|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Esadullah,Açılış Tarihi: 12 Şubat 2016 (11:04), Konuya Son Cevap : 19 Şubat 2016 (00:33). Konuya 27 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
12 Şubat 2016, 11:04 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 15316 Üyelik T.:
18 Aralık 2011 | Zikir ve Timüs Bezi... Zikir ve Timüs Bezi... Zikir ve timüs bezi Bilesiniz ki, kalbler ancak Allah’ın zikri ile mutmain (sükûnet) olur.(Rad, 28) Muhakkak ki zikirle meşgul olmanın bir çok faydaları vardır. Zikrullahın tıbbi bir faydasına değineceğiz. Özellikle Nakşibendi yolunda zikir esnasında dilin damağa yapıştırılmasının bir maddi fayda ve hikmetini beyan edeceğiz. Burada yazılanlar tamamen bir bilimsel bulgudur. İnsanda timüs bezi denen bir bez vardır.Timüs bezi, tiroid bezinin altında, göğüs boşluğunda (Ahva bölgesinde) ve soluk borusunun önünde bulunur.Bu bez insanın bağışıklık sisteminin merkezidir. Yani bütün bağışıklık sistemi buradan yönetilir.Timüs bezi ne kadar çok titreşirse kişi o kadar sağlıklı ve bağışıklık sistemi sağlam olur. Timusu uyarmanın yolu iki parmakla timusun üzerine gelen noktaya vurulması, yani elle uyarmak. Timusu uyarmanın diğer yolu ise dilin üst dişlerin arkasında damağa ve ağzın tavanına değdirilmesi. Dr. John Diamond ve ekibi dilin bu pozisyona getirilmesi ile sol ve sağ beyin küresi arasında denge oluşmasını sağladığını tespit etmiş.Bu da insanin daha iyi düşünmesi ve kendini daha iyi hissetmesine yardımcı oluyor. Bu buluş Hakkı zikredenlerin zikirden sonra huzurlu olmasının en güzel bilimsel hikmetlerinden biridir. Demek ki İslama mal olmuş bir çok dini uygulamaların örnekte olduğu gibi bir çok maddi ve manevi faydaları var sadece bizler bu ilahi emirlerin hikmetlerini daha tam keşfetmiş değiliz. hkerrar |
Konu Sahibi Esadullah 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Bu Zaman Manevi Fetrettir | Esadullah | Esadullah | 2 | 83 | 09 Kasım 2024 12:40 |
Kuantum Belirsizlik (Heisenberg) İlkesi Kuranda... | Esadullah | Esadullah | 0 | 97 | 08 Ekim 2024 16:38 |
Gayb Alemine Açılan Kapılar... | Kitaplar/Kütüphane | Kara Kartal | 1 | 425 | 29 Ocak 2023 13:22 |
Hiperaktif ve Otizm Çocuklar İçin ... | Tibbi Nebevi ve Alternatif Tıp | Mihrinaz | 1 | 453 | 14 Ekim 2022 01:49 |
Tabiat ve Burçlara Göre Beslenme-Hangi Tabiat... | Tibbi Nebevi ve Alternatif Tıp | Esadullah | 2 | 547 | 14 Ekim 2022 01:38 |
12 Şubat 2016, 22:01 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Zikir ve Timüs Bezi... Allah'ı nasıl zikretmemiz gerektiğini ; Allah (c.c) bize kendisine nasıl ibadet edeceğimizi ve kendisini nasıl zikredeceğimizi öğreten bir rasul göndermiştir. Zikir; Allaha Yapılan zahiri ibadetlerdendir ve her an Allah’ın gözetiminde olunduğunu unutmayıp Allah’ı manası bilinen ve İslam’ın izin verdiği kelimelerle yüceltmek, tesbih ve takdis etmektir. Müslümanın söyleyeceği en büyük zikir, manasını düşünerek söylenen La İlahe İllAllah sözüdür. Allah'ı zikretmek; sadece sabah akşam veya belirli günlerde yapılan bir takım dua ve amellerden ibaret değildir. Allah'ı zikretmek insanın bütün hayatına yansımalıdır. İnsanın atacağı her adımı Allah'ın istediği şekilde mi yoksa nefsinin ya da başka insanların istediği şekilde mi attığını gözden geçirip, Allah'ın emirleri doğrultusunda hayatını düzenlemesi gerekir. İşte Allah'ı zikir böyle olmalıdır. Yoksa bir takım dua