Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLAHİYAT-ÖNLİSANS -AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTESİ.::. > 1.SINIF*Bahar Dönemi* > Tefsir Tarihi Ve Usulü

Konu Kimliği: Konu Sahibi Mikdad,Açılış Tarihi:  04 Nisan 2012 (01:44), Konuya Son Cevap : 04 Nisan 2012 (01:44). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme: Değerlendirme: Toplam 1 oy almıştır,  ortalama Değerlendirmesi 1,00 puandır.
Alt 04 Nisan 2012, 01:44   Mesaj No:1
Medineweb Acemi Üyesi
Mikdad - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Mikdad isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14170
Üyelik T.: 08 Eylül 2011
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:41
Mesaj: 24
Konular: 12
Beğenildi:5
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Medineweb Tefsir tarihi ve usulü ünite 2- 3 özeti

Medineweb Tefsir tarihi ve usulü ünite 2- 3 özeti

TEFSİR TARİHİ VE USULÜ ÜNİTE -2 ÖZETGiriş: Kur’an İslam dinin en temel kaynağıdır.

Kur’an-ın Tanıtımı

Kur’an Kelimesinin Etimolojisiİslam alimlerinin görüşleri“Kur’an kelmesinin hemzesiz ve türemiş olduğunu savunanlar” 1. Kur’an lafzı “karinetün” kelmesinin coğulu ve aynı zamanda hemzesiz olan el kerin lafzından türemiştir.(Görüşü ileri sürenler Ebu Zekeriy’ya Yahya b Ziyad el – ferra )2. Bir şeyi diğerine yaklaştırmak anlamına gelen “karene “filinden türemiştir.(Eş ‘ari ve ona tabi olanlar)

“Kur’an” kelimesinin hemzesiz türememiş ve alem –i mürtecel olduğunu savunanlar”Safi ve taraftarlarının görüşüdür.Kur’an ‘da toplam 70 defa gecen Kur’an lafsı 50 yerde el takısı ile birlikte 20 yerde el takısı olmadan zikredilmiştir.

“Kur’an kelmesinin hemzeli ve türemiş olduğunu savunanlar”1. Sözlükte toplamak anlamına gelen “kara’e ‘den türemiş fu’lan vezninde bir kelimedir.(Ebu Ubeyde Ma’mer b. El- Müsenna ve ez – Zeccac)2. Çıkarıp atmak anlamına gelen “kara’e ‘den türemiştir.(Kutrup)3. “okumak”anlamına gelen “kara’e ‘den türemiş fu’lan vezninde bir kelimedir.(Ebu’l –Hasan Ali b. Hazm el – Lihyani)Bu görüş islam alimlerinin coğu tarafından kabul edilmektedir.Ayrıca “Kur’an –ın kendiside bu görüşü desteklemektedir.”İkra”lafzı Kur’an –ın ilk inen kelimesidir.

Müşriklerin “Kur’an “köküne dair görüşleri:Müşrikler “Kur-an lafzını “ Süryanice veya İbranice keryani kelimelerden almıştır demişler.Müşriklerin calışmaları Kur-an –ın orijinal bir kitap olmadığını ve dolayısıyla kendi kitaplarından devşirildiğini kanıtlamaya çalışan asılsız iddalar ortaya koymaktadırlar.Sonuç olarak “Kur-an “ lafzı İslamiyet /Kur’an ile beraber gelmiş “okumak “anlamındaki kara’e den türemiş fu’lan vezninde Arapca kökenli bir kelimedir.Bunun dışındaki görüşler yanlıştır.Kur’an – ın çeşitli isimleri olduğu bilinmektededir.(55 tane )

Kur’an - ın Terim Anlamı:”Kur’an Hz.Muhammed (s.a.v)’e vahiyle indirilmiştevatürle nakledilmişMushaflarda yazılmış tilavetiyle ibadet edilen bir süresinin – dahi olsa – meydana getirilmesi icin meydan okuyan Fatiha suresi ile başlayıp Nas suresiyle sona eren Allah’ın kelamıdır.

Kur’an – ın Hedefi:Kur’an tüm insanlığı hidayete getirmek amacıyla nazil olmuş evrensel bir ilahi kitaptır.İnsanlığı huzura mutluluğa ulaştıracak yoldur.Onun dışındaki yollar insanlığı huzura ve mutluluğa sevk edecek seviyede değildir.Kur’an – ın Muhtevası: Kur’an ‘ın muhtevasını n tespiti biraz zordur.Mekki ve Medeni ayet ve surelerin özellikleri ile bağlantılıdır.Mekki ayet ve surelerde Allah’ın birliği kudreti lutufkarlığıahret günü dirilme gibi uhrevi konular yanında müşriklerle girişilen mücadeleler ve onların anlamsızlığı gibi konulara vurgu edilmektedir.Medeni sure ve ayetlerde Mekki sure ve ayetlerde ihtiva edilin konuların yanı sıra ibadet ve muamelat konuları ağırlık kazanmıştır.Medeni surelerin coğunda münafıklar hakkında bilgi veren kısımlar vardır.Ayrıca Müslümanların yaptıkları savaslara ve savaş hükümlerine geniş yer verilmiştir.

