Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Soru Cevap Arşivi

Konu Kimliği: Konu Sahibi CANSİMİDİ,Açılış Tarihi:  30Haziran 2008 (09:34), Konuya Son Cevap : 29 Aralık 2008 (13:43). Konuya 6 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 30Haziran 2008, 09:34   Mesaj No:1
Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:CANSİMİDİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1775
Üyelik T.: 10 Mayıs 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 24
Konular: 4
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Iskat

Iskâtı salat ve devirin dinimizdeki yeri nedir?

bilgi sahibi olanlardan ricaediyorum.namaz ıskatı sünnetmidir.öyleyse bir vakit namazın ıskat tutarı nekadardır.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi CANSİMİDİ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
kamuda calısan personelin maaşlarını aldıkları... Soru Cevap Arşivi baybars50 5 2290 18 Şubat 2009 11:10
Iskâtı salat ve devirin dinimizdeki yeri nedir? Soru Cevap Arşivi NUR 6 3469 30Haziran 2008 09:34
Rüya tabiri yapabilen kimse var mı Soru Cevap Arşivi kocaklar 5 2325 28 Mayıs 2008 14:51
Kirpi eti mundarmıdır? Soru Cevap Arşivi nurşen35 6 2285 24 Mayıs 2008 13:59

Alt 30Haziran 2008, 10:01   Mesaj No:2
Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:7
Cinsiyet:Erkek
Yaş:49
Mesaj: 2.988
Konular: 339
Beğenildi:1171
Beğendi:346
Takdirleri:7784
Takdir Et:
Standart Cvp: ISKAT

iskatı salat olak meşhur olmuştur.kuranı kerimde sünnette namaz iskatı yoktur.tüm ibadetler için mazeret,kefaret ,bedel yolu varken,namaz için fetva,kurtuluş,kefaret,iskat vardır diyen alim olmamıştır.yani namaz nerde nasıl ne olursa olsun kılınacaktır.
ayaktamı kılamıyorsun?OTUR KIL...
oturrarakmı kılamıyorsun?YAT KIL..
yatarakmı kılamıyorsun?GÖZLERİNLE İŞARETLEYEREK KIL...
abdestmi alamıyorsun?TEYEMMÜM YAP..
vs vs vs vs ...
iskat nedir?
iskat bedel ,kefaret,düşürmek,kurtulmak meallerine gelir..kuranı kerimde yemin,yalan,oruç gibi ibadetlerde kusur sahibi kefaretini ödiycektir.ölenlerin mirasçisi,bu açığı kapamak için iskat verirler..namaz iskatı ise,sadece alimlerin bir ümidi olmuştur.yani verelim belki...nasretin hocanın gölü mayalaması gibi...ya tutarsa...
her kusur için verilecek miktar bir fakirin bir günlük masrafıdır.ortalama bir fıtradır(8-10 ytl civarı)
saygılar..
Alıntı ile Cevapla
Alt 30Haziran 2008, 10:50   Mesaj No:3
Medineweb Kıdemli Üyesi
Muhteşem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Muhteşem isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2004
Üyelik T.: 25 Mayıs 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:ürgüp..
Yaş:41
Mesaj: 303
Konular: 99
Beğenildi:8
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: ISKAT

abdulmelik hocam çok doğru adam namaz kılmıyor oruç tutmuyor vefat edince çocukları bize gelip işte benim babamın şu kadar namaz borcu var bu kadar orucu var deyip para karşılığı mendilin içine para koyup 100-defa 500 defa aldın kabul ettinmi gibi yöntemlerle borç ödediklerini sanıyorlar fasit bir durum
__________________
Bende 1 yumurta var, sende 1 yumurta var. Ben sana 1 yumurta versem, sen bana bir yumurta versen, bende 1 yumurta sende 1 yumurta olur.Bende 1 bilgi var, sende 1 bilgi var. Ben sana 1 bilgi versem, sen bana 1 bilgi versen, bende 2 bilgi, sende de 2 bilgi olur.
Alıntı ile Cevapla
Alt 30 Ekim 2008, 00:43   Mesaj No:4
Avatar Otomotik
Durumu:yavuz uğurlu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 4635
Üyelik T.: 29 Ekim 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 4
Konular: 2
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart ıskat

ölenlerin ardından ıskata otururlar,ölenin parasından fakirlere para verirler.bu paradan ölen kişiye ne faydası dokunur.selamun aleyküm.
Alıntı ile Cevapla
Alt 30 Ekim 2008, 07:16   Mesaj No:5
Medineweb Emekdarı
Belgin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Belgin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 7
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:43
Mesaj: 1.277
Konular: 640
Beğenildi:16
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: ıskat

vealeyküm selam..
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Iskât-i salât`ın aslı var mıdır? Yapılması câiz midir?

