![]() |
Sayın Abdulmelik siz sanırım söylediklerimi yanlış anladınız. Ben Ülkemizde ki imamlık konusunu eleştirmedim, bu bizim ülkemize has kılınan bir durumdur diye izah ettim. Daha sonra açıklamam, yani normalinde imamlık bir meslek değildir onun için konumuz olan kadının imamlığı nın olamayacağını buna bağlamamız doğru olmaz örneğini verdim. Tekrar söylüyorum, keşke bugün ülkemizde ben imam olsaydım da topluma kur’anı anlatabilme imkânım olsaydı. Böyle bir olgunun oluşması değildir yanlış olan, yanlış olan dini yalnız bu görevlilerin bileceğini söylemektir. İslam tarihini eleştirmedim, eleştirdiğim İslam ı geçmiş zamana göre değil çağımıza göre kur’anı anlamamız gerektiğinin izahıydı. Hiç bir tarihi yargılamak kimseye düşmez. Bunu yapmak ise aptallık olur. Cevabınızın sonunda şöyle söylemişsiniz. (son olarak kadının imamlığına hoş bakmıyorum ve şahsım olarak onaylamıyorum.) Değerli arkadaşım, bakın bu cümlenizi analiz edelim isterseniz. Bu cümlenin verdiği sonuçtan anlaşılıyor ki, kadının imamlığına siz, geçmişte örneği olmadığı için ben onay vermiyorum diyorsunuz. Bu sizin düşüncenizdir saygı duyarım, sözümde olamaz. Peki, arkadaşım şöyle söyleyebilir misiniz? Kadının imamlığına Allah yani kur’an izin vermez diyebilir misiniz? Asla söyleyemezsiniz. Hatırlayınız lütfen Allah ne diyordu ayetlerinde? Kehf 54; Yemin olsun, biz, bu Kuran'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır. İsra 89; Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler. Size sormak isterim, Allah her türlü örneği sizlere verdim diyor. Acaba bu örnekler neleri kapsıyor olabilir? İşte burası çok önemli. Allah kur’an da yapmamızı ve yasakladıkları her şeyi açıkça örnekler verdiğini söylüyor. Peki ya kur’an da yoksa, örneğin kadının imamlık yapacağı ya da yapamayacağı ile ilgili konu. İşte olmayanlarda bizlerin serbest alanlarımızdır. Bakın bu konuda peygamberimiz hadisinde ne güzel açıklıyor bu konuyu ve ne diyor bizlere. Allah bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın. Bazı hadler koymuştur, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın. Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın. Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması, sayfa 403 Bakın peygamberimiz ne kadar güzel söylemiş. Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın. Yorum ve karar sizlerin. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK |
Alıntı:
Zaten siz buna açıklık getrirmişsiniz. Demişsiniz ki, Rahmanın halis kulu, onun yolunda, onun rehberliğinden istifade eden, onun güneşi ile aydınlanan bir insana şeytanın, hiçbir koşulda namazda, imamı kim olursa olsun vesvese vermesi imkânsızdır..Peki ya böyle bir insan olamadıysak? İşte o zaman siz haklısınız derim. Böyle bir insanın, kadının imamlığında namaz kılması sanırım çılgınlık olur Tebrik ederim Rabbimin öyle halis bir kulusunuz ki şeytan size değil yaptırım yapmayı vesvese dahi veremiyor. |
Değerli arkadaşım, yazdıklarımı lütfen iyi okuyunuz. Ben bana vesvese veremez demedim, bunu söylemek aptallıktan öte, geri zekalılıktır. Bunu söylemediğim halde bana söylemediğim bir sözü isnat etmişsiniz ve şöyle söylemişsiniz. ( Tebrik ederim Rabbimin öyle halis bir kulusunuz ki, şeytan size değil yaptırım yapmayı vesvese dahi veremiyor. ) Ben, Rabbin halis kulu olmak için çırpınan, onun rehberliğiyle nefsimi terbiye etmeye çalışan aciz günahkar bir kulum. Rabbin halis kulu olmak için, tabiri caizse 40 fırın ekmek yemek gerekir, bu iş okadar kolaymı zannettiniz. Halbuki ben bakın ne söylemişim. (Rahmanın halis kulu, onun yolunda, onun rehberliğinden istifade eden, onun güneşi ile aydınlanan bir insana şeytanın, hiçbir koşulda namazda, imamı kim olursa olsun vesvese vermesi imkânsızdır, çünkü Allah buna izin vermeyeceğini söylüyor.) Bu sözlerden siz benim, ben Allah ın halis kuluyum dediğimimi çıkardınız? Lütfen isterseniz bir daha okuyun ve düşünün. Tekrar söylüyorum. Rabbin halis kulu, onun rehberiyle aydınlanan onun dosdoğru yolundan giden bir insana şeytan kolay kolay vesvese verebilirmi? Eğer hala verir diyorsanız, şeytanın gücü ile çok yanlış birşeyi karşılaştırıyorsunuz demektir ki, onu söylemek bile istemem. Yorum ve karar sizin.Selametle Halukgta |
Alıntı:
Peygamberimiz gibi halis kula şeytan musallat oluyor ve onun peşini bırakmayıp tüm vesveseleri ona vermiş iken sizin bu sözleriniz ne anlama gelir acaba ! |
Sayın haluk bey hocam bildiğimden değil bilmediğimden öğrenmek için soruyorum CAHİL İNSANIN ŞEYTANIYLA ALİM BİR İNSANIN ŞEYTANI AYNI ŞEYTANMI YOKSA BİRİ CAHİL DİĞERİ DAHA BİLGİLİMİDİR ŞEYTANLARINDA CAHİLİ VE ALİMİ VARMIDIR. SAYGILAR EFENDİM |
