Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tefsir Çalışmaları (https://www.forum.medineweb.net/199-tefsir-calismalari)
-   -   BİR AYET BİR YORUM (https://www.forum.medineweb.net/tefsir-calismalari/14645-bir-ayet-bir-yorum.html)

NUR 13Haziran 2009 12:40

re: BİR AYET BİR YORUM
 
Bugnün ayeti Al-i İmran suresinden:

Sevdiğiniz şeylerden (ALLAH (c.c.) yolunda) harcamadıkça, gerçek iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız ALLAH (c.c.) onu hakkıyla bilir.

AL-İ İMRAN: 92

NUR 13Haziran 2009 12:51

re: BİR AYET BİR YORUM
 
Bu ayette çok önemli bir gerçek bildirilmiştir. İnsanları gerçek anlamda iyiliğe ulaştıracak olan en temel ahlak özelliklerinden biri "fedakarlık"tır. Gerçek anlamda fedakarlık; insanın Allah rızası için değer verdiği şeylerden hiç düşünmeden ve seve seve feragat edebilmesidir. Sonsuz güç sahibi Yüce Rabbimiz için gerektiğinde her türlü zorluk ve sıkıntıyı göze alabilmesi, bu konuda elinden gelenin en fazlasını yapabilecek şevk, azim ve iradeyi kendisinde bulabilmesidir. Kendi menfaatleriyle, Allah rızası arasında seçim yapması gerektiğinde kendi çıkarlarından vazgeçebilmesi, bu uğurda maddi manevi her türlü özveride bulunabilmesidir.

Ancak insan nefsi bencillik, egoistlik gibi çeşitli kötü ahlak özelliklerine yatkın bir yapıda yaratılmıştır. Nefsini eğitmediği takdirde, bu bencilce duygular kişinin tüm ahlakına hakim olabilir. Böyle bir kişi ise genellikle herkesten çok hatta çoğu zaman yalnızca kendisini düşünür. Kendisi için daima herşeyin en iyisini, en güzelini, en mükemmelini ister. Ona karşı herkesin olabildiğince anlayışlı ve özverili bir yaklaşım içerisinde olmasını bekler. Herhangi bir zorlukla karşılaştığında, çevresindeki insanların kendisi için her türlü risk ve sıkıntıyı göze almalarını; kendi menfaatlerinden ödün verme pahasına da olsa, ona destek olmalarını bekler. İçten içe hep kendi istek ve çıkarlarını korumak, kendi rahatını ve konforunu sağlamak ister. Aksi bir durumda ise, -çıkarlarını korumak ve kendisine bir zarar gelmesini engellemek adına- değer verdiği pek çok şeyi gözden çıkarabilecek bir tavır gösterebilir. Nefsin bu zayıflıklarından kurtulmak ise ancak, imanı kavramak ve Kuran ahlakını yaşamakla mümkün olur. Kuran'da bildirilen gerçekleri ve Allah'ın emrettiği üstün ahlak anlayışını kavrayan bir kimse, hayatının her anında fedakarlık gösterebilecek bir ahlaka ulaşabilir.

NUR 13Haziran 2009 13:02

re: BİR AYET BİR YORUM
 
Bu ayetle ilgili bir anektod:

Hz. Ömer’in oğlu Abdullah sadaka olarak şeker dağıtırdı, sonra da Al-i İmran suresinin "Sevdiğiniz maldan sadaka vermedikçe iyilerden olamazsınız" mealindeki 92. ayetini okurdu. Allah, biliyor ki, benim en çok sevdiğim şekerdir, derdi.

FECR 13Haziran 2009 17:39

re: BİR AYET BİR YORUM
 
Ali İmran suresi 92.ayet bizlere 3 temel kavram arasındaki ilişkiyi çok güzel özetliyor
-İnfak
-Hubb-sevgi
-Birr-iyilik

Bu üç kavram arasındaki irtibatı yakaladığımızda ayetin anlamı kendiliğinden ortaya çıkmış olur.
Toplumdaki infak anlayışında bir takım sakatlıklar vardır.Bunlardan bazıları;
-İnfakı sadece zenginler yapar düşüncesi
-Fazlalık olan,kullanmadığımız eşya,mal gibi şeyleri sarfetmek anlayışı
-İnfakı sadece mal olarak sarfetmek düşüncesi