Kur’an – ın Kitab-ı Mukaddes’le Mukayesesi:Kur’an Tevrat Zebur ve İncil’i kuşatıcı bir mahiyet arz etmekte ve önceki peygamberlere inanmayıda şart koşmaktadır.Yahudilik ve İslam dini kutsal kitap’a öncelik tanımıştır.Hristiyanlık ise Hz.İsa üzerine temellendirilmiştir.Kur’an ile diğer kutsal kitaplar arasında vahyedilme kayda geçirme günümüze gelme uslup ve muhteva acısından önemli farklılıklar vardır.Kur’an – ın korunması ve diğer kutsal kitapların korunması bakımından da bir takım değişiklikler mevcuttur.Diğer dinlerin kitapları orjinalliğini yitirmiş olmasına rağmen Kur’an – Kerim ‘de olan bazı konularla benzerlik göstermektedir.

Kur’an – ın Faziletleri (Fezailul – Kur’an ):Kur’an – ın tamamını veya bazı sure yada ayetlerini öğrenip okuyanöğretendinleyenezberleyenhükümlerine göre amel edenlerin kazanacakları sevapları bazı sure yahut ayetlerin şifalı olduğunu bildiren hadisleri iceren literatür için kullanılan bir tabirdir.İmam Şafi’nin “ Menafi’l Kur’an “ adındaki kitabının bu konuda yazılan ilk eser olduğu ileri sürülmektedir.Fezailu ’l Kur’ an ‘ la ilgili hadisler incelendiğinde 3 kısma ayrıldığı görülür.Bunlar:1. Kur’an – ın bütünün fezaletine dair hadisler.2. Kur’an – ın surelerinin fezaletine dair hadisler.3. Kur’an – ın ayetlerinin fezaletine dair hadisler.

Kur’an – ın Unsurları:Ayet:Sözlükte ; iz acık işaretburhan emare ibret şaşırtıcı iş ve mucize manasına gelmektedir.Terim olarak ise Kur’an – ın herhangi bir suresinde bir veya birkaç kelime yada cümleden meydana gelen ve başından ve sonundan ayrılmış olan bölümlere denir.Çoğulu ay veya ayat’tır.Ayetlerin Tertibi : Ayetlerin tertibi tevkidir yani vahye dayanmaktadır.Ayetlerin Sayısı: Ayetlerin sayısında farklı rivayetler bulunmaktadır.Ayet sayılarının farklılıkları Kur’an ‘ da eksilik veya fazlalık olduğunu göstermez.En uzun ayet müdaniye ayeti denilen Bakara Suresi’nin 282. Ayettidir.Bu konuda ihtilaf yoktur.Kısa ayeti ise ihtilaflıdır.Bu konudazikredilenler : Müdham****nVel – fecr Yasin vel asr ve’d- duhamüddesir rahman ve Yasin.

İlk ve Son Nazile Olan Ayetler:İlk inen ayetler Alak suresinin ilk beş ayetidir.Fetret devrinden sonra Müddesir suresinin baş kısmı nazil olmuştur.Son ayet hakkında ise görüş ayrılığı vardır.Besmele: Tevbe suresinin dışında bütün surelerin başında besmele vardır.Nelm suresinin 30. Ayetinde gecmesi nedeniyle Kur’an – ın bir ayeti olduğunda ihtilaf yoktur.Ama diğerlerinde mezhep imamlarına göre bir takım ihtilaflar vardır.

Secde Ayetleri:Secde ayetleri Kur’an ‘da 14 tanedir.Secde ayeti okunduğunda “tilavet secdesi” yapılmalıdır.Tilavet secdesi hanifilere göre vaciptir.

Sure: Sözlükte yüksek rütbe mevkişerefyüksek binasur gibi manalara gelir.Çoğulu”suver”dir.Terim olarak “ayetlerden en az 3 ayetten meydana gelen başı ve sonu bulunan müstaki Kur’an parcası” demektir.114 sure vardır.Ubey b.Kab’a göre 87 ‘si Mekki 27’si ise Meddenidir.En uzun süre 286 ayeti olan Bakara süresi en kısası ise “Kevser Suresidir”. Kur’an – ın surelere ayrılması tevkifidiryani vahye dayanır.

Surelerin Tertibi:Surelerin terkibinde farklı görüşler mevcuttur.

Surelerin Tasnifi:Es- Sebu’t tuvel: En uzun 7 sure demektir.El – Mi’un:Birinci gruptan sonra gelen ve ayet adedi yüz civarında olan surelerdir.El – Mesani: Ayet adedi 100’den az olan surelerdır.(Azhap suresinin basından Kaf suresine kadar)El – Mufassal: Mushafın son bölümü olup Kaf suresinin başından Nas suresinin sonu.

