Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler (https://www.forum.medineweb.net/649-kissalar-hikayeler-nasihatler)
-   -   medineweb kıssadan hisseler arşivi (https://www.forum.medineweb.net/kissalar-hikayeler-nasihatler/217-medineweb-kissadan-hisseler-arsivi.html)

Alesem 16 Nisan 2015 09:13

Kıssadan Hisse..!
 
Bir asker, namaz kılan (en zor şartlarda bile terk etmeyen) diğer askere sordu:
-Arkadaş kaçıncı asırda yaşıyoruz ? Niçin kendini zahmete sokup her gün 5 defa namaz kılıyorsun??
Namaz kılan asker tam o sırada uzaktan görünen teğmeni gösterdi:
-Şu insan; niçin yanından geçerken toplanıyor selam veriyor ve bütün emirlerine itaat ediyorsun. ‘yat’ dese yatıyor ‘kalk’ dese kalkıyorsun? O da senin gibi iki ayağı iki eli ve bir başı olan bir insan değil mi?’
Diğer asker cevap verdi:
-’Evet! O da benim gibi bir insan ama rütbesi var omuzun da yıldızı var…’
Namaz kılan askerin cevabı müthişti:
-’Ey arkadaş! Sen omuzunda bir tane yıldızı var diye, senin gibi bir insana itaat ediyorsun da ben yerdeki kumlar adedince yıldızları olan ve hepsini tespih tanesi gibi kudret eliyle çeviren bir zat’a niçin itaat etmeyeyim?
Niçin namaz kılıp emrini yerine getirmeyeyim ?

su damlası 27 Ağustos 2015 17:07

Cevap: medineweb kıssadan hisseler arşivi
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Örümcek Ağı Dünya hayatında hep kötülük işleyen bir adamı ölünce cehennem kapısında bir melek karşıladı. Melek adama şöyle seslendi: "Hayatta iken tek bir gün bile birisine iyilik yaptıysan buraya girmeyeceksin. " Günahkar adam uzun süre düşündükten sonra, bir keresinde ormanda gördüğü örümceği hatırladı. Balta girmemiş ormanda yürürken önüne bir örümcek ağı çıkmıştı. Adam ağı bozmamak ve örümceği ezmemek için o gün yolunu değiştirmişti. Heyecan içinde o Günü meleğe anlattı. Melek adama gülümsedi ve ardından elini şaklattı. Gökten bir örümcek ağı inmişti. Adam bu ağa tutunarak cennete girebilecekti. Adam neşe içinde ağa tırmanırken cehennemden bazıları da bu ağa tutunarak cennete gitmeye çalıştılar. Ama adam ağın o kadar çok insanı taşımayacağından korkarak onları itmeye başladı. Tam o sırada ağ gerçekten koptu ve diğerleri ile birlikte adam da cehenneme düştü. "Yazık" dedi melek. "Bencilliğin, hayatında işlediğin tek iyiyi de kötülüğe döndürdü. O insanlara şefkat gösterebilseydin eğer, ağın herkesi taşıyabileceğini de görecektin."
"Alıntı"

Mihrinaz 28 Eylül 2015 20:05

Cevap: medineweb kıssadan hisseler arşivi
 



SEVMEKLE HOŞLANMAK ARASINDAKİ FARK

Bilgeye sormuşlar,

“Hoşlanmak” ile “Sevmek” arasındaki fark nedir?

Bilge cevap vermiş:

“Eğer bir çiçekten hoşlanırsanız, onu kökünden/dalından koparırsınız. Eğer bir çiçeği severseniz, onu her gün/düzenli olarak sularsınız.”

su damlası 08 Ekim 2015 20:38

Cevap: medineweb kıssadan hisseler arşivi
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

