Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Genel Arapça (https://www.forum.medineweb.net/524-genel-arapca)
-   -   Arapça Soruları Cevaplayalım (https://www.forum.medineweb.net/genel-arapca/30930-arapca-sorulari-cevaplayalim.html)

FECR 01 Ağustos 2015 11:49

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387460)
siz ikiniz yardım ettiniz..nasartüme yani..Hem erkek,hem de dişisi aynı..Yani eril ve dişil aynı fakat kitaplarda; Nasartüme'yi erkek ve dişi için ayrı ayrı 2 defa yazıyor..Hem müenneste ,hem müzekkerde 2 defa Nasartüme geçiyor,sebebi nedir?
İkil mazi müennes ve ikil mazi müzekker aynı olarak zikrediyor..Neden farklı değil,eğer aynıysa,ayrı ayrı iki defa zikredilmesinin sebebi nedir?

Muhataba olan fiillerde hem müzekker hem de müennes için aynı ifade kullanılır. Tekil ve ikil de aynı ama çoğulda farklı geçer. Çünkü karşınızdaki muhataba erkek olsun kadın olsun hitap ederken aynı şekilde hitap edilir.Fiil çekimlerinde gaib, gaibe, muhatabi muhataba ve mütekellim olarak yazıldığı için muhatabanın müfred ve müsennaları aynı olduğu için tekrar yazılır. Yazılmadığında o zaman o fiilin yerine ne kullanılacağı bilinmez. Mecbur oraya muhatabanın çekimi de yazılması lazımdır.İkisi de aynı olduğu için cümle içindeki konumundan muhatab mı yoksa muhataba mı olduğu anlaşılır.Ona göre tercüme edilir.

karolin 01 Ağustos 2015 14:46

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Sağolun...

karolin 01 Ağustos 2015 21:04

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
felemma,ve lemma,kelimeleri İza ile aynı mı?
iza -dığı zaman manasına geliyor..Peki lemma kelimesi de aynı manaya mı geliyor?
Ne dersiniz hocam?

karolin 01 Ağustos 2015 21:10

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Örnek:velemma ceehüm kitebün min indillah'taki örnekte iza ile aynı manada değil mi,lemma?

FECR 02 Ağustos 2015 09:29

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387509)
felemma,ve lemma,kelimeleri İza ile aynı mı?
iza -dığı zaman manasına geliyor..Peki lemma kelimesi de aynı manaya mı geliyor?
Ne dersiniz hocam?

Arapçada bir kelime ya edat anlam olarak birbirinin aynısı değildir. Aralarında çok ince ayrıntılar, nüanslar vardır. Arapça çok zengin bir dil olduğu için bunun olması doğaldır. فلما (Felamma)kelimesin anlamı: vaktaki, ....dığı zaman , o zaman ki gibi anlamlarına gelir.لما(lemma) ise "felamma" gibi anlamı vardır. Bunun yanında şu anlamlara gelir:"hiç,henüz,değil,dığı zaman,...den sonra,vaktaki,madem ki,olduğu zamanda,,edince" gibi anlamlara gelir. "Lemma" aynı zamanda fiili muzariyi cezm eden edatlardandır.Mesela:لَمَّا يَكْتُبْ = Daha yazmadı, henüz yazmadı.لَمَّا يُكْتَبْ =henüz yazılmadı ,hiç yazılmadı
"Felamma" dan sonra mazi fiil kullanılır, "Lemma" dan sonra genellikle "muzari fiil " kullanılır ve anlamı olumsuz kılar.
اِذَا ise şart edatlarından olup "lemma" ya da "felamma" ile aynı değildir. "İza"nın anlamı: "Eğer, ise" anlamına gelir.

FECR 02 Ağustos 2015 09:37

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387510)
Örnek:velemma ceehüm kitebün min indillah'taki örnekte iza ile aynı manada değil mi,lemma?

وَلَمَّا جَاءهُمْ كِتَابٌ مِّنْ عِندِ اللّهِ Buradaki "lemma" kelimesi "dığı zaman, vaktaki" anlamına gelir. Ayetin anlamı: Size Allah katından bir kitap geldiği vakit"
Buradaki "lemma" "iza" edatı ile aynı değildir. "İza" şart edatıdır. İza kullanılırsa o zaman cevap cümlesi de olması lazım."İza" farklıdır, "lemma" farklıdır

karolin 02 Ağustos 2015 16:27

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
O zaman İZA ile İN aynı manada mı?
in küntüm tuhibbunellahe'deki gibi?

karolin 02 Ağustos 2015 19:13

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Ve kalellezine la ya'lemün:
Burada ism-i mevsuller;kendinden sonra gelen cümleyi özne mi yapıyor?
Yani;Bilmeyen kimseler dediler..Burada La ya'lemün;bilmezler demek iken başına ellezi gelince ''Bilmeyen'' manasına mı geldi?

