Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tefsir Tarihi Ve Usulü (https://www.forum.medineweb.net/536-tefsir-tarihi-ve-usulu)
-   -   Medineweb/ Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet (https://www.forum.medineweb.net/tefsir-tarihi-ve-usulu/33077-medineweb-tefsir-tarihi-ve-us%FBlu-5-6-7-8-9-10-ozet.html)

fani38 12 Mayıs 2016 02:04

Medineweb/ Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet
 
Toplam 1 Eklenti bulunuyor.
Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet

sevimlikul 17 Mayıs 2016 13:44

Cevap: Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet
 
Allah razı olsun .

ezel03 24 Mayıs 2016 11:54

Cevap: Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet
 
Allah Razı Olsun.

şeyma yeşil 10 Mart 2017 08:54

Telefondan indirşyorum ama bulanık gösteriyor bana yardımcı olur musunuz

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:17

www.medineweb.net
1

Tefsir Tarihi ve Usûlü 5/6/7/8/9/10 özet

not...Ben sadece üniteleri birleştirdim hepsini soru cevap şeklinden özete çevirdim hazırlayanlardan
Allah razı olsun

Tefsir Tarihi ve Usûlü – Ünite 5 Özet

* Tefsir yöntem olarak 2 şekilde incelenir.
1) Dirayet Tefsiri (Akli, Rey) 2) Rivayet Tefsiri (Nakli, Me’sur)
*Rivayet Tefsiri
a)Yöntemleri
1) Kur’ân’ın Kur’ânla Tefsiri
2) Kur’ân’ın Rivayet (Sünnet, Hadis) ile tefsiri
b) Zaaf Noktaları
1) Uydurma haberlerin olması.
2)İsnatların hazfedilerek sadece metninin verilmesi. (Yani Ravi zinciri olmadan Hadislerin yazılması.
Bunun en önemli örneği “Suyûti – ed-Dürrü’l-Mensur fi Tefsiri’l-Me’sur”.)
3) İsrailiyat haberlerinin karışması.
Ahmed b. Hanbel 3 şeyin aslı yoktur sözünde “tefsirin” kast edilişi bundandır.
c)Rivayet Tefsiri Kitapları
1) Taberi – “Câmi’ul-Beyan an Tevili Âyi’l – Kur’ân”
Taberi, Yahya b. Sellâm’ın metodunu geliştirmiştir. En önemli Rivayet Tefsiri eseridir.
2) Leys es Semerkandi – “Tefsiru’l Kur’âni’l-Azim”
Es Semerkandinin bu eseri ilk Tasavvufi – İşari Tefsirin örneği sayılır. İtikade dair görüşü Maturidiliğe
paraleldir.
3) Begavi – “Mealimu’t-Tenzil”
Begavi, Şafii mezhebine mensup büyük bir alimdir. Muhyi’s-Sünne ve Rüknud-din gibi bazı lakaplar
verilmiştir.
4) İbn Kesir – “Tefsiru’l-Kur’âni’l-Azim”
İbn Kesir bu eserinde kendisinden önce gelen bir çok müfessirden nakillerde bulunur.
*Dirayet Tefsiri
a) Tanımı
Yalnızca rivayete bağlı kalmadan dil,edebiyat,mantık,kıyas ve diğer bazı ilimlerle Kur’ân’ı tefsir etmek
demektir. Bu Tefsiri “Akli ve Rey” Tefsiri gibi isimlerde verilir /ve/veya/ isimlerle anılır.
b)Esasları
1) Müteşabih, alanın farkında olmak.
2)Yorumda delil ve karineye dayanmak, sujektif biçimde yorumdan uzak durmak.
3)Mezhep Taasubundan kaçınmak.
4) Delilsiz olarak, ALLAH (c.c.)’ın, muradı konusunda görüş belirtmemek.
*Dirayet Tefsiri için Kur’ân da 3 alan var ki bunlar kesin olarak bilinemez.
1)ALLAH (c.c.)’ın, Zatı ve Sıfatları ve Gaybi konular.
2)ALLAH (c.c.)’ın, peygamberlerine bildirdiği alan. (Bu konuda söz söylemek sadece Peygamberlere ve
O’nun izin verdiği kimselere kalır.)
3) Hz. Peygamber (s.a.v.)’in, tebliğ etmeye memur olduğu alanlar.
bu da ikiye ayrılır. 1)Ancak işitmek yoluyla söz söylemenin caiz olduğu alan. (Nasih-Mensuh, Nüzul

