Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.forum.medineweb.net/658-serbest-kursu)
-   -   Bir Sorum Var (https://www.forum.medineweb.net/serbest-kursu/35159-bir-sorum-var.html)

ÂlâLeyl 29 Temmuz 2020 23:49

Alıntı 1:

Kur'an, bir araya getirmek, kümelemek demektir. Özel olarak da son ilahi kitap olan Kur'an-ı Kerim'in özel ismidir.

Kök
Kur'an "kıraat (okumak)" ile aynı kökten ka-ra-e(قرأ) gelir.

Anlam
Kökünün anlamı bir araya getirmek, toplamak, birbirine eklemek, birbirine katmaktır. Okumak (kıraat) harflerin bir araya getirilmesi ile olur. Benzer biçimde "kur'an" kelimesi "küme" anlamına gelir. قُرْآنً "toplanma" demektir.

Kur'an halinde
Kur'an kısım kısım indirilmiş bir kitaptır. Kur'an-ı Kerim'de aynı sûre içinde farklı konulara ait ayetler vardır.

İsra:106 - Biz onu kur'ân halinde (küme küme) ayırdık ki insanlara aralıklarla öğretesin. Onu parça parça indirdik.
İlk bakışta bu durum dağınık bir görüntü verebilir. Fakat benzer konuların ayetleri farklı sûrelerden alınarak bir araya getirilirse yani kümeler oluşturulursa o konu hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşılabilir. Bu, Kur'an'ı anlamada izlenecek metottur.

Kümeler halinde
Kur'an kelimesine müfessirler "çok okunan" ya da "son ilahi kitabın özel adı" gibi anlamlar vermişlerdir. Fakat bu anlam aşağıda verilen ayetlerdeki "kur'anlar şeklinde" ifadesinin anlamını yansıtmaz.

Yusuf:2 - Belki aklınızı kullanırsınız diye, biz bunu Arapça kümeler (kur'anlar) şeklinde indirdik.
Ayrıca bakınız Fussilet:3, Hicr:1

el-Kur'an
Kur'an'da bazı ayetlerde el-Kur'an (القرآن) ifadesi geçer. Bu ifade (Nahl:98), son ilahi kitabın Kur'an-ı Kerim'in özel adıdır. Kelimenin başındaki el takısı ile aldığı belirlilik sayesinde "o Kur'an" anlamına geldiğine dikkat ediniz.

Furkan:30 - O gün elçimiz diyecek ki, "Ya Rabbi, benim kavmim bu Kur’an’ı kendilerinden uzak tuttular".


ALINTI 2:

Merhabalar İsra suresinin 78. Ayetinde Kur'an kelimesi el takısı olmadan geçiyor. Bu yüzden oradaki Kur'an kelimesine kümeleşme anlamı vermek gerektiğini düşünüyorum. Ama neredeyse tüm mealler olmayacak şekilde anlam vermişler. Süleymaniye vakfı meali şu anlamı vermiş:
(İsra 17/78)
Namazı, güneşin zevalinden gecenin ğasakına kadar, bir de şafak ışıklarının kümeleştiği(Kur'an) sırada sürekli ve tam kıl. Şafak ışıklarındaki kümeleşme(Kur'an)gözle görülür.



SORUM:

KUR'ÂN kelimesinin anlamları nelerdir? Küme manası gerçekten var mı? Alıntı 2 deki örnek doğru gibi hissettiriyor. Kabul edilebilir bir meal mi?

Bir de ben Kur'an'ı "Okunan" manasına geliyor diye hatırlıyordum. Bu manaya da geliyor mu?

Kur'an ve kitap kelimesi arasındaki fark ne?

Hicr 1:

Elif Lãm Râ, tilke âyâtül kitâbi ve kurâninmmübîn.

"Kur'ân'lar" şeklinde geçen ayetler hangileri?

FECR 30 Temmuz 2020 08:51

Bu konu geniş ve çok boyutlu bir konu. Ayetler ışığında daha sonra açıklamaya çalışalım inş. Ama bugün yoğunum , bayram günlerinde bu konu üzerinde yoğunlaşıp konuyu detaylarıyla ele alalım inş.

FECR 31 Temmuz 2020 15:13

Alıntı:

ÂlâLeyl Üyemizden Alıntı (Mesaj 431976)
Alıntı 1:


Kümeler halinde
Kur'an kelimesine müfessirler "çok okunan" ya da "son ilahi kitabın özel adı" gibi anlamlar vermişlerdir. Fakat bu anlam aşağıda verilen ayetlerdeki "kur'anlar şeklinde" ifadesinin anlamını yansıtmaz.

Yusuf:2 - Belki aklınızı kullanırsınız diye, biz bunu Arapça kümeler (kur'anlar) şeklinde indirdik.
Ayrıca bakınız Fussilet:3, Hicr:1


"Kur'ân'lar" şeklinde geçen ayetler hangileri?

O yazıyı yazan kim bilmiyorum ama işekembe-i kübradan sallamış. Kur'anın hiç bir yerinde "KUR'ANLAR" diye geçmez. Geçtiğini söylediği ayetlere bakarsanız o ayetlerde sadece KUR'AN kelimesi geçiyor. Verdiği ayetlere ve meallerine bakalım:

Yusuf 2.ayet:
اِنَّٓا اَنْزَلْنَاهُ قُرْءٰنًا عَرَبِيًّا لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
"Biz onu, anlayasınız diye, Arapça bir Kuran olarak indirdik."

Fussilet 3.ayet
كِتَابٌ فُصِّلَتْ اٰيَاتُهُ قُرْاٰنًا عَرَبِيًّا لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَۙ
"(Bu,) bilen bir kavim için, âyetleri Arapça okunarak açıklanmış bir kitaptır."

Hicr 1.ayet:
الٓرٰ۠ تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ وَقُرْاٰنٍ مُب۪ينٍ
"Elif, Lam, Ra. Bunlar, kitabın ve apaçık olan Kur'an'ın ayetleridir."