FECR 02 Ağustos 2015 19:47

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387542)
O zaman İZA ile İN aynı manada mı?
in küntüm tuhibbunellahe'deki gibi?

"İza" ve "in" ikisi de şart edatıdır. Ama aynı anlama gelmez. Konumları farklıdır. Kendisinden sonraki fiillerin durumundan değişiklik yapar.
إذا edatı “ متى” gibi zaman bildiren bir şart edatıdır. إذا belirli bir vakti ifade ederken متى belirsiz bir zamanı ifade eder. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda şart olarak kullanılır.Cümlenin başında yer alır. Fiil cümlesine muzâf olur Mâzî fiilden önce gelmesine rağmen anlamı muzârîdir. Çoğunlukla gelecek zamanı kapsayan şartı belirtir.

Örnek:

إذا طَلَعَتْ الشَّمْسُ خَرَجْتُ.

“Güneş doğarsa çıkarım.”

-Bu cümlede kullanılan her iki fiil de mazi olmasına rağmen إذا`nın cümleye kattığı anlam muzaridir.

-Bu edat ile başlayan şart cümlesi olumsuz yapıldığında muzârî fiilin anlamını olumsuz mâzîye çeviren “لم” harfi kullanılır.Örnek:



إذا لم تَحْضُرْ الإجْتِماعَ فَلَنْ أحْضُرَهُ كَذلِك .

“Toplantıya gelmezsen, ben de gelmeyeceğim.”

إذا `dan sonra “ما” gelebilir fakat cümleye olumsuzluk anlamı katmaz. Fiillerin

harekelerine de bir etkisi yoktur.

Örnek:


إذا ما توجّهْنا إليه ساعدَنا.
“Eğer biz ona gidersek (yönelirsek), bize yardım eder.”



“ إن ” harf olan şart edatlarındandır. Daima fiilden önce gelir. Başına geldiği cümledeki

her iki muzari fiili de cezm eder. Bu edatla sağlanan şartın gerçekleşmesine bağlı olarak

cevap da gerçekleşebilir. Şart cümlesine “eğer, şayet,…ise” gibi anlamlar katar.

Örnek:

إنْ تذاكرْ تنْجحْ

“(Dersini) tekrar edersen başarılı olursun.”


-Bu örnekte إن şart edatı, muzari bir fiilin başına gelmiştir. Cezm eden bir edat olarak

“تذاكر” fiilini meczum yapmıştır. Cevap fiili de muzari bir fiil olduğu için edatın etkisiyle

meczum olmuştur.


Örnek:

إن تقرأْ منتبهاً تستطعْ أن تفهمْ.

“Dikkatli okursan anlayabilirsin.”

إن تزوروا الأثار القديمة تتعلموا شيأ كثيراً.

“Eski eserleri ziyaret ederseniz, çok şey öğrenirsiniz.”


Cevap, gelecek zaman ifade eden bir fiil olabilir.

Örnek:
إنْ تذاكرْ فَسَتَنْجَحُ.
“(Dersini) tekrar edersen başaracaksın.”




-Bu edat mazi bir fiille de kullanılabilir. Bu durumda cümle muzâri bir fiilin verdiği

anlamı taşır.

Örnek:


Iإنْ قال ذلك كذب.

IIإنْ يقُلْ ذلك يَكْذِبْ.
“Eğer o bunu söylerse, yalan söyler.”

-Bu örnekte her iki cümlenin de anlamı aynıdır. Birinci cümlede şart ve cevap fiilleri

mazidir. Bu yüzden edat fiillere etki etmemiştir. İkinci cümlede ise şart ve cevap fiilleri

muzâridir ve edatın etkisiyle cezm olmuşlardır.


-Geçmiş zamana dönük şart anlamı taşıyan cümleler “قد” harfi ile ifade edilir.

Örnek:

إنْ كان قَدْ قال ذلك كذب.
“Eğer bunu söylediyse, yalan söyledi.”


Örnek:

إنْ كان قميصُه قدَّ من قُبُلٍ فصدقتْ.