Güzel bir örnek vermişsiniz. Şimdi size soruyorum peygamberimize dahi vesvese veren şeytan ya da fitne fesat insanlar, acaba bu vesveseyi namaz kılarken mi vermişleridir? Elbette hayır. Şimdi tekrar soralım kendimize şeytanın vesvese vermesinin insanın üzerindeki etkisi mutlak mıdır, yoksa Rabbin izniyle midir? Elbette Rabbin izniyledir. Peki, şeytanın vesvesesi ne zaman işe yarar? Tabiî ki Allah ın önerdiği yoldan gitmeyen ya da gitme özenini göstermeyenlere. Allahın istediği yoldan gitmeyen, onun rehberinden habersiz insanlara yaklaşan şeytanın vereceği vesvese için, elbette Allah izin verir müdahale etmez. Allah elçisine ne diyordu, İslam ı yayarken tebliğ ederken? Neredeyse sen onlara meylediverecektin, seni doğru yola biz çevirdik. Demek ki o insan kılığındaki şeytanlar, peygamberimizi aldatmak istiyor, ama Rabbim buna izin vermiyor, İşte Allahın bu şefkati, onun ihlaslı, imanlı tüm kulları için geçerlidir, bunu kur'an söylüyor. Dikkat edin verdiğim tüm örnekler, namaz kılarken değil, hayatlarında yaşarken olan olaylardır. Allah kulunun kendisine teslim olduğu o anda, gerçekten samimi ve ihlâslı bir kuluysa, nasıl olurda huzura durduğumuz o anda şeytanın vesvese vereceğini ve buna kimsenin, hatta rabbin bile engel olmayacağını söyleriz? Şeytan bu kadar mı güçlü? Hayır, dostum hayır. Şeytan şeytanlaşmış kalpleri esir alır. Rahmanın aşkıyla, nuruyla yanan kalpleri hele hele Yüce Rabbimin huzurunda asla ve asla esir alamaz. Buna gücü yetmez. Siz bunun tersini düşünüyorsanız bu elbette sizin düşüncenizdir, buna sözüm olamaz. Bakın kadının imamlık yapamayacağını kanıtlamak adına, konu nerelere kadar geldi. İsterseniz bu konuya son verelim. Hüküm Rabbimindir, hesap günü her şey ortaya çıkacaktır. En azından şeytan ile Rabbimi karşı karşıya getirmeyelim, çünkü bunu yapmak bile bizleri günaha sokar diye düşünüyorum. Sizde, bende düşüncelerimizi söyledik. Gerisi insanın kendisine kalmıştır. Hiç kimseye bir düşünceyi ve inancı kabul ettirmek değildir amacımız. Her insanda akıl ve mantık var. Elimizde de rabbin rehberi, isteyen istediğini seçer inanır uygular. Saygılarımla Halukgta |
Değerli kurtmehmet arkadaşım, sorduğunuz soru; (CAHİL İNSANIN ŞEYTANIYLA ALİM BİR İNSANIN ŞEYTANI AYNI ŞEYTANMI YOKSA BİRİ CAHİL DİĞERİ DAHA BİLGİLİMİDİR ŞEYTANLARINDA CAHİLİ VE ALİMİ VARMIDIR.) Sorduğunuz bu sorunun cevabını hiç kimse bilemez. Çünkü Allah cinler ve şeytanlar alemi konusunda bizlere sınırlı bir bilgi ulaştırmıştır. Allah ın kendi katından yada bizim alemimiz dışındaki hayattan bilgileri sınırladıysa, açıklık getirmediyse bunun elbette bir sebebi vardır. Bizlere düşen verilen bilgiler ışığında doğruları anlamaya çalışmak olmalıdır. Birileri gayipten bilgiler veriyorda, rabbin açıklamadığı sorulara cevaplar getiriyorsa, onların doğru olmadığını bilmeliyiz. Allah açıklamadığım konularda konuşmanızı haram kılıyorum diyorsa, bizlere düşen Rabbin açıkladığı konular hakkında düşünmek ve anlamaya çalışmak olmalıdır. Selametle. Halukgta |
Alıntı:
Haluk beyciğim, bakın kendimden örnek vereyim size Ben her namaza durduğumda ne hikmet ise size ilişmeyen şeytan hep bana öyle bir ilişiyor ki, kutsal değerlere küfür etmemi istiyor. küfret diyor. hadi et, et, et diye bana durmadan vesvese verir. Sizin tanımıza göre ben çok kötü bir kul olmalıyım. Ne demiştiniz ? Alıntı:
|
Değerli Bedii kardeşim sizin hakkınızda yorum yapamam, onu Yüce Rabbim bilir. Eğer böyle bir durumdaysanız yanlız şunu söyleyebilirim. Sizin namaz esnasında Rabbimle bağlantı kurmanız anında, konsantrasyon sorununuz var derim. Bu sizin özel hayatınızdaki sorunlardanda olabilir, pisikolojik bir durum gibi geldi bana, çünkü sizin söyledikleriniz çok ilginç ve düşündürücü. Buda üzerinde durarak halledilebilecek şeydir sanırım, başkasını düşünmek bile istemiyorum. Ben ise namazda ayetleri bilerek, anlayarak okuyorum çok etkileniyorum ve bazen içimden ağlamak bile geliyor. Rabbim kabul etsin inşallah. Selametle. |
