Ses(sen)sizliğinde aşka esir düştüm
Gecenin seyri bir an’ın tecellisiydi gözlerin.Yalnızlığa söylediğim deli hüzünlü nağmelerimdin.
Karanlığın O sessiz hali, duamdaki aşk sözü idin..
Dilindeki yarım ezgi, bir akşam üstü karşılaştığın boynu bükük bir meftun idim…
Söyleyemediğim birkaç satırdın kalbimde haykıran.
Biraz da umuttun halbuki sığındığım sonbahar hüznüne karşı…
Halimi bilmek ister misin ey cân;
Birkaç gözyaşı dökmen yeterli şu halimi bilmen için sadece birkaç damla.
Şu sukut-i geceme düşen sözlerin anlamını kavrasan ardına bakmadan kaçardın biliyorum.
çünkü çok acı çok divanece.
Şu ses(sen)sizliğe bir şarkı söylemeliydim sesimin titrek ve hüzünlü haliyle..
Sürgünlerime,dertlerime bir de şu acınası gölgeme…
Ses(sen)siz geceye sitemkar bir isyanım var aslında.
Neden anlamaz ki şu sulietin anlatmak istediklerimi..
Bak garibim bak umutsuzum bak unutuldum bir ömür…
Ses(sen)sizlikte her an’ım ey aşk-ı hakim,
hakîr oldum aşkından şimdilerde…
Aşk-ı mecnun nedir anlamaz oldum aşk-ı hakîr oldum divanında.
Ses(sen)sizliğinde aşka esir düştüm vuruldum zincirlere prangalara…
Neyin hüzünlü sesi ortak oluyor gecemin ses(sen)sizliğine…aşkıma,aşkın deruni hicranına…