir, atılganlık, soğukkanlılık, zamanın ve mekanın şartlarına en iyi şekilde vakıf olabilme gibi bir çok önemli özellikler isteyen bir görevdir. Öte yandan böyle ağır bir görevi üstlenen kimse görev icabı sürekli toplumla, değişik çevrelerle ve insanlarla ilişkide olup onlarla haşır-neşir olması gerekir. Bu saydıklarımız ve diğer bir çok hususu dikkate aldığımızda, bazı tabii özellikleri ve şer’î mükellefiyetleri açısından kadınların böyle ağır bir görevi üstlenebilmelerinin imkansız veya oldukça meşakkatli bir şey olduğunu göreceğiz.
Zira kadınlarda insanlığın ve yaradılış düzeninin bir zarureti gereği duygusallık yönü ağır basmaktadır. Bu yüzden tedbir, taakkül ve soğukkanlılık isteyen bu görevde beklenen başarıyı gösterebilmesi mümkün değildir. Öte yandan dini açıdan toplumsal ilişkilerde belli sınırlara riayet etmesi gereken bir kadının sürekli insanlarla haşır-neşir olması ve dolayısıyla toplumda cereyan eden durumlardan gereği gibi haberdar olması beklenemez. Böyle olunca da vazifesini doğru düzgün ifa edebilmesi de mümkün olmaz tabii olarak[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
İşte görüldüğü gibi, kadınlara bu görevin tanınmaması, aslında onlar için zor ve meşakkatli bir durum arz eden bir mesuliyetten muaf tutulmaları demektir. Aynı, ağır bir vazife olan cihattan muaf tutuldukları gibi. Allah’a emanet olun.

ALINTI....

HALUK GÜMÜŞTABAK 28 Ekim 2010 18:10

Sayın kurtmehmet, sizin sözlerinizin başında Allah kadından peygamber göndermemiş diyorsunuz ve onun yanına da, kadın imam olamayacağını yazmışsınız.

Bakın kadın peygamberi Allah ın göndermediğini, olamayacağını nereden öğrendiniz? Kur'andan değilmi? Çünkü Allah bu açıklamayı yapıyor. Ya diğer konu, yani kadının imamlık yapamayacağı hükmünü nereden çıkardınız, kur'an dan mı? Elbette hayır. Sanırım bu cevabımı çok iyi düşünür, irdeler ve analiz ederseniz doğru sonuca varacaksınız. Selametle. Halukgta

Medine-web 28 Ekim 2010 21:56

haluk bey,
kadın neden imam olamaz? olamamasının gerekçeleri;
1-imamlık sadece namaz kıldırma görevlisi değildir.nikah,cenaze,doğum,sünet,kavga,şenlik,ask erlik vs .aklınıza hayalinize gelmiyecek her alanda görevlidir.ben 20 yıl oldu bu görevdeyım.karı koca kavgası bile,mahkemeden önce imama taşınır.bazen sabah namazından evde çıkıyorum gece 10 da eve gelebiliyorum.imam olacak kadın bu ağır yükü kaldıramaz.evdeki bebesine,kocasına,yuvasına zaman ayıramaz.
a-ayda ortalama 2 sünnet,düğün,nikah olur(her biri mevlit hatim,dua,tören vs 1 gününü alır)
b-ortalama 2 cenaze olur( her cenazede en az 6 gün taziye çadırında görevlisiniz)
c-ortalama ayda 20 hasta ziyareti(her biri 20 dk olsa)
d-kavga çıksa 15 gün barış ile uğraşırsınız.
vs vs
2-kadınlar ayda 3-10 gün arası özürlüdür,hastadır.namaz camii tilavet gibi ibadetlerden mazurdur.bir camiide görevlendireceğiniz kadın,ayda 10 gün tatil yapacaksa,cemaat imamsız ne yapacak ?
3-sağlıklı genç bir kadın,hamile ise 9 ay karnı burnunda,yarı hasta...doğumdan sonra 40-60 gün arası lohusadır.bebeği en az 6 ay emzirecek.demekki camii imamı kadın hamile kalırsa,cemaat 2 yıl tatilde demektir.
4-yuva,aile sıcak ise yuvadır.değil se oteldir.o evde yemek pişmiyecekse,çocuk doğmayacaksa,temizlik,bakım,fıtri ihtiyaçlar olmayacaksa,böyle evlilik çok romantik olmaz mı ?
5-siz nefsinize güç yettirebilirsiniz.önünüzde kadın imam olması sizi ilgilendirmiyebilir.bu herkes için geçerli mi sizce ?arkamda namaz kılanların hepsi mutta ki mi ?camiiye ayakkabı şemsiye çalmak için gelenleri hesaba katmıyorum.ister yerin ister ayıplayın ister kızın,ben bir kadının arkasında huşu ile namaz kılamam!