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:17

www.medineweb.net
2

Sebepleri, haşr, Mebde, Mead) 2)nazar ve İstidlal yoluyla bilinecek alan. (Hükümler, meseller,
öğütler.)
c) Dirayet Müfessirinin Uygulayacağı Yöntem
1)Tefsir edilen kavramı konu ve âyet’e mutabık olmalı.
2) Nüzul sebepleri gözetilmeli.
3) Ayetin ruhuna uymayan “detaylı sarf-nahiv kaidelerine, fıkıh ile fıkıh usulü meselelerine, akaid,
kelam bunların münakaşasına dalmaktan uydurma hadislerden, kıssa ve haberlerden kaçınmak.
4)Müfessir zeki olmalı bir ayetin çeşitli vecihlere muhtemel olması durumunda tutarlı davranmalı.
d) Bazı Dirayet Tefsirleri
1)Râzi – “Mefahitu’l-Gayb”
Bazı alimler tefsirle ilgili şunu söyler “Râzi’nin Tefsirinde, Tefsirden başka herşey var.” Bunun sebebi
çok çeşitli meseleleri izah etmesindendir. Tefsirinde münazaralardan, seyahatlerden, başından geçen
ilginç olaylardan bahseder.
2)Kâdi Beydavi – “Envâru’t-Tenzil ve Esaru’t-Te’vil”
Fıkıhta Şafii’dir. Eserinde Mu’tezile olan Zemahşeri’nin Keşşaf adlı eserinden etkilenmiş, “Keşşafın,
Sünni versiyonudur”.Sadece Osmanlı alimleri eseri üzerine 60 civarında şerh ve haşiye yapmıştır.
3)Nesefi – “Medariku’t-Tenzil”
Fıkıhdaki hükümleri Hanefi mezhebine göre aktarır. İbn Abbas’dan gelen tefsir rivayetlerini
açıklamıştır. Keşşaf’dan etkilenmiştir.
4)Ebussuûd – “İrşadu’l-Akli’s-Selim ilâ Mezaye’l-Kitabi’l Kerim”
Osmanlı Şeyhü’l İslamıdır. 2.Ebu Hanife lakabı verilmiştir. Keşşaf, Beydavi, Râzi gibi eserlerden
etkilenmiştir.
5)Âlusi – “Ruhu’l Meâni fi Tefsiri’l Kur’ânil-Azim”
Aslında Âlusi bir çok alim ve edebiyatçı yetiştiren büyük bir ailenin adıdır.Zemahşeri, Râzi, Kâdi
Beydâvi, Ebû Hayyân, Ebussuûd, Suyûti, İbnu’l –Arabi, ibn teymiyye’den etkilenmiştir.
TEFSİR ÜNİTE 6. özet

Ekol kavramının tanımı
Ekol kavramı, bir bilim ve sanat dalında ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem ve akım anlamına
gelmektedir.

Tefsir ekolleri kavramı
Tefsîr alanıyla ilgili olarak tefsir ekolleri kavramı, tefsîr ilmi içerisinde müstakil niteliklere ve özelliklere
sahip; kendi içinde yöntem ve prensipleri bulunan; ayrıca belli temsilcileri ve literatürü olan akım ve
okullara verilen isimdir.

Tefsir ekollerinin ortaya çıkıp gelişmesinde en önemli etkenler
1) temsilcilerinin interdisipliner (değişik ilimlerde ihtisas sahibi) şahıslar olmasıdır. Yani, hem tefsîr
alanı, hem de başka alanda uzman olan şahısların tefsîre dair çalışma yapmaları neticesinde ilgili
akımlar ortaya çıkmıştır.
2) Hicrî birinci yıldan itibaren İslâm coğrafyasının genişlemesi, Arap olmayan unsurların Müslüman
olması, İslâm toplumunda siyasi karışıklıkların baş göstermesi, akaid ve iman konusunda ihtilafların
ortaya çıkmasıdır.