ve amellerle Allah'ı zikrettiğini zannetmek çok büyük bir gaflettir. Allah'ı zikretmek için bir takım duaların yapılması gerektiği muhakkaktır. Rasulullah (s.a.s) her halükarda yapılacak duaları bizlere öğretmiştir. Fakat bu dualar ne alışılagelmiş bir adet olarak söylenen, ne de papağan gibi manası bilinmeden şuursuzca tekrarlanan sözler haline gelmemelidir. Rasulullah'ın öğretmiş olduğu dualar okunurken, dualardaki kelimelerin manaları iyice düşünülmeli ve yaşantı bu manalara göre düzenlenmelidir. Yaşantısını, yaptığı zikirlerin manasına göre düzenlemeyenler; Kur'an okuyan fakat hayatlarını ona göre düzenlemeyen kimseler gibidirler ki, Kur'an böyle kimselere lanet etmektedir. Onlar hayır amel işlediklerini ve karşılığında sevap alacaklarını zannederler, fakat yapmış oldukları ameller, gerçekte kendilerine sevap değil lanet getirecektir. Rasulullah (s.a.s) bizlere Allah (c.c.)'a yapılacak en güzel zikri şu şekilde öğretiyor: Ebu Said el Hudri (r.a) şöyle rivayet etmiştir; Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: «Musa (a.s) dedi ki: «Ya Rabbi! Bana, seni hatırlayıp dua edebileceğim birşey öğret.» Allah (c.c) şöyle buyurdu: «Ey Musa! La ilahe illAllah, de.» Musa (a.s) dedi ki: «Ey Rabbim! Bütün kulların bunu diyor.» Bunun üzerine Allah (c.c) : «Ey Musa! Yedi gökler ve içinde bulunanlar ile yedi yerler bir kefeye konsa, «La ilahe illAllah» da diğer kefeye konsa «La ilahe illAllah» ağır gelir» buyurdu.» (Hakim, İbni Hibban sahih hadis) Rasulullah (s.a.s)'in bu hadisinden, en büyük zikrin La ilahe illAllah sözünü söylemek olduğu anlaşılmaktadır. Fakat La ilahe illAllah sözünü, manasını bilmeden söyleyen, hayatını onun manasına göre düzenlemeyen ve onu bozacak ameller yapan kimse, günde binlerce defa La ilahe illAllah dese de bu söz ona fayda vermez. «La ilahe illAllah» diyen kişi bu sözün şu manaya geldiğini bilmeli ve hayatını bu mananın gerektirdiği şekilde düzenlemelidir: Ey Rabbim! Bütün ibadetlerimi yalnız senin için yaparım. Kur'an ve sünnette ibadet olarak bildirdiğin amelleri rasul de olsa, melek de olsa, salih bir kimse de olsa başka varlıklara değil, yalnız sana yaparım. Çünkü ibadetler yalnız yaratana yapılır. O varlıkların benim üzerimde hiçbir tasarruf hakkı yoktur. Fakat sen benim Rabbimsin ve ben senin tasarrufun altındayım. Sen herşeyin Rabbi ve yaratıcısısın. Bütün ibadetler yalnız sana yapılır. Ben de ibadetlerimi yalnız sana yapıyorum. Senden başka ibadet edilenleri ve senden başkasına ibadet edenleri reddediyor ve onları müslüman olarak kabul etmiyorum. Bunu hem sözle söylüyor hem de amelimle gösteriyorum. Bütün hayatımı gönderdiğin Kur'an'a ve Rasululah (s.a.s) 'in sünnetine göre düzenliyorum. Fikirlerimi, adetlerimi, insanlarla olan ilişkilerimi düzenleyen hükümleri yalnız senin kitabın Kur'-an'dan ve Rasulü'nün sünnetinden alıyorum. Senin kanunların dışında, heva ve heveslerden kaynaklanan insan ürünü kanunları reddediyorum. Bu kanunları koyanların kafir olduklarına bütün kalbimle inanıyor, hareketlerimle de bunu gösteriyorum. Bu kimseleri kendilerine hakim edinen, dolayısıyla onların kanunlarını kabul eden, onları tekfir etmeyen ve onları yoketmek için çalışmayanları da müslüman olarak kabul etmiyorum. Onları dost edinmiyorum. Bütün bunları kendi kafamdan değil, sen emrettiğin için yapıyorum. «Muhammedun Rasulullah» zikrini söyleyen kimse de bu sözün şu manaya geldiğini