Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tevhid Ve Şirk Konuları (https://www.forum.medineweb.net/652-tevhid-ve-sirk-konulari)
-   -   İslamı kabul ettiğini söyleyip müşrikleri tekfir etmeyenler. (https://www.forum.medineweb.net/tevhid-ve-sirk-konulari/21507-islami-kabul-ettigini-soyleyip-musrikleri-tekfir-etmeyenler.html)

Medine-web 21 Mart 2012 23:17

Cevap: İslamı kabul ettiğini söyleyip müşrikleri tekfir etmeyenler.
 
bediüzamanı mezardan kaldırayım gelsin sana müşrik olmadığını söylesin,kendisini savunsun.
mezarıda yok Allahın lanetlikleri ona mezar bile vermediler!
ölmüş allaha hesap vermiş asırlar önce göçmüş savunmasız bir insanı suçlamak ahlaki/vicdani/islami değildir.

suhtem 21 Mart 2012 23:33

Cevap: İslamı kabul ettiğini söyleyip müşrikleri tekfir etmeyenler.
 
Allah razı olsun Muhsin abi sizden , çoooook güzel anlatmışsınız la kardeşimize yanlışını, lakin o bir türlü anlamak istemiyor bunu... Rabbim la kardeşimizin kalbine sevgi verir inşallah... yoksa bu inatla Allah muhafaza..

bilinmez 22 Mart 2012 10:05

Cevap: İslamı kabul ettiğini söyleyip müşrikleri tekfir etmeyenler.
 
Alıntı:

Abdulmelik Üyemizden Alıntı (Mesaj 167139)
bediüzamanı mezardan kaldırayım gelsin sana müşrik olmadığını söylesin,kendisini savunsun.
mezarıda yok Allahın lanetlikleri ona mezar bile vermediler!
ölmüş allaha hesap vermiş asırlar önce göçmüş savunmasız bir insanı suçlamak ahlaki/vicdani/islami değildir.


ya sayın abim,yapmayın etmeyin,bakın ben daha önceki yazılarımdada izah etmişim ,gerek saide nursi,gerek celaleddini rumi,gerek gazali,abdulkadir geylani ve dahası bunların KİTAPLARINDAKİ ŞİRK lere karşıyım ha bu zatlar hayatta değiller,ve onların FİKİRLERİ BU DUR DENİLEN KİTAPLAR ORTADADIR,ben bu kitaplarına göre değerlendirme yaparım,bu zatların kitaplarındaki şirk olan konuları gerek saide nursi,gerek diğer tasavvuf alimlerinin kitaplarındaki bu tür şirklerini KONU BAŞLIKLARIYLA sizlerle tartıştık,etraflıcada tartıştık bizim karşı çıktığımız fikirlerini verdik,ve günlercede bu böyle sürdü daha sonra siz konuyu kapattınız ve dediniz her kes fikrini yazdı bitti ,bizde saygı gösterdik bu davranışınıza,

saide nursi yaşasaydı sizin dediğiniz gibi cevaplardı tabiki,bu fikirler onun kitaplarına veya diğer zatların kitaplarına sokuşturulmuşsa bu zatların zararına olmaz ama onların kendi fikirleriyse,biz bu fikirlere karşıyız demiş ve daha önce açılan konularda bunu neden ,hangi sebeble karşı olduğumuzu yazmışız.

Bundan sonrada TEKFİR kelimesini kullanmıyacam,sadece kuranın beyanında günümüze güncelliyecem inşaallah daha net anlaşılacak,ve bu konuda FECR de,Mevlüt abide kendi yazılarında ŞİRK AMELİ OLAN MÜŞRİKTİR,dediler,bende yazılarımda güncelleyeyerek verecem ama TEKFİR demiyecem...

Yalnız siz bi soru soracam,doksan dokuz küfrü olan ve bitanede imanına delil olan bi insan bu doksan dokuz küfrünü bırakmadıkça müslüman mıdır,yoksa müşrik-kafir mi..

cennete tek başına gitmek isteseydik,insanlara inandığımız ve onlar için açıklanmış HİDAYETİ bizde batılla karıştırır ve gizlerdik,ben namaz kılan hiç kimsenin müşrik olarak ölmesinden yana değilim...

saygılarımı sunuyorum abime...

bilinmez 22 Mart 2012 11:07

Cevap: İslamı kabul ettiğini söyleyip müşrikleri tekfir etmeyenler.
 
