Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.forum.medineweb.net/658-serbest-kursu)
-   -   Bir Sorum Var (https://www.forum.medineweb.net/serbest-kursu/35159-bir-sorum-var.html)

ÂlâLeyl 06 Mart 2021 23:03

İlim ve irfan
Âlim ve Ârif
Mâlumat ve Mârifet
Mâlum ve Mâruf
Âlem ve ?
Âlâmet ve ?

FECR 07 Mart 2021 13:15

İLİM ve İRFAN
İLİM: “Malum olanın olduğu hal üzere bilinmesidir.” Diye tarif edilir. A-Lİ-ME fiilinin masdarıdır. Râgıb Isfahânî’nin eseri olan Müfredat’a göre “bir şeyi hakikatiyle bilmek” demektir.
İRFAN: A-RE-FE kökünden gelir. İsfahânî’ye göre “irfan” “bir şeyin izini etkilerini tefekkür ederek ve derin düşünerek o şeyi idrak etmek” demektir.
Cemil Meriç “İrfan” kavramını “Kemale açılan kapı, amelle taçlanan ilim” diye tarif eder.
İrfan hakkında tasavvufi açıklamalar, kelamcıların açıklamaları da kendilerine göredir. İrfan kavramının yorumu farklı bakış açıları bize bu kavramın deruni anlamların olduğunu gösterir.
ALİM ve ARİF
ALİM: A-Li-Me (bilmek) kökünden ismi faildir ve “ Bilen, bilgi sahibi , alim” anlamına gelir.
ARİF: A-re-fe kökünden ismi fail olup “ Tanıyan, idrak eden, vakıf olan, halden anlayan ,bilen” gibi anlamları vardır.
Alim ile Arif arasında kök farklılığı olmasıyla birlikte kavramsal arasında da ince ayrıntıları vardır.
Alimin zıddı cahil, Arifin zıddı münkirdir. Buna göre Allah’a “Arif” denmez, Alim denir. Alim ile Arif arasındaki farkı, Ömer Seyfettin yaşanmış bir olayı şöyle anlatır:
"Ömer, mekteplerden birinde edebiyat muallimiydi. Merhumu yakından tanımış olanlar pek iyi bilirler; bazen bir şeyi diline dolar, günlerce onu tekrar ederdi. O zaman da bir şey tutturmuştu: "İlim başka, irfan başka... Arif başka, alim başka diyordu.
Derin bilgisi ve çok okumasıyla şöhret almış bir muallim arkadaşı bir gün Ömer‘e takılmak istedi: "Ömer Bey, ‘ilim başka irfan başka‘ diyorsunuz. Ben buna pek akıl erdiremiyorum. Lutfedin de bana bunu bir anlatın" dedi.
Ömer Seyfettin, "başkadır cancağızım dedi. Kızmazsanız bir misalle anlatayım. Mesela siz çok okumuşsunuz, alimsiniz, fakat arif değilsiniz. Bizim serhademe (başhademe) okumamıştır. Binaenaleyh alim değildir, fakat ariftir" Muallim arkadaşı biraz bozuldu. Fakat Ömer darılacak bir insan olmadığı için renk vermedi. Herkesle beraber güldü, geçti.
Sekiz, on gün kadar sonraydı. Ömer bir gün muallimler odasına sevinçli bir havadisle girdi. ‘Müjde‘, diyordu. ‘Avusturalya‘dan iki yüz vagon şeker geliyormuş... Şeker dehşetli ucuzlayacak‘ Ömer sık sık İttihat ve Terakki Merkez-i Umumisine gidip geldiği için diğer bazı arkadaşlarla beraber alim dediğimiz arkadaş da havadise inandı ve memnuniyet gösterdi.
Bir iki dakika sonra odaya giren Serhademeye Ömer, aynı havadisi tekrar etti. Fakat o pek seviniyor gibi görünmedi, terbiyeli bir tavırla ‘inanma beyim, yem borusudur bu. Avustralya şekeri bulsa kendisi yer‘ dedi. Ömer çocuk gibi ellerini çırparak zıplamağa başladı. Alim arkadaşına; ‘Yalan mı söylemişim cancağızım‘, dedi. ‘Bak siz bütün ilminize rağmen bu havadise inandınız. Fakat o yutmadı, cancağızım. Çünkü onda ilim yok ama irfan var. "
İşte alimle arif arasındaki fark böyle bir şey olsa gerek. Alim bir bilen iken, arif, bir sezen konumunda. Arifler güçlü sezgileri ve olayların arka planına bakma kabiliyetleri ile ön plana çıkarken, alimler daha çok analize tabi tutulmamış safi bilgileri ile ön plana çıkıyorlar.”
MALUMAT ve MARİFET
MALUMAT: Ma’lum kelimesin çoğu olup; “a-li-me” filinin ismi mefulu olup “bilinen, malum şeyler,bilgi “ anlamına gelir.
MARİFET: Arif, irfan kelimeleri gibi “a-re-fe” kökünden gelmiştir. “bilmek, tanımak, ikrar etmek” demek olan “arefe” kökünden mastardır ve bilgi anlamına gelir.
Malumat ve Marifet arasındaki ince detay:
Malumat ; İngilizcedeki “information” denilen “bilgidir. En basit anlatımla; birinden ya da bir şeyden öğrenilen, eşyanın niteliğine, niceliğine, ilişkilerine dair, gözlem yoluyla edinilen tümel düşünce ürünlerine işaret eder. Biz “bilgi “dediğimiz zaman aslında bunu kast ediyoruz.
Marifet ise; İngilizcedeki “knowledge” denilen bilgidir. Yani doğruluğu tasdik edilmiş malumat, ya da tahkik edilmiş inanç demektir.
Yukarıda iki kök fiilden bahsettik. A-Lİ-ME ve A-RE-FE. Bu kelime gruplarını şöyle kategorize edebiliriz.
• Alim – İlim – Muallim – Malumat – Talim
• Arif – İrfan – Muarrif – Marifet – Tarif

