Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 Mayıs 2009, 07:58   Mesaj No:1

KuM TaNeSi

Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Aşık mıyız, Yoksa Aşkın Dedikodusunu Mu Yapıyoruz?

Aşık mıyız, Yoksa Aşkın Dedikodusunu Mu Yapıyoruz?

Aşık mıyız Yoksa Aşkın Dedikodusunu mu Yapıyoruz?

Seni çok seviyorum; bu üç kelimeden oluşan sihirli cümleyi hayatımızda çokça kullanırız. Bazen eşimize çocuklarımıza anne ve babalarımıza bazen dost ve arkadaşlarımıza bazen de ALLAH ve Resulu’ne karşı kullanırız.

Ama bu cümle aslında ağızdan çıktığı kadar hafif ve ucuz değildir. Nasıl ki her söz sahibine bir sorumluluk yüklerse bu sözde sahibine ağır bir sorumluluk yüklemektedir. Bu bilinçte olmayınca dile getirilen bu cümleler uçup giden sözlere dönüşür; ne söyleyene ne söylenene bir fayda sağlamaz.

Batılı bir Edebiyatçı olan Bernard Shaw seni seviyorum cümlesinin her zaman aynı değeri taşımadığını söyler. O der ki; bazen bu cümle şarap gibidir. Rengi ve kokusu vardır ama faydası yoktur. Bu cümleyi duyan ortaya bir şeylerin çıkacağını zanneder. Oysa ki o bir görünür bir kaybolur. Uçucudur; varlığı ile yokluğu arasında hiçbir fark yoktur.

Bazen bu cümle kahve gibidir. Söylersiniz içilir ama besin değildir. Karın doyurmaz hiçbir ihtiyaca cevap vermez. Bir de muhatabınız açsa sizin kahve niteliğindeki bu cümleniz ona zarar bile verebilir. Söylenme zaman ve mekanı doğru olmadığı için iki tarafada bir kazanç sağlamadığı gibi boş ve anlamsız bir söze dönüşüverir.

Bazen bu cümle gazoz gibidir. Havalıdır duyduğunuz zaman kendinizden geçersiniz. Beylik laflar içerir. İşte sensiz yaşayamam ya benimsin ya toprağın sensiz dünyayı neyleyeyim gibi.. Ama tüm bu sözler gazoz gibi sadece etrafa hava saçar; içi boş ama gürültüsü çoktur.

Bazen de bu cümle su gibidir. Saftır durudurmütevazidirbeklentisidirpazarlıksızdır. Çok söylenmez herkese söylenmez su gibi aziz tutularak değer verilir. Değer verildiği içinde ancak bu değeri hak edenlere söylenir. Söylendiğinde de her türlü bedeli göz önünde tutularak ifade edilir. Sonucu ve sorumluluğu unutulmadan dilde anlamını bulur.

Şimdi ilişkilerimizi gözden geçirelim;bu cümleyi biz nasıl dillendiriyoruz. Şarapkahve gazoz gibi mi? Yoksa su gibi mi ? Bu sorunun cevabını herkes kendi duruşuna göre verebilir ama ortada şöyle temel bir ilke var ki o da; sevmek fedakarlıktır. Sevgili sevdiğinin yolunda ne kadar fedakarlık yapabiliyor ise o kadar söylediği cümlenin değeri oluşacaktır. Sevmek dilin söylemesi ile değil elin vermesi ile belli olur diye Anadolu’da bir söz vardır. Sevdiğini iddia ettiğimiz şeyler için nelerimizi verebiliyoruz. İster bu sevgili eş çocuk ana ve baba olsunister dost ve arkadaşlarımız olsun isterse ALLAH ve Resulu olsun fark etmez. Kimin için söylersek söyleyelim bu sözümüzün doğruluğu hayatımız da onlar için ortaya koyduğumuz fedakarlıklarla belli olur. Çünkü seven verirseven feda eder seven katlanırseven acı çeker seven sevdiğinin yolunda olur. Seven varlığını sevgilisinin varlığına armağan eder.

Büyük İslam kadını Rabia Adeviye der ki: “ALLAH’ı seviyorum diyorsun sonrada O’na isyan ediyorsun. Yemin ederim ki;bu anlaşılması zor ve tuhaf bir tavırdır. Eğer gerçekten O’nu sevseydin O’na itaat ederdin. Zira seven sevdiğinin yolunda olur O’na kul ve köle olur.”

Gerçek aşıkların hayatları gözlerimizin önündedir. Onlar aşk ehliydiler aşk ehli oldukları içinde iş ehli olmuşlardı. Dilleriyle bedenleri beraber hareket ederlerdi. Saatlerce gereksiz tartışmaların içerisine dalmaktansa amel ve aksiyonu her şeyin önüne geçirirlerdi. Sözlerini israf etmedikleri için neredeneyine ölçüde konuşacaklarını çok iyi bilirlerdi. Onlar asla aşkın dedikodusunu yapmazlardı. Çünkü onlar diyorlardı ki; “Aşkı tatmayan bilemezbilenlerin çoğu da söylemez veya söyleyemezsöyleseler de aşık olmayanlar anlayamaz.” Onlar yürek-bilek dengesini çok iyi kurdukları için öğrendikleri her bilgiyi amele dönüştürüverirlerdi. Böyle olduğu içinde hem o bilgi bereketlenirartarziyadeleşirhem de o amel ve eylem başkalarında etki uyandırıp insanları tesiri altına alırdı. Bugün bilgi kaynaklarının başlarına oturup da öğrendikleri kulak kepçelerinden öteye geçmeyen bu çağın insanın en büyük problemi bildiği ile amel etmemesidir. Ama bilinen bir gerçek var ki o da; “ bildiğimiz ile amel ettiğimiz sürece ALLAH bizlere bilmediklerimizi öğretecektir.”

O halde ağlamak sızlamak yerine hepimiz nefislerimize şu soruyu sormak zorundayız: Su gibi saf ve duru sevebiliyor ve sevdiklerimiz yolunda fedakar olabiliyor muyuz.?

Aşık mıyız yoksa aşkın dedikodusunu mu yapıyoruz?

alıntı
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi KuM TaNeSi 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
41.Haftanın Misafiri Belgin Hafta'nın Misafiri Belgin 37 13762 04 Ekim 2009 15:49
Neden Su içmeliyiz(46 sebep) Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp su damlası 6 3437 04 Ekim 2009 11:50
Yokluğuna Alıştırma... Şiirler ve Şairler KARAKÖSE 1 2847 04 Ekim 2009 11:45
Kırgınım Sana /medineweb Şiirler ve Şairler su damlası 7 3038 02 Ekim 2009 18:49
google amcam düzeltir işi bilir herşeyi =) Resim/Karikatür Esma_Nur 2 2612 02 Ekim 2009 10:25