Tefsîr ekolleri içerisinde, “mezhebî tefsîrler” alanı

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:17

www.medineweb.net
3

Ehl-i Sünnet başta olmak üzere Şîa, Mutezile ve Hâricîler kendi mezheplerinin doğruluğunu
ıspatlamak için bu iki kaynağa başvurarak görüşlerini bunlarla temellendirmek zorundaydı. Bu
zorunluluk bir taraftan Kelâm ilmi içerisinde bir gelişmeye sebep olurken, diğer taraftan tefsîr
bağlamında her grubun Kur’ân’ı tefsîr yöntemini de beraberinde getirmiştir. Her grup kendi
mezhebine göre bir tefsîr geleneği oluşturmuş, böylece tefsîr ekolleri içerisinde, “mezhebî tefsîrler”
alanı yerini almıştır.

TEFSİR EKOLLERİ

KLASİK TEFSİR EKOLLERİ
(19.yy öncesi ) ÇAĞDAŞ TEFSİR EKOLLERİ
(19.yy sonrası )

Mezhebi (kelami)
Tefsir ekolü Fıkhi
Tefsir ekolü İşari
Tefsir ekolü Konulu
Tefsir ekolü Bilimsel
Tefsir ekolü İctimai
Tefsir ekolü

MUTEZİLİ ŞİA HARİCİ

NOT : Dikkat edilirse tabloda Ehl-i sünnet (Eş'ari ve Matüridi) ekolüne yer verilmemiştir. Tefsîr ilmi,
temelde Ehl-i Sünnet mezhebinin doktrini çerçevesinde şekillendiği için Ehl-i Sünnet ekolünü müstakil
olarak incelemeye ihtiyaç duyulmaz. 5.ünitede haklarında bilgi verilen müfessir ve tefsîrlerin hemen
tamamına yakını Ehl-i sünnet ekolüne mensupturlar.

İslâm terminolojisinde mezhep dinin itikâdî ve amelî hükümlerini anlama ve yorumlama konusunda
kendine özgü yaklaşımlara sahip olan düşünce sistemine verilen isimdir.

İman esaslarıyla ilgilenen mezheplere itikâdî mezhepler; ibadet, hukuk, ahlak ve insan-ilişkileriyle
ilgilenen mezheplere de fıkhî mezhepler denmektedir.

Tefsîr alanında “mezhebî ekol” kavramı, temelde itikat alanıyla ilgili olup bir anlamda Kelâm ilmi ile
ilgilenen mezhepleri kapsamaktadır. Bu bağlamda itikâdî mezhepler Ehl-i Sünnetve Ehl-i bidat olarak
iki kısma ayrılmaktadır.

Mezhebî tefsîr ekolleri, esas itibariyle mutezile ekolü , şîa ekolü ve hâricîyye ekolü olarak üç kısma
ayrılmaktadır.
Mutezile tefsir ekolü Emevîler zamanında, hicri ikinci asırda Hişam b. Abdülmelik zamanında yaşayan
Vâsıl b. Ata’nın kurmuş olduğu mezheptir.
Hasan Basri’nin ders halkasında yer alan Vâsıl, büyük günah konusunda hocasından farklı bir görüşe
sahip olmasından dolayı ondan ayrılmış (itizal), bu yüzden de mezhebe “mutezile” (ayrılanlar) ismi
verilmiştir.

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:18

www.medineweb.net
4


Vâsıl b. Ata’nın hocası Hasan Basridir.

Mutezile, düşünce sistemini “usûl-i hamse” (beş temel prensip) üzerinekurmuştur. Bu beş prensip
1) Tevhid (Allah’ın zatında, sıfatlarında veeylemlerinde tek olduğu inancı)
2)Adalet (Allah’ın hayrı yapması, şerrinmeydana gelmesinde etkisinin olmaması)
3) Va’d-vaid (Allah’ın sözüne sadık kalması)
4) Menzile beynel menzileteyn (büyük günah işleyenin ne kâfir ne de mümin olacağı yani, fasık
olduğu)
5) Emr-i bil ma’ruf ve nehyi ani’lmünkerdir (iyiliği emretmek, kötülüklere engel olmaktır).