Mekki ve Medeni Sureler:1. Vahyin indiği mekan dikkate alınarak yapılan taksim Mekke’de inenler Mekki Medine’ de inenler Medeni şeklinde.2. Muhataplar dikkate alıarak yapılan taksim.Mekke’lilere hitap eden ayetler Mekki Medine’dekilere hitap eden ayetler Medeni şeklinde.3. Zaman dikkate alınarak yapılan taksim.Hicretten önce inen ayetler ve sureler Mekki sonra inen ayet ve surelere ise Medeni denir.Bu görüş genel olarak doğru bütün ayet ve sureleri içine alacak şekilde olduğundan doğru kabul edilen görüştür.

Mekki Surelerin Özellikleri:1. İçinde “kella” lafzı olan.2. Secde ayeti ihtiva eden.3. Bakara suresi haric icinde Adem ve İblis kıssası yer alan.4. Bakara ve Al-i İmran suresi hariç başında “huruf-ı mukkatta” bulunan.5. Bakara suresi haric geçmiş kıssaları anlatan.6. Ey insanlar ibaresinin bulunması.Medeni Surelerin Özellikleri:1. Ankebut suresi hariç munafıklardan bahsedilen.2. Cihada izin veren ve hükümlerini beyan eden.3. Hudud ve miras paylaşımından bahseden.4. Ey iman edenler ibaresinin fazla bulunmaması.5. İbadet ve muamelat konuları.6. Ehl-i kitabın batıl inançlarını ve yanlış davranışların anlatıp islam’a davet edenler.

Kur’an – ın OkunmasıYedi Harf:”el –ehrufu’s- seb’a” iki kelimeden meydana gelmiştir.”Ehruf” sözlükte bir şeyin uçu ve kenarı sivri ve keskin yerivecihuslupkırat ve lugat anlamlarına gelen “ harf” kelimesinin coğuludur.Yedi anlamına gelen “Seb’a” kelimesinin manası hakkında görüş ayrılığı vardır.Yedi harf ile ilgili bir cok hadis bulunmaktadır.(Ubey b. Ka’b rivayeti mesela sayfa 45 bakın.)Bu konu ihtilaflı bir konudur.Konuya dair 40 kadar rivayet vardır.

Kıraat İlmi : Kur’an-ın kelimlerinin eda keyfiyetlerini ve ihtilaflarını nakledenlerine isnat ederek bilmektir.Gayesi: Mütevatir kıratların zabt melekesini elde etmektir.

Sahih Kıraatın Şartları:1. Kıraat sahih ve muttasıl bir sendle Hz. Peygamber’e (s.a.v) ulaşmalı.2. Takdiren ve ilmende olsa Hz. Osman döneminde çoğaltılan nüshalardan birinin hattına uymalı.3. Bir vecihlede olsa Arap dilinin kaidelerine uygun olmalı.Senetleri Bakımından Kıraat Çeşitleri:1. Mütevatir Kıraat2. Meşhur Kıraat3. Ahad Kıraat4. Şaz Kıraat : (Senedi sahih olmayan kıraat )5. Mevzu (Uydurma ) Kıraat

Kıraatların Bugünkü Durumu• Asım Kıraatı:Çoğunluk Kur’an – ı Asım Kıraatının Hafs riayavetine göre okumaktadır.• Nafi Kıraatı:Mısır hariç kuzey frika’da yaşayan Müslümanlar Kur’an-ı Nafi kıratının Verş riyavetine göre okumaktadırlar.• Ebu Amr’ın Kıraatı:Sadece Sudan’ın bir kısmı.Vakıf ve İbtida:”Kelime üzerinde kırata tekrar başlamak niyetiyleadet olduğu şekilde nefes alacak kadar bir zaman sesi kesmekten “ibarettir.İbtida “ilk defa okumaya başlamaya veya vakiftan sonra kırata devam etmek için tekrar başlamaya” denir.

Vakfın Kısımları:1. Tam Vakıf (Vakf-ı tam Vakf-ı lazım vakf-ı vacip) : Kendisinden sonrası ile mana yönünden alakası bulunmayan bir kelime üzerinde yapılan vakfa tam vakıf denir.2. Kafi Vakıf(Vakf-ı Kafi):Kelam lafız ve mana yönünden tamamlanmakla beraber yine kendinden sonrası ile anlam bakımından bir alakası varsa bu tür yerlerde yapılan vakfa denir.3. Hasen Vakıf(Vakf-ı Hasen ):Vakf-ı hasen ayetin başında veya ortasında olabilir.4. Kabih Vakıf(Vakf-ı Kabih):Vakf-ı kabihdekelam tamamlanmadığı için okunandan bir mana anlşılmaz.

Kur’an okurken durulması gereken yerlere bir takım harfler konmustur.1. Mim :Mutlaka durmak gerekir.Geçilirse mana bozulur.2. TI Vakf-ı mutlak)Cim (Vakf-ı caiz)Kıf (dur):Bunlarda durmak evladırgecmek caizdir.Ceçilirse geriden başlanmaz.3. Ze(Vakf-ı mücevvez)Sad (Vakf-ı murahhas)Kaf ve sili :Bu işaretlerde geçmek güzel durmak ise caizdir.4. Laurma5. Ayn:Bir konunun veya kıssanın bittiğini ve başka bir konu ve kıssanın başladığını gösterir.6. İki grup üç nokta (Vakf-ı muaneka / Vakf-ı murakabe)7. Kef8. Sin :Sekte:

İbtidanın Kuralları : Sayfa 50 yi gözden geçirin.

