Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.KUR'ÂN-I KERİM.::. > Kurân-ı Kerîm > Hafızlık

Konu Kimliği: Konu Sahibi Emekdar Üye,Açılış Tarihi:  25 Ağustos 2007 (13:00), Konuya Son Cevap : 14 Ağustos 2017 (11:56). Konuya 3 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 25 Ağustos 2007, 13:00   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Hafizlar Ve Kur'an-i Kerim/ medineweb

Hafizlar Ve Kur'an-i Kerim/ medineweb

Hâfızlar, zihinlerinde ve kalblerinde Kur’an’ı taşıyan en seçkin insanlardır…

Fahri Güven
18.08.2007


Kur’an’da pek çok yerde geçmekte olan “Hâfız” kelimesi, Arapça “korumak, ezberlemek” mânâsına gelen “hıfz” kökünden bir sıfattır. Literatürümüzde ise kutlu kitap Kur’an-ı Kerim’in tamamını ezberleyen kişilere verilen bir isim, bir unvandır. Bu unvana ilk sahip kişi Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’dir. Her ramazan ayında Hz. Peygamber’in gelen ayetlerin tamamını Hz. Cibril’e okuduğunu biliyoruz. Hatta son ramazanda Hz. Peygamber’in diğer zamanlardan farklı olarak iki kez okuduğunu da biliyoruz. Yine kaynaklarımızda Kur’an’ı okuma biçiminin Hz. Cibril’le Hz. Peygamber arasında karşılıklı olarak yerine getirildiği de belirtilmektedir.

Hz. Peygamber döneminde pek çok sahabe Kur’an’ı ezberleme noktasında çok ciddi gayret sarf etmişlerdir. Abdullah bin Mes’ud, Muaz bin Cebel, Zeyd bin Sabit hafızlıkta önde gelen sahabelerdir.

Sahabelerden bazıları ise, Kur’an’ı ezberlerken on ayet şeklinde bir yöntem uygulamışlardır. Nazil olan on ayeti iyice ezberlemiş, anlamını bütünüyle kavramış, hayatlarında uygulamış, sonra da diğer on ayetin ezberlenmesine devam etmişlerdir.

“Hâfızlık müessesesi” diye de niteleyebileceğimiz Kur’an’ı baştan sona ezberleme olgusu, Hz. Peygamberden başlayarak, günümüze kadar devam etmiş hâlâ da devam etmektedir. özellikle de Hz. Peygamber’in “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir” mealindeki hadisi islâm ümmetini Kur’an’ı okumaya ve ezberlemeye yöneltmiştir. Bugün dünyada binlerce Hâfız’ın bulunması, Kerim Kitap’ın okunması ve korunması anlamında oldukça önemli bir işleve haizdir. Binlerce hâfız’ın bulunmasında ise yine Hz. Peygamber’in şu mealdeki teşviklerinin çok büyük rolü olmuştur:

“Hâfızlar Allah’ın seçkin kullarıdır.”

“ümmetin en şereflileri Hâfızlardır.”

“Hâfızlar meleklerle beraberdir”

şeklinde ki hadisler Kur’an’ı ezberleme de motive edici buyruklar olmuştur. Yine Hz. Peygamber’in “Bir hâfız’ın kendisinin cennete gireceği gibi, ailesinden pek çok kişinin girmesine de aracı olacaktır” buyruğu da pek çok ebeveyni çocuklarını “Hâfız” yapma gibi anlamlı bir çaba içine girmesine neden olmuştur.

Hz. Peygamber’den sonra asırlar boyu devam eden “hâfızlık müessesesi” camiler, dârülkurrâlar, medreseler, dârülhuffaz ve dârülhadis gibi müesseselerde sürmüştür.