Müslümanlardan rumuzlu arkadaşımın verdiği ayet örneği çok dikkatimi çekti. Gerçekten bizler eğer Rabbin ne söylediğini anlamak yerine içinden kelimeleri çekip alır da, düşüncelerimize delil yaparsak, ayetleri amacından saptırmış oluruz. Elbette o ayetin güzelliklerinden nasiplenmemiz mümkün olamaz. Aşağıdaki ayeti örnek verip arkadaşımız bakın kadın erkeklere imam olamaz diyerek neler söylemiş. ÇOK AHLAKSIZCA OLURDU VE İSLAM GÜZEL AHLAKI TAMAMLAYAN Bİ DİNDİR kadınar erkeklere tutkulu bi şehvetle sevdirilmiştir. Bakın ayet ne diyor isterseniz önce ona bakalım, acaba bu ayetin konuyla ilgisi var mı? Aliimran 14: Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah’ın katındadır. Allah insanları uyarıyor ve diyor ki; Sizlere bu dünyanın nimetleri olan kadınlar, oğullar, altın ve değerli eşyalar, bu dünyanın mal ve mülkü, nefsin arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar Dünya hayatının gerçekleridir, oysa asıl gerçekler rabbin huzurunda olacaktır. Onun için bu dünyanın gerçeklerine dalıp gerçek Rabbin mekânını unutmayın diyor. Şimdi gelin bu ayet ne anlatmak istiyor ve kimlere hitap ediyor. Bu ayetten eğer erkelere yalnız bir sesleniş var dersek yanılırız. Çünkü kadın erkeğe erkekte kadına süslü gösterilmiştir. Düşünce karşılıklıdır. Para mal ve mülk yalnız erkek için değil kadın içinde değerlidir ve ona da süslü gösterilmiştir. Belkide kadına daha fazla diyebiliriz. Dikkat ediniz saydıkları bu dünyanın nimetleri, kime güzel gösterilmiştir diyor burası çok önemli. (insana süslü gösterildi.) Demek ki bu ayette Rabbin seslenişi yalnız kadına değil tüm insana. Ayetin sonunda da hatırlatılan çok önemli. Tüm bu güzellikler geçicidir, önemli olan Allahın katındaki mekândır diyor. Peki, arkadaşımız bu ayeti örnek gösterip, kadınlar erkeklere tutkulu bir şehvetle sevdirilmiştir demekle, acaba kadınlara erkekler tutkulu bir şehvetle sevdirilmediğini söyleyebilir mi? Elbette söylenemez. Bakın konumuzun ayetle yakından uzaktan hiçbir ilgisi yok. Bu ayeti örnek verip de, nasıl olur da kadınlar erkelere imamlık yapamaz deriz. Peki, erkekler imamlık yaptığında, arkasındaki kadınlar neden namaz kılabiliyor? Acaba erkeklere kadınlar şehvetle sevdirildi de, kadınlara erkekler şehvetle sevdirilmedi mi? Onun için mi kadınlar rahatlıkla erkeğin arkasında namaz kılıyor ve aklına hiçbir kötü şey gelmiyor? Yapmayın Allah aşkına bakın ne kadar mantıksız sonuçlar çıkıyor ortaya. Söyleyeceklerim bundan ibarettir bu konu gereği kadar uzadı, kapatmak en iyisi olacak Selametle |
Değerli arkadaşım ayetin içinden bir kelime alarak mana çıkarmak şeklinde bir metod olamaz. Çünkü onunla birlikte bahsedilen kelimelerin ve manasının kimlere hitap ettiğini anlayabilmen için ayeti bir bütün olarak düşünmek gerekir. Ayrıca bazen buda yetkez kur'anı bir bütün olarak düşünmek gerekebilir. Sizin bahsettiğiniz kitaplarıda elbette gerektiğinde okuyorum, çünkü her insandan mutlaka birşeyler öğrenilir. Bazen hatalarından ders alırsınız, bazen bilgilerinden. Bahsettiğimiz ayette dikkat ederseniz saydıkları şeyler kimlere süslü gösterilmiş diyor Allah? ( şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi.) Demekki tüm insanlara süslü gösterildi. Burada siz insanlar sözünden yanlız erkekler anlayabilirmisiniz? Burada ilk sesleniş toplumları yöneten, erkek erkil yönetime sahip erkeklerin gücü ellerinde tutmalarından dolayı, ilk sesleniş erkeklere gibi olmakla birlikte, tüm insanlara seslenildiğini ayetin devamında görüyorsunuz. Daha açıkcası Rabbin saydıkları her şey hem erkeğe hemde kadına süslü gösterildiği anlatılıyor. Siz sayılan mal, mülkün, evlatlar, erkekler kadına süslü gösterilmediğini söyleyebilirmisiniz? İşte bir kelimeden yola çıkarsak ayet böyle yanlış anlaşılır. Elbette her insan kendi inandığı şekilde kur'anı anlamaya çalışacaktır. Buna kimse karışamaz. Benim söylediklerim beni bağlar, çünkü ben yaptıklarımdan sorumluyum. Hiç kimseye benim gibi düşüneceksiniz bu en doğrusudur diyemem. Allah her insana akıl vermiş ki düşünsün öyle iman etsin diye. Saygılarımla Halukgta |
Alıntı:
Bence tam aksi bir durum. Şeytan namaz esnasında kulun Rabbiyle bağlantı kurduğu sırada, Yani kulun rab ile konsantrasyonu en üst seviyede olduğu zaman bu tür vesveseleri veriyor. Çünkü Konsantrasyonu bozmak istiyor. Şayet Kulun Namaz esnasında rabbiyle konsantrasyonu yoksa zaten ona ilişmez. Bu durum şeytanın en çok sevdiği ve en çok arzu ettiği bir durumdur. |
Değerli arkadaşım bu konu benim için kapanmıştır. Yorum ve karar sizlerin. Fakat size yanlız şunu söylemek isterim. Karşınızdaki düşmanı büyütmek ve ondan korkmak yerine, ondan güçlü olduğunuzu nefsinize, kendinize inandırdığınız ve bu konuda azimle çalıştığınız sürece, düşmanınızdan daima güçlü olursunuz. Yok eğer düşmanın gücüne boyun eğerseniz, ondan korkarsanız o sizi her yerde alt edecektir. En güzel günler sizlerin olsun inşallah. Halukgta |
Alıntı:
|
Haluk Bey! Bu ümmet erkeklerinin köküne kibrit suyumu döküldü de ,bayan imam arıyorsunuz? lütfen namazınızla hobilerinizi karıştırmayın. |