“ Eğer onun gömleği önünden yırtılmışsa, o (kadın) doğru söylemiştir.”

- Cevap cümlesi isim cümlesi olarak da gelebilir. Bu durumda cevap cümlesinin

başında “ ف” harfi olur.

Örnek:

إنْ قُلتَ هذا فأنتَ من الكافرين.

“Bunu söylersen, sen kâfirlerdensin.”

إنْ ile ifade edilen şart anlamı emir fiille de karşılanabilir. Bu durumda aşağıdaki örnekte

olduğu gibi emir fiilin başında bir “ف” harfi bulunur.

Örnek:
إنْ سافرتَ فاكتُبْ لي رسالةً.

“Şayet yolculuğa çıkarsan bana bir mektup yaz.”


- إن şart edatından sonra olumsuz bir fiil getirilerek de şart anlamı sağlanabilir. Genellikle

“لم” olumsuzluk edatı ile kurulan bu cümleler “Şayet …...(değil)se, -şayet …...-mediyse,

şayet …...-memişse” şeklinde tercüme edilebilir.
.

Örnek:
إنْ لم تُساعِدْني فَلَنْ أُساعدَك مُطلَقاَ.

“Sen bana yardımcı olmazsan, ben de sana kesinlikle yardımcı olmam.”


FECR 02 Ağustos 2015 20:01

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387545)
Ve kalellezine la ya'lemün:
Burada ism-i mevsuller;kendinden sonra gelen cümleyi özne mi yapıyor?
Yani;Bilmeyen kimseler dediler..Burada La ya'lemün;bilmezler demek iken başına ellezi gelince ''Bilmeyen'' manasına mı geldi?

İsmi mevsuller sonra gelen cümleyi özne(fail) yapmaz. Eğer ismi mevsul olan kelimenin konumu cümle içinde fail ise o da fail olur. Eğer meful ise o da mefuldur.Mesela;
رَأَيْتُ الطَّالِبَ الَّذِي ذَهَبَ إلى الْمَكْتَبَةِ =Kütüphaneye giden öğrenciyi gördüm.

Aslında burada iki ayrı cümle bulunmaktadır. Birincisi رَأَيْتُ الطَّالِبَ
“Öğrenciyi gördüm”, ikincisi ise الطَّالِبُ ذَهَبَ إلى الْمَكْتَبَةِ “Öğrenci kütüphaneye gitti” cümlesidir. İsm-i mevsûl bu cümleleri birbirine bağlamış ve kendisi الطالب kelimesinin sıfatı olmuştur. Mef’ûl olan الطالب kelimesinin harekesi üstün olmasına rağmen, onun sıfatı olan الَّذِي ism-i mevsûlünün harekesinde bir değişiklik olmamıştır. Çünkü mebnîdir. Ref, nasb ya da cer hâlinde harf veya harekesinde herhangi bir değişiklik olmaz. Oysa normalde sıfatların murab olduğunda öncesindeki isme hareke yönünden uyması gerekir.

Mübteda oluşu:
اَلَّذِي نَالَ الجَْائِزَةَ كَرِيمٌ . Ödülü kazanan Kerim’dir.
Bu bir isim cümlesidir. İsm-i mevsûl mübtedâ, كَرِيمٌ lafzı da haberidir. نَالَ الجَْائِزَةَ kısmı ise ism-i mevsûlün sıla cümlesidir.
Haber Oluşu
أُمِّي هِيَ الَّتِي تَرْعَى الْبَيْتَ . Evle ilgilenen annemdir.
Burada ise أُمِّي lafzı mübtedâ, ism-i mevsûl ise haberidir. هِيَ ise fasıl zamiri, تَرْعَى الْبَيْتَ kısmı ise sıla cümlesidir.

Fâil Oluşu
وَصَلَ الَّذِي نَجَحَ فِي اْلاِمْتِحَانِ . Sınavda başarılı olan geldi.
Bu cümlede ise ism-i mevsûl وَصَلَ fiilinin fâilidir.
Mef’ûl Oluşu
رَأَيْتُ الَّذِينَ يَشْتَرِكُونَ فِي الْمُؤْتَمَرِ . Kongreye katılanları gördüm.
Burada ise ism-i mevsûl رَأَيْتُ fiilinin mef’ûlüdür.
Cümledeki bir Ögenin Sıfatı Olması
Yukarıda da belirtildiği gibi hâs ism-i mevsûller cümlenin ögelerinin sıfatı olarak da gelebilirler. Bu durumda niteledikleri isme sayı ve müzekkerlik müenneslik bakımından uyarlar.