Mutezile’nin Ehl-i Sünnet tarafından kabul edilmeyen temel görüşleri
‘’ Kaderi inkâr ederler. İnsan’ın mutlak iradeye sahip olduğunu; kendi eylemlerini yarattığını
benimserler. Allah’ın hayrı yarattığına; şerri yaratmadığına inanırlar. Allah’ın bazı kadim sıfatlarını ona
nispet etmezler. Tövbe etmeden ölenlerin bağışlanmayacağını ve fasıkın ebedi olarak cehennemde
kalacağını savunurlar.’’

Mutezile, Kur’ân tefsîrini özellikle tevhid ve adalet prensipleri üzerine temellendirmiştir. Bu
prensiplerin dışında mutezile ekolünün dayandığı en önemli unsur Akıldır.

Mutezile âlimlerinin tefsîr yöntemi âyetleri öncelikle dilbilgisi ve belağat ilmi açısından açıklamışlardır.
Ancak zâhir anlam konusunda doktrinlerine ters düşen- bir problemle karşılaştıklarında mecaza
başvurarak te’vîl yoluna gitmişlerdir. Özellikle de manası anlaşılmayan veya zor anlaşılan müteşabih
âyetlerde, Arap dilinin kaide ve prensiplerini ihlal etmeden sembolik yoruma başvurmuşlardır.
Allah’ınsıfatlarının bir kısmını tenzih doktriniyle yorumlarken, bir kısmını da inkâr yoluna gitmişlerdir.
Kırâat farklılıkları konusunda, mezhepleriyle çelişen mütevatir kırâatları ve sahih hadisleri bile
reddetmekten çekinmemişlerdir.

Mutezile, Kur’ân âyetlerinin imanla ilgili olanlarını çoğunlukla Kelâmî eserleri içerisinde izah
etmişlerdir. Ancak bunun dışında Kur’ân tefsîri yazan müfessirleri de mevcuttur.
Ebû Müslim el-Isfahânî, Câmiü’t-Te’vîl li Muhkemi’t-Tenzîl; Kâdî Abdulcebbâr, Tenzîhu’l-Kur’ân ani’l-
Metâ’in; Şerif Murtezâ, Ğureru’l-Fevâid ve Dureru’l-Kalâid; Zemahşerî, el-Keşşâf an Hakâiki’t-Tenzîl.
(Bu tefsîrler içerisinde en meşhur olanı, Zemahşerî’nin Keşşâf’ıdır.)

Şîa, kelime olarak taraftar anlamına gelip terim olarak Hz. Peygamber’in vefatından sonra Hz. Ali ve
Ehl-i beytini halifeliğe layık gören ve halifelerin Hz. Ali soyundan gelmesi gerektiğine inanan
topluluğun genel adıdır.
Şîa, kendi içinde mutedil ve aşırı olmak üzere iki temel kola ayrılır.
Şîa’nın genel olarak diğer mezheplerden ayrıldığı temel nokta imâmet/halifelik meselesidir.
Tefsîr bağlamında Şîa’nın büyük bir çoğunluğunu temsil eden mezhep İmâmiyye Mezhebîdir. İsna
aşeriyye ve Caferiyye gibi adlarla da anılır.

İmâmiye Şîasının tefsîr anlayışı Başta imâmet olmak üzere kendi temel inançlarıyla doğrudan ilgilidir.
İmâmiye Şîasına göre, Kur’ân’ın bir zâhiri, bir de bâtını vardır. Kur’ân’ın bu iki bilgisi de imâmlardadır;
onlar hem zâhiri, hem de bâtını bilirler. Hatta zâhirin peygamberlere; bâtının ise imâmlara ait

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:18

www.medineweb.net
5

olduğunu bile iddia ederler. İmâmlardan herhangi bir rivâyet bulunmadığında Kur’ân’ın tefsîrini caiz
görmezler. Onlar, Kur’ân’ın tümünün imâmları hakkında varid olduğunu iddia ederler. Aynı zamanda
onların büyük bir kısmı, Kur’ân’ın sahabe tarafından tahrif edildiğine inanırlar. Ehl-i beyt dışında Hz.
Peygamber’den gelen sahih haberleri uydurma nitelemesiyle kabul etmezler.

mutezile ve şia’nın birleştiği noktalar Kur’ân’ın itikâda yönelik âyetlerinin tefsirinde mutezileyle
paralel iken, geri kalan âyetleri “imâmet” doktrini başta olmak üzere diğer prensiplerini
destekleyecek şekilde tefsîr ederler.