Bu konuda 3 tane ayet vermiş, 3 ayette de söylediği (kümeler-Kuranlar) diye bir şey geçmiyor. Ya Kuranın metnini / Arapçasını bilmiyor ya da başka bir yerde okumuş , araştırmadan , bilmeden balıklama atlamıştır. Günümüzde maalesef dini ve özellikle Allah'ın kitabı olan Kuranı aslından okuyup anlamaya çalışmadan , başkalarının sözlerinden , kitaplarından , vehimleriden , zanlarından okuyup ahkam kesenler çoğalmıştır. Burada sözüm size değil (söz meclisten dışarıdır)
Kİtap ve Kuran kelimelerinin Kuranda ne şekillerde kullanıldıklarına ve hangi anlamlara geldiği konusundaki çalışmayı daha sonra yazacağım. Yukarıdaki mesnetsiz yazıyı okuyunca kısa bir cevap vermek zorunda kaldım , kusura bakmayın

FECR 08 Ağustos 2020 17:30

KUR’AN’DA KİTAP ve KUR’AN KAVRAMLARI
Kuranda kitap kelimesin türevleri ile kaç yerde geçiyor?
الْكِتَاب EL KİTAB= 230 yerde
كِتَابًا KİTABEN = 12 yerde
كِتَابَكَ KİTABEKE (Senin kitabın)= 1 yerde (İsra-14)
بِكِتَابِكُمْ Bİ KİTABİKUM (Sizin kitabınız)= 1 Yerde (Saffat-157)
كِتَابُنَا KİTABUNA (Bizim kitabımız)= 1 yerde (Casiye-29)
كِتَابَهُ KİTABEHU (Onun kitabı)= 5 yerde
كِتَابِهَا KİTABİHA (Onun kitabı) = 1 yerde (Casiye-28)
كِتَابَهُمْ KİTABEHUM (Onların kitabı) = 1 yerde (İsra-71)
كِتَابِي KİTABİİ (Benim kitabım) = 1 yerde (Neml-28)
كِتَابِيَهْ KİTABİYEH (Onun kitabı) = 2 yerde ( Hakka-19-25 )

Kur’anda KUR’AN kelimesi türevleri ile kaç yerde geçiyor?
الْقُرْآنِ EL KUR’ANİ = 58 yerde
قُرْآنًا KUR’ANEN = 10 yerde
قُرْآنَهُ KUR’ANEHU = 2 yerde geçer
Bilindiği gibi Kur'an-ı Kerim'de pek çok kelime birden fazla manada kullanılmıştır. Bunlara "zû vücûh" (pek çok manaya sahip) kelimeler denir. Bu tür kelimelerin tanınması ve hangi anlamlarda kullanıldığının bilinmesi, tefsir ilmi açısından çok önemlidir. Zira Kur'an'ı yorumlayacak kişi, bunları bilmediği takdirde hata yapabilir. Bu tür kelimelere her geçtiği yerde aynı manayı verirse, yanlış anlamlar ortaya çıkar. Bu açıdan bu tür kelimelerin kullanıldığı manaları iyi bilmek gerekir. İşte, "kitap" kelimesi de bu tür kelimelerden biridir. Müştaklarıyla beraber Kur'an'da zikredilen bu kelimeye, kullanıldığı yere göre farklı anlamlar yüklenmiştir. Kelime çoğu zaman "kitap" şeklinde, bazen de "ketebe" fiilinden türeyen başka kelimeler biçiminde geçmektedir. Kitap kelimesi etimolojik yapısı itibariyle Arapça kökenli bir kelime olup"yazmak" anlamına gelen ketebe fiilinden türemiştir. Kitap, "fıal" vezninde fiilin masdar halidir, yazılan bir araya toplamak demektir. Bu anlamından hareketle harfleri çeşitli biçimlerde birleştirmekten oluşan yazıya da kitab denmiştir. Faydalı bir anlam elde etmek için eşyanın birbiriyle raptedilip bir araya getirilmesine de kitap denmiştir. Kur'an da kendisinde öncekilere ait haberler, kıssalar, hükümler, mevizalar, meseller, emir, nehiy, , inzar, i'zar, tahzir, tebşir vb. şeyleri cem ettiği için kitap diye isimlendirilmiştir. Yazının yazıldığı yapraklara, içindekilerle beraber sahifeye de Kitap denilmiştir. Nisa suresi 153. ayet ile En'am suresi 7. ayette bu anlamda kullanıldığı söylenmiştir. Esas manası itibariyle ise Kitab, Allah'ın kullarına gönderdiği vahiyleri ihtiva eden eserdir.
Kitap Kelimesinin isme Bitişik Olarak İzafet Terkibi Halinde Geçtiği Haller:
Kitâbullâh (Allah’ın kitabı): Kur'an'da dokuz yerde bu terkib kullanılmaktadır. Bu terkipte sözü geçen kitap ile bazen Tevrat, bazen Allah'ın emri, farz kılması, hükmü, taksimi, bazen Levh-ı mahiuz, bazen Kader, yazgı bazen de Kur'an-ı Kerim murad edilmiştir.
Kitâbu Mûsâ (Musa’nın kitabı) : Hud-17; el-Ahkaf,-12). Tevrat kast ediliyor
Kitâbu'İ-Fuccâr (Günahkarların kitabı) (Muttaffifin-7) Burada sözü edilen kitab yazı olabileceği gibi, kötülerin amellerinin yazıldığı kitab da olabilir
KitâbuM-Ebrâr (İyilerin kitabı) (Mutaffifin-18) İyilerin amellerinin sayılıp döküldüğü yer.