Kur’an- Kerim’in Okuyuş Şekilleri:Kıraat alimlerine göre Kur’an 3 şekilde okuna bilmektedir.1. Tahkik: Kur’an okumada bütün unsurları ile tam hakkını verecek ve okuyuş hassasiyetinde en son imkanı kullanarak Kur’an okuma tarzıdır.“Tertil”: Kur’an dura dura acele etmeden anlaya anlaya okumaya denir2. Hadr:Tecvidli hızlı okuma.


TEFSİR TARİHİ VE USULÜ ÜNİTE 3 ÖZETİ

3. ÜNİTE TEFSİRİN TANIMI VE NİTELİĞİ

KAVRAMSAL ÇEVRE

TEFSİR

*tefsir kelimesi,fesera veya sefera kökünden gelen tefilün vezninden mastardır

*her iki kök fiilin sözlük anlamı; keşfetmek, ortaya çıkarmak, üzerindeki örtüyü açmak, beyan etmek, açıklamak, anlaşılır hale getirmek gibi manalara gelir

*emin el huliye göre sefera kelimesi maddi bir keşif ve açıklama

*fesera sözcüğü ise manevi keşif ve beyandır

*buna göre emin el huliye göre tefsir lafzı fesera kökünden türemiştir

*tefsir terim olarak; kuran ayetlerini arap dili ve edebiyatı açısından tahlile tabi tutup kastedilen manayı tespit etmektir

* tefsirin, hz. peygamber ve ashaptan intikal eden sahih rivayetlere dayalı açıklamalardan ibaret olduğu söylenebilir

Te'vil

*te'vilin sözlük anlamı; aslına dönmek anlamına gelen evele kökünden tefilün vezninden mastar olup, döndürmek ve herhangi bir şeyi varacağı yere vardırmak demektir

*te'vil kelimesi kur'anda farklı anlamlara gelir bunlar;

1-tefsir (ali imran 7)2-sebep (kehf 70)3-sonuç (nisa 59)4-rüya tabiri (yusuf 100)

*terim olarak te'vil, ayetin lafzi tahlilinden sonra ortaya çıkan manasını, makul ve kuvvetli delillerle desteklenmiş olmak şartıyla muhtemel manalarından bağlamına en uygun olan çevirme faaliyetidir

*te'vil mana çerçevesi içinde yapılan faaliyetten ibarettir

*tefsir, tek anlama gelebilen

*te'vil ise birden fazla manayı da içeren kelime ya da cümleler için söz konusudur

*imam maturidiye göre te'vil bir noktanın varacağı nihai noktayı açıklamak demektir

*tefsir kesinliğe delalet eder

*te'viller kesin değil zanni bir bilgi anlamına gelmektedir

te'vilin şartları

*islam bilginlerine çoğunluğuna göre ayetlerden hüküm çıkarmada esas olan te'vile gitmemektir

*mesela birden fazla anlama gelen müteşabih nassların açıklığa kavuşturulması için te'vil kaçınılmaz olur

*bunun için te'vilde şu şartların olması gerekir

1-te'vile esas olan mananın, mecaz yoluyla da olsa lafzın kendisine delalet ettiği manalardan olması lazımdır

2-te'vilin anlam yönüyle açık bir ayete ters düşmemesi gerekir

3-lafzın zahiri anlamının dışında başka bir mananın verilmesine imkan tanıyan dini bir delile dayanması zorunludur

Te'vilin Çeşitleri

1-beyani te'vil: *bu yöntem kelamcıların, fakihlerin, müfessir ve dilcileirn kulandığı bir yorum yöntemidir

*beyan te'vil; arap dilinin kuralları dahilinde hareket ederek kurandan anlamlar üretmektir

*beyani te'vil, bir içtihad veya içtihadi etkinlik demektir

*beyani te'vil kısaca kurani nassların anlamlarını subjektif bir tercihle ortaya çıkarmaktır

*beyani te'vil dogmatik bir içeriğe sahip olmayıp herzaman eleştiriye yani kabu ve redde açıktır

*çünkü sübektif tercihe(içtihad) konu olan bilgiler zan ifade etmektedir

*zanla ifade edilmeyeceğine göre beyani te'vil her zaman ve zeminde sorgulanabilir demektir

*bu te'vil kuran ve sahih sünnetler eaykırı değildir

*ama her zaman tenkit, hatta reddetme imkanı vardır

2-Burhani Te'vil

*en meşhur kuramcısı ibn rüşd'dür

*bu te'vili ibn rüşdün anlayışı istikametinde tanımlamak gerekir

*ibn rüşdün tanımladığı burhani te'vil yöntemi; nassların aklın ve dilin örfi kullanımı çerçevesinde kalarak yorumlamayı esas almaktır

*bu nedenle beyani te'vile benzemektedir

*burhani te'vil hata ve yanılgıya açık olması sebebiyle zanni bilgi içeren içtihadi bir mahiyet arzetmektedir