"Iskât-i salât" terim olarak, kişinin üzerinde borç kalan namazların düşürülmesi demektir. Bilindiği gibi Müslümanlar, dînî kural ve öğretileri sırasıyla; Kur`ân-ı Kerim, Hadîs icma` (yani yetkili islâm âlimlerinin bir konudaki söz birliği)dan alır ve uygularlar. Bu üç kaynakta bulunmayan bir mesele için, yine yetkili Islâm âlimleri (müctehidler) kıyasa başvurarak, kendi görüş ve ictihadlarını bildirirler. Diğer üç kaynağın bulunmadığı yerde müctehidlerin görüşleri, Müslümanların pratik hayatlarını belirler. "Iskât-i saIât" da işte bu üç kaynakta bulunmayan bir konudur ve aslı sudur: Kur`ân-ı Kerîmde oruca güç yetiremeyen ihtiyarların, tutamadıkları her gün için bir fidye (yani bir fakire sabah ve akşam öğünü olabilecek değer) vermeleri emredilir. (EI-Bakara, 2/184) Bu, edâ edilmeyen bir emrin, onun karşılığı olup aklın almayacağı birşeyle kaza edilmesidir ve başka bir şeyin buna kıyas edilememesi gerekir. Bazı Hanefî müctehidleri, ihtiyatlı olanla hareket etmiş olmak için, şöyle demişlerdir: Oruç tutmayan ihtiyar fidye verir. Ölmeden fidyesini vermemiş ve malından verilmesini vasiyyet etmişse; mirasçıları onun malından (üçte birini geçmemek üzere) önce vasiyyet ettiği oruç fidyesini çıkârıp dağıtmak zorundadırlar. Namaz için böyle bir şey söylenmemiştir. Namazı buna kıyaslamak da mümkün değildir, ama bir ihtiyat olarak kişi, "Benim kılmadığım şu kadar namazım vardır, benim malımdan onların fidyesi verilsin" diye vasiyyet ederse ,bunun onun namazlarını kesinlikle afettirecegine inanmaksızın, mirasçılarının bunu vermesi ihtiyat olarak gereklidir. Bu, onun namazlarını gerçekten affettirirse ne âla, ettiremezse yerine ulaşmış bir sadaka olarak sevabı ona ulaşır. (62 Bk. Molla Cîyûn, Nûru`I-envâr I/58; Değişik görüşler için bk. En-Nemenkâni, age I/190) Bu temel bilgilerden sonra, "iskat-ı salât"ın uygulanışı için şunları söyleyebiliriz:

1- "Iskât-ı salât" şer`î bir delile dayanmadığı gibi ,sağlam bir kıyasa da dayanmaz; ancak ihtiyat tedbirdir.

2- Ihtiyaten gerekli olması da, ancak ölenin vasiyet etmesine bağlıdır. Aksi halde tek tek bütün varislerden izin alınmalıdır ki, buna gerek olduğunu da kimse söylememiştir.

3- Hayatta iken namaz kıldığı bilinen birisinin hiçbir namazı kabul olmamış ihtimalıyle hesap yapılamaz. Bu kapı çok daha büyük bid`atlara açılır.

4- Namazın gereğine inanmadan kılmayan birisi için verilenler, onun ancak azabını artırır.

5- "Iskât-ı salât" yapılması halinde "verdim-aldım" gibi; dinin ruhuna aykırı hile ve kandırmacalar, çirkin ve günah çıkarma gibi papazvâri birer bid`attırlar, yapılmamaları gerekir ve verilen mutlaka muhtaçlara ulaşmalıdır.

6- Verilecek (daha doğrusu alınacak) miktarı attırmak için namaza "yemin keffareti" gibi daha bir sürü kuyruk eklemek, yapılan çirkinligi fazlalaştırmaktan ibarettir.