Ehl-i Sünnet tarafından kabul edilmeyen görüşleri İmâmiyenin imâmet ve imâmlarla ilgili görüşleri
kabul edilmediği gibi, Kur’ân’a yaptıkları ilaveler ve bâtınî te’vîlleri de batıl sayılmıştır.

Önemli tefsirleri İmâmiye Şîasının en önemli tefsîrleri şunlardır: El-Kummî, Tefsîru’l-Kummî; Ebû Cafer
et-Tûsî, et-Tibyân fi Tefsîri’l-Kur’ân; Tabressi,Mecmeu’l-Beyan fi Tefsîri’l-Kur’ân; Tabatabai, el-Mizan fi
Tefsîri’l-Kur’ân.

Hariciye fırkası : Tahkim olayını Hz. Ali’nin kabul etmesinden dolayı Hz. Ali taraftarları (Şîa) arasından
hilafetin zaten Hz. Ali’ye ait olduğunu; onun bu tahkim olayını kabulüyle hata ettiğini ileri süren ve
Şîa’dan ayrılan yeni bir fırka oluşmuştur. “Hüküm, Allah’ındır” sloganıyla ayrılan fırka, Hz. Ali’ye bu
tahkim olayına razı olmaması gerektiğini söylemiş, kabul görmeyince de Kufe’den ayrılarak “Hurara”
denilen yere çekilmişlerdir. Bölgeye nispetle bu fırka, Haruriyye, Hz. Ali’den ayrılmasına nispetle de
Hâriciyye olarak isimlendirilmiştir.
Haricilerin Kur’an tefsiri konusunda izledikleri yol Hâricîye fırkası Kur’ân’ın, lafız düzeyine son derece
önem verirler, tefsir ve te’vîle ihtiyacı olmadığını benimserler. Kur’ân lafzının yüzeysel anlamıyla
hareket ederler. Lafzın yüklendiği derin zâhirî anlamların varlığını kabul etmezler. Kur’ân metnini
anlamada yardımcı olan “hadis, sahabe kavli, ümmetin icmaı” gibi unsurlara özellikle de
mezheplerine aykırı olduğunda- itibar etmezler. Ancak âyetlerin tefsirinde kendi fikirlerini ispat
konusunda zorlama te’vîllerden de kaçınmazlar.

Hâricîlere ait günümüze ulaşan tefsir İbaziye koluna mensup olan Muhammed b. Yusuf Itfiyyiş’in
Himyanü’z-Zad ila Dari’l-Mead isimli 13 ciltten oluşan matbû tefsîrdir.

Mezhebî tefsîr ekollerinin ayırt edici özellikleri Mutezile tefsîr ekolü, akla önem verir ve mecâzî-
sembolik yorumu önemser; Şîî tefsîr ekolü, 12 imâmı kutsal sayar ve sadece onların tefsîrine itibar
eder; hâricî tefsîr ekolü ise Kur’ân’ın lafzını kanun düzeyinde görür; zâhirî tekanlamın varlığına inanır.

keşf, ilham ve sezgi yoluyla elde edilen bâtıni/ledünni bilgiyle Kur’ân âyetlerinin bir kısmını veya
tamamını yorumlama yöntemine İşârî Tefsîr denir.
İşârî tefsîr yöntemi, Kur’ân’ı mutasavvıfların (sufilerin) yorumlama tarzıdır. Âyeti, zâhirinden çıkan
anlamın ötesinde mutasavvıfın keşf ve ilham yoluyla elde ettiği bilgiyle yorumlamasını ifade
etmektedir. Bir anlamda metnin bâtınî anlamının keşfidir.
Tasavvuf, amelî ve nazarî olarak iki kısma ayrılır. Buna göre işârî tefsir de ikiye ayrılır, bunlar İşârî sufi
tefsîr ve nazarî sufi tefsir

İşârî sufi tefsîr : Ayetlerin, mutasavvıfların ilham ve keşf yoluyla elde ettikleri ve zâhirî manaya ters

mehmet akif2 10 Mart 2017 09:19

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
6

düşmeyen bâtınî bilgiyle tefsîr edilmesidir.

nazarî sufi : Felsefîleşmiş nazarî tasavvuf ehlinin nazariyelerini desteklemek için âyetlere getirdikleri
bâtınî şahsî yorumlardır.