*filozof ibn rüşd faslu'l makal adlı eserinde burhani te'vili, nassları bütünsellik içinde ele alarak, zahiri manalarına uygun düşecek şekilde yorumlamaktadır

*çünkü ona göre akli bilgiyle vahiy yoluyla elde edilen bilgi birbirine ters değil uyum içindedir

3-İrfani Te'vil:

*bu te'vil tarzı tasavvuf erbabının kalbine sezgi, keşf ve ilham yoluyla doğan bir bilgi türüdür

*bu da onların tedebbür, teemmül, tefekkürve tezekkür gibi kavramlarla ifade edilen manevi tecrübedir

*yani mutasavvıflar kuran okuyarak onun derin anlamları üzerinde düşünceye dalmak(tedebbür)

*dış dünyanın angajmanlarından(bağlantılar)olabildiğince sıyrılarak

*ilahi ve ezeli hakikatler üzerine yoğun biçimde kafa yormak(teemmül)

*eşyanın yaratılışı hikmeti üzerine düşünmek (tefekkür) surretiyle irfani te'vile varılır

*irfani te'vilin dayanağı olan sezgi, keşf ve ilham tamamen öznel(subjektif)dir

*bu nedenle başkalarına iletilemez ve aktarılamaz

Tefsir İle Te'vil Arasındaki Farklar

1-tefsir tevkifi/ilahi beyanlara, te'vil bireysel ictihadlara dayalıdır

2-tefsir lafzın gerçek anlamını ve konusunu beyan ederken, te'vil lafızlarda kastedilen anlamları ortaya koyar

3-tefsirde tek bir anlam, te'vilde ise birden çok anlam söz konusudur

4-tefisr hakikat yoluyla lafızların zahiri manalarını, te'vil ise onların içsel anlamlarını ortaya çıkarmaktadır

5-te'vil ekseriya semavi kitaplarda kullanılır, tefsir ise bu kitpalarda kullanıldığı gibi bunların dışındaki kitaplarda da kullanılmaktadır

*ne kadar te'vil ile tefsir arasında farklılıklar söylenmişsede günümüzde te'vil yerine de tefsir kavramı kullanılmaktadır

Tercüme

*kök itibariyle, dört harfli (rubai) terceme veya üç harfli (sülasi) receme fiilinden türemiştir

*tercüme kelimesi sözlükte; bir kelamı bir dilden başka bir dile çevirmek,

*bir sözü diğer bir dilde tefsir ve beyan etmek,

*bir lafzı kendisinin yerini tutacak başka bir lafızla değiştirmek gibi manalara gelir

*tercüme terim olarak; bir sözün manasını diğer bir lisanda dengi bir tabirle aynen ifade etmek demektir

*tercüman; bir sözü şifahen bir dilden başka bir dile çevirendir

*mütercim; herhangi bir dilde yazılmış bir metni yazılı olarak başka dile çeviren kimsedir

*mütercem ise arapçada ismi meful olduğu için tercüme edilmiş, bir dilden diğer dile çevrilmiş şey anlamına gelmektedir

*tercüme ayrıca bir sözü söylendiği ya da tercüme edildiği dilde tefsir etmek anlamına gelir

*abdullah bi abbas için tercümanu'l kuran tabirinin kullanılamsı bu sebebe dayanır

Tercüme Çeşitleri

1-lafzı tercüme; ile tercüme edilecek metindeki her kelimenin birer birer ele alınıp onun yerine geçebilecek diğer dildeki lafızların gözden geçirilerek yerine konulması şeklinde yapılan bir tercümedir

*bu tercüme asıl metnin anlamını zor aksettirmektedir

*onun için bu tercüme kuranı kerimde kullanımı son derece güç hatta imkansız görülen tercümedir

2-Tefsiri Tercüme; asıl dildeki kelimelerin tertibine ve nazmına bağlı kalmaksızın herhangi bir sözün anlamını bazı şerh ve izahlarla başka bir dile nakletmekten ibarettir

*bu tercümede önemli olan metindeki gaye ve maksatların güzel bir şekilde ifade edilebilmesidir

*tefsiri tercümede lafzı tercüme gibi nazmında ve tertibinde asla benzeme şartı yoktur

*bu özelliği sebebiyle günümüzde tercümelerde tefsiri tercüme yapılmaktadır

*kuranın hakkıyla tercümesinin yapılamayışının sebepleri şunlardır;

1-kuranın fesahatı,belagatı, üslubu bakımından olan icazı onun nazmı vasıtasıyla tecelli edilir tercüme ile bu nazım ortadan kalkınca kuranın icazından söz etmek mümkün olmayacaktır

2-kuranın nazmı onun çeşitli kıraatlarla okunmasına imkan sağlar kuranın tercümesi ise kıraat vecihlerine dolasıyla ortaya koyduğu nüktelere imkan vermemektir

3-arapçaya mahsus birtakım edatlar vardır halbuki bu edatlar çoğu dillerde bulunmamaktadır