7- "Iskât-ı salât"a meşruluk kılıfı giydirmenin, dinde zengin-fakir ayırımına gitmek ve zenginlere namaz kılmama kolaylığı vermek anlamı taşıyacağı da söylenebilir.




İslam Fıkhı Ansiklopedisi
__________________
Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.
Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.

Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Aralık 2008, 13:42   Mesaj No:6

NUR

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:NUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 127
Üyelik T.: 10 Eylül 2007
Arkadaşları:4
Cinsiyet:
Memleket:ankara
Yaş:31
Mesaj: 1.805
Konular: 527
Beğenildi:30
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Iskâtı salat ve devirin dinimizdeki yeri nedir?

Iskât, üzerindeki borcu düşünmek demektir. Iskât-ı salât ise, ölmüş bir insanın üzerinden, kazâya kalmış farz namazlarıyla vitir namazları borçlarını düşürmek ve afvettirmek ümidiyle yapılan bir tasadduk muamelesidir. Iskât-ı savm da, ölünün üzerindeki oruç borçlarını düşürmek mânasınadır.

Iskâtın Hükmü Nedir?
Ölünün üzerinden, sağlığında mazereti sebebiyle tutamadığı oruç borçlarının düşürülmesi için fidye verilmesi hususu, hem âyet, hem de hadîs ile sâbittir. Resûlüllah Efendimiz: "Bir kimse üzerinde bir aylık Ramazan orucu borcu varken ölürse, onun her günü için bir yoksul doyurulsun" buyurmuştur.

Burada oruç için her bir güne karşılık bir yoksul doyurmak suretiyle fidye verileceği açıklanmaktadır. Halbuki namaz için fidyeden, ne âyet ve ne de hadîslerde bahis yoktur. Bu bakımdan namaz için nassa dayalı bir ıskât söz konusu değildir. O halde nerden çıkmıştır ıskât-ı salât?..

Iskât-ı salâtı, yani, ölünün namaz borçlarını düşürmek için fidye vermeyi, Hanefî müctehidleri bir ihtiyat eseri olarak müstahsen görmüşler, güzel bir muamele olarak kabûl etmişlerdir. Aslında namaz için verilen fidyeler, kazaya kalmış namazın yerine geçmez. (Halbuki oruçta verilen fidye, tutulamayan orucun yerine geçer, onu borç olmaktan düşürür).

Ancak şu kadar var ki, ölmeden evvel yapılan böyle bir fidye vasiyeti; bir nedâmet ve pişmanlık eseridir. Ve mağfiret ve bağışlanma talebinin nişânesidir. Bunun, ölen kimsenin vasiyeti olmadan, varisler tarafından teberrû yoluyla yapılması da bir şefkat ve ölünün hayrını isteme alâmetidir. Ayrıca fidye yoluyla fakirler de sevindirilmekte, bu vesile ile onların bâzı zarurî ihtiyaçları te'min edilmiş olmaktadır.

Bütün bu cihetler itibariyle, ıskât-ı salâtın kabûlü, yani, ölünün kazâya kalmış namaz borçlarının affedilmesi, Allah'ın rahmet ve inâyetinden ümid edilmektedir. Bâzıları bu usûlü, ilk defa İmam Birgivî merhumun ortaya attığını söylerlerse de doğru değildir. Belki en eski Hanefî kitaplarında da ıskât-ı salâtın bahsi vardır.

Özetleyecek olursak diyebiliriz ki: Fidye ile oruç borcunun sâkıt olacağı hakkında kesin nass vardır. Namaz da ibâdet olarak oruç gibi, hattâ oruçtan mühim bir ibâdettir. Çünkü kulun âhirette ilk hesaba çekileceği ameli namazdır. Namaz ibâdetinde eksikliği olanların hesabının çok çetin geçeceği rivâyetlerde gelmiştir. Bu bakımdan ölünün, kazâ etme imkânı kalmamış namazları için fidye verilerek, onun hakkında İlâhî affın tecellisi için niyazda bulunmak, ihtiyat icabıdır. Umulur ki fidyelerin sevindirdiği fakirlerin sürûru ve duası hürmetine, Allah o borçlu kulunun borçlarını affeder de rahmetine dahil eder.