FECR 02 Ağustos 2015 20:01

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387545)
Ve kalellezine la ya'lemün:
Burada ism-i mevsuller;kendinden sonra gelen cümleyi özne mi yapıyor?
Yani;Bilmeyen kimseler dediler..Burada La ya'lemün;bilmezler demek iken başına ellezi gelince ''Bilmeyen'' manasına mı geldi?

İsmi mevsuller sonra gelen cümleyi özne(fail) yapmaz. Eğer ismi mevsul olan kelimenin konumu cümle içinde fail ise o da fail olur. Eğer meful ise o da mefuldur.Mesela;
رَأَيْتُ الطَّالِبَ الَّذِي ذَهَبَ إلى الْمَكْتَبَةِ =Kütüphaneye giden öğrenciyi gördüm.

Aslında burada iki ayrı cümle bulunmaktadır. Birincisi رَأَيْتُ الطَّالِبَ
“Öğrenciyi gördüm”, ikincisi ise الطَّالِبُ ذَهَبَ إلى الْمَكْتَبَةِ “Öğrenci kütüphaneye gitti” cümlesidir. İsm-i mevsûl bu cümleleri birbirine bağlamış ve kendisi الطالب kelimesinin sıfatı olmuştur. Mef’ûl olan الطالب kelimesinin harekesi üstün olmasına rağmen, onun sıfatı olan الَّذِي ism-i mevsûlünün harekesinde bir değişiklik olmamıştır. Çünkü mebnîdir. Ref, nasb ya da cer hâlinde harf veya harekesinde herhangi bir değişiklik olmaz. Oysa normalde sıfatların murab olduğunda öncesindeki isme hareke yönünden uyması gerekir.

Mübteda oluşu:
اَلَّذِي نَالَ الجَْائِزَةَ كَرِيمٌ . Ödülü kazanan Kerim’dir.
Bu bir isim cümlesidir. İsm-i mevsûl mübtedâ, كَرِيمٌ lafzı da haberidir. نَالَ الجَْائِزَةَ kısmı ise ism-i mevsûlün sıla cümlesidir.
Haber Oluşu
أُمِّي هِيَ الَّتِي تَرْعَى الْبَيْتَ . Evle ilgilenen annemdir.
Burada ise أُمِّي lafzı mübtedâ, ism-i mevsûl ise haberidir. هِيَ ise fasıl zamiri, تَرْعَى الْبَيْتَ kısmı ise sıla cümlesidir.

Fâil Oluşu
وَصَلَ الَّذِي نَجَحَ فِي اْلاِمْتِحَانِ . Sınavda başarılı olan geldi.
Bu cümlede ise ism-i mevsûl وَصَلَ fiilinin fâilidir.
Mef’ûl Oluşu
رَأَيْتُ الَّذِينَ يَشْتَرِكُونَ فِي الْمُؤْتَمَرِ . Kongreye katılanları gördüm.
Burada ise ism-i mevsûl رَأَيْتُ fiilinin mef’ûlüdür.
Cümledeki bir Ögenin Sıfatı Olması
Yukarıda da belirtildiği gibi hâs ism-i mevsûller cümlenin ögelerinin sıfatı olarak da gelebilirler. Bu durumda niteledikleri isme sayı ve müzekkerlik müenneslik bakımından uyarlar.

karolin 03 Ağustos 2015 00:48

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Hocam..İza cee nasrullahi vel feth..Burada çeviri:Allahın yardımı ve fetih geldiği zaman..diyor..Burada iza ,şart manasında-se,-sa manası katmıyorki,buna ne dersiniz?
Yani iza'nın -dığı zaman gibi bir manası da var sanki,aynı lemma'daki gibi?

karolin 03 Ağustos 2015 00:56

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
leinittebağte ehvâehum bağdellezî câeke minel ılmi ..Burada ellezi neyin sıfatı?

FECR 03 Ağustos 2015 10:19

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387552)
Hocam..İza cee nasrullahi vel feth..Burada çeviri:Allahın yardımı ve fetih geldiği zaman..diyor..Burada iza ,şart manasında-se,-sa manası katmıyorki,buna ne dersiniz?
Yani iza'nın -dığı zaman gibi bir manası da var sanki,aynı lemma'daki gibi?