4-kuranı kerimin mevcut nazmı, onun çeşitli şekillerde irab edilmesine (tahlil yapılmasına) imkan vermektedir tercümeyle bu durum ortadan kalkmaktadır

5-kuranda müteşabih ayetlerde bulunmaktadır bunların arpaça şekliyle anlaşılması zordur bu durumda ayetlerin tercümesini yapmanın daha da zor olduğu çok açıktır

Tefsir İle Tercüme Arasındaki Farklar

1-tercüme aslın yerine geçer ve artık asla ihtiyaç duyulmaztefsir ise aslın aynısı olmayıp açıklamasıdır

2-tercümede istidrat(daha fazla izah ve açıklama) mümkün değildirtefsirde ise istidrat yapmak caizdir

3-tercüme örf yönünden aslın bütün mana ve maksatlarına uygunluk manası taşırtefsir ise aslın bütün mana ve maksatlarına uygn olma manasını ihtiva etmez

4-tercüme söz konusu anlamları kastdettiğine dair güven duygusu vermelidirtefsir de ise müfessirin yanında birçok delil bulunursa karşı tarafta böyle bir güven duygusu oluşur

Meal

*bu kelime te'vil kavramı gibi evele kökünden türemiştir

*kavram olarak meal; bir sözün manasını tam olarak değilde biraz noksanıyla ifade etmek demektir

*kuran çevirilerine tercüme denilmeyip mahiyetine uygun olan meal denilmiştir

*kuranın tamamını içeren ilk meal italyan müsteşrik guidi'ye göre hicri 127 senesinde berberice olarak yazılmıştır

*kuranın tamamını içeren ilk meal buzurg b. şehriyar'a göre hicri 270 yılında hind diline çevrilmiştir

*zamanımıza ulaşan en eski meal farsça olarak samanoğulları emiri mansur b. nuh tarafından yaptırılmıştır bu meal iranda birçok defa bastırılmıştır

*ilk türkçe kuran mealleri 9. asırdna itibaren yapılmaya başlanmıştır

*batıda ise en eski kuran meali, latince olarak 1143 tarihinde hazırlanıp 1543 de isviçrede basılmıştır

*bildiğimiz kadarıyla çeşitli dünya dillerine yapılan kuran çevirelerinin sayısı şimdilik 159'dur

Müfessir

*bu kelime fesera sülasi kök fiilinden tefilün vezninden türetilmiş ismi faildir

*müfessir; tefsir eden açıklayan anlamını ifade etmektedir

*müfessir; kuranı başından sonuna kadar ayet ayet ele alıp belli bir yöntemle açıklamaya çalışan kişi demektir

Müfessirliğin Kriterleri

*müfessir olmanın bir takım kriterleri vardır

*süyuti bu konuda bilgi verirken müfessirde aranan ilk kriterin sağlam ve sahih inanç olduğunu söyler

*bu temel kriter dışında süyuti bir müfessirin kriterlerini şöyle sıralar

1-lügat2-nahiv3-sarf4-iştikak5-meani6-beyan7-bedii8-kıraat9-kelam10-fıkıh usulü11-esbab-ı nüzul12-nasih-mensuh13-fıkıh 14-hadis15-mevhibe(ilham)

*önemli islam bilgini ömer nasuhi bilmen de bu ilimlere-ahlak-psikoloji-sosyoloji-biyoloji-astronomi-coğrafya-tarih-siyer ilimlerini eklemiştir

*tefsirci öncelikle arap dili ile ilgili gerekli bilgiye sahip olmalıdır

*tefsirci aynı zamanda yeterli bir tarih bilgisi edinmelidir

*kuranın anlaşılmasında arapça dil bilgisi yanında tarihsel bilgi birikiminde önemli bir yeri vardır

Tefsirin Konusu, Gayesi Ve Önemi

*tefsirin konusu; kuran

*tefsirin gayesi; kuranın içerdiği yüce manaları ve hakikatleri araştırıp ortaya çıkarmak ve insanın bu hakikatlere göre bir hayat sürmesini sağlamaktır

*yani, yaratılış gayesine uygun hareket tarzları belirlemesi ve bir yol gösterici, bir mürşid, bir rehber olmadan insanın sırf aklı ve duygularıyla hareket etmesi mümkün değildir

*insanlığın ahlaki zaafiyet ve çöküşten kurtulması ve olgunlaşması kuran ile mümkündür

*tefsir ilmi, bir taraftan külli ilahi irşadları konu edinmesi, diğer taraftan da bu irşadların insanlığa takdimine hizmet etmesi sebebiyle büyük bir öneme sahiptir

Tefsirin Gerekliliği

1-kuranı kerim bütün ayetleri muhkem yani tefsire ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve anlaşılır nitelikte değildir

*bu özelliği sebebiyle kuranın tefsir edilmesi gereklidir

2-yüce allah peygambere "ey peygamber sana rabbinden gönderileni tebliğ et eğer bunu yapmazsan onun elçilik görevini yerine getirmemiş olursun"(maide 67)

*sana kuranı gönderdik ki insanlara indireli onlara açıklayasın(nahl 44)