İşârî tefsîrin kabul görmesi için müfessirler şu şartları ileri sürmüşlerdir: 1. Bâtınî anlamın, zâhirî
anlama ters düşmemesi.
2. Bâtınî anlamın doğruluğunu teyid eden aklî veya naklî bir delilin bulunması.
3. Bâtınî manaya aykırı dini veya akli bir delilin bulunmaması.
4. Zâhirî mana olmaksızın sadece bâtınî mananın kastedildiğinin iddia
edilmemesi gerekmektedir.

En önemli işârî tefsirler : 1) Sehl b. Abdullah et-Tüsterî, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm;
2)Abdurrahman es-Sülemî, Hakâikü’t-Tefsîr; Kuşeyrî, Letâifü’l-İşârât;
3) Necmüddin ed-Dâye, Bahru’l-Hâkaik ve’l-Me’ânî;
4)Nimetullah Nahcivânî, el-Fevâtihu’l-İlâhiyye;
5) İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân.

Fıkhî tefsir konusu ve gayesi
Kur’ân’daki ibadet, muamelat ve ukubat ile ilgili ameleyönelik âyetleri yorumlayan akıma verilen
isimdir. Konusu, ahkâm âyetleridir. Gayesi ise Kur’ân’ın hükümlerini ortaya koymak suretiyle
insanların dünya hayatlarını düzenleyip ahiret mutluluğunu kazanmalarını sağlamaktır.

“Fıkhî tefsîr ekolü”; literatürü de Ahkâmü’l-Kur’ân adıyla anılmaktadır.
Fıkhî tefsîrler, yapısı itibariyle İki kısma ayrılmaktadır: 1) Bir kısmı, Kur’ân’ın bütününü tefsîr etmekle
beraber ahkâm âyetlerine ağırlık vermişlerdir. 2) Diğer bir kısmı ise sadece ahkâm âyetleriyle kendini
sınırlayıp bu âyetlerin tefsirini yapanlardır. Bunların bir kısmı, sûre düzeni dikkate alınarak tertib
edilmiş iken, bir kısmı da fıkhî konulara göre tasnif edilerek yazılmıştır.

Meşhur olan bazı ahkâm tefsîrleri ve yazarları şunlardır:
1- İmâm Şâfiî, Ahkâmü’l-Kur’ân;
2-Tahavî, Ahkâmü’l-Kur’ân;
3-Cessâs, Ahkâmü’l-Kur’ân; İl-Kiyâ el-Herrâsî, Ahkâmü’l-Kur’ân;
4- Ebubekir İbnü’l-Arabî, Ahkâmü’l-Kur’ân;
5-Kurtubî, el-Câmi’ li Ahkâmi’l-Kur’ân;
6- Sâbûnî, Muhammed Ali, Revaiü’l-Beyan fi Tefsîri Ahkâmi’l-Kur’ân.
19. yüzyıl sonrasında Kur’ân âyetlerinin belli bir kısmıyla alakalı özel açıklama biçimlerine sahip yeni
ekoller ortaya çıkmıştır. Bunların birçoğunun temelleri klasik dönemde mevcut olmakla birlikte
sistemleşmesi ve müstakilleşmesi modern zamanlarda olmuştur. 19. Yüzyıl sonrası gelişen bu
akımlara, çağdaş tefsîr ekolleri denmektedir.
Çağdaş tefsîr ekolleri Konulu tefsîr ekolü, ictimâî tefsîr ekolü ve bilimsel tefsîr ekolü olmak üzere 3
kısımdır.

Konulu Tefsîr Ekolü : Kur’ândaki bir konuyu, Kur’ân’ın temel hedef ve ilkelerine uygun bir şekilde belli
usûller çerçevesinde bütüncül olarak araştırıp ortaya koyma yöntemine verilen isimdir.


SAAT: 08:58

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306