Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Soru Cevap Arşivi

Konu Kimliği: Konu Sahibi Esma_Nur,Açılış Tarihi:  13 Ekim 2007 (23:26), Konuya Son Cevap : 10 Temmuz 2016 (17:01). Konuya 12 Mesaj yazıldı

Beğeni Aldı5Kez Beğenildi
Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 13 Ekim 2007, 23:26   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Esma_Nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Esma_Nur isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 4458
Üyelik T.: 19 Ekim 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:kadın
Memleket:sivas/istanbul/
Mesaj: 5.436
Konular: 575
Beğenildi:4526
Beğendi:6115
Takdirleri:24126
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Şevval Ayında Kaza Oruclarımızı Tutabilir miyiz?

Ramazan-ı Şerif'ten sonraki şevval ayında oruç tutmak öteden beri sevimli bir adet olarak gelmiştir.

Bir ay boyunca oruca alışmış olan insanlar, şevval ayında da altı gün oruç tutmaya büyük bir ilgi göstermiş, hatta teravih gibi sıcak bir ilgiyle şevval ayı orucunu sürdüre gelmişlerdir... Elbette bu sıcak ilgi sebepsiz değildir. Nitekim Efendimiz (sas) Hazretleri, şevval ayı orucunun bir sene oruç tutmuş gibi sevaba vesile olacağını duyurmuş, bu yüzden de bir ay Ramazan orucu tutanlar, şevvalde altı gün oruç tutmakla bütün seneyi oruçlu geçirmiş olma sevabını kaçırmak istememişlerdir. Bu konudaki hadisi ve yorumunu şöyle ifade edebiliriz: "Kim oruçla geçirdiği Ramazan ayından sonraki şevvâl ayında altı gün oruç tutarsa, bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi olur!." Demek ki, bir aylık Ramazan orucundan sonra şevvâlde de altı gün oruç tutarak orucunu otuz altıya çıkaran kimse, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevap almaktadır.

Âlimlerimiz, bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi sevap almanın izahını şöyle yapmaktalar:
Ramazan boyunca oruç tutan insan her orucuna on sevap almışsa yekûnu üç yüz eder. Şevvâl ayında tuttuğu altı orucuna da onardan altmış sevap alınca, eder üç yüz altmış. Yani bir sene.. Dolayısıyla hadîsin işaret ettiği sırra nâil olur. Bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi mânevî kazanç elde edebilir..
Aslında bu gibi mânevî konularda esas olan, o işi ihlasla yapmak, büyük bir gönül arzusu ile talip olmak mühimdir. Bâzen öyle oruçlar olur ki, tutanın gönlünde beslediği derin ve sâfî ihlas yüzünden 360 gün değil, belki 360 senelik nâfile oruç sevabını alabilir.. İhlas ile kim ne isterse Rabbimiz onu verebilir. Bu bir niyet ve yorum meselesidir.

Tıpkı yolun kenarına uzaklardan bir taşı yuvarlayarak güç bela getirip yerleştiren adamla, bu taşı oradan aynı güçlükle uzaklaştıran bir başka adamın niyeti ve yorumu gibi.

Biri düşünmüş ki:
Bu çölün ortasında yaşlı bir adam yolda giderken bineğine binmek istese, üzerine çıkıp da hayvana binebileceği yüksek bir yer yoktur. Öyle ise şu taşı yuvarlayıp yolun kenarına getireyim de, yolda gitmekte olan yaşlı ve çocuklar hayvanlarına binmek istediklerinde taşın üstüne çıkıp bineklerinin üzerine kolayca atlasınlar, sevabı da bana olsun. Adamın bu hâlis niyetine bakan Rabbimiz ondan razı olmuş, istediği sevabı ihsan eylemiş.
Böyle güzel niyetle getirilen taşı oradan öfke ile yuvarlayıp uzaklaştıran adam ise şöyle düşünmüş:
Bu taşı buraya getiren kimse ne kadar da yanlış bir iş yapmış. Hiç düşünmemiş ki, gözleri görmeyenler, karanlıkta fark edemeyenler taşa takılıp yere düşerler. Şu taşı buradan uzaklaştırayım da kimse takılıp yere düşmesin, sevabı da bana olsun. ..
işte bu adam da taşı buradan uzaklaştırdığından dolayı Allah rızasını kazanmış, ümit ettiği sevaba nail olmuş.. Her ikisinde de niyet hâlis, yorum makul...

Biz de sâfi bir niyetle altı gün orucumuzu tutarsak, belki Rabbimiz bu niyetimize, bu bağlılığımıza bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevaplar ihsan edebilir, hatâlarımızı affedebilir.. Rabbimizin hudutsuz rahmetine kimse sınır çizemez. Kimse kendi cimriliğini O' na da şâmil kılamaz.

Bu orucun arka arkaya olması şart değildir. Şevvâl ayı içinde olması yeterlidir.
Bir de Ramazan içinde tutulamayan oruçlar varsa, önce o borç olanı tutmak da makul ve meşru olur. Bir an önce borçtan kurtulmayı düşünmek elbette çok yerindedir. Ancak borcu sonra da tutabilirim diye de düşünebilir.. Bu bir tercih meselesidir. Her ikisi de caizdir.
Bir diğer husus da, şevval ayında iki bayram arası nikah yapılmaz iddiası vardır ki, artık bu batıl iddia etkisini kaybetmektedir. Çünkü Aişe validemizin nikahı şevvalde olmuş, yani iki bayram arasında yapılmış, ne uğursuzluk, ne de bir başka dinî yasak söz konusu olmuştur. Bu yanlış yorum şuradan da beslenmiş olabilir. Şayet bayram cuma gününe rastlarsa, bayram namazı ile cuma namazı arası iki bayram namazı arasıdır. Böylesine dar bir vakte nikahı sıkıştırmayın, iki bayram namazının dışında yapın nikahınızı, tavsiyesini, Ramazan ve Kurban Bayramı arası gibi geniş zamana yayanlar, böyle bir yanlış anlamaya sebep olmuşlardır, diye de düşünülebilir.