*bu ayetlerde ifade edildiği gibi kuran tefsir etmesini emretmiştir

3-kuran ilk muhataplarının terim olarak anlamını bilmedikleri kavramlara yeni mana ve mefhumlar yüklemiştir

*mesela salat kelimesi dua etmek, yalvarmak ve bağışlanma dilemek demekti

*ancak islamiyetten sonra namaz ibadetine isim oldu

*hicri ikinci asırda el vücuh ve'n-nezair adıyla müstakil bir ilmin ortaya çıkmasına zemin hazırlarken

*diğer taraftan söz konusu lafız ve kavramlarla ilgili olarak yapılması gereken semantik tahliller, kuran tefsirine olan ihtiyaç gündeme getirmiştir

4-kuran müminlerin şahsi ve toplumsal hayatlarını düzenlemek gayesiyle ibadat ve muamelat konularında hükümler koymuştur

*bu hükümleri ortaya çıkarmak yalnızca kuran metnini dilsel açıdan çözümlemekle mümkün değildir

*bu nedenle tefsir etmek gereklidir

5-kuranda mecaz, kinaye, istiare ve teşbih gibi edebi sanatların yer aldığı bir vakıadır

*tabii ki bu tarz ayetler söz konusu sanatları iyi bilenler tarafından tespit edilmelidir

*bu nedenle tefsir gereklidir

6-kuranı kerimde ayrıca bilimsel hakikatler içeren kevni(kozmolojik) ayetler bulunmaktadır

*bu nassları bilimsel keşiflerden istifade ederek tefsir etmek gerekmektedir

7-kuran uluhiyyet, nübüvvet, insan, ibadet ve ahiret gibi temel konuları da ihtiva etmektedir

*bununla birlikte, kuranın yer verdiği ikincil konuların hepsi bir tek külli mananın etrafında dönüp dolaşmaktadır

*o da insanları kendi hür iradeleriyle allaha kulluğa çağırma olgusudur

*kuran muhataplarını hep teyakkuz durumunda tutmak için muhtevasındaki konuları iç içe bir tarzda anlatmıştır

*kuranın beşeri telif mantığına uymayan bu farklı beyan tarzının onun aslı gayesine uygun olarak tefsir etmek gerekir

8-herkes kendi anlayışına göre kurana mana verirse bir çok hatalar meydana gelir ve hakikatler kaybolur bu nedenle onun ehlince tefsiri yapılmalıdır

Tefsirde Öznellik

*öznellik özneye ait olmak, sübjektif hareket etmek demektir

*buna göre kurna tefsirinde öznellik, değişik sebeplerden dolayı nassların farklı biçimlerde algılanması ve yorumlanması anlamına gelir

Kurandan Kaynaklanan Öznellik

1-muhkem ayetlerin anlaşılması ve yorumunda herhangi bir problem söz konusu değildir

*ancak müteşabih ayetlerde antropomorfik(insan biçimci) ve sembolik dil kullanıldığı için onları anlamada bazı sıkıntılar bulunmaktadır

*bu yüzden müteşabihatin yorumlanmasında mutlaka başka nasslara ihtiyaç vardır

2-kuranı kerim gaybi ****fizik konulara da zaman zaman değinmektedir

*mesela ölüm, berzah(kabir alemi)ve ba's(yeniden dirilme) gibi

*kuranda bunlar anlatılırken kendine özgü üslup kullanılır

*anlatılanların muhataplar tarafından tecrübe edilme imkanı da olmadığı için, söz konusu nassların farklı yorumlanmaları mümkün olabilmektedir

3-kuran indirildiği dönemin arap toplumundaki bireysel ve toplumsal hayatla ilgili cevaplar, tespitler, öğütler, tavsiyeler, emir ve yasaklara yer vermiştir

*bu tür nasslarda yorumcunun farklı bir şekilde onların anlamasına ve te'vil etmesine yol açabilmektedir

4-esasen kuran, bütün insanlığa hitap eder

*bir başka ifadeyle kuran her muhatabı farklı bir açıdan kendisine çekmektedir

*kuranın hem lüzumu halinde sözün sahibine soramamaktan hem de üslubundna kaynaklanan sebeplerle öznel yorumlamalara açık bir metin olduğu söylenebilir

5-müfessirlerin farklı anlayışlara gitmesine yol açan önemli öznellik sebebi de kuranın farklı kıraatlerle okunmasıdır(71. sayfada 5. maddeyi okursanız bu maddede daha iyi bilgi sahibi olursunuz)

Müfessirlerden Kaynaklanan Öznellik

1-kuranı doğru yorumlamak için kendi kabiliyetine güvenen yorumcunun varlık hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacı vardır

*bu konuda yetersizlik müfessiri öznel tecrübe bakımından etkilemektedir

*doğal olarak bu da kuran yorumunda farklılığa yol açmaktadır

2-insanların farklı medeniyet, kültür, çevre ve ortamlarda sahip oldukları bilinç farklılığı da kuran yorumcusunun öznel anlayışında etkili bir unsur olarak görünmektedir