İnfak sarfetmek,harcamak,çaba sarfetmek anlamlarına gelir.Kur'an'da bir çok yerde geçer ki imana vurgudan sonra infakla ilgili bölümler vardır.
İnfak,harcamak;
Mal ile olabilir
İlim ile olabilir
Güzel davranış ile olabilir

Kur'an'da başka bir ayette Allah "varlıkta ve yoklukta infak edin" derken müslümanın hayatının tümüne infakın yayılmasının gerektiğini görmekteyiz.
İnfak yapılırken malın en iyisinden ,insanın en sevdiği şeylerden infak etmesiyle birr-iyilik seviyesine çıkmaktadır.Bugün insanlar infak denilince ya da fakiri yedirip içirip giydirmekten anladığı,kendi giymediği,yemediği,içmediği şeyleri dağıtmak olarak anlıyor.Bu infak birr-iyilik seviyesine çıkmaz.Burda karşımıza odak kavram olarak birr kavramı çıkıyor.Birr kavramı hakkında sonra bilgi verelim inş.

FECR 13Haziran 2009 18:04

re: BİR AYET BİR YORUM
 
BİRR KAVRAMI
Birr kavramı Kur'an'ı anlamak için gerekli kavramlardan birisidir.
Kur'an'ın diğer kavramları gibi bu kavram da yerine tam oturtulamazsa ortaya tam bir kavram kargaşası çıkar.Herkesin iyilik anlayışı farklı olur.
Birinin kötü olarak gördüğü amel ,diğer kimse için iyi olabilir.Bu kargaşanın önüne geçmek için Allah'ın "iyilik"ten kastın ne olduğunu bilmekten geçer.
Meallerde "birr"genellikle "iyilik" diye tercüme edilmekte yetinilmektedir.Tercümeye yapanlar Kurandaki "ma'ruf" "hasene" "sevab" "hayr" "salihat"gibi kelimeleri de iyilik olarak çevirmişlerdir.
Halbuki bunların hepsi farklı farklı yerlerde kullanılmıştır.Bu kavramların Kur'an'da nerelerde kullanıldığına bakarak aradaki farklılıkları ortaya çıkar.
Birr" kelimesinin aslı "berr" kelimesidir ki "berr" denizin karşıtı olan kıta parçası yani kara anlamına gelir.Bu ifade hayır işinde genişliği,bolluğu ifade eder.Birr kavramına şu anlam verilir:
" Her türlü hayır ve iyilik işinde genişlik, ihsan, itaat, doğruluk, bol bol iyilik demektir." ‘Birr’, her türlü iyiliği, ihsanı ve hayırlı işleri kapsar.Çoğulu “ebrar”dır.
Allah'ın bir ismi de el-Berr'dir yani Allah,iyiliği,ihsanı,rahmeti,merhameti boldur
Birr kelimesi hayırda,ihsanda bolluğu ifade ettiği gibi aynı zamanda faili yani özneyi de ifade eder ki "iyilikte bulunan,kendisinden iyilik ve itaat sadır olan kimse "anlamına gelir
Birr kavramının geçtiği diğer ayetleri incelediğimizde birr-iyilik kavramı için şunları söyleyebiliriz:
1-Yapılan iş doğru,düzgün olacak
2-Yapan kişi doğru-salih kişi olacak yani mümin olacak
3-Yapılan eylem/amel Kur’an’ın tedrici metoduna uygun olmalıdır
4-Yapılan eylemin/amelin Allah için yani Allahın rızasını kazanmak için olmalıdır.Yani niyet halis olmalıdır.
5-Yapılan işin/amelin kişisel ve toplumsal boyutu olmalıdır
6-Yapılan iş,insanların zanna uygun olan değil Allahın emirlerine uygun olmalıdır
Bu altı halkadan birisi eksik olursa gerçek anlamda “birr” olmaz.
Öyle değil mi ki kafirlerin,münafıkların,müşriklerin yaptıkları ameller başka insanlar tarafından her ne kadar iyilik olarak gözükse de "birr" e girmez.Onların iyi amelleri denizin üstündeki köpük gibi yok olup gider,ahirette ise hiç bir faydası olmaz.Çünkü iman temeline dayanmayan ameller iyilik kavramı içerisinde olmaz.