إِذَا جَاء نَصْرُ اللَّهِ وَالْفَتْحُ
وَرَأَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللَّهِ أَفْوَاجًا
فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ إِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا
Bu ayette "Size fetih ve Allahın yardımı geldiği zaman......... Bu yüzden (Fe) , Rabbini hamd ile tesbih et." Burada şart cümlesi var. Eğer Allahın yardımı ve fetih gelirse hemen Allahı tesbih et" deniyor. Yani şart cümlesi

"İza" ile başlayan ayet şart cümlesidir. 2.ayet de "iza"sız şart cümlesi yani gizli "iza" vardır. 3.ayette "fe" ise faul ceza yani "karşılık fa"sıdır.
Şart edatlarının anlamlarının birbirine yakın olması ya da aynı olması önemli değildir. Her bir şart edatının irab olarak cümle içinde farklılığı vardır. Yukarıda "lemma"nın muzari fiili cezm yaptığını anlattık. Ama şart edatı olan "iza" da ise böyle bir durum yoktur.
Birbirine yakın anlamı olan edatlar vardır ama irap olarak aynı işlevi görmezler

FECR 03 Ağustos 2015 10:32

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387553)
leinittebağte ehvâehum bağdellezî câeke minel ılmi ..Burada ellezi neyin sıfatı?

Oradaki "ellezi" ilmin sıfatıdır

karolin 03 Ağustos 2015 10:39

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Sağolun..Çevirilerde hep iza'yı -dığı zaman olarak almışlar..şart manasını öğrenmiş oldum..Belki ayette bu şartın gerçekleşeceği için -dığı zaman diye çevirmişlerdir?
iza cee nasrullah.. Allahın yardımı gelirse,değilde bu yardım zaten Allah tarafından gelecek,dolayısıyla Allahın yardımı geldiği zaman diye anlamış olamazlar mı?

FECR 03 Ağustos 2015 11:05

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387560)
Sağolun..Çevirilerde hep iza'yı -dığı zaman olarak almışlar..şart manasını öğrenmiş oldum..Belki ayette bu şartın gerçekleşeceği için -dığı zaman diye çevirmişlerdir?
iza cee nasrullah.. Allahın yardımı gelirse,değilde bu yardım zaten Allah tarafından gelecek,dolayısıyla Allahın yardımı geldiği zaman diye anlamış olamazlar mı?

Bu sure Müslümanlara bir müjde olarak ve moral motivasyonu olarak nazil olmuştur.Her ne zaman Allahın yardım ve fetih nasip olursa ve insanlar grup grup İslama girerse , müminler Allah'ı tesbih etmeleri gerekir

karolin 04 Ağustos 2015 16:31

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
yes'elûneke mâzâ yunfigûn, gulil afv..Sana neyi infak edeceklerini soruyorlar..Burada maza ve ma soru sormak babından değil mi?Cümlenin başına ma ve maza geldiğinde soru olur..Mesela ma elkiteb dersek,kitap nedir olmaz mı?
Yukarıdaki ayette ma ve maza soru sormak manası katmıyor mu?Katmıyorsa neden?

karolin 04 Ağustos 2015 18:40

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
hattâ yeruddûkum an dînikum inistetâû..bakara 217..burada yeredduküm,kelimesinin manası döndürmek..irtidad kelimesi ve mürted kelimesiyle aynı mı?Yani irtidad etmek,dinden dönmek demek..Ne dersiniz?

FECR 04 Ağustos 2015 18:51

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387640)
yes'elûneke mâzâ yunfigûn, gulil afv..Sana neyi infak edeceklerini soruyorlar..Burada maza ve ma soru sormak babından değil mi?Cümlenin başına ma ve maza geldiğinde soru olur..Mesela ma elkiteb dersek,kitap nedir olmaz mı?
Yukarıdaki ayette ma ve maza soru sormak manası katmıyor mu?Katmıyorsa neden?

Bakara 219.ayetteki "maza" iki kelimeden müteşekkildir. Soru edatı olan "maza" değildir. Bu ayetteki "maza" soru edatı olan"ma" ile ismi mevsul olan "za" nın bitişmesinden "maza" olmuştur. Aslında bunlar iki ayrı harftir yani "ma za" dır.
"ma" ya da" maza" cümlenin başına geldiğinde soru edatı olur ve "ne " anlamına gelir. Eğer meful konumunda olursa "neyi" anlamında olur. Bakara suresindeki bu ayetteki "ma" cümle başında değilde ortada olduğu ve sonra ismi mevsul geldiği için "neyi" anlamı verilmiştir.
"Sana neyi infak edeceklerini soruyorlar" anlamında bir ayettir.