bilmeli ve hayatını bu manaya göre düzenlemelidir: Ben Allah'a olan ibadetlerimi kendi heva ve hevesime, bid'atlere ve insanların sözlerine göre değil; Allah (c.c)'ın Rasulüne öğrettiği, Rasulullah (s.a.s)'in de bizlere gösterip emrettiği şekilde yaparım. Allah'ın dininin yeryüzünde hakim olması için yalnız ve yalnız Rasulullah (s.a.s)'ın gösterdiği metoda göre hareket ederim. Çünkü bizi hedefe ulaştırabilecek ve bu dini hakim kılabilecek bundan başka hiçbir metod yoktur. İşte bunlar «La ilahe illAllah Muhammedun Rasulullah» zikrinin ifade ettiği manalardır. Rasulullah (s.a.s)'in bizlere öğrettiği her zikrin bunun gibi birer manası vardır. Allah (c.c) yaptığımız zikirlerin manasını bilerek ve hayatımızı o zikirlerin manasına göre düzenleyerek zikir yapmamızı ister. Zikri ancak bu şekilde yaparsak Allah bizleri unutmaz ve hem dünyada hem de ahirette yardım eder. Mezarda yatanlardan yardım istemek, bir takım ağaç, duvar veya mezar gibi yerlere dileğin kabul olunması için bez bağlamak, mum yakmak, kabirler üzerine mescit inşa etmek, ölü veya canlı kişilerin resim veya heykellerini yapıp sonra da karşılarında kıyam ile saygı duruşu yapmak. Bir takım çalgı aletleriyle şiirler, şarkılar söyleyip zikir yaptıklarını sanmak, ölü veya diri bir takım şeyhlerden feyz almak için rabıtaya geçmek, bunlar vesilesiyle Allah’a yaklaşacağına veya cehennem azabından kurtulacağına inanmak, yine ibadet ettiğini zannederek çalgı aletleri eşliğinde raks yapmak veya fırıldak gibi dönmek. Kandil geceleri icad edip sadece o gecelerde sadaka ve yemek verme, dua etme gibi amelleri icra etmek gibi... İşte bütün bunlar, Allah’ın emretmediği, hiçbir şer’i delile dayanmayan, fakat bir takım yalancıların uydurduğu ve kendi kitaplarında yazdığı sapık amellerdir. İşte bunlar kesinlikle reddedilmesi ve ortadan kaldırılması gereken çirkin görülmüş bidat amellerdir.
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
14 Şubat 2016, 00:26 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 15316 Üyelik T.:
18 Aralık 2011 | Cevap: Zikir ve Timüs Bezi...
Yahu üstad konuyu yine evirdin çevirdin şirke dayandırdın çok kabiliyetlisin bu konuda Yani Allahı c.c. Allah diye zikretmek faideli değilmidir ? Allah diye vird edinemezmi bir kimse ? Zikir sadece Lailahe illallah mıdır? bırak bakalım gönlünün derinliklerindekileri neler çıkacak hele.. vesselam... |
14 Şubat 2016, 08:03 | Mesaj No:5 | |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Zikir ve Timüs Bezi... Alıntı:
Allah ı zikretmenin yolu,yine Allah ın Rasulune bildirdiği ve Rasulunde uygulamasında olduğu ve tafsiye ettiği şekildeyse İslama uygun olur. Benim Paylaşımımda zikrin tasavvufta rabıta,vird denen bidatlerden uzak Rasulullah ın gösterdiği ve doğru zikir şeklidir.Yani zikir nedir ne için yapılır,zikir yaparken ,Allah ın isimlerini tekrarlamaktan öte ,söylediğinin bu günkü karşılığı nedir.Böyle bir bilinçle zikir yapılırsa islama uygun olacağıdır. Benim paylaşımımdan rahatsız olmuşsunuz ki,böyle bir itirazda bulunmuşsunuz.Tam neresine itirazınız var onu açsanız.
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... | |
14 Şubat 2016, 08:07 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Zikir ve Timüs Bezi... Esedullah ın paylaşımı sadece masumane bilimsel bir açıklama olsaydı.Benim o konuya astığım yazıya daha sonraki şekliyle itiraz mahiyetinde serzenişi olmazdı.