------------devam edecek-------------

FECR 13Haziran 2009 18:52

re: BİR AYET BİR YORUM
 
BİRR KAVRAMI Devamı

Birr kavramı Kur'anda bir çok yerde "ism"kavramının zıddı olarak kullanılır.
Kur'an "ism" kelimesine hangi kötü amelleri yüklemiştir acaba?.
Bir kavramı zıddını bilmek o kavramın anlamını anlamamıza yardımcı olacaktır:
ism olarak kabul edilen ameller:
-Cinayet-adam öldürme
-Rüşvet alıp vermek
-Şahitliği gizlemek
-Faiz alıp vermek
-Allah'a ortak koşmak-şirk
-Şarhoş edici şeyleri içmek -içki içmek
-Kumar oynamak
-Fal bakmak
-İftira etmek
-Allahın helal kıldığından yemeyip kendine haram kılma
-Yalan söylemek
-Allaha iftira atmak
-Kendi yaptığı hataları başkasına maletmek
-Haram kılınan kan,domuz et,leş yemek
-Küfrü gerektirecek sözler söylemek
-Yeryüzünde fesad çıkarmak
-Hevasının peşinden gitmek
vs vs.
Bunlar "ism" olarak nitelendirilen ameller.Bunları yapmamak veya zıddını yapmak"birr" üzerinde kalmak demektir
Ragıp El İsfahani:
“Birr;Kişinin Allah’a bağlılığının derinliğinin ifadesidir”

Şah Veliyyullah Dihlevi “birr” kavramını dört şekilde tarif etmiş:
1-İyilik-birr;Mele’i A’la’ya boyun eğerek,Allah’tan gelen ilham almada kendi benliğinden geçerek,Hak Teala’nın muradı içerisinde yok olarak işlemiş olduğu her şeydir
2-İyilik,insanın dünya ya da ahirette mükafatlandırılmasına sebeb olan her ameldir
3-İyilik;insanlık nizamının kendiisne bağlı olduğu sosyal ihtiyaçları karşılamaya yönelik yararlı fiildir
4-İyilik,ilahi nizama boyun eğme manasına gelen fıtratın ortaya çıkmasını engelleyen perdeleri ortadan kaldırmaya çalışan her türlü davranıştır.

Muhammed Esed ,”birr”i erdem olarak açıklamış

Mustafa İslamoğlu ise;Kur’an’da inanç,eylem,ahlak ve doğru davranış alanında ideal olan diye tarif etmiş

Muhammed Hüseyin Fadlallah ise şöyle diyor:İyilik,mü’minin yanında,kendisine açılan düşünce ve tasavvur ufukları ve kendisine kaynaklık eden pratik davranış olanları açısından şahsiyetinin sırrını temsil eder.Şahsiyet,iman ve amel ile olgunlaşıp hareket ederek iyiliğe kaynaklık eder

Seyyid Kutub ise şöyle diyor:
İyilik;gerek birey ve gerek toplum vicdanında etkisini gösteren bir düşüncedir.Bireysel ve sosyal hayatta etkisini gösteren somut bir davranıştır.Yani Birr;bir düşünce,bir duygu,bir eylem bütünü ve davranış sistemidir.
Allah Resulü’ne “ birr” nedir diye sorulduğunda Bakar suresi 117. ayeti okudukları rivayet edilmiştir:
“ Birr, yüzünüzü doğu ve batı yönüne çevirmeniz değildir, fakat birr Allah’a, Ahiret Günü’ne, meleklere, kitaplara ve nebilere iman eden, sevdiği halde malı yakınlara, yetimlere, miskinlere, yolda kalmışa, dilenenlere ve boyunduruk altındakilere veren, namazı kılan ve zekatı veren, ahidleştiklerinde ahdini yerine getirenler, zorluklar, zarar anları ve güçlük zamanlarında sabredenlerdir. Onlardır sadık olanlar, ve onlardır muttaki olanlar.”Bakara-177

NUR 16Haziran 2009 08:39

re: BİR AYET BİR YORUM
 
Günün ayeti Hucurat suresinden:

Ey inananlar! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin. Belki alay ettikleri kimseler, kendilerinden iyidirler. Kadınlarda başka kadınlarla alay etmesin. Belki onlar kendilerinden iyidirler. Birbirinizde kusur aramayın; birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İnandıktan sonra fasık (yoldan çıkmış) olmak ne kötü bir addır. Kim tevbe etmezse, İşte onlar, zalimlerdir. (Hucurat 11)