FECR 04 Ağustos 2015 18:58

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387655)
hattâ yeruddûkum an dînikum inistetâû..bakara 217..burada yeredduküm,kelimesinin manası döndürmek..irtidad kelimesi ve mürted kelimesiyle aynı mı?Yani irtidad etmek,dinden dönmek demek..Ne dersiniz?

İkisi de aynı kökten gelir "redde" kökünden gelir. İrtidad kelimesi "iftial" kalıbından gelir. Dinden dönmek anlamına gelir. Merted ise ismi fail olup "dinden dönen kişi" anlamındadır.

karolin 04 Ağustos 2015 20:12

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Allah razı olsun..

karolin 04 Ağustos 2015 22:38

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Ettalâgu merratâni feimsâkum bimağrûfin ev tesrîhum biıhsân..Burada feimsekün kelimesindeki imsek,yani temessük ile aynı kökten değil mi?Sımsıkı sarılın yani..Boşanmak iki kere..sonra ya sımsıkı sarılın yada iyilikle bırakın..manasında yani bu..burada temessük ile aynı değil mi?İmsak:Sımsıkı sarılın..Öyle mi?

FECR 05 Ağustos 2015 10:38

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387730)
Ettalâgu merratâni feimsâkum bimağrûfin ev tesrîhum biıhsân..Burada feimsekün kelimesindeki imsek,yani temessük ile aynı kökten değil mi?Sımsıkı sarılın yani..Boşanmak iki kere..sonra ya sımsıkı sarılın yada iyilikle bırakın..manasında yani bu..burada temessük ile aynı değil mi?İmsak:Sımsıkı sarılın..Öyle mi?


إِمْسَاكٌ (ج) إِمْسَاكَاتٌ ="Tutmak , imsak , kabızlık , cimrilik , oruçta yemek , içmek ve cinsel ilişkiyi terk etmek , salıvermemek , hapis etmek , kendi nefsini zapt edip perhizkarlık etmek , hisset ve buhl etmek , oruca niyetle yemek ve içmekten çekinmek , içtinap etmek , oruç gününde yemek ve içecekten içtinap olunacak dakika" anlamlarına gelir.

Bir kelime Arapçada çok çeşitli anlamlara gelir. Arapçada aynı kökten gelen kelimelerin kullanıldığı bablara göre anlam değişikliğine uğrayabilirler. İf'al babı, tef'il babı,iftial babının oluşturduğu farklı anlamlar olabilir.Her kullanılışın kendine mahsus özellikleri vardır. Bu durum Türkçe'de de mevcuttur.
Mesela; YÜRÜMEK kelimesi çok anlamlara gelir