Kitab kelimesi şu anlamlarda da kullanılmıştır:
1-Mektup=Hz.Süleyman ve Hüdhüd kuşunun geçtiği diyalog:
“Şu kitabımı (mektubumu) götür, onu kendilerine ver..." (Neml-28)
"Beyler, bana çok önemli bir kitap (mektup) bırakıldı" (Neml-29)
2-Okuyup yazmak
"Allah o zaman şöyle diyecek: Ey Meryem oğlu îsa, Sana ve annene verdiğim nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh ile desteklemiştim; (bu sayede) sen beşikte iken de, yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim..(Maide-110)
3-Farz edilmiş müddet
İddet beklemekte olan kadınlarla ilgili hususların dermeyan edildiği Bakara suresi 235. ayette geçen kitab kelimesi bu anlamdadır: "... Farz olan bekleme müddeti (kitab) dolmadan nikah kıymaya kalkışmayın..”
4-Takdir edilmiş zaman
"Hiç kimse yoktur ki, ölümü Allah'ın iznine bağlı olmasın. (Ölüm) belli bir süreye göre yazılmıştır”(Ali İmran-145)
"Her ecel için bir kitap (takdir edilmiş bir zaman) vardır." (Rad-38)
5-Kader, yazgı
"Helak ettiğimiz her ülkenin mutlaka malum bir yazgısı (kitabı) vardır."(Hicr-4)
6-Farz edilmiş ibadet
"Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz, mü'minler üzerinde vakitleri belli olan farz bir ibadettir (kitab tır) (Nisa-103)
7-Allah'ın emri:
"(Harp esiri olarak) sahip olduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı. Allah'ın size emri (kitabı) budur..(Nisa-24)
8-Hüküm, Allah'ın hükmü
“Allah tarafından önceden verilmiş bir hüküm (kitab) olmasaydı, aldığınız fidyeden ötürü size mutlaka büyük bir azab dokunacaktı” (Enfal-68)
9-Köle ile efendi arasındaki anlaşma:
"Ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyelerden) sizinle belli şartlar karşısında hürriyetine kavuşmak üzere anlaşma yapmak (Kitap)isteyenlerle, bunun onlar hakkında hayır getireceğine inanıyorsanız mükâtebe yapın”Nur-33)
10-Burhan, Hüccet
“Eğer doğru iseniz, kitabınızı getirin” (Saffat-157)

KUR'AN'DA GEÇEN KİTAPLAR
1- Müşahhas (somut) kitaplar
Kur'an-ı Kerim kitap sözünü kullanırken bununla bazen elle tutulan, okunabilen, anlaşılabilen somut kitapları kasdeder.
A-Herhangi bir kitap:
"Elleriyle bir kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için 'bu Allah katındandır' diyenlere yazıklar olsun”(Bakara-79)
“Yoksa size ait bir kitap var da (bu batıl inanışları) onda mı okuyorsunuz” (Kalem-37)
B-Sahife (Sayfa) şeklindeki kitaplar:
Kur'an-ı Kerim'de birkaç yerde sahifelerden bahsedilmektedir. Bu sahifelerden birinin Hz.İbrahim'e, diğerinin Hz.Musa'ya ait olduğunu bizzat Kur'an açıklamaktadır. Diğerlerinin ise hangi peygambere ait olduğuna dair sarih bir açıklama yoktur.
"Yoksa Musa'nın ve ahdine vefa gösteren İbrahimin sahifelerinde yazılı olanlar kendilerine haber verilmedi mi?”(Necm-36-37)
"Şüphesiz bunlar, ilk gönderilen sayfalarda; İbrahim ve Musa'nın sayfalarında da vardır” (Ala-14-19)
C-İlahi Kitaplar
Kur'an-ı Kerim'de kitap kelimesi en çok ilahi kitapları ifade etmek için kullanılmıştır.
A-Tevrat
"Yola gelesiniz diye Musa'ya kitab ve furkan vermiştik.”(Bakara-53)
“Andolsun Musa'ya kitabı verdik”(Bakara-87)
Ve buna benzer ayetler vardır
B-Zebur:
Zebur Hz.Davud'a verilen ilahi kitabın adıdır
"Davud'a da Zebur'u verdik”(Nisa-163)
Zebur'dan ise Kur’anda sadece üç yerde söz edilmektedir. Zebur'dan kitab diye söz edilmemektedir. Bununla beraber, bazı müfessirlerimiz onun bir kitap olduğunu belirtmektedirler.
C-İncil
Kur'an-ı Kerim'de Hz.İsa'ya İncil'in verildiği açıkça zikredilmektedir
"(Çocuk) Ben Allah'ın kuluyum dedi. (O) bana kitab verdi, beni peygamber yaptı." (Meryem-30)
D – Kur’an
Kur’an’da “Kitap” diye en çok kendisinden söz edilen ilahi kitap Kur’an’dır
Kur’anın kitap olarak vasıflandırıldığı ayetlere baktığımızda kitabın şu özelliklerini görüyoruz:
ı Kerim'in kitap olarak tavsif edildiği yerlerde işaret edilen Özellikleri şunlardır.
“Onda asla şüphe yoktur” “Doğru yolu gösteren bir hidayet kaynağıdır” Kendinden önceki kitapları tasdik eder” Öğüt verir” “Rahmet kaynağıdır”Mübarek bir kitaptır”Hikmet doludur” “Ayetleri sağlamdır” “İçinde hiç tezad, eğrilik yoktur”” Karanlıktan aydınlığa götürür” Her şey için bir açıklamadır” Bir müjdedir,” “İbret belgesidir”,Bir nur” Bir ruhtur”,” Eşsiz”, Değerli” ve apaçık bir kitaptır” (Ayetlerden çıkarılmıştır)
"Muhakkak ki Biz sana Kur'aıı'ı indirdik”(İnsan-23)
“Andolsun sana ... bu büyük Kur'an'ı verdik”(Hicr-87)
“Biz sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik ki...”(Şura-7)
2 - Mücerred (Soyut) Kitaplar
A-Amel Defteri
"Yaptıkları her şey kitaplarda (amel defterlerinde) mevcuttur. Küçük büyük her şey satır satır yazılmıştır” (Kamer-52-53)
"Bu, yüzünüze karşı gerçeği söyleyen kitabımızdır. Şüphesiz ki Biz yaptıklarınızı kaydediyorduk”(Casiye-29)
"Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak nefsin yeter”(İsra-14)
B-Levhi Mahfuz
Kur'an-ı Kerim'in en gizemli ve en dikkat çekici kavramlarından biri budur. Levh-ı Mahfuz, Korunmuş levha anlamına gelmektedir
Levh-ı Mahfuz ibaresi Kur'an-ı Kerim'de yalnızca bir yerde geçmektedir. İlgili ayette şöyle deniliyor: "Bilakis o şerefli bir Kur'an'dır; Levh-ı mahfuzdadır." (buruc-21-22)
Kur'an-ı Kerim'de levh-ı mahfuz yerine kullanılan ve onunla aynı manaya gelen ifadelerden biri de kitab-ı meknundur
“Şüphesiz ki o değerli bir Kur'an'dır. Kitab-ı meknûn'dadır” (Vakıa-77-78)
Kur'an-ı Kerim'de levh-ı mahfuz yerine kullanılan ve onunla aynı manaya gelen ifadelerden biri de “İmamı Mübin”dir.
“"Şüphesiz Ölüleri ancak biz diriltiriz. Onların yaptıkları her işi, bıraktıkları her izi yazarız. Biz her şeyi imâm-ı mübînde sayıp yazmışızdır.” (Yasin-12)
Kur'an-ı Kerim'in değişik ayetlerinde levh-ı mahfuzu ifade etmek üzere “Kitab-ı Mübin” ifadesi geçer.
“Yaş ve kuru ne varsa hepsi kitâb-ı mübîndedir”(En’am-59)
“Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü yoktur ki kitâb-ı mübînde bulunmasın” 8hud-6)
Kur'an-ı Kerim'de bu ifade de Levh-ı mahfuz yerine kullanılan bir ifade de “Kitabı Hafız” dır.
"Biz toprağm onlardan neleri eksilttiğini kesinlikle bilmekteyiz. Yanımızda kitâb-ı hafız vardır”(Kaf-4)
Yine Kur'an-ı Kerim'in pek çok yerinde levh-ı mahfuzu ifade etmek üzere kitap kelimesinin kullanıldığına da şahit oluyoruz.
Ayetlerde levh-ı mahfuzu ifade etmek üzere geçen kitap kelimesi, bazen "el-kitab" şeklide marife, bazen de "kitap" biçiminde nekra olarak kullanılmıştır. En'am, 38; Yunus, 37;, İsra, 58; Ahzab, 6 ve Zümer, 69. ayetlerde kelime marifeli olarak geçmektedir. Ra'd, 38; Ta-Ha, 52; Hacc, 70; Mu'minun, 62; Fatır, 11; Hadid, 22 ve Nebe', 29. ayetlerde ise kelime nekra haldedir.
Kur'an-ı Kerim'de levh-ı mahfuzu ifade etmek üzere kullanılan terimlerden biri de ummu'l-kitâbtır.
"O katımızda bulunan ummul-kitapta mevcut, yüce ve hikmet dolu bir kitaptır."(Rad-39)
Kitap kelimesinin Kuran’da kullanışlarından bir kısmını yazdık. Kur’an’da Kur’an kelimesinin anlamına ve geçtiği yerlere bir göz atalım:
KUR’AN ; Allah’ın kitabının özel adıdır.Kur’an kelimesi için iki ayrı kökten bahsedilir. Bunlardan birisi okumak anlamına gelen “karee” قَرَأ, diğeri ise toplamak, kompoze etmek anlamına gelen قَرَنَ “karene” kökünden gelir.
قَرَأَ = okumak , mütalaa etmek , kıraat etmek , incelemek , bir şeyi biriktirip birbirine katmak , ilhak etmek , bir araya getirmek, derlemek, biriktirmek, yığmak, biriktirip dağıtmak; anlatmak, açıklamak, izah etmek, nakletmek; araştırmak, soruşturmak, incelemek.
قَرَنَ = Bir nesneyi bir nesneye bağlamak , koşmak , yaklaştırmak , çatmak , birleştirmek , satmak , toplamak, kompoze etmek