Bir Menkîbe
Süfyanı Sevri anlatıyor: Ben Mekke-i Mükerreme'de üç sene oturdum. Mekkelilerden bir kimse her gün Harem-i şerife gelir, tavaf eder, namaz kılar ve sonra bana selam verip giderdi. Ben bu kimse ile tanıştım. Bir gün o kimse beni yanına çağırdı. Bana dedi ki:
-Ben öldüğüm vakittekendi elinle beni yıka, namazımı kıl ve defneyle. O gece beni terk etmeyip kabrimde gecele. Mükireyn suali anında bana Tevhid'i telkin et!, dedi.
Ben de o kimsenin istediklerini yapmayı kabul ettim. Bana emrettiğinin aynını yaptım: Kabrinde geceledim. O gece uyku ile uyanıklık arasında iken :
-Ya Süfyan! Beni korumaya ve senin telkinine ihtiyaç kalmadı, diye bir ses işittim. O zaman: -Ne sebeple bu lütfa eriştin, diye sordum
Bana cevap olarak:- Ramazan-ı Şerifin orucunu tutup Şevval'den altı gün daha eklemem sebebiyle, dedi.
O zaman ben uyandım. Yanımda kimseyi göremedim. Abdest aldım, namaz kıldım, uyudum; böylece üç kere gördüm. Bildim ki bu Rahmanîdir; şeytandan değildir. O zaman da kabrin yanından ayrıldım ve "Ya Rabbi! Beni Ramazanın orucuna ve Şevval'den altı gün orucuna muvaffak kıl" diye dua ettim. Allahü Teala Hazretleri beni de muvaffak kıldı.

şevval ayı yazısı : Ahmet Şahin
mehmet akif2 beğendi.
__________________
Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım...

Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE....
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Esma_Nur 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Ne söylerdin? Gündem/ Manşetler Kara Kartal 2 75 01 Mart 2024 08:31
Emine Aba Pazarda Videolar/Slaytlar Esma_Nur 8 350 04 Aralık 2023 17:23
Nehirden denize özgür Filistin 🇵🇸 Videolar/Slaytlar Kara Kartal 1 96 01 Aralık 2023 16:41
Hayallerimizi gerçekleşdirme bölümü Kişisel Gelişim ve Psikoloji Kara Kartal 12 378 01 Aralık 2023 16:29
Çok önemli tesbit Sağlık / Beslenme Esma_Nur 0 106 25 Kasım 2023 20:21

Alt 21 Ağustos 2008, 13:52   Mesaj No:2
Medineweb Üyesi
YOLCUYUM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:YOLCUYUM isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1568
Üyelik T.: 28 Nisan 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 147
Konular: 39
Beğenildi:5
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Şevval Ayı ve Orucu

Ramazan-ı Şerif'ten sonraki Şevval ayında oruç tutmak öteden beri sevimli bir adet olarak gelmiştir.

Bir ay boyunca oruca alışmış olan insanlar, şevval ayında da altı gün oruç tutmaya büyük bir ilgi göstermiş, hatta teravih gibi sıcak bir ilgiyle şevval ayı orucunu sürdüre gelmişlerdir... Elbette bu sıcak ilgi sebepsiz değildir. Nitekim Efendimiz (sas) Hazretleri, şevval ayı orucunun bir sene oruç tutmuş gibi sevaba vesile olacağını duyurmuş, bu yüzden de bir ay Ramazan orucu tutanlar, şevvalde altı gün oruç tutmakla bütün seneyi oruçlu geçirmiş olma sevabını kaçırmak istememişlerdir. Bu konudaki hadisi ve yorumunu şöyle ifade edebiliriz:


[B][FONT=Comic Sans MS][I]"Kim oruçla geçirdiği Ramazan ayından sonraki Şevvâl ayında altı gün oruç tutarsa, bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi olur!."(Riyazü’s-Salihin, C.2,S.510,2.)


Demek ki, bir aylık Ramazan orucundan sonra Şevvâl'de de altı gün oruç tutarak orucunu otuz altıya çıkaran kimse, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevap almaktadır.

Âlimlerimiz, bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi sevap almanın izahını şöyle yapmaktalar:

Ramazan boyunca oruç tutan insan her orucuna on sevap almışsa yekûnu üç yüz eder. Şevvâl ayında tuttuğu altı orucuna da onardan altmış sevap alınca, eder üç yüz altmış. Yani bir sene.. Dolayısıyla hadîsin işaret ettiği sırra nâil olur. Bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi mânevî kazanç elde edebilir.

Aslında bu gibi mânevî konularda esas olan, o işi ihlasla yapmak, büyük bir gönül arzusu ile talip olmak mühimdir. Bâzen öyle oruçlar olur ki, tutanın gönlünde beslediği derin ve sâfî ihlas yüzünden 360 gün değil, belki 360 senelik nâfile oruç sevabını alabilir.. İhlas ile kim ne isterse Rabbimiz onu verebilir. Bu bir niyet ve yorum meselesidir.

Tıpkı yolun kenarına uzaklardan bir taşı yuvarlayarak güç bela getirip yerleştiren adamla, bu taşı oradan aynı güçlükle uzaklaştıran bir başka adamın niyeti ve yorumu gibi.

Biri düşünmüş ki:

- Bu çölün ortasında yaşlı bir adam yolda giderken bineğine binmek istese, üzerine çıkıp da hayvana binebileceği yüksek bir yer yoktur. Öyle ise şu taşı yuvarlayıp yolun kenarına getireyim de, yolda gitmekte olan yaşlı ve çocuklar hayvanlarına binmek istediklerinde taşın üstüne çıkıp bineklerinin üzerine kolayca atlasınlar, sevabı da bana olsun. Adamın bu hâlis niyetine bakan Rabbimiz ondan razı olmuş, istediği sevabı ihsan eylemiş.

Böyle güzel niyetle getirilen taşı oradan öfke ile yuvarlayıp uzaklaştıran adam ise şöyle düşünmüş:

- Bu taşı buraya getiren kimse ne kadar da yanlış bir iş yapmış. Hiç düşünmemiş ki, gözleri görmeyenler, karanlıkta fark edemeyenler taşa takılıp yere düşerler. Şu taşı buradan uzaklaştırayım da kimse takılıp yere düşmesin, sevabı da bana olsun.

İşte bu adam da taşı buradan uzaklaştırdığından dolayı Allah rızasını kazanmış, ümit ettiği sevaba nail olmuş. Her ikisinde de niyet hâlis, yorum makul...

Biz de sâfi bir niyetle altı gün orucumuzu tutarsak, belki Rabbimiz bu niyetimize, bu bağlılığımıza bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevaplar ihsan edebilir, hatâlarımızı affedebilir.. Rabbimizin hudutsuz rahmetine kimse sınır çizemez. Kimse kendi cimriliğini O' na da şâmil kılamaz.