Bu nokta da hemen belirtelim ki Hâfızlık gibi bir unvan kolayca kazanılan bir unvan değildir. özellikle çocuk yaşlarda ömrün en az iki yıl gibi bir süresinin bu ezberleme işine ayrılması, hasredilmesi gerekmektedir. Bir ayeti ezberlemek için defalarca tekrarlama, sonra onu doğru biçimde ezberlemek söz konusudur. iş bununla da bitmemekte, hâfız olduktan sonra, hâfız kalma gibi son derece önemli bir görev daha onları beklemektedir. Bu noktada konunun önemini göstermesi açısından Hz. Peygamber’in “Hâfızlığı unutanların iki yakasının bir araya gelmeyeceği, unutmaktan dolayı azaba duçar olacağına” dair rivayetler çok ciddiye alınmalıdır. Kısacası, Kur’an’ı hıfz eylemi çok önemli bir eylemdir. Bir de buna Hâfız kalma gibi bir görev daha eklenmektedir. Hâfızlıkla Kur’an bir yandan “yazıya dökülerek Mushaflarla korunurken, bir yandan da zihinlere nakşedilmesi hiç kuşkusuz çok önemli bir işleve haizdir.” Bu nedenle asırlar boyunca değil Kur’an’ın bir kelimesi, bir harfi dahi hiç değişmeden günümüze kadar gelmiştir ve kıyamete kadar da devam edecektir. çünkü Kur’an Allah’ın koruması altındadır. Hâfızlar, Allah’ın koruması altında bulunan kitabı kalblerinde ve zihinlerinde saklayarak “korunanın korunması” gibi bir işlevi yerine getirerek çok önemli bir sevaba nail olmuş ve olmaktadırlar.

Bu nedenle Hâfızlara gereken ilgi ve ihtimam gösterilmeli ve bu müesseseye ilgi artarak devam etmelidir.

“Biz, ülkemizin “Hâfızlarıyla” övünürüz” öz deyişi haklı bir paye ve gurur vesilesi olarak öne çıkmalıdır. çünkü Hâfızlar ömürlerini Kur’an’a adayan insanlardır. Onların değerini bilmek ve anlamak için Kutlu Kitaptan bir iki sayfayı ezberlemeye çalışmak yeter de artar.

Kutlu kitap Kur’an’ın gönderiliş amacının insanların inançlarını Allah’ın yörüngesine yöneltmek, insani güzel hasletlerle bezemek, hayatı anlamlandırmak, insan hayatlarını düzene koymak, ilâhî iradeyi öne çıkarmak asıl amaç olduğuna göre, onu ezberlemek de ayrıcalıklı bir eylemdir. insanları refah ve saadete ulaştıracak da bir eylemdir…

Kur’an ayetlerinin “Mushaf” hâline getirilmesinin pek çok hâfızın Yemame Savaşı’nda şehid düştükten sonra gündeme geldiği, gerçekleştiği düşünülürse “hâfızların” ve “hafızlık ilminin” önemi daha iyi anlaşılır.

Tekrar etmek gerekirse “Hâfızlara” saygı ve hürmette kusur edilmemelidir. çünkü onlar Kur’an ahlakıyla ahlaklanmış Kur’an muhafızıdırlar.

Sayılarının artması en büyük dileğimizdir.

Buradan Kur’an’ı hıfz eden gönül erlerini saygıyla esenlerken dualarını beklediğimizi belirtir, Allah’tan bereketli ömürler niyaz ederiz…
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Emekdar Üye 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Hz. Ali ile Fatıma'nın Aç Kalmaları İslam/Dinler/Mezhepler Emekdar Üye 0 2203 31 Temmuz 2008 02:53
Seleme bin el-Ekvâ'nın Hz Peygambere Ölüm Üzerine... Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader Emekdar Üye 0 2151 31 Temmuz 2008 02:52
Mekke, Savaşılmadan Nasıl Fethedildi? İslam/Dinler/Mezhepler Emekdar Üye 0 2576 31 Temmuz 2008 02:51
Hz. Peygamber'in Hac Esnasındaki Hutbeleri Hacc-Umre-Kurban GÖKCEN_AZRA 1 2822 31 Temmuz 2008 02:49
Bu Mübarek Zat kimdir ?? Hz.Muhammed(s.a.v) Mihrinaz 4 2602 31 Temmuz 2008 00:27

Alt 25 Ağustos 2007, 14:05   Mesaj No:2
Medineweb Kıdemli Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:TufeyL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 50
Üyelik T.: 15 Temmuz 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 303
Konular: 116
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: Hafizlar Ve Kur'an-i Kerim


Allah o saygıya lâik eylesin bizleri..Çok güzel bir yazıydı Allah razı olsun Merve...
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Ağustos 2007, 14:32   Mesaj No:3
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: Hafizlar Ve Kur'an-i Kerim


İnşallah sende bitirirsin ne diyelim darısı başımıza
Alıntı ile Cevapla
Alt 14 Ağustos 2017, 11:56   Mesaj No:4
Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Mihrinaz isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:68
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:43
Mesaj: 12.364
Konular: 1263
Beğenildi:11774
Beğendi:8955
Takdirleri:26191
Takdir Et:
Standart