NUR 16Haziran 2009 08:43

re: BİR AYET BİR YORUM
 
Hucurat Suresi (Arapça: سورة الحجرات) Kur'an-ı Kerim'in 49. suresidir.
Mekke devrinin sonlarında nazil olmuştur. Sure 18 ayetten oluşur. Sure ismini 4. ayette geçen ve hücre kelimesinin çoğulu olan hucurat kelimesinden alır. Surede hücre kelimesi ile Mescid-i Nebevi’nin yanında peygamber ve ailesine ait odalar kastedilmektedir.
Hucurat Suresinde iyi huylar ve faziletli davranışlarla ilgili emirlerden kötü huylar ve çirkin davranışlarla ilgili yasaklardan Peygamber’e uyulması gereğinden, duyulan her şeye inanılmaması gerektiğinden, güvenilmeyen kişilerin getirdiği haberlerin mutlaka araştırılması gerektiğinden bir biriyle çatışan iki Müslüman topluluğun barıştırılması gereğinden, insanları aşağılamanın, onlara küçültücü lakaplar takmanın onların kusurlarını araştırmanın kötülüğünden, Allah’ın emirlerine en çok uyanların Allah katındaki üstünlüğünden Allah’ın her şeyi bildiğinden bahsedilir.

NUR 16Haziran 2009 08:48

re: BİR AYET BİR YORUM
 
Ey inananlar! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin. Belki alay ettikleri kimseler, kendilerinden iyidirler. Kadınlarda başka kadınlarla alay etmesin. Belki onlar kendilerinden iyidirler. Birbirinizde kusur aramayın; birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İnandıktan sonra fasık (yoldan çıkmış) olmak ne kötü bir addır. Kim tevbe etmezse, İşte onlar, zalimlerdir. (Hucurat 11)

---------
Müminler arasında iyilik ve takva emredildikten sonra o kardeşlik ve iyilikleri bozabilecek cahilliklerden sakındırmak ve müminler arasında iyilik ve takva duygusunu en yüksek bir içtenlikle uygulayarak karşılıklı saygı telkin etmek ve bu şekilde İslâm'ın daha bir çok kavimlere yayılıp gelişeceğine işaret ile o geniş kardeşliği süsleyecek temizliğe yükseltmek üzere bu iki âyet ümmete edeb öğretmekle huzur ve gıyab'da ahlaki bir yol göstermedir.

---------

Âyetin inişi hakkında bir kaç sebep nakledilmiştir. Dahhak'tan rivayet olunduğuna göre: Beni Temim'den bir kavim, Bilâl-i Habeşî, Habbab, Ammar, Süheyb, Ebû Zerr, Sâlim, Mevlâ Huzeyfe gibi kimselerle alay etmişlerdi. Âişe (r.anha)'dan: Zeyneb binti Huzeymete'l-Hilâliyye'yi kısalığından dolayı eğlenmişti. Bunun gibi Hz. Âişe ile Hz. Hafsa, Ümmü Seleme Hazretlerini kısa diye konuşmuşlardı. İbnü Abbas'tan: Hz. Safiyye binti Huyey Resulullah'a gelmiş, kadınlar bana; Ey yahudi kızı yahudi! diye söz atıyorlar, demiş, Resulullah da: Babam Harun, amcam Musa, zevcim de Muhammed niye demedin? buyurmuştu. Şu da rivayet olunmuştur ki; Sabit b. Kays'ın kulağında biraz ağırlık vardı, Reslullah'ın meclisine geldiği vakit işitsin diye yer açarlardı. Bir gün gelmiş açılın diye Resulullah'ın yanına kadar varmıştı, bir zata çekil dedi, o aldırmadı bu kim? dedi, o zat da ben filanım dedi, o hayır sen filan kadının oğlusun, diye cahiliyyede ayıplanan bir kadın söyledi, adamcağız mahcup oldu, bu âyet inince Sâbit bundan sonra kimseye karşı haseb ile de iftihar etmem, dedi. Bir de Ebu Cehil'in oğlu İkrime müslüman olmuştu, bazı kimseler ona "bu, bu ümmetin firavunu'nun oğlu" demişlerdi, gücüne gitmiş, Resulullah'a şikâyet etmişti, işte bu âyet bu sebeple indi.

FECR 16Haziran 2009 09:00

re: BİR AYET BİR YORUM
 
Hucurat suresinin 11.ayetin tamamı yazılmamış,herhalde unutuldu.Geri kalanı da yazılsa ayet tamamlanmış olur.Ayrıca konu bütünlüğü ve nuzül arasındaki irtibat sağlanmış olur herhalde.


SAAT: 05:25

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306