Bu orucun arka arkaya olması şart değildir. şevvâl ayı içinde olması yeterlidir.

Bir de Ramazan içinde tutulamayan oruçlar varsa, önce o borç olanı tutmak da makul ve meşru olur. Bir an önce borçtan kurtulmayı düşünmek elbette çok yerindedir. Ancak borcu sonra da tutabilirim diye de düşünebilir.. Bu bir tercih meselesidir. Her ikisi de caizdir.

Bir diğer husus da, Şevval ayında iki bayram arası nikah yapılmaz iddiası vardır ki, artık bu batıl iddia etkisini kaybetmektedir. Çünkü Aişe validemizin nikahı Şevvalde olmuş, yani iki bayram arasında yapılmış, ne uğursuzluk, ne de bir başka dinî yasak söz konusu olmuştur. Bu yanlış yorum şuradan da beslenmiş olabilir. şayet bayram cuma gününe rastlarsa, bayram namazı ile cuma namazı arası iki bayram namazı arasıdır. Böylesine dar bir vakte nikahı sıkıştırmayın, iki bayram namazının dışında yapın nikahınızı, tavsiyesini, Ramazan ve Kurban Bayramı arası gibi geniş zamana yayanlar, böyle bir yanlış anlamaya sebep olmuşlardır, diye de düşünülebilir.


Bir Menkîbe


Süfyanı Sevri anlatıyor:
- Ben Mekke-i Mükerreme'de üç sene oturdum. Mekkelilerden bir kimse her gün Harem-i şerife gelir, tavaf eder, namaz kılar ve sonra bana selam verip giderdi. Ben bu kimse ile tanıştım. Bir gün o kimse beni yanına çağırdı. Bana dedi ki:

-Ben öldüğüm vakitde kendi elinle beni yıka, namazımı kıl ve defneyle. O gece beni terk etmeyip kabrimde gecele. Mükireyn suali anında bana Tevhid'i telkin et!, dedi.

Ben de o kimsenin istediklerini yapmayı kabul ettim. Bana emrettiğinin aynını yaptım: Kabrinde geceledim. O gece uyku ile uyanıklık arasında iken :

-Ya Süfyan! Beni korumaya ve senin telkinine ihtiyaç kalmadı, diye bir ses işittim.

O zaman:

-Ne sebeple bu lütfa eriştin, diye sordum

Bana cevap olarak:- Ramazan-ı şerifin orucunu tutup şevval'den altı gün daha eklemem sebebiyle, dedi.

O zaman ben uyandım. Yanımda kimseyi göremedim. Abdest aldım, namaz kıldım, uyudum; böylece üç kere gördüm. Bildim ki bu Rahmanîdir; şeytandan değildir. O zaman da kabrin yanından ayrıldım ve "Ya Rabbi! Beni Ramazanın orucuna ve şevval'den altı gün orucuna muvaffak kıl" diye dua ettim. Allahü Teala Hazretleri beni de muvaffak kıldı.
Alıntı ile Cevapla
Alt 21 Ağustos 2008, 14:23   Mesaj No:3
Medineweb Sadık Üyesi
Verda_Naz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Verda_Naz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 176
Üyelik T.: 15 Eylül 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:30
Mesaj: 612
Konular: 248
Beğenildi:11
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: Şevval Ayı ve Orucu

[LEFT]Şevval ayında tutulan orucun fazileti
Sual: Şevval ayında tutulan orucun fazileti nedir?
CEVAP
Her zaman oruç tutmak sevaptır. Hadis-i şerifte, (Oruç, Cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır) buyuruldu. (Buhari)

Şevval ayında tutulan orucun çok sevabı vardır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ramazandan sonra Şevval ayında da 6 gün oruç tutan, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur.) [Taberani]

(Ramazan orucu ile Şevvalde de altı gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş sayılır.)
[İbni Mace]

(Ramazan ayı orucu on aya, Ramazandan sonra tutulan 6 gün oruç da iki aya mukabil olur ki, böylece bir yıl oruç tutma sevabına kavuşulur.)
[İbni Huzeyme]

Bazı âlimler, bu 6 gün orucun vakit geçirmeden, bayramdan sonra hemen tutulmasının iyi olacağını bildirmişlerdir. Bu oruçları Şevval ayı içerisinde aralıklı tutmak da caizdir.


Sual: Şevval ayına girdik. 6 gün orucuna başladım. Ramazanda özürlü olduğum zaman tutamadığım oruçlarım oldu. 7 gün tutamadım. 6 günlük oruç diğerinin yerine geçer mi? Yoksa 13 gün oruç tutmam mı gerekiyor?
CEVAP
Altı gün orucu tutarken kazaya da niyet ederseniz hem kazanız ödenmiş olur, hem de Şevval ayında oruç tutma sevabına kavuşmuş olursunuz. 7 gün kaza tutarsanız borcunuz kalmaz.

Sual: Biz komşularla altı gün oruçlarımızı tuttuk. Bir hanım, kadınların tutması gereken bir borcu varsa, bu altı gün nafile orucu tutamaz dedi. Bu doğru mu?
CEVAP
Farz namaz borcu olan nafile ve sünnet kılamaz, ancak oruç tutabilir. Çünkü ikinci ramazana kadar borcunu ödeyebilir. Ama bu altı günleri tutarken kazaya da niyet ederse hem bugünlerde oruç tutmuş olur hem de kazasını ödemiş olur.

Sual:
Ben 6 gün orucuna başladım. İkincisini bugün tutacağım. Ancak dün gece biraz uykulu idim, yemeği yiyip yattım. Sabah kalktığımda niyet etmediğimi hatırladım. Ancak gece yatarken hanımıma "ben sahura kalkacağım yarın ve diğer günler (14-15. günler de) oruç tutacağım dedim. Böyle yapmam niyet yerine geçer mi?
CEVAP
Sahura kalkıyor hem de yemek yiyorsunuz. Bu niyet yerine geçer. Hatta acele edip, vakit bitmeden şunu içeyim şunu da yapayım deniliyor, bunlar da niyettir.