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
14 Şubat 2016, 09:54 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 40187 Üyelik T.:
20 Mart 2014 | Cevap: Zikir ve Timüs Bezi...
Hiç şüphe yok ki zikirler ve duâlar, en fazîletli ibâdetlerdendir. İbâdetler ise, Allah Teâlâ ve elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'nin emrine binâ olunmuş ve onlara uyulması gerekir. Yoksa hevâ ve dînde yeniliklere binâ olunmamıştır. Dolayısıyla duâlar ve Nebevî zikirler, arayan kimse için en fazîletli zikir ve duâdır. Bu zikir ve duâya devam eden kimse, emniyet ve selâmet yolu üzeredir.İnsanın dili, bu zikir ve duâlardan elde edilen fayda ve semereleri anlatamaz ve bir insan bunu kavrayamaz.Bu zikir ve duâların dışındaki zikir ve duâlar, haram da olabilir, mekruh da olabilir.Belki de onda insanların çoğunun idrak edemediği şirk de olabilir. Bu, detayı uzun olan bir konudur. İnsanlar için sünnet olmayan zikirler ve duâlar icât etmeye ve insanların beş vakit farz namazları devamlı kıldıkları gibi, onları sürekli yapılan bir ibâdet hâline getirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.Aksine bu davranış, Allah Teâlâ'nın izin vermediği yeni bir dîn çıkarmaktır... Dînî olmayan bir virdi (zikri) edinmeye ve onu sünnet hâline getirmeye gelince, bu, dînde yasaklanan şeylerdendir. Bununla birlikte şer'î olan duâ ve zikirlerde pek büyük gâyeler ve yüce hedefler vardır. Bunları, ancak câhil veya ihmalkâr veyahut da haddi aşan kimse bırakıp da dînde sonradan çıkarılan zikir ve duâlara yönelir." (Mecmû'u Fetâvâ; c: 22, s: 510-511) Allah Teâlâ en iyi bilendir.
__________________ Ben sizi Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.Hz.Huseyin |
14 Şubat 2016, 19:14 | Mesaj No:8 | |
Durumu: Medine No : 15316 Üyelik T.:
18 Aralık 2011 | Cevap: Zikir ve Timüs Bezi... Alıntı:
Allah azze ve cel beni ister Allah olarak anın ister Rahman olarak demiş ise kullara sükut edip çenelerini kapatmak düşer diye düşünüyorum... Zikrin bir faidesini delillendirmiş insanlara aktarmış bir yazıya kalkıp şirk tasavvuf ve yazıda geçmeyen rabıtayı katmak ancak aklı kıt bir zekanın ve islamı kendinden ibaret bilen bir dar düşüncenin işi olsa gerek... | |
15 Şubat 2016, 09:56 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Zikir ve Timüs Bezi...
Allah in Son Rasûlu zikrin en Eftali lailahe illa Allah demişse bu sözün üstüne söz söylemek hiç bir kulun harcida değil ,haddide değildir. Gelelim Allah i diğer isim ve sifatlariyla anmaya tabiki buda Rasulullahin gösterdigi bir örnekliktir. Lakin sizin tarikatlarinizdaki zikir adı altındaki uygulamalarınız kendi şeyhlerinizin heva ve heveslerinin ürünüdür. Karşı çıkışımiz ondandir.
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
17 Şubat 2016, 02:54 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 15316 Üyelik T.:
18 Aralık 2011 | Cevap: Zikir ve Timüs Bezi...
Bilinmez kardeşim iyi dinle şimdi... Zikir Kuranda 250 ye yakın yerde geçmektedir. Allah c.c. kendisini çokca zikretmemizi anmamızı istemekte hatta İster Allah c.c. diye İsted Rahman diye anın buyurmakta yani beni anında Allah c.c. diye Rahman diye Rezzak diye sıfatlarımlada anın yeterki anın buyurmuştur. Zaten bunun aksi olmasıda imkansızdır... Koyun, Resulullahı s.a.v bir kenara şeyhleri mürşidleri alimleri bir kenara Allah c.c. zikri gözümüzün içine sokarcasına Zikir Zikir Zikir diye emretmiş ise buna kulp takmak ya cehaletten yada körlüktendir. Kuranda bu ibadeti farziyeti yerine getirmek emri vardır Emirdir bu müslüman olan herkese bir emir... Yapılan zikir eğer Şeriat dışıysa hepimiz karşıyız ama ben Allah c.c. diye zikrediyorsam buna Allah c.c. Ruhsat verdiği içindir başkası değil...Mürşid siz beni zikredin derse Tağut olur aksi halde buna kulp takamazsınız... İki sene önce ben size aynı üslupla Tarikatı Tasavvufu eleştirerek yaklaştım bunların sebeplerini izah ettim ve hala bu kargaşa ile mücadele ediyorum ama siz hala bir adım atamamışsınız... Zaman tarikat cemaat grup mezhep zamanı değil Güzel Kardeşim zaman ittihat zamanı... Senin akıl hocaların zamanında ekol olan Alim şahsiyetlerin yolunda gittiklerini sanan oysa Teymiyyelerin Abdulvahhabların tırnağı olamıyacak oryantalist akımın acımasız oltasına takılmış ve bir adım ileri gidememiş şahsiyetlerdir. Ben Tasavvufta bir eğri gördümmü dikilirim önüne ki Şeriat evveldir çünki peki sen kaç kere dikildin ? Hadi biz geçelim senin tarafına şimdi buyur otur bizim koltuğumuza ... Şeriattan Kuranın hükmünden dem vuran sizler ki zahiren bir çok tanıdığım ve muhatabım olduğu için söylüyorum bunu ... Faiz haramken hemde kesin nas ile buna darul islam darul harp kulpu takarak nasıl faiz yiyorsunuz ??? Hiç tutup yakasından sen Kuranın hükmünü savunuyosun nasıl böyle yaparsın dediğin gönüldaşın oldumu ??? Cihad diyorsunuz ama bir baskı olduğu zaman kitaplarınızı dökümanlarınızı yakıp kül ediyorsunuz ki şahidimdir buna nasıl cihaddırki size göre küfür olana boyun eğiyorsunuz...??? Düzene devlete karşı geliyorsunuz ama nasıl bir imandırki devlette memur hizmetli oluyor bankaları ile çatır çatır çalışıyorsunuz??? Hele bazı gruplarınız bugün müslümanları katleden adıanada Şeriat denen küffar tohumlarınına gönül veriyorsunuz ki iş çevremden onlarca kişi gitti ve öldü aileleri perişan şimdi kendileride Şehit olduk kandırmacasında ... Unutma daha bir çok sıkıntı yazabilirim buraya ve bir çok hakaretler sıralayabilirim...Lakin gönül kırmak bizlere yakışmaz bundan beriyiz kardeşim... Aslolan İslamdır Kurandır Sünnettir ve Allaha c.c. kul olmaktır bundan gayrısı yoktur. Ama Allah c.c. kullarına bir mizan çizmiş bir hiyerarşi bir mekanizma kurmuş ve bu mekanizmaya Peygamberler Kitaplar Öğreticiler yerleştirmiş Sultan Vezirlerini Yaverlerini Askerlerini kurmuş tabiri caiz ise Kendi Kibrayasını kullarına göstermiş Azamet ve Kibriya sahibi olduğunu anlatmak için... Bize artık bu şekilde gelme zaman İttihat zamanıdır şucu bucu değil bir olma Ahsenliğe dönme zamanıdır.Tarikatta Cemaatte teferruattır bunu her yazımızda nakşettik lakin görmek bakabilenlerin mükafaatıdır. İnşaallah Görenlerden olursunuz.. Son olarak korkmayın Sabahlara kadar yıllardır ümmet için dua eden gece uykusu bilmeyen yataktan uzak sabahlayan ümmete kendini feda etmiş ailesinden işinden feragat eden çocuğu ateşler içindeyken bir kelam öğretmek için öylece bırakıp çocuğunu yola çıkan Allah c.c rızası için hayatını feda eden Kuran Ve Sünneti canı pahasına ayakta tutan Faize Harama Küfüre bulaşmamış anlı ak gönlü geniş Cihadın hertürlüsünü korkusuz yapan Şeriatı gittiği girdiği heryerde ayakta tutan ve hayatına nakşeden onlarca insan var Tasavvuf erbabı olan...Ama amacı Allah c.c amacı İslam gayrısı gidilen bir yoldur kardeşim... vesselam |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Konuyu değerlendir | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Kendi Yaralarını Sarmak İçin Yetmiyor Gazze Bezi | Mihrinaz | Bilgi Dağarcığı | 1 | 08 Ocak 2024 11:38 |
Zikir/Ali Parlak | Ali Parlak | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 06 Nisan 2019 13:06 |
Zikir | Huseyin38 | Tasavvuf-Tarikat | 5 | 05 Şubat 2016 18:41 |
Zikir | Tuba_ | İslami Kavramlar | 0 | 05 Nisan 2014 00:43 |
Değişik bir zikir... | H.A.Y.A.T. | Videolar/Slaytlar | 2 | 01 Ağustos 2013 23:11 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|