Değerli Mücahide siz benim yazdıklarımı sanırım tam anlamamışsınız. Ben kadınlar camilere imam olsun demedim, bunu şu anda ne geleneğimiz kaldırır, nede kültürümüz. Geriye dönün yazdığım yazımı okuyun. Ben Allahın vermediği bir hükmü bizler vermeyelim diyor, kadınlar kesinlikle toplu cemaate namaz kıldırmaz demeyelim diyorum. Bütün söylediklerim ve savunduklarım bundan ibaret. Yaratanın vermediği bir hükmü hiç bir beşer veremez. Allahın yasaklamadığı bir konuyu, hiç bir beşer yasak diyemez. Benim savunduğum düşünce budur. Kurmehmet kardeşimize gelince, şöyle yazmışsınız. ( kovulurken ne demişti doğru yalda olanı yoldan çıkartmak için her yolu deneyeceğim ancak sapmış olanlar onlar zaten şeytanın askerleridir. ona vesvese vermesine gerek yok ki insanın son nefesine kadar nefsiyle [şeytanıyla]mücadele etmesi gerekir ki şayet doğru ALLAH,IN yolundaysa ..) İnsanları Allah ilk yarattığında tertemiz ve dosdoğru, yaratmıştır. Daha sonra nefsi ile aklı arasında doğru bağlantı kuramayan, kur’anı, rehberi örnek almayan bir insan ancak şeytanın vesvesesinden etkilenir yoldan sapar. Allah şeytana insanları aldatma, kandırma iznini verdiyse de sınırlı vermiştir. Al sana yarattığım insanlar ne yaparsan yap dememiştir. Şeytanın vesvesesi ancak Allahın izin vermesinden sonra işe yarayabilir. Bunun örneklerini kur'an da çok görüyoruz. Verdiğiniz örneğe gelince, sapmış olanlar zaten şeytanın askerleridir sözünü doğru ve yerinde kullanmadığımız, anlamadığımız takdirde yanlış yaparız, bakın size bir örnek. Peygamberimizin yanına yaklaşan, kur'an da ağma sözüyle anlatılan, gönül gözü ile göremeyen inançsız bir insan yaklaştığında, peygamberimiz vakit kaybetmemek için görmezden geliyor. Hatırlayınız Allah peygamberimizi nasıl ikaz ediyor ve ne söylüyordu? (EY RESULÜM DAHA SONRA İMAN ETMEYECEĞİNİ NEREDEN BİLİYORSUN?) İşte bu örnek boşuna değildir. Yakınımızda iman etmeyen yalan ve yanlış yoldan giden bir insan için, bu şeytanın askeri artık buna yapacak bir şeyimiz yok demek çok yanlıştır. Belki de bu insan daha sonra iman edip, hepimizden çok daha iyi bir insan olabilecektir. Onu Allah bilir. Şeytan, iman edip Rabbin rehberiyle yaşamaya çalışan insan ile uğraşmaya fazla vakit ayıramaz, çünkü o iman etmeyen, rehberi olmayan insanı kolayca aldatacağı için, ona vesvese verip onunla iman eden insana zarar vermeye çalışır. Çünkü kendisi hiç bir şey yapamayacağı için kıskanır. Bizler her şeyi şeytana mal ederiz. Hâlbuki her insanın içinde, aklın onay vermediği şeyleri düşünmeye, yapmaya vesvese veren nefsi vardır. İmtihanımızın merkezi nefsimizdir, ama bunu hep görmezden geliriz. Nefis şeytanın işini kolaylaştırır, bir şartla eğer bu nefsi terbiye etmediysek. İşte Allah rehberinde bizlere bazı farz emirler verir, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek gibi. Bunların hepsi kendi nefsimizi ve karşı nefsi terbiye etmek içindir. Ama bizler bu önemli görevlerin ne için farz olduğunun farkında bile değiliz. Eğer nefsimizi bunlarla gerçek anlamda terbiye edemediysek, namazda ve her anımızda nefsimiz bize vesvese verecek, şeytanın işini kolaylaştıracaktır. Ben namaz kılıyorum, oruç tutuyorum demekle hiçbir şey bitmiyor, eğer bu yaptıklarımızdan gereği gibi nasiplenemediysek zaten şeytanın nefsimizle ortak çalıştığını çok rahat görebiliriz. Bizler terbiye edemediğimiz nefsimizi düşünmek yerine, ne yazık ki bu eksikliğimizi şeytanın üzerine atmaktayız. İşte farkına varmamız gereken önemli konuda burada yatıyor. Bakın birkaç cevap öncesi arkadaşımız bir örnek vermişti, Aliimran 14. ayette. İnsanlara neler süslü gösterilmişti. Peki, bunları gösteren şeytan değildi hatırlayınız, Allah bizleri yaratırken güzel şeyleri bizlere süslü gösterdi. Peki, niçin yaptı tüm bunları? Çünkü imtihanımızın asıl kaynağı ve merkezi burasıdır. Bizler her nedense, yaptığımız her kötülüğü şeytanın üzerine atarız. Adam öldürürüz, şeytana uydum deriz. Hâlbuki şeytanın yapacağı çok fazla bir şey yoktur, onu büyütmek şeytana mutluluk ve güç verecektir. Bizlere kötülük yaptıran ıslah etmediğimiz NEFSİMİZDİR. Bu gerçeği bilmiyorsak her yaptığımız kötü şeyi şeytanın üzerine atıyorsak, asla doğru teşhiste bulunmuş olmayız. Şeytan bizim nefsimize hitap eder, aklımıza değil. Aklımızdan köşe bucak kaçar. Aklını kullanmayan insanlarla daha çok ilgilenir. Çünkü aklını kullanan insan nefsinin verdiği vesveseyi kontrol etmeden hayata geçirmez. Doğru ise yapar, yanlış ise yapmaz. Eğer nefsimizi Yüce Rabbin rehberiyle ıslah etmediysek, onu eğitmediysek zaten imtihanımızın yapıldığı nefsin vereceği vesvese ile, her zaman yanlış yapmaktan kurtulamayız. Şeytana da işini kolaylaştırmış oluruz. Şeytan zor kandıracağı insanları seçmez, işin her zaman kolayına kaçar. Aldatamayacaklarını da yine kandırabileceği insanlar vasıtasıyla yapar. Lütfen şunu unutmayalım, şeytan nefsini ıslah etmiş bir insan ile uğraşamaz, uğraşsa da emeline ulaşamaz, çünkü şeytanın gücü insanlar üzerinde sınırlıdır. Asıl sınırı olmayan insanın nefsinin kendisine vereceği vesvese ve dürtüdür. Onu da Rabbin gösterdiği yolda eğiten, yine elbette hatalar yapacaktır ama en azından büyük hatalar yapmayacaktır. Rabbimde zaten bunu yapabileceğimizi söylüyor ve bizi rahatlatıp, eğer büyük günahlardan sakınırsanız diğerlerini örterim diyor, şükürler olsun. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK |
Alıntı:
Şeytanın en çok uğraştığı kişi nefsini ıslah etmiş olan kişidir. Onu daima gözetir durur. Ancak nefsini islah etmiş olan kişiye şeytan şu ayet mucibince zarar veremez. ARAF- 201- "Allah'tan korkanlar şeytandan gelen bir dürtmeye bir kışkırtmaya uğradıklarında, Allah'ın uyarılarını hatırlar ve hemen gerçeği görürler. " Alıntı:
Alıntı:
|
Ebu Hüreyre anlatıyor: "Bir gün bir mü'minin şeytanı ile bir kâfirin şeytanı karşılaşırlar. Kâfirin şeytanı yağlı, semiz, parlak ve temizdir. Mü'minin şeytanı ise, zayıf, pis, kirli ve çıplaktır. Kâfirin şeytanı, mü'minin şeytanına: — Bu ne hâl? diye sorar. Mü'minin şeytanı: — Ne yapayım, bir adama düştüm ki, adam yiyeceği zaman besmeleyi okur, ben aç kalırım. İçeceği zaman besmeleyi okur, ben susuz kalırım. Giydiği zaman elbiseyi besmele ile giyer, çıplak kalırım. Temizlendiği zaman besmele ile temizlenir, ben de pis kalırım, der. Bunun üzerine kâfirin şeytanı da: — Ben öyle bir adam ile arkadaşım ki bunlardan hiçbirisine besmele getirmez. Yemesinde, içmesinde ve giymesinde ben kendisine ortak olurum, der." (Gazalî, İhyâ, III). Şeytanın şerrinden Allah'a sığınmayla alakalı Kur'an-ı Kerim' de pekçok ayetler bulunmaktadır. İşte bu konudaki ayetlerden bazıları: “Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir.” (7:200); “Ve de ki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım! Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım, Rabbim!” (23:97-98.) Bu ayetlerde şeytanın, özellikle ibadet esnasında insana gizlice sokulup vesvese vereceğine ve kışkırtarak hayırlı işlerden alıkoyup günaha sevk edebileceğine işaret edilmektedir. Özellikle Namazda ve Kuran okumaya başlandığı zaman insanın aklını, fikrini dağıtıp okuduğu Kurandan etkilenmesini önlemek için çeşitli vesveseler ortaya atan, hatta “böyle Kuran okunmaz” dedirterek, Kuran okumaktan vazgeçirmek ister. Namaz da ise kulun allahla konsantrasyonun bozmak ister. Onun bütün buy oyunlarına karşı da yine Allah’a sığınmamız isteniyor: “Kur'an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah'a sığın!” (Nahl, 16/98.) Burada istenen şey, Kuran okumaya başlamayacağımız veya namaza başlayacağımız zaman “Euzü billahi mine’ş-şeytan’ir-racim” diyerek, önce “Allah’ın rahmetinden uzaklaştırılmış ve cennetten kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım” duasını okumaktır. Şeytandan Allah’a sığınmak, sadece normal insanlara mahsus bir şey değildir. Ondan Peygamberler, veliler ve salih kimseler de Allah’a sığınmışlardır. İnsan için şeytanın kendisinden kurtuluş yoktur. Kurtulmak demek imtihan sırrının kalkması demektir ki, bu da yaratılış hikmetimize zıt bir durumdur. Bundan dolayı şeytan hayatı boyunca ona musallat olur, ve vesvese vermeye çalışacaktır. Resûl-i Ekrem (sav) bu hususta: "Sizden herbirinizin bir şeytanı vardır" buyurmuşlardır |
"hanif kafalılar kıra mırışka bı keve nava we" konu bulamadınız demi? başörtüsünü attınız. hayız nifazları iptal ettiniz. abdestsiz kuranı hallettiniz. eee sıra geldi bu manken kızı öne geçirip namaz kıldırtmak. asrın muceddidi haluk bey.ne masum ne masum.çay-kahve000 |
Cevap: İslamiyette neden kadın imam olmaz denilir? Alıntı: Değerli Bedii kardeşim sizin hakkınızda yorum yapamam, onu Yüce Rabbim bilir. Eğer böyle bir durumdaysanız yanlız şunu söyleyebilirim. Sizin namaz esnasında Rabbimle bağlantı kurmanız anında, konsantrasyon sorununuz var derim. Bu sizin özel hayatınızdaki sorunlardanda olabilir, pisikolojik bir durum gibi geldi bana, çünkü sizin söyledikleriniz çok ilginç ve düşündürücü. Buda üzerinde durarak halledilebilecek şeydir sanırım, başkasını düşünmek bile istemiyorum. Ben ise namazda ayetleri bilerek, anlayarak okuyorum çok etkileniyorum ve bazen içimden ağlamak bile geliyor. Rabbim kabul etsin inşallah. Selametle Şeytanın Hileleri Muhyiddîn-i Arabî (ks) İbn-i Abbas (r.a) Hz.' inden naklen Muaz b, Cebel rivayet ediyor : —Bir gün Resullullah (s.a) ile beraberdik. Ansardan birinin evinde toplanmıştık.. Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık. Bu arada, dışarıdan bir ses geldi : —Ev sahibi..... içerdekiler... Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir dileğim var. Bunun üzerine , herkes Resullullah (s.a)efendimizin yüzüne bakmaya başladı. Orda ve her zaman büyük oydu... İzin ondan çıkacaktı. Resullullah (s.a) Efendimiz, duruma vakıf oldu ve : — << Bu seslenen kimdir bilir misiniz?>> Buyurdu.... Biz hep birden şöyle dedik : — En iyi bilen ALLAH ve Resuludur. Bunun üzerine Resullullah (s.a) Efendimiz : — << O, lain iblistir. –Şeytandır– Allah'ın laneti onun üzerine olsun....>> Buyurunca; hemen Hz. Ömer : — Ya Resullullah , bana izin veriniz onu öldüreyim. Dedi.... Resullullah (s.a) Efendimiz bu izni vermedi; şöyle buyurdu: — << Dur ya Ömer , biliyomusun ki; ona belli bir vakte kadar mühlet verilmiştir... Öldürmeyi bırak.>> Sonra şöyle buyurdu: —<<Kapıyı ona açın gelsin... O buraya gelmek için emir almıştır. Diyeceklerini anlamaya çalışınız. Size anlatacaklarını iyi dinleyiniz.>> * * *
Sonra, şöyle bir selam verdi ;
Arzu ettiğini bana sor . Şayet bana sorduklarına doğru cevap vermezsem ;düşmanlarım benimle eğlenecek. Şu muhakkak ki , düşmanlarımın eğlencesi olmaktan daha zor bir şey yoktur. * * * — << Madem ki , sözlerinde doğru olacaksın. O halde bana anlat : Halk arasında en çok sevmediğin kimdir ? >> Şeytan şu cevabı verdi :
* * *
Resullullah (s.a.) Efendimiz sebebini sordu :
2 - O , sadaka veren kimseyi halkına sevdirir. 3 - Allah-ü Teala, onun verdiği sadakayı , cehennemle arasında bir perde yapar. 4 - Allah-ü Teala, belayı sıkıntıyı ve ahları ondan defeder. * * *
— Ah onun elinden bir kurtulsam... O, kendi başına kalsa ; ben kendi başıma kalsam... O beni bıraksa....ben de onu bıraksam .. Ben onu bırakırım ama o beni bırakmaz. Resullullah (s.a.) Efendimiz , yukarıdaki soruları sorduktan ve şeytanın verdiği cevaplar kısmen bittikten sonra , şöyle buyurdu :
— Heyhat, heyhat... Ümmetin saadeti nerede ? Ben , o belli vakte kadar diri kaldıkça, sen ümmetin için nasıl ferah duyarsın ?.. Ben , onların kan mecralarına girerim. Etlerine karışırım. Ama onalr , benim bu halimi göremez ve bilemezler. Beni yaradan ve baas gününe kadar bana mühlet veren Allah'a yemin ederim ki: Onların tümünü azdırırım. Cahillerini ve alimlerini ... Ümmilerini ve okumuşlarını ... Facirlerini ve abidlerini ... Hasılı, bunların hiçbiri elimden kurtulamaz. Fakat , Allah'ın halis kullarını ... Evet, bunları azdıramam. Bunun üzerine Resullullah (s.a.) Efendimiz sordu :
—Bilmez misin ? ya Muhammed , bir kimse ki , dirhemini ve dinarını sever ... O Allah için bir ihlasa sahip değildir. Bir kimseyi görürsem ki ; dirhemini dinarını sevmez ; övülmekten, medhedilmekten hoşlanmaz.. bilirim ki o : ihlâs sahibidir... Hemen onu bırakır kaçarım. Bir kul malı ve övülmeyi sevdiği süre , kalbi de dünya arzularına bağlı kaldığı müddet , o size vasfını yaptığım kimseler arasında bana en çok itaat edendir. Bilmez misin ki : mal sevgisi , büyük günahların en büyüğüdür. Bilmez misin ki ya Muhammed , baş olma sevgisi yine büyük günahların en büyükleri arasındadır. İblis anlatmaya devam etti : —Ya Muhammed , bilmez misin ? ... Benim yetmiş bin tane çocuğum var. Bunların her birini bir başka yere tayin etmişimdir. Sonra ... o her çocuğumla birlikte yine yetmiş bin tane şeytan vardır. Onların bir kısmını ulemaya gönderdim. Bir kısmını gençlere yolladım. Bir kısmını da meşayihe saldım. Bir kısmını da ihtiyar kadınlara musallat ettim. Gençlere gelince , aramızda hiçbir anlaşmazlık yoktur. Onlarla gayet iyi geçiniriz. Çocuklara gelince ... Onlarla da , bizimkiler istedikleri gibi birlikte oynarlar. Bizimkilerin bir kısmını da abidlerin başına dert ettim. Bir kısmını da zahidlerin. Onlar bunların yanına girer.; halden hale sokarlar. Bir tepeden öbürüne ... hep dolaştırıp dururlar. Öyle bir hal alırlar ki ; başlarlar, sebeplerden herhangi birine sövmeye... İşte ... böylece , onlardan ihlası alırım. Onlar bu halleri ile yaptıkları ibadeti, ihlassız yaparlar gayrı .. Ama , bu hallerin farkında olmazlar. İblis, bundan sonra , aldattığı bir rahibin hikayesini anlatmaya geçti. Ve şöyle dedi : — Bilmez misin ; ya Muhammed, Rahip Borsisa, tam yetmiş yıl ihlas ile Allah 'a ibadet etti. Bu ibadetleri sonucunda ona öyle bir hal ihsan edilmişti ki ; Her dua ettiği hasta , duası ve bereketi ile şifâyap oluyordu. Onun peşine takıldım. Zina etti. Katil oldu. Sonunda da küfre girdi. Bu o kimsedir ki ; Allah-ü Teala aziz kitabında , ona şöyle anlatır :
Dedi. Vakta ki o kafir oldu. : Bu defa ona şöyle dedi :
* * * YALAN — Bilmez misin ya Muhammed , yalan bendendir ve ilk yalan söyleyen de benim. Her kim yalan söylerse ... o benim dostumdur. Her kim yalan yere yemin ederse ... o da benim sevgilimdir. Bilmez misin ya Muhammed , ben Adem'e ve Havva'ya yalan yere Allah adına and içtim.