Sual: Hadis-i şerifte (Şevval ayında da 6 gün oruç tutan, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur) buyuruluyor. Yani bir anlamda kabul olunmuş, hakiki tevbe-i nasuh gibi oluyor mu?
CEVAP
Hayır tevbe gibi olmaz. Tevbe, pişman olup günahları terk etmektir. Yani artık bir daha günah işlememek demektir. Şevvalde 6 gün oruç tutanın böyle bir niyeti yok. O yine günahlarına devam edecek, sadece oruç tutmakla sevap işliyor, sevabı kadar günahı affoluyor. Sonra bu günahlar büyük günahlar için değil, küçük günahlar içindir. Büyük günahları, insan ve hayvan hakları kendisine veya vârislerine ödenmedikçe günahları affedilmez. Nafile ibadetin sevabına kavuşabilmek için imanda ve farzlarda kusurlu olmamak, haramlardan kaçıp günahlara tevbe etmek ve o işi ibadet olarak yapmaya niyet etmek şarttır. Abdest alanın da bütün günahları affolur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Abdest alan bütün günahlardan temizlenmiş olur.) [Müslim]

Bu da aynen Şevvaldeki oruç gibidir. Küçük günahlardan temizlenmiş olur.

Sual: En az bire on sevap verildiği için, bir ay Ramazanda oruç tutan, 300 gün, Şevvalde de altı gün oruç tutan 60 gün oruç tutmuş gibi olacağı yani bütün yılı oruç tutmuş sayılacağı söyleniyor. Farz olan Ramazan orucu ile nafile olan Şevval orucu aynı kefeye konabilir mi? Farzın yanında nafile denizde damla değildir. Yukarıdaki ifadede bir yanlışlık yok mu?
CEVAP
Her ay üç gün oruç tutanın da bütün sene oruç tutmuş gibi sayılacağı da kitaplarda bildiriliyor. Burada farz olan Ramazan orucu ile nafile oruç kıyas edilmiyor. Bütün sene oruç tutmuş olduğu değil, hükmen oruçlu sayılacağı bildiriliyor. Yoksa ömür boyu nafile oruç tutulsa, Ramazan-ı şerifte tutulan bir gün orucun sevabına kavuşamaz.

Mazeretsiz Ramazan-ı şerifte bir gün oruç tutmayan, ömür boyu nafile oruç tutsa kabul olmaz. Hatta Ramazandaki farz orucunu kaza ettikten sonra, yine her gün oruç tutsa, Ramazan-ı şerifte tutmanın sevabına kavuşamaz. Kaza edince, yalnız borçtan kurtulur. Ramazanda tutmuş gibi sevap kazanamaz. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi]
Alıntı ile Cevapla
Alt 22 Ağustos 2008, 22:41   Mesaj No:4
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Şevval Ayı ve Orucu

Bir ay boyunca oruca alışmış olan insanlar, şevval ayında da altı gün oruç tutmaya büyük bir ilgi göstermiş, hatta teravih gibi sıcak bir ilgiyle şevval ayı orucunu sürdüre gelmişlerdir... Elbette bu sıcak ilgi sebepsiz değildir. Nitekim Efendimiz (sas) Hazretleri, şevval ayı orucunun bir sene oruç tutmuş gibi sevaba vesile olacağını duyurmuş, bu yüzden de bir ay Ramazan orucu tutanlar, şevvalde altı gün oruç tutmakla bütün seneyi oruçlu geçirmiş olma sevabını kaçırmak istememişlerdir. Bu konudaki hadisi ve yorumunu şöyle ifade edebiliriz:
"Kim oruçla geçirdiği Ramazan ayından sonraki şevvâl ayında altı gün oruç tutarsa, bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi olur!."
Demek ki, bir aylık Ramazan orucundan sonra şevvâlde de altı gün oruç tutarak orucunu otuz altıya çıkaran kimse, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevap almaktadır.
Âlimlerimiz, bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi sevap almanın izahını şöyle yapmaktalar:
Ramazan boyunca oruç tutan insan her orucuna on sevap almışsa yekûnu üç yüz eder. Şevvâl ayında tuttuğu altı orucuna da onardan altmış sevap alınca, eder üç yüz altmış. Yani bir sene.. Dolayısıyla hadîsin işaret ettiği sırra nâil olur. Bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi mânevî kazanç elde edebilir..
Aslında bu gibi mânevî konularda esas olan, o işi ihlasla yapmak, büyük bir gönül arzusu ile talip olmak mühimdir. Bâzen öyle oruçlar olur ki, tutanın gönlünde beslediği derin ve sâfî ihlas yüzünden 360 gün değil, belki 360 senelik nâfile oruç sevabını alabilir.. İhlas ile kim ne isterse Rabbimiz onu verebilir. Bu bir niyet ve yorum meselesidir.
Tıpkı yolun kenarına uzaklardan bir taşı yuvarlayarak güç bela getirip yerleştiren adamla, bu taşı oradan aynı güçlükle uzaklaştıran bir başka adamın niyeti ve yorumu gibi.
Biri düşünmüş ki:
- Bu çölün ortasında yaşlı bir adam yolda giderken bineğine binmek istese, üzerine çıkıp da hayvana binebileceği yüksek bir yer yoktur. Öyle ise şu taşı yuvarlayıp yolun kenarına getireyim de, yolda gitmekte olan yaşlı ve çocuklar hayvanlarına binmek istediklerinde taşın üstüne çıkıp bineklerinin üzerine kolayca atlasınlar, sevabı da bana olsun. Adamın bu hâlis niyetine bakan Rabbimiz ondan razı olmuş, istediği sevabı ihsan eylemiş.
Böyle güzel niyetle getirilen taşı oradan öfke ile yuvarlayıp uzaklaştıran adam ise şöyle düşünmüş:
- Bu taşı buraya getiren kimse ne kadar da yanlış bir iş yapmış. Hiç düşünmemiş ki, gözleri görmeyenler, karanlıkta fark edemeyenler taşa takılıp yere düşerler. Şu taşı buradan uzaklaştırayım da kimse takılıp yere düşmesin, sevabı da bana olsun. ..
İşte bu adam da taşı buradan uzaklaştırdığından dolayı Allah rızasını kazanmış, ümit ettiği sevaba nail olmuş.. Her ikisinde de niyet hâlis, yorum makul...
Biz de sâfi bir niyetle altı gün orucumuzu tutarsak, belki Rabbimiz bu niyetimize, bu bağlılığımıza bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevaplar ihsan edebilir, hatâlarımızı affedebilir.. Rabbimizin hudutsuz rahmetine kimse sınır çizemez. Kimse kendi cimriliğini O' na da şâmil kılamaz.
Bu orucun arka arkaya olması şart değildir. Şevvâl ayı içinde olması yeterlidir.
Bir de Ramazan içinde tutulamayan oruçlar varsa, önce o borç olanı tutmak da makul ve meşru olur. Bir an önce borçtan kurtulmayı düşünmek elbette çok yerindedir. Ancak borcu sonra da tutabilirim diye de düşünebilir.. Bu bir tercih meselesidir. Her ikisi de caizdir.
Bir diğer husus da, şevval ayında iki bayram arası nikah yapılmaz iddiası vardır ki, artık bu batıl iddia etkisini kaybetmektedir.Çünkü Aişe validemizin nikahı şevvalde olmuş, yani iki bayram arasında yapılmış, ne uğursuzluk, ne de bir başka dinî yasak söz konusu olmuştur. Bu yanlış yorum şuradan da beslenmiş olabilir. Şayet bayram cuma gününe rastlarsa, bayram namazı ile cuma namazı arası iki bayram namazı arasıdır. Böylesine dar bir vakte nikahı sıkıştırmayın, iki bayram namazının dışında yapın nikahınızı, tavsiyesini, Ramazan ve Kurban Bayramı arası gibi geniş zamana yayanlar, böyle bir yanlış anlamaya sebep olmuşlardır, diye de düşünülebilir.
Alıntı ile Cevapla
Alt 30 Eylül 2008, 22:17   Mesaj No:5
Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:sakafi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 3898
Üyelik T.: 18 Eylül 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 93
Konular: 13
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Şevval Ayı Orucu