Abdulmelik [muhsin],fecr ve yitiksevda hocalarım,bu yazı hakkında görüşünüz nedir,öğrene bilirmiyim lütfen..


— Hocam bazı kimselerin bizleri insanları tekfir ettiğimiz için haricilikle suçlaması hakkında ne dersiniz?

— Allah’ın dini olan islam ifrat ve tefrit arasında olan vasat bir dindir. Çağdaş Mürcie düşüncesine sahip kimseler “Kim La İlahe İllallah derse ne yaparsa yapsın müslümandır” derken bunların tam tersine hariciler ise günah işleyen herkesi günahın çeşidine bakmadan tekfir ederler.
Yani Mürcie “hiçbir günah imana zarar vermez” derken hariciler ise “her türlü günah insanı küfre sokar” derler. Fakat vasat ümmet olan ehli sünnet ise günahları küfre düşüren günahlar ve küfre düşürmeyen günahlar olarak ikiye ayırmıştır. Küfre düşüren günahları ise kendi içinde itikadi, ameli ve lafzi olmak üzere üç kısma ayırmıştır.
İtikadi küfür, resullere, kitaplara, meleklere iman gibi bir kimsenin iman edilmesi zaruri olan şeyleri inkâr etmesidir. Lâfzî küfür, sahibini dinden çıkaran lafızları ikrar etmektir. Örneğin küfür ilke ve inkılâplarına bağlı kalınmasının ikrarı gibi. Ameli küfür ise küfre düşüren fiilleri işlemektir. Kişinin putlara secde etmesi, Kur’an ahkâmını bir kenara atarak beşeri kanunlarla hükmetmesi, kâfirlere destekçi olması gibi.
Şunu unutmamak gerekir ki bütün günahlar insanı küfre götürmez. Bir günahın sahibini küfre düşürüp düşürmediği kat’i bir nas ile sabit olur.

Muvahhid Müslümanlar küfrü nas ile sabit olan kişileri tekfir etmektedirler. Hariciler ise müminlerin emiri Hz. Ali’yi tekfir etmişlerdir. Ve yine bazı günahlarından dolayı da mü’minleri öldürmüşlerdir. Dolayısıyla bu iki grubu birbirine benzetmek büyük bir zulümdür.
Mesela Ahmed bin Hanbel namaz kılmayan kişileri tekfir ederdi. Acaba Ahmed bin Hanbel’de mi harici idi? Said bin Cübeyr namaz kılmayanı ve oruç tutmayanı tekfir ederdi. Hakem bin Utbe namaz ve oruca ek olarak hacca gitmeyeni de tekfir ederdi. Acaba bu âlimler de harici miydi? Hayır diyorsanız sorumuz şudur: Acaba namazı, orucu, haccı terk edeni tekfir eden harici olmuyorsa şeriatın tümünü kaldırıp yerine kendi şirk kanunlarını tatbik edeni tekfir etmek nasıl haricilik olur?

FECR 22 Mart 2012 13:31

Cevap: İslamı kabul ettiğini söyleyip müşrikleri tekfir etmeyenler.
 
La diyebilmek kardeşim
Bu konuyla ilgili alıntı bir yazı asacağım inş. Bizim söylediklerimiz seni değiştirmedi, bakalım o yazı değiştirecek mi?:)

bilinmez 22 Mart 2012 14:23

Cevap: İslamı kabul ettiğini söyleyip müşrikleri tekfir etmeyenler.
 
Tamam hocam verin inşaallah hepimiz açısından hak sonuçlar çıkarmamızda Allah yardım eder inşaallah..

Esadullah 22 Mart 2012 18:09

Cevap: İslamı kabul ettiğini söyleyip müşrikleri tekfir etmeyenler.
 
Alıntı:

Abdulmelik Üyemizden Alıntı (Mesaj 167139)
bediüzamanı mezardan kaldırayım gelsin sana müşrik olmadığını söylesin,kendisini savunsun.
mezarıda yok Allahın lanetlikleri ona mezar bile vermediler!
ölmüş allaha hesap vermiş asırlar önce göçmüş savunmasız bir insanı suçlamak ahlaki/vicdani/islami değildir.