3-ilk dönemlerden itibaren kuran tefsirinde başlıca iki eğilim vardı

*bunlar nakli ve akli yaklaşımdır

*bu olgu farklı anlayışların ortaya çıkmasına

*çeşitli itikadi ve fıkhi mezheplerin doğmasına

*diğer taraftan da aynı mezhep içerisinde yer alan alimlerin farklı tercihlere yönelmelerine yol açmıştır

4-bilindiği gibi insan, olgular dünyasında yaşamaktadır

*yani insan bulunduğu dünyaya ve yaşadığı çevreye aittir

*bu sebeple içinde var olduğu anlam dünyasından koparak yorumda bulunamaz

*tarihte ortaya çıkan hemen her düşünce ekol ve grubu, kendi fikrini kurana onaylatmak için öncelikle ona başvurmuştur

*işte bu anlayış ve genel kabul kuranın anlaşılması ve yorumlanmasında öznel düşüncenin doğmasına yol açmıştır

5-islam düşünce tarihi boyunca çeşitli ilim dallarına mensup din bilginlerinin, kuran nasslarını yorumlama konusunda farklı bakış açısı benimsedikleri anlaşılmaktadır

*bu gruplar içerisinde kesinlikle kabul edilmeyecek nitelikte olanı, kuran nasslarının zahiri tarafını hiç dikkate almayarak ualnızca batıni yönüne itibar etmeye aşırı yorum denir

*bazı şii müfessirlerinin kendilerine düşman olan insanlardan kinaye olarak algılamaları

*ihvan-ı safa'nın cehennem azabını bilgisiz insanların bu dünyada çekmiş oldukları cehalet kaynaklı elem ve acılardan ibaret görmesi aşırı yoruma örnektir

*metinlerin gerçek anlamlarının zahirde değil batında saklı olduğunu ileri sürerek, tüm kuran nassları bu mantık doğrultusunda yorumlamaya çalışan batıniyye mezhebidir

*mesela batınniyye'nin özgün mezhep formu olan ismailiyye'ye göre namazın içsel anlamı, gerçekte imamla yani devlet başkanı ile bütünleşmektir

*zamanının imamından yana şüphesi olan kimsenin kesinlikle namazı kabul değildir

*aynı zamanda oruç da zahir ehli arasında susmak, sırları onlardan saklı tutmak gibi anlamlar vermiştir

Tefsirin Diğer İslami İlimlerle İlişkisi

*islami ilimler, müslümanların kuran anlamak üzere geliştirmiş oldukları dini ilimlerdir

*bunlar tefsir, hadis, fıkıh, kelam, siyer, tarih ve ahlak ilminden ibarettir

*bütün bu ilimlerin kaynağı kurandır

*en önemli görevi üstlenen tefsir ilmidir

*tefsir kelam ve fıkıh ilminede malzeme sağlamıştır

*tefsir dilsel ve tarihsel incelemesinden çıkardığı sonuçları ele alıp yorumlar

*kelam müslümanlara allah, ahlak, siyaset vb. alanlarda hükümler üretir

*fıkıh kitap, sünnet ve icma gibi kaynaklardan kıyas yoluyla elde ettiği neticeleri müslümanlara sunmaktadır

*tefsir ne kadar sözü edilen bu iki ilim dalı için malzeme temin etmiş olsa da normatif (kural oluşturan) bir yapıya sahip olmadığı için hiçbir zaman kural koymamıştır


PAYLAŞAN:Rb Hasimoglu
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Mikdad 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
İlitamlı Öğrencilerin Haklarının İyileştirilmesi... Duyurular/Öneriler/Şikayetler Mikdad 0 1607 13 Şubat 2014 17:57
Tüm İlitamlı Öğrencilerin Ortak Haklarının... Duyurular/Öneriler/Şikayetler Mikdad 0 1491 27 Ocak 2014 19:38
Güz dönemi Arapça I ve Arapça III Mezid fiiller ... Arapça 3 Mikdad 0 4859 03 Şubat 2013 23:37
Tecvid Soru ve Cevapları Kur’an-Kerim Bilgisi Mikdad 0 3383 22 Ocak 2013 12:59
Yeterlilik Dökümanları DHBT-Hazırlık/Notlar/Özetler Mikdad 0 3329 22 Ocak 2013 12:53

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Medineweb Tefsir Tarihi ve Usulü 1. ünite özeti MERVE DEMİR Tefsir Tarihi Ve Usulü 2 06 Ağustos 2015 21:20
Medineweb Tefsir Tarihi ve Usûlü – Ünite 5 Özet Sevay571 Tefsir Tarihi Ve Usulü 0 15 Nisan 2012 12:55
Medineweb Tefsir tarihi ve usulü 10.ünite barışş Tefsir Tarihi Ve Usulü 0 10 Nisan 2012 12:42
Medineweb Tefsir tarihi ve usulü ünite 2- 3 özeti Mikdad Tefsir Tarihi Ve Usulü 0 04 Nisan 2012 01:39
Medineweb Tefsir tarihi ve usulü ünite özetleri 1-4 mehmet akif2 Tefsir Tarihi Ve Usulü 9 27 Mart 2012 09:27

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.