HAFIZ OLMAK İSTEYEN KÜÇÜK KIZIN İBRETLİK HİKAYESİ


Fatma İlkokulu bitirip kursa gelmişti. Ailesi kendi
isteğiyle geldiğini söylemişti. Kayıt için adını
sorduğumda:
"- Fatma" dedi, hiç de çekinmeyen bir tavırla...
Ve ekledi:
"- Eğer beni hafız yapmazsanız, kayıt yaptırmak
istemiyorum."
Böyle tehdit edercesine konuşması, onu
yaşından daha olgun gösteriyordu. Tebessümle:
"- Korkmayın küçük hanım, siz isteyin hafız da
yaparız, hoca da!"
O küçük gözlerinin içi parıldadı birden. Annesi:
"- Hocahanım, çocuk işte, kusuruna bakmayın.
İlle de hâfız olacağım der, başka bir şey demez.
Bizim köyün hocasından duymuş.
Peygamber Efendimiz, "Hâfız olanlara cennette
taç giydirilecek!" buyurmuşlar herhalde. Siz
daha iyi bilirsiniz ya, biz bu kadar duyduk
anladık!"
Kendisini teselli etmek ihtiyacı hissettim:
"- Tabii teyze, ne demek! Keşke herkes sizin
gibi duyduklarını hemen kabul etse de teslim
olsa... Siz hiç merak etmeyin, kızınız önce
Allah'a sonra bize emanet!.."
Kadıncağız elime yapıştı. Öpecekken ellerimi
geri çektim, utandım. Tuttum, ben onun elini
öptüm. Gözleri yaşardı.
"- Hocahanım bu eller, gözler hep günahlı, asıl
sizinkiler öpülmeye layık!.."
"- Estağfirullâh teyze!" dedim . "O âhirette belli
olur."
Bu konuşmadan sonra kaydını yaptığımda
Fatma'nın Erzurum’lu olduğunu öğrendim. Bir
an düşündüm.
"- Küçük nasıl kalacak, bu kadar uzaklarda..."
Zaman ilerledikçe Fatma'nın edepli tavırları
daha da çok etkiledi beni. Azimliydi. Geceleri
uykusunun arasında ayetleri sayıklarken
görüyordum çoğu kez. Böyle devam ederken
arada bir bana gelip çeşitli sorular soruyordu.
Birgün:
"- Hocam hâfız olmak için Kur'ân'ı bitirmek mi
lazım?" diye sordu.
Ben de:
"- Tabii ki hepsini ezberleyeceksin ki, "hâfız"
adını alacaksın."
Bu cevabıma çok üzülmüş gibiydi. Bir şey
demek istiyordu sanki... Teşekkür etti ve döndü
arkasına gitti.
Derslerim arasında onlara sürekli Kur'ân
ezberlemekle işin bitmeyeceğini mutlaka
içindekileri uygulamanın gerektiğini
hatırlatıyordum. Talebelerden biri:
"- Hocam" dedi. "Fatma'nın annesi, abdestli
olmayanların hâfızlara dokunamayacağını
söylemiş. Bu doğru mu?" diye sordu.
Çok ilginçti doğrusu. İçimden "mâşallâh!"
dedim. Ve onların sorularına da cevap vermek
için, "Osmanlı zamanında atalarımız Kur'ân'a
ve hâfıza kıymet verdiklerinden öyle yaparmış."
dedim.
Çok hoşlarına gitmişti bu iş. Hepsi âdetâ
kendilerini ulaşılması zor, vitrindeki altın gibi
görüyorlardı.
"Görsünler" dedim kendi kendime... Bu yaşta,
buralara gelmişler. Allah'ın kelâmını
ezberliyorlar, onlara fazla görmem bunu.
Bu arada Fatma ara sıra rahatsızlanıyor ve
revirde yatıyordu. Zaman geçtikçe Fatma'nın
morali ve sağlığı daha da çok bozuluyordu.
Birgün dersini 2 kez aksatınca sormak zorunda
kaldım:
"- Ne oldu, yoksa anneni mi özledin?"
Sert bir şekilde bana döndü. Solgun yüzüne bir
ciddiyet gelmişti:
"- Hayır", dedi.
"- Öyleyse neden moralin bozuk? Sık sık da
hasta oluyorsun!" dedim.
Yalvarır gibi oldu. Gözleri dolmuştu:
"- Yanlış anlamayın, inanın ki annemi özleyip
de gitmek istediğim yok. Burayı çok seviyorum.
Allâh'ımdan çok korkuyorum. Buraları terk