..........ArO*

bilinmez 22 Mart 2012 18:18

Cevap: İslamı kabul ettiğini söyleyip müşrikleri tekfir etmeyenler.
 
Şeyhinize rica etseniz,bi grüşsün,ölülerle görüşüyorsunuz ve yardımınıza geliyorlar ya...Bi el atsın gavsınız,yetiş ya gavsım deyin gelsin....:)

mahsun 22 Mart 2012 19:47

Cevap: İslamı kabul ettiğini söyleyip müşrikleri tekfir etmeyenler.
 
Alıntı:

la diyebilmek Üyemizden Alıntı (Mesaj 167266)
Şeyhinize rica etseniz,bi grüşsün,ölülerle görüşüyorsunuz ve yardımınıza geliyorlar ya...Bi el atsın gavsınız,yetiş ya gavsım deyin gelsin....:)


evet şeyhler gavslar var istedikleri gibi bilgi alabilirler. Hem bu kadar nasıl emin insanlar cennetlik veya cehennemlik olduğundan. Kuran ve sünnet hadıs yetmıyor ilahlardan destek aranıyor.

bilinmez 22 Mart 2012 20:30

Cevap: İslamı kabul ettiğini söyleyip müşrikleri tekfir etmeyenler.
 
Muhammed b. Abdu'l Vehhab şöyle diyor:

"Tevhid akidesine aykırı hareket edenler çeşit çeşittir. Bunlar içinde muhalefetçe en aşırı olanı, tıpkı bugün birçok kimsenin yaptığı gibi, bütün konularda İslam'a aykırı hareket eden; şirki kabullenip, bunu kendine din edinerek tevhidi inkar eden ve batıl kabul eden kimsedir!

Bunun sebebi; kitap ve sünnette bildirilen gerçekleri ve tevhidin esaslarını bilmemeleri, şirki ve heva ve hevese uymayı bırakmamaları, atalarının ve benzerlerinin rasullere düşmanlık gösterdiklerini bilmelerine rağmen onların yaptıkları batıl davranışları yapmayı sürdürmeleri, onların yolundan gitmeleridir ki, bunun temelinde cehalet yatmaktadır. Öncekiler, tevhid ehlini yalanlayıp iftiralarda bulunurlarken, getirdikleri tek gerekçe şu olmuştu:

"Biz atalarımızı da böyle yaparken gördüğümüzden dolayı bunları işliyoruz."

İşte bu zihniyete sahip olan insanlar ve onlardan sonra gelenler "La ilahe illAllah" kelimesiyle çelişip ifade ettiği mananın aksine hareket ettiler. Bunun kapsadığı dini manayı anlamadılar ve anlamak da istemediler.

Oysa ki yüce Allah, bu kapsamın dışında bir din istememekte ve İslam dininden başka bir din kabul etmemektedir. Zira yüce Allah, tüm nebi ve rasullerini bununla göndermiş ve hepsinin daveti İslam üzerinde ittifak etmiştir. Yüce Allah, bu gerçeği rasulleriyle gönderdiği kitabında insanlara açıkça bildirmiştir.


Muhammed b. Abdu'l Vehhab şöyle diyor:

"Bir takım kimseler de yalnızca Allah'a (c.c.) ibadet ettikleri halde, müşrikleri tekfir etmiyor ve onlara düşmanlık beslemiyorlar."

Şurası bilinen bir gerçektir ki, müşrikleri tekfir etmeyen bir kimse tevhidi bilmiyor ve yaşamıyor demektir. Çünkü tevhid; ancak, müşrikleri ve tağutu tekfir etmekle gerçekleşir.


Muhammed b. Abdu'l Vehhab şöyle diyor:

"Kimisi de, müşriklere düşmanlık gösteriyor; fakat onları tekfir etmiyor."

İşte bu da yine "La ilahe illAllah" kelimesinin manasını kavrayamamaktan ileri gelmektedir. Halbuki bu kelime şirki reddetmeyi gerektirdiği gibi, aynı zamanda bunu işleyen kimseleri de tekfir etmeyi gerektirir. Bu konuda alimler icma etmişler. Ayrıca "İhlas" ve "Kafirun" surelerinde de bu gerçek dile getirilmiştir.