Eşyaya dair malumata sahip olana Alim, malumatı aktarma işine Talim, talim edene ise Muallim denir. Eşyaya dair malumat sahibi olma sıfatına ise ilim denir.
Marifet sahibi olana Arif, marifeti aktarma işine Tarif, tarif edene ise Muarrif denir. Eşyaya dair marifet sahibi olma sıfatına ise irfan denir.
MALUM ve MARUF
MALUM : Bu kelime de “A-li-me” kelimesinden türemiş ismi mefuldür. Malumat kelimesinin tekilidir.
MARUF ise “ A-re-fe” kelimesinden ismi mefulüdür. “Bilinen, tanınan, meşhur , ünlü , iyilik , örfe göre güzel olan şeyler, herkesçe bilinen” demektir.

Filistin 21 Mayıs 2021 20:40

>>>>forum hocalarıma bir soru sormak istiyorum(fecr hoca abdulmelik hoca,mihrinaz hoca,bedia hoca esma nur hoca su damlası hoca veya delil ile cevap verebilecek herhangi bir hocamız)
>>>>konut kredisi ile ev aldık. Kredi vadesi 10 yıl. Kalan 4 yıl diğer 6 yıl ödendi. Kredi çeken vefat etti. Kredi çekilirken hayat sigortası yapıldı.ve sigorta ölüm halinde borçları üstlenmekle mesuldür. Buraya kadar problem yok.ve banka tarafından sigortaya tebligat yapıldı kalan borç ödendi.
>>>> soru şu;
1-biz varislerin borcu reddetmesi halinde mevtaya sorumluluk var mı? veya varisler sorumlu mudur? sigorta şirketi yasal yükümlülük gereği borcu ödedi zaten. Sigorta şirketine havale edilen bu borç için huzursuz durumdayız. İçimizin teskin edilmesi için cevap bekliyorum. Şu da unutulmasın; varisler daha küçük yetim çocuklar. Ancak mal varlığı var fakir değiller.
2-zaten sigorta şirketi bunu ödedi.rahmetlinin hayrına sevabına onun amel defterine işlenmesi niyeti ile vakıflara camilere imkanlar nisbetinde destek verebilir miyiz? normal sadaka tasaduk değil? bu borcun telafisi için hepsini değil de kısmen? bir nevi kefaret olsun diye?

cevaplar için ;
ArO*

Hâdimul İslam 22 Mayıs 2021 21:52

Filistin acı kaybın için bir kere daha sabır diliyorum.
Fetva aradığını düşünmüyorum. En iyi müftî vicdandır ve vicdan rahatsızlığinı dile getirmişsin.

Sende biliyorsun ki faiz gibi kesin hükümle haramlığı bizzat belirlenmiş bir hükmün yanında sigorta nispeten masum duruyor.

1.Konut kredisi veren çoğu bankalar sigortayi peşin ödeme olarak alırlar. Böylelikle ölüm halinde kalan borcu ödenmiş sayar. Sizin borcunuz da aynı sekilde ödenmiş sayılmış. Sigortaya borç iade etme gibi bir durumunuz yok. Anlaşma bu şekilde yapılmış, onaylanmiş. Ödenmiş.

Hocam sende bilirsinki dünyadaki sorumluluklarımız bizi takip eder. Mevtanın vebalini üstlenemezsiniz "ve la teziru vaziretun vizra uhra" ama onun icin dua edip,sadaka verilebilir. çocuklarınız da bu anlamda sorumlu değiller.

2. Dünyadayken yaptigimiz günahların bedelini öldükten sonra fiyatlandırmak kendimizi kandırmak yada üçkağıtçılık olmaz mı? Namaz kılmayan ölen yakını için, fakir fukaraya şu kadar yardım etsem günahları silinirmi affolurmu ? demekle eşdeğer. Herkes yüklendiği işin sorumluluğunu alır. Biz müminler Allah'tan ümit kesmeyiz. Çokça af ve mağfiret dileyerek ve sadaka bağış yaparak affı için dua edebilirsiniz.