20 Kuruş Deyip Geçme!! Londra'daki camii'ye yeni bir imam gönderilmiş. Adam şehre gitmek için hep aynı otobüse biniyor ve çoğu zaman da aynı şoföre rastlıyormuş. Bir gün, bilet alırken şoför yanlışlıkla 20 kuruş fazla vermiş. İmam yanlışlığı oturup da parasını sayınca fark etmiş. Kendi kendine 20 kuruşu geri versem mi şöföre diye düşünüyormuş. Ama içinden bir ses diyormuş ki çok gülünç bir para ve şoförün umurunda değil. Otobüs şirketi çok para kazanıyor zaten sadece 20 kuruş onlara bir şey yapmaz. Bu parayı saklayabilirim diye düşünmüş, Allah'tan gelen bir hediye gibi. İnecegi durağa gelince, imam kalkmış ve fikrini değiştirmiş, inmeden önce şoförün yanına gitmiş, 20 kuruşu geri vermiş ve demiş ki: Paranın üstünü fazla verdiniz. Şöför gülümsemiş ve demiş ki: Siz caminin yeni imamısınız değil mi..? Aslında uzun zamandır sizi caminizde ziyaret etmek istiyordum. İslamı öğrenmek için. Bu yüzden bilerek size fazla para verdim. Nasıl tepki vereceğinizi görmek istedim. İnerken imam artık bacaklarını hissetmiyormuş. Yere yığılacakmış neredeyse, bir direğe tutunmuş ve kendine gelmeye çalışmış. Gözlerinden yaşlar dökülerek demiş ki: Allah'ım az daha İslam'ı 20 kuruşa satıyordum..!
"Alıntı"

su damlası 16 Ekim 2015 20:05

Cevap: medineweb kıssadan hisseler arşivi
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Hz Süleyman (a.s) huzuruna girip selam veren baykuşa sormuş.

- Ey Baykuş! Evlere konunca niçin uzun uzun ötersin?
- İnsanoğlu bu kadar ağır imtihanla karşı karşıya iken nasıl rahat uyur? demek isterim. Gündüzleri niçin dışarı çıkmazsın? İnsanoğlunun birbirlerine olan zulümlerinden dolayı..

... - Feryâdında ne dersin?
- Ey gâfiller!
Yolculuk var.
Hazırlıkta bulunun derim.

Hz. Süleyman (a.s) şöyle buyurmuş;
- İnsana böyle yol gösteren başka bir kuş yoktur.
Neden insanoğlu onu uğursuz sayar, anlamadım..