Her gün 1 saat YÜRÜMEK…” cümlesinde, ayakları üzerinde adım atarak ilerlemek manasında kullanılmıştır
“Beraber YÜRÜDÜK biz bu yollarda…” cümlesinde, bir amaca yönelik eylem yapmak manasında kullanılmıştır.
“Üzerine YÜRÜYEN olursa…” cümlesinde, saldırmak manasında kullanılmıştır.
“İkiniz de genel müdürlük yolunda YÜRÜYORSUNUZ.” cümlesinde, gayret etmek manasında kullanılmıştır.
“Su YÜRÜYECEĞİ yolu bilir.” cümlesinde, akmak manasında kullanılmıştır.
“Yasa YÜRÜRLÜĞE girdi.” cümlesinde, resmiyet manasında kullanılmıştır.
“Sizin töreniz burada YÜRÜMEZ.” cümlesinde, geçerli olmak manasında kullanılmıştır.
“Bizim paraları kim YÜRÜTTÜ?” cümlesinde, çalmak manasında kullanılmıştır.
“Bütün gezegenler kendi yörüngelerinde YÜRÜR.” cümlesinde, hareket etmek manasında kullanılmıştır.
“Tüm trafiğe rağmen orta şerit YÜRÜYOR.” cümlesinde, yürüyen şey şerit değidir.
“Sen olmasan da iş YÜRÜR…” cümlesinde, devam etmek manasında kullanılmıştır.
“Mahkeme YÜRÜTMEYİ durdurma kararı verdi.” cümlesinde, uygulama manasında kullanılmıştır.
“Asansör YÜRÜYOR mu?” cümlesinde, faal manasında kullanılmıştır.
“Burada bu işleri kim YÜRÜTÜYOR?” cümlesinde, yönetmek manasında kullanılmıştır.
“Yasama meclisin, yargı bağımsız mahkemelerin, YÜRÜTME ise Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulunun görevidir.” cümlesinde, iktidar olarak hükmetme manasında kullanılmıştır.
“Bu para hala YÜRÜRLÜKTE mi?” cümlesinde, tedavül manasında kullanılmıştır.
“Bu kar marjında bu işletme YÜRÜMEZ.” cümlesinde, kar etmek manasında kullanılmıştır.
“Nükleer santral karşıtı YÜRÜYÜŞLER başladı.” cümlesinde, protesto manasında kullanılmıştır.
“Dallara henüz su YÜRÜMEDİ.” cümlesinde, sızmak manasında kullanılmıştır.
“YÜRÜ de ense tıraşını görelim.” cümlesinde, kovmak ironisi olarak kullanılmıştır.
“Allah ona YÜRÜ ya kulum demiş.” cümlesinde, destekleme manasında kullanılmıştır.
“O da sonsuza YÜRÜDÜ, hem de bu genç yaşta.” cümlesinde, ölmek manasında kullanılmıştır.
“Oradaki YÜRÜYEN merdiven mi, yoksa YÜRÜYEN bant mı?” cümlesinde, mecaz bir manada kullanılmıştır.
“Bebeğe alışsın diye YÜRÜTEÇ almışsın.” cümlesinde, bir araç ismi olarak kullanılmıştır.
“Kıza YÜRÜMEYİ bırak da, derslerine çalış artık.” cümlesinde, kur yapmak ya da askıntı olmak manasında kullanılmıştır.
“Motorlu YÜRÜYÜŞ yapan birlikler hedefe vardı.” cümlesinde, intikal manasında kullanılmıştır.
“Üzerinde biraz daha fikir YÜRÜTMELİSİN?” cümlesinde, düşünmek manasında kullanılmıştır.
“Mahalle esnafı yerinde sayarken o dükkân aldı YÜRÜDÜ” cümlesinde, büyüme manasında kullanılmıştır.
“Sen bu işi YÜRÜTEBİLİYOR musun?” cümlesinde, yeterlilik manasında kullanılmıştır.
“İdam hükmünün YÜRÜTÜMÜ ertelendi.” cümlesinde, infaz manasında kullanılmıştır.


karolin 05 Ağustos 2015 10:44

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Benim dediğim mana doğru mu?

FECR 05 Ağustos 2015 11:53

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387793)
Benim dediğim mana doğru mu?

Kısmen doğru.
İmsak, tutmak ile kadını evinde tutmak aynı kökten gelmesine rağmen "tutmak" aynı değildir. Birbirine yakın anlamı vardır.
"Kadını evde tutmak" kadını evinde dursun yani onu boşamamak anlamındadır. Araplarda eğer kadın evden kovulursa onu eve almazsa , onu boşamış sayarlardı. Oruçtaki imsak da "tutmak" anlamına gelir ama burada tutmak; yeme içime ve şehevi duygulara, kötü sözlere gem vurmak anlamındadır
Yani tutmadan tutmaya fark vardır. Bu ayrıntı bütün dillerde olabilir

karolin 05 Ağustos 2015 12:36

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
sağolun..

karolin 05 Ağustos 2015 18:18

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Menzellezî yugridullâhe gardan hasenen feyudâıfehû lehû ed'âfen kesîrah, vallâhu yagbidu ve yebsut, ve ileyhi turceûn.Bakara 245
..yudaifehu;ed'afen kelimesi Türkçemize de geçmiş olan muzaaf yani kat kat arttırmak kelimesiyle kökteş midir?

karolin 06 Ağustos 2015 18:11

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
inna şenieke hüvel ebter..
şenieke kelimesi bir tamlama mı?
Yani ''Senin düşmanın'' gibi..
şeni:ism-i fail..şenan eden,düşmanlık eden..
şenieke,isim tamlaması mı oluyor?

karolin 07 Ağustos 2015 03:55

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
ve mâ tunfigû min hayriy yuveffe ileykum ve entum lâ tuzlemûn. bakara 272
yuveffe:ifa edilmek mi demek?Yani neyi infak ederseniz,size ifa edilir,verilir manasında mı?