Iskatla İlgili Mes'eleler:

* Iskât-ı salât ve savm yapılabilmesi için her şeyden önce, ölen kimsenin bu hususu vasiyet etmesi gerekir. Ölen adam vasiyet etmemiş ise, velisi ve varisleri tarafından da ıskâtın yapılması câizdir ve makbûldür.

* Ölünün ıskât-ı salât ve ıskât-ı savm için yaptığı vasiyet, geride bıraktığı malının üçte birinden karşılanır. Malın diğer üçte ikisi mirasçılarındır.

* Bir günün gece ve gündüzünde vitir de dahil olmak üzere 6 vakit namaz vardır. Ölünün arkasında bıraktığı malının üçte birinden, bu 6 namazdan herbiri için bir fidye verilir. Bir fidye, bir fakirin bir gün doyurulmasıdır. Sabahlı - akşamlı olmak üzere iki öğün üzerinden hesaplanır.

* Verilecek fidyelerin hepsi tek fakire verilebileceği gibi, ayrı ayrı fakirlere de verilebilir. Fidyeler, fakiri doyurmak suretiyle yerine getirilebileceği gibi, yiyecek karşılığı para olarak da verilebilir. Fakirin ihtiyaçları çeşitli olduğundan para olarak verilmesi daha iyidir.

* Bir ölünün, geride bıraktığı malı hakkında bir vasiyeti bulunmadığı takdirde, varisleri ıskat yapıp fidye vermeye mecbur değillerdir. Hele varisler fakir olurlarsa, bunları, âdet telâkkisiyle fidye vermeye zorlamak uygun düşmez. Hususan varisler arasında çocuklar ve yetimler varsa, bunların hisselerinden fidye verilmesi hiç câiz olmaz.

* Namaz fidyesinin vasiyet edilmesi, varisler tarafından teberrû yoluyla yapılmasından hayırlıdır. Fidyeler ölü defnedilmeden verilmelidir. Uygun olan budur. Bununla beraber definden sonra verilmesi de câizdir.

* Ölünün ömrü miktarınca ıskat yapılmak istenirse, ömür müddeti şemsî seneye göre hesaplanır. Erkekte bunun 12 yılı, kadında ise 9 yılı çocukluk müddeti olarak çıkarılarak, geriye kalan müddet için ıskat yapılır. Para kâfi gelmezse devre başvurulur.

Devir Nedir?

Ölünün ıskât için vasiyet ettiği mal, veya geride bıraktığı malın üçte biri; üzerinde olan namaz veya oruç borçlarını ödemeye kâfi gelmiyorsa bu takdirde devir usûlüne başvurulur. Devrin yapılışı şöyledir: Önce, ıskat için ayrılan paranın ölünün ne miktar borçlarına kâfi geldiği tesbit edilir. Ölünün bütün borçlarının ıskâtı için daha kaç tane o miktarda para fidye olarak verilmesi gerektiği hesaplanır.