GIYBET - KOĞUCULUK — Gıybet ve koğuculuğa gelince .... Onlarda benim meyvelerimdir ve şenliğimdir. NİKAH ÜZERİNE YEMİN ETMEK — Her kim talak üzerine yemin ederse ... günahkar olacağından endişe edilir. İsterse bir defa olsun .. İsterse doğru şey üzerine olsun. Her kim talakı ağzına alırsa .. taaa.. hakikati belli oluncaya kadar karısı ona haram olur. Onlar bu halleri ile kıyamete kadar meydana getirecekleri çocuklar hep zina çocuğu olur. Ağza alınan o talak kelimesi yüzünden hepsi cehenneme girer. NAMAZ — Ya Muhammed , namazı an be an tehir edilince ... onu da anlatayım. O her ne zaman ki , namaza kalkamak ister; tutarım . ona vesvese veririm. Derim ki : "Henüz vakti var. Sen de meşgulsün. Hele şimdilik işine bak. Sonra kılarsın." Böylece o, vaktinin dışında namazını kılar... Ve bu sebepten onun kıldığı namaz yüzüne atılır. Şayet o kimse beni mağlup ederse .. ona insan şeytanlarından birini yollarım... Böylece onu vaktinde namaz kılmaktan alıkoyar. O, bunda da beni mağlup ederse .. bu sefer onun hesabını namazında görmeye bakarım. O namazın içinde iken ;
Bu işi yaptırmakla da ona başarı kazanamazsam bu sefer , cemaatle namaz kılarken onun yanına varırım. Orada başına bir gem takarım. Başını imamdan evvel secdeden ve rükü'dan kaldırırım. İmamdan evvel de secde ve rüku yaptırırım. İşte o böyle yaptığı için , kıyamet günü , Allah onun başını eşek başına çevirir. O kimse bunda da beni yener ise, bu defa ona namazda parmaklarını çıtlatmasını emrederim. Böylece o beni tesbih edenlerden olur. Ama bu işi ona namaz içinde yaptırmaya muvaffak olursam. Bunda da mağlup olursam , bu sefer ona tekrar giderim. Namaz içinde iken burnuna üflerim. Ben üfleyince , o esnemeye başlar. Şayet o, bu esneme esnasında elini ağzına kapamazsa onun içine küçük bir şeytan girer , dünya hırsını ve dünyevi bağlarını çoğaltır. İşte bundan sonra o kimse , hep bize itaat eder. Sözümüzü dinler. Dediklerimizi yapar. * * * — Sen ümmetin hangisi için ferah duyarsın ki ? Ben onlara ne tuzaklar kurarım... ne tuzaklar. Miskinlerine , çaresizlerine ve zavallılarına giderim. Namazı bırakmalarını emrederim. Ve onlara derim ki :
—"Namaz kılmayı bırak " derim çünkü Allah-ü Teala : << hastalara zorluk yok.....>> (24/61) buyurdu. İyi olduğun zaman kılarsın. Ve böylece o, namazını bırakır. Hatta küfre de gidebilir. Şayet o, hastalığında namazı terkederek ölüp giderse, Allah'ın huzuruna çıkarken, Allah-ü Teala'yı öfkeli bulur. Sonra şöyle dedi : — Ya Muhammed , eğer bu sözlerime yalan kattımsa , beni akrep soksun. Sonra.... Eğer yalan varsa .. Allah 'tan dile beni kül eylesin. * * * — Ya Muhammed , sen ümmetin için ferah mı duyuyorsun ? Halbuki ben onların altıda birini dininden çıkardım. * * *
* * *
* * *
Her besmelesiz kesilen hayvan etinden yerim , faiz ve haram karışan yemeklerden yerim. Şeytandan Allah'a sığınılmayan malın da ortağıyım. Cinsi münasebet anında ; Allah'a şeytandan sığınmayan kimse ile birlikte hanımı ile birleşirim. Ve o her birleşmeden hasıl olan çocuk , bize itaat eder. Sözümüzü dinler. Her kim hayvana binerken , helal yola gitmeyi değil de , aksini isteyerek binerse , ben de onunla beraber binerim. Yol arkadaşı ve binek arkadaşı olurum. Bu da Ayet-i Kerime ile sabittir. << Onlar üzerine süvarilerinle , piyadelerinle yaygara çıkart..>> (17/64)
Bir ara Resullullah (s.a.) Efendimiz şöyle buyurdu : << Eğer söylediklerini, Allah'ın kitabındaki ayetlerle ispat etmeseydin. Seni tastik etmezdim.>> Bundan sonra İblis devam etti :