“Kur´an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size rahmet edilsin.”(A’raf-204)
“Kur´an´ı okuduğun zaman, o kovulup taşlanmış şeytandan Allah´a sığın!” (İsra-14)
“Kur´an okuduğunda, seninle, âhirete inanmayanlar arasına gizli bir perde çekeriz” (İsra-45)
“Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur´an, onda indirilmiştir.”(Bakara-185)
“Kur´an´ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah´tan başka birinin katından gelseydi, elbetteki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı.”(Nisa-82)
“Ey iman sahipleri! Size açıklandığında canınızı sıkacak şeylerle ilgili soru sormayın. Kur´an indirilmekte iken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onlardan vazgeçmiştir. Allah Gafûr´dur, Halîm´dir.”(Maide-101)
“Biz onu sana, aklınızı çalıştırasınız diye, Arapça bir Kur´an olarak indirdik.”(Yusuf-2)
“Elif, Lam, Ra. Bunlar Kitap'ın ve apaçık olan Kuran'ın ayetleridir. Hicr-1)
“Onlar ki Kur´an´ı parça parça/bölük bölük/falcılık aracı yaptılar.”(Hicr-91)
“Biz Kur´an´dan, inananlar için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Ama bu, zalimlerin yıkımını artırmaktan başka katkı sağlamıyor.”(İsra -82)
“De ki: "Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler şu Kur´an´ın bir benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine de destek olsalar, onun bir benzerini yine de ortaya getiremezler." (İsra-88)
……..Buna benzer bir çok ayet var
Sözün özü;
Kitap kelimesi Kuranda bir çok anlamları kapsayan bir kelime olur, Kuran kelimesini de kapsıyor. Yani Kuranda kimi ayetlerde kitaptan kasıt Kur’an olduğu gibi , kimi yerde Tevrat, İncil , levhi mahfuz , amel defteri gibi anlamları içeriyor. Kitaptan kasıt KUR’AN değildir demek Kuran bütünlüğü içinde ayetleri göz önüne almak demek olur. Kitap kelimesinin kullanıldığı yerdeki anlamını göz önüne almak gerekir. Sizin verdiğiniz Hicr 1.ayete bakalım:
“Elif, Lam, Ra. Bunlar Kitap'ın ve apaçık olan Kuran'ın ayetleridir.”
الر تِلْكَ آياتُ الْكِتابِ وَقُرْآنٍ مُبِينٍ
Bu ayette hem kitap gelmiş, hem de Kur’an gelmiştir. Bu ayette Kitaptan kasıt Taberi’ye göre –bugün Kitâb-ı Mukaddes diye anılan– Tevrat ve İncil gibi önceki kitaplardır; “Kur’an” ise Kur’ân-ı Kerîm’in (o zaman henüz tamamlanmadığı için bütününü değil) inzal edilmiş olan kısmını ifade eder. Zemahşerî hem “kitap” hem de “Kur’an” kelimesiyle Hicr sûresinin kastedildiğini belirtir. Râzî’ye göre ise her iki kelimeden maksat Kur’ân-ı Kerîm’dir; fakat ilki onun yazılı şeklini, ikincisi de okunuşunu ifade eder. İbn Âşûr da bu görüşü tercih etmiştir.
Kur’an kelimesi vahyin tamamlanmasıyla birlikte artık özel/ has bir isim olarak yerleşmiştir. Kelime anlamını artık aşmıştır, kavram anlamı almıştır. Bunu günümüzde artık kelime anlamlarıyla değil kavram anlamıyla yani Allah’ın Hz.Muhammed a.s ‘a vahyin kitaplaşmış şeklidir. Kuranın korunmasını Allah kendi üzerine almıştır. Hicr-9.ayette bunu görüyoruz.
Son olarak sizin alıntıladığınız yazının yani Kuranın çoğul formatıyla gelmesi isnatsız bir çıkarımdır.