FECR 07 Ağustos 2015 11:13

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387845)
Menzellezî yugridullâhe gardan hasenen feyudâıfehû lehû ed'âfen kesîrah, vallâhu yagbidu ve yebsut, ve ileyhi turceûn.Bakara 245
..yudaifehu;ed'afen kelimesi Türkçemize de geçmiş olan muzaaf yani kat kat arttırmak kelimesiyle kökteş midir?

مُضَاعَفَةٌ =iki kat etmek,bir misli eklemek,artırmak,kat kat yapmak

ضَاعَفَ =iki kat,iki misli yapmak,artırmak

ضَعَّفَ=zayıflatmak,güçsüz ırakmak,iki kat etmek,zayıflatmak,hadisi zaafa nisbet etmek,,iki misli yapmak,çoğaltmak,bir o kadar etmek

Gördüğünüz gibi aynı kökten geliyor.
Asıl kökü :ضعف dır.
Hepsi de aynı kökten gelir

FECR 07 Ağustos 2015 11:30

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387948)
inna şenieke hüvel ebter..
şenieke kelimesi bir tamlama mı?
Yani ''Senin düşmanın'' gibi..
şeni:ism-i fail..şenan eden,düşmanlık eden..
şenieke,isim tamlaması mı oluyor?

Şanieke kelimesi İsimdir, fetha üzere mansubtur. "ke"ise muttasıl zamir.İzafet terkibidir. "Şanie" muzaaf, "ke" muzafun ileyhtir

FECR 07 Ağustos 2015 12:20

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 387981)
ve mâ tunfigû min hayriy yuveffe ileykum ve entum lâ tuzlemûn. bakara 272
yuveffe:ifa edilmek mi demek?Yani neyi infak ederseniz,size ifa edilir,verilir manasında mı?

Öncelikle ayetin anlamına bakalım: Hayır olarak verdiğiniz ne varsa, karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.

يُوَفَّ kelimesinin aslı , kökü : وَفَيَ dır. يُوَفَّ fiili muzari, meçhuldur ve illetli harfi hazfedilmiştir
وَفَيَ =sözü yerine getirmek,ifa etmek,tamam olmak,uzun olmak,ahdi muhafaza etmek,vefa göstermek,eda etmek,ödemek,sözünde durmak,bir şey tamamlanmak,ahdini yerine getirmek,vaadini yerine getirmek,bitmek

Dediğiniz gibi "ifa edilir" anlamı verilir.

karolin 07 Ağustos 2015 13:18

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Allah razı olsun..

karolin 07 Ağustos 2015 13:19

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
fentehâ felehû mâ selef..Faize nihayet verirse manasında..fenteha;nihayet kelimesiyle aynı kökten mi?(bakara 275)

karolin 07 Ağustos 2015 15:13

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Ve in kâne zû usratin fenezıratun ilâ meyserah..zu üsratin'deki zu sahiplik mi yapıyor burada..zorluk sahibi manasında?
Bakara 281

FECR 07 Ağustos 2015 15:24

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 388009)
fentehâ felehû mâ selef..Faize nihayet verirse manasında..fenteha;nihayet kelimesiyle aynı kökten mi?(bakara 275)

Evet aynı kökten gelir

FECR 07 Ağustos 2015 15:24

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
Alıntı:

karolin Üyemizden Alıntı (Mesaj 388021)
Ve in kâne zû usratin fenezıratun ilâ meyserah..zu üsratin'deki zu sahiplik mi yapıyor burada..zorluk sahibi manasında?
Bakara 281

Evet "zu" sahiplik anlamındadır

karolin 07 Ağustos 2015 19:49

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
fein emine bağdukum bağdan felyueddillezié'tumine emânetehû ..bakara 283..yueddillezine;kelimesinin kökü eda etmekten geliyormuş..Peki eda etmek de zamanla ödemek şekline mi dönüşmüş?Yani güvenilen kişi borcunu eda etsin,ödesin manasında..Aynı kökten mi?

karolin 07 Ağustos 2015 20:23

Cevap: Arapça Soruları Cevaplayalım
 
feyağfiru limey yeşâu ve yuazzibu mey yeşâé'...bakara 284..limen yeşeu' ifadesi dilediği kimse İÇİN değil mi?Meallerde,dilediği kimseyi olarak çevirmiş?Dilediği kimse için mağfiret eder ve dilediği kimseyi azab eder..olması gerekmez mi?ÇÜNKÜ Lİ:için demek..


SAAT: 11:14

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320