Ve ben bu hallerimle iftihar ederim. Sonra şunu da ekleyeyim ki ; benimle beraber olanlar , seninle beraber olanlardan daha çoktur. İşte .. Böylece kıyamete kadar , Ademoğullarının ekserisi benimle beraber olurlar. Bundan sonrasını İblis şöyle anlattı : Benim bir oğlum vardır. Adı : ATEME 'dir. Bir kul, yatsı namazını kılmadan uyursa gider ; onun kulağına bevleder. Eğer böyle olmasaydı ; imkan yok , insanlar namazlarını eda etmeden uyuyamazlardı. Benim bir oğlum daha vardır ki ; onun adı da MÜTEKAZİ 'dir. Bunun vazifesi de ; yapılan gizli amelleri yaymaya çalışmaktır. Mesela bir kul , gizli bir taat işlerse ve bu yaptığını da gizlemeye çalışırsa MÜTEKAZİ onu dürter. En sonunda o gizli amelin yayılmasına ve açığa çıkarmaya muvaffak olur. Böylece ; Allah-ü Teala onun yüz sevabından doksan dokuzunu imha eder. Çünkü bir kulun yaptığı gizli bir amel için tam yüz sevap verilir. Sonra, benim bir oğlum daha vardır . Onun adı da KÜHAYL dir. Bunun işi de , insanların gözlerini sürmelemektir. Bilhassa, ulema meclisinde ve hatip hutbe okurken. Bu sürme onların gözüne çekildi mi , uyuklamaya başlarlar. Ulemanın sözlerini işitmezler. Böylece hiç sevap alamazlar. Bundan sonra İblis şöyle anlattı : — Hangi kadın olursa olsun .. Onun kalktığı yere şeytan oturur. Sonra kadının kucağında mutlaka bir şeytan durur. Ve onu , bakanlara güzel gösterir. Sonra o kadına bazı emirler verir. Mesela :
İblis bundan sonra ; Resullullah (s.a.) Efendimiz ' e kendi durumunu anlatmaya başladı : —Ya Muhammed bir insanı delalete sürüklemek için elimde bir imkan yoktur. Ben ancak vesvese veririm. Ve bir şeyi güzel gösteririm. O kadar. Eğer delalete sürüklemek elimde olsaydı , yeryüzünde ; << Allah'tan başka ilah yoktur ve Muhammed Allah'ın resülüdür. >> Bundan sonra Resullullah (s.a.) Efendimiz şu iki Ayet-i Kerimeyi okudu.
<< Ya Ebamürre, acaba senin bir tevbe etmen ve Allah' a dönmen mümkün değil mi ? Cennete girmene kefil olurum. Bunun üzerine İblis şöyle dedi : —Ya Resullullah , iş verilen hükme göre oldu. Karar yazan kalem de kurudu. Kıyamete kadar olacak işler olacaktır. Seni peygamberlerin efendisi kılan , cennetin ehlinin hatibi eyleyen ve seni halkı içinden seçen ve halkı arasında bir gözde yapan, beni de şakilerin efendisi kılan ve cehennem ehlinin hatibi eyleyen Allah'tır. Ve O, bütün eksik sıfatlardan münezzehtir. Ve İblis cümlelerini şöyle tamamladı :
Evvel , ahir , zahir, batın , alemlerin Rabbı olan Allah' a hamd olsun. Efendimiz Muhammet Nebiye Allah salat eylesin. Keza onun âline de ashabına da ...Amin ! |
Alıntı:
Bir kadın olarak bende düşündüm. İmam olsaydık ne olurdu? Bizden de olmazmiydi yaa? Bende ortalığı bulandirayim azıcık:))) Sosyal hayatta erkeğin yapıp kadının yapamayacağı hicbirsey yoktur. Bu herkesin kabulüdür. Kadın imam konusu masum değildir. Islamı reformize etme, feminizm sosuna bulama çabasıdir. İlla bir gurup erkeğin başına dikeceksiniz :) Bilsemki emekli amcalar gibi yaşlı teyzelerde her vakit namaza gelecekler.))))neyse.. Gelin manzarayı netlestirelim. İmam hanım olalım bakalım neler olur? Olur derseniz kadının muayyen günlerinede yeni fetvalar vermek zorunda kalırsınız. Her ay düzenli olarak fırça yer, kaçacak delik ararsıniz. Birde; elin gelini kızı karısını konuşmaya bayilan cemaatin imam hanımın günlerini, çocuğun kaç aylık olduğunu, doğumun ne zman olacağını, menopozunu konusmasi. Bunların cemaatin dilinde gezdigini düşünmek..Aman Ya Rabbim! Nenem olsa "u heeey" derdi. Daha bayanların bugün hoca ne giymiş, cubbesi ipek mi, sarığı hangi tasarım konularına girmiyorum.))) Siz hanımlarin düz cüppeyle çıkacağını mı sanıyorsunuz? ))) Cumaya ayrı bayrama ayri, haliyla avizeyle uyumlu, işlemeli rengarenk.)) Siz he olur deseniz fıtrat izin vermiyor. Siz he deseniz eşler izin vermez.) Adamın karısının arkasında bi cemaat adamla saf tutması. Billur sesiyle mestetmesi:) Cemaatin artacağı kesin. Adamın delireceği de. Önce Allah için sonra eşlerin ve ailenin saadeti ve huzuru için, kadın imam tartışması son bulsun..Erkekleri de zan altında bırakmayın. Yok iradesizlik yok art niyet yok nefis. Kadının din eğitimi konusunda yapabileceği mesleklere kıran girmedi. Cübbe sarık zaten bizde[emoji6] İmamlarin ardında saf tutmada ne var[emoji6] |
SAAT: 12:50 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.