ÂlâLeyl 09 Ağustos 2020 03:59

Bu çok detaylı ve çok değerli bir çalışma FECR. Ne kadar teşekkür etsem azdır. Allâh razı olsun.

Hâdimul İslam 09 Ağustos 2020 09:35

Alıntı:

FECR Üyemizden Alıntı (Mesaj 432042)
KUR’AN’DA KİTAP ve KUR’AN KAVRAMLARI
Kuranda kitap kelimesin türevleri ile kaç yerde geçiyor?
الْكِتَاب EL KİTAB= 230 yerde
كِتَابًا KİTABEN = 12 yerde
كِتَابَكَ KİTABEKE (Senin kitabın)= 1 yerde (İsra-14)
بِكِتَابِكُمْ Bİ KİTABİKUM (Sizin kitabınız)= 1 Yerde (Saffat-157)
كِتَابُنَا KİTABUNA (Bizim kitabımız)= 1 yerde (Casiye-29)
كِتَابَهُ KİTABEHU (Onun kitabı)= 5 yerde
كِتَابِهَا KİTABİHA (Onun kitabı) = 1 yerde (Casiye-28)
كِتَابَهُمْ KİTABEHUM (Onların kitabı) = 1 yerde (İsra-71)
كِتَابِي KİTABİİ (Benim kitabım) = 1 yerde (Neml-28)
كِتَابِيَهْ KİTABİYEH (Onun kitabı) = 2 yerde ( Hakka-19-25 )

Kur’anda KUR’AN kelimesi türevleri ile kaç yerde geçiyor?
الْقُرْآنِ EL KUR’ANİ = 58 yerde
قُرْآنًا KUR’ANEN = 10 yerde
قُرْآنَهُ KUR’ANEHU = 2 yerde geçer
Bilindiği gibi Kur'an-ı Kerim'de pek çok kelime birden fazla manada kullanılmıştır. Bunlara "zû vücûh" (pek çok manaya sahip) kelimeler denir. Bu tür kelimelerin tanınması ve hangi anlamlarda kullanıldığının bilinmesi, tefsir ilmi açısından çok önemlidir. Zira Kur'an'ı yorumlayacak kişi, bunları bilmediği takdirde hata yapabilir. Bu tür kelimelere her geçtiği yerde aynı manayı verirse, yanlış anlamlar ortaya çıkar. Bu açıdan bu tür kelimelerin kullanıldığı manaları iyi bilmek gerekir. İşte, "kitap" kelimesi de bu tür kelimelerden biridir. Müştaklarıyla beraber Kur'an'da zikredilen bu kelimeye, kullanıldığı yere göre farklı anlamlar yüklenmiştir. Kelime çoğu zaman "kitap" şeklinde, bazen de "ketebe" fiilinden türeyen başka kelimeler biçiminde geçmektedir. Kitap kelimesi etimolojik yapısı itibariyle Arapça kökenli bir kelime olup"yazmak" anlamına gelen ketebe fiilinden türemiştir. Kitap, "fıal" vezninde fiilin masdar halidir, yazılan bir araya toplamak demektir. Bu anlamından hareketle harfleri çeşitli biçimlerde birleştirmekten oluşan yazıya da kitab denmiştir. Faydalı bir anlam elde etmek için eşyanın birbiriyle raptedilip bir araya getirilmesine de kitap denmiştir. Kur'an da kendisinde öncekilere ait haberler, kıssalar, hükümler, mevizalar, meseller, emir, nehiy, , inzar, i'zar, tahzir, tebşir vb. şeyleri cem ettiği için kitap diye isimlendirilmiştir. Yazının yazıldığı yapraklara, içindekilerle beraber sahifeye de Kitap denilmiştir. Nisa suresi 153. ayet ile En'am suresi 7. ayette bu anlamda kullanıldığı söylenmiştir. Esas manası itibariyle ise Kitab, Allah'ın kullarına gönderdiği vahiyleri ihtiva eden eserdir.
Kitap Kelimesinin isme Bitişik Olarak İzafet Terkibi Halinde Geçtiği Haller:
Kitâbullâh (Allah’ın kitabı): Kur'an'da dokuz yerde bu terkib kullanılmaktadır. Bu terkipte sözü geçen kitap ile bazen Tevrat, bazen Allah'ın emri, farz kılması, hükmü, taksimi, bazen Levh-ı mahiuz, bazen Kader, yazgı bazen de Kur'an-ı Kerim murad edilmiştir.
Kitâbu Mûsâ (Musa’nın kitabı) : Hud-17; el-Ahkaf,-12). Tevrat kast ediliyor
Kitâbu'İ-Fuccâr (Günahkarların kitabı) (Muttaffifin-7) Burada sözü edilen kitab yazı olabileceği gibi, kötülerin amellerinin yazıldığı kitab da olabilir
KitâbuM-Ebrâr (İyilerin kitabı) (Mutaffifin-18) İyilerin amellerinin sayılıp döküldüğü yer.