nurşen35 26 Ekim 2015 23:31

Cevap: medineweb kıssadan hisseler arşivi
 
Adam, telaşlı, öfkeli bir halde hanımına bağırıp, çağırıyordu. Babalarının sesini duyan iki çocuk ise yataklarından kalkıp salona gelmişti. Babalarının öfkesini görünce, korkmuş, sinmiş halde birer koltukta sessizce oturup kalmıştı.
Adam, çocuklara, hanımın üzüntüsüne aldırmadan söylenip duruyordu;
-Söyledim değil mi, söyledim. Bu gün toplantı olduğunu, açık mavi gömleği ütülemeni söyledim. “Kahverengi gömlekle gidiversen nolur!”muş. Bu gün sunum yapacağım, karamsar bir görüntü mü vereyim, dinleyenlerin içi kararsın, bu da projeye verecekleri oyu etkilesin! Bunu mu istiyorsun?
-Tamam bey, bitti işte.
Adam açık mavi gömleği hışımla aldı;
-Bitti, tabi bitti ama ben geç kaldıktan sonra bitmiş neye yarar.
Hanımı çocukların korkmuş yüzlerine baktıktan sonra, yine eşini sakinleştirmeye çabaladı;
-Dün bundan da geç çıkmıştın, vakit var, yetişirsin.
-Anlamıyor ki, anlamıyor ki. Bu gün sunumu ben yapacağım. Herkesten önce gitmeliyim ki, gelecek önemli konuklara ‘Hoş geldin’ demeliyim.
Adam bir sürü söz daha söylenerek, bağırarak çıktı, arabasını çalıştırıp uzaklaştı. Hanımı, direksiyon başında da öfke saçan eşinin halinden endişelendi, “Bir kaza yapmasa bari…”
Eşi uzaklaşınca, çocuklarının yanına gidip sarıldı, rahatlatmaya çalıştı.
-Madem erkenden kalktınız, hemen size sultanlara layık bir kahvaltı hazırlayıp getireceğim.
Mutfağa geçti, zihnindeki huzursuzluğu dağıtmak için hemen neşeli müzikler çalan bir radyoyu açtı. Ocağa haşlamak için yumurta koydu, cezvede süt ısıtmaya başladı. Masaya zeytin, peynir, reçel koymayı da ihmal etmedi.
Biraz sonra çocuklarına seslendi
-Kahvaltınız hazııır!
Çocuklar kahvaltıya otururken, radyoda müziğin birden kesilmesi dikkatini çekti. Son dakika haberi anonsuyla, radyonun sesini biraz daha açtı. Radyo’da zincirleme bir kaza haberi vardı. Ayrıntılarla biraz sonra birlikte olacağız demişti spiker ama kazanın yerini söylediği andan itibaren o sandalyesine yığılıp kalmıştı. Spikerin bahsettiği kaza yeri, kocasının her gün işe giderken geçtiği dörtlü kavşaktı.
Eşinin bu kavşaktaki trafikten şikayetçi olduğunu, her sabah yoğun bir trafik olduğunu söyleyişi aklına geldi. “Geç kaldım diye acele edip acaba o da…” Aklına gelen düşünce içini daha da yaktı, hemen ayağa kalktı.
-Çocuklar, unutmayın ocağa yaklaşmak yasak. Kahvaltınızı yapıp salona geçin, oynayın. Benim acil bir yere uğramam gerek, kapıyı da kimseye açmayın tamam mı?
Çocukları uslu, söz dinler olduğu halde, çok kısa süreli de olsa evde yalnız bırakmak zorunda kalsa tekrar tekrar tembihte bulunurdu.
Sokağa çıkmak için üzerine bir şeyler aldı, cebine de bir taksi parası aldı. Kapıya yöneldiğinde kocasının bu kazada ölmüş olabileceği endişesiyle kabaran yüreğine daha fazla dayanamayıp, ağlamaya başlamıştı. Göz yaşlarını çocukları görmesin diye, açık olan mutfak kapısına sırtını dönmeye özen gösteriyordu. İçindeki acının kocasının ölmüş olma ihtimali kadar, giderken kendisini kırması ve çocuklarının önünde bağırıp çağırmasından da kaynaklandığını anladı. Oysa her zaman böyle öfkeli değildi.
-Eğer ölürse, çocuklarım babalarını, son gördükleri haliyle mi hatırlayacak? Kalp kıran, öfkeli bir baba olarak mı kalacak akıllarında?
Kapıdan çıkarken, çocuklarına bir kez daha seslenecekti ama artık akan gözyaşları saklanamayacak haldeydi. Hemen kapıyı açıp dışarı çıkmak için hamle yaptı ama karşısında kapıya doğru adım atmakta olan kocası vardı.
Adam, bir an karısının ıslak yanaklarına baktı; “Haberleri mi dinledin?” diye sordu. Hanımı, konuşamadan sadece başıyla onayladı. Adam, önce sarıldı, sonra eşinin yanaklarını sildi.Hanımı zorlukla sordu;
-Hani önemli bir toplantına geç kalmıştın, niye döndün?
-Kaza benim hemen yakınımda oldu. O anda toplantıdan daha önemli bir şeyi unuttuğumu hatırladım. Eğer o kazada ölseydim…
O anda çocuklar da yanlarına gelmiş, babalarının yine öfkeli olabileceğini düşünerek, annelerinin yanında durmuştu. Adam, bütün içten, samimi gülümsemesiyle çocuklarını yanına çağırdı, boyunlarına sarıldı, yanaklarından öptü.
-Ben bu gün büyük bir hata yaptım ve evden çıkarken, sizleri ne kadar sevdiğimi söylemeyi unuttum. Böyle önemli bir şey unutulur mu hiç. Ne yapalım, ben de geri döndüm.

*"Ne kadar yaşayabileceğini biliyor musun ? O halde sarıl sevdiğine son nefesin gibi"

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]







Alıntı...




su damlası 12 Aralık 2015 20:03

Cevap: medineweb kıssadan hisseler arşivi
 
Toplam 1 Eklenti bulunuyor.
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: …
’Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?’diye.
‘Bakın göstereyim’ demiş ermiş.Önce sevgiyi dilden gönlüne indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.
Ermiş ‘Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz’ diye bir de şart koymuş. ‘Peki’ demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.Bunun üzerine ‘ Şimdi…’ demiş ermiş.‘Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe. ‘ Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. ‘Buyurun’ deyince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını.Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan. ‘İşte’ demiş ermiş.‘Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz.Şunu da unutmayın:
Hayat pazarında Alan değil, Veren kazançlıdır her zaman …


Alıntı

nurşen35 12Haziran 2016 14:45

Toplam 1 Eklenti bulunuyor.
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

nurşen35 12 Temmuz 2016 11:25

Toplam 1 Eklenti bulunuyor.
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]




Dervişin birinin yolu bir gün bir köye uğrar. Köylüler fakirdir onu misafir etmesi için Şakir isminde birinin çiftliğine gönderirler. Derviş yola koyulur. Yolda rastladığı bir kaç köylü ona, Şakir'in köyün zenginlerinden birisi olduğunu Halid adında bir başka zengin daha bulunduğunu anlatırlar.