Banka sektörunde bir dönem çalısmiş bir hocahanım önerisi; içinizin teskin olması için şöyle bir şey yapabilirsiniz

"Ev faizle alındığı için içinize sinmiyorsa, varisler kendilerine düşen kısmı reddedebilirler, yada onu herhangi bir yere bağışlayabilirler". 4 yıllık borcu hesap edip bunu da yine aylık miktarlara bölüp bağışlayabilirisniz. Bağış noktaları size kalmış ama ihtiyacı olan birine ulaşmak, bir yetimi, bir aileyi sevindirmek ölüye de diriye de rahmet olur. Af ve mağfireti için kurtuluş vesilesi olur. Allah'ın lütfu geniştir. Size düşen sadaka ve bağışta bulunmak. Ve dahi dünya ve ahiretimizi ziyan edecek yasak/haramlardan uzak durmak.

Acın taze. Kelimeleri seçerek kullanmaya dikkat ettim ama seni incitecek bir ifade olduysa hakkını helal et lütfen. Allah vicdan ve gönü rahatlıgi versin. Sıkıntılarını gidersin.

Allahın kulu_ 22 Mayıs 2021 22:52

Bizde buna benzer bir acı yaşadık malesef.amcam bankadan kredi çekmiş ve taksi plakası almış ortağı da var.ve amcam kalp krizi geçirerek genç yaşta vefat etti...ve çocuğu yoktu..banka hem yengeme hemde babaannem parayı ödedi. Çocukları olsaydı onlar alacaktı.yengem çok üzülmüştü.şimdi o da rahmetli oldu. Allah bütün ölmüşlere rahmet eylesin.fakat senin sorunu anlayamadım.sigorta borcu ödüyor zaten.sigorta yapılmazsa o borcu yengem dedem ve bizler ödeyecektik ki bu imkansız gibi bir şey

Allahın kulu_ 22 Mayıs 2021 23:03

Eğer bankadan alınan para için diyorsanız babaannemin para alması yengemi kızdırdı gerginlik oldu babaannem vermek istemedi o para oğlumdan geldi diye .o da hastaydı doktora gidicem dedi .yengem mezar yaptırıcam dedi yoksulluk mu bilmiyorum.sonuç böyle oldu.ne kötü dimi ölüm hak miras helal .Allah af etsin. Allah'ın dediği olur.sigortadan para almak için kendini öldüren biri de çıkmıştı televizyona ve malesef para alamadı ailesi.bu da başka bir trajedi içim yandı allahım sen bizi af et

Filistin 24 Mayıs 2021 07:32

Alıntı:

Mihrinaz Üyemizden Alıntı (Mesaj 434605)
Filistin acı kaybın için bir kere daha sabır diliyorum.
Fetva aradığını düşünmüyorum. En iyi müftî vicdandır ve vicdan rahatsızlığinı dile getirmişsin.

Sende biliyorsun ki faiz gibi kesin hükümle haramlığı bizzat belirlenmiş bir hükmün yanında sigorta nispeten masum duruyor.

.

>>>>Allah c.c razı olsun razı kılsın hocam. Evet o soruyu soracak kadar cahil değilim sanıyorum. Fetvadan öte soru hatta sorun idi. Beşerin hangi işi düzgün ki kanunu düzgün olsun? 10 yıl sonrasını düşünmemek bir an sonrasını hesaplayamamak? hesabını göreceğin hatta veremeyeceğin suçu bile bile işlemek. Oturduğun evin taşın duvarın kapının pencerenin her bakışında ürpertici! >>>>kanununa uysam da kitabına uygun değilim<<<< dillendirmesi. Daha da ürperticisi cinayeti biliyor olmam. Atsan atılmıyor, satsan satılmıyor, oturulmuyor, yenilmiyor, içilmiyor üfürsen yok edilmiyor. İçimdeki sessiz çığlık tabirinizle vicdan sesi hocam. Kanununa uydurduk kitaba uydurma çırpınışı idi sorduğum soru.
Muznib Kul

ÂlâLeyl 20 Ağustos 2021 21:09

"Allah kahretsin" şeklinde bir cümle kurarlar.

Kahr kelimesinin manasına baktığımda helak etmekten ziyade zapt etmek, domine etmek, tam bir hüküm sağlama, egemenlik kurma gibi manalar olduğunu görüyorum. Velhasıl zulüm yapan için Allah onu kahretsin dediğimizde aslında "Allâh onun üzerinde öyle bir tahakküm kursun ki o kişi kıpırdayamasın, en ufak zulümde bulunamasın," demiş olmuyor muyuz?

Bu kavramın orijinal manası nedir?

Leste aleyhim bi musaytır.

Nahnu a'lemu bi ma yekulune ve ma ente aleyhim bi cebbarin fe zekkir bil kur'ani men yehafu vaidi.

La ikrahe fid dini kad tebeyyener ruşdu minel gayy, fe men yekfur bit taguti ve yu'min billahi fe kadistemseke bil urvetil vuska, lenfisame leha, vallahu semiun alim.

Musaytir
Cebbar
İkrah
Kahhar kelimeleri arasındaki fark nedir.


SAAT: 20:31

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321