Kitab kelimesi şu anlamlarda da kullanılmıştır:
1-Mektup=Hz.Süleyman ve Hüdhüd kuşunun geçtiği diyalog:
“Şu kitabımı (mektubumu) götür, onu kendilerine ver..." (Neml-28)
"Beyler, bana çok önemli bir kitap (mektup) bırakıldı" (Neml-29)
2-Okuyup yazmak
"Allah o zaman şöyle diyecek: Ey Meryem oğlu îsa, Sana ve annene verdiğim nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh ile desteklemiştim; (bu sayede) sen beşikte iken de, yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim..(Maide-110)
3-Farz edilmiş müddet
İddet beklemekte olan kadınlarla ilgili hususların dermeyan edildiği Bakara suresi 235. ayette geçen kitab kelimesi bu anlamdadır: "... Farz olan bekleme müddeti (kitab) dolmadan nikah kıymaya kalkışmayın..”
4-Takdir edilmiş zaman
"Hiç kimse yoktur ki, ölümü Allah'ın iznine bağlı olmasın. (Ölüm) belli bir süreye göre yazılmıştır”(Ali İmran-145)
"Her ecel için bir kitap (takdir edilmiş bir zaman) vardır." (Rad-38)
5-Kader, yazgı
"Helak ettiğimiz her ülkenin mutlaka malum bir yazgısı (kitabı) vardır."(Hicr-4)
6-Farz edilmiş ibadet
"Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz, mü'minler üzerinde vakitleri belli olan farz bir ibadettir (kitab tır) (Nisa-103)
7-Allah'ın emri:
"(Harp esiri olarak) sahip olduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı. Allah'ın size emri (kitabı) budur..(Nisa-24)
8-Hüküm, Allah'ın hükmü
“Allah tarafından önceden verilmiş bir hüküm (kitab) olmasaydı, aldığınız fidyeden ötürü size mutlaka büyük bir azab dokunacaktı” (Enfal-68)
9-Köle ile efendi arasındaki anlaşma:
"Ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyelerden) sizinle belli şartlar karşısında hürriyetine kavuşmak üzere anlaşma yapmak (Kitap)isteyenlerle, bunun onlar hakkında hayır getireceğine inanıyorsanız mükâtebe yapın”Nur-33)
10-Burhan, Hüccet
“Eğer doğru iseniz, kitabınızı getirin” (Saffat-157)

KUR'AN'DA GEÇEN KİTAPLAR
1- Müşahhas (somut) kitaplar
Kur'an-ı Kerim kitap sözünü kullanırken bununla bazen elle tutulan, okunabilen, anlaşılabilen somut kitapları kasdeder.
A-Herhangi bir kitap:
"Elleriyle bir kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için 'bu Allah katındandır' diyenlere yazıklar olsun”(Bakara-79)
“Yoksa size ait bir kitap var da (bu batıl inanışları) onda mı okuyorsunuz” (Kalem-37)
B-Sahife (Sayfa) şeklindeki kitaplar:
Kur'an-ı Kerim'de birkaç yerde sahifelerden bahsedilmektedir. Bu sahifelerden birinin Hz.İbrahim'e, diğerinin Hz.Musa'ya ait olduğunu bizzat Kur'an açıklamaktadır. Diğerlerinin ise hangi peygambere ait olduğuna dair sarih bir açıklama yoktur.
"Yoksa Musa'nın ve ahdine vefa gösteren İbrahimin sahifelerinde yazılı olanlar kendilerine haber verilmedi mi?”(Necm-36-37)
"Şüphesiz bunlar, ilk gönderilen sayfalarda; İbrahim ve Musa'nın sayfalarında da vardır” (Ala-14-19)
C-İlahi Kitaplar
Kur'an-ı Kerim'de kitap kelimesi en çok ilahi kitapları ifade etmek için kullanılmıştır.
A-Tevrat
"Yola gelesiniz diye Musa'ya kitab ve furkan vermiştik.”(Bakara-53)
“Andolsun Musa'ya kitabı verdik”(Bakara-87)
Ve buna benzer ayetler vardır
B-Zebur:
Zebur Hz.Davud'a verilen ilahi kitabın adıdır
"Davud'a da Zebur'u verdik”(Nisa-163)
Zebur'dan ise Kur’anda sadece üç yerde söz edilmektedir. Zebur'dan kitab diye söz edilmemektedir. Bununla beraber, bazı müfessirlerimiz onun bir kitap olduğunu belirtmektedirler.
C-İncil
Kur'an-ı Kerim'de Hz.İsa'ya İncil'in verildiği açıkça zikredilmektedir
"(Çocuk) Ben Allah'ın kuluyum dedi. (O) bana kitab verdi, beni peygamber yaptı." (Meryem-30)
D – Kur’an
Kur’an’da “Kitap” diye en çok kendisinden söz edilen ilahi kitap Kur’an’dır
Kur’anın kitap olarak vasıflandırıldığı ayetlere baktığımızda kitabın şu özelliklerini görüyoruz:
ı Kerim'in kitap olarak tavsif edildiği yerlerde işaret edilen Özellikleri şunlardır.
“Onda asla şüphe yoktur” “Doğru yolu gösteren bir hidayet kaynağıdır” Kendinden önceki kitapları tasdik eder” Öğüt verir” “Rahmet kaynağıdır”Mübarek bir kitaptır”Hikmet doludur” “Ayetleri sağlamdır” “İçinde hiç tezad, eğrilik yoktur”” Karanlıktan aydınlığa götürür” Her şey için bir açıklamadır” Bir müjdedir,” “İbret belgesidir”,Bir nur” Bir ruhtur”,” Eşsiz”, Değerli” ve apaçık bir kitaptır” (Ayetlerden çıkarılmıştır)
"Muhakkak ki Biz sana Kur'aıı'ı indirdik”(İnsan-23)
“Andolsun sana ... bu büyük Kur'an'ı verdik”(Hicr-87)
“Biz sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik ki...”(Şura-7)
2 - Mücerred (Soyut) Kitaplar
A-Amel Defteri
"Yaptıkları her şey kitaplarda (amel defterlerinde) mevcuttur. Küçük büyük her şey satır satır yazılmıştır” (Kamer-52-53)
"Bu, yüzünüze karşı gerçeği söyleyen kitabımızdır. Şüphesiz ki Biz yaptıklarınızı kaydediyorduk”(Casiye-29)
"Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak nefsin yeter”(İsra-14)
B-Levhi Mahfuz
Kur'an-ı Kerim'in en gizemli ve en dikkat çekici kavramlarından biri budur. Levh-ı Mahfuz, Korunmuş levha anlamına gelmektedir
Levh-ı Mahfuz ibaresi Kur'an-ı Kerim'de yalnızca bir yerde geçmektedir. İlgili ayette şöyle deniliyor: "Bilakis o şerefli bir Kur'an'dır; Levh-ı mahfuzdadır." (buruc-21-22)
Kur'an-ı Kerim'de levh-ı mahfuz yerine kullanılan ve onunla aynı manaya gelen ifadelerden biri de kitab-ı meknundur
“Şüphesiz ki o değerli bir Kur'an'dır. Kitab-ı meknûn'dadır” (Vakıa-77-78)
Kur'an-ı Kerim'de levh-ı mahfuz yerine kullanılan ve onunla aynı manaya gelen ifadelerden biri de “İmamı Mübin”dir.
“"Şüphesiz Ölüleri ancak biz diriltiriz. Onların yaptıkları her işi, bıraktıkları her izi yazarız. Biz her şeyi imâm-ı mübînde sayıp yazmışızdır.” (Yasin-12)
Kur'an-ı Kerim'in değişik ayetlerinde levh-ı mahfuzu ifade etmek üzere “Kitab-ı Mübin” ifadesi geçer.
“Yaş ve kuru ne varsa hepsi kitâb-ı mübîndedir”(En’am-59)
“Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü yoktur ki kitâb-ı mübînde bulunmasın” 8hud-6)
Kur'an-ı Kerim'de bu ifade de Levh-ı mahfuz yerine kullanılan bir ifade de “Kitabı Hafız” dır.
"Biz toprağm onlardan neleri eksilttiğini kesinlikle bilmekteyiz. Yanımızda kitâb-ı hafız vardır”(Kaf-4)
Yine Kur'an-ı Kerim'in pek çok yerinde levh-ı mahfuzu ifade etmek üzere kitap kelimesinin kullanıldığına da şahit oluyoruz.
Ayetlerde levh-ı mahfuzu ifade etmek üzere geçen kitap kelimesi, bazen "el-kitab" şeklide marife, bazen de "kitap" biçiminde nekra olarak kullanılmıştır. En'am, 38; Yunus, 37;, İsra, 58; Ahzab, 6 ve Zümer, 69. ayetlerde kelime marifeli olarak geçmektedir. Ra'd, 38; Ta-Ha, 52; Hacc, 70; Mu'minun, 62; Fatır, 11; Hadid, 22 ve Nebe', 29. ayetlerde ise kelime nekra haldedir.
Kur'an-ı Kerim'de levh-ı mahfuzu ifade etmek üzere kullanılan terimlerden biri de ummu'l-kitâbtır.
"O katımızda bulunan ummul-kitapta mevcut, yüce ve hikmet dolu bir kitaptır."(Rad-39)
Kitap kelimesinin Kuran’da kullanışlarından bir kısmını yazdık. Kur’an’da Kur’an kelimesinin anlamına ve geçtiği yerlere bir göz atalım:
KUR’AN ; Allah’ın kitabının özel adıdır.Kur’an kelimesi için iki ayrı kökten bahsedilir. Bunlardan birisi okumak anlamına gelen “karee” قَرَأ, diğeri ise toplamak, kompoze etmek anlamına gelen قَرَنَ “karene” kökünden gelir.
قَرَأَ = okumak , mütalaa etmek , kıraat etmek , incelemek , bir şeyi biriktirip birbirine katmak , ilhak etmek , bir araya getirmek, derlemek, biriktirmek, yığmak, biriktirip dağıtmak; anlatmak, açıklamak, izah etmek, nakletmek; araştırmak, soruşturmak, incelemek.
قَرَنَ = Bir nesneyi bir nesneye bağlamak , koşmak , yaklaştırmak , çatmak , birleştirmek , satmak , toplamak, kompoze etmek