Bütün seneyi, kutlu zaman dilimi üç aylar ne zaman gelecek diye heyecanla bekleyerek geçirdik. En sonunda içindeki diğer günlere göre daha bereketli olan geceleri, şevkle tutulan oruçları ve insan ruhunu inceltip hassaslaştıran günleriyle geldi ve gittiler.
En sonuncuları Ramazan da, iftarları, sahurları, fitreleri, zekatları ve nice tatlı hatıralarıyla veda edip seneye, ömrü yetenlerimizle yeniden buluşmak üzere sözleşip aramızdan ayrıldı. Şimdi bu rahmet ve bereket günlerinin yeniden gelecekleri zamanı beklemeye başladık.

Yeni bir Ramazan daha beklerken elbette ki onun ikliminden tamamen çıkmamaya çalışıyoruz. Zira, Ramazan ayının orucu -bedene ve ruha sayısız faydası bir tarafa- esasen Cenab-ı Hak’la irtibat kurma ve kurulan irtibatı devam ettirmenin en önemli vesilelerinden biri. Çünkü insan başka bir şey için değil, sadece O’nun rızası için yeme-içme ve birtakım meşru zevklerini terk ediyor. Kişi bu terkleri ihlaslı yaptığı ölçüde de kazanıyor Allah’ın rızasını.

“Ramazan bitti. Cenab-ı Hakk’a teşekkür etmek üzere bayramımızı da yaptık. Artık serâzât ve rahat yaşayabiliriz.” diye her şeyi bir tarafa bırakmak duyarlı bir müminin yapacağı iş değildir. İşte tam burada Allah Rasulü’nün bir tavsiye ve müjdesiyle karşılaşıyoruz:
Efendimiz:
“Kim Ramazan orucunu tutar ve buna sonraki Şevval ayından da altı gün oruç eklerse, sanki bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur.” (Müslim, Sıyâm, 204; Tirmizi, Savm, 53) buyuruyor. Bu şekilde oruçlu geçirilen senelerle de bütün hayat oruçlu geçirilmiş oluyor. Şevval ayında tutulan 6 günlük oruç, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in Ramazan orucu dışında tavsiye ettiği en önemli oruç ibadetlerindendir. Zaten Ramazan orucu farzdır. Şevval orucunun kolayca anlayabileceğimiz bir açıklaması vardır:

Ramazan’da otuz gün oruç tutuyoruz. Ardından Şevval ayında tutulan altı günle bu otuz altıya tamamlanıyor. Rabbimiz’in rahmeti, lütfu ve ikramı bol olduğundan bize yaptığımız kötülük ve yanlışların karşılığını hiç artırmadan bazen aynıyla verdiği gibi, çoğu hatamızı da bağışlayabiliyor. Ama iyilikler hususunda bir sınırlama yok. Onların sevabı kat kat alınabiliyor. Hadisin ifadesiyle bazen yedi yüz hatta daha fazla katına kadar çıkabiliyor.
Kur’an en alt sınırı verdiği ayette şöyle buyuruyor:
“Kim Allah’a güzel bir işle gelirse, iyilik işlerse, ona on misli verilir; kim de bir kötülükle gelirse, sadece kötülüğüne denk bir ceza görür ve hiç kimseye haksızlık edilmez.” (En’am, 6/160)

Ramazan ve Şevval ayında tuttuğumuz oruçların toplamı otuz altı ediyor. Her bir iyiliğe denk en az on misli verilince, rakam hemen üçyüz altmış ediyor ki, bu da tam bir sene yapıyor. Rabbimiz bize karşı çok lütufkârdır ve bize bütün seneyi oruçlu gibi geçirme imkanı bahşetmektedir. Bu imkandan yararlanmak için de büyük bir şevkle tuttuğumuz Ramazan orucumuza önümüzdeki bir ay içinde altı gün daha eklememiz gerekiyor. Bu orucun peş peşe olması şart olmadığı gibi herhangi bir gün kaydı da yoktur. Tabii ki altı gün alt sınırdır. İsteyen daha fazla tutabilir. Bunda da bir mahzur yoktur. Burada unutulmaması gereken bir nokta da Bayramların yeme-içme ve birlikte sevinme günleri olmasıdır. Bundan dolayı Ramazan Bayramı’nın ilk günü ve Kurban Bayramı günlerinde oruç tutmak haram kabul edilmektedir.

Kaza orucu olan insanlar mutlaka vardır. Kazaları mümkün olan en kısa zamanda yapmak da önemli bir düsturdur; ama Şevval orucunun bereketinden mahrum kalmamak için öncelikle Şevval’in altı gün orucu tutulabilir. Elbette önce kazalar da tutulabilir. Evvela kazalar tamamlanmaya çalışılır ve 6 gün yetiştirilemezse insan bütün bütün bu oruçtan mahrum kalmış da sayılmaz. Yine de Şevval’de oruç tutmuş olur.