edersem, bana âhirette hesabını sormaz mı?"
Dilim dudağım bağlandı. Bir şey diyemedim.
Suçlu bile hissettim, kendimi. O küçük kalbte bu
ne îmandı, Yâ Rabbi! Onu hayranlıkla
izliyordum.
Birgün çok rahatsızlandı. Doktora götürmek
zorunda kaldık. Bir çok tahlillerden sonra,
arkadaşım olan doktor hanım:
"- Hocahanım, derhal bu talebeyi ailesinin
yanına gönder." dedi.
Şaşkınlıkla:
"- Neden?" diye sordum. Bana:
"- Belki üzülecek, hatta inanmayacaksın ama,
bu talebe "kanser!..".
Âdeta başımdan aşağı kaynar sular
dökülmüştü.
Hastâneden ayrılırken Fatma'ya hiç bir şey
diyemedim. O ise hâlimi anlamış gibi, bana
sorular sorup dikkatimi dağıtmaya çalışıyordu.
Kulağıma eğilerek:
"- Hocam" dedi. "Azrail insanların canını
alırken nasıldır?"
Ağlamamak için zor tutum kendimi:
"- Mü'min kullara karşı çok güzel bir
sûrettedir." dedim. Mırıldandı:
"- Belki hafız olamam, ama Elhamdülillah
mü'minim!" diye.
Hâfız olmak için Kur'an'ı bitirmek gerektiğini
söylediğimde neden üzüldüğünü şimdi
anlamıştım. Demek ki hastalığını biliyordu.
Bir kaç gün sonra eşyalarını hazırlamaya
başladık. Çünkü artık dayanılmaz acılar içinde
kıvranıyordu. Evine gitmesi gerekiyordu. Ailesi
geldi. Fatma yanıma gelerek, mahcûbiyetle:
" - Bana kızmadınız değil mi? Eğer söyleseydim
belki kursa almazdınız!.."
" - Ne demek!.. Nasıl kızarım sana.." dedim.
"Hem sonra, sakın üzülme hâfızlığımı
bitiremedim diye. Bu yola girdin ya, Rabbim
seni hâfızlar zümresinden yazmıştır inşâallâh!"
dedim.
Öyle sevindi ki! Sarıldı boynuma:
"- Gerçekten ben şimdi hâfız sayılır mıyım?
Anne bak duydun değil mi?" Hüngür hüngür
ağlıyordu.
Ya Rabbi, bu ne aşktı!
Rabbimin hikmeti tecelli etse de iyi olsaydı şu
Fatma, ne güzel bir kul olurdu.
Böylece Fatma'yı gözyaşları ile Erzurum'a
uğurladık. Çok geçmedi. Bir iki hafta sonra
ailesi ağırlaştığı haberini verdi. Bu bir iki hafta
içinde ondan iki mektup almıştım. Bana hep
hâfızlık tâcını merak ettiğini, bunun rüyalarına
bile girdiğini yazıyordu.
Birgün sabah namazından sonra telefon çaldı.
Fatma'nın annesiydi karşımdaki ses...
Ağlamaklı bir sesle:
" - Hocahanım Fatma'yı uğurladık. Rica etsem
bir hatim okur musunuz?" deyince, ben de
dayanamadım ağlamaya başladım.
Annesi beni teselli edercesine telefonu
kapatmadan:
" - Size ölmeden önce şunu söylememi istedi",
dedi. Hıçkırarak:
"- Anneciğim, hocama söyle!.. Azrâil
söylediğinden de güzelmiş."
"Ey Rabbim; senin kelamın için yanıp tutuşan,
yoluna yapışıp kelâmına sımsıkı sarılan kulunu,
sen son nefesinde yalnız bırakır mısın hiç???"
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Kur'an-ı Kerim'den Dua Ayetleri Medineweb KardelenGül Dua Bölümü 20 07 Eylül 2023 22:52
Kuran-ı Kerim Okuyorum-Medineweb Medine-web Kur'ân-ı Kerim Genel 12 25 Temmuz 2022 03:58
Medineweb Cüz Cüz Kur'an-ı Kerim Oku Allahın kulu_ Sesli-Görüntülü-Dinle 29 06 Temmuz 2021 18:46
Kur'an-ı Kerim Kursları Kayıt Dönemi Medineweb nurşen35 Diyanetten Duyurular/Haberler 0 02 Eylül 2017 00:03
Kur'an-ı Kerim Okumanın Fazileti- Medineweb KardelenGül Kurân-ı Kerîm 1 04 Nisan 2017 15:20

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.