Muhammed b. Abd'l Vehhab, "Mümtahine: 60/4" ayetinde geçen " Sizi tekfir ettik" sözüyle ilgili olarak şöyle diyor:

"Kim Kur'an'ın kafir kabul ettiğini kafir olarak kabul etmezse, rasullerin getirdiklerine muhalefet etmiş olur."


Muhammed b. Abdu'l Vehhab yine şöyle diyor:

"Kimileri de var ki, ne tevhidi seviyor ne de buğzedilmesi gerekenlere buğzediyor."

Tevhidi sevmeyen kimse muvahhid olamaz. Çünkü tevhid, yüce Allah'ın kulları için razı olduğu dinidir.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"...Ve sizin için din olarak İslam'ı beğendim..." (Maide: 5/3)

Şayet kişi, Allah'ın (c.c.) razı olduğu şeye rıza gösterseydi ve bunun gerekleriyle amel etseydi, kesinlikle tevhidi severdi. Zira sevgi olmadan İslam'dan söz edilemez. İslam, ancak tevhidi sevmekle mümkün olur.


Şeyhü'l-İslam İbni Teymiyye de şöyle diyor:

" İhlas, Allah sevgisinden geçer ve O'nun rızasını istemeye bağlıdır. Kim Allah'ı severse, Allah'ın dinini de sever. Eğer Allah'ı sevmiyorsa, dinini de sevmiyor demektir (veya dinini sevmiyorsa Allah'ı sevmiyor demektir)."


Muhammed b. Abdu'l Vehhab diyor ki:

"Kimileri de var ki, şirki sevmiyor; fakat şirke buğzetmiyor da."

Eğer bir kimsenin durumu böyle ise bu, onun henüz şirki terketmediğini gösterir. Allah'tan başkasına kulluğu reddetmesi gerekirken bunu yapmamıştır. İşte bu kimse, İslam'dan bir şey taşımadığından İslam ona mal ve can güvenliği tanımaz. Nitekim, önceki hadis buna delil oluşturur.


Muhammed b. Abdu'l Vehhab şöyle diyor:

"Kimileri de şirki bilmedikleri için müşrikleri tekfir etmiyorlar."

Böyle bir kimse de muvahhid olamaz. Muvahhid olabilmesi için şirki terketmesi ve ondan uzak durması gerektiği gibi, şirk fiilini işleyenlerden de uzak durması ve bunları tekfir etmesi gerekir.

Kim, bu kelimenin içerdiği manaya göre hareket etmezse, iman etmiş sayılmaz. Bu durumda İslam üzere değildir ve İslam'dan birşey bilmiyor demektir.

Çünkü kim; bu kelimenin kapsadığı manayı; ilme ve yakine dayandırarak doğrulamak suretiyle, ihlas ve sevgiyi de ön planda tutarak kabul etmez ve buna boyun eğmezse, o, bu kelimenin gereklerini yerine getirmemiş demektir.

İşte bu kimseler, hak din üzere olmadıklarından muvahhid olamazlar. Bunlar "La ilahe illAllah" demiş olsalar da, bu kelimenin nelere delalet ettiğini ve neleri kapsadığını bilmemektedirler.


Muhammed b. Abdu'l Vehhab diyor ki:

"Kimileri de tevhidi bilmediklerinden dolayı inkar edilmesi gereken şeyleri inkar etmiyorlar."

Bu da tıpkı bir önceki paragrafta geçen ifadeye benzemekte, kişilerin ne için yaratıldıkları ya da dinleri konusunda ne yapmaları gerektiği hususunda bir bilgileri olmadığını göstermektedir. Oysa, bütün rasuller toplumlarına bunları anlatmak için gönderilmişlerdi. Bu şekilde olan kimselerin durumu yüce Allah'ın, haklarında:

"...Onlar dört ayaklı hayvanlar gibidirler, belki de yolca daha sapıktırlar." (Furkan: 25/44) buyurduğu kimseler gibidir.


Muhammed b. Abdu'l Vehhab diyor ki:

"Kimileri de -ki bunlar en tehlikelileridir- tevhidle amel eder, tevhidin kıymetini bilmez, tevhidi terkedenlere buğzetmez ve onları tekfir de etmez."