Bayram bittikten sonra vücudumuz da oruca alışık durumdayken hemen Şevval ayının bereketinden istifade edip ömrümüze ibadetle dolu zaman parçaları katmak elimizde. Bu fırsattan istifade için yapılacak şey Şevval ayının altı gününü oruçlu geçirmekten geçiyor.

Osman Karyağdı
Alıntı ile Cevapla
Alt 02 Ekim 2008, 15:12   Mesaj No:6
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Ramazanda Tutulmayan Oruçlar Şevval Ayı Orucuna Engelmidir?

Ramazan da tutmadığım oruçlarım var. Şevval ayında ki altı günlük oruç tutmama engel olur mu.?

Ramazandaki tutmadığınız oruçlarınızın kazasını şevval ayında tutmanızda dinen sakınca yoktur.

Şevval ayı bir kısım dinî olayları hatırlatan özel bir aydır. Önce hac hazırlığını hatırlatır bu ay. Ramazan'dan sonraki aylar zaten hac ayları sayılır.
Hacı adaylarımız tatlı bir heyecanla yol hazırlığına girerler, yola çıkıncaya kadar da meraklı sorular sorar, hac ibadetlerini kusursuz yapmak için bilgi toplamaya çalışırlar. Tabii, şevval ayının bir de kendine mahsus orucu olduğunu da unutmazlar. Hem öyle oruç ki, bu ayda altı gün oruç tutan, sanki bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevaba nail olur, bir sene nafile oruç mükafatına kavuşabilirler. Alimlerimiz, şevval ayında tutulan altı günlük orucun bütün sene oruç tutmuş gibi sevaba vesile olmasını izah ederken diyorlar ki:

- Ayette her iyiliğe on sevap verileceği bildirilmiştir. Otuz Ramazan'ı tutan bu sebeple üç yüz sevap almış olur. Ramazan'dan sonraki şevvalde altı günü de tutan, onardan altmış sevap alınca üç yüz altmış eder. Yani bir senelik nafile oruç.

Bu kadar az oruca o kadar çok sevap olur mu? Cevap olarak deniyor ki:

- Kimse kendi cimriliğini sonsuz cömertlik ve ikramın sahibi Rabb'imizin cömertliğiyle kıyaslamasın. İnsanlar yeter ki niyetlerini halis tutsunlar, rahmeti gazabını geçmiş olan Rabb'imiz kullarını hep affetmek istemekte, kullarının az ameline çok mükafatları bunun için ihsan etmektedir.

Bu orucun keffaret orucu gibi arka arkaya, yani bitişik tutulması da gerekmez. Ay içinde belli aralıklarla da tutulabilir. Ancak, Ramazan içinde mazeretlerinden dolayı tutamadığı oruç borcu olanlar, önce borçlarını tutsalar yanlış yapmış olmazlar. Önce kaza borçlarını tutup bir an evvel farz oruçlarının borcundan kurtulmuş olmaları daha uygun düşer. Bundan sonra fırsat bulurlarsa altı gün şevval orucuna da niyet edebilirler. Kaza orucu sebebiyle yetiştiremezlerse şevval ayında yine de oruç tutmuş olurlar.

kaynak: sorularlaislamiyet
Alıntı ile Cevapla
Alt 02 Ekim 2008, 22:53   Mesaj No:7
Medineweb Emekdarı
Belgin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Belgin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 7
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:43
Mesaj: 1.277
Konular: 640
Beğenildi:16
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Şevval Ayında Kaza Oruclarımızı Tutabilir miyiz?

Ramazan ayı ve bayramından sonra şevval ayı içinde "altı gün orucu" adıyla bilinen Şevval Ayı Orucu’nu tutmak sünnettir. Şevvâl ayının ilk gününde -ki ramazan bayramının ilk günüdür- oruç tutulması haramdır. Bayramın diğer günlerinde ve şevvâl ayında kaza veya nafile oruç tutulabilir. Oruç ayı ramazanın tamamlayıcısı durumunda olan şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruç, bir Müslüman'a bütün bir yıllık oruç sevabı kazandıracaktır. Bu altı günlük orucun bitişik olması, yani hiç ara vermeden tutulması mecburiyeti yoktur; aralıklarla da tutulabilir. Şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruçla, bir yıl oruç sevabının nasıl elde edileceği Alimlerce şöyle ifade edilir:

Dinimizde, bir iyilik yapana on sevap verileceği yolundaki hadis esas alındığında, bir Müslüman otuz günlük ramazan orucuna ilâveten şevvâl ayındaki altı günlük oruçla otuz altı gün tutmuş olmaktadır. Bu otuzaltı rakamı, hadiste ifade edilen on sevap ile çarpıldığı zaman 360 gün elde edilir. Böylece kamer ay hesabıyla bütün bir yıl oruçla geçirilmiş gibi olur.

Ramazan da tutmadığım oruçlarım var. Şevval ayında ki altı günlük oruç tutmama engel olur mu.?
Ramazandaki tutmadığınız oruçlarınızın kazasını şevval ayında tutmanızda dinen sakınca yoktur.

Şevval ayı bir kısım dinî olayları hatırlatan özel bir aydır. Önce hac hazırlığını hatırlatır bu ay. Ramazan'dan sonraki aylar zaten hac ayları sayılır.
Hacı adaylarımız tatlı bir heyecanla yol hazırlığına girerler, yola çıkıncaya kadar da meraklı sorular sorar, hac ibadetlerini kusursuz yapmak için bilgi toplamaya çalışırlar. Tabii, şevval ayının bir de kendine mahsus orucu olduğunu da unutmazlar. Hem öyle oruç ki, bu ayda altı gün oruç tutan, sanki bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevaba nail olur, bir sene nafile oruç mükafatına kavuşabilirler. Alimlerimiz, şevval ayında tutulan altı günlük orucun bütün sene oruç tutmuş gibi sevaba vesile olmasını izah ederken diyorlar ki:

- Ayette her iyiliğe on sevap verileceği bildirilmiştir. Otuz Ramazan'ı tutan bu sebeple üç yüz sevap almış olur. Ramazan'dan sonraki şevvalde altı günü de tutan, onardan altmış sevap alınca üç yüz altmış eder. Yani bir senelik nafile oruç.