Derviş, Şakir'in çiftliğine varır. Şakir hem misafirperver hem de gönlü geniş bir insandır... Dervişi kaldığı sürece memnun eder. Yola koyulma zamanı gelip Derviş, Şakir'e teşekkür ederken, "Böyle zengin olduğun için hep şükret." der. Şakir ise: "Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Bazen görünen, gerçeğin kendisi değildir. Bu da geçer..." diye cevap verir.

Birkaç yıl sonra, Derviş'in yolu yine aynı taraflara düşer. Şakir'i hatırlar ve yanına uğramaya karar verir. Yolda rastladığı köylülerle sohbet ederken Şakir'in iyice fakir düşüp şimdilerde Halid'in yanında çalıştığını öğrenir. Derviş Halid'in çiftliğine gider, Şakir'i bulur, üstünde eski püskü giysiler vardır. Meğer oralarda vukuu bulan bir sel felâketinde Şakir'in bütün malı mülkü telef olmuştur. Ailesini geçindirmek için, toprakları selden zarar görmeyen Halid'in yanında çalışmaktadır. Şakir, bu kez Derviş'i son derece fakir olan evinde misafir eder. Bir lokma ekmeğini onunla paylaşır...
Derviş, vedalaşırken Şakir'e olup bitenlerden ötürü ne kadar üzgün olduğunu söyler. Şakir: "Üzülme... Ya Hû, bu da geçer..." der.

Derviş'in yedi yıl sonra yolu yine o yöreye düşer. Şaşkınlık içinde olan biteni öğrenir. Halid birkaç yıl önce ölmüş, ailesi olmadığı için de bütün mirasını en sadık hizmetkârı ve eski dostu Şakir'e bırakmıştır. Şakir, artık Halid'in konağında oturmaktadır, kocaman arazileri ve binlerce sığırı ile yine yörenin en zengin insanıdır. Derviş eski dostunu iyi gördüğü için ne kadar sevindiğini söyler ve yine aynı cevabı alır: "Bu da geçer..."

Bir zaman sonra Derviş yine Şakir'i arar. Köylüler ona bir tepeyi işaret ederler. Meğer tepede Şakir'in mezarı vardır ve taşında da: "Bu da geçer." yazılıdır. Derviş, "Ölümün nesi geçecek?" diye düşünür ve gider. Ertesi yıl Şakir'in mezarını ziyaret etmek için geri döner; ama ortada ne tepe vardır ne de mezar. Büyük bir sel gelmiş ve tepeyi sıyırmış, Şakir'in mezarından geriye bir iz dahi kalmamıştır...

O aralar ülkenin sultanı, kendisi için çok değişik bir yüzük yapılmasını ister. Öyle bir yüzük ki, mutsuz olduğunda umudunu tazelesin, mutlu olduğunda ise kendisini mutluluğun tembelliğine kaptırmaması gerektiğini hatırlatsın... Hiç kimse sultanı tatmin edecek böyle bir yüzüğü yapamaz. Sultanın adamları da bilge Derviş'i bulup yardım isterler. Derviş, sultanın kuyumcusuna hitaben bir mektup yazıp verir. Kısa bir süre sonra yüzük sultana sunulur. Sultan önce bir şey anlamaz; çünkü son derece sade bir yüzüktür bu. Sonra üzerindeki yazıya gözü takılır, biraz düşünür ve sonra yüzüne büyük bir mutluluk ışığı yayılır. Orada: "Bu da geçer Ya Hû !!!" yazmaktadır.






Alıntı

Mihrinaz 24 Şubat 2017 08:02

Yoğurtçunun sesi duyulur. Hemen karısına seslenir, "Hanım kap getir yoğurt alalım." Yenge mutfaktan seslenir:

"Yoğurt var. İhtiyacımız yok."

"Bizim ihtiyacımız yok belki ama belli ki yoğurtçunun var. Sabahtan beri bu soğukta üçüncü geçişi."

İyi insan olmak başkadır. Ama insanlara iyiliğinizin dokunması daha bir başkadır.


SAAT: 14:13

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306