kurtmehmet 28 Ekim 2010 22:23

Alıntı:

Abdulmelik Üyemizden Alıntı (Mesaj 100608)
haluk bey,
kadın neden imam olamaz? olamamasının gerekçeleri;
1-imamlık sadece namaz kıldırma görevlisi değildir.nikah,cenaze,doğum,sünet,kavga,şenlik,ask erlik vs .aklınıza hayalinize gelmiyecek her alanda görevlidir.ben 20 yıl oldu bu görevdeyım.karı koca kavgası bile,mahkemeden önce imama taşınır.bazen sabah namazından evde çıkıyorum gece 10 da eve gelebiliyorum.imam olacak kadın bu ağır yükü kaldıramaz.evdeki bebesine,kocasına,yuvasına zaman ayıramaz.
a-ayda ortalama 2 sünnet,düğün,nikah olur(her biri mevlit hatim,dua,tören vs 1 gününü alır)
b-ortalama 2 cenaze olur( her cenazede en az 6 gün taziye çadırında görevlisiniz)
c-ortalama ayda 20 hasta ziyareti(her biri 20 dk olsa)
d-kavga çıksa 15 gün barış ile uğraşırsınız.
vs vs
2-kadınlar ayda 3-10 gün arası özürlüdür,hastadır.namaz camii tilavet gibi ibadetlerden mazurdur.bir camiide görevlendireceğiniz kadın,ayda 10 gün tatil yapacaksa,cemaat imamsız ne yapacak ?
3-sağlıklı genç bir kadın,hamile ise 9 ay karnı burnunda,yarı hasta...doğumdan sonra 40-60 gün arası lohusadır.bebeği en az 6 ay emzirecek.demekki camii imamı kadın hamile kalırsa,cemaat 2 yıl tatilde demektir.
4-yuva,aile sıcak ise yuvadır.değil se oteldir.o evde yemek pişmiyecekse,çocuk doğmayacaksa,temizlik,bakım,fıtri ihtiyaçlar olmayacaksa,böyle evlilik çok romantik olmaz mı ?
5-siz nefsinize güç yettirebilirsiniz.önünüzde kadın imam olması sizi ilgilendirmiyebilir.bu herkes için geçerli mi sizce ?arkamda namaz kılanların hepsi mutta ki mi ?camiiye ayakkabı şemsiye çalmak için gelenleri hesaba katmıyorum.ister yerin ister ayıplayın ister kızın,ben bir kadının arkasında huşu ile namaz kılamam!

evet000evet000evet000evet000

Yitiksevda 28 Ekim 2010 22:31

O zaman size şöyle bir sorum olacak Kur'an Kadınlara imamlık yapamaz diye bir şey demiyor diyorsunuz...

Kur'an o zaman Neden Allah Resulüne itaati şart koşuyor Yalnızca Allah'a itaat edin Resulün dedikleri ve açıkladıkları sizin için bir şey ifade etmez de diyebilirdi ?

Eğer böyle bir şey olsa idi Bizlerin anneleri eşleri vb Fatımadan Zeynebten Aişeden Haticeden daha muttakiler!! demek ki Allah aşkına gecesi gündüzü Allah'ın resulü ile birlikte olan Kur'an ve onun terbiyesinde yetişmiş Hanımları Kızı vb böyle bir davranış sergilemişlermi Allah resulü ve Hanımları Kızı bizim kadar düşünemiyorlarmıydı O Zorluklara katlanan ve Allah'ın dini uğrunda zerre tereddüt göstermeden İnandığı gibi yaşayanlar .

Nefislerine sahip çıktıklarının çeyreğini biz yapamıyorken onların dahi böyle bir şeyi ne gündeme getirdikleri nede yaptıkları yok iken lütfen ALLAH'IN Kur'an'daki dinini şöyle olmazmı böyle olmazmı diyeler ile Allah'tan daha Allah'çı Peygamberden Daha Peygamberci Takvalı kullarından daha Takvalı imiş gibi göstermeye çalışmayalım Rabbimiz Kimin ne Fıtratta olduğunu ve hangi hususta daha takvalı ve becerili olacağını bizden çok iyi bilmektedir Allah bizim bilmediklerimiz bilir bizede haddimizi bilmek düşer...