Bu kadar az oruca o kadar çok sevap olur mu? Cevap olarak deniyor ki:

- Kimse kendi cimriliğini sonsuz cömertlik ve ikramın sahibi Rabb'imizin cömertliğiyle kıyaslamasın. İnsanlar yeter ki niyetlerini halis tutsunlar, rahmeti gazabını geçmiş olan Rabb'imiz kullarını hep affetmek istemekte, kullarının az ameline çok mükafatları bunun için ihsan etmektedir.

Bu orucun keffaret orucu gibi arka arkaya, yani bitişik tutulması da gerekmez. Ay içinde belli aralıklarla da tutulabilir. Ancak, Ramazan içinde mazeretlerinden dolayı tutamadığı oruç borcu olanlar, önce borçlarını tutsalar yanlış yapmış olmazlar. Önce kaza borçlarını tutup bir an evvel farz oruçlarının borcundan kurtulmuş olmaları daha uygun düşer. Bundan sonra fırsat bulurlarsa altı gün şevval orucuna da niyet edebilirler. Kaza orucu sebebiyle yetiştiremezlerse şevval ayında yine de oruç tutmuş olurlar.

sorularlaislamiyet
__________________
Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.
Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.

Alıntı ile Cevapla
Alt 07 Ekim 2008, 21:32   Mesaj No:8
Medineweb Aktif Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:sessiz23 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1256
Üyelik T.: 07 Nisan 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 166
Konular: 77
Beğenildi:7
Beğendi:0
Takdirleri:37
Takdir Et:
Standart Şevval Ayı Orucu.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]




Şevval Ayı Orucu.

Ramazan-ı Şerif ayının peşinden gelen Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır. Ebû Eyyüb el-Ensârî (ra) bildirmiştir: Resûl-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.) buyurdu ki: “Her kim Ramazan orucunu tutar ve sonra onun ardı sıra, Şevval’den altı gün daha oruç tutarsa, bütün sene oruç tutmuş gibi olur.” (1)

Nitekim Cenâb-ı Hak, “Kim hasene (iyilik, ibâdet, sâlih amel) ile gelirse, onun için getirdiğinin on katı vardır. Kim de kötülükle gelirse, o ancak misliyle cezâlandırılır. Kimseye zulmedilmez.” (2) buyurur.

Ramazan’da otuz gün, Ramazan sonrası gelen Şevval ayında da altı gün oruç tutan bir mü’min toplam otuz altı gün oruç tutmuş olmaktadır ki, bu rakamın on katı bir yıla denk düşmektedir.
Cenâb-ı Erhamü’r-Râhimîn’in rahmeti ve ikrâmı ise sonsuzdur, sınırsızdır....

Dipnot:
(1) Müslim, Sıyâm, 204; Câmiü’s-Sağîr, 3/3668;
(2) En’am Sûresi, 6/160
mehmet akif2 beğendi.
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Ekim 2008, 13:23   Mesaj No:9
Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:SONSUZNUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 3871
Üyelik T.: 17 Eylül 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 45
Konular: 31
Beğenildi:2
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Müslümana sunulan rahmet kapısı; Şevval Orucu


Müslümana sunulan rahmet kapısı; Şevval Orucu [COLOR=#c00000]“Kim Ramazan orucunu tutar ve Şevval’den de ona altı gün daha eklerse bütün seneyi oruç tutmuş gibi olur”. (Müslim ve Tirmizî).... İşte ayrıntılar...

[B]2008-10-04



“Kim Ramazan orucunu tutar ve Şevval’den de ona altı gün daha eklerse bütün seneyi oruç tutmuş gibi olur”. (Müslim ve Tirmizî)