Muhammed b. Abdu'l Vehhab'ın, "Bunlar en tehlikelileridir" ifadesini kullanmasının sebebi şudur:

Çünkü bunlar amel ettikleri şeyin kıymetini bilmiyor, tevhidin ağır şartların da gereğince yerine getirmiyorlar. Halbuki tevhidi doğrulayacak ve sahih hale getirecek olan, bu şartlardır ve bunlar kesinlikle gereklidir.

Daha önce de açıkladığı gibi tevhid; delillere dayanarak müşriklerin kafir olduklarını bildirerek onlara düşmanlık göstermeyi, şirkten uzak durmayı, şirki reddetmeyi gerekli kılar.

İşte bu kimseler, ancak kendi kendilerini aldatıyorlar. Çünkü bunlar, "ihlas kelimesi" de dediğimiz, "La ilahe illAllah" kelimesinin, içerdiği hususların hiçbirini yerine getirmiyorlar.


Muhammed b. Abdu'l Vehhab diyor ki:

"Kimileri de, kendince şirki terkediyor ve doğru bulmuyor; fakat şirki tanımıyor da."

İşte böyleleri bir öncekilere oldukça yakındırlar; ancak şirkin ne demek olduğunu henüz takdir edememektedirler. Eğer şirkin ne demek olduğunu takdir edebilselerdi, o zaman muhkem ayetlerin delalet ettiği şeyleri yerine getirirlerdi. Tıpkı İbrahim (a.s.)'ın şu ifadelerindeki gibi:

"... Doğrusu ben, beni yaratan hariç, sizin taptıklarınızdan uzağım." (Zuhruf: 43/26)

"... Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi tekfir ettik. Yalnızca Allah'a inanmanıza kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir..." (Mümtahine: 60/4)

Şirki bilen ve terkeden bir kimsenin mutlaka; müşrik olan abidden ve tağuttan uzak durması, inananlarla dost olup, şirke ve müşriklere buğzetmesi, onlara karşı kin ve öfke beslemesi, onları düşman olarak kabul etmesi gerekir.

İşte bu iki çeşit insan tipi, İslam iddiasında bulunan birçok kimseyi içine alan insan tipleridir. Bunlar, kendilerini kamil anlamda muvahhid yapacak olan tevhidin gereklerini, sırf bilgisizliklerinden dolayı yerine getirmemekte, ihlas kelimesinin neleri gerektirdiğini ve neleri yasakladığını bilmemektedirler.Doğrusu dini, gerçek manasıyla bilmeyen aldanmışların sayısı ne kadar da çoktur.

Açıkça anlaşıldığı gibi yüce Allah, bunların hepsini kafir olarak kabul etmekte ve muhkem ayetlerinde onları bize tanıtmaktadır. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Müşriklerin, kendilerinin kafirliğine bizzat kendileri şahitlik edip dururken, Allah'ın mescidlerini imar etme yetkileri yoktur..." (Tevbe: 9/17)

Durum sünnette de aynen bu şekildedir.


İbni Teymiyye diyor ki:

"Tevhid ve Sünnet ehli, rasullerin haber verdikleri şeyleri tasdik edip emrettikleri şeylere itaat eder, dediklerini anlayıp kavrayarak gerekleriyle amel ederler. Aşırıların tahrif ve yanlışlarını reddederek, cahillerin tevillerine karşı çıkarlar. Rasullere muhalefet edenlerle, sırf Allah'a (c.c.) yaklaşmak ve O'nun rızasını kazanmak için, cihad ederek, mükafaatlarını onlardan değil, yalnızca yüce Allah'tan (c.c.) beklerler.

Cahiller ve aşırı giden taşkınlarsa, nelerin emredilip nelerin yasaklandığını ayırdedemediklerinden, nelerin doğru, nelerin de yanlış olduğunu fark edemez, rasullerin amacını kavrayamaz, rasullere itaat yollarını da araştırmazlar. Aksine, getirilen şeyler hakkında cahil ve kendilerine verilenler konusunda bilgisizdirler. Sadece kendi amaçlarını yüceltip durmaktadırlar.


SAAT: 21:23

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320