“Kur´an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size rahmet edilsin.”(A’raf-204)
“Kur´an´ı okuduğun zaman, o kovulup taşlanmış şeytandan Allah´a sığın!” (İsra-14)
“Kur´an okuduğunda, seninle, âhirete inanmayanlar arasına gizli bir perde çekeriz” (İsra-45)
“Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur´an, onda indirilmiştir.”(Bakara-185)
“Kur´an´ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah´tan başka birinin katından gelseydi, elbetteki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı.”(Nisa-82)
“Ey iman sahipleri! Size açıklandığında canınızı sıkacak şeylerle ilgili soru sormayın. Kur´an indirilmekte iken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onlardan vazgeçmiştir. Allah Gafûr´dur, Halîm´dir.”(Maide-101)
“Biz onu sana, aklınızı çalıştırasınız diye, Arapça bir Kur´an olarak indirdik.”(Yusuf-2)
“Elif, Lam, Ra. Bunlar Kitap'ın ve apaçık olan Kuran'ın ayetleridir. Hicr-1)
“Onlar ki Kur´an´ı parça parça/bölük bölük/falcılık aracı yaptılar.”(Hicr-91)
“Biz Kur´an´dan, inananlar için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Ama bu, zalimlerin yıkımını artırmaktan başka katkı sağlamıyor.”(İsra -82)
“De ki: "Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler şu Kur´an´ın bir benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine de destek olsalar, onun bir benzerini yine de ortaya getiremezler." (İsra-88)
……..Buna benzer bir çok ayet var
Sözün özü;
Kitap kelimesi Kuranda bir çok anlamları kapsayan bir kelime olur, Kuran kelimesini de kapsıyor. Yani Kuranda kimi ayetlerde kitaptan kasıt Kur’an olduğu gibi , kimi yerde Tevrat, İncil , levhi mahfuz , amel defteri gibi anlamları içeriyor. Kitaptan kasıt KUR’AN değildir demek Kuran bütünlüğü içinde ayetleri göz önüne almak demek olur. Kitap kelimesinin kullanıldığı yerdeki anlamını göz önüne almak gerekir. Sizin verdiğiniz Hicr 1.ayete bakalım:
“Elif, Lam, Ra. Bunlar Kitap'ın ve apaçık olan Kuran'ın ayetleridir.”
الر تِلْكَ آياتُ الْكِتابِ وَقُرْآنٍ مُبِينٍ
Bu ayette hem kitap gelmiş, hem de Kur’an gelmiştir. Bu ayette Kitaptan kasıt Taberi’ye göre –bugün Kitâb-ı Mukaddes diye anılan– Tevrat ve İncil gibi önceki kitaplardır; “Kur’an” ise Kur’ân-ı Kerîm’in (o zaman henüz tamamlanmadığı için bütününü değil) inzal edilmiş olan kısmını ifade eder. Zemahşerî hem “kitap” hem de “Kur’an” kelimesiyle Hicr sûresinin kastedildiğini belirtir. Râzî’ye göre ise her iki kelimeden maksat Kur’ân-ı Kerîm’dir; fakat ilki onun yazılı şeklini, ikincisi de okunuşunu ifade eder. İbn Âşûr da bu görüşü tercih etmiştir.
Kur’an kelimesi vahyin tamamlanmasıyla birlikte artık özel/ has bir isim olarak yerleşmiştir. Kelime anlamını artık aşmıştır, kavram anlamı almıştır. Bunu günümüzde artık kelime anlamlarıyla değil kavram anlamıyla yani Allah’ın Hz.Muhammed a.s ‘a vahyin kitaplaşmış şeklidir. Kuranın korunmasını Allah kendi üzerine almıştır. Hicr-9.ayette bunu görüyoruz.
Son olarak sizin alıntıladığınız yazının yani Kuranın çoğul formatıyla gelmesi isnatsız bir çıkarımdır.