Ancak bu hadisi şerifin hem sıhhatinde hem de nasıl uygulanacağı konusunda farklı değerlendirmeler vardır. Hadisin Hz. Peygamber’in sözü değil¸ sahabe sözü (mevkûf hadis) olduğunu söyleyenler bulunduğu gibi¸ (ki¸ Ahmed b. Hanbel bu kanaattedir)¸ senedinin sahih olmadığını söyleyenler de vardır. (Bkz. İbn Recep el-Hanbelî¸ Latâifu’l-ma’ârif¸ s. 389) Hadisi şerifteki bu tereddütlü durumdan ötürü İmam Sevrî¸ Ebu Hanîfe ve İmam Ebu Yusuf bu orucun mekruh olduğu kanaatindedirler. İmam Malik de böyle düşünür ve fıkıh ve hadis ehlinden bu orucu tutan hiç kimseyi görmediğini söylermiş. Ama kendisinin kimseye sezdirmeden bu orucu tuttuğu da söylenir. Mutlaka tutulması gereken bir oruç olduğu zannedilmesin diye böyle yaparmış. (Bkz. İbn Recep¸ age. s.390) Ama alimlerin çoğu bu hadisi şerifi böyle bağlayıcı olmayan bir konuda amel etmeye elverişli görmüşler ve bu orucu tutmanın müstehap olduğu kanaatine varmışlardır.
Bu bilgilerden çıkan sonuç şudur: Şevval’de tutulan altı gün orucunun¸ Ramazan’ın hemen peşinden ve Ramazana denk bir değerde tutulması bazı alimlere göre mekruhtur. Çünkü bu uygulamada bu orucun Ramazan orucuna benzetilmesi anlamı vardır. Oysa Ramazan orucu bununla kıyaslanamayacak kadar önemlidir. Ama meseleyi bilen insanların Şevval ayında altı gün oruç tutmaları müstehaptır. Çünkü bu haberden en azından böyle bir anlam çıkar.
Nasıl tutulacağına gelince¸ bazıların göre hemen Ramazanın peşinden tutulması daha güzeldir¸ çünkü zayıf da olsa yukarıdaki hadis bir başka rivayette: “Kim hemen bayramın ardından altı gün oruç tutarsa…” diye nakledilmiştir. (Agk.)
Bazıları da bu orucu anlatan hadiste bir ayırım sözkonusu olmadığına göre¸ Şevval içerisinde tutulduktan sonra nasıl tutulursa tutulsun farketmez kanaatindedirler.
Bazıları da Ramazanın devamı sanılmasın diye aralıklarla tutulmasının daha evla olduğu görüşündedirler. (Bkz. İbn Recep¸ age. s.390 vd.) Bunlardan çıkan sonuç da şudur:
Müstehap olan bu altı gün orucunu tutmak isteyenler bunu peşpeşe tutabilecekleri gibi aralıklarla da tutabilirler. Bunların birini diğerine üstün kılacak dini bir delil yoktur.
Kadınların borçlarına gelince: Meseleyi şöyle anlayanlar vardır: “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevvalden de altı gün eklerse…” dendiğine bakılırsa¸ Ramazan tamamlanacak ve ayrıca Şevval’den ona altı gün eklenecektir. Öyleyse kadınlar eğer varsa Ramazan’da tutamadıkları oruçlarını kaza edecekler sonra altı gün daha tutmuş olacaklar ki¸ Ramazanı tamamlamış ve ona Şevval’den eklemiş olsunlar. Mesele elbette böyle anlaşılabilir. Ama bize göre şöyle de anlaşılabilir:
Ramazan orucu farzdır ve asıl tutulması gereken oruç budur. Başka hiçbir oruç buna denk görülmemeli ve denkmiş gibi tutulmamalıdır. Ancak Ramazan orucunun insanları fazla yormaması ve en rahat tutulabilmesi için dinin sahibi bizi teşvik ederek Recep ayından oruca alıştırmaya başlar. Şaban’da oruç biraz daha çoğalır¸ böylece Ramazana birden ve aniden girilmemiş¸ hazırlıklı ve alışmış olarak girilmiş olur. Ramazan bitince de oruç yine birden bırakılmış böylece beslenme alışkanlıkları keskin zikzaklarla değiştirilmiş olmaz. Belli aralıklarla bir altı gün daha tutularak¸ hem ameller bire on karşılık göreceği için sevap katlanmış¸ hem de sağlığın korunmasına dikkat edilmiş olur. Bunun bir hikmeti bu olsa gerektir. İkinci bir hikmeti de kadınların Ramazan’da tutamadıkları oruçlarının vakit kaybetmeden hemen Ramazanın ardından tutulmasına teşvik edilmiş ve bu oruçta kadın erkek ayrılmadan erkeklerin de tutmaları¸ böylece kadınlara destek olmaları sağlanmış olur. Şevval’in altı gün orucunun eğer böyle bir hikmeti varsa o zaman bu orucu peş peşe tutmak yerine¸ önce daha az¸ sonra daha fazla aralıklarla tutmak daha uygun olmalıdır. Tıpkı arabayla bir tünele girerken gözleri alıştırmak için önce ışığın yavaş yavaş azaltılması¸ çıkarken de yavaş yavaş çoğaltılması gibi.
Yine böyle bir hikmetin varolduğunu kabul ettiğimizde¸ kadınlar Ramazan’da tutamadıkları oruçlarını Şevval’de kaza ederlerse¸ hem borçlarını ödemiş¸ hem de şevval’de altı gün oruç tutmuş olurlar diyebiliriz. Bütün bunlar birer anlama çabasından ibarettir. Altı gün orucu hakkında söylenecek son ve kesin söz ise şudur:
Ramazan’dan sonra¸ Şevval ayı içerisinde altı gün oruç tutmak müstehaptır. Bu orucu Ramazana denk gibi görmek ve bu özenle tutmak uygun değildir. Peşpeşe¸ ya da aralıklarla tutulması konusunda dini bir tercih sebebi yoktur. Kaza borcu olanın öncelikle kazasını tutması uygundur. Ama kazasını bu aya denk getiren de Şevval’de altı gün oruç tutmuş olur. Kadınlar da Ramazan’da tutamadıkları orucu bu ayda tutup altı günlere sayabilirler. Çünkü bu orucun müstakil bir oruç olmama ihtimali vardır ve bu ihtimale göre önemli olan bu ayda altı gün oruç tutmaktır. Zaten altı gün olmasının bir hikmeti de normal bir adetin altı gün olmasıdır. Ama kazalarını tutup¸ ayrıca altı gün daha tutmalarında da bir sakınca yoktur. Çünkü bu orucun müstakil bir oruç olma ihtimali de olabilir. Bütün bu tercihlerden birini seçmek insanların kendisine bırakılmıştır. Allahü alem.
Prof.Dr.Faruk BEŞER
mehmet akif2 beğendi.
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Nisan 2009, 13:09   Mesaj No:10
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Şevval orucu nasıl tutulur?

Şevval orucu nasıl tutulur?


Şevvâl orucu:

Ramazan ayı ve bayramından sonra şevval ayı içinde "altı gün orucu" adıyla bilinen orucu tutmak sünnettir Şevvâl ayının ilk gününde -ki ramazan bayramının ilk günüdür- oruç tutulması haramdır Bayramın diğer günlerinde ve şevvâl ayında kaza veya nafile oruç tutulabilir Oruç ayı ramazanın tamamlayıcısı durumunda olan şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruç, bir Müslüman'a bütün bir yıllık oruç sevabı kazandıracaktır Bu altı günlük orucun bitişik olması, yani hiç ara vermeden tutulması mecburiyeti yoktur; aralıklarla da tutulabilir Şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruçla, bir yıl oruç sevabının nasıl elde edileceği Alimlerce şöyle ifade edilir:

Dinimizde, bir iyilik yapana on sevap verileceği yolundaki hadis esas alındığında, bir Müslüman otuz günlük ramazan orucuna ilâveten şevvâl ayındaki altı günlük oruçla otuz altı gün tutmuş olmaktadır Bu otuzaltı rakamı, hadiste ifade edilen on sevap ile çarpıldığı zaman 360 gün elde edilir Böylece kamer ay hesabıyla bütün bir yıl oruçla geçirilmiş gibi olur

Mefail HIZLI
__________________
Söz işlemez yüreklere sükûtum dağlar gibi...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Orucun Kazası, Kaza Orucu, Kaza Oruçları, Kaza Orucu Nasıl Tutulur/Muhsin İyi muhsin iyi Makale ve Köşe Yazıları 0 26 Temmuz 2012 10:05
İSLAM'MIYIZ-MÜSLÜMAN'MIYIZ YADA NEYİZ !! Yitiksevda Makale ve Köşe Yazıları 6 28 Nisan 2010 13:35
Orucu Bozmanın Cezası: Kaza Ve Kefaret / Kazâ ve Keffâret Nedir? MERVE DEMİR Oruç-Ramazan 2 10 Nisan 2009 14:33
Hamilelik döneminde tutulmayan oruçlar kaza edilir mi Ödediğim fidyeler kaza yerine g İmamHüseyin Oruç-Ramazan 0 10 Nisan 2009 14:23
Kaç çeşit kaza vardır? Kaza-i muallak-mutlak gibi kavramlar neyi ifade ediyor? Belgin Soru Cevap Arşivi 0 09 Nisan 2009 09:19

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.