Rabbinin sözü doğruluğun ve adaletin doruğuna erdi. O'nun sözlerini hiçbir güç değiştiremez. O her şeyi işitir ve bilir.
(Enam-115)

HALUK GÜMÜŞTABAK 29 Ekim 2010 12:31

Değerli Abdulmelik kardeşim sizin imam olduğunuzu da öğrendim böylelikle ve çok memnun oldum. Keşke bende bu ülkede meslek olarak imam olabilseydim de, toplumu kur’an a davet etme imkânım olsaydı. Dikkat ederseniz, bu ülkede meslek olarak imamlığı seçebilseydim dedim. Peki, acaba gerçekten İslam dinin de imamlık diye bir meslek var mı? Yoksa bu yalnız ülkemize mahsus bir durum mu? Sanırım ne demek istediğimi anladınız. İslam dininde imamlık bir meslek değildir. Toplumda saygın olan bilgi ve birikiminden faydalanılacak bir Müslüman, öne geçer namazı kıldırır, hatta o topluma hutbe ile seslenip Allahın kitabından uyarılar yapar. Buradan yola çıkarak, sizin söylediğiniz bahanelerde ortadan kalkmış olur. Saymış olduğunuz görevleri toplumda meslek haline getiren birisi değil, toplumun her ferdi yapmalıdır, bilmelidir. İslam da ruhban sınıfı yoktur ama ne yazık ki bizler bunu oluşturduğumuz halde, bizde ruhban sınıfı yoktur deriz. Benim söylediğim kadının imamlığı konusunda, gelsin de bizlere imamlık yapsın düşüncesi değildir. Kadınların imamlık yapamayacağını söylemek, yanlıştır diye anlatmaya çalışıyorum.


Yitiksevda kardeşime gelince. Allah resulüne niçin itaat edin diyor o zaman, ayetini bana hatırlatmışsınız. Rabbin bu konuda birçok ayeti vardır, ama bunları niçin ve ne maksatla söylediğini eğer yanlış anlarsak, dibi görünmeyen bir uçuruma atlamış gibi oluruz. Hatırlayınız sizde, bende birçok arkadaşım bir noktada birleşiyor ve diyoruz ki; Günümüze gelen hadisleri dikkatle araştırmalı ve hurafeleri içinden çıkarmalıyız. Hatta bunu Diyanet çok güzel yapıyor ve binlerce hurafenin dine uymadığını kitaplar çıkartarak topluma bildiriyor.


Allahın elçisine uyun sözlerinden, elçisinin kendi düşüncelerini, hükmünü de dine ilave edecek diye anlamak, kur’anın yüzlerce ayetine ters düşer. Peki, Allah bu ve buna benzer ayetleri ile ne demek istiyor o zaman dersek; Allah elçisinin işini kolaylaştırıyor. Çünkü elçisine kur’anı tebliğ etmek, onlara geçmiş zamanda ki inançları ile karşılaştırıp izahlar yaparak, Rabbin kesin hükümlerini bildirmesinde kolaylıklar sağlamak adınadır tüm bu ayetler. Yoksa peygamberiniz size ne verdiyse alın ayetinden, nasıl olurda kur’an dışından hükümleri de verecek onları da alın diye anlarız? Bu durumda karmaşanın içinde çırpınırız ve asla sonuç alamayız.


Onlarca ayetinde Allah kur’an a sarılın sizi doğru yola ulaştıracaktır der bizlere. Dikkat edin asla başka bir kaynaktan bahsedilmez, birde apaçık rabbim, sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim diye de söyler bizlere. Eğer kur’an dışından başka dinde hüküm olsaydı, Allah sizi kur’an dan hesaba çekeceğim der miydi? Allah Elçisine de dönüp, toplumu kur’an ile uyar diye ikaz eder, yoksa görevini yapmamış sayacağını bildirir. Hatta kendisinin tek bir kelime bile ilave etse, onun canını alırdık diyerek de, bizleri başka düşünce ve inançlara yönelmemizi engellemiş olur.


Bakın size bir ayeti hatırlatmak istiyorum, Allah acaba burada ne söylüyor bizlere neye göre iyi bir Müslüman olun diyor?

Aliimran 79: Hiçbir insanın, Allah'ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkıp) insanlara: Allah'ı bırakıp bana kul olun! Demesi mümkün değildir. Bilakis (şöyle demesi gerekir): Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe halis kullar olunuz.