Fecr hocam başlı başına konu niteliğinde bir açıklama. Mesajlar arasinda kaybolmasin, arşivde yerini alsın isteriz.
Konu şeklinde paylasmanızı rica etsek...

ÂlâLeyl 20 Ağustos 2020 16:03

Neml 35'te de geçen "Hediye" kelimesinin kökeni hidayetten mi geliyor? Ne manalara geliyor?

FECR 22 Ağustos 2020 14:14

Alıntı:

ÂlâLeyl Üyemizden Alıntı (Mesaj 432147)
Neml 35'te de geçen "Hediye" kelimesinin kökeni hidayetten mi geliyor? Ne manalara geliyor?

Evet , hidayet ve hediye aynı kökten geliyor.
Hediye Kur'an'da 2 ayette geçerken hidayet bir çok ayette geçer. Hediyenin geçtiği ayetler:

وَاِنّ۪ي مُرْسِلَةٌ اِلَيْهِمْ بِهَدِيَّةٍ فَنَاظِرَةٌ بِمَ يَرْجِعُ الْمُرْسَلُونَ
" (Belkis) Ben şimdi bir hediye göndereceğim. Bakalım elçiler ne ile geri dönecekler.” dedi.(Neml-35)

فَلَمَّا جَٓاءَ سُلَيْمٰنَ قَالَ اَتُمِدُّونَنِ بِمَالٍۘ فَمَٓا اٰتٰينِ*يَ اللّٰهُ خَيْرٌ مِمَّٓا اٰتٰيكُمْۚ بَلْ اَنْتُمْ بِهَدِيَّتِكُمْ تَفْرَحُونَ
"(Elçiler) Süleyman’a geldiğinde o şöyle dedi: "Siz bana mal yardımı mı yapıyorsunuz? Allah’ın bana verdiği size verdiğinden daha değerlidir. Hayır, hayır! Bu hediyenizle ancak sizin gibiler sevinir."(Neml-36)

Hediye kelimesi hediye, armağan, hibe anlamlarına gelir. Kökü هَدَي fiilinden gelir. "Doğru yolu göstermek , doğru yola gitmek , hidayet bulmak , hidayete erdirmek , doğru yolu bulmak , kılavuzluk etmek , hediye vermek , hidayet etmek , hidayete ulaşmak , irşat olmak , gelini damada gönderip gerdeğe koymak , irşat etmek , hediye vermek , doğru yola iletmek" gibi anlamlara gelir.

Hidayet ile hediye ilişkisi ne olabilir düşündüğümüz zaman hidayetin en büyük hediyesi hidayet olduğunu anlarız. Allahın insanı hidayete erdirmesi insan için en büyük hediyedir. Hediye anlam olarak en basit bir şeyi karşılıksız olarak başkasına vermek ile en sevdiği şeyi maddi ya da manevi olsun fark etmez, yine karşılıksız olarak vermek arasındaki bütün verilen armağan,hibe vs şeylerdir.
Neml suresindeki Belkis'ın Sülayman a.s'a gönderdiği hediyeler maddi değeri olan hediye olan hediyelerdir. Ama Süleyman a.s bu maddi değeri olan hediyeleri önemsemiyor ve Allah'ın kendisine verdiği HİDAYET / risalet hediyesini önemsiyor ve Allah'ın verdiği hediyenin kulların verdiği hediyeye göre daha üstün olduğunu belirtiyor.

Heda kökünden gelen HEDİYE kelimesi hidayet kelimesinin alt basamaklarındandır. Kişinin hidayete ermesi kişi için Allah'ın en büyük hediyesidir.




ÂlâLeyl 21 Aralık 2020 14:29

Rauf İrfan Örf Arif aynı kökten geliyorlar değil mi?

FECR 26 Aralık 2020 11:24

رَؤُوفٌ RAUF = رَؤُفَ RAUFE kökünden gelir.
RAUFE fiili mihriban olmak , rahim olmak, acımak gibi anlamlara gelir. RAUF ise merhametli , kullarına karşı şefkatli , çok cömert olan, mihriban anlamlarına gelip Allah'ın isimlerindendir.

عرفان İRFAN ise AREFE عَرَفَ fiilinden türemiştir. AREFE fiili; beş duyu ile bilmek , öğrenmek , , tanımak , haberi olmak , farkında olmak , suçunu itiraf etmek , tedbir almak gibi anlamlara gelir. İRFAN ise ; bilme, anlama bilgi, özellikle pratik bilgi, usul ve örf bilgisi, kültür ,Tasavvufta evrenin sırlarını bilme gücü olarak tarif edilir.

عُرْف ÖRF de AREFE عَرَفَ fiilinden türemiştir. Anlamı; örf , adet , ihsan , cûd , sahavet , cömertlik , hayır , iyilik , lütüf , bilme , at yelesi , ibik , turunç adap, erkân, pratik bilgi, misal ve tecrübe ile öğrenilen şeyler demektir.

عارفARİF ismi de AREFE عَرَفَ fiilinden türemiş olup ismi faildir. ‘Bilen, bilgili ya da İrfan sahibi ,Hakkı, hakkı ile bilen gibi anlamlara gelir.

Sonuç olarak RAUF isminin diğer isimlerle alakası yoktur. Ama İrfan, Örf ve Arif isimleri aynı kökten geldiği için birbirleri ile alakası vardır


SAAT: 09:48

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321