Bundan sonra, ıskât için ayrılan para bir fakire tasadduk edilir. Parayı alan fakir de gönül rızasıyla, ıskatı yapan şahsa hibe ederek geri verir. Hibe yoluyla alınan para, tekrar o şahsa veya bir başka şahsa tasadduk edilir. Parayı alan şahıs, yine parayı hibe yoluyla geri verir. Bu işlem, tasadduk adedi ölünün borçlarının tamamını ıskât edecek miktara ulaşıncaya kadar devam eder. İşte bu tasadduk ve hibe işleminden her birine, bir devir tabir edilir. Devir sayısı, ıskât için tahsis edilen paranın miktarına göre değişir.
Devrin nasıl yapıldığını çok basit bir misalle açıklayalım: Bir şahıs, üzerinde 2 aylık, yani, 60 günlük namaz borcu olduğu halde vefat ettiğini kabûl edelim. Bu şahıs için verilmesi gereken fidye miktarı, bir gün vitirle beraber 6 vakit üzerinden hesap edildiği için 60 x 6 = 360 fidyedir. Bir fidyenin ise, faraza 100 liradan verildiğini kabûl etsek, bu durumda vefat eden şahsın borçlarının ıskâtı için 360 x 100 = 36.000 liranın tasadduk edilmesi gerekmektedir. Kabûl edelim ki ölünün ıskâtı için geride bıraktığı parası 6 bin lira olsun. Görüldüğü gibi, ıskât için ayrılan para bütün borçları karşılamaya yetmemektedir. Bu durumda devire başvurulur. 6 bin liranın 36 bin lirayı karşılar duruma gelmesi için ise, 36.000 : 6.000 = 6 devire ihtiyaç vardır. Fidyelerin devri hususunda acele edilmemeli, bu işlemin şer'î usûlüne uygun olarak yapılmasına çalışılmalıdır. Yani, fidye fakire: "Filân oğlu filânın namaz keffareti olmak üzere bu parayı al" denilerek gerçekten eline teslim edilmelidir. Parayı alan fakir de "Bunu kabûl ettim" diyerek aldıktan sonra, aynı parayı gönül rızasıyla "Ben bu parayı sana hibe ettim" diyerek geri vermelidir. Fidyeyi veren şahıs, bu hibeyi kabûl ettiğini belirterek almalıdır. Devir ve teslim işlemi, bu şekilde ölünün borçları bitinceye kadar devam etmelidir. * Devir, tek fakirle yapılabileceği gibi, birden fazla fakirle de yapılabilir. Böyle bir paranın fakire bağışlanması, fakirin de âlicenaplık göstererek bunu bağışlayana hibe etmesi; artık borçlarını kazâya imkânı kalmamış bir Müslümanın uhrevî mes'uliyetini azaltmak gibi pek hayırlı bir maksada müteveccih olduğu açıktır. Bu sebeble bu işlem, gerçekten gönülden koparak yapılırsa, büyük bir şefkat alâmeti ve din kardeşliği duygusunun parlak bir nişânıdır.
Selam ve dua ile...


__________________
EN GÜZEL AŞK: ALLAH!
Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Aralık 2008, 13:43   Mesaj No:7

NUR

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:NUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 127
Üyelik T.: 10 Eylül 2007
Arkadaşları:4
Cinsiyet:
Memleket:ankara
Yaş:31
Mesaj: 1.805
Konular: 527
Beğenildi:30
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: Iskâtı salat ve devirin dinimizdeki yeri nedir?

İmam Muhammed ''Ziyadat'' adlı eserinde namaz fidyesi için ''İnşallah yeterli olur'' ifadesini kullanmıştır.Fidye ile namaz borcunun düşeceği nassa veya kıyasa dayansaydı daha kesin bir uslub kullanması gerekirdi.Konunun Allah'ın dilemesine bırakılması bunun bir ümitten ibaret olduğunu gösterir.
Pezdevi'nin Usul Kitabında şöyle deniliyor:
''Namaz hakkında fidyenin cevazına,oruç hakkında hükmettiğimiz gibi hüküm veremeyiz.Ancak namaz hakkında fidyenin lütfen kabülünü Allah tarafından bir ihsan olarak isteriz.''
Hiçbir zaman namaz fidyesi ile namaz borçlarımızın ödenmiş olacağını ileri süremeyiz.
(Ömer Nasuhi Bilmen)
Devir işlemi olarak başvurulan çare ise anlamsız ve samimi niyetten uzaktır.Çünkü namaz bedeni bir ibadettir.bu gibi anlamsız şekilcilikle namaz borçlarının düşeceğine dair de kesin bir delil yoktur.
(Doç. Dr.Hamdi Döndüren)
__________________
EN GÜZEL AŞK: ALLAH!
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Bayanların saçlarını topuz yapmasının dinimizdeki yeri nedir caizmidir MERVE DEMİR Kadın Mahrem Konular 5 25Haziran 2014 23:10
Hıdrellez Nedir? Bu Günün Dinimizde Yeri Var mıdır? FECR Soru Cevap Arşivi 0 06 Mayıs 2014 11:31
Düğünde müzik ve eğlence yapmanın dinimizdeki yeri MERVE DEMİR Evlilik-Nikah Konuları 0 14 Nisan 2009 09:34
Sapık insanları hadım etmenin dindeki yeri nedir? MERVE DEMİR Soru Cevap Arşivi 0 08 Nisan 2009 07:56
Hafızlık yarışmasının dinimizdeki yeri MERVE DEMİR Hafızlık 0 27 Şubat 2009 10:42

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.