Ayete lütfen dikkat ediniz. Hiçbir beşer, peygamber bile olsa. İnsanlara kalkıp bana kul olun demez diyor. Peki, ne söylemesi gerektiğini söylüyor burası önemli. (Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe halis kullar olunuz.) Demek ki bizlerin dosdoğru halis bir kul olması için KUR’AN ın gösterdiği yolu izlememiz gerektiği sizce çok açık değil mi? Kur’anı bir bütün olarak düşünmediğimizde ayetleri doğru anlamamızda mümkün olmayacaktır. Ankebut 18. ayeti düşünün orada Allah elçisinin nasıl bir görev aldığını ne kadar açık söylüyor ve ne diyor? (Resule de düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir.) Ahzap 2. ayetinde ne diyordu? ( Rabbinden sana vah yedilene uy) Dikkat ederseniz Allahın bizleri yönelttiği rehber, KUR’AN olduğu çok net anlaşılıyor. Çünkü o günkü topluma halkın dinlemesi ve uyması için gönderdiğim elçiye uyun, o ne verdiyse onu alın derken, elçisinin Kur’anı tebliğ edip onlara kur’anı anlatacağını söylüyordu. Yine Araf 3. ayette (Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın.) diyen rabbim sizce bizleri çok açık ve net kur’an a yönlendirmiyor mu? Meryem suresi 64. ayetin sonunda bakın Allah ne diyor? ( Senin Rabbin unutkan değildir.) Demek ki kur’an da her şey yoktur diyerek bizleri başka kaynaklara yönlendirenlerin, nasıl büyük hatalar yaptığını, daha açık görüyoruz. Allah hüküm vermediği hiçbir şeyden hesap sormaz. Hüküm vermedikleri bizlerin serbest alanlarıdır.

Bizler ne yazık ki kur’anı anlamaya çalışırken, günümüz çağının gerektirdiği şekliyle anlamak yerine, yüzlerce yıl önce yaşayan insanlar, hayatlarına nasıl kur’anı yansıtmış onları anlamaya çalışıyoruz. Verdiğimiz örneklerde onların gelenek ve yaşam tarzlarından kaynaklanıyor. İşte bunlar bizleri yanıltıyor. Bizler geçmiş yaşamdan ibretleri, yaşam şekillerinden, geleneklerinden değil, olaylara bakış açısı ve sorunları çözüm şekillerinden ibretler almalıyız. Bakış açımızda yanlışlıklar olduğu sürece, algılamada elbette yanlış olacaktır.
SAYGILARIMLA Halukgta

Yitiksevda 29 Ekim 2010 18:48

Haluk abim herkes düşüncesinde özgürdür ama Hakikat bir tanedir . Konuyu uzatmak kimsede bir fikir değişikliği yapmayacaktır ...Allah'a emanet olunuz saygılar

Medine-web 30 Ekim 2010 00:06

Alıntı:

HALUK GÜMÜŞTABAK Üyemizden Alıntı (Mesaj 100705)
Değerli Abdulmelik kardeşim sizin imam olduğunuzu da öğrendim böylelikle ve çok memnun oldum. Keşke bende bu ülkede meslek olarak imam olabilseydim de, toplumu kur’an a davet etme imkânım olsaydı. Dikkat ederseniz, bu ülkede meslek olarak imamlığı seçebilseydim dedim. Peki, acaba gerçekten İslam dinin de imamlık diye bir meslek var mı? Yoksa bu yalnız ülkemize mahsus bir durum mu? Sanırım ne demek istediğimi anladınız.

Bizler ne yazık ki kur’anı anlamaya çalışırken, günümüz çağının gerektirdiği şekliyle anlamak yerine, yüzlerce yıl önce yaşayan insanlar, hayatlarına nasıl kur’anı yansıtmış onları anlamaya çalışıyoruz.

bu iki paragrafında çelişki yokmu haluk bey ?
işinize geldiğinde islam tarihinde olmayan imamlık kurumunu kurduk diye yeriyorsunuz.islam tarihinde yok diye eleştiriyorsunuz.
ama ikinci paragrafta işinize geldiği için,islam tarihi yaşantısını eleştiriyorsunuz.unutmayın o tarihte bize örnekler vardır.ve içlerinde Resulullah ve arkadaşları var idi..ve Resulullah kuranca sabit ki bize örnektir.bizlere kuran yaşamını yansıttığı örnek ve farzdır unutmayalım.
eğer kadının imamlığına Resulullahtan onay çıksaydı hz fatıma buna en layık olmazmıydı ?
varmı islam tarihinde kadının imamlığına örnek tatbikat talep?
haa avrupada bir dansöz imamlık yapmıştı bi ara.başka örneğe rastlamadım.
son olarak kadının imamlığına hoş bakmıyorum ve şahsım olarak onaylamıyorum.
saygılar..


SAAT: 06:02

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306